首页 > 最新文献

Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi最新文献

英文 中文
OLR1 Geni 3’UTR 188 C>T Polimorfizmi: Koroner Arter Hastalarında Serum Okside LDL Düzeylerine ve Metabolik Parametrelere Etkileri OLR1基因3’UTR 188 C>T多态性对冠状动脉粥样硬化患者血清Okside LDL水平和代谢参数的影响
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1119918
Fidan Mali̇kova, Hülya YILMAZ AYDOĞAN, Oğuzhan Öztürk, Zehra Buğra, Özlem KURNAZ GÖMLEKSİZ
Amaç: Ateroskleroz sürecinde endotelyal hücrelerde enflamatuvar tepkimeleri aktive eden sinyal yolaklarını uyaran okside LDL, kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde önemli bir patojenik faktör olarak tanımlanmaktadır. Endotel hücrelerinde okside LDL için başlıca reseptör olan okside LDL reseptörü (LOX-1), okside LDL’leri endotel hücrelerinde özgül olarak bağlayabilme, hücre içine alabilme ve degrade edebilme özelliğine sahiptir. Bu çalışmada LOX-1’i kodlayan OLR1 geninde 3’UTR188C>T polimorfizminin koroner arter hastaları ve sağlıklı kontrollerden oluşan çalışma gruplarında serum okside LDL ve lipid düzeylerine etkisinin araştırılarak KAH hastalarında lipid parametrelerle ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya katılan 50 KAH hastası ve 34 sağlıklı kontrolden oluşan gruplarda OLR1 geni 3’UTR188C>T polimorfizminin tespiti için Polimeraz Zincir Reaksiyonu ve Restriksiyon Fragman Uzunluk Polimorfizmi yöntemleri kullanılmıştır. İstatistiksel analiz SPSS 20.0 ile yapılmıştır.Bulgular: KAH grubunda okside LDL (p<0,001), total-kolesterol (p=0,020), Beden Kütle İndeksi (BKİ) (p=0,015), sistolik (p<0,001) ve diastolik (p=0,002) kan basıncı değerleri ve sigara kullanım sıklığı (p=0,002) sağlıklı kontrollere kıyasla yüksek ve serum HDL-K düzeyi düşük gözlenmiştir (p<0,001). OLR1 3’UTR188C>T genotip ve allel dağılımları gruplar arasında benzer bulunmuştur (p>0,05). 188T alleli hem KAH (p<0,001) hem de kontrol (p=0,013) gruplarında yüksek okside LDL düzeyleri ile ilişkili gözlenmiştir. 188TT genotipi taşıyan hastalarda okside LDL (p<0,001), total-kolesterol, LDL-kolesterol, trigliserid ve VLDL-kolesterol düzeyleri yüksekti. Benzer şekilde sağlıklı kontrollerde de 188TT genotipi yüksek okside LDL, total ve LDL-kolesterol, trigliserid, VLDL-kolesterol, sistolik kan basıncı ve düşük serum HDL-kolesterol düzeyi ile ilişkiliydi. Sonuç: Bulgular OLR1 3’UTR 188 C>T polimorfizminin hem proaterojenik bir molekül olan serum okside LDL hem de aterojenik lipid profili lehine etkileriyle KAH gelişimiyle ilişkili olabileceğine işaret etmektedir.
目的是将低密度脂蛋白定义为血管内皮细胞对感染性疾病反应的炎症过程中心血管疾病发展的重要致病因素。在内皮细胞中,氧LDL的LDL受体具有将LDL自由连接到内皮细胞的能力,以吸收和降解细胞中的氧。在本研究中,OLR1编码的LOX-1旨在确定冠状动脉患者KAH患者和健康控制血清氧化低密度脂蛋白和脂质水平的工作组的脂质参数之间的关系。方法:50例KAH患者和34个参与该工作的健康对照组被用于监测OLR1多态性的多聚甲基锌反应和限制性Fragman-Long多态性1月3日-UTR188C>T多态性。用SPSS 20.0进行统计分析。数据发现KAH组与LDL氧化物相似(pT基因型和等位基因分布组)(p>0.05)。188T等位基因表明KAH可能通过pT多态性、血清氧化低密度脂蛋白和原子脂质谱效应与发育有关。
{"title":"OLR1 Geni 3’UTR 188 C>T Polimorfizmi: Koroner Arter Hastalarında Serum Okside LDL Düzeylerine ve Metabolik Parametrelere Etkileri","authors":"Fidan Mali̇kova, Hülya YILMAZ AYDOĞAN, Oğuzhan Öztürk, Zehra Buğra, Özlem KURNAZ GÖMLEKSİZ","doi":"10.38079/igusabder.1119918","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1119918","url":null,"abstract":"Amaç: Ateroskleroz sürecinde endotelyal hücrelerde enflamatuvar tepkimeleri aktive eden sinyal yolaklarını uyaran okside LDL, kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde önemli bir patojenik faktör olarak tanımlanmaktadır. Endotel hücrelerinde okside LDL için başlıca reseptör olan okside LDL reseptörü (LOX-1), okside LDL’leri endotel hücrelerinde özgül olarak bağlayabilme, hücre içine alabilme ve degrade edebilme özelliğine sahiptir. Bu çalışmada LOX-1’i kodlayan OLR1 geninde 3’UTR188C>T polimorfizminin koroner arter hastaları ve sağlıklı kontrollerden oluşan çalışma gruplarında serum okside LDL ve lipid düzeylerine etkisinin araştırılarak KAH hastalarında lipid parametrelerle ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. \u0000Yöntem: Çalışmaya katılan 50 KAH hastası ve 34 sağlıklı kontrolden oluşan gruplarda OLR1 geni 3’UTR188C>T polimorfizminin tespiti için Polimeraz Zincir Reaksiyonu ve Restriksiyon Fragman Uzunluk Polimorfizmi yöntemleri kullanılmıştır. İstatistiksel analiz SPSS 20.0 ile yapılmıştır.\u0000Bulgular: KAH grubunda okside LDL (p<0,001), total-kolesterol (p=0,020), Beden Kütle İndeksi (BKİ) (p=0,015), sistolik (p<0,001) ve diastolik (p=0,002) kan basıncı değerleri ve sigara kullanım sıklığı (p=0,002) sağlıklı kontrollere kıyasla yüksek ve serum HDL-K düzeyi düşük gözlenmiştir (p<0,001). OLR1 3’UTR188C>T genotip ve allel dağılımları gruplar arasında benzer bulunmuştur (p>0,05). 188T alleli hem KAH (p<0,001) hem de kontrol (p=0,013) gruplarında yüksek okside LDL düzeyleri ile ilişkili gözlenmiştir. 188TT genotipi taşıyan hastalarda okside LDL (p<0,001), total-kolesterol, LDL-kolesterol, trigliserid ve VLDL-kolesterol düzeyleri yüksekti. Benzer şekilde sağlıklı kontrollerde de 188TT genotipi yüksek okside LDL, total ve LDL-kolesterol, trigliserid, VLDL-kolesterol, sistolik kan basıncı ve düşük serum HDL-kolesterol düzeyi ile ilişkiliydi. \u0000Sonuç: Bulgular OLR1 3’UTR 188 C>T polimorfizminin hem proaterojenik bir molekül olan serum okside LDL hem de aterojenik lipid profili lehine etkileriyle KAH gelişimiyle ilişkili olabileceğine işaret etmektedir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49237905","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Effect of Home Quarantine and Social Isolation on Physical Activity Level, and Its Effects on Anxiety and Depression in University Students in COVID-19 Pandemic: A Cross-Sectional Study 家庭隔离和社会隔离对新冠肺炎大流行期间大学生身体活动水平的影响及其对焦虑和抑郁的影响:一项横断面研究
