Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/SANATVETASARIM.435639
Zeliha Kayahan
1968 yilinda Arifiye Ogretmen Okulu’na atanmasiyla profesyonel olarak sanat egitimi hayatina baslamis olan ve gunumuze kadar sanat/sanat egitiminin icinde dinamik bir sekilde varligini surduren Hasan Pekmezci, bu yil sanat hayatinin 50. yilini kutlamaktadir. Ogrenme ve ogretme durtusunun birlikteligini hicbir zaman taviz vermeden surduren Pekmezci, suphesiz Cagdas Turk Sanati icerisinde yeri doldurulamayacak degerlerden birini teskil etmektedir. Sanatci, yasamini sanata, sanatini da yasamina donusturmustur ve tum degerlerini bu iki temel uzerine insa etmistir. Pekmezci icin yasamak da sanat da nefes almak demektir. Sanatcinin “Yasam Kisa Sanat Sonsuz” baslikli makalesini elinize aldiginizda sizi karsilayan “Yasamak guzel sey be kardesim!” ilk cumlesi bu dusunceyi tumuyle destekler niteliktedir. Eserlerine bakacak olursaniz ayni bu cumlenin somut halini gormeniz mumkundur ve bizler biliyoruz ki hayatla ve sanatla mucadelesi hic bitmemis bir sanatcidir Hasan Pekmezci. Kimilerine gore; bir sanatci, bir sanat egitimcisi, bir akademisyen, bir gezgin, bir sair, bir yazar, bir baba, bir es, bir dost, bir arkadas, bir destek, bir kaynak… Bu calisma Pekmezci’nin sahip oldugu tum bu kimlikler ile yasama dair ortaya koydugu mucadelelere ve bu mucadeleler sonunda olusturdugu eserlerine odaklanacaktir. Boylece yeni nesil sanatci adaylarina nasil yasamak/uretmek gerektigine dair bir anahtar bilgi sunmak amaclanmaktadir.
{"title":"Hasan Pekmezci ve Sanatı Üzerine","authors":"Zeliha Kayahan","doi":"10.18603/SANATVETASARIM.435639","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/SANATVETASARIM.435639","url":null,"abstract":"1968 yilinda Arifiye Ogretmen Okulu’na atanmasiyla profesyonel olarak sanat egitimi hayatina baslamis olan ve gunumuze kadar sanat/sanat egitiminin icinde dinamik bir sekilde varligini surduren Hasan Pekmezci, bu yil sanat hayatinin 50. yilini kutlamaktadir. Ogrenme ve ogretme durtusunun birlikteligini hicbir zaman taviz vermeden surduren Pekmezci, suphesiz Cagdas Turk Sanati icerisinde yeri doldurulamayacak degerlerden birini teskil etmektedir. Sanatci, yasamini sanata, sanatini da yasamina donusturmustur ve tum degerlerini bu iki temel uzerine insa etmistir. Pekmezci icin yasamak da sanat da nefes almak demektir. Sanatcinin “Yasam Kisa Sanat Sonsuz” baslikli makalesini elinize aldiginizda sizi karsilayan “Yasamak guzel sey be kardesim!” ilk cumlesi bu dusunceyi tumuyle destekler niteliktedir. Eserlerine bakacak olursaniz ayni bu cumlenin somut halini gormeniz mumkundur ve bizler biliyoruz ki hayatla ve sanatla mucadelesi hic bitmemis bir sanatcidir Hasan Pekmezci. Kimilerine gore; bir sanatci, bir sanat egitimcisi, bir akademisyen, bir gezgin, bir sair, bir yazar, bir baba, bir es, bir dost, bir arkadas, bir destek, bir kaynak… Bu calisma Pekmezci’nin sahip oldugu tum bu kimlikler ile yasama dair ortaya koydugu mucadelelere ve bu mucadeleler sonunda olusturdugu eserlerine odaklanacaktir. Boylece yeni nesil sanatci adaylarina nasil yasamak/uretmek gerektigine dair bir anahtar bilgi sunmak amaclanmaktadir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125770156","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/SANATVETASARIM.435676
Burçin Ünal
