Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1213377
Merve ÖZAYKAL
Bu çalışmanın ana konusu, 17. yüzyıl Osmanlı fakihi İbn Tâcuddîn el-Hanefî’nin kaleme aldığı Ahkâmu’l-merdâ isimli eseridir. Makalenin amacı, eser özelinde Hanefî fıkhında hastaya ilişkin hükümleri serdetmektir. İbn Tâcuddîn, mezhebin muteber kitaplarından alıntılar yapmak suretiyle ve klasik fıkıh eserlerinin bâb sistematiğini büyük oranda takip ederek bir hastalar hukuku monografisi ortaya koymuştur. Çalışmada öncelikle, Osmanlıda kâdılık ve müderrislik görevini icra etmiş bir alim olan İbn Tâcuddin el-Hanefî’nin biyografisi kısaca verilmiş, ardından eser teknik yönleri ve içeriği açısından incelenmiştir. Daha sonra ise Ahkâmu’l-merdâ’da yer alan ibâdât, muâmelât (özel hukuk) ve ceza hukuku alanlarında hastanın durumu ve hastalarla ilgili hükümler sunulmuştur. Yine eserde yer alan hastalıklar ve hükme etkisi, tedavi olmanın hükmü ve tedavide kullanılan yöntem ve maddelerin hükmü ele alınmıştır. Böylece ilgili eser özelinde, Hanefî fıkhında yer alan hastalar hukukuna ilişkin hükümler ve bilgiler sunularak değerlendirilmiştir.
{"title":"A 17th Century Work on the Law of Patients: Ibn Tājuddīn al-Hanafī's Ahkām al-merdāʾ and Fiqhī Rulings on Patients","authors":"Merve ÖZAYKAL","doi":"10.51702/esoguifd.1213377","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1213377","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın ana konusu, 17. yüzyıl Osmanlı fakihi İbn Tâcuddîn el-Hanefî’nin kaleme aldığı Ahkâmu’l-merdâ isimli eseridir. Makalenin amacı, eser özelinde Hanefî fıkhında hastaya ilişkin hükümleri serdetmektir. İbn Tâcuddîn, mezhebin muteber kitaplarından alıntılar yapmak suretiyle ve klasik fıkıh eserlerinin bâb sistematiğini büyük oranda takip ederek bir hastalar hukuku monografisi ortaya koymuştur. Çalışmada öncelikle, Osmanlıda kâdılık ve müderrislik görevini icra etmiş bir alim olan İbn Tâcuddin el-Hanefî’nin biyografisi kısaca verilmiş, ardından eser teknik yönleri ve içeriği açısından incelenmiştir. Daha sonra ise Ahkâmu’l-merdâ’da yer alan ibâdât, muâmelât (özel hukuk) ve ceza hukuku alanlarında hastanın durumu ve hastalarla ilgili hükümler sunulmuştur. Yine eserde yer alan hastalıklar ve hükme etkisi, tedavi olmanın hükmü ve tedavide kullanılan yöntem ve maddelerin hükmü ele alınmıştır. Böylece ilgili eser özelinde, Hanefî fıkhında yer alan hastalar hukukuna ilişkin hükümler ve bilgiler sunularak değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135353724","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1297624
Veysel KAYA
Kelâm disiplininde ispatın ne olduğuna dair bir açıklama, kendinden önceki gelenekleri metodoloji açısından bir değerlendirmeye tabi tutan Fahreddin er-Râzî tarafından gündeme getirilmiştir. Kitâbü’l-Erbâ‘în’in son bölümündeki sunuma göre kelâmın aklî konuları ispatta kullandığı üç temel öncül bulunmaktadır. Bunlar nefy-ispat, kemal-noksan ve vücup-imkân öncülleridir. Fahreddin er-Râzî nefy ve ispat öncülünü, tasavvur ve tasdik kavramlarıyla doğrudan ilişkili olarak inceler. Kemâl ve noksan öncülü, kemâl sıfatlarının Allah hakkında zorunlu olduğu, noksan sıfatlarının ise Allah’tan nefyedilmesi gerektiğini ortaya koyar. Vücup ve imkân öncülü ise akıl sahiplerinin akıllarının ulaştığı son noktadır. Râzî’nin felsefe-kelâm arasını birleştirme gayretleri, İbn Sînâ’nın açıklamaları çerçevesinde bu öncül bağlamında ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada Râzî’nin el-Erba‘în eserinde özet olarak belirttiği öncüller, diğer eserlerinde önce çıkan bazı açıklamalar ve bağlamlar dikkate alınarak değerlendirilecek ve Râzî’nin bu öncülleri başlıca hangi kelâmî bağlamlarda kullandığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Râzî’nin külliyatı çok geniş bir yelpazeyi kapsadığı için, İslam bilimlerine bütüncül bakış açısını sergilediği Mefâtîhü’l-Gayb’ındaki yorumlarına özel atıflarda bulunulacaktır. Çalışma konusu, Râzî'nin klasik kelâmın yöntemine getirdiği eleştirilerin bir somut örneğini sunması açısından, özellikle İslamî ilimler metodolojisi konusundaki araştırmalara bir katkı olarak değerlendirilebilir. Çalışmada sonuç olarak Râzî'nin kelâm eleştirisini sadece bir tarih okuması düzeyinde bırakmayarak, klasik kelâmı önermeler eşliğinde yapısal olarak incelediği görülmüştür. Râzî bu adımı, yazdığı tefsir ile tüm naklî ve aklî bilimleri ilahî vahye bağlayarak tamamlamıştır.
