Pub Date : 2023-12-03DOI: 10.51592/kulliyat.1363933
Sıtkı Nazi̇k
Tasavvuf ve edebiyatta çok önemli bir yere sahip olan aşk, ilahi aşk ve beşerî aşk olmak üzere temelde ikiye ayrılmıştır. Allah’ın kuluna, kulun da Rabb’ine olan muhabbeti ilahi sevgi kapsamında değerlendirilmiştir. Zaten Allah’ın kullarına olan sevgisi ezelîdir. İnsanın Yaratan’ına olan sevgisi ise vahdet aleminde ve elest ahdinin yapıldığı meclis ortamında ilahi cemalin görülmesiyle meydan gelmiştir. Bu olay, başlangıcı bilinmeyen bir zamanda yani ezelde gerçekleşmiştir. Ezelî aşk konusu, yaklaşık 11. asırdan itibaren tasavvuf düşüncesine ilahi aşk anlayışının da girmesiyle gündeme gelmiştir. Bunu ilk olarak Ahmed Gazâlî, Baklî, Irâkî gibi sufiler İran tasavvuf şiirinde işlemişlerdir. Ardından Türk edebiyatında da ele alınmıştır. Tespit edilebildiği kadarıyla konuyu ilk defa şiirlerinde işleyen Anadolu sahası şairimiz, 13-14. yüzyıllarda yaşamış olan Yunus Emre’dir. Bu çalışmada Yunus Divan’ının seçilmesinde onun önemli bir mutasavvıf şair olarak çoğu şiirinde buna yer vermesi etkili olmuştur. Divan’da geçen ezelî aşk konusuyla ilgili şiirler, tablolar hâlinde verilmiştir. Konularına göre gruplandırılan şiirler, yer aldıkları tablonun hemen altında yorumlanmıştır. Böylece şairin ezelî aşka dair düşünceleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmayla şair tarafından ezelî aşkın ilahi sevgili/Rab ve âşık/kul bağlamında ele alındığı, elest meclisinden de önce kulun maşuk ile yâr olduğu ve aşkın ezelden ebede giden bir süreci ifade ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"YUNUS EMRE’NİN ŞİİRLERİNDE EZELÎ AŞK","authors":"Sıtkı Nazi̇k","doi":"10.51592/kulliyat.1363933","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1363933","url":null,"abstract":"Tasavvuf ve edebiyatta çok önemli bir yere sahip olan aşk, ilahi aşk ve beşerî aşk olmak üzere temelde ikiye ayrılmıştır. Allah’ın kuluna, kulun da Rabb’ine olan muhabbeti ilahi sevgi kapsamında değerlendirilmiştir. Zaten Allah’ın kullarına olan sevgisi ezelîdir. İnsanın Yaratan’ına olan sevgisi ise vahdet aleminde ve elest ahdinin yapıldığı meclis ortamında ilahi cemalin görülmesiyle meydan gelmiştir. Bu olay, başlangıcı bilinmeyen bir zamanda yani ezelde gerçekleşmiştir. Ezelî aşk konusu, yaklaşık 11. asırdan itibaren tasavvuf düşüncesine ilahi aşk anlayışının da girmesiyle gündeme gelmiştir. Bunu ilk olarak Ahmed Gazâlî, Baklî, Irâkî gibi sufiler İran tasavvuf şiirinde işlemişlerdir. Ardından Türk edebiyatında da ele alınmıştır. Tespit edilebildiği kadarıyla konuyu ilk defa şiirlerinde işleyen Anadolu sahası şairimiz, 13-14. yüzyıllarda yaşamış olan Yunus Emre’dir. Bu çalışmada Yunus Divan’ının seçilmesinde onun önemli bir mutasavvıf şair olarak çoğu şiirinde buna yer vermesi etkili olmuştur. Divan’da geçen ezelî aşk konusuyla ilgili şiirler, tablolar hâlinde verilmiştir. Konularına göre gruplandırılan şiirler, yer aldıkları tablonun hemen altında yorumlanmıştır. Böylece şairin ezelî aşka dair düşünceleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmayla şair tarafından ezelî aşkın ilahi sevgili/Rab ve âşık/kul bağlamında ele alındığı, elest meclisinden de önce kulun maşuk ile yâr olduğu ve aşkın ezelden ebede giden bir süreci ifade ettiği sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"30 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139187208","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-28DOI: 10.51592/kulliyat.1365998
Ekrem Bektaş
