Pub Date : 2021-08-18DOI: 10.51592/kulliyat.972148
İ̇sa Işik
Anahtar Kelimeler Divan şiiri, modern şiir, Nâbî, Sezai Karakoç, gazel, gelenek eleştirisi. ÖZ Toplumların muhtelif alanlardaki birikim zenginliğini ifade eden gelenek, önceki kuşaklar ile sonrakiler arasında köprü vazifesi görür. Birçok alanda olduğu gibi edebî eserlerde de geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması önemlidir. Çünkü bu eserlerin toplumların aynası olma gibi bir özelliği yanında, kültürel miras olma tarafları da söz konusudur. Bundan dolayı sanatçıların başarısı kendinden önceki mirasa ne ölçüde sahip çıktılarına da bağlıdır. Bir sanatçıyı başarılı kılan şeyin sadece gelenek olmadığı da âşikârdır. Nitekim geleneğe sıkı sıkıya bağlı olmanın da olumsuz tarafları vardır. Bu durum bir sanatçının yeniliklere kapalı olmasına sebep olabilir. Bu anlamda şair ya da yazar, gelenek ile yenilik dengesini iyi kurmalıdır. Sanatçılar geleneği gelecek kuşaklara aktarırken dar kalıplar içerisine hapsolmamalı, yeniliğe de açık olmalıdır. Bir sanatçıyı muvaffak kılan en önemli unsurlardan birisi bu dengenin ne ölçüde başarılı kurulduğudur. Bu çalışmada, 17. yüzyıl şiirinin önde gelen şairlerinden Nâbî ile günümüz şairlerinden Sezai Karakoç’un gelenek eleştirileri zıtlıklar üzerinden tartışılmıştır. Tartışma yapılırken Nâbî’nin “usanduk” redifli gazeli ile Sezai Karakoç’un “Gazel” başlıklı “düştü” redifli şiiri merkeze alınmış ve iki şairin geleneğe bakışları ve eleştirileri üzerinden tespitler yapılmıştır.
{"title":"GELENEĞE FARKLI YÜZYILLARDAN İKİ FARKLI BAKIŞ: NÂBÎ VE SEZAİ KARAKOÇ’UN GELENEK ELEŞTİRİSİ","authors":"İ̇sa Işik","doi":"10.51592/kulliyat.972148","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.972148","url":null,"abstract":"Anahtar Kelimeler Divan şiiri, modern şiir, Nâbî, Sezai Karakoç, gazel, gelenek eleştirisi. ÖZ Toplumların muhtelif alanlardaki birikim zenginliğini ifade eden gelenek, önceki kuşaklar ile sonrakiler arasında köprü vazifesi görür. Birçok alanda olduğu gibi edebî eserlerde de geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması önemlidir. Çünkü bu eserlerin toplumların aynası olma gibi bir özelliği yanında, kültürel miras olma tarafları da söz konusudur. Bundan dolayı sanatçıların başarısı kendinden önceki mirasa ne ölçüde sahip çıktılarına da bağlıdır. Bir sanatçıyı başarılı kılan şeyin sadece gelenek olmadığı da âşikârdır. Nitekim geleneğe sıkı sıkıya bağlı olmanın da olumsuz tarafları vardır. Bu durum bir sanatçının yeniliklere kapalı olmasına sebep olabilir. Bu anlamda şair ya da yazar, gelenek ile yenilik dengesini iyi kurmalıdır. Sanatçılar geleneği gelecek kuşaklara aktarırken dar kalıplar içerisine hapsolmamalı, yeniliğe de açık olmalıdır. Bir sanatçıyı muvaffak kılan en önemli unsurlardan birisi bu dengenin ne ölçüde başarılı kurulduğudur. Bu çalışmada, 17. yüzyıl şiirinin önde gelen şairlerinden Nâbî ile günümüz şairlerinden Sezai Karakoç’un gelenek eleştirileri zıtlıklar üzerinden tartışılmıştır. Tartışma yapılırken Nâbî’nin “usanduk” redifli gazeli ile Sezai Karakoç’un “Gazel” başlıklı “düştü” redifli şiiri merkeze alınmış ve iki şairin geleneğe bakışları ve eleştirileri üzerinden tespitler yapılmıştır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133590726","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-08-18DOI: 10.51592/kulliyat.971954
Özkan Ci̇ğa
