Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1079039
Selen İlgün, Esra Köngül Şafak, Sena AKÇAKAYA MUTLU, Gökçe Şeker Karatoprak
Amaç: Allium sativum L. (Sarımsak) bitkisinin belli bir derecede nem ve sıcaklık ile işlem görmesi sonucu, elde edilen fermente ürün tek diş siyah sarımsağın biyoaktivitesinin tespit edilmesi amaçlandı.Yöntem: Çalışmada, siyah sarımsak dişlerinin etanol ve su ekstresi hazırlandı, yine ayrılan kabuk kısımları da etanol ile ekstre edilerek, DPPH● ve ABTS●+ radikalini süpürücü etki tayin yöntemi ile antioksidan aktivitesi değerlendirildi. In vitro α-amilaz inhibisyon testi ile antidiyabetik aktivitesi belirlendi. MTT yöntemi kullanılarak ekstrelerin Colo-205 hücrelerinde sitotoksik etkisi tayin edildi.Bulgular: Siyah sarımsak ekstrelerinden kabuk ekstresi (A.S.K EtOH) en yüksek toplam fenol (61,40±0,48 mgGA/gekstre) ve toplam flavonoit (26,08±0,37 mgCA/gekstre) içeriğine sahip ekstre olarak tespit edildi. Ayrıca, 4mg/mL konsantrasyonda A.S. SU ekstresi DPPH● radikalini süpürücü aktivitesi (% inhibisyonu 64,66±1,94) en yüksek ekstre olarak tespit edilirken, A.S.K EtOH ekstresi 4mg/mL’de ABTS radikalini süpürücü aktivitesi en yüksek ekstre (2,44±0,16mmol/L/Trolox) olarak bulundu. İnsan kolorektal kanser hücre hattı Colo-205’te sitotoksik etkisi değerlendirilen ekstrelerden, S.K EtOH ekstresinin 1000-250 µg/mL konsantrasyon aralığında diğer ekstrelere oranla en fazla sitotoksik etki gösteren ekstre olduğu belirlendi. Ekstrelerden hiçbiri akarbozun pozitif kontrol olarak kullanıldığı α-amilaz inhibiyon testine göre antidiyabetik aktivite gösteremedi.Sonuç: Sonuçlar son yıllarda oldukça popüler olan siyah sarımsağın biyolojik aktivitelerine dair ön çalışma verileridir. Elde edilen verilere göre siyah sarımsağın aktif bileşenlerinin daha detaylı bir şekilde çalışılması ve siyah sarımsak elde etme ve saklama yöntemlerinin daha detaylı araştırılması gerekmektedir. Böylelikle tıbbi açıdan oldukça büyük öneme sahip bir bitkinin fermente halinin kullanımı ve faydaları ile ilgili umut vaat edici sonuçlar elde edilebilir.
{"title":"Evaluation of Antioxidant, Cytotoxic and Antidiabetic Effects of Single Bulb Black Garlic Extracts","authors":"Selen İlgün, Esra Köngül Şafak, Sena AKÇAKAYA MUTLU, Gökçe Şeker Karatoprak","doi":"10.38079/igusabder.1079039","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1079039","url":null,"abstract":"Amaç: Allium sativum L. (Sarımsak) bitkisinin belli bir derecede nem ve sıcaklık ile işlem görmesi sonucu, elde edilen fermente ürün tek diş siyah sarımsağın biyoaktivitesinin tespit edilmesi amaçlandı.Yöntem: Çalışmada, siyah sarımsak dişlerinin etanol ve su ekstresi hazırlandı, yine ayrılan kabuk kısımları da etanol ile ekstre edilerek, DPPH● ve ABTS●+ radikalini süpürücü etki tayin yöntemi ile antioksidan aktivitesi değerlendirildi. In vitro α-amilaz inhibisyon testi ile antidiyabetik aktivitesi belirlendi. MTT yöntemi kullanılarak ekstrelerin Colo-205 hücrelerinde sitotoksik etkisi tayin edildi.Bulgular: Siyah sarımsak ekstrelerinden kabuk ekstresi (A.S.K EtOH) en yüksek toplam fenol (61,40±0,48 mgGA/gekstre) ve toplam flavonoit (26,08±0,37 mgCA/gekstre) içeriğine sahip ekstre olarak tespit edildi. Ayrıca, 4mg/mL konsantrasyonda A.S. SU ekstresi DPPH● radikalini süpürücü aktivitesi (% inhibisyonu 64,66±1,94) en yüksek ekstre olarak tespit edilirken, A.S.K EtOH ekstresi 4mg/mL’de ABTS radikalini süpürücü aktivitesi en yüksek ekstre (2,44±0,16mmol/L/Trolox) olarak bulundu. İnsan kolorektal kanser hücre hattı Colo-205’te sitotoksik etkisi değerlendirilen ekstrelerden, S.K EtOH ekstresinin 1000-250 µg/mL konsantrasyon aralığında diğer ekstrelere oranla en fazla sitotoksik etki gösteren ekstre olduğu belirlendi. Ekstrelerden hiçbiri akarbozun pozitif kontrol olarak kullanıldığı α-amilaz inhibiyon testine göre antidiyabetik aktivite gösteremedi.Sonuç: Sonuçlar son yıllarda oldukça popüler olan siyah sarımsağın biyolojik aktivitelerine dair ön çalışma verileridir. Elde edilen verilere göre siyah sarımsağın aktif bileşenlerinin daha detaylı bir şekilde çalışılması ve siyah sarımsak elde etme ve saklama yöntemlerinin daha detaylı araştırılması gerekmektedir. Böylelikle tıbbi açıdan oldukça büyük öneme sahip bir bitkinin fermente halinin kullanımı ve faydaları ile ilgili umut vaat edici sonuçlar elde edilebilir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47214268","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1037354
C. Gençoğlu, H. Gümüş, E. Mancı, Fırat Özdalyan, Sercin Kosova
Amaç: Kısa süreli yüksek şiddetli aktiviteler içeren hentbolda fiziksel ve fizyolojik özellikler ile atış hızı parametrelerinde cinsiyet farkı açıkça gösterilmiştir. Bu tür performans parametreleri dışında branşa ait gerçek zamanlı maç verisi elde etmek metodolojik kısıtlılıklar içermektedir. Ancak, son dönemde giyilebilir teknolojilerle kapalı alan takım sporlarında oyuncu yükünü daha detaylı incelemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı hentbolda maç sırasında oyuncu yükünü kadın ve erkek oyuncularda pozisyonlara göre karşılaştırmaktır.Yöntem: Çalışmaya hazırlık turnuvasına katılan 2 erkek ve 2 kadın toplam 4 Türkiye Hentbol Süper Lig takımından 42 saha oyuncusu (20 kadın ve 22 erkek) gönüllü olarak katılmıştır. Kaleciler ve toplam oyun süresi 10 dakikanın altında kalan saha oyuncuları analize dahil edilmemiştir. Müsabaka öncesi kişiye