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.979116
Ali Karaağaç, Hüsniye Merve Yilmaz
Aim: The aim of this study was to investigate the effects of a lack of physical activity (PA) due to long-term home isolation, on individuals' depression and anxiety levels and the relationship between these factors.Method: 327 young adult university students were included in this study. The short form of the International Physical Activity Questionnaire was used to determine PA levels, the Beck Depression Inventory was used for depression levels, and the Beck Anxiety Inventory was used for anxiety levels of individuals.Results: It was determined that 60.2% of the students had an inadequate FA level, 67.7% of the students experienced mild to severe depression, and 25% of the students experienced moderate to severe anxiety. Also, it was observed that the frequency of depression was higher in participants with an insufficient PA level, and this difference was statistically significant (p<0.05). The number of participants with insufficient PA at all anxiety levels was higher than that of those with sufficient PA.Conclusion: Due to the COVID-19 pandemic, individuals' FA levels decreased significantly and this decrease was significantly associated with an increase in individuals' depression levels. During COVID-19 pandemic process, lifestyle changes occurred in individuals, a more sedentary life was started in young adults, and this situation has negative effects on psychological factors.
目的:本研究旨在探讨长期居家隔离导致的缺乏身体活动对个体抑郁和焦虑水平的影响,以及这些因素之间的关系。方法:以327名青年大学生为研究对象。采用国际体育活动问卷(简称“国际体育活动问卷”)测定个体的PA水平,采用贝克抑郁量表测定个体的抑郁水平,采用贝克焦虑量表测定个体的焦虑水平。结果:60.2%的学生存在FA水平不足,67.7%的学生存在轻度至重度抑郁,25%的学生存在中度至重度焦虑。PA水平不足的受试者出现抑郁的频率更高,差异有统计学意义(p<0.05)。在所有焦虑水平上,PA不足的参与者数量都高于PA充足的参与者。结论:受新冠肺炎大流行影响,个体FA水平显著下降,且与个体抑郁水平升高显著相关。在2019冠状病毒病大流行过程中,个体生活方式发生改变,年轻人开始更久坐不动,这种情况对心理因素产生了负面影响。
{"title":"The Effect of Home Quarantine and Social Isolation on Physical Activity Level, and Its Effects on Anxiety and Depression in University Students in COVID-19 Pandemic: A Cross-Sectional Study","authors":"Ali Karaağaç, Hüsniye Merve Yilmaz","doi":"10.38079/igusabder.979116","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.979116","url":null,"abstract":"Aim: The aim of this study was to investigate the effects of a lack of physical activity (PA) due to long-term home isolation, on individuals' depression and anxiety levels and the relationship between these factors.\u0000Method: 327 young adult university students were included in this study. The short form of the International Physical Activity Questionnaire was used to determine PA levels, the Beck Depression Inventory was used for depression levels, and the Beck Anxiety Inventory was used for anxiety levels of individuals.\u0000Results: It was determined that 60.2% of the students had an inadequate FA level, 67.7% of the students experienced mild to severe depression, and 25% of the students experienced moderate to severe anxiety. Also, it was observed that the frequency of depression was higher in participants with an insufficient PA level, and this difference was statistically significant (p<0.05). The number of participants with insufficient PA at all anxiety levels was higher than that of those with sufficient PA.\u0000Conclusion: Due to the COVID-19 pandemic, individuals' FA levels decreased significantly and this decrease was significantly associated with an increase in individuals' depression levels. During COVID-19 pandemic process, lifestyle changes occurred in individuals, a more sedentary life was started in young adults, and this situation has negative effects on psychological factors.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47253862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Batı Marmara Bölgesindeki Bir Üniversite Hastanesinde İnfertilite Tedavisi Gören Kadınların Damgalanma, Stres ve Depresyon Düzeylerinin Belirlenmesi 西马尔马拉一所大学医院对女性Damgalanma、压力和抑郁水平的定义
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1073416
Sevde Aksu, Özge Şayan
Amaç: Bu çalışma, Batı Marmara bölgesindeki bir üniversite hastanesinde infertilite tedavisi gören kadınlardaki damgalanma, stres ve depresyon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini Batı Marmara bölgesindeki bir üniversite hastanesinin Doğum ve Kadın Hastalıkları polikliniğine 1 Kasım 2021-31 Aralık 2021 tarihleri arasında infertilite tedavisi için başvuran 181 kadın oluşturmuştur. Veriler; Tanıtıcı Bilgi Formu, İnfertilite Damgalanma (Stigma) Ölçeği, İnfertilite Stres Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalaması 30,88±5,91 yıl olup %39,2’inin lise mezunu, %61,9’unda primer infertilite, %46,4’ünün infertilite nedeninin kadına ait olduğu, %79’unun tedavi süreci hakkında bilgi aldığı ve %48,1’inin süreç hakkında iyi düşüncede olduğu belirlenmiştir. İnfertilite tedavisi gören kadınların; İnfertilite Damgalanma Ölçeği toplam puan ortalamasının 67,93±22,62; İnfertilite Stres Ölçeği toplam puan ortalamasının 23,30±11,07; Beck Depresyon Ölçeği toplam puan ortalamasının 39,16±11,55 olarak belirlenmiştir. İnfertilite Damgalanma Ölçeği ve İnfertilite Stres Ölçeği alt boyut ve toplam ölçek puanları ile Beck Depresyon Ölçeği toplam puanları arasında pozitif yönde, istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (p<0,05). Buna göre damgalanma arttıkça, infertiliteye bağlı depresyon ve stres arttığı tespit edilmiştir.Sonuç: Çalışma sonucunda infertilite tedavisi gören kadınlarda damgalanma arttıkça, infertiliteye bağlı depresyon ve stres düzeylerinin de arttığı belirlenmiştir.