{"title":"Fahrüddin Râzî’ye Göre Kelâmın Aklî Konuları İspatta Kullandığı Öncüller","authors":"Veysel KAYA","doi":"10.51702/esoguifd.1297624","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1297624","url":null,"abstract":"Kelâm disiplininde ispatın ne olduğuna dair bir açıklama, kendinden önceki gelenekleri metodoloji açısından bir değerlendirmeye tabi tutan Fahreddin er-Râzî tarafından gündeme getirilmiştir. Kitâbü’l-Erbâ‘în’in son bölümündeki sunuma göre kelâmın aklî konuları ispatta kullandığı üç temel öncül bulunmaktadır. Bunlar nefy-ispat, kemal-noksan ve vücup-imkân öncülleridir. Fahreddin er-Râzî nefy ve ispat öncülünü, tasavvur ve tasdik kavramlarıyla doğrudan ilişkili olarak inceler. Kemâl ve noksan öncülü, kemâl sıfatlarının Allah hakkında zorunlu olduğu, noksan sıfatlarının ise Allah’tan nefyedilmesi gerektiğini ortaya koyar. Vücup ve imkân öncülü ise akıl sahiplerinin akıllarının ulaştığı son noktadır. Râzî’nin felsefe-kelâm arasını birleştirme gayretleri, İbn Sînâ’nın açıklamaları çerçevesinde bu öncül bağlamında ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada Râzî’nin el-Erba‘în eserinde özet olarak belirttiği öncüller, diğer eserlerinde önce çıkan bazı açıklamalar ve bağlamlar dikkate alınarak değerlendirilecek ve Râzî’nin bu öncülleri başlıca hangi kelâmî bağlamlarda kullandığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Râzî’nin külliyatı çok geniş bir yelpazeyi kapsadığı için, İslam bilimlerine bütüncül bakış açısını sergilediği Mefâtîhü’l-Gayb’ındaki yorumlarına özel atıflarda bulunulacaktır. Çalışma konusu, Râzî'nin klasik kelâmın yöntemine getirdiği eleştirilerin bir somut örneğini sunması açısından, özellikle İslamî ilimler metodolojisi konusundaki araştırmalara bir katkı olarak değerlendirilebilir. Çalışmada sonuç olarak Râzî'nin kelâm eleştirisini sadece bir tarih okuması düzeyinde bırakmayarak, klasik kelâmı önermeler eşliğinde yapısal olarak incelediği görülmüştür. Râzî bu adımı, yazdığı tefsir ile tüm naklî ve aklî bilimleri ilahî vahye bağlayarak tamamlamıştır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352802","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1295952
Emrullah TUNCEL
Kur’an-ı Kerim kıraati, her biri birbiriyle bağlantılı muhtelif kural ve becerilerin eşgüdümlü bir şekilde başarıyla uygulanmasını gerektiren bir özelliğe sahiptir. Bu uygulamaların amacı Kur’an-ı Kerim’i harflerin, medlerin ve gunnelerin hakkını vererek her türlü ifrat ve tefritten uzak bir şekilde okuyabilmektir. Bunu elde edebilmenin yolu, her bir uygulamanın ölçüsünü hem kitabî hem de şifahî olarak bilmek ve kıraati bu bilgiyle mütenasip bir şekilde icra edebilmektir. İcra esnasında okuyuşun sıhhatini belirleyen temel ölçüt ise harflerin, harekelerin, kelimelerin, uzatma ve tutma ölçülerinin olması gerektiği kadar yapılması ve bu konuda her türlü eksiklik veya fazlalıktan kaçınılmasıdır ki, bu noktada okuyucunun farkındalığını artıracak merkezî kavram İşbâ‘dır. Zira bir şeyi doyurmak ve tam yapmak (itmâm) anlamlarını ihtiva eden işbâ‘ kavramı kıraat ilminin önemli kavramlarındandır. Bu çalışmada işbâ‘ kavramının ve onun ilgili olduğu konu, kavram ve uygulamaların neler olduğu üzerinde durulacak; bu kavram üzerinden oluşturulacak farkındalığın günümüzün kıraat/tilavet uygulamalarına olumlu yansımalarının nasıl olabileceği tartışılacaktır.