tanımlanmış İnersiyal Ölçüm Ünitesi (IMU) sensörleri (OptimEye S5, Catapult Sports, Avustralya) firmanın özel yeleği ile üst gövde arkasına sabitlenmiş ve kalp atım hızı monitörizasyonu için göğüs bandı (Polar T31 Coded, Finlandiya) takılmıştır. Toplanan verilerde sporcu değişimi (yedek bankında geçen süre) ve oyun duraksamaları (aktif oyun süresi) firmanın yazılımıyla (OpenField, Catapult Sports, Avustralya) işaretlenerek filtrelenmiştir.Bulgular: Her iki cinsiyet için aktif oyun süreleri benzer olmasına rağmen oyuncu yükü ve kalp atım hızı yanıtları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Kadın hentbolcularda toplam oyuncu yükü ve ortalama oyuncu yükü erkeklere göre daha yüksek iken erkek hentbolcularda pik oyuncu yükü istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (265.50±93.06 PL total, 255.80±81.59 PL total; 8.30±1.27 PL/dak, 8.07±1.64 PL/dak). Benzer olarak oyuncu yükü yoğunluk bölgelerinde erkekler kadınlara göre düşük seviye bölgelerde daha az, yüksek seviye bölgelerde daha çok oyuncu yükü eforu göstermiştir. İç yük yanıtları kadın hentbolcuların kalp atım hızı tükenme parametresinde erkeklere göre anlamlı yüksek bulunmuştur.Sonuç: Bu araştırma bulguları hentbol branşındaki çoğu anahtar performans belirteçlerindeki cinsiyet farkının maç sırasında oyuncu yükünde de literatürle uyumlu olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Ancak, daha yüksek sayıda maçın dahil edildiği ve rekabetin daha yüksek olduğu lig düzeyindeki maçlardan toplanacak verilere ihtiyaç duyulmaktadır.
目的是在射击速度参数中清楚地显示出短期高强度活动的身体和生理特征之间的性别差距。除了这些性能参数外,来自分支的实时游戏数据还包含方法论约束。然而,可以更详细地分析球员在团队运动中的负担,这些运动已经被最近可以穿着的技术所覆盖。这项工作的目的是将玩家的负担与游戏中女性和男性玩家的位置进行比较。方法:参加预备赛的两男两女自愿参加土耳其亨特波尔超级联赛4队(20女22男)。骰子和总游戏时间都不允许分析剩余场地的玩家10分钟。Müsabakaöncesi kişiye tanımlanmış伊斯坦布尔nersiyalÖlçüMÜnitesi(IMU)sensörleri(OptimEye S5,Catapult Sports,Avustralya)firmanınözel yeleği ileüst gövde arkasına sabitlenmişve kalp atıM hı。收集到的数据由该公司(OpenField,Catapult Sports,Australia)的软件进行过滤,以进行体育运动更改(在备份银行期间)和比赛暂停。研究结果是:尽管两种性取向的主动游戏相似,但玩家的负荷和心率反应之间存在显著差异。在女足球运动员中,男足球运动员的总运动员负担和平均运动员负担高于男足球运动员(265,50±93,06 PL,255,80±81,59 PL;8,30±1.27 PL/dak,8,07±1.64 PL/dak)。同样,男性球员在低级别区域的表现比在低级别和高级别区域的更多。在男性的心率降低参数中,女性对心跳的内在反应明显较高。结果:这些研究结果表明,在性别差距期间,hentbol分支机构的大多数关键绩效指标都是球员负担的显著差异。然而,从涉及比赛的联赛级别收集数据所需的比赛次数越来越多。
{"title":"Position-Specific Comparison of the Player Loads and High-Intensity Events During Match in Male and Female Handball Players","authors":"C. Gençoğlu, H. Gümüş, E. Mancı, Fırat Özdalyan, Sercin Kosova","doi":"10.38079/igusabder.1037354","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1037354","url":null,"abstract":"Amaç: Kısa süreli yüksek şiddetli aktiviteler içeren hentbolda fiziksel ve fizyolojik özellikler ile atış hızı parametrelerinde cinsiyet farkı açıkça gösterilmiştir. Bu tür performans parametreleri dışında branşa ait gerçek zamanlı maç verisi elde etmek metodolojik kısıtlılıklar içermektedir. Ancak, son dönemde giyilebilir teknolojilerle kapalı alan takım sporlarında oyuncu yükünü daha detaylı incelemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı hentbolda maç sırasında oyuncu yükünü kadın ve erkek oyuncularda pozisyonlara göre karşılaştırmaktır.Yöntem: Çalışmaya hazırlık turnuvasına katılan 2 erkek ve 2 kadın toplam 4 Türkiye Hentbol Süper Lig takımından 42 saha oyuncusu (20 kadın ve 22 erkek) gönüllü olarak katılmıştır. Kaleciler ve toplam oyun süresi 10 dakikanın altında kalan saha oyuncuları analize dahil edilmemiştir. Müsabaka öncesi kişiye tanımlanmış İnersiyal Ölçüm Ünitesi (IMU) sensörleri (OptimEye S5, Catapult Sports, Avustralya) firmanın özel yeleği ile üst gövde arkasına sabitlenmiş ve kalp atım hızı monitörizasyonu için göğüs bandı (Polar T31 Coded, Finlandiya) takılmıştır. Toplanan verilerde sporcu değişimi (yedek bankında geçen süre) ve oyun duraksamaları (aktif oyun süresi) firmanın yazılımıyla (OpenField, Catapult Sports, Avustralya) işaretlenerek filtrelenmiştir.Bulgular: Her iki cinsiyet için aktif oyun süreleri benzer olmasına rağmen oyuncu yükü ve kalp atım hızı yanıtları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Kadın hentbolcularda toplam oyuncu yükü ve ortalama oyuncu yükü erkeklere göre daha yüksek iken erkek hentbolcularda pik oyuncu yükü istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (265.50±93.06 PL total, 255.80±81.59 PL total; 8.30±1.27 PL/dak, 8.07±1.64 PL/dak). Benzer olarak oyuncu yükü yoğunluk bölgelerinde erkekler kadınlara göre düşük seviye bölgelerde daha az, yüksek seviye bölgelerde daha çok oyuncu yükü eforu göstermiştir. İç yük yanıtları kadın hentbolcuların kalp atım hızı tükenme parametresinde erkeklere göre anlamlı yüksek bulunmuştur.Sonuç: Bu araştırma bulguları hentbol branşındaki çoğu anahtar performans belirteçlerindeki cinsiyet farkının maç sırasında oyuncu yükünde de literatürle uyumlu olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Ancak, daha yüksek sayıda maçın dahil edildiği ve rekabetin daha yüksek olduğu lig düzeyindeki maçlardan toplanacak verilere ihtiyaç duyulmaktadır. ","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70162825","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1085389
Özkan Karadede, Huriye Karadede, Hatice Şeremet, Gülümser Oral Taraktaşli, Yıldız Ayse Altiparmakoğlu, Ebru Özalp, Ebru Gündoğdu, Fatma Dalkiliç, Maide Nur Eroğlu, Merve Kürkan, Mehmet Harman, Senem Çakici, R. Karaali