Hulusî-i Bitlisî (Aktürk), Osmanlının son yılları ile Cumhuriyet döneminde yaşamıştır. Bitlis’te Nesimî-zâde ya da Nesimoğulları olarak tanınan bir aileye mensuptur. 1880 yılında Bitlis’te doğan Hulusî Aktürk, orta öğreniminden sonra hukuk alanında yükseköğrenimini tamamlamış, Adalet Bakanlığında memuriyete başlamış ve ağır ceza reisliğine kadar yükselmiştir. Serbest avukatlık da yapan Hulusî-i Bitlisî hem hukukçu kimliğiyle hem de edebiyatçı yönüyle öne çıkan bir şahsiyettir. Ancak hayatı hakkında bilinenler çok az olduğu gibi eserleri üzerine de bugüne değin herhangi bir bilimsel çalışma hazırlanmış değildir. Aktürk’ün biri Arap harfleriyle olmak üzere toplam yedi eseri yayımlanmıştır. Dinî ve içtimaî içerikli şiirler de yazan şairin Ehl-i Sünnet dergisinde pek çok manzumesi yayımlanmıştır. Bu çalışmada şairin/yazarın hayatına dair yazılı ve sözlü kaynaklardaki bilgi kırıntısı mesabesindeki malumatlar bir araya getirilerek ortaya konulmaya çalışılmış; ardından Aktürk’ün manzumeleri arasında en çok tanınmış olan “terkîb-bend”in içeriği üzerinde durulmuştur.
{"title":"HULUSÎ-İ BİTLİSÎ (AKTÜRK) VE TERKÎB-BEND’İ","authors":"Ekrem Bektaş","doi":"10.51592/kulliyat.1365998","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1365998","url":null,"abstract":"Hulusî-i Bitlisî (Aktürk), Osmanlının son yılları ile Cumhuriyet döneminde yaşamıştır. Bitlis’te Nesimî-zâde ya da Nesimoğulları olarak tanınan bir aileye mensuptur. 1880 yılında Bitlis’te doğan Hulusî Aktürk, orta öğreniminden sonra hukuk alanında yükseköğrenimini tamamlamış, Adalet Bakanlığında memuriyete başlamış ve ağır ceza reisliğine kadar yükselmiştir. Serbest avukatlık da yapan Hulusî-i Bitlisî hem hukukçu kimliğiyle hem de edebiyatçı yönüyle öne çıkan bir şahsiyettir. Ancak hayatı hakkında bilinenler çok az olduğu gibi eserleri üzerine de bugüne değin herhangi bir bilimsel çalışma hazırlanmış değildir. Aktürk’ün biri Arap harfleriyle olmak üzere toplam yedi eseri yayımlanmıştır. Dinî ve içtimaî içerikli şiirler de yazan şairin Ehl-i Sünnet dergisinde pek çok manzumesi yayımlanmıştır. Bu çalışmada şairin/yazarın hayatına dair yazılı ve sözlü kaynaklardaki bilgi kırıntısı mesabesindeki malumatlar bir araya getirilerek ortaya konulmaya çalışılmış; ardından Aktürk’ün manzumeleri arasında en çok tanınmış olan “terkîb-bend”in içeriği üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"689 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139223452","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-22DOI: 10.51592/kulliyat.1380313
Ridvan Özdi̇nç
Osmanlı modernleşmesi boyunca amelî hikmet boyutunda devam eden arayışlar XIX. asrın ikinci yarısından itibaren nazarî hikmet sahasına da intikal etmeye başlamıştır. Avrupa’ya tahsile giden ve çalışmalarını başta mantık olmak üzere İslam felsefesi özelinde sürdüren Hoca Kerim Efendi’nin kaleme aldığı Risâle-i Kaza ve Kader adlı eseri bu sahadaki ilk ürünlerdendir. İrade, kaza ve kader konuları din ile modernleşme ilişkileri bağlamında önemli bir yerde durmaktadır. Hoca Kerim Efendi bu risalesinde meseleye klasik İslam felsefesi penceresinden bakmasına rağmen sık sık İslam mezheplerinin anlayışlarına da müracaat etmektedir. Amelî hikmet zaviyesinden insan hürriyeti ve sorumluluğunu araştıran diğer taraftan Allah-alem ve Allah-insan ilişkisi bağlamında nazarî hikmetin imkanlarını yoklayan bu çalışma devrinden izler taşır. Ayrıca klasik ananeye bağlı kalarak değişimle mevcudu koruma arasındaki gerilimi yansıtır. Hoca Kerim Efendi meseleyi devrinin aktüel tartışma alanlarına taşımayarak sonraki dönemde etkin ve tanınmış bir isim olma imkanından mahrum kalmıştır. Bu eserinde, klasik İslam felsefesi geleneğine eklemlenip onun içinde kalarak bazı yeniliklere teşebbüs etmiş gibi durmaktadır.