Anahtar Kelimeler Klasik Türk Şiiri, Mecmûa, İlâhî Mecmûası, MESTAP. ÖZ Derleyicilerin kişisel tercihine göre şekillenen şiir mecmûaları, klasik Türk edebiyatının başlıca kaynakları arasında yer almaktadır. Şiir mecmûalarında daha önce tespit edilememiş şair veya şiirlere rastlanılabileceği gibi aynı şaire ait şiirlerin kelime, mısra ve beyit düzeyindeki farklı yazımlarına da ulaşılabilmektedir. Böylece şair ve şiirlere dair yapılan tespitler hakkında bilgi elde etme yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Aynı zamanda mecmûa yapraklarında yazılan notlar, tarihler veya şahıs adları araştırmacılara mecmûanın yazıldığı dönem veya derleyici ile ilgili birtakım bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler, kimi zaman edebiyat tarihi açısından büyük önem arz etmektedir. Şiir mecmûaları, belirli bir döneme dair şiirleri ihtivâ edebileceği gibi aynı nazım şeklinde veya türünde yazılmış şiirlerin bir araya toplanmasıyla da oluşabilir. Çalışma konusu olan bu mecmûada da farklı nazım şekillerinden müteşekkil ilâhî türünde kaleme alınmış şiirler yer almaktadır. Bu mecmûa, Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu 06 Mil Yz 7978 numarada kayıtlıdır. Mecmûanın derleyicisine veya yazılma tarihine dair her hangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak mecmûada yer alan ilâhîlerin XIII ile XIX. yüzyıllarda yaşamış şairlere ait olduğuna bakılırsa bu mecmûanın XIX. yüzyıl ve sonrasında kaleme alındığını söylemek mümkündür. Çalışmada, giriş kısmından sonra söz konusu mecmûanın fiziksel özellikleri ile içeriği hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın sonunda ise bu mecmûa, günümüzde araştırmacıların temel başvuru kaynağı olan “Mecmûaların Sistematik Tasnifi Projesi” kısa adıyla MESTAP tablosuna göre hazırlanmıştır.
{"title":"MİLLİ KÜTÜPHANE YAZMALAR KOLEKSİYONU 06 MİL YZ A 7978 NUMARADA KAYITLI OLAN İLÂHÎ MECMÛASI’NIN MESTAP’A GÖRE TASNİFİ","authors":"Özkan Ci̇ğa","doi":"10.51592/kulliyat.971954","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.971954","url":null,"abstract":"Anahtar Kelimeler Klasik Türk Şiiri, Mecmûa, İlâhî Mecmûası, MESTAP. ÖZ Derleyicilerin kişisel tercihine göre şekillenen şiir mecmûaları, klasik Türk edebiyatının başlıca kaynakları arasında yer almaktadır. Şiir mecmûalarında daha önce tespit edilememiş şair veya şiirlere rastlanılabileceği gibi aynı şaire ait şiirlerin kelime, mısra ve beyit düzeyindeki farklı yazımlarına da ulaşılabilmektedir. Böylece şair ve şiirlere dair yapılan tespitler hakkında bilgi elde etme yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Aynı zamanda mecmûa yapraklarında yazılan notlar, tarihler veya şahıs adları araştırmacılara mecmûanın yazıldığı dönem veya derleyici ile ilgili birtakım bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler, kimi zaman edebiyat tarihi açısından büyük önem arz etmektedir. Şiir mecmûaları, belirli bir döneme dair şiirleri ihtivâ edebileceği gibi aynı nazım şeklinde veya türünde yazılmış şiirlerin bir araya toplanmasıyla da oluşabilir. Çalışma konusu olan bu mecmûada da farklı nazım şekillerinden müteşekkil ilâhî türünde kaleme alınmış şiirler yer almaktadır. Bu mecmûa, Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu 06 Mil Yz 7978 numarada kayıtlıdır. Mecmûanın derleyicisine veya yazılma tarihine dair her hangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak mecmûada yer alan ilâhîlerin XIII ile XIX. yüzyıllarda yaşamış şairlere ait olduğuna bakılırsa bu mecmûanın XIX. yüzyıl ve sonrasında kaleme alındığını söylemek mümkündür. Çalışmada, giriş kısmından sonra söz konusu mecmûanın fiziksel özellikleri ile içeriği hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın sonunda ise bu mecmûa, günümüzde araştırmacıların temel başvuru kaynağı olan “Mecmûaların Sistematik Tasnifi Projesi” kısa adıyla MESTAP tablosuna göre