Amaç: Araştırma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatarak tedavi olan hastaların taburculuk sonrasındaki günlük yaşam aktivite düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış, taburculuğundan itibaren en az bir ay geçmiş 230 hasta üzerinde yapılmıştır. Veriler Temmuz 2021-Eylül 2021 tarihleri arasında telefon ile görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmanın verileri Tanıtıcı Özellikler Formu ve Katz Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verileri, normal dağılmayan değişkenler için ortanca ve çeyrekler arası aralık kullanılarak verilmiştir. Verilerilerin karşılaştırılmasında Wilcoxon Sıralı İşaretler testi ile kullanılmıştır.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 57,28±14,6, %47,8’i kadın, %16,1’i aşısız olup COVID-19 hastalığı öncesi günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,5±2,7, COVID-19 hastalığından sonraki günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,3±3,3 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada hastalık öncesi ve sonrasındaki günlük yaşam aktiviteleri puan ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmamıştır.Sonuçlar: COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış bireylerin taburculuk sonrasındaki sürecinin sağlık profesyonelleri tarafından takip edilmesi, yaşam aktivitelerinin değerlendirilmesi, bakım ihtiyaçlarının belirlenmesi ve buna yönelik olarak bireyselleştirilmiş sağlık hizmetinin hastane dışında da sürdürülmesi önerilmektedir.
Amaç:Araštırma,新冠肺炎hastalığınedeniyel hastanedeyatarak tedavi olan hastaların taburculuk sonrasındaki günlük yaşam akactivite düzeylerini belerlemek amacıyla yapılmı。方法:该项工作已在新冠肺炎医院完成,从商场到230名患者至少一个月。数据是在2021年7月至2021年9月期间以电话的形式收集的。使用标识符特征表和多日生活活动量表收集的研究数据。研究数据是使用不寻常变量的中点和正方形之间的距离给出的。与数据相比,Wilcoxon被用于一系列测试。事件:参与者的年平均值为57,28±14,6,女性为%47,8,女性16,1,新冠肺炎的平均每日活动量为17.5±2,7,新冠肺炎的平均日常活动量为17.3±3,3。该研究没有区分之前和之后的日常生活活动。研究结果表明,因新冠肺炎而在医院睡觉的人将接受医疗保健专业人员的跟踪,评估生活活动,确定护理需求,并在医院外继续提供综合医疗服务。
{"title":"Determination of Daily Life Activity Levels of Hospitalized Individuals Due to COVID-19 Disease","authors":"Özkan Karadede, Huriye Karadede, Hatice Şeremet, Gülümser Oral Taraktaşli, Yıldız Ayse Altiparmakoğlu, Ebru Özalp, Ebru Gündoğdu, Fatma Dalkiliç, Maide Nur Eroğlu, Merve Kürkan, Mehmet Harman, Senem Çakici, R. Karaali","doi":"10.38079/igusabder.1085389","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1085389","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatarak tedavi olan hastaların taburculuk sonrasındaki günlük yaşam aktivite düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışma, COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış, taburculuğundan itibaren en az bir ay geçmiş 230 hasta üzerinde yapılmıştır. Veriler Temmuz 2021-Eylül 2021 tarihleri arasında telefon ile görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmanın verileri Tanıtıcı Özellikler Formu ve Katz Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verileri, normal dağılmayan değişkenler için ortanca ve çeyrekler arası aralık kullanılarak verilmiştir. Verilerilerin karşılaştırılmasında Wilcoxon Sıralı İşaretler testi ile kullanılmıştır.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 57,28±14,6, %47,8’i kadın, %16,1’i aşısız olup COVID-19 hastalığı öncesi günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,5±2,7, COVID-19 hastalığından sonraki günlük yaşam aktivitesi puan ortalaması 17,3±3,3 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada hastalık öncesi ve sonrasındaki günlük yaşam aktiviteleri puan ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmamıştır.Sonuçlar: COVID-19 hastalığı nedeniyle hastanede yatmış bireylerin taburculuk sonrasındaki sürecinin sağlık profesyonelleri tarafından takip edilmesi, yaşam aktivitelerinin değerlendirilmesi, bakım ihtiyaçlarının belirlenmesi ve buna yönelik olarak bireyselleştirilmiş sağlık hizmetinin hastane dışında da sürdürülmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1062876
Halime PULAT DEMİR
Amaç: Bu araştırma, İstanbul'un bir ilçesinde 6-15 yaş arası çocuklarda obezite prevalansını ve beslenme alışkanlıklarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Yöntem: Bu araştırma, İstanbul'un Avcılar ilçesinde 19 ilköğretim okulunda 6-15 yaş arası 2452 öğrenci ile gerçekleştirilen kesitsel tipte bir araştırmadır. Çocukların beslenme alışkanlıkları ve besin tüketim sıklıkları hakkında yüz yüze anket uygulanmıştır. Çocukların boy uzunluğu, vücut ağırlığı, bel ve kalça çevresi ölçümleri alınmıştır. Çocuklar Z-skorlarına göre sınıflandırılmıştır. İstatistikler SPSS 21 programı kullanılarak yapılmıştır.Bulgular: Öğrencilerin toplam %47.8'i erkek, %52.2'si kızdır. Öğrencilerin yaşlarının ortalaması 9.47±2.21, ortalama BKİ ise 18.7±3.73 kg/m2’dir. Fazla kiloluluk ve obezite prevalansı sırasıyla %20.3 ve %13.2 bulunmuştur. 9 yaşındakilerin obezite prevalansı en yüksek düzeydedir ve erkeklerde kızlara göre daha fazla obezite görülmüştür (p<0,001). Obez olan ve obez olmayan öğrenciler arasında ders çalışırken ve televizyon izlerken atıştırma ve bazı besinleri tüketme sıklığı açısından anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05).Sonuç: Her üç çocuktan birinin normalden fazla kilolu olduğu bulunmuştur. Ulusal ve uluslararası politikaların yanı sıra bölgesel ve yerel takipler ile gerekli önlemlerin alınması çocukluk çağı obezitesinin kontrolünde faydalı olabilir.
