Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1308891
Yusuf KARATAŞ
Bu çalışmada öncelikle ziyâde/ الزيادةkavramının lugavî ve ıstılâhi anlamı üzerinde durulmuş sonra nahivciler ve dilciler açısından ziyâde/ الزيادةkavramı, zâid harfler (edatlar) ve bu edatların metin içi işlevleri ele alınmıştır. Daha sonra yaygın kullanılan zâid edatların metin içi kullanım ve işlevleri özellikle Kur’ân-ı Kerîm’deki kullanımlarından hareketle incelenmiştir. Bu çerçevede en yaygın zâid kullanıma sahip in/إنْ edatı, en/أنْ edatı, bi/بِ edatı, mâ/ما edatı, li/ل edatı ve lâ/لاَ edatı ayrı başlıklar altında ele alınmıştır. Çalışmada bu edatların zâid kullanımı durumunda tespit edilen en temel işlevlerinin pekiştirme işlevi olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak bu edatların bazı bağlamlardaki zâid kullanımları konusunda nahivci ve dilcilerin farklı değerlendirmelere sahip olduğu görülmüştür.
{"title":"An Assessment About The Functıons Of Zâid Preposıtıons İn Arabic","authors":"Yusuf KARATAŞ","doi":"10.51702/esoguifd.1308891","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308891","url":null,"abstract":"Bu çalışmada öncelikle ziyâde/ الزيادةkavramının lugavî ve ıstılâhi anlamı üzerinde durulmuş sonra nahivciler ve dilciler açısından ziyâde/ الزيادةkavramı, zâid harfler (edatlar) ve bu edatların metin içi işlevleri ele alınmıştır. Daha sonra yaygın kullanılan zâid edatların metin içi kullanım ve işlevleri özellikle Kur’ân-ı Kerîm’deki kullanımlarından hareketle incelenmiştir. Bu çerçevede en yaygın zâid kullanıma sahip in/إنْ edatı, en/أنْ edatı, bi/بِ edatı, mâ/ما edatı, li/ل edatı ve lâ/لاَ edatı ayrı başlıklar altında ele alınmıştır. Çalışmada bu edatların zâid kullanımı durumunda tespit edilen en temel işlevlerinin pekiştirme işlevi olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak bu edatların bazı bağlamlardaki zâid kullanımları konusunda nahivci ve dilcilerin farklı değerlendirmelere sahip olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"203 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135354145","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1290755
Kevser AY
İbnü’l-Arabî’den yüzyıllar sonra yaşamış mutasavvıf Köstendilli Süleyman Şeyhî (öl.1235/1820) eserlerinde varlık konusunu işlemiştir. Köstendilli, 18. yüzyıldan 19. yüzyıla geçilen zaman diliminde bugünkü Bulgaristan’a bağlı Köstendil’de hayatını sürdürmüştür. O, sayısı otuzu bulan eserlerinde tasavvufî bakış açısını ortaya koymuştur. Köstendilli, “Kitâb-ı Tâlia fî esrâri’l-ilâhiyyeti’s-sermediyye” isimli Osmanlı Türkçesi ile yazılmış eserinde vahdet-i vücûd konusunu yoğun bir şekilde işlemiştir. Bu kapsamda Köstendilli’nin zikredilen eserindeki vahdet-i vücûd konusu mevcut çalışmada ele alınmıştır. Bu amaçla Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınan “Kitâb-ı Tâlia fî esrâri’l-ilâhiyyeti’s-sermediyye” isimli yazma eserin tamamı Latin harfleri ile trasnkript edilerek eserdeki vahdet-i vücûd temalı bölüm ve cümlelerden hareketle Köstendilli’nin vahdet-i vücûd hakkındaki düşüncesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalede nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi kullanılarak elde edilen veriler yorumlanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, Köstendilli’nin varlık konusunda “birlik” fikrine sahip olduğunu söylemek mümkündür.