Amaç:Buçalışma,BatıMarmara bölgesindeki birüniversite hastanesinde inferilite tedavisi gören kadınlardaki damgalanma,它旨在确定压力和抑郁水平。可以在西马尔马拉的一所大学医院创建一个研究例子,这是一种针对东方和妇女疾病的医学研究,在2021年11月1日至12月31日期间,181名妇女申请了不孕不育治疗。Veriler;标识符信息表是使用污名量表、影响压力量表和贝克抑郁量表收集的。使用SPSS 25软件包对收集到的数据进行分析。结果是:参与工作的女性平均年龄为30.88±5.91岁,其中39.2%的女性具有61.9%的高中学历原发性不孕,46.4%的女性具有不孕率,79%的处理过程得到了充分考虑,48.1%的处理过程受到了充分考虑。接受生育治疗的妇女;丹加兰马生育能力大小的总分平均值为67,93±22,62;影响应力大小的总分平均值为23.30±11.07;Beck抑郁量表定义为总分介导39.16±11.55。伊恩费提利特·达姆加兰玛Ölçeği ve伊恩费蒂利特·斯特雷斯·Ölèeåi alt-boyut ve toplamölçek puanlarıile Beck DepresyonÖlãeği toplam puanlar⏴arasında pozitif yönde,istatistiksel olarak anlamlıkorelasyon bulunmuştur(p<0.05)。随着炎症的增加,与感染相关的抑郁和压力也会增加。工作的结果是,不孕不育治疗增加了,与感染有关的抑郁和应激水平也增加了。
{"title":"Batı Marmara Bölgesindeki Bir Üniversite Hastanesinde İnfertilite Tedavisi Gören Kadınların Damgalanma, Stres ve Depresyon Düzeylerinin Belirlenmesi","authors":"Sevde Aksu, Özge Şayan","doi":"10.38079/igusabder.1073416","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1073416","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, Batı Marmara bölgesindeki bir üniversite hastanesinde infertilite tedavisi gören kadınlardaki damgalanma, stres ve depresyon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.\u0000Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini Batı Marmara bölgesindeki bir üniversite hastanesinin Doğum ve Kadın Hastalıkları polikliniğine 1 Kasım 2021-31 Aralık 2021 tarihleri arasında infertilite tedavisi için başvuran 181 kadın oluşturmuştur. Veriler; Tanıtıcı Bilgi Formu, İnfertilite Damgalanma (Stigma) Ölçeği, İnfertilite Stres Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.\u0000Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalaması 30,88±5,91 yıl olup %39,2’inin lise mezunu, %61,9’unda primer infertilite, %46,4’ünün infertilite nedeninin kadına ait olduğu, %79’unun tedavi süreci hakkında bilgi aldığı ve %48,1’inin süreç hakkında iyi düşüncede olduğu belirlenmiştir. İnfertilite tedavisi gören kadınların; İnfertilite Damgalanma Ölçeği toplam puan ortalamasının 67,93±22,62; İnfertilite Stres Ölçeği toplam puan ortalamasının 23,30±11,07; Beck Depresyon Ölçeği toplam puan ortalamasının 39,16±11,55 olarak belirlenmiştir. İnfertilite Damgalanma Ölçeği ve İnfertilite Stres Ölçeği alt boyut ve toplam ölçek puanları ile Beck Depresyon Ölçeği toplam puanları arasında pozitif yönde, istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (p<0,05). Buna göre damgalanma arttıkça, infertiliteye bağlı depresyon ve stres arttığı tespit edilmiştir.\u0000Sonuç: Çalışma sonucunda infertilite tedavisi gören kadınlarda damgalanma arttıkça, infertiliteye bağlı depresyon ve stres düzeylerinin de arttığı belirlenmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163863","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Nutritional Habits and Obesity Status of the School of Health Sciences Students 健康科学学院学生营养习惯与肥胖状况调查
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1146467
B. Çöl, N. Elkin, Semiha Yalçin, M. Ni̇zamlioğlu, A. Y. Barut, Hande Nur ONUR ÖZTÜRK, E. Kurtulus
Amaç: Bu çalışma Sağlık Bilimleri öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarının belirlenmesini amaçlamaktadır.Yöntem: Çalışmada özel bir üniversitenin sağlık bilimlerinde okuyan gönüllü 277 öğrencinin katıldığı, soru sayısı 60 olan literatür taranarak oluşturulmuş beslenme durum değerlendirme anketi uygulanmıştır. Anket sonuçları ve öğrencilerden alınan demografik verilerden boy, ağırlık, vücut yağ yüzdesi ve hesaplanan Beden Kütle İndeksi (BKİ) verileri ile tanımlayıcı istatistikten yararlanılmıştır. Anket verilerinin değerlendirilmesinde ki-kare; Mann Whitney U testlerinden yararlanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin %67,9’u kadın, %32,1’i erkek olup, katılımcı yaş ortalamaları 21,02±2,13 yıl olarak bulunmuştur. Çalışmada öğrencilerin %29,2’si diyet yaptığını; %78,7’si öğün atladığını beyan etmişlerdir. En sık atlanan öğünün %48,7 ile öğle öğünü olduğu (p=0,001); öğün atlama nedeninin %50,2 ile zaman olmaması olarak (p=0,001) belirlenmiştir. Öğrencilerin BKİ durumları değerlendirildiğinde normal ve hafif şişman öğrencilerin kendilerini obez olarak algılama eğilimde oldukları bulunmuştur (p=0,001). Cinsiyetten bağımsız olarak egzersiz yapma durumu (p=0,028), yemek yeme hızı (p=0,031), kendini hafif şişman görme (p<0,001) ile BKİ arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Sonuç: Yetişkinlikteki alışkanlıkların temelini oluşturan üniversite döneminde yapılan bu çalışmada öğün atlama davranışı ile egzersiz sıklığı, yemek yeme hızı arasında gruplar arası anlamlı fark bulunmuştur. Öğrencilerin normal ve hafif şişman olsalar dahi kendilerini obez olarak görmeleri beden algısını ortaya koyma açısından önemlidir.
