Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1137983
Pınar Yürük Atasoy, Engin Beydoğan
Amaç: Şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2'nin (SARS-CoV-2) neden olduğu COVID-19, sistemik tutuluma neden olur ve dalak hedef organlardan biri olabilir. Bu çalışmamızda COVID-19 hastalarının hastane başvurusu sırasında çekilen bilgisayarlı tomografi (BT) kesitlerindeki dalak boyutu ve laboratuvar parametrelerinin COVID-19'un sonlanımı üzerine etkisini değerlendirmeyi amaçladık.Materyal-Metot: Bu retrospektif kohort çalışmasına Nisan ve Aralık 2020 tarihleri arasında hastanemize başvuran 644 COVID-19 hastası alındı. Hastaların medikal kayıtları toplandı ve başvuru anında çekilen Toraks BT kesitlerinde dalağın tümünün değerlendirilebildiği Toraks BT’ler gözden geçirildi.Bulgular: Çalışma popülasyonu, medyan yaşı 59 (45 – 69 yıl) olan 644 hastayı (387 erkek, 57 kadın) içermektedir. COVID-19 ile ilişkili en yaygın üç sistemik hastalık hipertansiyon (%28), diabetes mellitus (%22.2) ve kalp hastalığıydı (%18.6). Başvuru sırasında en sık görülen aktif şikayet nefes darlığı (%57,5) ve öksürükdü (%46). 644 hastann 109’u mortal seyretti. Başvuru sırasında, mortalitesi olan hastalarda medyan lökosit sayısı daha yüksek olmasına rağmen (8.9'a karşı 6.5, p<0.001), lenfosit sayısı (1.3'e karşı 1.0, p<0.001) ve trombosit sayısı (200'e karşı 187, p= 0.035) mortalitesi olmayan hastalarda daha yüksekti. Çalışma popülasyonunun 173'ünde (%26,9) splenomegali vardı ve mortalitesi olmayan hastalarda splenomegali oranı oldukça yüksekti (%31'e karşı %6,4, p<0,001). Sonuç: COVID-19 özellikle erken dönemde akciğer tutulumu ile kendini gösterse de sistemik tutuluma da neden olur ve hedefteki organlarından biri dalak olabilir. Ayrıca hastaların başvuru anındaki lenfosit, monosit ve trombosit sayıları COVID-19'un ilerlemesini öngörebilir. Çalışmamızın sonuçları dalak boyutu artışının COVID-19 sonlanımı açısından dikkate alınması gereken bir belirteç olabileceğini düşündürmektedir.
{"title":"COVID-19 hastalarında dalak boyutu ve hematolojik parametrelerinin klinik önemi","authors":"Pınar Yürük Atasoy, Engin Beydoğan","doi":"10.22312/sdusbed.1137983","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1137983","url":null,"abstract":"Amaç: Şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2'nin (SARS-CoV-2) neden olduğu COVID-19, sistemik tutuluma neden olur ve dalak hedef organlardan biri olabilir. Bu çalışmamızda COVID-19 hastalarının hastane başvurusu sırasında çekilen bilgisayarlı tomografi (BT) kesitlerindeki dalak boyutu ve laboratuvar parametrelerinin COVID-19'un sonlanımı üzerine etkisini değerlendirmeyi amaçladık.Materyal-Metot: Bu retrospektif kohort çalışmasına Nisan ve Aralık 2020 tarihleri arasında hastanemize başvuran 644 COVID-19 hastası alındı. Hastaların medikal kayıtları toplandı ve başvuru anında çekilen Toraks BT kesitlerinde dalağın tümünün değerlendirilebildiği Toraks BT’ler gözden geçirildi.Bulgular: Çalışma popülasyonu, medyan yaşı 59 (45 – 69 yıl) olan 644 hastayı (387 erkek, 57 kadın) içermektedir. COVID-19 ile ilişkili en yaygın üç sistemik hastalık hipertansiyon (%28), diabetes mellitus (%22.2) ve kalp hastalığıydı (%18.6). Başvuru sırasında en sık görülen aktif şikayet nefes darlığı (%57,5) ve öksürükdü (%46). 644 hastann 109’u mortal seyretti. Başvuru sırasında, mortalitesi olan hastalarda medyan lökosit sayısı daha yüksek olmasına rağmen (8.9'a karşı 6.5, p<0.001), lenfosit sayısı (1.3'e karşı 1.0, p<0.001) ve trombosit sayısı (200'e karşı 187, p= 0.035) mortalitesi olmayan hastalarda daha yüksekti. Çalışma popülasyonunun 173'ünde (%26,9) splenomegali vardı ve mortalitesi olmayan hastalarda splenomegali oranı oldukça yüksekti (%31'e karşı %6,4, p<0,001). Sonuç: COVID-19 özellikle erken dönemde akciğer tutulumu ile kendini gösterse de sistemik tutuluma da neden olur ve hedefteki organlarından biri dalak olabilir. Ayrıca hastaların başvuru anındaki lenfosit, monosit ve trombosit sayıları COVID-19'un ilerlemesini öngörebilir. Çalışmamızın sonuçları dalak boyutu artışının COVID-19 sonlanımı açısından dikkate alınması gereken bir belirteç olabileceğini düşündürmektedir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"14 6","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"113956390","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1129212
