Kipcaklarin milattan onceki yillarda Gurcistan ve cevresine geldiklerine dair Gurcu kaynagi Kartlis Covreba disinda hicbir yerde kayit yoktur. Kartlis Covreba Iskender'in Gurcistan seferi sirasinda Bunturki ve Kipcak adli bir grupla savastigini yazmistir. Kartlis Covreba'daki bilgi dogruysa Kipcaklar 2300 yil once Kafkas cografyasindaydi ve Kipcaklar buralara Iskitlerle birlikte gelmis olabilirler. Ancak bunu ispatlayacak baska bir kaynak yoktur. Gercek olan su ki, Kipcaklar Mogol istilasindan yuz yil once Karadeniz'in kuzeyinde Ruslarla zaman zaman dostane yasiyor bazen de onlarin arazisine girerek topraklarini yagmaliyordu. Rus knezlikleri onlarin bu yagma hareketlerinden korunmak icin evlilikler yoluyla Kipcaklari sakinlestirmek istiyor, kendi aralarindaki taht kavgasinda Kipcaklarin yardimini alarak birbirlerine ustun gelmek istiyorlardi. Ruslar bu amacla Kipcaklari epey kullandilar. Ayni donemde Selcuklular Gurcistan'da Gurcu ordularina karsi basarilar kazaniyordu. Bunu onlemek icin 1118 yilinda Gurcu Krali II. Davit Selcuklularin akinlarini durdurabilmek ve onlara karsi basarili olmak icin Kafkaslarin kuzeyinde bulunan Kumanlarla irtibata gecti. Kral II. Davit bu olaydan bir sure once Atrak Han'in kizi Tamara ile evlenmisti. Bu evliligi de kullanarak Kumanlardan 40 bin kisilik bir askeri gucu ulkesine davet etti. Gurcistan'a gelen Kumanlarin Ispir'e kadar uzanan Taok Vadisi denilen yer ile Coruh boylarina yerlestirildigi biliniyor. Ancak Gurcu kaynaklari buralara yerlesen Kumanlarin daha sonra Kafkaslarin kuzeyine dondugunu iddia etmektedir. Oysaki Osmanli belgelerinde bulunan bircok yer adi ve isim onlarin Orta Asya Turklugu ile baglantisi oldugunu ve Kumanlarin Ispir'e kadar uzanan bolgede yasadiklarini gostermektedir. Bu makalede bu konuya aciklik getirilecektir.
{"title":"KİŞİ, YER, BOY ADLARINA GÖRE AHISKA VE ÇEVRESİNDEKİ KIPÇAKLAR/KUMANLARLA DİĞER TÜRK BOYLARININ BAĞLANTILARI","authors":"Mehmet Kıldıroğlu","doi":"10.17498/KDENIZ.450896","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.450896","url":null,"abstract":"Kipcaklarin milattan onceki yillarda Gurcistan ve cevresine geldiklerine dair Gurcu kaynagi Kartlis Covreba disinda hicbir yerde kayit yoktur. Kartlis Covreba Iskender'in Gurcistan seferi sirasinda Bunturki ve Kipcak adli bir grupla savastigini yazmistir. Kartlis Covreba'daki bilgi dogruysa Kipcaklar 2300 yil once Kafkas cografyasindaydi ve Kipcaklar buralara Iskitlerle birlikte gelmis olabilirler. Ancak bunu ispatlayacak baska bir kaynak yoktur. Gercek olan su ki, Kipcaklar Mogol istilasindan yuz yil once Karadeniz'in kuzeyinde Ruslarla zaman zaman dostane yasiyor bazen de onlarin arazisine girerek topraklarini yagmaliyordu. Rus knezlikleri onlarin bu yagma hareketlerinden korunmak icin evlilikler yoluyla Kipcaklari sakinlestirmek istiyor, kendi aralarindaki taht kavgasinda Kipcaklarin yardimini alarak birbirlerine ustun gelmek istiyorlardi. Ruslar bu amacla Kipcaklari epey kullandilar. Ayni donemde Selcuklular Gurcistan'da Gurcu ordularina karsi basarilar kazaniyordu. Bunu onlemek icin 1118 yilinda Gurcu Krali II. Davit Selcuklularin akinlarini durdurabilmek ve onlara karsi basarili olmak icin Kafkaslarin kuzeyinde bulunan Kumanlarla irtibata gecti. Kral II. Davit bu olaydan bir sure once Atrak Han'in kizi Tamara ile evlenmisti. Bu evliligi de kullanarak Kumanlardan 40 bin kisilik bir askeri gucu ulkesine davet etti. Gurcistan'a gelen Kumanlarin Ispir'e kadar uzanan Taok Vadisi denilen yer ile Coruh boylarina yerlestirildigi biliniyor. Ancak Gurcu kaynaklari buralara yerlesen Kumanlarin daha sonra Kafkaslarin kuzeyine dondugunu iddia etmektedir. Oysaki Osmanli belgelerinde bulunan bircok yer adi ve isim onlarin Orta Asya Turklugu ile baglantisi oldugunu ve Kumanlarin Ispir'e kadar uzanan bolgede yasadiklarini gostermektedir. Bu makalede bu konuya aciklik getirilecektir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128905707","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
OZ Halk Edebiyati, ozellikle Âsik Edebiyati metinlerinin tahlili meselesine pek itibar edilmemis, tahlil ve serhine gidilmemistir. Bu calisma ile bundan sonraki calismalara ornek teskil edilecek sekilde, asrimizin en unlu âsiklarindan Reyhani’nin 4 siiri ele alinarak tahlil edilmistir. Tahlil yapilirken asigimizin yasadigi cografya ve icinde bulundugu ekonomik hayat tezahuru dikkate alinmistir. Asil adi Yasar Yilmaz olan asigimi z 1932 yilinda Erzurum’un Hasankale (Pasinler) Ilcesi, Alvar Koyu’nde dogmustur. Şiirinden de anlasilacagi uzere cok sevdigi Erzurum’dan ayrilip Bursa’ya yerlesmis ve orada 10 Aralik 2006 tarihinde vefat etmistir. Ustasi tek degildir. Dogup buyudugu cevre sozlu kultur acisindan oldukca zengin bir bolgedir. Oncelikle cevrede taninan ve turkuleri soylenen âsiklarin yani sira, Huzuri Baba, Nihani, Cevlani, Efkari ile Gulistan Cobanoglu gibi âsiklardan gelenek ve usul ogrenmistir. Yani onun ilk ustasi yasadigi cevredir. Âsik Nihani ile atistigini soyledigi bir eseri de vardir. Her ne kadar dogdugu ve 18 yasina kadar hicbir yere ayrilmadan yasadigi cevre belli ise de bu yastan sonra hem Turkiye’nin ve hem de yurt disindaki cesitli ulkelerin cesitli sehirlerini gezip gormesi onun siir ve sanatina etki etmis, ufkunu genisletmistir. Turkiye’de liderlerle birlikte degisen donemler, fikir akimlari, dunya gorusleri, âsiklik geleneginde de etkili olmus, moda muhtevalar hususunda asigimiz da akimlara kapilmistir. Bu calismada Asik Yasar Reyhani’nin icinde yasadigi ekonomik duruma gore eserlerinin tahlili yapilacaktir.