{"title":"İstanbul'da 6-15 Yaş Arası Çocuklarda Obezite Prevalansı","authors":"Halime PULAT DEMİR","doi":"10.38079/igusabder.1062876","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1062876","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, İstanbul'un bir ilçesinde 6-15 yaş arası çocuklarda obezite prevalansını ve beslenme alışkanlıklarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Yöntem: Bu araştırma, İstanbul'un Avcılar ilçesinde 19 ilköğretim okulunda 6-15 yaş arası 2452 öğrenci ile gerçekleştirilen kesitsel tipte bir araştırmadır. Çocukların beslenme alışkanlıkları ve besin tüketim sıklıkları hakkında yüz yüze anket uygulanmıştır. Çocukların boy uzunluğu, vücut ağırlığı, bel ve kalça çevresi ölçümleri alınmıştır. Çocuklar Z-skorlarına göre sınıflandırılmıştır. İstatistikler SPSS 21 programı kullanılarak yapılmıştır.Bulgular: Öğrencilerin toplam %47.8'i erkek, %52.2'si kızdır. Öğrencilerin yaşlarının ortalaması 9.47±2.21, ortalama BKİ ise 18.7±3.73 kg/m2’dir. Fazla kiloluluk ve obezite prevalansı sırasıyla %20.3 ve %13.2 bulunmuştur. 9 yaşındakilerin obezite prevalansı en yüksek düzeydedir ve erkeklerde kızlara göre daha fazla obezite görülmüştür (p<0,001). Obez olan ve obez olmayan öğrenciler arasında ders çalışırken ve televizyon izlerken atıştırma ve bazı besinleri tüketme sıklığı açısından anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05).Sonuç: Her üç çocuktan birinin normalden fazla kilolu olduğu bulunmuştur. Ulusal ve uluslararası politikaların yanı sıra bölgesel ve yerel takipler ile gerekli önlemlerin alınması çocukluk çağı obezitesinin kontrolünde faydalı olabilir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163300","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1072814
S. Yüksel, N. Azar
Osteoid osteoma, which is one of the benign osteogenic tumors that is detected incidentally in radiological examinations mostly performed for another reason, causes more severe pain at night, independent of activity. Standard radiographs may show the lesion, but computed tomography (CT) is required for demonstrating the nidus and determining the exact location of the lesion. In this benign tumor, which has a radiolucent area called nidus, the pain has been associated with high intra-nidus prostaglandin E2 level. Stress fracture, cortical bone abscess, and intra-cortical osteosarcoma should be considered in the differential diagnosis. In its treatment, the nidus must be completely removed. Marginal resection, intralesional curettage and radiofrequency ablation are among the treatment options. If marginal resection was performed, the radiology of the specimen should show whether it contains the nidus.
{"title":"Osteoid Osteoma","authors":"S. Yüksel, N. Azar","doi":"10.38079/igusabder.1072814","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1072814","url":null,"abstract":"Osteoid osteoma, which is one of the benign osteogenic tumors that is detected incidentally in radiological examinations mostly performed for another reason, causes more severe pain at night, independent of activity. Standard radiographs may show the lesion, but computed tomography (CT) is required for demonstrating the nidus and determining the exact location of the lesion. In this benign tumor, which has a radiolucent area called nidus, the pain has been associated with high intra-nidus prostaglandin E2 level. Stress fracture, cortical bone abscess, and intra-cortical osteosarcoma should be considered in the differential diagnosis. In its treatment, the nidus must be completely removed. Marginal resection, intralesional curettage and radiofrequency ablation are among the treatment options. If marginal resection was performed, the radiology of the specimen should show whether it contains the nidus.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163793","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1142369
Çağıl Ertürk, R. Mutuş
Ayna nöronların nöroanatomik yapılanması ve işlevselliğinin araştırılması son yıllarda oldukça artmıştır. Özellikle nörolojik ve ortopedik hasta gruplarında uygulanan tedavi yaklaşımlarında pasif uygulamalar yerine hastanın katılımının olduğu aktif uygulamalar tercih edilmektedir. Bunun temel sebeplerinden birisi ayna nöronları ve birincil motor korteksi dâhil ederek tedaviyi kalıcı hale getirmeyi amaçlamaktır. Ayna nöronların fonksiyonel ve disfonksiyonel durumlarını ortaya koymak, tedavi seanslarında hastaların semptomlarını anlamada çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle ayna nöronları aktive ederek planlanan ayna terapisi ile hastalar nöronal bağlantılarını yeniden yapılandırarak nöroplastik aktivite sağlarlar ve böylece iyileşme süreçlerine katkıda bulunmuş olurlar. Literatür taramalarında ayna nöronların aktivasyonlarının yer aldığı hastalıkların yapısal özellikleri birbirinden farklı olsa da ortak özellik olarak ayna nöronların aktive edilerek tedaviye katkı sağladığını söylemek mümkündür. Yapılan tedavi uygulamalarında, ilgili fonksiyonel hareketin hasta tarafından fiziksel olarak yapılmadığı durumlarda dahi bilişsel olarak hareketin yapıldığının imgelenmesi, ayna nöronları aktive ederek hastanın iyilik halini arttırdığı belirlenmiştir.
