Pub Date : 2023-03-24DOI: 10.30910/turkjans.1233834
Özal Kaya, Bakiye KILIÇ TOPUZ
Araştırmanın amacı Iğdır ilinde arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirlik düzeylerinin ölçülmesidir. Araştırmanın materyalini, Iğdır ilinde arıcılık yapan işletmelerden basit tesadüfi örnekleme yöntemine göre seçilen 87 işletme yöneticisi ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirliğini belirlemek için sürdürülebilirlik endeksi geliştirilmiştir. Sosyal sürdürülebilirliği tespit etmek amacıyla 45 maddeye faktör analizi uygulanmıştır ve işletmeler K-Means Kümeleme analizine göre düşük ve yüksek sürdürülebilir olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirlik endeksi 0.649 olarak tespit edilmiştir. Faktör analizine göre arıcılık işletmelerinde memnuniyet, örgütlenme ve iş birliği, teknik bilgi, sosyo-kültürel faktörler, arı besleme, yatırım ve kadının rolü ve sosyal refah sosyal sürdürülebilirliği belirleyen faktörler olarak belirlenmiştir. K-Means Kümeleme analizine göre arıcılık işletmelerinin %34.5’i düşük sürdürülebilir ve %65.5’i ise yüksek sürdürülebilir grubunda yer almaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, işletmelerin sosyal sürdürülebilirlik faktörleri içerisinde arı besleme (0.966) ve örgütlenme ve iş birliği (0.948) konusunda iyi durumda olmalarına rağmen, yatırım ve kadının rolü (0.195) ve sosyo-kültürel faktörler (0.283) açısından oldukça zayıf durumda oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirliklerinde düşük ve yüksek sürdürülebilir işletmeler açısından en önemli faktör memnuniyet olarak belirlenmiştir. İşletmelerin sosyal sürdürülebilirliklerinin sağlanabilmesi için arıcılık yapan işletmelere verilen kovan destek miktarının artırılması gibi memnuniyetlerini artıracak politika araçlarının hayata geçirilmesi gerekli görülmektedir. Ayrıca, bölgede sağlık ve eğitim gibi sosyo-kültürel imkânların artırılması ve üretimde kadının rolünün artırılması sürdürülebilirliğe pozitif etki yapacaktır.
{"title":"ARICILIK İŞLETMELERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN SOSYAL BOYUTUNUN ÖLÇÜLMESİ: IĞDIR İLİ ÖRNEĞİ","authors":"Özal Kaya, Bakiye KILIÇ TOPUZ","doi":"10.30910/turkjans.1233834","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1233834","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı Iğdır ilinde arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirlik düzeylerinin ölçülmesidir. Araştırmanın materyalini, Iğdır ilinde arıcılık yapan işletmelerden basit tesadüfi örnekleme yöntemine göre seçilen 87 işletme yöneticisi ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen veriler oluşturmaktadır. Arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirliğini belirlemek için sürdürülebilirlik endeksi geliştirilmiştir. Sosyal sürdürülebilirliği tespit etmek amacıyla 45 maddeye faktör analizi uygulanmıştır ve işletmeler K-Means Kümeleme analizine göre düşük ve yüksek sürdürülebilir olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirlik endeksi 0.649 olarak tespit edilmiştir. Faktör analizine göre arıcılık işletmelerinde memnuniyet, örgütlenme ve iş birliği, teknik bilgi, sosyo-kültürel faktörler, arı besleme, yatırım ve kadının rolü ve sosyal refah sosyal sürdürülebilirliği belirleyen faktörler olarak