Antik Caglardan gunumuze uzanan surecte, kulturden kulture farklilik gosteren; mezar taslari, ozel lahitler, anit mezarlar, piramitler, oluyu gomme, mumyalama, resmini, heykelini yapma hatta olu bedeni fotograflama vb. cabalarin hemen hemen hepsinin olum ve olum sonrasi uzerine konuslanan inanc, rituel ve dusunuslerin urunu oldugu soylenebilir. Olumun kacinilamaz ve ertelenemez olmasi gercekligi, bir yandan olum sonrasi yasam inanisinin ortaya cikmasi ve evrensellesmesinde etkili olurken, diger yandan ise yasamin gelip geciciligine karsi itici bir guc, bir direnc gelistirerek zamani daha iyi degerlendirme, daha uretken olma, gelecek zamana kendinden kalici bir seyler birakma adina farkli yaratimlarin ortaya konmasinda da etkili olmustur. Bu makalenin konusu olan “fanilik uzerine yeniden dusunus”, olum temasinin farkli alanlarda olum ve olum sonrasi uzerine yaklasimlari, olumlu olmanin bilinci ve problematigi baglaminda ele alinarak, gecicilik(fanilik) etkisinin cagdas sanata yansimalari -bu alanda calismalari olan sanatcilar ve yapitlari- cercevesinde irdelenerek, degerlendirilmektedir.
{"title":"Fanilik Üzerine Yeniden Düşünüş","authors":"Burçin Ünal","doi":"10.18603/SANATVETASARIM.435676","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/SANATVETASARIM.435676","url":null,"abstract":"Antik Caglardan gunumuze uzanan surecte, kulturden kulture farklilik gosteren; mezar taslari, ozel lahitler, anit mezarlar, piramitler, oluyu gomme, mumyalama, resmini, heykelini yapma hatta olu bedeni fotograflama vb. cabalarin hemen hemen hepsinin olum ve olum sonrasi uzerine konuslanan inanc, rituel ve dusunuslerin urunu oldugu soylenebilir. Olumun kacinilamaz ve ertelenemez olmasi gercekligi, bir yandan olum sonrasi yasam inanisinin ortaya cikmasi ve evrensellesmesinde etkili olurken, diger yandan ise yasamin gelip geciciligine karsi itici bir guc, bir direnc gelistirerek zamani daha iyi degerlendirme, daha uretken olma, gelecek zamana kendinden kalici bir seyler birakma adina farkli yaratimlarin ortaya konmasinda da etkili olmustur. Bu makalenin konusu olan “fanilik uzerine yeniden dusunus”, olum temasinin farkli alanlarda olum ve olum sonrasi uzerine yaklasimlari, olumlu olmanin bilinci ve problematigi baglaminda ele alinarak, gecicilik(fanilik) etkisinin cagdas sanata yansimalari -bu alanda calismalari olan sanatcilar ve yapitlari- cercevesinde irdelenerek, degerlendirilmektedir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126573264","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/sanatvetasarim.435641
İ̇rem Bilgi
Jenerik tasarimi, sinema sektorunde ileri duzeyde bir oneme sahip olan, tanimli bir alan olarak gorulmektedir. Film jenerikleri, izleyiciye film baslamadan once filmin turu, konusu hakkinda ipuclari sunmakta ve film hakkinda merakinin uyanmasini saglamaktadir. Bu makalede, jenerik tasarimcisi Maurice Binder’in Dr. No’dan (1962) baslayarak Licence to Kill (1989) filmine kadar yapmis oldugu “007 James Bond” filmlerinin jenerik tasarimlari ele alinmis, jeneriklerde kullanilan tekniklerle kurulan ortak tasarim dili anlayisi tespit edilmis ve Binder’in grafik tasarim tarihine kattigi yenilikci anlayis incelenmistir. Ozellikle tum 007 James Bond filmlerinin acilisinda kullanilan Gun Barrel (Silah Namlusu) goruntusu ve Binder’in jenerik tasarimindaki dehasi, doneminin teknolojisine gore dikkate deger buluslar elde etmistir.