目的是确定健康科学专业学生的营养习惯和肥胖情况。根据文献中提出的60个问题的营养状况调查,对一所大学健康科学专业的277名自愿学生进行了一项研究。从安居塔结果和学生中获得的人口统计数据用于统计描述体重、体重、体重和计算的体重指数(BII)。评估锚数据时,平方;Mann-Whitney用于U测试。研究结果表明:67.9%的学生为男性,32.1%为男性,平均参与年龄为21.02±2.13岁。在工作中,29.2%的学生正在节食。78,7’s iğün atladığınıbeyan etmişlerdir。跳跃次数最多的项目是48.7%的午餐时间(p=0.001);缓解的原因不是50.2%的时间(p=0.001)。当对学生进行评估时,正常和轻度肥胖的学生暴露在肥胖中(p=0.001)。在没有性别锻炼的情况下,p=0.028、进食速度(p=0.031)、低脂视力(p<0.001)和脑机接口之间存在显著关系,两组之间的食物摄取率存在差异。即使他们是正常的轻脂肪,他们看到自己肥胖也是很重要的。
{"title":"Nutritional Habits and Obesity Status of the School of Health Sciences Students","authors":"B. Çöl, N. Elkin, Semiha Yalçin, M. Ni̇zamlioğlu, A. Y. Barut, Hande Nur ONUR ÖZTÜRK, E. Kurtulus","doi":"10.38079/igusabder.1146467","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1146467","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma Sağlık Bilimleri öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarının belirlenmesini amaçlamaktadır.\u0000Yöntem: Çalışmada özel bir üniversitenin sağlık bilimlerinde okuyan gönüllü 277 öğrencinin katıldığı, soru sayısı 60 olan literatür taranarak oluşturulmuş beslenme durum değerlendirme anketi uygulanmıştır. Anket sonuçları ve öğrencilerden alınan demografik verilerden boy, ağırlık, vücut yağ yüzdesi ve hesaplanan Beden Kütle İndeksi (BKİ) verileri ile tanımlayıcı istatistikten yararlanılmıştır. Anket verilerinin değerlendirilmesinde ki-kare; Mann Whitney U testlerinden yararlanılmıştır. \u0000Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin %67,9’u kadın, %32,1’i erkek olup, katılımcı yaş ortalamaları 21,02±2,13 yıl olarak bulunmuştur. Çalışmada öğrencilerin %29,2’si diyet yaptığını; %78,7’si öğün atladığını beyan etmişlerdir. En sık atlanan öğünün %48,7 ile öğle öğünü olduğu (p=0,001); öğün atlama nedeninin %50,2 ile zaman olmaması olarak (p=0,001) belirlenmiştir. Öğrencilerin BKİ durumları değerlendirildiğinde normal ve hafif şişman öğrencilerin kendilerini obez olarak algılama eğilimde oldukları bulunmuştur (p=0,001). Cinsiyetten bağımsız olarak egzersiz yapma durumu (p=0,028), yemek yeme hızı (p=0,031), kendini hafif şişman görme (p<0,001) ile BKİ arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.\u0000Sonuç: Yetişkinlikteki alışkanlıkların temelini oluşturan üniversite döneminde yapılan bu çalışmada öğün atlama davranışı ile egzersiz sıklığı, yemek yeme hızı arasında gruplar arası anlamlı fark bulunmuştur. Öğrencilerin normal ve hafif şişman olsalar dahi kendilerini obez olarak görmeleri beden algısını ortaya koyma açısından önemlidir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70164818","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hemşirelik Öğrencilerinin Kişilik Tipleri ile Ayrımcılık Algıları: Korelasyonel Bir Çalışma 幼儿园学生个人类型的合伙收据:一项公司工作
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1260900
Gülşah ÜNSAL JAFAROV, Ana Luiza Ferreira Aydoğdu, Kubilay Eri̇şli̇k
Aim: This study aimed to determine the personality types and discrimination perception levels of undergraduate nursing students at two private universities in Istanbul, Turkey, and assess whether personality affects perceptions of discrimination. Method: A descriptive, correlational study was conducted. Data were obtained from 172 nursing students who volunteered to participate in the study. ‘The Nurses’ Perceptions of Discrimination Scale’ was used to determine the degree to which the students perceived various behaviors as discriminatory, and the students’ personality types were assessed using the ‘Bortner Rating Scale–Short Form’. The data were collected online on the Internet. The relationship between students’ perceptions of discrimination and their Bortner type A/B personality traits was analyzed using the Mann-Whitney U test.Results: Most of the students were 21-25 years of age (58.1%), female (63.4%), in the first or second year of the nursing program (67.5%), and not working (80.2%). Our results showed that most of the students had type A personality (66.9%) and high perceptions of discrimination (mean=110.83 on a scale of 30 to 150). There was no significant relationship between personality type and discrimination perception levels (p<0.05).Conclusion: This study suggests that nursing students are generally sensitive to discriminatory behaviors in the workplace and during patient care, but Bortner personality type is not a significant factor associated with perceptions of discrimination in nursing students. Studies with larger sample sizes are recommended to further contribute to the literature.