{"title":"Activity of Mirror Neurons and Its Effect on Various Diseases","authors":"Çağıl Ertürk, R. Mutuş","doi":"10.38079/igusabder.1142369","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1142369","url":null,"abstract":"Ayna nöronların nöroanatomik yapılanması ve işlevselliğinin araştırılması son yıllarda oldukça artmıştır. Özellikle nörolojik ve ortopedik hasta gruplarında uygulanan tedavi yaklaşımlarında pasif uygulamalar yerine hastanın katılımının olduğu aktif uygulamalar tercih edilmektedir. Bunun temel sebeplerinden birisi ayna nöronları ve birincil motor korteksi dâhil ederek tedaviyi kalıcı hale getirmeyi amaçlamaktır. Ayna nöronların fonksiyonel ve disfonksiyonel durumlarını ortaya koymak, tedavi seanslarında hastaların semptomlarını anlamada çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle ayna nöronları aktive ederek planlanan ayna terapisi ile hastalar nöronal bağlantılarını yeniden yapılandırarak nöroplastik aktivite sağlarlar ve böylece iyileşme süreçlerine katkıda bulunmuş olurlar. Literatür taramalarında ayna nöronların aktivasyonlarının yer aldığı hastalıkların yapısal özellikleri birbirinden farklı olsa da ortak özellik olarak ayna nöronların aktive edilerek tedaviye katkı sağladığını söylemek mümkündür. Yapılan tedavi uygulamalarında, ilgili fonksiyonel hareketin hasta tarafından fiziksel olarak yapılmadığı durumlarda dahi bilişsel olarak hareketin yapıldığının imgelenmesi, ayna nöronları aktive ederek hastanın iyilik halini arttırdığı belirlenmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48380702","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1067563
Mustafa Oğuz Kethüdaoğlu, Musa Güneş, İbrahim Halil Akçay, Ertuğrul Demirdel
Amaç: Bu çalışmanın amacı; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aktif olarak çalışan öğretmen ve fizyoterapistlerin kas-iskelet sistemi problemleri ile ağrı, iş doyum, mesleki tükenmişlik ve yaşam kalitesi durumlarının incelenmesidir.Yöntem: Çalışmamıza özel eğitim merkezlerinde çalışan 92 öğretmen ve 92 fizyoterapist katıldı. Çalışma yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirildi. Katılımcıların demografik bilgileri kaydedilerek, Kas İskelet Sistemi Sağlık Sorgulaması (KİS-SS), McGill-Melzack Ağrı Anketi, Minnesota İş Doyum Anketi, Maslach Tükenmişlik Anketi ve EuroQol 5D Yaşam Kalitesi Ölçeği anket formları uygulandı.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalamaları ve vücut kütle indeksi (VKİ) ortalamaları açısından grupların benzer olduğu belirlendi (p>0.05). Her iki grupta da kadın katılımcı sayısının erkeklerden daha fazla olduğu, cinsiyet dağılımlarının gruplarda farklı olduğu tespit edildi (p<0,05). Meslekte aktif çalışma sürelerinin her iki grupta da benzer olduğu görüldü (p>0,05). Haftalık çalışma sürelerinde ise öğretmenlerin fizyoterapistlerden daha uzun süre çalıştığı belirlendi (p<0,05). Aynı zamanda fizyoterapistlerin yaşam kalitelerinin daha yüksek (p<0,05), ağrı seviyesinin daha düşük olduğu saptanırken (p<0,05); iş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olduğu bulundu (p>0,05).Sonuç: Çalışmanın sonunda özel eğitimde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin iş doyumu, mesleki tükenmişlik ve kas-iskelet sistemi sorunlarının benzer olduğu belirlendi. Genel yaşam kalitesinin fizyoterapistlerde daha yüksek olduğu ve öğretmenlerin ağrı skorlarının daha fazla olduğu tespit edildi. Fizyoterapistlerin öğretmenlere göre haftalık çalışma süresinin daha az olması ağrı skorlarının daha az olmasının bir nedeni olabileceği gibi, öğretmenlere göre daha aktif bir çalışma modeline sahip olmaları ve bir sağlık profesyoneli olarak fizyoterapistlerin ağrı yönetimi konusunda bilgi sahibi olmaları da bu sonucun bir nedeni olabilir. Yaşam kalitesinde ortaya çıkan farkın ise ağrı skoruyla ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. İş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olmasının sebebi olarak aynı merkezlerde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin benzer sorunlar yaşaması, benzer yöneticilerle çalışması ve benzer tatmin duyguları tatmaları olduğunu düşünmekteyiz.