belirlenmiştir. K-Means Kümeleme analizine göre arıcılık işletmelerinin %34.5’i düşük sürdürülebilir ve %65.5’i ise yüksek sürdürülebilir grubunda yer almaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, işletmelerin sosyal sürdürülebilirlik faktörleri içerisinde arı besleme (0.966) ve örgütlenme ve iş birliği (0.948) konusunda iyi durumda olmalarına rağmen, yatırım ve kadının rolü (0.195) ve sosyo-kültürel faktörler (0.283) açısından oldukça zayıf durumda oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, arıcılık işletmelerinin sosyal sürdürülebilirliklerinde düşük ve yüksek sürdürülebilir işletmeler açısından en önemli faktör memnuniyet olarak belirlenmiştir. İşletmelerin sosyal sürdürülebilirliklerinin sağlanabilmesi için arıcılık yapan işletmelere verilen kovan destek miktarının artırılması gibi memnuniyetlerini artıracak politika araçlarının hayata geçirilmesi gerekli görülmektedir. Ayrıca, bölgede sağlık ve eğitim gibi sosyo-kültürel imkânların artırılması ve üretimde kadının rolünün artırılması sürdürülebilirliğe pozitif etki yapacaktır.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"153 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133850021","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-21DOI: 10.30910/turkjans.1255993
Ufuk Karadavut, Ömer Sözen
Nohut bitkisi bitkisel kaynaklı protein temini açısından oldukça önemli bir bitki olup son yıllarda iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık sorunu üretimi sınırlamaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak ıslah programlarının bu yöne doğru yönlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu çalışma ile Kırşehir ilinden toplanan yerel nohut genotiplerinin kuraklığa toleransı ile genetik olarak bunun bağlantılı bölgelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bunun için toplanan 67 nohut genotipi içinden kuraklığa toleranslı görülen KMNG-27 ile KKNG-09 genotiplerinin çaprazlanması ile elde edilen KGN-15 genotipi üzerinde çalışılmıştır. Çalışmada incelenen özellikler çimlenmeye kadar geçen gün sayısı, çiçeklenme gün sayısı, bitki boyu, bitki başına bakla sayısı, biyolojik verim, 100 tane ağırlığı, hasat indeksi, bağıl yaprak su içeriği, membran geçirgenlik indeksi, su alma indeksi, verim, kök uzunluğu, kök sürgün uzunluğu, kök sürgün oranı, kök taze ağırlığı, taze sürgün ağırlığı, kök kuru ağırlığı, sürgün kuru ağırlığı ve kök kuru ağırlığının toplam bitki kuru ağırlığına oranıdır. Sonuç olarak Yozgat ilinin Kırşehir iline göre yağış dağılımının daha düzenli olması nedeniyle fenotipik ve genotipik özellikler bakımından daha iyi durumda olduğu görülmüştür. Kullanılan 23 QTL’den 6’sı majör etkili olurken 17’si ise minör etkili olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre pozitif bir etkiye sahip olan QTL’lerin donör ebeveyn alellerinin özellik değerlerinin artırılmasına katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Negatif etkiye sahip olanlar ise alıcı konumunda bulunan ebeveynin daha yüksek özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Her iki lokasyon için toprak üstü kısımlar için Kırşehir için 6 QTL ve Yozgat için 7 QTL tanımlanırken kök ile ilgili özellikler için incelenen özellikler için Kırşehir için 11 QTL ve Yozgat için 4 QTL tanımlanmıştır.