{"title":"Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin “Kitâb-ı Tâlia fî esrâri’l-ilâhiyyeti’s-sermediyye” Adlı Eserinde Vahdet-i Vücûda Dair Görüşleri","authors":"Kevser AY","doi":"10.51702/esoguifd.1290755","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1290755","url":null,"abstract":"İbnü’l-Arabî’den yüzyıllar sonra yaşamış mutasavvıf Köstendilli Süleyman Şeyhî (öl.1235/1820) eserlerinde varlık konusunu işlemiştir. Köstendilli, 18. yüzyıldan 19. yüzyıla geçilen zaman diliminde bugünkü Bulgaristan’a bağlı Köstendil’de hayatını sürdürmüştür. O, sayısı otuzu bulan eserlerinde tasavvufî bakış açısını ortaya koymuştur. Köstendilli, “Kitâb-ı Tâlia fî esrâri’l-ilâhiyyeti’s-sermediyye” isimli Osmanlı Türkçesi ile yazılmış eserinde vahdet-i vücûd konusunu yoğun bir şekilde işlemiştir. Bu kapsamda Köstendilli’nin zikredilen eserindeki vahdet-i vücûd konusu mevcut çalışmada ele alınmıştır. Bu amaçla Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınan “Kitâb-ı Tâlia fî esrâri’l-ilâhiyyeti’s-sermediyye” isimli yazma eserin tamamı Latin harfleri ile trasnkript edilerek eserdeki vahdet-i vücûd temalı bölüm ve cümlelerden hareketle Köstendilli’nin vahdet-i vücûd hakkındaki düşüncesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalede nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi kullanılarak elde edilen veriler yorumlanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, Köstendilli’nin varlık konusunda “birlik” fikrine sahip olduğunu söylemek mümkündür.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"355 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135354149","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1288201
Muhammet YURTSEVEN
Kapitalizmin piyasa koşulları ile ahlâkın doğru orantılı olduğuna dair yaklaşımların varlığı mahfuz olmakla birlikte ahlâk ve iktisat ilişkisi son dönemlerde literatür içerisinde daha çok ele alınan bir alan olduğu görülmüştür. İslâm düşünce geleneği içerisinde İslâm ahlâkının; dinamik olduğu, insanın içinde bulunduğu her durumdan daha ideale taşıyan bir potansiyele sahip olduğu, sürekli bir yenilenme hali, çıkar duygularından uzak, pragmatizmi öteleyen ve ötesini hesap eden bir anlayışa sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu çalışmada katılım finans sisteminin kendi ahlâki ilkeleri ile (İslâm Ahlâkı) piyasa koşullarında belirlenen ahlâki esasların uzlaşıp uzlaşmadığı İslâm ahlâk felsefesinin son dönem temsilcilerinden olan Kınalızâde Ali Efendi’nin (1510-1572) Türkçe olarak kaleme aldığı Ahlâk-ı Alâî isimli eseri bağlamında incelenmiştir. Bu bağlamda katılım finans sisteminin ahlâkiliğine dair kaynak mesabesinde olan bu eserin muhtevası ile katılım finans sisteminin esasları ilişkilendirilmiş ve katılım finansın esaslarını belirleyen temel metinlerin gün yüzüne çıkarılmasına katkı sağlanmıştır.
尽管有人认为资本主义的市场条件与道德是成正比的,但人们注意到,道德与经济之间的关系是最近文献中讨论较多的一个领域。在伊斯兰思想传统中,人们强调伊斯兰道德是动态的,具有一种潜能,能将人从各种情况下带到更理想的状态,具有一种不断更新的状态,远离利益情感,具有一种推迟实用主义和计算超越的理解。在本研究中,将结合伊斯兰道德哲学最后时期的代表人物之一克纳勒扎德-阿里-埃芬迪(Kınalızâde Ali Efendi,1510-1572 年)用土耳其语撰写的《阿勒克-阿拉》一书,分析参与金融体系自身的道德原则(伊斯兰伦理学)与市场条件下确定的道德原则是否协调。在此背景下,该著作是关于参与金融体系道德的资料来源,其内容与参与金融体系的原则相关联,有助于发掘确定参与金融原则的基本文本。
{"title":"Moral Foundations of Participation Finance: The Case of Kınalızâde and İlm-i Tedbîr-i Menzil","authors":"Muhammet YURTSEVEN","doi":"10.51702/esoguifd.1288201","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1288201","url":null,"abstract":"Kapitalizmin piyasa koşulları ile ahlâkın doğru orantılı olduğuna dair yaklaşımların varlığı mahfuz olmakla birlikte ahlâk ve iktisat ilişkisi son dönemlerde literatür içerisinde daha çok ele alınan bir alan olduğu görülmüştür. İslâm düşünce geleneği içerisinde İslâm ahlâkının; dinamik olduğu, insanın içinde bulunduğu her durumdan daha ideale taşıyan bir potansiyele sahip olduğu, sürekli bir yenilenme hali, çıkar duygularından uzak, pragmatizmi öteleyen ve ötesini hesap eden bir anlayışa sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu çalışmada katılım finans sisteminin kendi ahlâki ilkeleri ile (İslâm Ahlâkı) piyasa koşullarında belirlenen ahlâki esasların uzlaşıp uzlaşmadığı İslâm ahlâk felsefesinin son dönem temsilcilerinden olan Kınalızâde Ali Efendi’nin (1510-1572) Türkçe olarak kaleme aldığı Ahlâk-ı Alâî isimli eseri bağlamında incelenmiştir. Bu bağlamda katılım finans sisteminin ahlâkiliğine dair kaynak mesabesinde olan bu eserin muhtevası ile katılım finans sisteminin esasları ilişkilendirilmiş ve katılım finansın esaslarını belirleyen temel metinlerin gün yüzüne çıkarılmasına katkı sağlanmıştır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"202 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135355045","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1298088