目的:本研究旨在了解土耳其伊斯坦布尔两所私立大学护理本科生的人格类型和歧视感知水平,并评估人格是否影响歧视感知。方法:采用描述性、相关性研究。数据来自172名自愿参与研究的护理专业学生。“护士歧视感知量表”用于确定学生对各种行为的歧视感知程度,并使用“博尔特纳量表-短表格”评估学生的人格类型。这些数据是在互联网上在线收集的。采用Mann-Whitney U检验分析了大学生歧视知觉与A/B型人格特质的关系。结果:21 ~ 25岁占58.1%,女性占63.4%,护理专业一、二年级占67.5%,无工作占80.2%。结果表明,大多数学生具有A型人格(66.9%),并且对歧视的感知程度较高(在30 ~ 150的范围内平均=110.83)。人格类型与歧视知觉水平无显著相关(p<0.05)。结论:本研究提示护生对工作场所和患者护理中的歧视行为普遍敏感,但Bortner人格类型对护生的歧视感知不具有显著影响。建议样本量较大的研究进一步为文献做出贡献。
{"title":"Hemşirelik Öğrencilerinin Kişilik Tipleri ile Ayrımcılık Algıları: Korelasyonel Bir Çalışma","authors":"Gülşah ÜNSAL JAFAROV, Ana Luiza Ferreira Aydoğdu, Kubilay Eri̇şli̇k","doi":"10.38079/igusabder.1260900","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1260900","url":null,"abstract":"Aim: This study aimed to determine the personality types and discrimination perception levels of undergraduate nursing students at two private universities in Istanbul, Turkey, and assess whether personality affects perceptions of discrimination. \u0000Method: A descriptive, correlational study was conducted. Data were obtained from 172 nursing students who volunteered to participate in the study. ‘The Nurses’ Perceptions of Discrimination Scale’ was used to determine the degree to which the students perceived various behaviors as discriminatory, and the students’ personality types were assessed using the ‘Bortner Rating Scale–Short Form’. The data were collected online on the Internet. The relationship between students’ perceptions of discrimination and their Bortner type A/B personality traits was analyzed using the Mann-Whitney U test.\u0000Results: Most of the students were 21-25 years of age (58.1%), female (63.4%), in the first or second year of the nursing program (67.5%), and not working (80.2%). Our results showed that most of the students had type A personality (66.9%) and high perceptions of discrimination (mean=110.83 on a scale of 30 to 150). There was no significant relationship between personality type and discrimination perception levels (p<0.05).\u0000Conclusion: This study suggests that nursing students are generally sensitive to discriminatory behaviors in the workplace and during patient care, but Bortner personality type is not a significant factor associated with perceptions of discrimination in nursing students. Studies with larger sample sizes are recommended to further contribute to the literature.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"23 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70164939","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Evaluation of the Efficacy of Vestibular Rehabilitation Home Program Based on Brandt Daroff and Gaze Stabilization Exercises in Patients with Idiopathic Vertigo 基于Brandt Daroff和凝视稳定练习的前庭康复家庭计划对特发性眩晕患者的疗效评价
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1186050
Ali Erman Kent, Figen Karabekiroğlu
Amaç: Bu çalışmanın amacı, tanısı konmuş nörolojik ve otolojik hastalığı olmayan, 3 ay ve daha uzun süredir başdönmesi şikayeti olan bireyler için Brandt Daroff ve bakış stabilizasyon egzersizlerinden oluşturulan vestibüler rehabilitasyon ev programının etkinliğinin değerlendirilmesidir.Yöntem: Çalışmaya baş dönmesi şikayeti olan, otolojik ve nörolojik hastalığı olmayan, 25–45 yaş arası, 13 birey dahil edildi. Baş dönmesinin katılımcıların günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki olumsuz etkisi Aktiviteye Özgü Denge Güven Ölçeği (AÖDGÖ) ile değerlendirildi. Kişiye özel vestibüler rehabilitasyon programı, günlük yaşam aktiviteleri sırasında baş dönmesinin artış gösterdiği baş hareketlerinin yönüne göre belirlendi. Brandt-Daroff Egzersizleri ve bakış stabilizasyon egzersizleri ev programı şeklinde verildi. Hastalar 3 hafta sonra ve 3 ay sonra AÖDGÖ ile tekrar değerlendirildi. Sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: AÖDGÖ skorlarının sonuçlarına göre 3. hafta ile 3. ay değerlendirmeleri arasındaki fark (p<0,001) ve ilk değerlendirme ile 3. ay değerlendirmeleri arasındaki fark (p=0,014) istatistiksel olarak anlamlı bulundu. İlk değerlendirme ile 3 hafta sonraki değerlendirme skorları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,118).Sonuç: Uzun süredir baş dönmesi şikayeti olan bireyler için hazırlanacak vestibüler rehabilitasyon egzersizleri ile günlük yaşam aktiviteleri sırasında baş dönmesinin yaratacağı olumsuzluklar azaltılabilir. Bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde iyileşme gözlenebilmesi için vestibüler rehabilitasyon egzersizlerini düzenli olarak yapmaları önerilmelidir.
这项工作的目的是评估康复计划的有效性,该计划基于Brandt Daroff的工作和审计稳定练习,适用于那些没有已知神经和自身疾病的人,以及那些抱怨超过三个月的人。otolojik ve nörolojik hastalığıolmayan,25-45岁,13岁。通过免费登革热安全措施(AÖDÖ)评估开始时对参与者日常生活活动的负面影响。一项特殊的前庭康复计划已被确定用于发展日常生活活动,根据其显示出的增加的主要动作。Brandt-Daroff演习和监测演习作为家庭项目提供。患者在三周后和三个月后被重新评估为多动症。结果具有可比性。根据AÖDGÖ评分结果,结果为3。第3周月份评估(p<0.001)和第一次评估之间的差异为3。月间评估的差异(p=0.014)具有统计学意义。Ilk değerlendirme ile 3 hafta sonraki değrlendirme skorlarıarasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdeğildi(p=0118)。lar azaltılabilir。为了监测日常生活活动的改善,应定期建议进行前庭康复训练。
{"title":"Evaluation of the Efficacy of Vestibular Rehabilitation Home Program Based on Brandt Daroff and Gaze Stabilization Exercises in Patients with Idiopathic Vertigo","authors":"Ali Erman Kent, Figen Karabekiroğlu","doi":"10.38079/igusabder.1186050","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1186050","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı, tanısı konmuş nörolojik ve otolojik hastalığı olmayan, 3 ay ve daha uzun süredir başdönmesi şikayeti olan bireyler için Brandt Daroff ve bakış stabilizasyon egzersizlerinden oluşturulan vestibüler rehabilitasyon ev programının etkinliğinin değerlendirilmesidir.\u0000Yöntem: Çalışmaya baş dönmesi şikayeti olan, otolojik ve nörolojik hastalığı olmayan, 25–45 yaş arası, 13 birey dahil edildi. Baş dönmesinin katılımcıların günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki olumsuz etkisi Aktiviteye Özgü Denge Güven Ölçeği (AÖDGÖ) ile değerlendirildi. Kişiye özel vestibüler rehabilitasyon programı, günlük yaşam aktiviteleri sırasında baş dönmesinin artış gösterdiği baş hareketlerinin yönüne göre belirlendi. Brandt-Daroff Egzersizleri ve bakış stabilizasyon egzersizleri ev programı şeklinde verildi. Hastalar 3 hafta sonra ve 3 ay sonra AÖDGÖ ile tekrar değerlendirildi. Sonuçlar karşılaştırıldı. \u0000Bulgular: AÖDGÖ skorlarının sonuçlarına göre 3. hafta ile 3. ay değerlendirmeleri arasındaki fark (p<0,001) ve ilk değerlendirme ile 3. ay değerlendirmeleri arasındaki fark (p=0,014) istatistiksel olarak anlamlı bulundu. İlk değerlendirme ile 3 hafta sonraki değerlendirme skorları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,118).