{"title":"Jenerik Tasarımında Maurice Binder’ın Yeri ve 007 James Bond Film Jenerikleri","authors":"İ̇rem Bilgi","doi":"10.18603/sanatvetasarim.435641","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/sanatvetasarim.435641","url":null,"abstract":"Jenerik tasarimi, sinema sektorunde ileri duzeyde bir oneme sahip olan, tanimli bir alan olarak gorulmektedir. Film jenerikleri, izleyiciye film baslamadan once filmin turu, konusu hakkinda ipuclari sunmakta ve film hakkinda merakinin uyanmasini saglamaktadir. Bu makalede, jenerik tasarimcisi Maurice Binder’in Dr. No’dan (1962) baslayarak Licence to Kill (1989) filmine kadar yapmis oldugu “007 James Bond” filmlerinin jenerik tasarimlari ele alinmis, jeneriklerde kullanilan tekniklerle kurulan ortak tasarim dili anlayisi tespit edilmis ve Binder’in grafik tasarim tarihine kattigi yenilikci anlayis incelenmistir. Ozellikle tum 007 James Bond filmlerinin acilisinda kullanilan Gun Barrel (Silah Namlusu) goruntusu ve Binder’in jenerik tasarimindaki dehasi, doneminin teknolojisine gore dikkate deger buluslar elde etmistir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116648426","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/SANATVETASARIM.435657
Kağan Olguntürk
Amator sinemacilar neredeyse sinema icad edildigi gunden bugune profesyonel yapimlara benzeyen filmler uretmenin pesinde oldular. Gunumuzde gelismis, sofistike cihazlar ve teknolojiler sayesinde artik amator film yapimcilari neredeyse profesyonel yapimlara yakin kalitede film uretimi yapabilmektedirler. Eski tarihe kiyasla oldukca dusuk butcelere profesyonele yakin kalitede goruntu cekebilen kameralar artik rahatlikla edinilebilmektedir. Ayrica ev bilgisayarlari sayesinde film kurgusu da ayni rahatlikla gerceklestirilebilmektedir. Elbette cekim ve kurgu asamalari film uretimi acisindan onemlidir. Ancak film uretildikten sonra izleyici ile bulusabilmesi yapimci ve yonetmen icin en azindan filmin tamamlanmasi kadar onemlidir. Bu konuda da yeni teknolojiler amator film yapimcilarina yardim saglamaktadir. Ozellikle son bir kac yilda ortaya cikan “Youtube” ve “Vimeo” benzeri video paylasim siteleri uretilen film yada benzeri videolarin izleyici tarafindan takip edilebilmesine olanak tanimaktadir. Bu sayede hem film uretim butceleri azalmakta hem de tamamlanan filmler izleyici ile hic bir araciya ihtiyac duymadan bulusabilmektedir. Amator film ureticilerinin sayisi ve urettikleri film adedi profesyonel yapimcilarin urettikleri yapim sayisinin oldukca uzerinde oldugundan ve bu ureticilerin pek cogu kompozisyon, kurgu kuramlari, aydinlatma gibi temel film egitiminden yoksun oldugu icin farkli tur bir film dili ortaya cikmistir. Bu cok sayidaki film ise izleyicide karsiligini bulmus ve “Yeni Film Dili” ortaya cikmistir. Bu anlatimda bulunan dusuk cozunurluklu goruntuler, sarsintili kamera kullanimi yada devama onem vermeyen kurgu bicimi ilk basta izleyici icin takip edilmesi zor bir durum ortaya koysa da zamanla izleyici bu dili benimsemistir. Belki de tarihte ilk defa profesyonel film yapimcilari amator gorunen filmler uretmeye baslamislardir. “Paranormal Activity”, “Cloverfield”, “District 9” gibi filmler bu tur icin orneklenebilmektedirler. Bu dil ayni zamanda belgesel sinema icin kullanilan kimi kamera kullanim tekniklerini de icermektedir. Anlik gelisen kimi durumlarda belgesel sinemaci da sarsntili kamera kullanimina yada grenli goruntulere basvurabilmektedir. Bu yolla kurmaca, belgesel ayrimi da bu dil sayesinde birbirine karistirilabilmektedir. Aslinda kurmaca bir film olan “Apollo 18” filmi iyi bir ornek olarak kabul edilmektedir. Film’in arastirilma yapilmadigi surece belgesel mi yoksa kurmaca mi oldugu anlasilamamaktadir. Bu calisma “Yeni Film Dilinin” belgesel turunde cekilmis olan “Imposter” isimli filmin izleyicide nasil olup da kurmaca etkisi birakabildigini; ayrica genel olarak vizyona girmeyen belgesel turu filmlerin “Yeni Film Dili” sayesinde vizyon filmleri ile nasil boy olcusebildigini tartismaktadir.