Tuğba BOZKAYA
Araştırmada pozitif psikolojinin manevi danışmanlıkta kullanımına yönelik geliştirilen uygulamanın gençlik manevi danışmanlık hizmetlerinde etkinliğini ölçmek amaçlanmıştır. Uygulamanın geliştirilmesinde pozitif psikolojinin, din eğitiminin ve manevi danışmanlığın yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Araştırma için geliştirilen programda pozitif psikolojinin karakter güçlerinden biri olan affedicilik erdemi ele alınmıştır. Araştırmaya katılan öğrenciler, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencileri arasından basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma 15 deney, 5 kontrol grubu olmak üzere toplamda 30 üniversite öğrencisi ile 6 hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma yöntemi olarak ön test ve son test ölçümlü, deney ve kontrol gruplu, değişkenler arasındaki neden sonuç ilişkisini belirlemeyi amaçlayan yarı deneysel bir yöntem kullanılmıştır. Araştırma deseni 2x2’lik karışık (Mixed Design/ split plot) desen olarak tanımlanabilir. Desenin bağımlı değişkenleri katılımcıların din eğitimi temelli pozitif psikoloji uygulamaları sonrasında affedicilik düzeyleridir. “Pozitif Psikoloji Bağlamında Din Eğitimi Temelli Manevi Danışmanlık Uygulamaları” araştırmanın bağımsız değişkenidir. Araştırmada, Aslı Bugay, Ayhan Demir ve Rakel Delevi arafından Türkçe uyarlaması yapılan “Heartland Affetme Ölçeği” (HAÖ) kullanılmıştır.
{"title":"Pozitif Psikolojinin Manevi Danışmanlıkta Kullanımı Açısından Affedicilik Erdemi","authors":"Tuğba BOZKAYA","doi":"10.51702/esoguifd.1298088","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1298088","url":null,"abstract":"Araştırmada pozitif psikolojinin manevi danışmanlıkta kullanımına yönelik geliştirilen uygulamanın gençlik manevi danışmanlık hizmetlerinde etkinliğini ölçmek amaçlanmıştır. Uygulamanın geliştirilmesinde pozitif psikolojinin, din eğitiminin ve manevi danışmanlığın yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Araştırma için geliştirilen programda pozitif psikolojinin karakter güçlerinden biri olan affedicilik erdemi ele alınmıştır. Araştırmaya katılan öğrenciler, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencileri arasından basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma 15 deney, 5 kontrol grubu olmak üzere toplamda 30 üniversite öğrencisi ile 6 hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma yöntemi olarak ön test ve son test ölçümlü, deney ve kontrol gruplu, değişkenler arasındaki neden sonuç ilişkisini belirlemeyi amaçlayan yarı deneysel bir yöntem kullanılmıştır. Araştırma deseni 2x2’lik karışık (Mixed Design/ split plot) desen olarak tanımlanabilir. Desenin bağımlı değişkenleri katılımcıların din eğitimi temelli pozitif psikoloji uygulamaları sonrasında affedicilik düzeyleridir. “Pozitif Psikoloji Bağlamında Din Eğitimi Temelli Manevi Danışmanlık Uygulamaları” araştırmanın bağımsız değişkenidir. Araştırmada, Aslı Bugay, Ayhan Demir ve Rakel Delevi arafından Türkçe uyarlaması yapılan “Heartland Affetme Ölçeği” (HAÖ) kullanılmıştır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135355057","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1307451
Esat AYYILDIZ
This article conducts a comparative analysis of the Phoenix motif in Turkish and Arabic poetry, focusing on how Western literary traditions have influenced its evolution and manifestation. The Phoenix motif, a potent symbol of rebirth and transformation, is a key area of study within these distinct but intersecting literary traditions. This research’s purpose is to identify and compare the historical, cultural, and political factors that have shaped the motif’s use and evolution within each context. Employing a comparative methodology, the research dissects the multi-layered influences of Western literary traditions on the Phoenix motif’s use in these two vibrant poetry traditions. This examination has a broad scope, spanning centuries of Turkish and Arabic poetry, and it seeks to underscore the importance of cross-cultural literary influences in shaping poetic motifs. The aim of this research is to deepen our understanding of how a shared symbol, such as the Phoenix, can diverge in meaning and usage due to varying cultural and literary contexts, demonstrating the richness and complexity of these poetic traditions. Through its exploration, this paper contributes significantly to our knowledge of the interconnectedness of world literary traditions and their capacity for cross-cultural symbiosis.