{"title":"Ishbaa in the Qur’an Recitation and the Science of Qira’at","authors":"Emrullah TUNCEL","doi":"10.51702/esoguifd.1295952","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1295952","url":null,"abstract":"Kur’an-ı Kerim kıraati, her biri birbiriyle bağlantılı muhtelif kural ve becerilerin eşgüdümlü bir şekilde başarıyla uygulanmasını gerektiren bir özelliğe sahiptir. Bu uygulamaların amacı Kur’an-ı Kerim’i harflerin, medlerin ve gunnelerin hakkını vererek her türlü ifrat ve tefritten uzak bir şekilde okuyabilmektir. Bunu elde edebilmenin yolu, her bir uygulamanın ölçüsünü hem kitabî hem de şifahî olarak bilmek ve kıraati bu bilgiyle mütenasip bir şekilde icra edebilmektir. İcra esnasında okuyuşun sıhhatini belirleyen temel ölçüt ise harflerin, harekelerin, kelimelerin, uzatma ve tutma ölçülerinin olması gerektiği kadar yapılması ve bu konuda her türlü eksiklik veya fazlalıktan kaçınılmasıdır ki, bu noktada okuyucunun farkındalığını artıracak merkezî kavram İşbâ‘dır. Zira bir şeyi doyurmak ve tam yapmak (itmâm) anlamlarını ihtiva eden işbâ‘ kavramı kıraat ilminin önemli kavramlarındandır. Bu çalışmada işbâ‘ kavramının ve onun ilgili olduğu konu, kavram ve uygulamaların neler olduğu üzerinde durulacak; bu kavram üzerinden oluşturulacak farkındalığın günümüzün kıraat/tilavet uygulamalarına olumlu yansımalarının nasıl olabileceği tartışılacaktır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"104 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352937","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1308168
Tuba Nur UMUT
Orta Çağ Latin dünyasında üretmeye ilişkin ilimlerin ve sınâ‘atin ilimler tasniflerindeki yerine dair farklılaşma, İslam düşünürlerinin, bilhassa Fârâbî’nin İḥṣâʾul-ʿUlûm eserinde yaptığı ve Batıya tercüme edilerek etki alanı oluşturan tasnifle ilişkilendirilir. İslam düşünürlerinden etkilenen filozofların üretim ile ilgili ilim ve sınâ‘ati nazarî ilimlerin amelî kısımları olarak takdir ettiği, Aristoteles’in otantik değerlendirmelerini takip eden filozofların ise bu konumlandırmayı eleştirdiği görülür. Bu çalışma söz konusu tartışma bağlamında, Fârâbî’nin tasnifini, taʿlimî (matematik) ilimler özelinde konu edinmiş, değerlendirmelerdeki iddiaların Fârâbî tasnifinde karşılığının olup olmadığını tespite çalışmıştır. Neticede Fârâbî’nin tasnifinin ifade edilen ilişkilendirmelerle doğrudan ilgili olmadığı, itirazların muhatabının ise doğrudan Fârâbî olmadığı ortaya konmuştur. Zira Fârâbî iddiaların aksine sınâ‘ati ilim tasnifinin dışında bırakmış, nazarî ilimlerin amelî kısımları olarak konumlandırmamıştır. Ayrıca taʿlimî ilimlere ilişkin kategorizasyonu, Kitâbu’l-Burhân’da yer verdiği Meşşaî ilkelerle uygunluk arz etmektedir.