对实践智慧的探索贯穿整个奥斯曼现代化进程,十九世纪下半叶开始转向理论智慧领域。曾赴欧洲留学的霍贾-克里姆-埃芬迪(Hodja Kerim Efendi)在伊斯兰哲学领域,尤其是逻辑学领域继续深造,并撰写了一部名为《卡扎尔》(Risâle-i Kaza ve Kader)的著作,这是该领域最早的成果之一。在宗教与现代化关系的背景下,意志、意外和命运问题占据了重要位置。在这部论著中,尽管霍贾-克里姆-埃芬迪从伊斯兰古典哲学的角度来看待这个问题,但他经常提到伊斯兰教派的理解。这部著作一方面从实践智慧的角度探讨人类的自由和责任,另一方面从真主与世界、真主与人的关系的角度探讨理论智慧的可能性,带有时代的痕迹。它还反映了在坚持古典传统的同时,变革与维持现状之间的矛盾。霍贾-克里姆-埃芬迪没有将这一问题带入他所处时代的实际讨论领域,因而失去了在后期成为有影响力的知名人士的机会。在这部著作中,他似乎试图通过与伊斯兰古典哲学传统的衔接和保持来进行一些创新。
{"title":"Hodja Kerim Efendi and His Risala-i Qada and Qadar","authors":"Ridvan Özdi̇nç","doi":"10.51592/kulliyat.1380313","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1380313","url":null,"abstract":"Osmanlı modernleşmesi boyunca amelî hikmet boyutunda devam eden arayışlar XIX. asrın ikinci yarısından itibaren nazarî hikmet sahasına da intikal etmeye başlamıştır. Avrupa’ya tahsile giden ve çalışmalarını başta mantık olmak üzere İslam felsefesi özelinde sürdüren Hoca Kerim Efendi’nin kaleme aldığı Risâle-i Kaza ve Kader adlı eseri bu sahadaki ilk ürünlerdendir. İrade, kaza ve kader konuları din ile modernleşme ilişkileri bağlamında önemli bir yerde durmaktadır. Hoca Kerim Efendi bu risalesinde meseleye klasik İslam felsefesi penceresinden bakmasına rağmen sık sık İslam mezheplerinin anlayışlarına da müracaat etmektedir. Amelî hikmet zaviyesinden insan hürriyeti ve sorumluluğunu araştıran diğer taraftan Allah-alem ve Allah-insan ilişkisi bağlamında nazarî hikmetin imkanlarını yoklayan bu çalışma devrinden izler taşır. Ayrıca klasik ananeye bağlı kalarak değişimle mevcudu koruma arasındaki gerilimi yansıtır. Hoca Kerim Efendi meseleyi devrinin aktüel tartışma alanlarına taşımayarak sonraki dönemde etkin ve tanınmış bir isim olma imkanından mahrum kalmıştır. Bu eserinde, klasik İslam felsefesi geleneğine eklemlenip onun içinde kalarak bazı yeniliklere teşebbüs etmiş gibi durmaktadır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"85 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139247038","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-31DOI: 10.51592/kulliyat.1324708
Abuzer Kalyon, Filiz Kalyon
Klasik Osmanlı edebiyatı’nın pek çok değerinin eserlerine hâlâ ulaşılmadığı bir gerçektir. İşte bunlardan birisi de Bakkal-zâde Ali olarak bilinen Kale Dibi Ali divanıdır. Divana Mısır Millî Kütüphanesi Darü’l-Kütubü’l-Kavmiyye’de rastladık. Muhteva bakımından hacimli olan divan, tarafımızdan yayına hazırlanmaktadır. Bilindiği gibi; Mısır Millî Kütüphanesinde beş bin civarında Türk dilli yazma eser bulunmaktadır. Bakkal-zâde Ali Efendi Divanı da bunlardan birisidir. Divana ulaşmak kolay olmadı. Eser, CD olarak verilmediği için mikrofilmden çekilen bir CD ile çalışmaya başladık. İncelediğimiz zaman divanın eksiksiz olduğunu tespit ettik. Bakkal-zâde Ali Efendi, hakkında bilgi veren tezkirelerden öğrenildiği kadarıyla Âlim ve müderris kimliğiyle tanınmaktadır. Şair hakkında ayrıntılı bilgiye rastlanmamakla birlikte kaynaklarda “nükteli ve iç açıcı şiirler” yazdığı belirtilmiştir. Aynı şekilde kaynaklar ve üzerinde araştırma yapanlar da divanına ulaşılamadığını belirtmişlerdir. Bu çalışma ile Bakkal-zâde Eli Edibî Efendi’nin divanını tanıtırken şiir örneklerinden de bahsetmekteyiz. Bu çalışma ile geniş bir muhteviyata sahip olan Osmanlı edebiyatının bir örneğinin daha gün yüzüne çıkarılması düşüncesi taşımaktayız. Bakkal-zâde Ali Edibî Efendi’nin Osmanlı ilim ehlinin bilmesi gerekli olan elsine-I selase denilen Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bildiği şiirlerinden anlaşılmaktadır.