{"title":"Türk ve Arap Şiirinde Anka Kuşu Motifine Batı Etkisi: Karşılaştırmalı Bir İnceleme","authors":"Esat AYYILDIZ","doi":"10.51702/esoguifd.1307451","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1307451","url":null,"abstract":"This article conducts a comparative analysis of the Phoenix motif in Turkish and Arabic poetry, focusing on how Western literary traditions have influenced its evolution and manifestation. The Phoenix motif, a potent symbol of rebirth and transformation, is a key area of study within these distinct but intersecting literary traditions. This research’s purpose is to identify and compare the historical, cultural, and political factors that have shaped the motif’s use and evolution within each context. Employing a comparative methodology, the research dissects the multi-layered influences of Western literary traditions on the Phoenix motif’s use in these two vibrant poetry traditions. This examination has a broad scope, spanning centuries of Turkish and Arabic poetry, and it seeks to underscore the importance of cross-cultural literary influences in shaping poetic motifs. The aim of this research is to deepen our understanding of how a shared symbol, such as the Phoenix, can diverge in meaning and usage due to varying cultural and literary contexts, demonstrating the richness and complexity of these poetic traditions. Through its exploration, this paper contributes significantly to our knowledge of the interconnectedness of world literary traditions and their capacity for cross-cultural symbiosis.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352798","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1308237
Fatma Merve ÇINAR
Müslümanların İber Yarımadası’ndaki siyasi varlığı, 711 yılında Emevî Devleti’nin Kuzey Afrika valisi ve komutanı Musa b. Nusayr (ö. 98/717) ile Berberi komutan Tarık b. Ziyad (ö. 102/720) idaresindeki fetih ordusunun bölgeye girişiyle başlamış, Gırnata Nasrî Sultanlığı’nın (Benî Ahmer Emirliği) 1492’de yıkılışına kadar sürmüştür. Endülüs’te Müslümanların siyasi hâkimiyetinin var olduğu sekiz asra yakın bu oldukça uzun zaman dilimi, hızla ve başarıyla gerçekleşen fetihler, kısa sürede kaybedilen topraklar, bölgenin sık sık maruz kaldığı isyan, işgal ve çalkantılarla yoğrulmuş bir tarihtir. Bununla birlikte siyasi hâkimiyetin Müslümanların elinde olduğu tarihler (711-1492) içerisinde Endülüs’te farklı hanedanlar hüküm sürmüştür. Farklı etnik ve dinî kimliklerin bir arada yaşadığı Endülüs, İslam tarihi içerisinde hem siyasî hem de ilmî ve kültürel boyutlarıyla öne çıkan bir alan olmuştur. Oldukça zengin Endülüs tarihi içerisinde, toplumun yarısını teşkil eden kadınların da ilmî, siyasi ve sosyal hayatta belirgin ve aktif bir konumları ile var oldukları bilinmektedir. Bilhassa politikada Endülüslü kadınların ön planda olduğu sahneler, tarihî metinlerde kayıt altına alınmıştır. Endülüs siyasi tarihinde bazı kadınların rolüne odaklanan bu makalede, Endülüslü kadınların siyasi etkinlikleri, en etkin oldukları Nasrîler Dönemi (1238-1492) ile sınırlandırılarak aktarılmaktadır.