Burcu ÖZDEMİR ÖĞRÜ, M. Yildirim, Onur Köse
Bu çalışmada Burdur Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne başvuran periodontal hastalığı olan bireylerde Entamoeba gingivalis ve Trichomonas tenax varlığının araştırılması amaçlanmıştır. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne Nisan - Kasım 2021 tarihleri arasında başvuran ve periodontal hastalığı bulunan 18-80 yaş arası 46 hasta (30 gingivitis ve 16 periodontitis) çalışmamıza dahil edilmiştir. Hastaların ağız içindeki supragingival dental plak örnekleri bir kretuar yardımıyla kazınarak lam üzerine sürme preparatlar hazırlanmış, bunlar E. gingivalis yönünden incelemek için Trichrome boyama ve T. tenax yönünden incelemek için Giemsa boyama yapılarak ışık mikroskobu altında incelenmiştir. Alınan örneklerin mikroskobik incelemesinde 25 hastada (% 54,34) E. gingivalis tespit edilirken, örneklerin hiçbirinde T. tenax ile karşılaşılmamıştır. Cinsiyet, yaş, diş fırçalama alışkanlığı, sigara kullanımı, sistemik hastalıklar, antikoagülan ilaç kullanımı ve COVID-19 hastalığı ile E. gingivalis varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p > 0,05), eğitim durumu ile E. gingivalis varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Sonuç olarak; ağızda yerleşen protozoonlardan E. gingivalis, yaygın olarak saptanmış olup, yapılacak yeni çalışmalarla Türkiye’nin farklı bölgelerinde bu parazitlerin prevalansının belirlenmesi, korunma ve kontrol yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği düşünülmüştür.
{"title":"Burdur Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde Periodontal Bulguları Olan Hastalarda Entamoeba gingivalis ve Trichomonas tenax’ın Araştırılması","authors":"Burcu ÖZDEMİR ÖĞRÜ, M. Yildirim, Onur Köse","doi":"10.22312/sdusbed.1129212","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1129212","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Burdur Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne başvuran periodontal hastalığı olan bireylerde Entamoeba gingivalis ve Trichomonas tenax varlığının araştırılması amaçlanmıştır. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne Nisan - Kasım 2021 tarihleri arasında başvuran ve periodontal hastalığı bulunan 18-80 yaş arası 46 hasta (30 gingivitis ve 16 periodontitis) çalışmamıza dahil edilmiştir. Hastaların ağız içindeki supragingival dental plak örnekleri bir kretuar yardımıyla kazınarak lam üzerine sürme preparatlar hazırlanmış, bunlar E. gingivalis yönünden incelemek için Trichrome boyama ve T. tenax yönünden incelemek için Giemsa boyama yapılarak ışık mikroskobu altında incelenmiştir. Alınan örneklerin mikroskobik incelemesinde 25 hastada (% 54,34) E. gingivalis tespit edilirken, örneklerin hiçbirinde T. tenax ile karşılaşılmamıştır. Cinsiyet, yaş, diş fırçalama alışkanlığı, sigara kullanımı, sistemik hastalıklar, antikoagülan ilaç kullanımı ve COVID-19 hastalığı ile E. gingivalis varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p > 0,05), eğitim durumu ile E. gingivalis varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Sonuç olarak; ağızda yerleşen protozoonlardan E. gingivalis, yaygın olarak saptanmış olup, yapılacak yeni çalışmalarla Türkiye’nin farklı bölgelerinde bu parazitlerin prevalansının belirlenmesi, korunma ve kontrol yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği düşünülmüştür.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"47 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122377664","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1194202
Fatma Arpaci, Ülkü Polat, Giray Kolcu
Amaç: Bu çalışma evde yaşayan yaşlı bireylerde yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.Materyal ve Metot: Tanımlayıcı tipteki araştırmanın örneklemini Ocak-Mart 2020 tarihleri arasında Ankara’da evde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki 354 yaşlı birey oluşturmuştur. Verilerin toplanması “Birey Bilgi Formu”, “Yaşlılar İçin Yalnızlık Ölçeği”, “Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Bu çalışmada erkek, evli ve eğitim düzey düşük olan yaşlı bireylerde yalnızlık düzeyinin daha fazla olduğu belirlendi (p<0,05).Gelir düzeyi düşük, sosyal güvencesi olmayan ve sosyal medya kullanmayan yaşlılarda ise yaşam doyumunun daha düşük olduğu belirlendi (p<0,05). Ayrıca