{"title":"Yeni Film Dili: Amatör Video “Yeni Açılımlar”","authors":"Kağan Olguntürk","doi":"10.18603/SANATVETASARIM.435657","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/SANATVETASARIM.435657","url":null,"abstract":"Amator sinemacilar neredeyse sinema icad edildigi gunden bugune profesyonel yapimlara benzeyen filmler uretmenin pesinde oldular. Gunumuzde gelismis, sofistike cihazlar ve teknolojiler sayesinde artik amator film yapimcilari neredeyse profesyonel yapimlara yakin kalitede film uretimi yapabilmektedirler. Eski tarihe kiyasla oldukca dusuk butcelere profesyonele yakin kalitede goruntu cekebilen kameralar artik rahatlikla edinilebilmektedir. Ayrica ev bilgisayarlari sayesinde film kurgusu da ayni rahatlikla gerceklestirilebilmektedir. Elbette cekim ve kurgu asamalari film uretimi acisindan onemlidir. Ancak film uretildikten sonra izleyici ile bulusabilmesi yapimci ve yonetmen icin en azindan filmin tamamlanmasi kadar onemlidir. Bu konuda da yeni teknolojiler amator film yapimcilarina yardim saglamaktadir. Ozellikle son bir kac yilda ortaya cikan “Youtube” ve “Vimeo” benzeri video paylasim siteleri uretilen film yada benzeri videolarin izleyici tarafindan takip edilebilmesine olanak tanimaktadir. Bu sayede hem film uretim butceleri azalmakta hem de tamamlanan filmler izleyici ile hic bir araciya ihtiyac duymadan bulusabilmektedir. Amator film ureticilerinin sayisi ve urettikleri film adedi profesyonel yapimcilarin urettikleri yapim sayisinin oldukca uzerinde oldugundan ve bu ureticilerin pek cogu kompozisyon, kurgu kuramlari, aydinlatma gibi temel film egitiminden yoksun oldugu icin farkli tur bir film dili ortaya cikmistir. Bu cok sayidaki film ise izleyicide karsiligini bulmus ve “Yeni Film Dili” ortaya cikmistir. Bu anlatimda bulunan dusuk cozunurluklu goruntuler, sarsintili kamera kullanimi yada devama onem vermeyen kurgu bicimi ilk basta izleyici icin takip edilmesi zor bir durum ortaya koysa da zamanla izleyici bu dili benimsemistir. Belki de tarihte ilk defa profesyonel film yapimcilari amator gorunen filmler uretmeye baslamislardir. “Paranormal Activity”, “Cloverfield”, “District 9” gibi filmler bu tur icin orneklenebilmektedirler. Bu dil ayni zamanda belgesel sinema icin kullanilan kimi kamera kullanim tekniklerini de icermektedir. Anlik gelisen kimi durumlarda belgesel sinemaci da sarsntili kamera kullanimina yada grenli goruntulere basvurabilmektedir. Bu yolla kurmaca, belgesel ayrimi da bu dil sayesinde birbirine karistirilabilmektedir. Aslinda kurmaca bir film olan “Apollo 18” filmi iyi bir ornek olarak kabul edilmektedir. Film’in arastirilma yapilmadigi surece belgesel mi yoksa kurmaca mi oldugu anlasilamamaktadir. Bu calisma “Yeni Film Dilinin” belgesel turunde cekilmis olan “Imposter” isimli filmin izleyicide nasil olup da kurmaca etkisi birakabildigini; ayrica genel olarak vizyona girmeyen belgesel turu filmlerin “Yeni Film Dili” sayesinde vizyon filmleri ile nasil boy olcusebildigini tartismaktadir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115301601","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/SANATVETASARIM.435645
Erdal Çetintaş
Seramik, insanlik tarihi acisindan en eski malzemelerinden biri olmasinin yani sira uretildigi donemin sosyolojisi kulturu ve teknik gelisimi acisindan onemli bilgiler sunmaktadir. Bin yillar boyunca, dunyanin buyuk bolumunde yaygin olarak uretilen seramikler gunumuzde son teknolojiye ayak uydursa bile, hala bazi konularda eski caglara ait gorus, anlayis ve yontemler gecerliligini korumaktadir ve gelecege isik tutacak niteliktedir. Bu baglamda; Anadolu kultur tarihi, ozellikle arkeoloji dunyasi icin onemli bir bolge olan Likya, 19. yuzyildan gunumuze bircok gezgin, tarihci, arkeolog ve bilim insaninin arastirma yaptigi ve seramiklerin yogun olarak bulundugu bir bolge olmustur. Likya Bolgesi’nin onemli kentlerinden birisi de Rhodiapolis antik kentidir. Bu calismada; Rhodiapolis kazilarinda bulunan yerel seramik uretim atiklarinin uretiminde izlenen sekillendirme ve pisirme yontemlerine dair uygulama asamalari incelenmis ve gunumuz uretim yontemleriyle arasindaki benzerlik ve/veya farkliliklar degerlendirilmistir.