{"title":"Kantitatif Karakter Lokus Analizi ile Nohutta (Cicer arietinum L.) Kuraklık Toleransı Üzerine Bir Çalışma","authors":"Ufuk Karadavut, Ömer Sözen","doi":"10.30910/turkjans.1255993","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1255993","url":null,"abstract":"Nohut bitkisi bitkisel kaynaklı protein temini açısından oldukça önemli bir bitki olup son yıllarda iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık sorunu üretimi sınırlamaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak ıslah programlarının bu yöne doğru yönlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu çalışma ile Kırşehir ilinden toplanan yerel nohut genotiplerinin kuraklığa toleransı ile genetik olarak bunun bağlantılı bölgelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bunun için toplanan 67 nohut genotipi içinden kuraklığa toleranslı görülen KMNG-27 ile KKNG-09 genotiplerinin çaprazlanması ile elde edilen KGN-15 genotipi üzerinde çalışılmıştır. Çalışmada incelenen özellikler çimlenmeye kadar geçen gün sayısı, çiçeklenme gün sayısı, bitki boyu, bitki başına bakla sayısı, biyolojik verim, 100 tane ağırlığı, hasat indeksi, bağıl yaprak su içeriği, membran geçirgenlik indeksi, su alma indeksi, verim, kök uzunluğu, kök sürgün uzunluğu, kök sürgün oranı, kök taze ağırlığı, taze sürgün ağırlığı, kök kuru ağırlığı, sürgün kuru ağırlığı ve kök kuru ağırlığının toplam bitki kuru ağırlığına oranıdır. \u0000Sonuç olarak Yozgat ilinin Kırşehir iline göre yağış dağılımının daha düzenli olması nedeniyle fenotipik ve genotipik özellikler bakımından daha iyi durumda olduğu görülmüştür. Kullanılan 23 QTL’den 6’sı majör etkili olurken 17’si ise minör etkili olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre pozitif bir etkiye sahip olan QTL’lerin donör ebeveyn alellerinin özellik değerlerinin artırılmasına katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Negatif etkiye sahip olanlar ise alıcı konumunda bulunan ebeveynin daha yüksek özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Her iki lokasyon için toprak üstü kısımlar için Kırşehir için 6 QTL ve Yozgat için 7 QTL tanımlanırken kök ile ilgili özellikler için incelenen özellikler için Kırşehir için 11 QTL ve Yozgat için 4 QTL tanımlanmıştır.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126857155","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-21DOI: 10.30910/turkjans.1223293
Ufuk Karadavut
The animal material of the study consisted of quails of similar live weight selected from a randomly mated 14-week-old flock. Selected 29 male and 29 female quails were placed in individual cages with a ratio of 1-1 male females. The chicks obtained from this flock were fed ad libitum with 24% crude protein and 2900 kcal/kg metabolic energy from hatching to the sixth week of the experiment. The sexes of those who completed their development up to three weeks in growth cages by marking were determined and placed in special cages one by one according to their genders. In the study, 86 quails belonging to each family, including 3 siblings, were used. At the end of the trial, the survivability decreased to 75.58%. When considered as the sum of Male+Female, it is seen that the average of the starting weight is 8.776 g, the final weight measurement is 176.16 g and the average weight is 86.47 g. While this average weight is 85.06 g in females, it increases to 87.43 in males. Considering the average heritability, it was clearly separated from the others with a heritability value of 0.586 and this was found to be statistically significant (P
{"title":"Japon Bıldırcınlarında Verim Özelliklerine Göre Kalıtım Derecesi ile Genotipik ve Fenotipik Korelasyonların Belirlenmesi","authors":"Ufuk Karadavut","doi":"10.30910/turkjans.1223293","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1223293","url":null,"abstract":"The animal material of the study consisted of quails of similar live weight selected from a randomly mated 14-week-old flock. Selected 29 male and 29 female quails were placed in individual cages with a ratio of 1-1 male females. The chicks obtained from this flock were fed ad libitum with 24% crude protein and 2900 kcal/kg metabolic energy from hatching to the sixth week of the experiment. The sexes of those who completed their development up to three weeks in growth cages by marking were determined and placed in special cages one by one according to their genders. In the study, 86 quails belonging to each family, including 3 siblings, were