yaşlı bireylerin yalnızlık ölçeği duyusal yalnızlık alt boyutu puan ortalamaları ile yaşam doyumu ölçeği puan ortalamaları arasında zayıf derecede, pozitif yönde (r:0.384,p:0.000<0.05) ve sosyal yalnızlık alt boyut puan ortalaması ile ise orta derecede negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur ( r:-0.437,p:0.000).Sonuç: Bu çalışma yaşlı bireylerde yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyinin bazı tanıtıcı özelliklere göre farklılık gösterdiğini ve sosyal yalnızlık ve emosyenel yalnızlığın yaşam doyumu ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda yaşlı bireylere yönelik sosyal desteklerin artırılması ve sosyal medyanın bilinçli ve güvenli kullanımına teşvik edilmesi önerilmektedir.
{"title":"Evde Yaşayan Yaşlı Bireylerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu İlişkisi","authors":"Fatma Arpaci, Ülkü Polat, Giray Kolcu","doi":"10.22312/sdusbed.1194202","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1194202","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma evde yaşayan yaşlı bireylerde yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.Materyal ve Metot: Tanımlayıcı tipteki araştırmanın örneklemini Ocak-Mart 2020 tarihleri arasında Ankara’da evde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki 354 yaşlı birey oluşturmuştur. Verilerin toplanması “Birey Bilgi Formu”, “Yaşlılar İçin Yalnızlık Ölçeği”, “Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Bu çalışmada erkek, evli ve eğitim düzey düşük olan yaşlı bireylerde yalnızlık düzeyinin daha fazla olduğu belirlendi (p<0,05).Gelir düzeyi düşük, sosyal güvencesi olmayan ve sosyal medya kullanmayan yaşlılarda ise yaşam doyumunun daha düşük olduğu belirlendi (p<0,05). Ayrıca yaşlı bireylerin yalnızlık ölçeği duyusal yalnızlık alt boyutu puan ortalamaları ile yaşam doyumu ölçeği puan ortalamaları arasında zayıf derecede, pozitif yönde (r:0.384,p:0.000<0.05) ve sosyal yalnızlık alt boyut puan ortalaması ile ise orta derecede negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur ( r:-0.437,p:0.000).Sonuç: Bu çalışma yaşlı bireylerde yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyinin bazı tanıtıcı özelliklere göre farklılık gösterdiğini ve sosyal yalnızlık ve emosyenel yalnızlığın yaşam doyumu ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda yaşlı bireylere yönelik sosyal desteklerin artırılması ve sosyal medyanın bilinçli ve güvenli kullanımına teşvik edilmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128196936","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1104340
Merve Tarhan, P. Doğan, E. Elibol
Objective: The nursing image is built on a tripod of the public, nursing students, and nurses. Determining how each leg of this tripod perceives the nursing is crucial to improving the professional image. This study aimed to determine the nursing image perceptions among nurses at a private hospital group in Istanbul.Material-Method: This descriptive-cross-sectional study was carried out with 428 nurses at four private hospitals affiliated with a foundation university in Istanbul. Data were collected through a random sampling method using a self-administered questionnaire, including a personal information form, and The Image Scale for Nursing Profession. Data analysis was performed using descriptive statistics, Mann-Whitney U test, and Kruskal Wallis-H variance analysis. Results: Nurses generally perceived the nursing image as positive with a median score of 169 (160-177) out of 210. Nursing image for gender and professional status subscales was perceived more negatively than others, with median scores of 23 (19-28) and 19 (17-22), respectively. Nurses who were female (p=0.007), younger than 22 years (p=0.001), unwilling to re-choose nursing as a career (p=0.001), had professional experience less than a year (p=0.002), and worked more than 55 hours a week (p=0.000) perceived nursing image more negatively.Conclusion: The results of this study showed that nurses working at a private hospital group had positive perceptions of the nursing image at a high level, except in terms of gender and professional status. Reflecting a gender equality perspective on nursing management, employing only undergraduate nurses for nursing, and planning an effective work schedule are recommended.