\u0000Sonuç: Uzun süredir baş dönmesi şikayeti olan bireyler için hazırlanacak vestibüler rehabilitasyon egzersizleri ile günlük yaşam aktiviteleri sırasında baş dönmesinin yaratacağı olumsuzluklar azaltılabilir. Bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde iyileşme gözlenebilmesi için vestibüler rehabilitasyon egzersizlerini düzenli olarak yapmaları önerilmelidir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70165061","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Bazı İyi Ruh Hali Besinleri ile Depresyon Arasındaki İlişki 一些好的精神食物与抑郁症的关系
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1225321
Wida Si̇mzari̇, Ayşe Huri Özkarabulut, Sakineh Nouri̇saei̇dlou, Mahruk Rashi̇di̇
Aim: Depression is a main public health problem and disability worldwide. A bi-directional influence can be between foods and psychological disorders. This study aimed to determine the association between some good mood foods and depression.Method: In this cross-sectional study, 100 undergraduate students and academicians over the age of 18 studying at Istanbul-Turkey universities were included. Demographic characteristics and eating habits were asked, and Beck Depression Scale was used to determine depression status.Results: High intakes of milk, yogurt, meat, egg, fish, walnut, fig, almond, banana, kiwi, pineapple, chocolate, honey, tomato and oyster were associated inversely with depression. There was a significant relationship between fig, kiwi and honey (borderline) and depression. So that the OR (odds ratio) (95% CI) in the low and high consumption category of fig was 0.39 (0.15-0.98) and 0.24 (0.08-0.76) respectively (p<0.05). The higher consumption of kiwi decreases the risk of depression. The ORs (95% CI) of low and high consuming of kiwi were 0.56 (0.19-1.68; p=0.3) and 0.12 (0.03-0.41; p=0.001) respectively. For honey the ORs (95% CI) in low and high consumption categories were 0.42 (0.12-1.46. p=0.17) and 0.32 (0.1-1.02. p=0.05) respectively.Conclusion: It was observed that the frequency of depression decreased in people who consumed high amounts of fruits, vegetables, nuts, legumes, milk and yogurt.
目的:抑郁症是世界范围内主要的公共卫生问题和残疾。食物和心理障碍之间可能存在双向影响。这项研究旨在确定一些好心情食物和抑郁之间的联系。方法:以100名18岁以上在土耳其伊斯坦布尔大学就读的本科生和院士为研究对象。询问人口统计学特征和饮食习惯,并使用贝克抑郁量表确定抑郁状态。结果:大量摄入牛奶、酸奶、肉、蛋、鱼、核桃、无花果、杏仁、香蕉、猕猴桃、菠萝、巧克力、蜂蜜、番茄和牡蛎与抑郁症呈负相关。无花果、猕猴桃和蜂蜜与抑郁症(边缘性)有显著关系。因此,无花果低、高食用量的OR(比值比)(95% CI)分别为0.39(0.15 ~ 0.98)和0.24 (0.08 ~ 0.76)(p<0.05)。多吃猕猴桃可以降低患抑郁症的风险。低摄取量和高摄取量的or (95% CI)分别为0.56 (0.19-1.68;P =0.3)和0.12 (0.03-0.41;分别p = 0.001)。对于蜂蜜,低消费和高消费类别的or (95% CI)为0.42(0.12-1.46)。P =0.17)和0.32(0.1-1.02)。分别p = 0.05)。结论:据观察,食用大量水果、蔬菜、坚果、豆类、牛奶和酸奶的人患抑郁症的频率降低。
{"title":"Bazı İyi Ruh Hali Besinleri ile Depresyon Arasındaki İlişki","authors":"Wida Si̇mzari̇, Ayşe Huri Özkarabulut, Sakineh Nouri̇saei̇dlou, Mahruk Rashi̇di̇","doi":"10.38079/igusabder.1225321","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1225321","url":null,"abstract":"Aim: Depression is a main public health problem and disability worldwide. A bi-directional influence can be between foods and psychological disorders. This study aimed to determine the association between some good mood foods and depression.\u0000Method: In this cross-sectional study, 100 undergraduate students and academicians over the age of 18 studying at Istanbul-Turkey universities were included. Demographic characteristics and eating habits were asked, and Beck Depression Scale was used to determine depression status.\u0000Results: High intakes of milk, yogurt, meat, egg, fish, walnut, fig, almond, banana, kiwi, pineapple, chocolate, honey, tomato and oyster were associated inversely with depression. There was a significant relationship between fig, kiwi and honey (borderline) and depression. So that the OR (odds ratio) (95% CI) in the low and high consumption category of fig was 0.39 (0.15-0.98) and 0.24 (0.08-0.76) respectively (p<0.05). The higher consumption of kiwi decreases the risk of depression. The ORs (95% CI) of low and high consuming of kiwi were 0.56 (0.19-1.68; p=0.3) and 0.12 (0.03-0.41; p=0.001) respectively. For honey the ORs (95% CI) in low and high consumption categories were 0.42 (0.12-1.46. p=0.17) and 0.32 (0.1-1.02. p=0.05) respectively.\u0000Conclusion: It was observed that the frequency of depression decreased in people who consumed high amounts of fruits, vegetables, nuts, legumes, milk and yogurt.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"247 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70165267","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Multiple and Bilateral Mature Cystic Teratoma: A Rare Case Report 多发及双侧成熟囊性畸胎瘤:罕见病例报告
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.878988
Eser Ağar
Mature teratomas, also known as dermoid cysts, are the most commonly occurring benign ovarian tumors in young and middle-aged women. Bilateral occurrence of mature teratomas is observed in 10% of cases. The incidence rate of mature teratomas is equal in both the right and left ovaries, and malignant transformation is observed in 1-3% of cases. At sonographic examination, mature cystic teratomas appear as cystic, solid, or heterogeneous masses containing areas of fat and calcification. Macroscopically, areas of fat are observed in 90% of cases, while areas of calcification are observed in 50% of them. In our presented case, a 28-year-old virgin female patient complained of pain in both adnexal regions, and tumor markers were found to be normal. During imaging, a complex mass measuring 65x47 mm was observed in the adjacent right ovarian parenchyma, and a complex mass measuring 44x41 mm was observed in the adjacent left ovarian parenchyma. However, during surgery, it was discovered that there were two additional teratomas adjacent to the cyst. Given that the presence of both bilateral and multiple mature teratomas is rare, decided to present this case.