{"title":"DİVAN EDEBİYATININ UNUTULMUŞ BİR ESERİ: BAKKALZÂDE ALİ EDİB DİVANI","authors":"Abuzer Kalyon, Filiz Kalyon","doi":"10.51592/kulliyat.1324708","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1324708","url":null,"abstract":"Klasik Osmanlı edebiyatı’nın pek çok değerinin eserlerine hâlâ ulaşılmadığı bir gerçektir. İşte bunlardan birisi de Bakkal-zâde Ali olarak bilinen Kale Dibi Ali divanıdır. Divana Mısır Millî Kütüphanesi Darü’l-Kütubü’l-Kavmiyye’de rastladık. Muhteva bakımından hacimli olan divan, tarafımızdan yayına hazırlanmaktadır. Bilindiği gibi; Mısır Millî Kütüphanesinde beş bin civarında Türk dilli yazma eser bulunmaktadır. Bakkal-zâde Ali Efendi Divanı da bunlardan birisidir. Divana ulaşmak kolay olmadı. Eser, CD olarak verilmediği için mikrofilmden çekilen bir CD ile çalışmaya başladık. İncelediğimiz zaman divanın eksiksiz olduğunu tespit ettik. Bakkal-zâde Ali Efendi, hakkında bilgi veren tezkirelerden öğrenildiği kadarıyla Âlim ve müderris kimliğiyle tanınmaktadır. Şair hakkında ayrıntılı bilgiye rastlanmamakla birlikte kaynaklarda “nükteli ve iç açıcı şiirler” yazdığı belirtilmiştir. Aynı şekilde kaynaklar ve üzerinde araştırma yapanlar da divanına ulaşılamadığını belirtmişlerdir. Bu çalışma ile Bakkal-zâde Eli Edibî Efendi’nin divanını tanıtırken şiir örneklerinden de bahsetmekteyiz. Bu çalışma ile geniş bir muhteviyata sahip olan Osmanlı edebiyatının bir örneğinin daha gün yüzüne çıkarılması düşüncesi taşımaktayız. Bakkal-zâde Ali Edibî Efendi’nin Osmanlı ilim ehlinin bilmesi gerekli olan elsine-I selase denilen Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bildiği şiirlerinden anlaşılmaktadır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"88 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121664914","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-31DOI: 10.51592/kulliyat.1315688
Gülcan Alici
17. asır Osmanlı Devleti’nde sosyal ve siyasi sıkıntıların yaşandığı bir devirdir. Buna rağmen edebiyat alanında ilerleme devam etmiş, Neşâtî, Nâbî, Nâilî, Şeyhülislam Yahyâ gibi birçok büyük divan şairi yetişmiştir. Bu yüzyılda klasik Türk şiirinde klasik üslubun yanı sıra Hikemî ve Sebk-i Hindî üslubu da etkili olmuştur. Bu devrin en maruf şairlerinden biri de hiç şüphesiz Nef’î’dir. Sadece döneminin değil Türk edebiyatının en büyük kaside şairi Nef’î, klasik üslubun temsilcisi olmakla birlikte Sebk-i Hindî’nin dil ve üslup anlayışına da sahiptir. Nef’î, methiye ve hicviyede olduğu gibi fahriye sahasında da üstattır. Fahriyelerindeki kendine güvenen, kimseye minnet etmeyen müstağni tabiatı gazellerine de yansımıştır. Bu gazellerinden biri de “çekemem” redifli gazelidir. Şerh edilen bu gazel, şairin klasik aşk anlayışı ve sevgiliye bakışı açısından önemlidir. Şair, bu gazelinde sevgiliye karşı müstağni bir davranış sergilerken aynı zamanda klasik aşk anlayışını da tenkit etmektedir.