hazırlanmıştır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125901422","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tanınmış Arap âlim ve yazarlarından Câhız’ın (ö. 869) Hz. Ali vecizeleri arasından seçerek derlediği “Mie Kelime”(Yüz Cümle)’nin, Reşîdüddîn Vatvat (ö. 1177) tarafından Harizm şahlarına ithaf edilmek üzere Farsçaya çevrilip kısaca açıklandığı bilinmektedir. Daha ziyade “Sad-Kelime-i Hazret-i Alî” adıyla anılan bu yüz söz, Türk âlim, şair ve yazarları tarafından da alâkayla karşılanmış olup 14 veya 15. asırdan itibaren defalarca tercüme ve şerh edilmiştir. Sad Kelime’nin hangi tarihte ve kimin tarafından tamamlandığı belli olmayan birtakım tercüme ve şerhlerine de rastlanmaktadır. Dış kapağında Makālât-ı Hazret-i Esedü’llâhi’l-Gālib Alî bin Ebî Tâlib ismiyle adlandırılan eser de Sad-Kelime-i Hazret-i Alî’nin mütercimi ve tercüme zamanı kesin olarak bilinmeyen tercümelerinden biridir. Sonundaki ketebe kaydından metnin Nâmî el-Horasânî diye meşhur biri tarafından 1 Muharrem 952 (15 Mart 1545) tarihinde yazıldığı belirtilmekle beraber anılan ismin mütercim mi yoksa müstensih mi, tarihin de tercüme mi istinsah tarihi mi olduğu kesin olarak anlaşılamamaktadır. Nâmî’nin mahlas olabileceği ve tanındığı manasındaki kayıt düşünülürse, Arapça sözleri tercüme eden kişi olması muhtemel görünmektedir. Mütercimin ikişer beyitle tercüme ettiği 94 vecizeden 90’ı, Hz. Ali’ye nisbet edilen Sad Kelime’de bulunmakta; dördü ise Nesrü’l-leâlî isimli derlemede yer almaktadır. Bu yazıda bahis konusu tercüme, tanıtılıp incelendikten sonra Latin asıllı harflere ve günümüz Türkçesiyle nesre çevrilerek sunulmuştur.
{"title":"HZ. ALİ’YE AİT YÜZ SÖZÜN MANZUM BİR TERCÜMESİ: MAKĀLÂT-I HAZRET-İ ESEDÜ’LLÂHİ’L-GĀLİB ALÎ BİN EBÎ TÂLİB","authors":"Adem Ceyhan, Fakirullah Yildiz","doi":"10.15247/DEV.150","DOIUrl":"https://doi.org/10.15247/DEV.150","url":null,"abstract":"Tanınmış Arap âlim ve yazarlarından Câhız’ın (ö. 869) Hz. Ali vecizeleri arasından seçerek derlediği “Mie Kelime”(Yüz Cümle)’nin, Reşîdüddîn Vatvat (ö. 1177) tarafından Harizm şahlarına ithaf edilmek üzere Farsçaya çevrilip kısaca açıklandığı bilinmektedir. Daha ziyade “Sad-Kelime-i Hazret-i Alî” adıyla anılan bu yüz söz, Türk âlim, şair ve yazarları tarafından da alâkayla karşılanmış olup 14 veya 15. asırdan itibaren defalarca tercüme ve şerh edilmiştir. Sad Kelime’nin hangi tarihte ve kimin tarafından tamamlandığı belli olmayan birtakım tercüme ve şerhlerine de rastlanmaktadır. Dış kapağında Makālât-ı Hazret-i Esedü’llâhi’l-Gālib Alî bin Ebî Tâlib ismiyle adlandırılan eser de Sad-Kelime-i Hazret-i Alî’nin mütercimi ve tercüme zamanı kesin olarak bilinmeyen tercümelerinden biridir. Sonundaki ketebe kaydından metnin Nâmî el-Horasânî diye meşhur biri tarafından 1 Muharrem 952 (15 Mart 1545) tarihinde yazıldığı belirtilmekle beraber anılan ismin mütercim mi yoksa müstensih mi, tarihin de tercüme mi istinsah tarihi mi olduğu kesin olarak anlaşılamamaktadır. Nâmî’nin mahlas olabileceği ve tanındığı manasındaki kayıt düşünülürse, Arapça sözleri tercüme eden kişi olması muhtemel görünmektedir. Mütercimin ikişer beyitle tercüme ettiği 94 vecizeden 90’ı, Hz. Ali’ye nisbet edilen Sad Kelime’de bulunmakta; dördü ise Nesrü’l-leâlî isimli derlemede yer almaktadır. Bu yazıda bahis konusu tercüme, tanıtılıp incelendikten sonra Latin asıllı harflere ve günümüz Türkçesiyle nesre çevrilerek sunulmuştur.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"83 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2013-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115761317","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}