{"title":"A Discussion on the Classification of al-ʿUlūm al-Taʿlimiyya in Al-Fārābī’s İḥṣāʾ al-ʿUlūm","authors":"Tuba Nur UMUT","doi":"10.51702/esoguifd.1308168","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308168","url":null,"abstract":"Orta Çağ Latin dünyasında üretmeye ilişkin ilimlerin ve sınâ‘atin ilimler tasniflerindeki yerine dair farklılaşma, İslam düşünürlerinin, bilhassa Fârâbî’nin İḥṣâʾul-ʿUlûm eserinde yaptığı ve Batıya tercüme edilerek etki alanı oluşturan tasnifle ilişkilendirilir. İslam düşünürlerinden etkilenen filozofların üretim ile ilgili ilim ve sınâ‘ati nazarî ilimlerin amelî kısımları olarak takdir ettiği, Aristoteles’in otantik değerlendirmelerini takip eden filozofların ise bu konumlandırmayı eleştirdiği görülür. Bu çalışma söz konusu tartışma bağlamında, Fârâbî’nin tasnifini, taʿlimî (matematik) ilimler özelinde konu edinmiş, değerlendirmelerdeki iddiaların Fârâbî tasnifinde karşılığının olup olmadığını tespite çalışmıştır. Neticede Fârâbî’nin tasnifinin ifade edilen ilişkilendirmelerle doğrudan ilgili olmadığı, itirazların muhatabının ise doğrudan Fârâbî olmadığı ortaya konmuştur. Zira Fârâbî iddiaların aksine sınâ‘ati ilim tasnifinin dışında bırakmış, nazarî ilimlerin amelî kısımları olarak konumlandırmamıştır. Ayrıca taʿlimî ilimlere ilişkin kategorizasyonu, Kitâbu’l-Burhân’da yer verdiği Meşşaî ilkelerle uygunluk arz etmektedir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135354284","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1308375
Kübra YILDIZ, Aybiçe TOSUN
Waldorf yaklaşımı çocuğun fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve spiritüel gelişimini destekleme konusunda bütüncül bir perspektifi vurgulamaktadır. Spiritüel eğitim ve uygulamalar, çocukların iç dünyalarını keşfetmelerine, doğa ile bağlantı kurmalarına ve hayal güçlerini geliştirmelerine olanak sağlamaktadır. Belirli din veya inanç sistemlerine odaklanmak yerine, bu yaklaşım evren ve yaşam hakkında derin bir farkındalık duygusu oluşturmaya odaklanmaktadır. Bu makale, Waldorf yaklaşımına göre erken çocukluk döneminde spiritüel eğitim ve uygulamalara ilişkin genel bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Nitel araştırma metodolojilerinden fenomenolojik yöntemin tercih edildiği araştırmada doküman analizi ve görüşme yöntemlerinden yararlanılmıştır. Waldorf erken çocukluk eğitimini tamamlamış dokuz eğitmen ile yapılan görüşmeler derlenerek tematik şekilde analiz edilmiş ve ilgili literatür kapsamında değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre Waldorf yaklaşımında erken çocukluk dönemi spiritüel gelişimini desteklemeye büyük önem verilmektedir. Doğal malzemelerle oyuncak yapma, doğa yürüyüşlerine çıkma ve mevsimsel etkinlikleri kutlama gibi etkinliklerin çocukların duyusal deneyimlerini zenginleştirdiği ve yaratıcılıklarını uyardığı düşüncesiyle hareket edilmektedir. Çocukların doğa ile bağlantı kurabilecekleri, iç dünyalarını keşfedebilecekleri, hayranlık ve saygı duyguları geliştirebilecekleri bir besleyici ortam sağlamaya özen gösterilmektedir. Bu yaklaşım, erken çocukluk döneminde spiritüel iyi oluşu ve bütüncül gelişimi teşvik etmek isteyen eğitimciler, ebeveynler ve araştırmacılar için değerli öneriler sunmaktadır.
{"title":"Spiritual Education and Practices in Early Childhood According to the Waldorf Approach","authors":"Kübra YILDIZ, Aybiçe TOSUN","doi":"10.51702/esoguifd.1308375","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308375","url":null,"abstract":"Waldorf yaklaşımı çocuğun fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve spiritüel gelişimini destekleme konusunda bütüncül bir perspektifi vurgulamaktadır. Spiritüel eğitim ve uygulamalar, çocukların iç dünyalarını keşfetmelerine, doğa ile bağlantı kurmalarına ve hayal güçlerini geliştirmelerine olanak sağlamaktadır. Belirli din veya inanç sistemlerine odaklanmak yerine, bu yaklaşım evren ve yaşam hakkında derin bir farkındalık duygusu oluşturmaya odaklanmaktadır. Bu makale, Waldorf yaklaşımına göre erken çocukluk döneminde spiritüel eğitim ve uygulamalara ilişkin genel bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Nitel araştırma metodolojilerinden fenomenolojik yöntemin tercih edildiği araştırmada doküman analizi ve görüşme yöntemlerinden yararlanılmıştır. Waldorf erken çocukluk eğitimini tamamlamış dokuz eğitmen ile yapılan görüşmeler derlenerek tematik şekilde analiz edilmiş ve ilgili literatür kapsamında değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre Waldorf yaklaşımında erken çocukluk dönemi spiritüel gelişimini desteklemeye büyük önem verilmektedir. Doğal malzemelerle oyuncak yapma, doğa yürüyüşlerine çıkma ve mevsimsel etkinlikleri kutlama gibi etkinliklerin çocukların duyusal deneyimlerini zenginleştirdiği ve yaratıcılıklarını uyardığı düşüncesiyle hareket edilmektedir. Çocukların doğa ile bağlantı kurabilecekleri, iç dünyalarını keşfedebilecekleri, hayranlık ve saygı duyguları geliştirebilecekleri bir besleyici ortam sağlamaya özen gösterilmektedir. Bu yaklaşım, erken çocukluk döneminde spiritüel iyi oluşu ve bütüncül gelişimi teşvik etmek isteyen eğitimciler, ebeveynler ve araştırmacılar için değerli öneriler sunmaktadır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352791","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1308065