{"title":"Determining Nurses’ Professional Image Perceptions: A Descriptive Cross-Sectional Study","authors":"Merve Tarhan, P. Doğan, E. Elibol","doi":"10.22312/sdusbed.1104340","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1104340","url":null,"abstract":"Objective: The nursing image is built on a tripod of the public, nursing students, and nurses. Determining how each leg of this tripod perceives the nursing is crucial to improving the professional image. This study aimed to determine the nursing image perceptions among nurses at a private hospital group in Istanbul.Material-Method: This descriptive-cross-sectional study was carried out with 428 nurses at four private hospitals affiliated with a foundation university in Istanbul. Data were collected through a random sampling method using a self-administered questionnaire, including a personal information form, and The Image Scale for Nursing Profession. Data analysis was performed using descriptive statistics, Mann-Whitney U test, and Kruskal Wallis-H variance analysis. Results: Nurses generally perceived the nursing image as positive with a median score of 169 (160-177) out of 210. Nursing image for gender and professional status subscales was perceived more negatively than others, with median scores of 23 (19-28) and 19 (17-22), respectively. Nurses who were female (p=0.007), younger than 22 years (p=0.001), unwilling to re-choose nursing as a career (p=0.001), had professional experience less than a year (p=0.002), and worked more than 55 hours a week (p=0.000) perceived nursing image more negatively.Conclusion: The results of this study showed that nurses working at a private hospital group had positive perceptions of the nursing image at a high level, except in terms of gender and professional status. Reflecting a gender equality perspective on nursing management, employing only undergraduate nurses for nursing, and planning an effective work schedule are recommended.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"124 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133135533","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1184789
Handan Çağlar Çavdar, N. Büker, Gülbüz Samut
Objective: The study was planned to evaluate patients with chronic cervical myofascial pain syndrome treated with lidocane injection and exercise and to compare the efficacy of treatments.Material and Method: The study included 73 patients (40 females, 33 males) aged between 25 and 65 years, who had been treated with exercise and lidocane injection due to the diagnosis of myofascial pain syndrome in our clinic 6 months ago, and volunteered to participate in the study. The mean age of the participants in the exercise group (n=38) was 44.16±10.63 years. The age of the participants in the lidokayn injection group (n=35) was 42.20±11.63 years. The exercise group was given stretching exercises for the neck and upper back muscles, and strengthening exercises for the neck muscles, 3 sets of 10 times a day. On the other hand, to the Lidokayn injection group participating in the study, 2 ml of 1% lidocaine was applied locally to the trigger points according to the injection technique defined by Travell and Simons. Patients' pain Visual Analogue Scale. pressure pain threshold Algometer, muscle spasm Palpable Muscle Spasm Scoring, cervical normal joint movement (CROM), disability level Neck Disability Scale, depression status Beck Depression Scale, anxiety status Beck Anxiety Inventory and quality of life SF-36 Short Form-36 scales. . Statistical significance level is (p<0.05).Results: The results of lidocaine ejection and exercise are similar in the treatment of MAS. We think that exercise therapy is more feasible in the treatment of MAS because it is non-invasive, easily applicable and more economical.