{"title":"Antik Dönemde Seramik Üretim Tekniklerine Dair İzler: Rhodiapolis Örneği","authors":"Erdal Çetintaş","doi":"10.18603/SANATVETASARIM.435645","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/SANATVETASARIM.435645","url":null,"abstract":"Seramik, insanlik tarihi acisindan en eski malzemelerinden biri olmasinin yani sira uretildigi donemin sosyolojisi kulturu ve teknik gelisimi acisindan onemli bilgiler sunmaktadir. Bin yillar boyunca, dunyanin buyuk bolumunde yaygin olarak uretilen seramikler gunumuzde son teknolojiye ayak uydursa bile, hala bazi konularda eski caglara ait gorus, anlayis ve yontemler gecerliligini korumaktadir ve gelecege isik tutacak niteliktedir. Bu baglamda; Anadolu kultur tarihi, ozellikle arkeoloji dunyasi icin onemli bir bolge olan Likya, 19. yuzyildan gunumuze bircok gezgin, tarihci, arkeolog ve bilim insaninin arastirma yaptigi ve seramiklerin yogun olarak bulundugu bir bolge olmustur. Likya Bolgesi’nin onemli kentlerinden birisi de Rhodiapolis antik kentidir. Bu calismada; Rhodiapolis kazilarinda bulunan yerel seramik uretim atiklarinin uretiminde izlenen sekillendirme ve pisirme yontemlerine dair uygulama asamalari incelenmis ve gunumuz uretim yontemleriyle arasindaki benzerlik ve/veya farkliliklar degerlendirilmistir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132488409","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/SANATVETASARIM.435670
Meryem Uzunoğlu
Oryantalist resim repertuari icinde Batililar icin buyulu bir gizemi olan harem yasantisi onemli bir yer tutmaktadir. Bu resimlerde dogulu bir dekor icinde ve dogulu kostumler giymis olan egzotik guzellerin bicimsel kokenleri ise Batili resim gelenegindeki Venus temsillerine dayanmaktadir. Ingres, Delacroix ve Gerome gibi Oryantalist sanatcilarin harem sahnelerinde betimledikleri “tutsak” kadinlar, Dogu’yu vahsi, ilkel ve sehvet duskunu olarak gostermek icin oldukca uygundur. Boylece bilincaltinda “kurtarici” olarak kendini konumlandiran Batili erkek ozne, hem eylemini mesrulastiracak hem de iktidarini imleyecektir. 19. yuzyilin sonlarina dogru kendi medeniyetini sorgulamaya baslayan Bati’da Dogu’ya olan oryantalist ilgi azalmis ve harem sahneleri populerligini yitirmistir. Bu sureclerde farkli ifade arayislarina giren Avrupali sanatcilar, daha once ilkel ve vahsi olarak tanimladiklari Dogulu toplumlarin kultur ve sanat formlarini kullanarak modern sanata yon vermislerdir. Modern sanatin onemli isimlerinden Henry Matisse ise “Odalik” serisinde Islam sanatindaki bezeme mantigini kullanarak kurguladigi resim mekâninda bu Dogulu “tutsak” kadini, merkezi bir motife donusturmek suretiyle yalnizca bicimsel bir oge konumuna indirgemistir. Boylece Oryantalist soylem icerisinde “Dogu” imgesinin kurulmasina ve yayginlasmasina aracilik eden kadin figurunun ifade ettigi anlamin ici bosaltilmistir. Bu calismada oryantalizmin tanimi yapilacak; tarihsel surecte Dogu-Bati iliskisinin kultur urunlerindeki yansimalarina deginilecek; oteki uzerinden kendini tanimlama bicimi olarak oryantalist resimlerdeki ideolojik baglam uzerinde durulacak ve oryantalist resim gelenegi icinde kadin temsilleri araciligi ile Dogu imgesinin nasil sekillendigi incelenecektir.