Fikrullah ÇAKMAK
Cinema, which incorporates visual and auditory elements, has been one of the most important inventions of humanity. In particular, its effective reach to the masses has enabled it to emerge as an effective power over societies. Any film of cinema is not only a work that aims to entertain the masses, but also a product that sets the agenda of individuals and societies, affects their world of thought, and imposes the reality it contains on societies. Cinema, which tries to produce new realities in every field, has also tried to create virtual realities in areas that religions attach importance to. One of the new truths that cinema tries to create is the subject of creation. Creation, which is also the main subject of religions, is the phenomenon that cinema has processed and reconstructed the most. Aliens are one of the myths that cinema uses against the creation narrative of theistic thought. While fictionalising the subject of creation and creating virtual realities through this fiction, cinema creates a new reality through the idea of aliens. By combining the agenda of popular culture with religious, cultural and mythological elements, cinema brings new explanations to life on earth. This fiction is used effectively in fantasy and science fiction films. At this point, the aim of our study is to analyse the creation fictions of Hollywood films and the alien myths used in these fictions in the context of aliens, the most colourful element of popular culture.
{"title":"Aliens as Creator Gods in Hollywood Cinema","authors":"Fikrullah ÇAKMAK","doi":"10.51702/esoguifd.1308065","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308065","url":null,"abstract":"Cinema, which incorporates visual and auditory elements, has been one of the most important inventions of humanity. In particular, its effective reach to the masses has enabled it to emerge as an effective power over societies. Any film of cinema is not only a work that aims to entertain the masses, but also a product that sets the agenda of individuals and societies, affects their world of thought, and imposes the reality it contains on societies. Cinema, which tries to produce new realities in every field, has also tried to create virtual realities in areas that religions attach importance to. One of the new truths that cinema tries to create is the subject of creation. Creation, which is also the main subject of religions, is the phenomenon that cinema has processed and reconstructed the most. Aliens are one of the myths that cinema uses against the creation narrative of theistic thought. While fictionalising the subject of creation and creating virtual realities through this fiction, cinema creates a new reality through the idea of aliens. By combining the agenda of popular culture with religious, cultural and mythological elements, cinema brings new explanations to life on earth. This fiction is used effectively in fantasy and science fiction films. At this point, the aim of our study is to analyse the creation fictions of Hollywood films and the alien myths used in these fictions in the context of aliens, the most colourful element of popular culture.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352792","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1296393
Muhammet Akif TİYEK
İnsanoğlu, atide meydana gelecek olan olayları merak eden bir canlıdır. Onun merak ve geleceği bilme isteğinin tezahür ettiği yerlerden birinin de falnameler olduğunu söylemek mümkündür. Çeşitli nesneler aracılığıyla icra edilen falnamelerde nesnelere anlamlar yüklenmekte ve bunlar vasıtasıyla birtakım çıkarımlarda bulunulmaktadır. Tarih sahnesinde çok köklü bir geleneği bulunan ve toplumsal hayatta uzun bir dönemden beri varlığını sürdüren fallarla ilgili uygulamalar, İslam dininin kabulüyle birlikte yasaklanmıştır. Çünkü İslam'da geleceğe ilişkin bilgiyi bilme ve buna dair iddia ancak Allah'a mahsustur. Her ne kadar İslamiyet'te fal yasaklansa da Hazret-i Muhammed'den rivayet edilen çeşitli hadisler referans alınarak fala ilişkin uygulamalar tarihî süreç içerisinde İslami bir forma bürünmüş ve onlara kutsiyet atfedilmiştir. Bu makalede İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kütüphanesindeki mecmuada yer alan meyvelerle ilgili falname, araştırma konusu olarak seçilmiştir. Çalışmada öncelikle falnameler hakkında genel bilgiler verilmiş, akabinde falnamenin bulunduğu mecmua tanıtılmıştır. Şekil ve muhteva özellikleriyle ilgili bilgi verilen makalenin son kısmında ise söz konusu falnamenin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir.