{"title":"NEF’Î’NİN İSTİĞNÂ MAKAMINDA YAZDIĞI “ÇEKEMEM” REDİFLİ GAZELİNİN ŞERHİ","authors":"Gülcan Alici","doi":"10.51592/kulliyat.1315688","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1315688","url":null,"abstract":"17. asır Osmanlı Devleti’nde sosyal ve siyasi sıkıntıların yaşandığı bir devirdir. Buna rağmen edebiyat alanında ilerleme devam etmiş, Neşâtî, Nâbî, Nâilî, Şeyhülislam Yahyâ gibi birçok büyük divan şairi yetişmiştir. Bu yüzyılda klasik Türk şiirinde klasik üslubun yanı sıra Hikemî ve Sebk-i Hindî üslubu da etkili olmuştur. Bu devrin en maruf şairlerinden biri de hiç şüphesiz Nef’î’dir. Sadece döneminin değil Türk edebiyatının en büyük kaside şairi Nef’î, klasik üslubun temsilcisi olmakla birlikte Sebk-i Hindî’nin dil ve üslup anlayışına da sahiptir. Nef’î, methiye ve hicviyede olduğu gibi fahriye sahasında da üstattır. Fahriyelerindeki kendine güvenen, kimseye minnet etmeyen müstağni tabiatı gazellerine de yansımıştır. Bu gazellerinden biri de “çekemem” redifli gazelidir. Şerh edilen bu gazel, şairin klasik aşk anlayışı ve sevgiliye bakışı açısından önemlidir. Şair, bu gazelinde sevgiliye karşı müstağni bir davranış sergilerken aynı zamanda klasik aşk anlayışını da tenkit etmektedir.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128017816","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-23DOI: 10.51592/kulliyat.1307405
A. Sağlam
Tevhidlerde Allah’ın zat, sıfat ve fiillerinden bahsedilerek O’nun varlığı, birliği, tek ve eşsiz oluşu, yüceliği gibi konular üzerinde durulur. Kelam ilminin inceleme sahasına giren bu mevzular, şiir dairesinde vezin, kafiye ve sanat endişesinden kaynaklı olarak ilmî olmaktan ziyade edebî bir hüviyet kazanmakta, her biri müstakil birer madde gibi beyitlere dağılmaktadır. Birçok tevhid manzumesinde ilmî bir plan dairesinde olmasa da edebî bir form içerisinde Allah’ın varlığının ispatına dönük ifadelere sıkça yer verildiği gözlenmektedir. Kelam âlimlerinin isbat-ı vacib için başvurdukları kanıtlardan biri olan gaye ve nizam delili de bunlardan biridir. Bu çalışmada 17. Yüzyıl klasik Türk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden Nâbî’nin Halep Valisi İbrahim Paşa’ya ithafen yazdığı tevhidine gaye ve nizam delilinin ne şekilde yansıdığı üzerinde durulacaktır.