穆斯林在伊比利亚半岛的政治存在始于 711 年,当时北非倭马亚王朝的总督兼统帅穆萨-努赛尔(Musa b. Nusayr,卒于 98/717)和柏柏尔统帅塔里克-齐亚德(Tariq b. Ziyad,卒于 102/720)率领征服军进入伊比利亚半岛,一直持续到 1492 年格拉纳达纳赛尔苏丹国(伯尼-阿赫马尔酋长国)灭亡。在穆斯林统治安达卢西亚长达近八个世纪的漫长历史中,既有迅速成功的征服,也有在短时间内失去领土,还有频繁的起义、占领和动乱。然而,在穆斯林掌握政治主权的时期(711-1492 年),安达卢西亚由不同的王朝统治。在安达卢西亚,不同民族和宗教身份的人聚居在一起,这里的政治、科学和文化在伊斯兰历史上占有重要地位。众所周知,在安达卢西亚丰富的历史中,占社会半壁江山的妇女在科学、政治和社会生活中占据着重要和积极的地位。安达卢西亚妇女走在前列的场景,尤其是在政治方面,在历史文献中都有记载。本文将重点介绍一些妇女在安达卢西亚政治史中的作用,安达卢西亚妇女的政治活动仅限于她们最为活跃的纳赛尔王朝时期(1238-1492 年)。
{"title":"Political Activities of Palace Women during Banu Ahmer (Nasrid) Period in al-Andalus","authors":"Fatma Merve ÇINAR","doi":"10.51702/esoguifd.1308237","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308237","url":null,"abstract":"Müslümanların İber Yarımadası’ndaki siyasi varlığı, 711 yılında Emevî Devleti’nin Kuzey Afrika valisi ve komutanı Musa b. Nusayr (ö. 98/717) ile Berberi komutan Tarık b. Ziyad (ö. 102/720) idaresindeki fetih ordusunun bölgeye girişiyle başlamış, Gırnata Nasrî Sultanlığı’nın (Benî Ahmer Emirliği) 1492’de yıkılışına kadar sürmüştür. Endülüs’te Müslümanların siyasi hâkimiyetinin var olduğu sekiz asra yakın bu oldukça uzun zaman dilimi, hızla ve başarıyla gerçekleşen fetihler, kısa sürede kaybedilen topraklar, bölgenin sık sık maruz kaldığı isyan, işgal ve çalkantılarla yoğrulmuş bir tarihtir. Bununla birlikte siyasi hâkimiyetin Müslümanların elinde olduğu tarihler (711-1492) içerisinde Endülüs’te farklı hanedanlar hüküm sürmüştür. Farklı etnik ve dinî kimliklerin bir arada yaşadığı Endülüs, İslam tarihi içerisinde hem siyasî hem de ilmî ve kültürel boyutlarıyla öne çıkan bir alan olmuştur. Oldukça zengin Endülüs tarihi içerisinde, toplumun yarısını teşkil eden kadınların da ilmî, siyasi ve sosyal hayatta belirgin ve aktif bir konumları ile var oldukları bilinmektedir. Bilhassa politikada Endülüslü kadınların ön planda olduğu sahneler, tarihî metinlerde kayıt altına alınmıştır. Endülüs siyasi tarihinde bazı kadınların rolüne odaklanan bu makalede, Endülüslü kadınların siyasi etkinlikleri, en etkin oldukları Nasrîler Dönemi (1238-1492) ile sınırlandırılarak aktarılmaktadır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"184 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135352777","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1307838
Hatice Merve ÇALIŞKAN BAŞER
Kur’ân’ın bir ayetini anlamak için, o ayet ile ilgili bilgilerin yanında ayetin siyâk-sibâkına, bulunduğu sûrenin tamamına bakmak ve ayette bahsedilen konuya temas eden diğer sureleri incelemek önemlidir. Makalenin konusu Neml sûresinin 82. ayetinin incelenmesidir. Çalışmada Kur’ân’ın daha iyi anlaşılabilmesi için bağlamında okunmasının önemini vurgulamak amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman ve içerik analizinin kullanıldığı çalışmaya göre sûrenin bütünlüğünde şirk eleştirisinin yanında “kıyamet günü” tüm yapılanların ortaya çıkarılacağının vurgulandığı görülmektedir. Sûrenin konusundaki vurgudan ötürü ana teması kıyamet olan diğer ayetlere bakıldığında kıyamet anının insanların yapıp etikleri “organlar, melekler ve kitaplar tarafından haber verilmesi” gibi farklı şekillerde tasvir edildiği görülmektedir. Diğer taraftan çalışmaya konu olan sûrenin 82. ayetinde yer alan “dâbbe” kelimesi kıyametten önce adaletsizliğin, kötülüğün ilerlediği bir zamanda çıkacak varlık olarak tanımlanmıştır. Kur’ân’da on sekiz yerde geçen kelime, özellikle bu ayette “dâbbe” anlatılarına konu olmuştur. Rivayetlerin yorumlanmasıyla zamanın bilinmeyen, zarar veren çeşitli durumları “dâbbe” şeklinde anlaşılabilmiştir. Hem sure bütünlüğü hem konuyla ilgili benzer ayetler birlikte değerlendirildiğinde kıyamet öncesinin değil de kıyamet anının vurgulandığı ayet “yeryüzünden bir canlının/dâbbenin çıkıp insanlara yaptıklarını haber vermesi” şeklinde anlaşılabilir.