{"title":"Batı Resminde “Doğu” İmgesinin Oluşmasına Aracılık Eden Kadın Temsilleri","authors":"Meryem Uzunoğlu","doi":"10.18603/SANATVETASARIM.435670","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/SANATVETASARIM.435670","url":null,"abstract":"Oryantalist resim repertuari icinde Batililar icin buyulu bir gizemi olan harem yasantisi onemli bir yer tutmaktadir. Bu resimlerde dogulu bir dekor icinde ve dogulu kostumler giymis olan egzotik guzellerin bicimsel kokenleri ise Batili resim gelenegindeki Venus temsillerine dayanmaktadir. Ingres, Delacroix ve Gerome gibi Oryantalist sanatcilarin harem sahnelerinde betimledikleri “tutsak” kadinlar, Dogu’yu vahsi, ilkel ve sehvet duskunu olarak gostermek icin oldukca uygundur. Boylece bilincaltinda “kurtarici” olarak kendini konumlandiran Batili erkek ozne, hem eylemini mesrulastiracak hem de iktidarini imleyecektir. 19. yuzyilin sonlarina dogru kendi medeniyetini sorgulamaya baslayan Bati’da Dogu’ya olan oryantalist ilgi azalmis ve harem sahneleri populerligini yitirmistir. Bu sureclerde farkli ifade arayislarina giren Avrupali sanatcilar, daha once ilkel ve vahsi olarak tanimladiklari Dogulu toplumlarin kultur ve sanat formlarini kullanarak modern sanata yon vermislerdir. Modern sanatin onemli isimlerinden Henry Matisse ise “Odalik” serisinde Islam sanatindaki bezeme mantigini kullanarak kurguladigi resim mekâninda bu Dogulu “tutsak” kadini, merkezi bir motife donusturmek suretiyle yalnizca bicimsel bir oge konumuna indirgemistir. Boylece Oryantalist soylem icerisinde “Dogu” imgesinin kurulmasina ve yayginlasmasina aracilik eden kadin figurunun ifade ettigi anlamin ici bosaltilmistir. Bu calismada oryantalizmin tanimi yapilacak; tarihsel surecte Dogu-Bati iliskisinin kultur urunlerindeki yansimalarina deginilecek; oteki uzerinden kendini tanimlama bicimi olarak oryantalist resimlerdeki ideolojik baglam uzerinde durulacak ve oryantalist resim gelenegi icinde kadin temsilleri araciligi ile Dogu imgesinin nasil sekillendigi incelenecektir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"119 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116632891","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/sanatvetasarim.435661
Funda Susamoğlu
Gorsel Sanatlar alaninda malzeme olarak tanimlananin sinirlari genislerken, malzeme tercihi beraberinde cok katmanli bir bilgi tasimaktadir. Arastirmanin amaci sozel dilin egemen oldugu hizli iletisim caginda, malzemenin iceriginde pratik yoluyla aktarilan sozel olmayan bilginin yapisini irdelemektir. Maddeselligin merkezde oldugu, malzeme pratiginin bir bilgi formu olarak ele alindigi “Malzemeyle Dusunme” calismalari, disiplinlerarasi yeni bir yaratici arastirma alani olarak sekillenmektedir. Pratik yoluyla aktarilan bilgi turunde amac sozel olmayan ve yapma eyleminin icerigindeki “tacit” olarak ifade edilen bilgi turunu aciga cikarmaktir. Konu uzerine calisan cagdas bilim felsefecisi Michael Polanyi’nin, nesnel ve kesin bilgi idealine getirdigi elestirel calismalari, yaratici dusunme ve gorsel sanatlar alanina da katki yapmaktadir. Gorsel sanatlar alaninda sozel dilin ve malzemeyle aktarilan ortuk bilginin iliskisi, 60’lar sonrasindan gunumuze ornekler uzerinden incelenmektedir.