{"title":"A Pastime of Its Time: A Fruıt Fortune-Tellıng In Verse","authors":"Muhammet Akif TİYEK","doi":"10.51702/esoguifd.1296393","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1296393","url":null,"abstract":"İnsanoğlu, atide meydana gelecek olan olayları merak eden bir canlıdır. Onun merak ve geleceği bilme isteğinin tezahür ettiği yerlerden birinin de falnameler olduğunu söylemek mümkündür. Çeşitli nesneler aracılığıyla icra edilen falnamelerde nesnelere anlamlar yüklenmekte ve bunlar vasıtasıyla birtakım çıkarımlarda bulunulmaktadır. Tarih sahnesinde çok köklü bir geleneği bulunan ve toplumsal hayatta uzun bir dönemden beri varlığını sürdüren fallarla ilgili uygulamalar, İslam dininin kabulüyle birlikte yasaklanmıştır. Çünkü İslam'da geleceğe ilişkin bilgiyi bilme ve buna dair iddia ancak Allah'a mahsustur. Her ne kadar İslamiyet'te fal yasaklansa da Hazret-i Muhammed'den rivayet edilen çeşitli hadisler referans alınarak fala ilişkin uygulamalar tarihî süreç içerisinde İslami bir forma bürünmüş ve onlara kutsiyet atfedilmiştir. Bu makalede İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kütüphanesindeki mecmuada yer alan meyvelerle ilgili falname, araştırma konusu olarak seçilmiştir. Çalışmada öncelikle falnameler hakkında genel bilgiler verilmiş, akabinde falnamenin bulunduğu mecmua tanıtılmıştır. Şekil ve muhteva özellikleriyle ilgili bilgi verilen makalenin son kısmında ise söz konusu falnamenin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135354148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1289718
Mehmet Emin GÜZEL
İslâmiyet’le birlikte din diline dönüşen Arapçanın korunması ve Arap olmayan Müslümanlara öğretilmesi ihtiyacı, dil çalışmalarının erken dönemde başlamasına neden olmuştur. Gramere yönelik çalışmalar, sadece kuralların tespitiyle sınırlı kalmamış; dilsel olguların neden ve gerekçelerini de kapsamıştır. İlk dönemden itibaren dilciler, “illet” diye adlandırdıkları bu gerekçelerle gramer kurallarını aklî bir zemine oturtmaya çalışmışlardır. Zamanla nahiv ilminin ayrılmaz bir parçası haline gelen illetler, çoğu dilci tarafından özellikle Arap olmayan bireylere dil öğretiminde kullanılmıştır. Bu çalışmada öncelikle illet kavramı, illetlerin dil öğretimindeki rolü üzerinde durulmuş ardından Osmanlı medreselerinin Arapça öğretim müfredatı, nahiv illetleri açısından incelenmiştir. Çünkü ana dilleri olmamasına rağmen Arapça eser yazabilecek kapasitede âlimlerin yetiştiği bu kurumlar, Arapça öğretiminde rol model olmuşlardır. Çalışma sonucunda, nahiv illetlerinin orta ve ileri düzey dil öğretiminde gerekli görüldüğü, bu bağlamda Osmanlı medreselerinde temel dil kurallarını içeren basit metinlerle başlayan dil öğretiminin felsefî ve cedelî nahiv illetlerini de içeren ileri düzey dil öğretimiyle ikmal edildiği görülmüştür.
{"title":"Nahiv İlletlerinin Arap Dili Öğretimindeki Rolü: Osmanlı Medrese Müfredatı Örneği","authors":"Mehmet Emin GÜZEL","doi":"10.51702/esoguifd.1289718","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1289718","url":null,"abstract":"İslâmiyet’le birlikte din diline dönüşen Arapçanın korunması ve Arap olmayan Müslümanlara öğretilmesi ihtiyacı, dil çalışmalarının erken dönemde başlamasına neden olmuştur. Gramere yönelik çalışmalar, sadece kuralların tespitiyle sınırlı kalmamış; dilsel olguların neden ve gerekçelerini de kapsamıştır. İlk dönemden itibaren dilciler, “illet” diye adlandırdıkları bu gerekçelerle gramer kurallarını aklî bir zemine oturtmaya çalışmışlardır. Zamanla nahiv ilminin ayrılmaz bir parçası haline gelen illetler, çoğu dilci tarafından özellikle Arap olmayan bireylere dil öğretiminde kullanılmıştır. Bu çalışmada