used. At the end of the trial, the survivability decreased to 75.58%. When considered as the sum of Male+Female, it is seen that the average of the starting weight is 8.776 g, the final weight measurement is 176.16 g and the average weight is 86.47 g. While this average weight is 85.06 g in females, it increases to 87.43 in males. Considering the average heritability, it was clearly separated from the others with a heritability value of 0.586 and this was found to be statistically significant (P","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"72 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126258159","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-14DOI: 10.30910/turkjans.1199300
Ali Özel, Ramazan Acar
Bu araştırmanın amacı, sulanabilir tarım alanlarında, hububat hasatından sonra (Temmuz-Ekim) ikinci ürün kaba yem veya yeşil gübre bitkisi olarak değerlendirilen bazı baklagil yem bitkilerinin kendinden sonra gelen ve kaba yem amacıyla yetiştirilen yulaf bitkisinin verimine etkisini araştırmaktır. Araştırma 2019-2020 ve 2020-2021 yıllarında Konya-Seydişehir İlçesi sulu şartlarda çiftçi tarlasında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmada baklagil yeşil gübre/kaba yem bitkisi materyali olarak yem bezelyesi (Pisum sativum L.), soya fasulyesi (Glycine max. L.), tüylü fiğ (Vicia villosa Roth.), adi fiğ (Vicia sativum L.) ve çemen (Trigonella foenum-graecum L), takip eden bitki olarak ise buğdaygiller familyasına ait olan yulaf (Avena sativa L.) kullanılmıştır. Her iki uygulamada da takip eden yulaf bitkisinde verim açısından kontrole (arazinin boş bırakılması) kıyasla yüksek değerler elde edilmiştir. Takip eden bitkide incelenen özelliklerden ham protein oranı hariç diğer özellikler arasında istatistiki olarak baklagil bitkileri açısından önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre yulafta en yüksek verim değerleri adi fiğ ve yem bezelyesinin her iki uygulamasından sonra yetiştirilen yulaf bitkisinde kaydedilmiştir.
{"title":"YEŞİL GÜBRE VE KABA YEM AMACIYLA YETİŞTİRİLEN İKİNCİ ÜRÜN BAKLAGİL YEM BİTKİLERİNİN KENDİNDEN SONRA GELEN ÜRÜN VERİMİNE ETKİSİ","authors":"Ali Özel, Ramazan Acar","doi":"10.30910/turkjans.1199300","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1199300","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, sulanabilir tarım alanlarında, hububat hasatından sonra (Temmuz-Ekim) ikinci ürün kaba yem veya yeşil gübre bitkisi olarak değerlendirilen bazı baklagil yem bitkilerinin kendinden sonra gelen ve kaba yem amacıyla yetiştirilen yulaf bitkisinin verimine etkisini araştırmaktır. Araştırma 2019-2020 ve 2020-2021 yıllarında Konya-Seydişehir İlçesi sulu şartlarda çiftçi tarlasında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmada baklagil yeşil gübre/kaba yem bitkisi materyali olarak yem bezelyesi (Pisum sativum L.), soya fasulyesi (Glycine max. L.), tüylü fiğ (Vicia villosa Roth.), adi fiğ (Vicia sativum L.) ve çemen (Trigonella foenum-graecum L), takip eden bitki olarak ise buğdaygiller familyasına ait olan yulaf (Avena sativa L.) kullanılmıştır. Her iki uygulamada da takip eden yulaf bitkisinde verim açısından kontrole (arazinin boş bırakılması) kıyasla yüksek değerler elde edilmiştir. Takip eden bitkide incelenen özelliklerden ham protein oranı hariç diğer özellikler arasında istatistiki olarak baklagil bitkileri açısından önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre yulafta en yüksek verim değerleri adi fiğ ve yem bezelyesinin her iki uygulamasından sonra yetiştirilen yulaf bitkisinde kaydedilmiştir.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129696218","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-07DOI: 10.30910/turkjans.1219267
Gülferah Ertürkmen
Bu çalışmanın amacı doğrudan yabancı yatırımlar ve ekonomik büyümenin tarım sektörü üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmanın ampirik analizleri MIST ülkeleri olarak nitelendirilen Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye için gerçekleştirilmiştir. Ampirik analizlerde kullanılan veri seti yıllık frekanslı olup 1984-2021 dönemini kapsamaktadır. Değiskenler arasındaki ilişkilerin tahmin edilmesinde; yatay kesit bağımlılığı, heterojen-homojenlik, cadf birim kök, uzun dönem katsayı tahmincisi testleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre panelin geneli için hem doğrudan yabancı yatırımları temsil eden FDI, hem de ekonomik büyümeyi ifade eden GDP tarımsal katma değeri gösteren AGRI üzerinde sırasıyla %1 ve %5 istatistiksel önem düzeyinde anlamlı etkiye sahip olmasının yanında katsayının negatif olduğu görülmüştür. ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;7/32/***+,