{"title":"Görsel Sanatlarda Malzemeyle Düşünme Ve Sözel Olmayan Bilgi","authors":"Funda Susamoğlu","doi":"10.18603/sanatvetasarim.435661","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/sanatvetasarim.435661","url":null,"abstract":"Gorsel Sanatlar alaninda malzeme olarak tanimlananin sinirlari genislerken, malzeme tercihi beraberinde cok katmanli bir bilgi tasimaktadir. Arastirmanin amaci sozel dilin egemen oldugu hizli iletisim caginda, malzemenin iceriginde pratik yoluyla aktarilan sozel olmayan bilginin yapisini irdelemektir. Maddeselligin merkezde oldugu, malzeme pratiginin bir bilgi formu olarak ele alindigi “Malzemeyle Dusunme” calismalari, disiplinlerarasi yeni bir yaratici arastirma alani olarak sekillenmektedir. Pratik yoluyla aktarilan bilgi turunde amac sozel olmayan ve yapma eyleminin icerigindeki “tacit” olarak ifade edilen bilgi turunu aciga cikarmaktir. Konu uzerine calisan cagdas bilim felsefecisi Michael Polanyi’nin, nesnel ve kesin bilgi idealine getirdigi elestirel calismalari, yaratici dusunme ve gorsel sanatlar alanina da katki yapmaktadir. Gorsel sanatlar alaninda sozel dilin ve malzemeyle aktarilan ortuk bilginin iliskisi, 60’lar sonrasindan gunumuze ornekler uzerinden incelenmektedir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"58 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126492387","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/sanatvetasarim.435647
S. Erdem
Sinema tarihini belgeleyen yazili kaynaklar arasinda, sinema dergileri buyuk onem tasir. Sinema dergileri, sinema ve izleyici ile arasindaki en onemli gorsel araclardan biridir; ureticiyle potensiyel izleyici arasindaki iliskiyi guclendirmeyi amaclayan bir aractir. Bu etkinligin devamliligini saglayan etkenler ve kulturel etkilesimler sinema dergilerinin onemini arttirmistir. Sinema dergileri, tasarim olgusunun yeni yeni filizlenmeye basladigi bir ulkede, iceriginde bulunan tasarim ilkeleriyle, yeni gelisen bir sanat dali olarak sinemayi icerik ve bicim olgusuyla butunlestirmeyi basarmis, bilincli tasarim anlayisini yadsinamaz bir sekilde kanitlamislardir. Bu makalede, Holivut Dergisi’nin Turk grafik sanatina olan benzerlikleri ve on kapaklarinda uyguladigi tasarim anlayisinin aciklanmasi ve bununla birlikte Turk grafik sanatinin gelisiminde oynadigi rolun ortaya konulmasi amaclanmistir.