{"title":"ERZURUMLU AŞIK YAŞAR REYHANİ'Yİ ANLAMAK","authors":"Erdoğan Altınkaynak","doi":"10.17498/KDENIZ.484233","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.484233","url":null,"abstract":"OZ Halk Edebiyati, ozellikle Âsik Edebiyati metinlerinin tahlili meselesine pek itibar edilmemis, tahlil ve serhine gidilmemistir. Bu calisma ile bundan sonraki calismalara ornek teskil edilecek sekilde, asrimizin en unlu âsiklarindan Reyhani’nin 4 siiri ele alinarak tahlil edilmistir. Tahlil yapilirken asigimizin yasadigi cografya ve icinde bulundugu ekonomik hayat tezahuru dikkate alinmistir. Asil adi Yasar Yilmaz olan asigimi z 1932 yilinda Erzurum’un Hasankale (Pasinler) Ilcesi, Alvar Koyu’nde dogmustur. Şiirinden de anlasilacagi uzere cok sevdigi Erzurum’dan ayrilip Bursa’ya yerlesmis ve orada 10 Aralik 2006 tarihinde vefat etmistir. Ustasi tek degildir. Dogup buyudugu cevre sozlu kultur acisindan oldukca zengin bir bolgedir. Oncelikle cevrede taninan ve turkuleri soylenen âsiklarin yani sira, Huzuri Baba, Nihani, Cevlani, Efkari ile Gulistan Cobanoglu gibi âsiklardan gelenek ve usul ogrenmistir. Yani onun ilk ustasi yasadigi cevredir. Âsik Nihani ile atistigini soyledigi bir eseri de vardir. Her ne kadar dogdugu ve 18 yasina kadar hicbir yere ayrilmadan yasadigi cevre belli ise de bu yastan sonra hem Turkiye’nin ve hem de yurt disindaki cesitli ulkelerin cesitli sehirlerini gezip gormesi onun siir ve sanatina etki etmis, ufkunu genisletmistir. Turkiye’de liderlerle birlikte degisen donemler, fikir akimlari, dunya gorusleri, âsiklik geleneginde de etkili olmus, moda muhtevalar hususunda asigimiz da akimlara kapilmistir. Bu calismada Asik Yasar Reyhani’nin icinde yasadigi ekonomik duruma gore eserlerinin tahlili yapilacaktir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"320 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131497649","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Saglik turizmi, gelir ve katilimci sayisi bakimindan onemli bir turizm cesidi haline gelmistir. Onumuzdeki yillarda gelismesinin artarak devam etmesi beklenmektedir. Saglik turizmi uc farkli amac icin gerceklesmektedir. Bunlardan birincisi medikal turizm, ikincisi kaplica ve spa-wellness, ucuncusu yasli ve engelli bakimi turizmidir. Saglik turizminde onde gelen ulkeler sirasiyla Hindistan, Singapur, Malezya, G.Afrika ve Turkiye seklinde siralanmaktadir. Turkiye dunya saglik turizmi icinde besinci sirada yer almaktadir. 2013 yili itibariyle Turkiye’ye uc yuz bin uzerinde hasta girisi olmustur. Almanya, Hollanda, Avusturya, Irak ve Belcika agirlikli olan hastalar daha cok goz, dis, ortopedi ve plastik cerrahi alanlarinda hizmet almaktadir. Turkiye’de ki onemli destinasyonlarin basinda Antalya ve Istanbul gelmektedir. Bu arastirmanin amaci; Turk Dunyasinda saglik turizmi farkindaligini artirmaktir. Bu sayede Dunya turizm gelirinde onemli yeri olan saglik turizminden Turk Devletlerinin kendi aralarinda hasta gondererek bu pazardan pay lamalarinin yani sira kulturel butunlesmeye de katki saglamalari acisindan onemli gorulmektedir.