{"title":"DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR ve EKONOMİK BÜYÜMENİN TARIM SEKTÖRÜ ÜZERİNE ETKİSİ: MIST ÜLKELERİ İÇİN PANEL VERİ ANALİZİ","authors":"Gülferah Ertürkmen","doi":"10.30910/turkjans.1219267","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1219267","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı doğrudan yabancı yatırımlar ve ekonomik büyümenin tarım sektörü üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmanın ampirik analizleri MIST ülkeleri olarak nitelendirilen Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye için gerçekleştirilmiştir. Ampirik analizlerde kullanılan veri seti yıllık frekanslı olup 1984-2021 dönemini kapsamaktadır. Değiskenler arasındaki ilişkilerin tahmin edilmesinde; yatay kesit bağımlılığı, heterojen-homojenlik, cadf birim kök, uzun dönem katsayı tahmincisi testleri yapılmıştır. \u0000 Elde edilen sonuçlara göre panelin geneli için hem doğrudan yabancı yatırımları temsil eden FDI, hem de ekonomik büyümeyi ifade eden GDP tarımsal katma değeri gösteren AGRI üzerinde sırasıyla %1 ve %5 istatistiksel önem düzeyinde anlamlı etkiye sahip olmasının yanında katsayının negatif olduğu görülmüştür. \u0000 \u0000;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;7/32/***+,","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131094767","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-07DOI: 10.30910/turkjans.1257231
Özge Tozkar, Afife Tayuzak, C. Erkan
Although silk has a very low share in textile use in the world, it is an important trade product. However, few countries have a say in production and export. Despite the efforts to boost silkworm breeding, which is seen as a traditional activity for Turkey, it has not reached the level of the past years. In the current study, a general evaluation of the world and Turkey silkworm breeding was made and the example of Silvan district of Diyarbakır province was given to reveal the current situation of the country. For this purpose, a survey was conducted with seven people who continue production in the district, 46 people who stopped production and 49 people who did not produce. As a result of the surveys, it was determined that the majority (85.72) of those who continue production are farmers and there are no female producers among them, while 65.22 percent of those who have quit production have stopped after more than 10 years of production. It was determined that more than half (55.10%) of those who had not produced before had information about silkworm breeding and only 24.49% of them would be able to produce even if the conditions were suitable. With the evaluations made with the Silvan sample, it is concluded that there is a need for planning that will provide employment in rural areas and revitalise breeding in today's conditions where the production tendency has decreased.
{"title":"A CURRENT PERSPECTIVE ON SILKWORM BREEDING: THE CASE OF DİYARBAKIR SİLVAN","authors":"Özge Tozkar, Afife Tayuzak, C. Erkan","doi":"10.30910/turkjans.1257231","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1257231","url":null,"abstract":"Although silk has a very low share in textile use in the world, it is an important trade product. However, few countries have a say in production and export. Despite the efforts to boost silkworm breeding, which is seen as a traditional activity for Turkey, it has not reached the level of the past years. In the current study, a general evaluation of the world and Turkey silkworm breeding was made and the example of Silvan district of Diyarbakır province was given to reveal the current situation of the country. For this purpose, a survey was conducted with seven people who continue production in the district, 46 people who stopped production and 49 people who did not produce. As a result of the surveys, it was determined that the majority (85.72) of those who continue production are farmers and there are no female producers among them, while 65.22 percent of those who have quit production have stopped after more than 10 years of production. It was determined that more than half (55.10%) of those who had not produced before had information about silkworm breeding and only 24.49% of them would be able to produce even if the conditions were suitable. With the evaluations made with the Silvan sample, it is concluded that there is a need for planning that will provide employment in rural areas and revitalise breeding in today's conditions where the production tendency has decreased.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"90 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133207518","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-28DOI: 10.30910/turkjans.1051823