{"title":"Holivut Dergisi’nin Ön Kapak Tasarımları ve Türk Grafik Tasarımı İçindeki Yeri","authors":"S. Erdem","doi":"10.18603/sanatvetasarim.435647","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/sanatvetasarim.435647","url":null,"abstract":"Sinema tarihini belgeleyen yazili kaynaklar arasinda, sinema dergileri buyuk onem tasir. Sinema dergileri, sinema ve izleyici ile arasindaki en onemli gorsel araclardan biridir; ureticiyle potensiyel izleyici arasindaki iliskiyi guclendirmeyi amaclayan bir aractir. Bu etkinligin devamliligini saglayan etkenler ve kulturel etkilesimler sinema dergilerinin onemini arttirmistir. Sinema dergileri, tasarim olgusunun yeni yeni filizlenmeye basladigi bir ulkede, iceriginde bulunan tasarim ilkeleriyle, yeni gelisen bir sanat dali olarak sinemayi icerik ve bicim olgusuyla butunlestirmeyi basarmis, bilincli tasarim anlayisini yadsinamaz bir sekilde kanitlamislardir. Bu makalede, Holivut Dergisi’nin Turk grafik sanatina olan benzerlikleri ve on kapaklarinda uyguladigi tasarim anlayisinin aciklanmasi ve bununla birlikte Turk grafik sanatinin gelisiminde oynadigi rolun ortaya konulmasi amaclanmistir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132311297","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2018-06-22DOI: 10.18603/sanatvetasarim.435651
Yüksel Göğebakan
Neolitikten Tunc Cagina, Asurlulardan Hititlere, Urartulardan Bizanslilara kadar bircok farkli topluluklarin/ devletlerin yasandigi ve kulturel izlerinin tasindigi Malatya ve cevresinde Anadolu Selcuklularla baslayan Turk hâkimiyeti Osmanlilarla devam etmis ve Cumhuriyetle birlikte de gunumuze kadar gelmistir. Kentte tarihsel gecmisin izlerini tasiyan kultur varligi konumunda olan eserlerin buyuk bir cogunlugu Gec Osmanli ve Erken Cumhuriyet donemine aittir. Osmanli donemine ait olan eserlerden birisi de 1875-1880 tarihleri arasinda insa edilen, donemin kulturel izlerini tasiyan ve mimari yapilanmasi hakkinda onemli bilgiler veren sivil mimarlik ornegi olarak tescillenen Karakas Konagi’dir. Tescilli kultur varligi konumunda bulunan bu yapinin korunmasi ve algilanmasinin saglanmasi ile ilgili olarak yapilan yonetsel ve hukuksal calismalarin ortaya konulmasi, bu arastirmanin ana sorununu ve amacini olusturmaktadir. Karakas Konagi’nin fiziki yapisinin korunmasi ve saglikli bir sekilde algilanabilmesi icin yapilan yonetsel ve hukuki yaklasimlar, hem bolge hem de ulke olarak bu tur yapilara bakis bakimindan aydinlatici bilgiler vermekte olup, ornek niteligi tasimaktadir.
{"title":"Kültür Varlıklarının Korunmasının ve Algılanabilirliklerinin Sağlanmasının Yönetsel ve Hukuksal Boyutu: Malatya Karakaş Konağı","authors":"Yüksel Göğebakan","doi":"10.18603/sanatvetasarim.435651","DOIUrl":"https://doi.org/10.18603/sanatvetasarim.435651","url":null,"abstract":"Neolitikten Tunc Cagina, Asurlulardan Hititlere, Urartulardan Bizanslilara kadar bircok farkli topluluklarin/ devletlerin yasandigi ve kulturel izlerinin tasindigi Malatya ve cevresinde Anadolu Selcuklularla baslayan Turk hâkimiyeti Osmanlilarla devam etmis ve Cumhuriyetle birlikte de gunumuze kadar gelmistir. Kentte tarihsel gecmisin izlerini tasiyan kultur varligi konumunda olan eserlerin buyuk bir cogunlugu Gec Osmanli ve Erken Cumhuriyet donemine aittir. Osmanli donemine ait olan eserlerden birisi de 1875-1880 tarihleri arasinda insa edilen, donemin kulturel izlerini tasiyan ve mimari yapilanmasi hakkinda onemli bilgiler veren sivil mimarlik ornegi olarak tescillenen Karakas Konagi’dir. Tescilli kultur varligi konumunda bulunan bu yapinin korunmasi ve algilanmasinin saglanmasi ile ilgili olarak yapilan yonetsel ve hukuksal calismalarin ortaya konulmasi, bu arastirmanin ana sorununu ve amacini olusturmaktadir. Karakas Konagi’nin fiziki yapisinin korunmasi ve saglikli bir sekilde algilanabilmesi icin yapilan yonetsel ve hukuki yaklasimlar, hem bolge hem de ulke olarak bu tur yapilara bakis bakimindan aydinlatici bilgiler vermekte olup, ornek niteligi tasimaktadir.","PeriodicalId":342724,"journal":{"name":"Sanat ve Tasarım Dergisi","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115235336","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：