{"title":"TÜRK DÜNYASINDA SAĞLIK TURİZMİ","authors":"Hürriyet Çimen","doi":"10.17498/KDENIZ.481741","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.481741","url":null,"abstract":"Saglik turizmi, gelir ve katilimci sayisi bakimindan onemli bir turizm cesidi haline gelmistir. Onumuzdeki yillarda gelismesinin artarak devam etmesi beklenmektedir. Saglik turizmi uc farkli amac icin gerceklesmektedir. Bunlardan birincisi medikal turizm, ikincisi kaplica ve spa-wellness, ucuncusu yasli ve engelli bakimi turizmidir. Saglik turizminde onde gelen ulkeler sirasiyla Hindistan, Singapur, Malezya, G.Afrika ve Turkiye seklinde siralanmaktadir. Turkiye dunya saglik turizmi icinde besinci sirada yer almaktadir. 2013 yili itibariyle Turkiye’ye uc yuz bin uzerinde hasta girisi olmustur. Almanya, Hollanda, Avusturya, Irak ve Belcika agirlikli olan hastalar daha cok goz, dis, ortopedi ve plastik cerrahi alanlarinda hizmet almaktadir. Turkiye’de ki onemli destinasyonlarin basinda Antalya ve Istanbul gelmektedir. Bu arastirmanin amaci; Turk Dunyasinda saglik turizmi farkindaligini artirmaktir. Bu sayede Dunya turizm gelirinde onemli yeri olan saglik turizminden Turk Devletlerinin kendi aralarinda hasta gondererek bu pazardan pay lamalarinin yani sira kulturel butunlesmeye de katki saglamalari acisindan onemli gorulmektedir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123605381","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplum, sosyolojinin ana konusudur. Soz konusu toplum, buyuk goclerden sonra bin yili askin suredir yerlesik olan Anadolu toplumu olunca, devlet toplumdan toplum da devletten ayri dusunulemez olur. Devletle butunlesik dusunme olgusu, sivil toplum kavrami icin de gecerlidir. Islâm kurallarinin egemen oldugu Selcuklu ve devamindaki Osmanli Devleti, 1800’lu yillara degin bu toplumsal ve siyasi yapisini belirleyen hukuk anlayisini korumustur. Askeri yenilgiler sonrasinda Avrupa’dan cekilme sureci ile birlikte, bilimsel, askeri ve ekonomik alandaki gerileme sureclerini engellemek isteyen Osmanli Devleti, birey, aile ve toplum bicimlerini derinden etkileyecek Batililasma/Modernlesme programina yonelir. Modernlesme sureci sert siyasi ve sosyal degisimlerle gecmistir. 1826’da Yenicerilik yerine modern ordunun kurulmasi, burokratik yapidaki koklu degisimler, hukuk kodifikasyonlarinin ser’i hukuktan uzaklasarak Bati hukukuna yakinlasmasi, Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) fermanlari, 1876’da I. Mesrutiyet’in ilani ve 1878’de Meclis’in kapatilmasi, Sultan II. Abdulhamid donemi, 1909’da II. Mesrutiyet’in ilani, Trablusgarb (1911-1912), Balkan (1912-1913) ve I. Dunya (1914-1918) savaslari surecinde Osmanli Devleti giderek varligini, siyasi, askeri ve toplumsal gucunu yitirir. Devaminda ise Istiklâl Savasi (1919-1923) ile Turkiye Cumhuriyeti kurulur. 1800’lerden itibaren bunlar yasanirken, sosyal hayatta, gundelik yasamda, giyim-kusamda, gorgu kurallarinda, egitimden sagliga, zanaatciliktan tarimsal uretime, madencilikten ulasima, insanin yasamini kusatan tum alanlarda modernlesme surecleri kimi zaman hizli kimi zaman yavas olarak devam etmistir. Her basligin detayli bir tarihi vardir. Turkiye’deki mevcut toplumsal ve siyasal yapiyi ve kulturel dokuyu bugun dogru anlayabilmek, bu sureclerin Osmanli’dan gelen ozelliklerini, kosullarini ve aktarimlarini anlamakla mumkundur. Cahit Tanyol (1914-…) ve Şerif Mardin (1927-2017), toplum, sivil toplum ve devlet konularinda bircok makale kaleme almis, goruslerini paylasmis ve kimi zaman mevcut yaklasimlari devralmis, kimi zaman bunlari gelistirmis veya kimi zaman kendi yaklasimlarini olusturmuslardir. Iki sosyologun goruslerinin karsilastirilmasi Turkiye’deki devlet, toplum ve sivil toplum dusuncesi uzerine kapsamli bilgiler verir. Bu bilgiler, gerek yakin cografyadaki gerekse uzak cografyadaki toplumlar ve devletler icin karsilastirma yapmaya imkân veren ozellikler, kosullar ve degerler icerir. Toplamda, Cahit Tanyol’un ve Şerif Mardin’in yaklasimlari, bize daha saglikli, etkili, kalici ve guclu bir toplum-devlet orgutlenmesi ve organizasyonu icin ozellikler, ilkeler ve uygulamalar uretmemizde kaynaklik edecektir. Bunun gerceklesmesi, gunumuzun yeni toplum ve devlet yapilanmalarini dogru tanimlayan, bunlarin gecmisle baglantisini kurabilen ve yerelden evrensele guclu bir toplum-devlet modeli ornegi sunan dusunsel bir olanak saglar.