İ. Korkutal, E. Bahar, Batuhan Koskosoğlu
Bu çalışma 2019-2020 ve 2020-2021 vejetasyon periyotlarında iki yıl süreyle Tekirdağ ili Şarköy ilçesi sınırları içinde yer alan üretici bağında yürütülmüştür. Deneme alanı 40° 39' 12.00" K ve 27° 03' 20.00" D koordinatları içerisinde yer almaktadır. 13 yaşındaki Fercal ve 140 Ru anaçları üzerine aşılı Cabernet Franc üzüm çeşidi kullanılmıştır. Bağ; 2,1 m X 1,0 m sıra arası ve sıra üzeri mesafede dikilmiş, gövde yüksekliği 70 cm, Espalye (duvar) sisteminde tek kollu Kordon Royat terbiye şeklindedir ve K-G doğrultuda dikilmiştir. Bağ parselinin rakımı en yüksek 327 m ile en düşük 309 m arasındadır. Bu araştırmada; anaç, konum, salkım seyreltme uygulamalarının sürgün özellikleri üzerine etkileri belirlenmiştir. Tekirdağ ili Şarköy ilçesi koşullarında Cabernet Franc üzüm çeşidinde Fercal anacından Ravaz İndeksi dışındaki sürgün özellikleri bakımından yüksek değerler alınmıştır. Eğimdeki konum açısından da “Orta” uygulaması sürgün uzunluğu bakımından düşük değer verirken, diğer tüm kriterleri teşvik etmiştir. Bu nedenle eğimli bağlarda Cabernet Franc/140 Ru kombinasyonu, düşük budama odunu ağırlığı ve aynı şekilde düşük vigor değerleri istendiğinde “Üst” konumunun tercih edilebileceği ve verim düşüklüğüne yol açmamak için salkım seyreltilmemesi önerilebilir bulunmuştur.
{"title":"Eğimli Bağda Farklı Anaç ve Salkım Seyreltme Uygulamalarının Cabernet Franc Üzüm Çeşidinin Sürgün Özellikleri Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi","authors":"İ. Korkutal, E. Bahar, Batuhan Koskosoğlu","doi":"10.30910/turkjans.1051823","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1051823","url":null,"abstract":"Bu çalışma 2019-2020 ve 2020-2021 vejetasyon periyotlarında iki yıl süreyle Tekirdağ ili Şarköy ilçesi sınırları içinde yer alan üretici bağında yürütülmüştür. Deneme alanı 40° 39' 12.00\" K ve 27° 03' 20.00\" D koordinatları içerisinde yer almaktadır. 13 yaşındaki Fercal ve 140 Ru anaçları üzerine aşılı Cabernet Franc üzüm çeşidi kullanılmıştır. Bağ; 2,1 m X 1,0 m sıra arası ve sıra üzeri mesafede dikilmiş, gövde yüksekliği 70 cm, Espalye (duvar) sisteminde tek kollu Kordon Royat terbiye şeklindedir ve K-G doğrultuda dikilmiştir. Bağ parselinin rakımı en yüksek 327 m ile en düşük 309 m arasındadır. Bu araştırmada; anaç, konum, salkım seyreltme uygulamalarının sürgün özellikleri üzerine etkileri belirlenmiştir. Tekirdağ ili Şarköy ilçesi koşullarında Cabernet Franc üzüm çeşidinde Fercal anacından Ravaz İndeksi dışındaki sürgün özellikleri bakımından yüksek değerler alınmıştır. Eğimdeki konum açısından da “Orta” uygulaması sürgün uzunluğu bakımından düşük değer verirken, diğer tüm kriterleri teşvik etmiştir. Bu nedenle eğimli bağlarda Cabernet Franc/140 Ru kombinasyonu, düşük budama odunu ağırlığı ve aynı şekilde düşük vigor değerleri istendiğinde “Üst” konumunun tercih edilebileceği ve verim düşüklüğüne yol açmamak için salkım seyreltilmemesi önerilebilir bulunmuştur.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127757036","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-28DOI: 10.30910/turkjans.1110745
Ebru Çakir, Fevzi Uçkan, Ekrem Ergi̇n, R. Özbek
Cytosine methylation is a process that adds a methyl group to a cytosine residue of DNA to convert it to 5-methylcytosine. Zebularine (ZEB) reactivates hypermethylated genes in yeast and solid tumor cells, with DNA methyltransferases that show a preferential effect on cancer cells. We investigated the effects of various doses (0.25-32 mg/ml) of ZEB, on antioxidant enzyme activity and lipid peroxidation in wax moth Galleria mellonella last instars. Injection of ZEB in last instars G. mellonella resulted in increases in SOD, MDA, and GST levels, in order of magnitude, but not in CAT enzyme activity. Two possible reasons were predicted for these results. This effect could be a result of the inhibitory effect of ZEB on DNA methylation in G. mellonella, which leaded to reducing gene transcription in insects. Or it was likely that high oxidative stress might cause a decreasing activity of enzymes.