öncelikle illet kavramı, illetlerin dil öğretimindeki rolü üzerinde durulmuş ardından Osmanlı medreselerinin Arapça öğretim müfredatı, nahiv illetleri açısından incelenmiştir. Çünkü ana dilleri olmamasına rağmen Arapça eser yazabilecek kapasitede âlimlerin yetiştiği bu kurumlar, Arapça öğretiminde rol model olmuşlardır. Çalışma sonucunda, nahiv illetlerinin orta ve ileri düzey dil öğretiminde gerekli görüldüğü, bu bağlamda Osmanlı medreselerinde temel dil kurallarını içeren basit metinlerle başlayan dil öğretiminin felsefî ve cedelî nahiv illetlerini de içeren ileri düzey dil öğretimiyle ikmal edildiği görülmüştür.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135355046","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1279868
Mehmet Fatih YALÇIN, Eyüp İNCE
Tasavvuf hareketi, Memlükler döneminde (648-923/1250-1517) yönetici elitin yanı sıra ulemâ ve toplumun teveccühüne mazhar olmuştur. Memlük devlet ricâli, vakıflar aracılığıyla sûfîler için çok sayıda kurum yaptırmışlardır. Dönemin ulemâsının da ilgi göstermesiyle tasavvuf, toplumda revaç bulmuştur. Bununla birlikte bazı sûfîler, fikirleri dolayısıyla tenkit edilmiştir. Bunlardan biri de İslam tarihinin ilginç şahsiyetlerinden biri olan İbnü’l-Arabî’dir. Görüşleriyle kendi döneminden itibaren tartışmaların odağı haline gelen İbnü’l-Arabî, Memlükler döneminde yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. 13. asırda İzzeddîn b. Abdüsselâm ile başlayan ve 14. asırda İbn Teymiyye ve İbn Haldûn ile devam eden İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı, başkadılık yapmış bazı âlimlerin İbnü’l-Arabî’nin kâfir olduğuna dair fetvalarıyla devlet politikası haline gelmiştir. Bu minvalde Mekke’nin ilk Mâlikî başkadısı olan tarihçi Takıyyüddîn el-Fâsî de İbnü’l-Arabî’nin biyografisini kaleme almıştır. Bu çalışmada yöntem olarak öncelikle Memlükler döneminde İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı betimlenmiştir. Daha sonra Takıyyüddîn el-Fâsî’nin el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn fî târîḫi’l-beledi’l-emîn adlı eserinde İbnü’l-Arabî’yi eleştirdiği konular tasavvufî açıdan incelenmiştir. Bazı fetvaların nakillerini içeren biyografide İbnü’l-Arabî’ye dair yanlı aktarımların olduğu tespit edilmiştir.
在马穆鲁克时期(648-923/1250-1517 年),苏菲运动得到了统治精英、乌里玛和社会的青睐。马穆鲁克国家官员通过基金会为苏菲建立了许多机构。在当时乌里玛的关注下,苏菲在社会上开始流行。然而,一些苏菲因其思想而受到批评。伊本-阿拉比就是其中之一,他是伊斯兰历史上有趣的人物之一。伊本-阿拉比从他自己的时代起就因其观点而成为争论的焦点,在马穆鲁克时期,他受到了强烈的批评。从 13 世纪的 Izzeddîn b. Abdüsselâm,到 14 世纪的 Ibn Taymiyya 和 Ibn Khaldûn,对伊本-阿拉比的批判成为了一项国策,一些曾担任首席卡迪的学者发出了伊本-阿拉比是异端邪说的教令。在这方面,历史学家 Taqiyy al-Dīn al-Fāsī,麦加第一位马利基首席卡迪,撰写了伊本-阿拉比传记。作为本研究的方法论,首先描述了马穆鲁克时期的反伊本-阿拉比情绪。然后,从苏菲的角度研究了塔基伊-丁-法西 (Taqiyy al-Dīn al-Fāsī) 在其 al-ʿIḳd al-s̱-s̱amīn fī tārīḫi al-baladi al-amīn 中批评的问题。研究发现,该传记包括一些法特瓦的转述,其中对伊本-阿拉比的报道有失偏颇。
{"title":"Ibn al-ʿArabī’s Life According to Takī al-Dīn al-Fāsī: A Theological And Sufi Debate in Biography Writing","authors":"Mehmet Fatih YALÇIN, Eyüp İNCE","doi":"10.51702/esoguifd.1279868","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1279868","url":null,"abstract":"Tasavvuf hareketi, Memlükler döneminde (648-923/1250-1517) yönetici elitin yanı sıra ulemâ ve toplumun teveccühüne mazhar olmuştur. Memlük devlet ricâli, vakıflar aracılığıyla sûfîler için çok sayıda kurum yaptırmışlardır. Dönemin ulemâsının da ilgi göstermesiyle tasavvuf, toplumda revaç bulmuştur. Bununla birlikte bazı sûfîler, fikirleri dolayısıyla tenkit edilmiştir. Bunlardan biri de İslam tarihinin ilginç şahsiyetlerinden biri olan İbnü’l-Arabî’dir. Görüşleriyle kendi döneminden itibaren tartışmaların odağı haline gelen İbnü’l-Arabî, Memlükler döneminde yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. 