{"title":"Türkiye’de Toplum ve Devlet: Cahit Tanyol ile Şerif Mardin’in Yaklaşımları Üzerinden Karşılaştırmalı Bir İnceleme","authors":"Erkan Çav","doi":"10.17498/KDENIZ.466852","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.466852","url":null,"abstract":"Toplum, sosyolojinin ana konusudur. Soz konusu toplum, buyuk goclerden sonra bin yili askin suredir yerlesik olan Anadolu toplumu olunca, devlet toplumdan toplum da devletten ayri dusunulemez olur. Devletle butunlesik dusunme olgusu, sivil toplum kavrami icin de gecerlidir. Islâm kurallarinin egemen oldugu Selcuklu ve devamindaki Osmanli Devleti, 1800’lu yillara degin bu toplumsal ve siyasi yapisini belirleyen hukuk anlayisini korumustur. Askeri yenilgiler sonrasinda Avrupa’dan cekilme sureci ile birlikte, bilimsel, askeri ve ekonomik alandaki gerileme sureclerini engellemek isteyen Osmanli Devleti, birey, aile ve toplum bicimlerini derinden etkileyecek Batililasma/Modernlesme programina yonelir. Modernlesme sureci sert siyasi ve sosyal degisimlerle gecmistir. 1826’da Yenicerilik yerine modern ordunun kurulmasi, burokratik yapidaki koklu degisimler, hukuk kodifikasyonlarinin ser’i hukuktan uzaklasarak Bati hukukuna yakinlasmasi, Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) fermanlari, 1876’da I. Mesrutiyet’in ilani ve 1878’de Meclis’in kapatilmasi, Sultan II. Abdulhamid donemi, 1909’da II. Mesrutiyet’in ilani, Trablusgarb (1911-1912), Balkan (1912-1913) ve I. Dunya (1914-1918) savaslari surecinde Osmanli Devleti giderek varligini, siyasi, askeri ve toplumsal gucunu yitirir. Devaminda ise Istiklâl Savasi (1919-1923) ile Turkiye Cumhuriyeti kurulur. 1800’lerden itibaren bunlar yasanirken, sosyal hayatta, gundelik yasamda, giyim-kusamda, gorgu kurallarinda, egitimden sagliga, zanaatciliktan tarimsal uretime, madencilikten ulasima, insanin yasamini kusatan tum alanlarda modernlesme surecleri kimi zaman hizli kimi zaman yavas olarak devam etmistir. Her basligin detayli bir tarihi vardir. Turkiye’deki mevcut toplumsal ve siyasal yapiyi ve kulturel dokuyu bugun dogru anlayabilmek, bu sureclerin Osmanli’dan gelen ozelliklerini, kosullarini ve aktarimlarini anlamakla mumkundur. Cahit Tanyol (1914-…) ve Şerif Mardin (1927-2017), toplum, sivil toplum ve devlet konularinda bircok makale kaleme almis, goruslerini paylasmis ve kimi zaman mevcut yaklasimlari devralmis, kimi zaman bunlari gelistirmis veya kimi zaman kendi yaklasimlarini olusturmuslardir. Iki sosyologun goruslerinin karsilastirilmasi Turkiye’deki devlet, toplum ve sivil toplum dusuncesi uzerine kapsamli bilgiler verir. Bu bilgiler, gerek yakin cografyadaki gerekse uzak cografyadaki toplumlar ve devletler icin karsilastirma yapmaya imkân veren ozellikler, kosullar ve degerler icerir. Toplamda, Cahit Tanyol’un ve Şerif Mardin’in yaklasimlari, bize daha saglikli, etkili, kalici ve guclu bir toplum-devlet orgutlenmesi ve organizasyonu icin ozellikler, ilkeler ve uygulamalar uretmemizde kaynaklik edecektir. Bunun gerceklesmesi, gunumuzun yeni toplum ve devlet yapilanmalarini dogru tanimlayan, bunlarin gecmisle baglantisini kurabilen ve yerelden evrensele guclu bir toplum-devlet modeli ornegi sunan dusunsel bir olanak saglar.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"18 5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115504018","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Şanliurfa Merkez ilcesi sinirlari icerisinde 2013 yilindan bu yana Neolitik donem ve oncesi ile ilgili yuzey arastirmasi yapilmaktadir. Yuzey arastirmalarina 2018 yilinda da devam edilmis, Neolitik donem ve diger donemlere ait yerler ve tuzak alanlari tespit edilmistir. 2018 yili arastirmalarimiz, genel olarak Şanliurfa'nin guneydogusunda, yaklasik 50 km ile 100 km mesafelerde bulunan Tektek Daglari bolgesinde gerceklestirilmistir. Bu bolge, kayalik bir bolge olup daha cok yuksek platolarin yer aldigi bir bolgedir. Onceleri yabani fistik agaclarinin bol miktarda bulundugu Tektek Daglari bolgesinde, su anda cok nadir de olsa gecmis donemlerde yogun olarak ceylan populasyonu bulunmaktaydi. Bu nedenle, prehistorik donemlerden itibaren bolgede cok yogun bir iskan soz konusu olmustur. Ozellikle, Neolitik donem ve sonrasinda bu yogun iskan kendisini yamac yerlesimleri ile gostermektedir. Yapilan calismalarda, bolgede 2013 yilindan bu yana 50 yamac yerlesimi tespit edilmistir. Ilk kez Neolitik donemde yapilmis oldugu ve daha sonraki donemlerde de kullanildigini dusundugumuz tuzak alanlari, 2018 yili arastirmalarimizin ana konusunu olusturmustur. 2018 yilinda yapilan arastirmalar sonucunda 16 tuzak alani tespit edilmistir. Tuzak alanlarinin bazilari, Karahan Tepe Neolitik merkezinin kuzeybatisinda, dogusunda ve guneyinde de bulunmustur. Bazilari ise Harbetsuvan Tepesi Neolitik merkezinin kuzeydogusunda tespit edilmistir. Bunun disinda 2017 yilinda Gec Roma donemine ait pek cok yerlesim de tespit edilmistir. 2018 yili arastirmalarimiz Neolitik merkezler ile tuzak alanlari arasindaki iliskileri bir kez daha gozler onune sermistir.