{"title":"Zebularin'in Antioksidan Enzimleri ve Galleria mellonella (Lepidoptera: Pyralidae) Lipit Peroksidasyonu Üzerindeki Etkisi","authors":"Ebru Çakir, Fevzi Uçkan, Ekrem Ergi̇n, R. Özbek","doi":"10.30910/turkjans.1110745","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1110745","url":null,"abstract":"Cytosine methylation is a process that adds a methyl group to a cytosine residue of DNA to convert it to 5-methylcytosine. Zebularine (ZEB) reactivates hypermethylated genes in yeast and solid tumor cells, with DNA methyltransferases that show a preferential effect on cancer cells. We investigated the effects of various doses (0.25-32 mg/ml) of ZEB, on antioxidant enzyme activity and lipid peroxidation in wax moth Galleria mellonella last instars. Injection of ZEB in last instars G. mellonella resulted in increases in SOD, MDA, and GST levels, in order of magnitude, but not in CAT enzyme activity. Two possible reasons were predicted for these results. This effect could be a result of the inhibitory effect of ZEB on DNA methylation in G. mellonella, which leaded to reducing gene transcription in insects. Or it was likely that high oxidative stress might cause a decreasing activity of enzymes.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123712761","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-22DOI: 10.30910/turkjans.1248871
M. Terin, Sara İnaç
Araştırmada, Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde bireylerin balık tüketim yapısı ve tercihleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma materyalini Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde ikamet eden ve oransal örnekleme yöntemi ile belirlenen 170 kişiden toplanan anket verileri oluşturmaktadır. Araştırmada ankete katılan bireylerin ortalama yaşının 35.50 yıl, %37.6’sının ortaokul mezunu, %75,3’ünün balık tükettiği ve %24,7’nin balık tüketmediği, balık tüketen bireylerin %11.7’sinin haftada bir ve balık tüketmeyen bireylerin %42.9’unun tüketim alışkanlığı olmaması nedeniyle balık tüketmediği belirlenmiştir. Hane başına düşen aylık ortalama balık tüketim miktarı 3.39 kg olup, ortalama aylık balık tüketim harcaması hane başına 116,9 TL olarak hesaplanmıştır. En çok tercih edilen deniz ve tatlı su balığı sırasıyla hamsi ve alabalıktır. Kovid-19 döneminde tüketicilerin %69.5’inin balık tüketiminde değişiklik olmadığı , bireylerin önemli bir kısmının balığı taze ve kızartarak tüketmeyi tercih ettiği belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre; bireylerin önemli bir bölümünün balık tükettiği ancak tüketilen balık miktarının yetersiz olduğu, soğuk zincir ve balık çeşitlerinin arttırılmasının tüketimi arttıracağı söylenebilir.