{"title":"Comparison of Local Anesthetic Injection and Exercise Therapy Results in Patients with Chronic Cervical Myofascial Pain Syndrome","authors":"Handan Çağlar Çavdar, N. Büker, Gülbüz Samut","doi":"10.22312/sdusbed.1184789","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1184789","url":null,"abstract":"Objective: The study was planned to evaluate patients with chronic cervical myofascial pain syndrome treated with lidocane injection and exercise and to compare the efficacy of treatments.Material and Method: The study included 73 patients (40 females, 33 males) aged between 25 and 65 years, who had been treated with exercise and lidocane injection due to the diagnosis of myofascial pain syndrome in our clinic 6 months ago, and volunteered to participate in the study. The mean age of the participants in the exercise group (n=38) was 44.16±10.63 years. The age of the participants in the lidokayn injection group (n=35) was 42.20±11.63 years. The exercise group was given stretching exercises for the neck and upper back muscles, and strengthening exercises for the neck muscles, 3 sets of 10 times a day. On the other hand, to the Lidokayn injection group participating in the study, 2 ml of 1% lidocaine was applied locally to the trigger points according to the injection technique defined by Travell and Simons. Patients' pain Visual Analogue Scale. pressure pain threshold Algometer, muscle spasm Palpable Muscle Spasm Scoring, cervical normal joint movement (CROM), disability level Neck Disability Scale, depression status Beck Depression Scale, anxiety status Beck Anxiety Inventory and quality of life SF-36 Short Form-36 scales. . Statistical significance level is (p<0.05).Results: The results of lidocaine ejection and exercise are similar in the treatment of MAS. We think that exercise therapy is more feasible in the treatment of MAS because it is non-invasive, easily applicable and more economical.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132977693","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1138073
Asiye Yurttaş, Kamil Çinar
Son yıllarda anti-bakteriyel direnç olgusu, bakterilerin neden olduğu hastalıklarla mücadelede daha fazla sorun haline gelmiştir. Biz bu çalışmayla, açık yara ve yanıkların fırsatçı patojeni olan Pseudomonas aeruginosayı daha etkili bir yöntemle inaktive etmeyi ve fotodinamik inaktivasyon(PDI) gelişimine katkıda bulunmayı hedefledik. Pseudomonas aeruginosa bakterisini, vitamin B kompleksi ve lazer ile inaktive olduğunu spektrofotometrik ölçümler ve antimikrobiyal madde etkinliği analiz yöntemleriyle gösterdik. Ayrıca PDI'nin bakteri üremesi üzerindeki etkisi hem kalitatif hem de kantitatif olarak değerlendirilmiştir. Escherichia coli ve Pseudomonas aeruginosa suşları karşılaştırılarak ölüm oranları belirlendi. Koloni oluşturma birimi oranlarında Escherichia coli bakteri suşlarının karanlık ve ışık deneyinde vitamin B kompleksinin 0,25 mg/mL ve 0,125 mg/mL konsantrasyonlarında % 20’lik bir ölüm oranı görülmüştür. Pseudomonas aeruginosa bakteri suşlarının karanlık deneyinde vitamin B kompleksinin 0,5 mg/mL ve 0,125 mg/mL konsantrasyonlarında çok az bir ölüm oranı görülürken lazer maruziyet sonrası ölüm oranları sırasıyla % 60 ve % 50 çıktığı görülmüştür. Bu ölüm oranlarını doğrulama amaçlı akış sitometresi canlılık deneyleri yapılmış ve çıkan sonuçlar birbiriyle paralellik göstermiştir. Bu çalışmadan elde edilen veriler ışığında; kırmızı lazer diyotun, vitamin B kompleksi ile birlikte Pseudomonas aeruginosa bakterisinin inaktivasyonu için uygun bir aday olduğunu öngörmekteyiz. Yaptığımız bu çalışma, bakteriyel enfeksiyonların tedavisi için hastane, tıp ve mikrobiyoloji alanlarında yapılacak alternatif tedavi yöntemlerine ışık tutacaktır.