{"title":"ŞANLIURFA İLİ YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2018","authors":"Bahattin Çeli̇k","doi":"10.17498/KDENIZ.453054","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.453054","url":null,"abstract":"Şanliurfa Merkez ilcesi sinirlari icerisinde 2013 yilindan bu yana Neolitik donem ve oncesi ile ilgili yuzey arastirmasi yapilmaktadir. Yuzey arastirmalarina 2018 yilinda da devam edilmis, Neolitik donem ve diger donemlere ait yerler ve tuzak alanlari tespit edilmistir. 2018 yili arastirmalarimiz, genel olarak Şanliurfa'nin guneydogusunda, yaklasik 50 km ile 100 km mesafelerde bulunan Tektek Daglari bolgesinde gerceklestirilmistir. Bu bolge, kayalik bir bolge olup daha cok yuksek platolarin yer aldigi bir bolgedir. Onceleri yabani fistik agaclarinin bol miktarda bulundugu Tektek Daglari bolgesinde, su anda cok nadir de olsa gecmis donemlerde yogun olarak ceylan populasyonu bulunmaktaydi. Bu nedenle, prehistorik donemlerden itibaren bolgede cok yogun bir iskan soz konusu olmustur. Ozellikle, Neolitik donem ve sonrasinda bu yogun iskan kendisini yamac yerlesimleri ile gostermektedir. Yapilan calismalarda, bolgede 2013 yilindan bu yana 50 yamac yerlesimi tespit edilmistir. Ilk kez Neolitik donemde yapilmis oldugu ve daha sonraki donemlerde de kullanildigini dusundugumuz tuzak alanlari, 2018 yili arastirmalarimizin ana konusunu olusturmustur. 2018 yilinda yapilan arastirmalar sonucunda 16 tuzak alani tespit edilmistir. Tuzak alanlarinin bazilari, Karahan Tepe Neolitik merkezinin kuzeybatisinda, dogusunda ve guneyinde de bulunmustur. Bazilari ise Harbetsuvan Tepesi Neolitik merkezinin kuzeydogusunda tespit edilmistir. Bunun disinda 2017 yilinda Gec Roma donemine ait pek cok yerlesim de tespit edilmistir. 2018 yili arastirmalarimiz Neolitik merkezler ile tuzak alanlari arasindaki iliskileri bir kez daha gozler onune sermistir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"88 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125031827","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dunya tarihini buyuk oranda harpler olusturmaktadir. Bu nedenle harp tarihini bilmek tarihi daha iyi anlamak ve degerlendirmek acisindan onemlidir. Nitekim harp tarihi, tarih biliminin en onemli alt bolumlerinden birini teskil etmektedir. Gecmisteki harpleri incelemek, sonuclarina tesir etmis sebepleri arastirmak, uygulanmis prensipleri degerlendirmek ve bunlardan ders cikarmak harp tarihinin isi olmaktadir. Turkiye'de harp tarihi yazimi konusunda yetersiz kalindigi asikârdir. Yetersizligin cesitli sebepleri vardir. Askeri arsiv belgelerinin ortaya cikarilmasi ve arastirmaya sunulmasindaki eksiklikler bunlarin basinda gelmektedir. Bundan baska, t arihin diger calisma alanlarinda oldugu gibi harp tarihinin de sadece gecmis harplerin kronolojik siralanmasi veya mevcut kaynaklarin gunumuz Turkcesine cevrilerek yazilmasi suretiyle yapilmaya calisilmasi da diger bir yetersizliktir. Oysa harp tarihi calismalarinin gunumuze ve gelecege isik tutabilmesi icin harp tarihi ile ilgili mumkun oldugunca fazla kaynagin analiz ve sentez edildikten sonra akici, anlasilir bir uslupla eser haline getirilmesine ihtiyac duyulmaktadir. Bu calisma, askeri tarih ve harp tarihi konularina aciklik getirmek amaciyla yapilmistir. Calismada gunumuze kadar yurutulen tarih yaziciligi ve askeri tarih calismalari hakkinda bilgi verildikten sonra askeri tarih ile harp tarihinin konu ve kapsamlari degerlendirilmis ve sonuc kisminda askeri tarih-harp tarihi calismalarinin daha etkin yurutulmesi konusunda dusunceler belirtilmistir. Calisma icin literatur taramasi metodu ve nitel arastirma modeli kullanilmistir.
{"title":"TÜRK HARP TARİHİ YAZICILIĞINA VE ASKERİ TARİH-HARP TARİHİ KONULARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME","authors":"L. Ünal","doi":"10.17498/kdeniz.488659","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/kdeniz.488659","url":null,"abstract":"Dunya tarihini buyuk oranda harpler olusturmaktadir. Bu nedenle harp tarihini bilmek tarihi daha iyi anlamak ve degerlendirmek acisindan onemlidir. Nitekim harp tarihi, tarih biliminin en onemli alt bolumlerinden birini teskil etmektedir. Gecmisteki harpleri incelemek, sonuclarina tesir etmis sebepleri arastirmak, uygulanmis prensipleri degerlendirmek ve bunlardan ders cikarmak harp tarihinin isi olmaktadir. Turkiye'de harp tarihi yazimi konusunda yetersiz kalindigi asikârdir. Yetersizligin cesitli sebepleri vardir. Askeri arsiv belgelerinin ortaya cikarilmasi ve arastirmaya sunulmasindaki eksiklikler bunlarin basinda gelmektedir. Bundan baska, t arihin diger calisma alanlarinda oldugu gibi harp tarihinin de sadece gecmis harplerin kronolojik siralanmasi veya mevcut kaynaklarin gunumuz Turkcesine cevrilerek yazilmasi suretiyle yapilmaya calisilmasi da diger bir yetersizliktir. Oysa harp tarihi calismalarinin gunumuze ve gelecege isik tutabilmesi icin harp tarihi ile ilgili mumkun oldugunca fazla kaynagin analiz ve sentez edildikten sonra akici, anlasilir bir uslupla eser haline getirilmesine ihtiyac duyulmaktadir. Bu calisma, askeri tarih ve harp tarihi konularina aciklik getirmek amaciyla yapilmistir. Calismada gunumuze kadar yurutulen tarih yaziciligi ve askeri tarih calismalari hakkinda bilgi verildikten sonra askeri tarih ile harp tarihinin konu ve kapsamlari degerlendirilmis ve sonuc kisminda askeri tarih-harp tarihi calismalarinin daha etkin yurutulmesi konusunda dusunceler belirtilmistir. Calisma icin literatur taramasi metodu ve nitel arastirma modeli kullanilmistir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122043823","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
OZ Turkce, bugun Atlas Okyanusu’ndan Japon Denizi’ne kadar yaklasik 12 milyon kilometre karelik bir alanda 220 milyon nufusun konustugu, yuze yakin ulkede ogretiminin yapildigi, kokleri tarihin en eski donemlerine kadar uzanan, 600 bini askin soz varligina sahip bir dunya dilidir. Turkcenin bu kadar yaygin olmasinin ve akabinde diger dilleri etkilemesinin arka plâninda, bu dilin guclu siyasi yonetim dili olmasi, zengin fonetik yapisi ve edebi gucu yatmaktadir. Slav dilleriyle Turk dilleri iliskileri M.S. birinci yuzyilda baslamistir. Bilim adamlari bu iliskileri bircok tarihsel devrelere gore siniflandirmaktadir. Ilk devir tahminen І-VІІІ yy. Dogu Avrupa yorelerinde yasayan Slavlar ile Hun boylari arasinda yer alan Avarlar, Hazarlar ve Edil Nehri havzasinda yasayan Bulgarlar arasinda olan ekonomik iliskilerdir. Bu devirde Slav dillerine Turkceden genellikle kisi adlari, yer ve su (nehir) adlari gecmistir. Ikinci devir ІХ-ХІІ yy. arasidir. Kyev Devletinin ortaya cikmasiyla Slav taifeleri ilk once Peceneklerle, Uzlarla, Torklarla, Berendilerle iliski kurarak daha sonraki Oguz ve Kipcak taifeleriyle olan iliskilerinin zeminin hazirlamistir. Bazi Turkologlara gore bu devirdeki Turkce alinti kelimeler Kipcakcadir. Hic suphesiz Ruslarla Turkler arasindaki iliskiler de cok eski donemlerden gunumuze kadar suregelmistir. Uzun yillar ayni cografyada yasayan, bazi donemlerde mucadele icerisinde olan iki milletin, sozu edilen surec icerisinde kulturel etkilesim icerisine girdigine de sahit olmaktayiz. Ruscadaki Turkce kelimeler Rus literaturunde “Turkizm” olarak adlandirilmaktadir. Bu calismada once Ruscadaki Turkce kelimelerle ilgili Rus bilim adamlarinin yaptiklari calismalar siralanacak, ardindan da Ruscanin evcil hayvan soz varliginda Turkcenin izleri gozler onune serilmeye calisilacaktir.