成熟畸胎瘤,又称皮样囊肿,是最常见于中青年女性的良性卵巢肿瘤。10%的病例发生双侧成熟畸胎瘤。成熟畸胎瘤在左右卵巢的发生率相等,1-3%的病例可发生恶性转化。成熟的囊性畸胎瘤在超声检查中表现为囊性、实性或不均匀的肿块,含有脂肪和钙化区。从宏观上看,90%的病例可见脂肪区,50%的病例可见钙化区。在我们报告的病例中,一位28岁的处女女性患者主诉双附件区域疼痛,肿瘤标志物发现正常。成像时,右侧卵巢相邻实质见复杂肿块,大小为65x47 mm,左侧卵巢相邻实质见复杂肿块,大小为44x41 mm。然而,在手术中,发现囊肿附近有两个额外的畸胎瘤。鉴于双侧和多发性成熟畸胎瘤的存在是罕见的,决定提出这个病例。
{"title":"Multiple and Bilateral Mature Cystic Teratoma: A Rare Case Report","authors":"Eser Ağar","doi":"10.38079/igusabder.878988","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.878988","url":null,"abstract":"Mature teratomas, also known as dermoid cysts, are the most commonly occurring benign ovarian tumors in young and middle-aged women. Bilateral occurrence of mature teratomas is observed in 10% of cases. The incidence rate of mature teratomas is equal in both the right and left ovaries, and malignant transformation is observed in 1-3% of cases. At sonographic examination, mature cystic teratomas appear as cystic, solid, or heterogeneous masses containing areas of fat and calcification. Macroscopically, areas of fat are observed in 90% of cases, while areas of calcification are observed in 50% of them. In our presented case, a 28-year-old virgin female patient complained of pain in both adnexal regions, and tumor markers were found to be normal. During imaging, a complex mass measuring 65x47 mm was observed in the adjacent right ovarian parenchyma, and a complex mass measuring 44x41 mm was observed in the adjacent left ovarian parenchyma. However, during surgery, it was discovered that there were two additional teratomas adjacent to the cyst. Given that the presence of both bilateral and multiple mature teratomas is rare, decided to present this case.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70167260","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Pain and Memory 痛苦与记忆
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1253543
Beyza Aslı Bilsel, Ebru Durusoy, R. Mutuş
ÖzAğrıya bağlı olası psikolojik ve bilişsel bozuklukların insan üzerinde etkileri olduğu giderek daha fazla kabul görmektedir. Ağrı, duyusal/ayırt edici bir uyarıdır ve organizmanın tehlikeden korunma, iyileşme vb. için gerekli eylemleri teşvik edebilmektedir. Aynı zamanda motivasyonel ve duygusal bileşenleri de olan çok boyutlu bir uyarandır. Zararlı bir uyarana verilen yanıtta öğrenme deneyimi sağlayan bilişsel/değerlendirme boyutu yer alır. Öğrenilen ağrı deneyimleri, gelecekteki ağrı deneyimlerinin algılanmasını da etkileyebilmektedir. Ağrı yolları bilişsel, duygusal ve davranışsal etkileri olan kompleks bir duyusal sistemi temsil eder. Yaygın nörotransmitterler ve nöral plastisitenin benzer mekanizmaları (örneğin, merkezi sensitizasyon, uzun süreli güçlenme (long term potentiation), kronik ağrı ve hafıza arasında mekanik bir örtüşme olduğunu düşündürür. Bu anatomik ve mekanik bağıntılar, kronik ağrı ve hafızanın çeşitli seviyelerde yakından etkileşime girdiğini gösterir. Nörogörüntüleme çalışmaları, beyin aktivitesinin uzaysal-zamansal yeniden düzenlenmesinin, ağrının temsilinin yavaş yavaş duyusal yapılardan duygusal ve limbik yapılara kaydığı kronik ağrıya geçişe eşlik ettiğini ileri sürmektedir. Ayrıca bu çalışmalar ağrıya ilişkin psikolojik ve sosyal faktörlerin, bireyin sağlığını, bilişsel durumunu etkilediğini de göstermektedir. Çok boyutlu bir deneyim olan ağrının temel sinirbilim süreçlerinin yanı sıra psikososyal faktörlerinin de incelenerek ağrıya dair biyopsikososyal değerlendirme ve tedavi yöntemlerinin uygulanması ve araştırılması önem arz etmektedir. Bu derlemede bellek süreçleri ile ilişkili olarak ağrıya dair genel bir bakış açısı oluşturmak hedeflenmiştir.
不幸的是,心理和科学障碍对人类的影响程度更容易被接受。Ağrı,duyusal/ayırt edici bir uyarıdır ve orgizmanın tehlikeden korunma,iyileşme vb.için gerekli eylemleri teşvik edebilmektedir。同时,动机和情感成分是一个很大的警告。知识/评估会产生科学经验,以应对有害的警告。习得的疼痛体验也会影响对未来疼痛体验的感知。疼痛路径代表了一个具有认知、情绪和行为影响的复杂感觉系统。氢神经递质和神经可塑性认为慢性疼痛和记忆之间存在机械间隙。这些解剖学和机械联系表明,慢性疼痛和记忆在不同层面上密切相互作用。对神经递质的研究表明,大脑活动的空间和时间重组会导致面临慢性疼痛的情绪和淋巴细胞结构的缓慢牵引。这些研究还表明,心理和社会因素会影响一个人的健康和意识。评估疼痛的基本神经过程的应用和研究也很重要,包括生理学疼痛的心理社会评估和治疗。bellek süreçleri ile ilişkili olarak ağrıya dair genel bir bakışaçısıoluşturmak hedeflenmiştir。
{"title":"Pain and Memory","authors":"Beyza Aslı Bilsel, Ebru Durusoy, R. Mutuş","doi":"10.38079/igusabder.1253543","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1253543","url":null,"abstract":"Öz\u0000Ağrıya bağlı olası psikolojik ve bilişsel bozuklukların insan üzerinde etkileri olduğu giderek daha fazla kabul görmektedir. Ağrı, duyusal/ayırt edici bir uyarıdır ve organizmanın tehlikeden korunma, iyileşme vb. için gerekli eylemleri teşvik edebilmektedir. Aynı zamanda motivasyonel ve duygusal bileşenleri de olan çok boyutlu bir uyarandır. Zararlı bir uyarana verilen yanıtta öğrenme deneyimi sağlayan bilişsel/değerlendirme boyutu yer alır. Öğrenilen ağrı deneyimleri, gelecekteki ağrı deneyimlerinin algılanmasını da etkileyebilmektedir. Ağrı yolları bilişsel, duygusal ve davranışsal etkileri olan kompleks bir duyusal sistemi temsil eder. Yaygın nörotransmitterler ve nöral plastisitenin benzer mekanizmaları (örneğin, merkezi sensitizasyon, uzun süreli güçlenme (long term