目标:这项工作的目的特别是在教育和康复中心,教师和物理学家正在调查肌肉骨骼、劳动力供应、工作完成和生活质量等问题。Yöntem:Çalışmamızaözel eğitim merkezlerindeçalı。这项工作已在数百次会议上进行。参与者记录了人口统计信息,包括现金电子表格健康调查(KIS-SS)、麦吉尔-梅尔扎克医学调查、明尼苏达州商业Doyum Anketa、Maslach Engineering Anketa和EuroQol 5D生活质量维度。研究结果表明:各组参与者的平均年龄和平均体重指数(VIC)相同(p>0.05)。两组参与者的数量均大于男性,且各组的性别分布不同(p0.05)。在一周的工作中,老师们确定他们的工作时间比物理学家长(p0.05)。因此,在工作结束时工作的理疗师和教师被发现在工作、工作消耗和肌肉骨骼方面存在类似问题。物理治疗师的整体生活质量得到了检测,教师的疼痛评分更高。根据物理学家的说法,由于每周工作时间减少,疼痛评分可能会降低,老师们说他们有一个更积极的工作模式,他们对物理学家的疼痛管理有着健康的专业知识。生活质量的差异在于,我们认为这可能与疼痛学校有关。让我们想想,在同一个中心工作的理疗师和教师有着相似的问题,与相似的管理人员一起工作,并享受着相似的满足感,因为他们筋疲力尽,工作也筋疲力尽。
{"title":"Investigation of Musculoskeletal System Problems and Psychosocial Status of Teachers and Physiotherapists Working in Special Education Centers","authors":"Mustafa Oğuz Kethüdaoğlu, Musa Güneş, İbrahim Halil Akçay, Ertuğrul Demirdel","doi":"10.38079/igusabder.1067563","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1067563","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aktif olarak çalışan öğretmen ve fizyoterapistlerin kas-iskelet sistemi problemleri ile ağrı, iş doyum, mesleki tükenmişlik ve yaşam kalitesi durumlarının incelenmesidir.Yöntem: Çalışmamıza özel eğitim merkezlerinde çalışan 92 öğretmen ve 92 fizyoterapist katıldı. Çalışma yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirildi. Katılımcıların demografik bilgileri kaydedilerek, Kas İskelet Sistemi Sağlık Sorgulaması (KİS-SS), McGill-Melzack Ağrı Anketi, Minnesota İş Doyum Anketi, Maslach Tükenmişlik Anketi ve EuroQol 5D Yaşam Kalitesi Ölçeği anket formları uygulandı.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalamaları ve vücut kütle indeksi (VKİ) ortalamaları açısından grupların benzer olduğu belirlendi (p>0.05). Her iki grupta da kadın katılımcı sayısının erkeklerden daha fazla olduğu, cinsiyet dağılımlarının gruplarda farklı olduğu tespit edildi (p<0,05). Meslekte aktif çalışma sürelerinin her iki grupta da benzer olduğu görüldü (p>0,05). Haftalık çalışma sürelerinde ise öğretmenlerin fizyoterapistlerden daha uzun süre çalıştığı belirlendi (p<0,05). Aynı zamanda fizyoterapistlerin yaşam kalitelerinin daha yüksek (p<0,05), ağrı seviyesinin daha düşük olduğu saptanırken (p<0,05); iş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olduğu bulundu (p>0,05).Sonuç: Çalışmanın sonunda özel eğitimde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin iş doyumu, mesleki tükenmişlik ve kas-iskelet sistemi sorunlarının benzer olduğu belirlendi. Genel yaşam kalitesinin fizyoterapistlerde daha yüksek olduğu ve öğretmenlerin ağrı skorlarının daha fazla olduğu tespit edildi. Fizyoterapistlerin öğretmenlere göre haftalık çalışma süresinin daha az olması ağrı skorlarının daha az olmasının bir nedeni olabileceği gibi, öğretmenlere göre daha aktif bir çalışma modeline sahip olmaları ve bir sağlık profesyoneli olarak fizyoterapistlerin ağrı yönetimi konusunda bilgi sahibi olmaları da bu sonucun bir nedeni olabilir. Yaşam kalitesinde ortaya çıkan farkın ise ağrı skoruyla ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. İş doyum, mesleki tükenmişlik ve KİS-SS değerlerinin benzer olmasının sebebi olarak aynı merkezlerde çalışan fizyoterapist ve öğretmenlerin benzer sorunlar yaşaması, benzer yöneticilerle çalışması ve benzer tatmin duyguları tatmaları olduğunu düşünmekteyiz.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70163678","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.987894
A. B. Akadam-Teker, Erhan Teker
Amaç: VPS10p ailesinin bir reseptörü olan Sortilin-1(SORT1)’i kodlayan SORT1 geni 1p13.3’de lokalizedir. SORT1 genom çapında ilişkilendirme çalışmalarında (GWAS) hepatik lipit metabolizması ve düşük dansiteli lipoprotein-kolesterol (LDL-K) seviyeleri ile olan ilişkisinden dolayı koroner kalp hastalığı (KKH) oluşturma riski ile ilişkilendirilmiştir. SORT1 gen bölgesi üzerindeki çeşitli varyasyonlar lipit profilleri üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Bizim bu çalışmadaki amacımız; Giresun ilinde SORT1 rs599839 gen varyantlarının KKH gelişimi ve lipit parametreleri üzerine bir etkisinin olup olmadığını belirlemektir.Yöntem: Bu vaka-kontrol çalışmasında 396 kişiden oluşan erkek çalışma grubunda (209 KKH /187 kontrol) SORT1 rs599839 polimorfizmi için TaqMan 5’ Allelik Ayrım Testi ile genotipleme yapıldı.Bulgular: Hasta ve kontrol grupları arasında SORT1 rs599839 genotip dağılımları açısından istatistiksel olarak fark bulunmamaktadır (p=0.81). G allel varlığı hem hasta hem de kontrol grubunda daha düşük Total-Kolesterol (TK) (sırasıyla; p=0.005,p=0.032) ve LDL-K (sırasıyla; p=0.005,p=0.040) seviyelerine sebep olurken daha yüksek yüksek dansiteli lipoprotein-kolesterol (HDL-K) (sırasıyla; p=0.001,p=0.006) seviyeleri gözlenmiştir.Sonuç: Bulgularımız SORT1 rs599839 polimorfizminin direk olarak KKH patogenezine katkısının olmadığı yönündedir. Ancak, minör G allel varlığının TK ve LDL-K seviyelerini düşürürken, HDL-K seviyelerinde yükselmeye sebep olduğu görülmüştür. Bu durum minör G allel varlığının lipit profili üzerine olumlu etki gösterdiği ve KKH’a karşı koruyucu olduğu izlenimini vermiştir.