{"title":"AKADEMİK ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA RUS DİLİNDE TÜRKÇENİN İZLERİ","authors":"Yergali Ergali Yesbossynov","doi":"10.17498/KDENIZ.437442","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.437442","url":null,"abstract":"OZ Turkce, bugun Atlas Okyanusu’ndan Japon Denizi’ne kadar yaklasik 12 milyon kilometre karelik bir alanda 220 milyon nufusun konustugu, yuze yakin ulkede ogretiminin yapildigi, kokleri tarihin en eski donemlerine kadar uzanan, 600 bini askin soz varligina sahip bir dunya dilidir. Turkcenin bu kadar yaygin olmasinin ve akabinde diger dilleri etkilemesinin arka plâninda, bu dilin guclu siyasi yonetim dili olmasi, zengin fonetik yapisi ve edebi gucu yatmaktadir. Slav dilleriyle Turk dilleri iliskileri M.S. birinci yuzyilda baslamistir. Bilim adamlari bu iliskileri bircok tarihsel devrelere gore siniflandirmaktadir. Ilk devir tahminen І-VІІІ yy. Dogu Avrupa yorelerinde yasayan Slavlar ile Hun boylari arasinda yer alan Avarlar, Hazarlar ve Edil Nehri havzasinda yasayan Bulgarlar arasinda olan ekonomik iliskilerdir. Bu devirde Slav dillerine Turkceden genellikle kisi adlari, yer ve su (nehir) adlari gecmistir. Ikinci devir ІХ-ХІІ yy. arasidir. Kyev Devletinin ortaya cikmasiyla Slav taifeleri ilk once Peceneklerle, Uzlarla, Torklarla, Berendilerle iliski kurarak daha sonraki Oguz ve Kipcak taifeleriyle olan iliskilerinin zeminin hazirlamistir. Bazi Turkologlara gore bu devirdeki Turkce alinti kelimeler Kipcakcadir. Hic suphesiz Ruslarla Turkler arasindaki iliskiler de cok eski donemlerden gunumuze kadar suregelmistir. Uzun yillar ayni cografyada yasayan, bazi donemlerde mucadele icerisinde olan iki milletin, sozu edilen surec icerisinde kulturel etkilesim icerisine girdigine de sahit olmaktayiz. Ruscadaki Turkce kelimeler Rus literaturunde “Turkizm” olarak adlandirilmaktadir. Bu calismada once Ruscadaki Turkce kelimelerle ilgili Rus bilim adamlarinin yaptiklari calismalar siralanacak, ardindan da Ruscanin evcil hayvan soz varliginda Turkcenin izleri gozler onune serilmeye calisilacaktir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134561505","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Iletisim teknolojileri gunumuzde hizla gelisim gostermektedir. Iletisim cagi olarak da isimlendirilen bu donemde one cikan alanlar yeni medya ortamlari olmaktadir. Yeni medya ortamlari ayni anda cok sayida kanaldan cesitlendirilmis farkli icerikler ile iki yonlu etkilesime olanak saglayan dijital ortamlari olusturmaktadir. Yeni medya icerisinde yer alan sosyal medya, kamuoyu olarak soz hakkinin kullanicilarda oldugu, bireylerin bilgi ve kisisel fikir paylasimlarinda bulundugu etkilesimli dijital ortamlardan meydana gelmektedir. Dolayisiyla iletisimin yeni bir turu olarak one cikan sosyal medya, dunya tarihinde en hizli buyuyen paylasim alani olmustur. Bu arastirmanin amaci universite ogrencilerinin sosyal medya kullanimlarinin ve etkilesimlerinin neler oldugunu belirlemektir. Arastirmanin orneklemini Bartin Universitesinde ogrenim goren 302 ogrenci olusturmaktadir. Veri toplama araci olarak Kocak’in (2012) hazirlamis oldugu “Sosyal Medya Olcegi” kullanilmistir. Olcegin her bir alt boyutunda yer alan maddelerin guvenilirlikleri ile ayirt ediciliklerinin tespit edilmesi icin madde toplam korelasyon degerleri ve Cronbach’s Alpha katsayilari dikkate alinmistir. Arastirmadan elde edilen veriler SPSS 22 paket programi yardimiyla parametrik testler kullanilarak analiz edilmistir. Arastirma sonucunda universite ogrencilerinin en cok sosyal medya ortami olarak Instagram’i kullandiklari tespit edilmistir. Ogrencilerin sosyal medyada en cok gerceklestirdikleri eylemlerin sirasiyla muzik dinlemek, fotograflara bakmak ve video izlemek oldugu gorulmektedir. Ayrica erkeklerin sosyal medyayi, sosyal etkilesim nedeniyle kullanimlarinin kadinlara gore daha yuksek oldugu belirlenmistir. Anahtar Kelimeler: internet, iletisim, sosyal medya, yeni medya, universite ogrencileri