potentiation), kronik ağrı ve hafıza arasında mekanik bir örtüşme olduğunu düşündürür. Bu anatomik ve mekanik bağıntılar, kronik ağrı ve hafızanın çeşitli seviyelerde yakından etkileşime girdiğini gösterir. Nörogörüntüleme çalışmaları, beyin aktivitesinin uzaysal-zamansal yeniden düzenlenmesinin, ağrının temsilinin yavaş yavaş duyusal yapılardan duygusal ve limbik yapılara kaydığı kronik ağrıya geçişe eşlik ettiğini ileri sürmektedir. Ayrıca bu çalışmalar ağrıya ilişkin psikolojik ve sosyal faktörlerin, bireyin sağlığını, bilişsel durumunu etkilediğini de göstermektedir. Çok boyutlu bir deneyim olan ağrının temel sinirbilim süreçlerinin yanı sıra psikososyal faktörlerinin de incelenerek ağrıya dair biyopsikososyal değerlendirme ve tedavi yöntemlerinin uygulanması ve araştırılması önem arz etmektedir. Bu derlemede bellek süreçleri ile ilişkili olarak ağrıya dair genel bir bakış açısı oluşturmak hedeflenmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47803984","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
Diabetes Strengths and Challenges Scale: A Scale Development Study 糖尿病优势与挑战量表:一项量表开发研究
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.38079/igusabder.1078935
Tugba Bilgehan, B. Inkaya
Amaç: Diyabet 21.yüzyılın en hızlı büyüyen bulaşıcı olmayan küresel salgınlarından birisidir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaya ve her geçen gün daha fazla insanı etkilemeye devam etmektedir. Diyabetle yaşamak ve yönetmek için; bireyin birçok çok sağlıklı yaşam davranışı kazanması gerekmektedir. Diyabet yönetimini gerçekleştirirken diyabetli bireylerin bireysel, kişisel ve psikososyal açıdan zorluk yaşayabildiği bilinmektedir. Bu noktadan hareketle bu araştırma diyabette güçler ve güçlükler ölçeğinin geliştirilmesi amacı ile yapılmış metodolojik bir çalışmadır. Çalışmanın amacı tip 2 diyabetli bireylerin yaşadıkları güçlüklerin ortaya çıkmasını sağlamak ve bu güçlüklere yönelik yapılabilecek çalışmalara ışık tutmaktır.Yöntem: Araştırma, bir devlet hastanesinin dahiliye polikliniklerine başvuran 315 Tip 2 diyabetli bireylerle yapılmıştır. Araştırmanın verileri sosyodemografik veri formu ve “Diyabette Güçler ve Güçlükler Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçeğin geçerliliği, dil, kapsam (içerik) geçerliği ve yapı geçerliği olarak incelenmiştir. Ölçeğin güvenirlik analizleri Cronbach Alfa değeri ile hesaplanmıştır.Bulgular: Faktör analizi sonucu 0,859-0,522 arasında madde yük değerine sahip 30 maddeden oluşan 3 alt boyutlu (psikososyal güçlükler, bireysel güçlükler, bilgi eksikliği ile ilgili güçlükler) bir yapı elde edilmiştir. Toplam varyansı %59,328 oranında açıklamaktadır. Sonuç: Tip 2 diyabetli bireylere uygulanan diyabette güçler ve güçlükler ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
目标:糖尿病是21世纪最快的非交互式全球疾病之一。糖尿病在我国和世界上一样迅速增加,而且每天都在影响更多的人。以数字化方式生活和管理;一个人必须赢得许多健康的行为。Diyabet yönetimini gerçekleştirirken diyabetli bireylerin bireysel,kişisel ve psikososyal açıdan zorluk yaşayabildiği bilinmektedir。在这一点上,研究对话是一项旨在提高力量和力量规模的方法论研究。这项工作的目的是确保2型糖尿病的困难发生,并确保他们能够专注于这些挑战。方法:由一家州立医院对315例2型糖尿病进行研究。研究数据以社会人口数据的形式和“数字权力和权力规模”收集。大小被研究为可测量、语言、内容转换和结构。大小的置信度分析是用Cronbach Alpha值计算的。例如:因子分析得出了30种物质的三维结构(心理社会力量、个人力量、信息缺乏的弱点),物质值为0.859-0.522。总方差为59.328%。结果是,在涉及2型糖尿病的对话中,力量和力量达到了有效和可靠的量表。
{"title":"Diabetes Strengths and Challenges Scale: A Scale Development Study","authors":"Tugba Bilgehan, B. Inkaya","doi":"10.38079/igusabder.1078935","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1078935","url":null,"abstract":"Amaç: Diyabet 21.yüzyılın en hızlı büyüyen bulaşıcı olmayan küresel salgınlarından birisidir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaya ve her geçen gün daha fazla insanı etkilemeye devam etmektedir. Diyabetle yaşamak ve yönetmek için; bireyin birçok çok sağlıklı yaşam davranışı kazanması gerekmektedir. Diyabet yönetimini gerçekleştirirken diyabetli bireylerin bireysel, kişisel ve psikososyal açıdan zorluk yaşayabildiği bilinmektedir. Bu noktadan hareketle bu araştırma diyabette güçler ve güçlükler ölçeğinin geliştirilmesi amacı ile yapılmış metodolojik bir çalışmadır. Çalışmanın amacı tip 2 diyabetli bireylerin yaşadıkları güçlüklerin ortaya çıkmasını sağlamak ve bu güçlüklere yönelik yapılabilecek çalışmalara ışık tutmaktır.\u0000Yöntem: Araştırma, bir devlet hastanesinin dahiliye polikliniklerine başvuran 315 Tip 2 diyabetli bireylerle yapılmıştır. Araştırmanın verileri sosyodemografik veri formu ve “Diyabette Güçler ve Güçlükler Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçeğin geçerliliği, dil, kapsam (içerik) geçerliği ve yapı geçerliği olarak incelenmiştir. Ölçeğin güvenirlik analizleri Cronbach Alfa değeri ile hesaplanmıştır.\u0000Bulgular: Faktör analizi sonucu 0,859-0,522 arasında madde yük değerine sahip 30 maddeden oluşan 3 alt boyutlu (psikososyal güçlükler, bireysel güçlükler, bilgi eksikliği ile ilgili güçlükler) bir yapı elde edilmiştir. Toplam varyansı %59,328 oranında açıklamaktadır. \u0000Sonuç: Tip 2 diyabetli bireylere uygulanan diyabette güçler ve güçlükler ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163471","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1