{"title":"Effect of SORT1 rs599839 Polymorphism on Lipid Profiles: A Single City Experience","authors":"A. B. Akadam-Teker, Erhan Teker","doi":"10.38079/igusabder.987894","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.987894","url":null,"abstract":"Amaç: VPS10p ailesinin bir reseptörü olan Sortilin-1(SORT1)’i kodlayan SORT1 geni 1p13.3’de lokalizedir. SORT1 genom çapında ilişkilendirme çalışmalarında (GWAS) hepatik lipit metabolizması ve düşük dansiteli lipoprotein-kolesterol (LDL-K) seviyeleri ile olan ilişkisinden dolayı koroner kalp hastalığı (KKH) oluşturma riski ile ilişkilendirilmiştir. SORT1 gen bölgesi üzerindeki çeşitli varyasyonlar lipit profilleri üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Bizim bu çalışmadaki amacımız; Giresun ilinde SORT1 rs599839 gen varyantlarının KKH gelişimi ve lipit parametreleri üzerine bir etkisinin olup olmadığını belirlemektir.Yöntem: Bu vaka-kontrol çalışmasında 396 kişiden oluşan erkek çalışma grubunda (209 KKH /187 kontrol) SORT1 rs599839 polimorfizmi için TaqMan 5’ Allelik Ayrım Testi ile genotipleme yapıldı.Bulgular: Hasta ve kontrol grupları arasında SORT1 rs599839 genotip dağılımları açısından istatistiksel olarak fark bulunmamaktadır (p=0.81). G allel varlığı hem hasta hem de kontrol grubunda daha düşük Total-Kolesterol (TK) (sırasıyla; p=0.005,p=0.032) ve LDL-K (sırasıyla; p=0.005,p=0.040) seviyelerine sebep olurken daha yüksek yüksek dansiteli lipoprotein-kolesterol (HDL-K) (sırasıyla; p=0.001,p=0.006) seviyeleri gözlenmiştir.Sonuç: Bulgularımız SORT1 rs599839 polimorfizminin direk olarak KKH patogenezine katkısının olmadığı yönündedir. Ancak, minör G allel varlığının TK ve LDL-K seviyelerini düşürürken, HDL-K seviyelerinde yükselmeye sebep olduğu görülmüştür. Bu durum minör G allel varlığının lipit profili üzerine olumlu etki gösterdiği ve KKH’a karşı koruyucu olduğu izlenimini vermiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70167960","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.995636
İncilay Çeli̇k, Gülşah Kök
Amaç: Bu araştırma, hemşire ve ebelerin anne ve yenidoğanın erken ten tene temas uygulamasına yönelik bilgileri ile tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma, Ankara’da bir eğitim ve araştırma hastanesinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini Ekim 2020-Ocak 2021 tarihleri arasında araştırmayı kabul eden 117 hemşire ve ebe oluşturmuştur. Veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan yapılandırılmış veri toplama formu ile “Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği” aracılığıyla yüz yüze görüşme tekniği ve google forms üzerinden hazırlanan elektronik veri toplama formu kullanılarak toplanmıştır. Veriler, IBM SPSS Statistics 25.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.Bulgular: Katılımcıların Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği’nden aldıkları toplam puan ortalaması 136.33±9.53’dür. Katılımcıların %95.7’sinin doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulamasını daha önceden duyduğu, %89.7’sinin anne ve yenidoğan ten tene temas becerisini doğru bir şekilde bildiği, %65.4’ünün anne ve yenidoğan ten tene temas uygulamasına yönelik bilgiyi hizmet içi eğitim programından aldığı belirlenmiştir. Katılımcıların %92.3’ünün doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas becerisini uyguladığı belirlenmiştir. Katılımcıların yaş, meslek ve eğitim durumları açısından anne-yenidoğan ten tene temas ölçeğinden aldıkları puan ortancaları arasında anlamlı bir fark olmamasına rağmen ölçeğin bazı alt boyutları açısından katılımcıların eğitim düzeylerine ve çalıştıkları yerlere göre anneye sağlanan hizmet alt boyutu (p=0.002) ile etkinleştiren faktörler (p=0.03) alınan puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu belirlenmiştir.Sonuç: Çalışmamıza katılan tüm ebe ve hemşirelerin anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulaması ile ilgili olumlu tutumlarının olduğu, ebe ve hemşirelerin doğum sonu erken dönemde ten tene temasın anne ve yenidoğan sağlığı için bilgi ve farkındalık oluşturmalarının önemli olduğu değerlendirilmiştir.
目的是通过儿童早期接触申请的信息,调查父母与护士以及父母之间的关系。方法:这项定义研究是在安卡拉的一家教育和研究医院进行的。Araştırmanınörneklemini Ekim 2020 Ocak 2021 tarihleri arasında Araştşrmayıkabul eden 117 hemşire ve ebe oluşturmuştur。数据是使用yüz-face通信技术和研究人员编制的电子数据收集表收集的,该表采用了研究人员编写的“Anne renewed Ten Contact Size”和“电子数据收集”格式。使用IBM SPSS Statistics 25.0软件包对数据进行分析。统计学上,有意义的水平被认为是p<0.05。研究结果是,参与者从Anne Yenidoğan的十次接触规模中获得的总分为136.33±9.53分。95.7%的参与者出生后,他们的母亲和生殖之前听说过母亲和生殖的单次接触效应,65.4%的母亲和新提出的联系申请已被确定为培训计划的一部分。在92.3%的参与者出生结束时,母亲和生殖被认定只有一种接触技能。与会者的年龄,尽管在就业和培训情况方面,父母接受10次小规模接触的点之间没有显著差异,但根据参与者的得分(p=0.03),一些较低维度的测量会影响参与者的培训水平和向母亲提供的服务的较低维度(p=0.002)从统计学上看,两者之间存在显著差异。Sonuç:Çalışmamıza katılan tüm ebe ve hemşirelerin anne ve yenidoğanın tene temas vigulamasıile ilgili olumlu tutumlarının olduğu,ebe ve emşireler in doğum Sonu erken dönemde tene temaın anne ve yenidoğ李。