{"title":"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA ETKİLEŞİMLERİ: BARTIN ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ","authors":"Özkan Avci, Çağrı Sürücü","doi":"10.17498/kdeniz.481355","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/kdeniz.481355","url":null,"abstract":"Iletisim teknolojileri gunumuzde hizla gelisim gostermektedir. Iletisim cagi olarak da isimlendirilen bu donemde one cikan alanlar yeni medya ortamlari olmaktadir. Yeni medya ortamlari ayni anda cok sayida kanaldan cesitlendirilmis farkli icerikler ile iki yonlu etkilesime olanak saglayan dijital ortamlari olusturmaktadir. Yeni medya icerisinde yer alan sosyal medya, kamuoyu olarak soz hakkinin kullanicilarda oldugu, bireylerin bilgi ve kisisel fikir paylasimlarinda bulundugu etkilesimli dijital ortamlardan meydana gelmektedir. Dolayisiyla iletisimin yeni bir turu olarak one cikan sosyal medya, dunya tarihinde en hizli buyuyen paylasim alani olmustur. Bu arastirmanin amaci universite ogrencilerinin sosyal medya kullanimlarinin ve etkilesimlerinin neler oldugunu belirlemektir. Arastirmanin orneklemini Bartin Universitesinde ogrenim goren 302 ogrenci olusturmaktadir. Veri toplama araci olarak Kocak’in (2012) hazirlamis oldugu “Sosyal Medya Olcegi” kullanilmistir. Olcegin her bir alt boyutunda yer alan maddelerin guvenilirlikleri ile ayirt ediciliklerinin tespit edilmesi icin madde toplam korelasyon degerleri ve Cronbach’s Alpha katsayilari dikkate alinmistir. Arastirmadan elde edilen veriler SPSS 22 paket programi yardimiyla parametrik testler kullanilarak analiz edilmistir. Arastirma sonucunda universite ogrencilerinin en cok sosyal medya ortami olarak Instagram’i kullandiklari tespit edilmistir. Ogrencilerin sosyal medyada en cok gerceklestirdikleri eylemlerin sirasiyla muzik dinlemek, fotograflara bakmak ve video izlemek oldugu gorulmektedir. Ayrica erkeklerin sosyal medyayi, sosyal etkilesim nedeniyle kullanimlarinin kadinlara gore daha yuksek oldugu belirlenmistir. Anahtar Kelimeler: internet, iletisim, sosyal medya, yeni medya, universite ogrencileri","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120960851","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Elektrikli otomobillerin gelecegin teknolojisi oldugu bir gercektir. Hem verimlilik acisindan hem de fayda acisindan tuketicilerin yakin bir gelecekte tercih edecekleri otomobil turleri arasinda yer alacagi tahmin edilmektedir. Surucusuz otomobil teknolojisi ile birlikte piyasaya surulen araclarin geleceginin oldugu bilinmektedir. Hatta yakin gelecekte Almanya 2030 yilinda, Hollanda ve Norvec 2025 yilinda, Fransa ve Ingiltere ise 2040 yilinda benzinli ve dizel arac satislarinin yasaklanacagini resmen duyurmuslardir. Boyle bir piyasada elektrikli araclarin arastirilmasi ihtiyaci dogmustur. Turkiye’de uretimi icin talimat verilen ve yayginlasmasi beklenen elektrikli araclarin tercih sebepleri ile ilgili daha once yapilmis olan arastirma sonuclarindan faydalanarak oneriler getirilmistir. Bu kapsamda Dunyada ve Turkiye’de elektrikli araclar ve turleri ile ilgili yapilmis olan, erisilebilen tum calismalar degerlendirilmistir. Elektrikli otomobil tercihlerinde kulturel farkliliklarin, cevresel faktorlerin, ekonomik ve sosyal faktorlerin etkilerinin olacagi dusunulmektedir. Elektrikli araclar konusunda yapilacaklar listesinin basinda oncelikle tuketicilerin bilgilendirilmesi gerektigi sonucuna varilmistir. Yapilan arastirmalar da goz onune alindiginda; bilgilendirmenin detayli sekilde yapilmasi gerektigi, elektrikli araclarin turleri ve kullanim sekillerinin detayli sekilde tuketicilere aktarilmasi gerektigi sonucuna varilmistir. Ayrica elektrikli araclarin tuketiciler tarafindan tercih edilmesi icin var olan aliskanliklarinin yaninda ek fayda saglanmasi; sarj suresi, sarj istasyonu sayisinin azligi gibi olumsuz etkenlerin oncelikli olarak cozulmesi gerekmektedir. Elektrikli araclarin tanitim faaliyetlerinde maliyet avantaji konusu uzerinde ozellikle durulmasi gerekmektedir. Ayni zamanda tanitim faaliyetleri kapsaminda cevre bilincinin aktarilmasi gerekmektedir. Bir diger taraftan bakildiginda bu oneriler isiginda otomobil markalarinin uretim bandinin genisletilmesi ve pazarlama planlarina elektrikli araclari da eklemesi gerekmektedir. Tuketicilerin tercihlerinin ne yonde olacagini anlama hususunda genis capli ampirik calismalarin yapilmasi onerilmektedir. Bu sayede kulturel farkliliklarin belirlenmesi ve cevre konusundaki hassasiyetin ve en onemlisi de elektrikli arac farkindaliginin yaratilmasi ongorulmektedir.