近年来,抗菌药耐药性现象已成为抗击由细菌引起的疾病的一大难题。在这项研究中,我们旨在用一种更有效的方法灭活铜绿假单胞菌(一种开放性伤口和烧伤的机会性病原体),并为光动力灭活(PDI)的发展做出贡献。 我们通过分光光度测量和抗菌剂活性分析方法证明了维生素 B 复合物和激光能灭活铜绿假单胞菌。 此外,我们还定性和定量地评估了 PDI 对细菌生长的影响。对大肠杆菌和铜绿假单胞菌菌株进行了比较,并测定了死亡率。在菌落形成单位比率方面,在大肠杆菌菌株的黑暗和光明实验中,维生素 B 复合物浓度分别为 0.25 毫克/毫升和 0.125 毫克/毫升时,死亡率均为 20%。在铜绿假单胞菌菌株的黑暗实验中,维生素 B 复合物浓度为 0.5 毫克/毫升和 0.125 毫克/毫升时的死亡率很低,而激光照射后的死亡率分别为 60% 和 50%。为了证实这些死亡率,还进行了流式细胞仪存活率实验,结果与前者一致。根据本研究获得的数据,我们预测红色激光二极管是与维生素 B 复合物一起灭活铜绿假单胞菌的合适候选物质。这项研究将为医院、医学和微生物学领域治疗细菌感染的替代治疗方法提供启示。
{"title":"P. Aeruginosa Bakterisinin Vitamin B Kompleksi ve Kırmızı Lazer Kullanılarak İnaktive Edilmesi","authors":"Asiye Yurttaş, Kamil Çinar","doi":"10.22312/sdusbed.1138073","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1138073","url":null,"abstract":"Son yıllarda anti-bakteriyel direnç olgusu, bakterilerin neden olduğu hastalıklarla mücadelede daha fazla sorun haline gelmiştir. Biz bu çalışmayla, açık yara ve yanıkların fırsatçı patojeni olan Pseudomonas aeruginosayı daha etkili bir yöntemle inaktive etmeyi ve fotodinamik inaktivasyon(PDI) gelişimine katkıda bulunmayı hedefledik. Pseudomonas aeruginosa bakterisini, vitamin B kompleksi ve lazer ile inaktive olduğunu spektrofotometrik ölçümler ve antimikrobiyal madde etkinliği analiz yöntemleriyle gösterdik. Ayrıca PDI'nin bakteri üremesi üzerindeki etkisi hem kalitatif hem de kantitatif olarak değerlendirilmiştir. Escherichia coli ve Pseudomonas aeruginosa suşları karşılaştırılarak ölüm oranları belirlendi. Koloni oluşturma birimi oranlarında Escherichia coli bakteri suşlarının karanlık ve ışık deneyinde vitamin B kompleksinin 0,25 mg/mL ve 0,125 mg/mL konsantrasyonlarında % 20’lik bir ölüm oranı görülmüştür. Pseudomonas aeruginosa bakteri suşlarının karanlık deneyinde vitamin B kompleksinin 0,5 mg/mL ve 0,125 mg/mL konsantrasyonlarında çok az bir ölüm oranı görülürken lazer maruziyet sonrası ölüm oranları sırasıyla % 60 ve % 50 çıktığı görülmüştür. Bu ölüm oranlarını doğrulama amaçlı akış sitometresi canlılık deneyleri yapılmış ve çıkan sonuçlar birbiriyle paralellik göstermiştir. Bu çalışmadan elde edilen veriler ışığında; kırmızı lazer diyotun, vitamin B kompleksi ile birlikte Pseudomonas aeruginosa bakterisinin inaktivasyonu için uygun bir aday olduğunu öngörmekteyiz. Yaptığımız bu çalışma, bakteriyel enfeksiyonların tedavisi için hastane, tıp ve mikrobiyoloji alanlarında yapılacak alternatif tedavi yöntemlerine ışık tutacaktır. ","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"2008 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128893956","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1201417
Merve Vergi̇li̇, H. Orhan
Amaç: Bu çalışmanın amacı büyük boyutlu genomik veri setlerinin değişken seçim yöntemleri kullanılarak daha küçük boyutlara indirgenip daha az maliyet ve zaman ile analizlerin gerçekleştirilebileceğini göstermektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada NCBI veri tabanından Bioconductor yardımı ile R programına aktarılan GDS4906 numaralı veri seti kullanılmıştır. Veri seti 10-katlı çapraz doğrulama ile LASSO ve Elastik Net regresyon yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Veri seti LASSO regresyon yöntemi ile analiz edildiğinde veri setinden 5 adet gen seçilmiş olup, sonrasında farklı iterasyonlarda seçilen değişkenler ve değişken sayılarında farklılık gözlendiğinden kararlılık seçimi yöntemi uygulanarak 2 adet gen seçilmiş ve modelin R2 değeri 0,85 olarak bulunmuştur. Aralıklı arama yöntemi kullanılarak uygulanan Elastik Net regresyon yönteminde 19 adet gen seçilmiş ve R2 değeri 0,92 olarak bulunmuştur. Sonuç: Elde edilen sonuçlara göre LASSO ve Elastik Net regresyon yöntemlerinin genomik veri setlerinde iyi bir performans gösterdiği anlaşılmıştır.