{"title":"Investigation of Nurses and Midwives' Knowledge and Attitudes towards Early Skin-to-Skin Contact Practice of Mother and Newborn","authors":"İncilay Çeli̇k, Gülşah Kök","doi":"10.38079/igusabder.995636","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.995636","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, hemşire ve ebelerin anne ve yenidoğanın erken ten tene temas uygulamasına yönelik bilgileri ile tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma, Ankara’da bir eğitim ve araştırma hastanesinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini Ekim 2020-Ocak 2021 tarihleri arasında araştırmayı kabul eden 117 hemşire ve ebe oluşturmuştur. Veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan yapılandırılmış veri toplama formu ile “Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği” aracılığıyla yüz yüze görüşme tekniği ve google forms üzerinden hazırlanan elektronik veri toplama formu kullanılarak toplanmıştır. Veriler, IBM SPSS Statistics 25.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.Bulgular: Katılımcıların Anne-Yenidoğan Ten Tene Temas Ölçeği’nden aldıkları toplam puan ortalaması 136.33±9.53’dür. Katılımcıların %95.7’sinin doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulamasını daha önceden duyduğu, %89.7’sinin anne ve yenidoğan ten tene temas becerisini doğru bir şekilde bildiği, %65.4’ünün anne ve yenidoğan ten tene temas uygulamasına yönelik bilgiyi hizmet içi eğitim programından aldığı belirlenmiştir. Katılımcıların %92.3’ünün doğum sonrası dönemde anne ve yenidoğanın ten tene temas becerisini uyguladığı belirlenmiştir. Katılımcıların yaş, meslek ve eğitim durumları açısından anne-yenidoğan ten tene temas ölçeğinden aldıkları puan ortancaları arasında anlamlı bir fark olmamasına rağmen ölçeğin bazı alt boyutları açısından katılımcıların eğitim düzeylerine ve çalıştıkları yerlere göre anneye sağlanan hizmet alt boyutu (p=0.002) ile etkinleştiren faktörler (p=0.03) alınan puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu belirlenmiştir.Sonuç: Çalışmamıza katılan tüm ebe ve hemşirelerin anne ve yenidoğanın ten tene temas uygulaması ile ilgili olumlu tutumlarının olduğu, ebe ve hemşirelerin doğum sonu erken dönemde ten tene temasın anne ve yenidoğan sağlığı için bilgi ve farkındalık oluşturmalarının önemli olduğu değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49456206","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-29DOI: 10.38079/igusabder.1001354
Kiymet DEVLET MEMİS, Figen Gürsoy
Amaç: Bu araştırma annelerin oyun ve oyun materyallerine ilişkin görüşlerinin ve çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılarak karma yöntemle yapılan bu araştırmaya, 18-36 ay arası çocuğa sahip 20 anne katılmıştır. Veriler “Demografik Bilgi Formu”, “PİKOLO/Ebeveyn-Çocuk Etkileşimi Gözlem Formu’’ ve “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu’’ ile toplanmıştır. Verilerin analizleri SPSS ve MAXQDA programları kullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Annelerin %45’i (n=9) 36 yaş ve üzerinde, %65’i (n=13) üniversite mezunu ve %55’i (n=11) bir işte çalışmaktadır. PİKOLO’nın alt boyutlarından alınan puanların; annelerin yaşlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı, annelerin eğitim durumuna göre, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında, annelerin çalışma durumuna göre de Duyarlılık, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında alınan puanların yüksek olduğu ve istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. Annelerin oyun konusunda genellikle olumlu duyguda olduğu oldukları ve çocuklarının oyun oynaması için çok fazla oyun materyalleri aldıkları tespit edilmiştir.Sonuç: Annelerin çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarında annelerin eğitim durumunun ve çalışma durumunun olumlu ebeveynlik becerilerinin üzerinde etkili olduğu, annelerin oyun konusunda genelde olumlu tutumda oldukları fakat oyun materyalleri seçiminde desteğe ihtiyaçları olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
目的是检验这些研究母亲与孩子的游戏和游戏材料之间的互动以及她们与游戏的互动。方法:本研究以因果报应的方式进行,包括20位有18至36个月孩子的母亲。数据“人口统计信息表”,数据分析使用SPSS和MAXQDA程序进行评估。报告:45%的母亲(n=9)36岁,65(n=13)是大学年级,55%是(n=11)这是工作。PıKOLO'nın alt-boyutlarından alınan puanların;根据父母的年龄,没有统计差异,但根据母亲的教育情况,根据母亲的工作状态,在勇气和教学方面有很高的统计差异。研究发现,他们通常对游戏持积极态度,他们会带很多玩具材料和孩子一起玩。因此,当他们和孩子一起玩耍时,他们的母亲会对教育状况和积极的父母工作技能产生影响,他们通常对游戏持积极态度,但结果是他们在选择游戏材料时需要支持。
{"title":"Investigation of Mothers Thoughts on Play and Play Materials and Behaviors of Interactive Playing with Their Children","authors":"Kiymet DEVLET MEMİS, Figen Gürsoy","doi":"10.38079/igusabder.1001354","DOIUrl":"https://doi.org/10.38079/igusabder.1001354","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma annelerin oyun ve oyun materyallerine ilişkin görüşlerinin ve çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılarak karma yöntemle yapılan bu araştırmaya, 18-36 ay arası çocuğa sahip 20 anne katılmıştır. Veriler “Demografik Bilgi Formu”, “PİKOLO/Ebeveyn-Çocuk Etkileşimi Gözlem Formu’’ ve “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu’’ ile toplanmıştır. Verilerin analizleri SPSS ve MAXQDA programları kullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Annelerin %45’i (n=9) 36 yaş ve üzerinde, %65’i (n=13) üniversite mezunu ve %55’i (n=11) bir işte çalışmaktadır. PİKOLO’nın alt boyutlarından alınan puanların; annelerin yaşlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı, annelerin eğitim durumuna göre, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında, annelerin çalışma durumuna göre de Duyarlılık, Cesaretlendirme ve Öğretme boyutlarında alınan puanların yüksek olduğu ve istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur. Annelerin oyun konusunda genellikle olumlu duyguda olduğu oldukları ve çocuklarının oyun oynaması için çok fazla oyun materyalleri aldıkları tespit edilmiştir.Sonuç: Annelerin çocuklarıyla etkileşimli oyun oynama davranışlarında annelerin eğitim durumunun ve çalışma durumunun olumlu ebeveynlik becerilerinin üzerinde etkili olduğu, annelerin oyun konusunda genelde olumlu tutumda oldukları fakat oyun materyalleri seçiminde desteğe ihtiyaçları olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":34582,"journal":{"name":"Istanbul Gelisim Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi","volume":"97 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"70162173","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}