{"title":"Sûre-Konu Bağlamının Dikkate Alınmasının Anlam Üzerine Etkisi: en-Neml 27/82 Örnekliğinde ‘Dâbbe’ Konusu Üzerine Bir İnceleme","authors":"Hatice Merve ÇALIŞKAN BAŞER","doi":"10.51702/esoguifd.1307838","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1307838","url":null,"abstract":"Kur’ân’ın bir ayetini anlamak için, o ayet ile ilgili bilgilerin yanında ayetin siyâk-sibâkına, bulunduğu sûrenin tamamına bakmak ve ayette bahsedilen konuya temas eden diğer sureleri incelemek önemlidir. Makalenin konusu Neml sûresinin 82. ayetinin incelenmesidir. Çalışmada Kur’ân’ın daha iyi anlaşılabilmesi için bağlamında okunmasının önemini vurgulamak amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman ve içerik analizinin kullanıldığı çalışmaya göre sûrenin bütünlüğünde şirk eleştirisinin yanında “kıyamet günü” tüm yapılanların ortaya çıkarılacağının vurgulandığı görülmektedir. Sûrenin konusundaki vurgudan ötürü ana teması kıyamet olan diğer ayetlere bakıldığında kıyamet anının insanların yapıp etikleri “organlar, melekler ve kitaplar tarafından haber verilmesi” gibi farklı şekillerde tasvir edildiği görülmektedir. Diğer taraftan çalışmaya konu olan sûrenin 82. ayetinde yer alan “dâbbe” kelimesi kıyametten önce adaletsizliğin, kötülüğün ilerlediği bir zamanda çıkacak varlık olarak tanımlanmıştır. Kur’ân’da on sekiz yerde geçen kelime, özellikle bu ayette “dâbbe” anlatılarına konu olmuştur. Rivayetlerin yorumlanmasıyla zamanın bilinmeyen, zarar veren çeşitli durumları “dâbbe” şeklinde anlaşılabilmiştir. Hem sure bütünlüğü hem konuyla ilgili benzer ayetler birlikte değerlendirildiğinde kıyamet öncesinin değil de kıyamet anının vurgulandığı ayet “yeryüzünden bir canlının/dâbbenin çıkıp insanlara yaptıklarını haber vermesi” şeklinde anlaşılabilir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135353432","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.51702/esoguifd.1305224
Sezai KORKMAZ, Ronahi AKYÜREK, Mesture KARAÇALI
Bu çalışmada dini başa çıkma, şükür, takdir etme ve kaygı değişkenleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu çalışmaya 429 kişi katılmıştır. Katılanların 138’i erkek, 291’i kadındır. Örneklemin yaşı 18 ile 67 arasında değişmektedir. Katılımcıların yaş ortalaması 30,64 olarak tespit edilmiştir. Çalışmaya dâhil olanların 186’sı evli iken 243’ü bekârlardan oluşmaktadır. Gelir durumlarına bakıldığında 70 kişi düşük gelirli, 342 kişi orta gelirli ve 17 kişi yüksek gelirlidir. Eğitim durumuna bakıldığında ise 20 kişi ilköğretim, 41 kişi lise, 317 kişi üniversite ve 51 kişi lisansüstü eğitime sahiptir. Çalışmanın bulgularına göre pozitif dini başa çıkma ile takdir etme ve şükür arasında olumlu yönde ilişki vardır. Negatif dini başa çıkma, takdir etme ve endişe ve anksiyete arasında olumsuz ilişki olduğu tespit edilmiştir. Pozitif dini başa çıkma, takdir etme ve şükrü olumlu; negatif dini başa çıkma ise takdir etmeyi olumsuz yönde ve endişe ve anksiyeteyi olumlu yönde yordamıştır. Pozitif dini başa çıkma ile şükür arasındaki ilişkide takdir etme aracılık etmektedir.