{"title":"Genomik Veri Setlerinin LASSO ve Elastik Net Regresyon Yöntemleri ile Analizi","authors":"Merve Vergi̇li̇, H. Orhan","doi":"10.22312/sdusbed.1201417","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1201417","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı büyük boyutlu genomik veri setlerinin değişken seçim yöntemleri kullanılarak daha küçük boyutlara indirgenip daha az maliyet ve zaman ile analizlerin gerçekleştirilebileceğini göstermektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada NCBI veri tabanından Bioconductor yardımı ile R programına aktarılan GDS4906 numaralı veri seti kullanılmıştır. Veri seti 10-katlı çapraz doğrulama ile LASSO ve Elastik Net regresyon yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Veri seti LASSO regresyon yöntemi ile analiz edildiğinde veri setinden 5 adet gen seçilmiş olup, sonrasında farklı iterasyonlarda seçilen değişkenler ve değişken sayılarında farklılık gözlendiğinden kararlılık seçimi yöntemi uygulanarak 2 adet gen seçilmiş ve modelin R2 değeri 0,85 olarak bulunmuştur. Aralıklı arama yöntemi kullanılarak uygulanan Elastik Net regresyon yönteminde 19 adet gen seçilmiş ve R2 değeri 0,92 olarak bulunmuştur. Sonuç: Elde edilen sonuçlara göre LASSO ve Elastik Net regresyon yöntemlerinin genomik veri setlerinde iyi bir performans gösterdiği anlaşılmıştır.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125395885","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-14DOI: 10.22312/sdusbed.1120234
Ezgi Türk, V. Ayyildiz, Özlem Görmez
Aims: Unorganized accumulation of calcium stored in soft tissues is termed as heterotopic calcification, organized accumulation of it is termed as heterotopic ossification. The aim of this study was to evaluate retrospectively all head and neck region soft tissue calcifications/ossifications that are detected incidentally on computed tomography (CT) images of Turkish patients and to analyze them according to age and gender which may differ by population. Methods: CT images of 917 patients were retrospectively analyzed in terms of the presence of head and neck soft tissue calcification/ossification, and demographic characteristics (age and gender) of the patients were recorded. The data were analyzed with descriptive statistical methods and the relationship between soft tissue calcification/ossification and gender was evaluated with the chi-square test. Results: Soft tissue calcification/ossification was detected on CT images of 214 (mean age= 61.35±14.7 years, 50.5% female, 49.5% male) of 917 patients examined (23.3%). Among the calcifications/ossifications detected, tonsillolith (n=120, 56.1%), arterial calcifications (n=61, 28.5%) and sialolith (n=15, 7%) were determined in the first three rows. Tonsillolith was significantly more common in female and ossified stylohyoid ligament (OSL) was significantly more common in male (p
{"title":"Bilgisayarlı Tomografi Görüntülerinde Rastlantısal Olarak Belirlenen Baş ve Boyun Bölgesi Yumuşak Doku Kalsifikasyonlarının ve Ossifikasyonlarının Değerlendirilmesi","authors":"Ezgi Türk, V. Ayyildiz, Özlem Görmez","doi":"10.22312/sdusbed.1120234","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1120234","url":null,"abstract":"Aims: Unorganized accumulation of calcium stored in soft tissues is termed as heterotopic calcification, organized accumulation of it is termed as heterotopic ossification. The aim of this study was to evaluate retrospectively all head and neck region soft tissue calcifications/ossifications that are detected incidentally on computed tomography (CT) images of Turkish patients and to analyze them according to age and gender which may differ by population. \u0000Methods: CT images of 917 patients were retrospectively analyzed in terms of the presence of head and neck soft tissue calcification/ossification, and demographic characteristics (age and gender) of the patients were recorded. The data were analyzed with descriptive statistical methods and the relationship between soft tissue calcification/ossification and gender was evaluated with the chi-square test. \u0000Results: Soft tissue calcification/ossification was detected on CT images of 214 (mean age= 61.35±14.7 years, 50.5% female, 49.5% male) of 917 patients examined (23.3%). Among the calcifications/ossifications detected, tonsillolith (n=120, 56.1%), arterial calcifications (n=61, 28.5%) and sialolith (n=15, 7%) were determined in the first three rows. Tonsillolith was significantly more common in female and ossified stylohyoid ligament (OSL) was significantly more common in male (p","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"75 5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123791002","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-31DOI: 10.22312/sdusbed.1062096
Burak Ergüder, Özlem AKKEMİK KIPÇAK, Ramazan Köymen
Objective: A comparison of postoperative pain relief and clinical anesthetic efficacy of 2% articaine and 0.5% levobupivacaine in impacted third molar dental surgery. Material-Method: Fifty-three patients underwent the removal of symmetrically positioned lower third molars in 2 separate appointments under local anesthesia either with 2% articaine or 0.5% levobupivacaine in a double-blinded, randomized and crossover study. Neither anesthetic agent contained a vasoconstrictor. The time to onset of anesthesia, duration of surgery, intraoperative bleeding, hemodynamic parameters, the duration of postoperative analgesia and anesthesia as well as postoperative visual analogue scale (VAS) scores were evaluated.Results: The time to onset of anesthesia with articaine (80.28 ± 19.27 seconds) was significantly less compared to levobupivacaine (136.69 ± 33.52 seconds). The average duration of postoperative anesthesia for levobupivacaine and articaine was 8 hours and 3 hours, respectively (p = 0.000). The mean duration of postoperative analgesia for levobupivacaine and articaine was 7-8 hours and 3 hours, respectively (p = 0.000). Additionally, VAS scores with levobupivacaine were significantly lower than articaine up to the 4th postoperative hour. Significantly less bleeding was seen in the surgeries performed with levobupivacaine.Conclusion: 0.5% Levobupivacaine resulted in a longer period of postoperative anesthesia and analgesia, a longer time to onset of anesthesia, and less postoperative pain compared to 2% articaine.