{"title":"A Research on Fish Consumption Structure and Preferences in Yüksekova District of Hakkari Province","authors":"M. Terin, Sara İnaç","doi":"10.30910/turkjans.1248871","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1248871","url":null,"abstract":"Araştırmada, Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde bireylerin balık tüketim yapısı ve tercihleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma materyalini Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde ikamet eden ve oransal örnekleme yöntemi ile belirlenen 170 kişiden toplanan anket verileri oluşturmaktadır. Araştırmada ankete katılan bireylerin ortalama yaşının 35.50 yıl, %37.6’sının ortaokul mezunu, %75,3’ünün balık tükettiği ve %24,7’nin balık tüketmediği, balık tüketen bireylerin %11.7’sinin haftada bir ve balık tüketmeyen bireylerin %42.9’unun tüketim alışkanlığı olmaması nedeniyle balık tüketmediği belirlenmiştir. Hane başına düşen aylık ortalama balık tüketim miktarı 3.39 kg olup, ortalama aylık balık tüketim harcaması hane başına 116,9 TL olarak hesaplanmıştır. En çok tercih edilen deniz ve tatlı su balığı sırasıyla hamsi ve alabalıktır. Kovid-19 döneminde tüketicilerin %69.5’inin balık tüketiminde değişiklik olmadığı , bireylerin önemli bir kısmının balığı taze ve kızartarak tüketmeyi tercih ettiği belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre; bireylerin önemli bir bölümünün balık tükettiği ancak tüketilen balık miktarının yetersiz olduğu, soğuk zincir ve balık çeşitlerinin arttırılmasının tüketimi arttıracağı söylenebilir.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"198 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134431751","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-17DOI: 10.30910/turkjans.1129493
Durdane Mart
A total of 170 different genotypes were studied to evaluate the local chickpea (Cicer arietinum L) populations collected from the Mediterranean, Passage belt and Central Anatolia regions, Adana, Hatay, Osmaniye, Maraş, Mersin, Karaman provinces in breeding studies and to determine some important agronomic and morphological characteristics. Qualitative and quantitative properties of genotypes in early spring sowing were investigated. Morphological characterization studies were carried out according to the definition list published by IPGRI for chickpea and the UPOV feature document of this species. The characteristics of chickpea plant and seed were examined and the differences between these examined characteristics were determined. In this study, when the weights and contribution margins of the characteristics discussed in the first three main components are examined, it is seen that the seed shape and first branch number values on the first main component have the highest values, respectively. When the second main component values were examined, it was determined that the second branch number and the third branch number had the highest values. In the third main component, the values of leaflet width and canopy height were determined as the highest values, respectively. Among the three main components, the determined features emerge as characters that may be important in the differentiation of genotypes.
{"title":"Yerel Nohut (Cicer arietinum L.) Genotiplerinin Yazlık Ekimde Bazı Özelliklerinin Karekterizasyonu ve Ana Bileşen Analizi","authors":"Durdane Mart","doi":"10.30910/turkjans.1129493","DOIUrl":"https://doi.org/10.30910/turkjans.1129493","url":null,"abstract":"A total of 170 different genotypes were studied to evaluate the local chickpea (Cicer arietinum L) populations collected from the Mediterranean, Passage belt and Central Anatolia regions, Adana, Hatay, Osmaniye, Maraş, Mersin, Karaman provinces in breeding studies and to determine some important agronomic and morphological characteristics. Qualitative and quantitative properties of genotypes in early spring sowing were investigated. Morphological characterization studies were carried out according to the definition list published by IPGRI for chickpea and the UPOV feature document of this species. The characteristics of chickpea plant and seed were examined and the differences between these examined characteristics were determined. In this study, when the weights and contribution margins of the characteristics discussed in the first three main components are examined, it is seen that the seed shape and first branch number values on the first main component have the highest values, respectively. When the second main component values were examined, it was determined that the second branch number and the third branch number had the highest values. In the third main component, the values of leaflet width and canopy height were determined as the highest values, respectively. Among the three main components, the determined features emerge as characters that may be important in the differentiation of genotypes.","PeriodicalId":438084,"journal":{"name":"Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"2012 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114710094","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}