{"title":"Dini Başa Çıkma, Şükür, Takdir Etme, Endişe ve Anksiyete İlişkisi","authors":"Sezai KORKMAZ, Ronahi AKYÜREK, Mesture KARAÇALI","doi":"10.51702/esoguifd.1305224","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1305224","url":null,"abstract":"Bu çalışmada dini başa çıkma, şükür, takdir etme ve kaygı değişkenleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu çalışmaya 429 kişi katılmıştır. Katılanların 138’i erkek, 291’i kadındır. Örneklemin yaşı 18 ile 67 arasında değişmektedir. Katılımcıların yaş ortalaması 30,64 olarak tespit edilmiştir. Çalışmaya dâhil olanların 186’sı evli iken 243’ü bekârlardan oluşmaktadır. Gelir durumlarına bakıldığında 70 kişi düşük gelirli, 342 kişi orta gelirli ve 17 kişi yüksek gelirlidir. Eğitim durumuna bakıldığında ise 20 kişi ilköğretim, 41 kişi lise, 317 kişi üniversite ve 51 kişi lisansüstü eğitime sahiptir. Çalışmanın bulgularına göre pozitif dini başa çıkma ile takdir etme ve şükür arasında olumlu yönde ilişki vardır. Negatif dini başa çıkma, takdir etme ve endişe ve anksiyete arasında olumsuz ilişki olduğu tespit edilmiştir. Pozitif dini başa çıkma, takdir etme ve şükrü olumlu; negatif dini başa çıkma ise takdir etmeyi olumsuz yönde ve endişe ve anksiyeteyi olumlu yönde yordamıştır. Pozitif dini başa çıkma ile şükür arasındaki ilişkide takdir etme aracılık etmektedir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135353533","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-21DOI: 10.51702/esoguifd.1308158
Mustafa Furkan Di̇nleyi̇ci̇
17. yy’ın en önemli filozoflarından biri kabul edilen Spinoza, Teolojik-Politik İnceleme adlı eseri sayesinde araştırmacılar tarafından modern dönem Kutsal Kitap eleştirisinin öncüsü kabul edilmektedir. Spinoza bu eserinde Eski Ahit’i pek çok açıdan incelemekte ve bu bağlamda geleneksel Yahudiliğin Kutsal Kitap anlayışını eleştirerek Kutsal Kitap’ın nasıl okunması ve anlaşılması gerektiğine dair fikirlerini öne sürmektedir. Eski Ahit ve Yahudilik kadar olmasa da Spinoza’nın hem bu eserinde hem de diğer eserlerinde İsa’ya, Yeni Ahit’e ve Hıristiyanlığa ait diğer öğelerle ilgili söylemler yer almaktadır. Özellikle Spinoza’nın İsa hakkındaki düşünceleri ve Eski Ahit peygamberleri ile yaptığı kıyaslamalar oldukça dikkat çekicidir. Makalemizin amacı Spinoza’nın İsa anlayışını, Hıristiyanlığın diğer öğelerine dair geliştirdiği söylemleri ortaya koymak ve bu fikirlerin arka planında yatan nedenleri incelemektir.
17.yy’ın enönemli filozoflarından biri kabul edilen Spinoza,Teolojik Politikınceleme adlıeseri sayesine araştırmacılar tarafında现代dönem Kutsal Kitap eleştirisinöncüsükabul dielmektdir。在这一集中,斯宾诺莎强调了如何阅读和理解《圣书》的想法,尽管传统犹太人理解《圣经》。虽然没有古代的先知,也没有犹太人,但斯宾诺莎谈到了关于耶稣、新的亚希特和基督徒的其他事情。特别是,斯宾诺莎关于耶稣的思想,以及和前永生先知的比较,都是非常谨慎的。本文的目的是揭示对斯宾诺莎和基督教其他元素的理解,并探讨这些思想背后的原因。
{"title":"Jesus of Spinoza and His Thoughts on Christianity","authors":"Mustafa Furkan Di̇nleyi̇ci̇","doi":"10.51702/esoguifd.1308158","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1308158","url":null,"abstract":"17. yy’ın en önemli filozoflarından biri kabul edilen Spinoza, Teolojik-Politik İnceleme adlı eseri sayesinde araştırmacılar tarafından modern dönem Kutsal Kitap eleştirisinin öncüsü kabul edilmektedir. Spinoza bu eserinde Eski Ahit’i pek çok açıdan incelemekte ve bu bağlamda geleneksel Yahudiliğin Kutsal Kitap anlayışını eleştirerek Kutsal Kitap’ın nasıl okunması ve anlaşılması gerektiğine dair fikirlerini öne sürmektedir. Eski Ahit ve Yahudilik kadar olmasa da Spinoza’nın hem bu eserinde hem de diğer eserlerinde İsa’ya, Yeni Ahit’e ve Hıristiyanlığa ait diğer öğelerle ilgili söylemler yer almaktadır. Özellikle Spinoza’nın İsa hakkındaki düşünceleri ve Eski Ahit peygamberleri ile yaptığı kıyaslamalar oldukça dikkat çekicidir. Makalemizin amacı Spinoza’nın İsa anlayışını, Hıristiyanlığın diğer öğelerine dair geliştirdiği söylemleri ortaya koymak ve bu fikirlerin arka planında yatan nedenleri incelemektir.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70677993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-20DOI: 10.51702/esoguifd.1297113