{"title":"NÂBÎ’NİN TEVHİD’İNİN GAYE VE NİZAM DELİLİ IŞIĞINDA İNCELENMESİ","authors":"A. Sağlam","doi":"10.51592/kulliyat.1307405","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1307405","url":null,"abstract":"Tevhidlerde Allah’ın zat, sıfat ve fiillerinden bahsedilerek O’nun varlığı, birliği, tek ve eşsiz oluşu, yüceliği gibi konular üzerinde durulur. Kelam ilminin inceleme sahasına giren bu mevzular, şiir dairesinde vezin, kafiye ve sanat endişesinden kaynaklı olarak ilmî olmaktan ziyade edebî bir hüviyet kazanmakta, her biri müstakil birer madde gibi beyitlere dağılmaktadır. Birçok tevhid manzumesinde ilmî bir plan dairesinde olmasa da edebî bir form içerisinde Allah’ın varlığının ispatına dönük ifadelere sıkça yer verildiği gözlenmektedir. Kelam âlimlerinin isbat-ı vacib için başvurdukları kanıtlardan biri olan gaye ve nizam delili de bunlardan biridir. \u0000Bu çalışmada 17. Yüzyıl klasik Türk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden Nâbî’nin Halep Valisi İbrahim Paşa’ya ithafen yazdığı tevhidine gaye ve nizam delilinin ne şekilde yansıdığı üzerinde durulacaktır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128319732","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-09DOI: 10.51592/kulliyat.1322558
Metin Aydoğdu
Şiir mecmuaları Klâsik Türk Edebiyatının önemli kaynakları arasındadır. Mecmualar, her biri kendine has özellikleri olan, genellikle tarihsiz ve/veya kimin kaleme aldığı hakkında bilgi verilmeyen kişisel defterlerdir. Her mecmuanın içeriği, onu kaleme alan sahibinin kişisel zevki ve bilgi seviyesine göre şekillenir, bu da mecmuaları üzerinde düşünme ve çalışma açısından değerli kılar. Bu makalede İstanbul Üniversitesi Nâdir Eserler Kütüphanesi’nde bulunan TY. 5766 Numaralı Mecmûa-ı Eş’âr hakkında bilgi verilmiş, nüshanın tavsifi yapılmış Ve mecmuanın tarihlemesi ve musannifi hakkında erişilen bilgiler özetlenmiştir. Mecmua içeriğindeki metinlerin nazım şekilleri tasnif edilmiş ve bunlar tablolarla desteklenmiştir. Makalenin sonuç bölümünde ise mecmuaya has olan özellikler ve daha önce bilinmeyen eser ve şairlerin özeti verilmiştir. Mecmuadan birkaç görüntü de ekler kısmında verilmiştir. Mecmuada daha önce kaynaklarda rastlayamadığımız şairler ve farklı muhtevalı metinler bulunmaktadır. Ele aldığımız mecmua 18. yüzyıla tarihlenmektedir ve makalede bu konu da izah edilmeye çalışılacaktır.
{"title":"İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ NÂDİR ESERLER KÜTÜPHANESİ’NDE TY. 5766 NUMARAYLA KAYITLI “MECMÛA-I EŞ’ÂR”","authors":"Metin Aydoğdu","doi":"10.51592/kulliyat.1322558","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1322558","url":null,"abstract":"Şiir mecmuaları Klâsik Türk Edebiyatının önemli kaynakları arasındadır. Mecmualar, her biri kendine has özellikleri olan, genellikle tarihsiz ve/veya kimin kaleme aldığı hakkında bilgi verilmeyen kişisel defterlerdir. Her mecmuanın içeriği, onu kaleme alan sahibinin kişisel zevki ve bilgi seviyesine göre şekillenir, bu da mecmuaları üzerinde düşünme ve çalışma açısından değerli kılar. Bu makalede İstanbul Üniversitesi Nâdir Eserler Kütüphanesi’nde bulunan TY. 5766 Numaralı Mecmûa-ı Eş’âr hakkında bilgi verilmiş, nüshanın tavsifi yapılmış Ve mecmuanın tarihlemesi ve musannifi hakkında erişilen bilgiler özetlenmiştir. Mecmua içeriğindeki metinlerin nazım şekilleri tasnif edilmiş ve bunlar tablolarla desteklenmiştir. Makalenin sonuç bölümünde ise mecmuaya has olan özellikler ve daha önce bilinmeyen eser ve şairlerin özeti verilmiştir. Mecmuadan birkaç görüntü de ekler kısmında verilmiştir. Mecmuada daha önce kaynaklarda rastlayamadığımız şairler ve farklı muhtevalı metinler bulunmaktadır. Ele aldığımız mecmua 18. yüzyıla tarihlenmektedir ve makalede bu konu da izah edilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124938096","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-06DOI: 10.51592/kulliyat.1299123
Tarık Yaldirak
Yazarın yedi kitabını ihtiva eden bu eserde kimi zaman tekrarlarla karşılaşılmaktadır. En sık tekrar eden fikir her milletin kendisine has bir tabiatı olduğu ve yeniliklerin o milletin tarihi süreci içerisinde kendi bünyesinden neşet etmesi gerektiğidir. Bu fikrin Said Halim Paşa’nın en temel önermesi olduğu söylenebilir.