{"title":"Gömülü Alt Üçüncü Molar Diş Çekiminde Levobupivakain ve Artikainin Postoperatif Ağrı Giderme ve Lokal Anestezik Etkinliğinin Karşılaştırılması","authors":"Burak Ergüder, Özlem AKKEMİK KIPÇAK, Ramazan Köymen","doi":"10.22312/sdusbed.1062096","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1062096","url":null,"abstract":"Objective: A comparison of postoperative pain relief and clinical anesthetic efficacy of 2% articaine and 0.5% levobupivacaine in impacted third molar dental surgery. Material-Method: Fifty-three patients underwent the removal of symmetrically positioned lower third molars in 2 separate appointments under local anesthesia either with 2% articaine or 0.5% levobupivacaine in a double-blinded, randomized and crossover study. Neither anesthetic agent contained a vasoconstrictor. The time to onset of anesthesia, duration of surgery, intraoperative bleeding, hemodynamic parameters, the duration of postoperative analgesia and anesthesia as well as postoperative visual analogue scale (VAS) scores were evaluated.Results: The time to onset of anesthesia with articaine (80.28 ± 19.27 seconds) was significantly less compared to levobupivacaine (136.69 ± 33.52 seconds). The average duration of postoperative anesthesia for levobupivacaine and articaine was 8 hours and 3 hours, respectively (p = 0.000). The mean duration of postoperative analgesia for levobupivacaine and articaine was 7-8 hours and 3 hours, respectively (p = 0.000). Additionally, VAS scores with levobupivacaine were significantly lower than articaine up to the 4th postoperative hour. Significantly less bleeding was seen in the surgeries performed with levobupivacaine.Conclusion: 0.5% Levobupivacaine resulted in a longer period of postoperative anesthesia and analgesia, a longer time to onset of anesthesia, and less postoperative pain compared to 2% articaine.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122923643","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-08-31DOI: 10.22312/sdusbed.1067023
Esin Kozak, S. Tuna
Gülümseme sözsüz iletişimde etkili olup kişiye yönelik izlenimde önemli bir rol oynar. Estetik diş hekimliği uygulamalarında gülüş analizi tedavi yaklaşımının en önemli parçasıdır. Dental orta hat, iki santral kesici diş arasındaki temas yüzeyi olarak tanımlanır ayrıca anterior dişlerin konumlandırılmasında dikkate alınması gereken estetik faktörlerinden biridir. İdeal bir dental orta hat, dental kompozisyonda arzu edilen bir uyum ve birlik etkisini yaratır. Özellikle gülümseme simetrisinden söz edildiğinde, dental orta hat pozisyonunun önemi, dişsiz anterior bölgeyi restore ederken bir ön koşul oluşturmaktadır. Gülüş analizinde dental orta hat asimetri ve simetrisi özellikle değerlendirilmelidir. Bu çalışmadaki amacımız; gülüş simetrisinde rol oynayan dental orta hat asimetri ve simetrisinin fasiyal estetik algısı üzerindeki etkisini değerlendirmektir.
{"title":"The Effect Of Dental Midline Symmetry-Asymmetry On Dentofacial Aesthetic Perception","authors":"Esin Kozak, S. Tuna","doi":"10.22312/sdusbed.1067023","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1067023","url":null,"abstract":"Gülümseme sözsüz iletişimde etkili olup kişiye yönelik izlenimde önemli bir rol oynar. Estetik diş hekimliği uygulamalarında gülüş analizi tedavi yaklaşımının en önemli parçasıdır. Dental orta hat, iki santral kesici diş arasındaki temas yüzeyi olarak tanımlanır ayrıca anterior dişlerin konumlandırılmasında dikkate alınması gereken estetik faktörlerinden biridir. İdeal bir dental orta hat, dental kompozisyonda arzu edilen bir uyum ve birlik etkisini yaratır. Özellikle gülümseme simetrisinden söz edildiğinde, dental orta hat pozisyonunun önemi, dişsiz anterior bölgeyi restore ederken bir ön koşul oluşturmaktadır. Gülüş analizinde dental orta hat asimetri ve simetrisi özellikle değerlendirilmelidir. Bu çalışmadaki amacımız; gülüş simetrisinde rol oynayan dental orta hat asimetri ve simetrisinin fasiyal estetik algısı üzerindeki etkisini değerlendirmektir. ","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129551071","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}