{"title":"TÜKETİCİLERİN ELEKTRİKLİ ARAÇ TERCİHLERİ: LİTERATÜR TARAMASI VE TÜRKİYE’DE TANITIMINA YÖNELİK ÖNERİLER","authors":"Bilge Karamehmet, Esma Morgül","doi":"10.17498/kdeniz.425914","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/kdeniz.425914","url":null,"abstract":"Elektrikli otomobillerin gelecegin teknolojisi oldugu bir gercektir. Hem verimlilik acisindan hem de fayda acisindan tuketicilerin yakin bir gelecekte tercih edecekleri otomobil turleri arasinda yer alacagi tahmin edilmektedir. Surucusuz otomobil teknolojisi ile birlikte piyasaya surulen araclarin geleceginin oldugu bilinmektedir. Hatta yakin gelecekte Almanya 2030 yilinda, Hollanda ve Norvec 2025 yilinda, Fransa ve Ingiltere ise 2040 yilinda benzinli ve dizel arac satislarinin yasaklanacagini resmen duyurmuslardir. Boyle bir piyasada elektrikli araclarin arastirilmasi ihtiyaci dogmustur. Turkiye’de uretimi icin talimat verilen ve yayginlasmasi beklenen elektrikli araclarin tercih sebepleri ile ilgili daha once yapilmis olan arastirma sonuclarindan faydalanarak oneriler getirilmistir. Bu kapsamda Dunyada ve Turkiye’de elektrikli araclar ve turleri ile ilgili yapilmis olan, erisilebilen tum calismalar degerlendirilmistir. Elektrikli otomobil tercihlerinde kulturel farkliliklarin, cevresel faktorlerin, ekonomik ve sosyal faktorlerin etkilerinin olacagi dusunulmektedir. Elektrikli araclar konusunda yapilacaklar listesinin basinda oncelikle tuketicilerin bilgilendirilmesi gerektigi sonucuna varilmistir. Yapilan arastirmalar da goz onune alindiginda; bilgilendirmenin detayli sekilde yapilmasi gerektigi, elektrikli araclarin turleri ve kullanim sekillerinin detayli sekilde tuketicilere aktarilmasi gerektigi sonucuna varilmistir. Ayrica elektrikli araclarin tuketiciler tarafindan tercih edilmesi icin var olan aliskanliklarinin yaninda ek fayda saglanmasi; sarj suresi, sarj istasyonu sayisinin azligi gibi olumsuz etkenlerin oncelikli olarak cozulmesi gerekmektedir. Elektrikli araclarin tanitim faaliyetlerinde maliyet avantaji konusu uzerinde ozellikle durulmasi gerekmektedir. Ayni zamanda tanitim faaliyetleri kapsaminda cevre bilincinin aktarilmasi gerekmektedir. Bir diger taraftan bakildiginda bu oneriler isiginda otomobil markalarinin uretim bandinin genisletilmesi ve pazarlama planlarina elektrikli araclari da eklemesi gerekmektedir. Tuketicilerin tercihlerinin ne yonde olacagini anlama hususunda genis capli ampirik calismalarin yapilmasi onerilmektedir. Bu sayede kulturel farkliliklarin belirlenmesi ve cevre konusundaki hassasiyetin ve en onemlisi de elektrikli arac farkindaliginin yaratilmasi ongorulmektedir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114197862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Resim sanatinda kadin konusu ilk caglardan beri var olagelmistir. Turk resim sanatina baktigimizda kadin imgesi resimde Avrupa sanati etkisinde gelisim gostermistir. Osmanli ordusu mensubu askeri okullarda ve Avrupa’da egitim gormus asker ressamlar, muhafazakâr yaklasimla da olsa resimlerinde ‘kadin’ imgesini ilk kullanan sanatcilar olmuslardir. Kadin, resimde imge olmasinin yani sira icraci olarak yani kadin ressam olarak da karsimiza cikmaktadir. Tanzimat donemi, kadin haklari konusunda reformlarin yapildigi ve sinirli da olsa yeni kadin kimliginin olusmasini saglamistir. Boylece kadinlar, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde resim egitimi alabilmisler, bu sayede resimde de Avrupai giyimli, egitimli, batili tarz kadin imgeleri gorulmeye baslanmistir. Cumhuriyet donemine gelindiginde, erkekle esit kosullara sahip algisi yaratilan kentli kadin imaji ve ayni zamanda Anadolu kadini imgesi, modernlesmenin koyden kente toplumun tamaminda yayildigi gorsellestirilmistir. Bu calismada amac, kadinin hem imge olarak temsili, hem de hangi Balkan izleri tasidigini incelenmektir. Bu baglamda Osmanlidan gunumuze literatur taramasi yapilacaktir. Ayni zamanda Romanya dogumlu Ressam Eren Eyuboglu portreleri analiz edilerek elde edilen bulgular tartisilacaktir.
{"title":"RESİM SANATINDA KADIN VE BALKAN İZLERİ: EREN EYÜBOĞLU","authors":"Semra Çevik","doi":"10.17498/KDENIZ.477479","DOIUrl":"https://doi.org/10.17498/KDENIZ.477479","url":null,"abstract":"Resim sanatinda kadin konusu ilk caglardan beri var olagelmistir. Turk resim sanatina baktigimizda kadin imgesi resimde Avrupa sanati etkisinde gelisim gostermistir. Osmanli ordusu mensubu askeri okullarda ve Avrupa’da egitim gormus asker ressamlar, muhafazakâr yaklasimla da olsa resimlerinde ‘kadin’ imgesini ilk kullanan sanatcilar olmuslardir. Kadin, resimde imge olmasinin yani sira icraci olarak yani kadin ressam olarak da karsimiza cikmaktadir. Tanzimat donemi, kadin haklari konusunda reformlarin yapildigi ve sinirli da olsa yeni kadin kimliginin olusmasini saglamistir. Boylece kadinlar, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde resim egitimi alabilmisler, bu sayede resimde de Avrupai giyimli, egitimli, batili tarz kadin imgeleri gorulmeye baslanmistir. Cumhuriyet donemine gelindiginde, erkekle esit kosullara sahip algisi yaratilan kentli kadin imaji ve ayni zamanda Anadolu kadini imgesi, modernlesmenin koyden kente toplumun tamaminda yayildigi gorsellestirilmistir. Bu calismada amac, kadinin hem imge olarak temsili, hem de hangi Balkan izleri tasidigini incelenmektir. Bu baglamda Osmanlidan gunumuze literatur taramasi yapilacaktir. Ayni zamanda Romanya dogumlu Ressam Eren Eyuboglu portreleri analiz edilerek elde edilen bulgular tartisilacaktir.","PeriodicalId":344427,"journal":{"name":"Dergi Karadeniz","volume":"31 7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116570566","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}