{"title":"Buhranlarımız ve İçtimai Hayatımız, Said Halim Paşa, Haz. Beşir Güneş, Çağdaş Kitap, 2021, ISBN:978-605-69911-1-0","authors":"Tarık Yaldirak","doi":"10.51592/kulliyat.1299123","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1299123","url":null,"abstract":"Yazarın yedi kitabını ihtiva eden bu eserde kimi zaman tekrarlarla karşılaşılmaktadır. En sık tekrar eden fikir her milletin kendisine has bir tabiatı olduğu ve yeniliklerin o milletin tarihi süreci içerisinde kendi bünyesinden neşet etmesi gerektiğidir. Bu fikrin Said Halim Paşa’nın en temel önermesi olduğu söylenebilir.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129382995","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-22DOI: 10.51592/kulliyat.1314657
Sedat Kocabey
zamanlarda yapılan kimi çalışmalar ve çeşitli yeni yayınlar ile birlikte önceden yapılan incelemelere yeni bilgiler eklenmiştir. Bunun neticesinde bazı eski bilgilerin bir kısmı teyit edilerek sağlamlaştırılmış bir kısmı ise eldeki veriler doğrultusunda değişikliğe uğramıştır. İnceleyeceğimiz Altıparmak Mehmed Efendi’nin şiirleri de bu kabildendir ve onun tercüme ettiği Nüzhet-i Cihân ve Nâdire-i Zamân, Nigâristân Tercümesi adlı eserde var olan şiirleridir. Bunun neticesinde çalışmamızın onun farklı bir yönünü açığa çıkarması hedeflenmektedir. Bir dönemi, şairi ve yazarı tanımak için istifade ettiğimiz tezkirelerde ve diğer kaynaklarda onun alimliği, mütercimliği ifade edilirken şiirlerinden pek örnek olmadığı için incelenen kaynaklarda şairliğinden bahsedilmediği görülmektedir. Bu sebeple incelememizde onun şairlik yönüne delalet eden tek çalışması diyebileceğimiz bahsi geçen eserdeki şiirlerini çeşitli hususiyetleri ile değerlendirerek klasik Türk edebiyatı sahasının istifadesine sunmayı amaçladık. Bu vesileyle 16. ve 17. yüzyılda yaşamış, mütercimliği ve alim tarafıyla bilinen Altıparmak Mehmed Efendi'nin şiirlerine çalışmamızda yer verdik.
随着最近的一些研究和各种新出版物的出版,以前的分析又增加了新的信息。因此,有些旧资料得到了确认和巩固,有些则根据现有资料进行了修改。我们将要分析的阿尔特帕马克-迈赫迈德-埃芬迪的诗歌就属于这一类,它们是他的翻译作品《Nüzhet-i Cihân 》和《Nâdire-i Zamân 》、《Nigâristân Tercümesi》中的诗歌。因此,我们的研究旨在揭示他的另一面。在我们用来了解一个时期、诗人和作家的 tezkires 和其他资料中,都提到了他的学术和翻译,但由于他的诗歌作品不多,因此在所研究的资料中没有提到他的诗歌。因此,在我们的研究中,我们的目的是通过评价他的诗歌的各种特点,介绍他在上述作品(我们可以称其为唯一一部介绍其诗歌的作品)中的诗歌,从而使土耳其古典文学领域受益。 在这一场合,我们将生活在 16 世纪和 17 世纪、以翻译和学术著称的 Altıparmak Mehmed Efendi 的诗歌纳入了我们的研究。
{"title":"ALTIPARMAK MEHMED EFENDİ'NİN HAYATI, ŞAİRLİĞİ VE ŞİİRLERİ","authors":"Sedat Kocabey","doi":"10.51592/kulliyat.1314657","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1314657","url":null,"abstract":"zamanlarda yapılan kimi çalışmalar ve çeşitli yeni yayınlar ile birlikte önceden yapılan incelemelere yeni bilgiler eklenmiştir. Bunun neticesinde bazı eski bilgilerin bir kısmı teyit edilerek sağlamlaştırılmış bir kısmı ise eldeki veriler doğrultusunda değişikliğe uğramıştır. İnceleyeceğimiz Altıparmak Mehmed Efendi’nin şiirleri de bu kabildendir ve onun tercüme ettiği Nüzhet-i Cihân ve Nâdire-i Zamân, Nigâristân Tercümesi adlı eserde var olan şiirleridir. Bunun neticesinde çalışmamızın onun farklı bir yönünü açığa çıkarması hedeflenmektedir. Bir dönemi, şairi ve yazarı tanımak için istifade ettiğimiz tezkirelerde ve diğer kaynaklarda onun alimliği, mütercimliği ifade edilirken şiirlerinden pek örnek olmadığı için incelenen kaynaklarda şairliğinden bahsedilmediği görülmektedir. Bu sebeple incelememizde onun şairlik yönüne delalet eden tek çalışması diyebileceğimiz bahsi geçen eserdeki şiirlerini çeşitli hususiyetleri ile değerlendirerek klasik Türk edebiyatı sahasının istifadesine sunmayı amaçladık. Bu vesileyle 16. ve 17. yüzyılda yaşamış, mütercimliği ve alim tarafıyla bilinen Altıparmak Mehmed Efendi'nin şiirlerine çalışmamızda yer verdik.