13. asırda İzzeddîn b. Abdüsselâm ile başlayan ve 14. asırda İbn Teymiyye ve İbn Haldûn ile devam eden İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı, başkadılık yapmış bazı âlimlerin İbnü’l-Arabî’nin kâfir olduğuna dair fetvalarıyla devlet politikası haline gelmiştir. Bu minvalde Mekke’nin ilk Mâlikî başkadısı olan tarihçi Takıyyüddîn el-Fâsî de İbnü’l-Arabî’nin biyografisini kaleme almıştır. Bu çalışmada yöntem olarak öncelikle Memlükler döneminde İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı betimlenmiştir. Daha sonra Takıyyüddîn el-Fâsî’nin el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn fî târîḫi’l-beledi’l-emîn adlı eserinde İbnü’l-Arabî’yi eleştirdiği konular tasavvufî açıdan incelenmiştir. Bazı fetvaların nakillerini içeren biyografide İbnü’l-Arabî’ye dair yanlı aktarımların olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352938","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1282595
Abdülkadir ŞANALMIŞ
Şâfiî mezhebi fakihlerinden İbn Şehrezûrî’nin (ö. 533/1139) şartlı boşamaya dair risâlesi onun önemli eserleri arasında yer almaktadır. Risâle fî ta’lîki’t-talâk adlı eserinde Şâfiîler ile Mâlikîler arasında ihtilaflı bir mesele olan şartlı boşamada vasfın mutlaka gerçekleşecek bir nitelikte olmasına dair konuyu incelemiş ve mezhebinin görüşlerini delilleri ile savunmuştur. Risâle, Mâlikîlerin şarta bağlı vasfın gelecek zamanda mutlaka tahakkuk etmesi halinde boşamanın derhal gerçekleşeceğine dair görüşlerine reddiye mahiyetindedir. Çalışmamız iki açıdan önemlidir. İlki, kadim bir ilim merkezi olan Şehrezûr’a nispet edilen ve Şâfiî fıkhında devrinin en büyük âlimlerinden birinin tanıtılması, bir eserinin tercüme edilmesi ve konu bazlı bazı fıkhî görüşlerinin ortaya konmasıdır. Bu açıdan çalışmamızın bir ilki teşkil ettiğini söyleyebiliriz. İkincisi ise risâlenin İslâm aile hukukunun en çetrefilli meselelerden biri olan şartlı boşamayı konu edinmesidir. Bu vesileyle söz konusu risâlenin çeviri ve değerlendirilmesine dair çalışmamızın güncel bir meseleyi açıklayıcı mahiyete sahip olması bakımından önem arz ettiğini belirtebiliriz.
{"title":"IBN SHAHREZURİ’S EPİSTLE ON CONDİTİONAL DİVORCE","authors":"Abdülkadir ŞANALMIŞ","doi":"10.51702/esoguifd.1282595","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1282595","url":null,"abstract":"Şâfiî mezhebi fakihlerinden İbn Şehrezûrî’nin (ö. 533/1139) şartlı boşamaya dair risâlesi onun önemli eserleri arasında yer almaktadır. Risâle fî ta’lîki’t-talâk adlı eserinde Şâfiîler ile Mâlikîler arasında ihtilaflı bir mesele olan şartlı boşamada vasfın mutlaka gerçekleşecek bir nitelikte olmasına dair konuyu incelemiş ve mezhebinin görüşlerini delilleri ile savunmuştur. Risâle, Mâlikîlerin şarta bağlı vasfın gelecek zamanda mutlaka tahakkuk etmesi halinde boşamanın derhal gerçekleşeceğine dair görüşlerine reddiye mahiyetindedir. Çalışmamız iki açıdan önemlidir. İlki, kadim bir ilim merkezi olan Şehrezûr’a nispet edilen ve Şâfiî fıkhında devrinin en büyük âlimlerinden birinin tanıtılması, bir eserinin tercüme edilmesi ve konu bazlı bazı fıkhî görüşlerinin ortaya konmasıdır. Bu açıdan çalışmamızın bir ilki teşkil ettiğini söyleyebiliriz. İkincisi ise risâlenin İslâm aile hukukunun en çetrefilli meselelerden biri olan şartlı boşamayı konu edinmesidir. Bu vesileyle söz konusu risâlenin çeviri ve değerlendirilmesine dair çalışmamızın güncel bir meseleyi açıklayıcı mahiyete sahip olması bakımından önem arz ettiğini belirtebiliriz.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"237 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135353429","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}