Abdullah Çakir
Satım akdinde satıma konu olan malın miktarı genelde akitte belirtilir. Ancak bazen malın miktarının akitten sonra akitte belirtilenden daha fazla olduğu görülebilir. Bu durumda ortaya çıkan ziyade miktarın fıkhî hükmünün bilinmesi gerekir. Aksi takdirde taraflar nizaya ve tartışmaya düşer. Bu makalede birim fiyatlı mallarda akitten sonra ortaya çıkan ziyade miktarın fıkhî hükmü ve akde tesiri ele alınmaktadır. Bu vesile ile tarafların böyle bir durumda nizaya düşmemesi, satım akitlerinden sonra ortaya çıkabilecek maldaki ziyade miktarlarda müşteri ve satıcının daha dikkatli olması ve akit beyanına bununla ilgili açıklamaların eklenmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Bu kazanımlar da sağlıklı akitlerin yapılmasına ve iktisadi istikrara gereken faydayı temin edecektir. Makalede öncelikle dokümantasyon yöntemi izlenerek kaynaklara ulaşılmış, bu kaynaklardaki görüşler ve delilleri tahlil edilip tüme varım ve tümdengelim yöntemleriyle fıkhî hükümler tespit edilmiştir. Satım akdinde ortaya çıkan ziyade miktarın hükmünün ve akde tesirinin ziyade miktarın asıl ve vasıf olmasına göre değiştiği, ziyade miktarın asıl olması durumunda malın türüne göre akdin sahih ve fasit olabildiği ve ziyade miktarın vasıf olduğu durumlarda ise ulemanın bâtıl, sahih, lazım ve gayri lazım gibi farklı görüşlere ve hükümlere gittiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
{"title":"The Concept of Extra Amaunt and the Effect of the Extra amount on the Contract of Sale in the Context of Unit Priced Goods","authors":"Abdullah Çakir","doi":"10.51702/esoguifd.1297113","DOIUrl":"https://doi.org/10.51702/esoguifd.1297113","url":null,"abstract":"Satım akdinde satıma konu olan malın miktarı genelde akitte belirtilir. Ancak bazen malın miktarının akitten sonra akitte belirtilenden daha fazla olduğu görülebilir. Bu durumda ortaya çıkan ziyade miktarın fıkhî hükmünün bilinmesi gerekir. Aksi takdirde taraflar nizaya ve tartışmaya düşer. Bu makalede birim fiyatlı mallarda akitten sonra ortaya çıkan ziyade miktarın fıkhî hükmü ve akde tesiri ele alınmaktadır. Bu vesile ile tarafların böyle bir durumda nizaya düşmemesi, satım akitlerinden sonra ortaya çıkabilecek maldaki ziyade miktarlarda müşteri ve satıcının daha dikkatli olması ve akit beyanına bununla ilgili açıklamaların eklenmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Bu kazanımlar da sağlıklı akitlerin yapılmasına ve iktisadi istikrara gereken faydayı temin edecektir. Makalede öncelikle dokümantasyon yöntemi izlenerek kaynaklara ulaşılmış, bu kaynaklardaki görüşler ve delilleri tahlil edilip tüme varım ve tümdengelim yöntemleriyle fıkhî hükümler tespit edilmiştir. Satım akdinde ortaya çıkan ziyade miktarın hükmünün ve akde tesirinin ziyade miktarın asıl ve vasıf olmasına göre değiştiği, ziyade miktarın asıl olması durumunda malın türüne göre akdin sahih ve fasit olabildiği ve ziyade miktarın vasıf olduğu durumlarda ise ulemanın bâtıl, sahih, lazım ve gayri lazım gibi farklı görüşlere ve hükümlere gittiği sonuçlarına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":33212,"journal":{"name":"Eskisehir Osmangazi Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47500000","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}