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126598401","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-30DOI: 10.51592/kulliyat.1247222
Bilgehan Sahin
Bu makalenin amacı Samsun şehir tarihinde önemli bir yer tutan Sadi Tekkesi ve müştemilatını ele alarak yerel tarihe katkı sunmaktır. Bunun için birinci el kaynaklar olan şeriye sicilleri ve Osmanlı arşivleri analiz edilmiştir. Sadi şeyhi el-Hac Mehmed Efendi Hicri 22 Şaban 1313 (7 Şubat 1896) tarihinde Samsun’un Pazar mahallesinde kendisine ait bir arsa üzerinde bir semahane, iki oda, üç hücre ve bir ahırdan oluşan bina ile meyve ağaçları ve çeşmeyi içine alan bahçesini vakfetmiştir. Günümüzde Sadi tekkesinin bahçesinde iki kabir bulunmakta olup Mehmed Efendi’nin ebeveynine aittir. El-Hac Mehmed Efendi hakkında Osmanlı vakfiyelerinde ve arşivlerinde bazı bilgiler elde edilse de hayatı hakkında kapsamlı bir malumat bulunmamaktadır. Samsun Sadi tekkesi ile ilgili bir çalışma da yapılmamıştır. 1925 yılında tekkelerin kapatılmasından sonra Sadi tekkesinin eve dönüştüğü ve zamanla metruk bir hale geldiği anlaşılmaktadır. Günümüzde ise Sadi tekkesi Kuva-yı Milliye Şehitler Müzesi olarak işlev görmekte ve halkın ziyaretine açık bulunmaktadır. Sadi tekkesinin vakfiyesinde külliyenin el-Hac Mehmed Efendi’nin ailesine ait olduğu belirtilmektedir.
{"title":"SAMSUN SADİ KÜLLİYESİ","authors":"Bilgehan Sahin","doi":"10.51592/kulliyat.1247222","DOIUrl":"https://doi.org/10.51592/kulliyat.1247222","url":null,"abstract":"Bu makalenin amacı Samsun şehir tarihinde önemli bir yer tutan Sadi Tekkesi ve müştemilatını ele alarak yerel tarihe katkı sunmaktır. Bunun için birinci el kaynaklar olan şeriye sicilleri ve Osmanlı arşivleri analiz edilmiştir. Sadi şeyhi el-Hac Mehmed Efendi Hicri 22 Şaban 1313 (7 Şubat 1896) tarihinde Samsun’un Pazar mahallesinde kendisine ait bir arsa üzerinde bir semahane, iki oda, üç hücre ve bir ahırdan oluşan bina ile meyve ağaçları ve çeşmeyi içine alan bahçesini vakfetmiştir. Günümüzde Sadi tekkesinin bahçesinde iki kabir bulunmakta olup Mehmed Efendi’nin ebeveynine aittir. El-Hac Mehmed Efendi hakkında Osmanlı vakfiyelerinde ve arşivlerinde bazı bilgiler elde edilse de hayatı hakkında kapsamlı bir malumat bulunmamaktadır. Samsun Sadi tekkesi ile ilgili bir çalışma da yapılmamıştır. 1925 yılında tekkelerin kapatılmasından sonra Sadi tekkesinin eve dönüştüğü ve zamanla metruk bir hale geldiği anlaşılmaktadır. Günümüzde ise Sadi tekkesi Kuva-yı Milliye Şehitler Müzesi olarak işlev görmekte ve halkın ziyaretine açık bulunmaktadır. Sadi tekkesinin vakfiyesinde külliyenin el-Hac Mehmed Efendi’nin ailesine ait olduğu belirtilmektedir.","PeriodicalId":432234,"journal":{"name":"KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117059582","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}