Objective: This study aims to examine the attitude of nurses toward the use of herbal therapies for seasonal influenza after the COVID-19 pandemic. Methods: This descriptive study was completed with 153 nurses working in shifts at the university hospital. This study was conducted between April 1, 2023, and May 1, 2023. The data were collected in the form of an online questionnaire with the "Introductory Information Form" prepared by the researchers in line with the literature, and the "Attitudes Towards Using Complementary Therapies Scale". Results: The mean age of the participants was 31.84±6.32 years. Among the nurses who participated in the study, 58.2% stated that they had COVID-19 disease in the previous years (2019–2022), and 41.8% had seasonal flu this year (2023). The majority of nurses (91.5%) reported knowing herbal methods, and 39.2% reported using social media as a source of herbal method information. Demographic factors did not significantly affect COVID-19 and seasonal influenza status, herbal treatment knowledge or use. However, gender, education and marital status played a role in participation in herbal treatment. Conclusion: In this study, it was found that nurses who experienced seasonal influenza after the COVID-19 pandemic had positive attitudes toward the use of herbal treatment during influenza. The most frequently used methods for herbal treatment include herbal teas, the use of herbal oils, and mixtures. In the study, it was found that nurses used rosemary tea, chamomile oil, and black cumin honey mixtures the most, respectively.
{"title":"After The COVID-19 Pandemic, Nurses' Attitudes Toward The Use Of Herbs For Seasonal Influenza in Türkiye","authors":"B. Molu, alev yıldırım keskin","doi":"10.31020/mutftd.1354970","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1354970","url":null,"abstract":"Objective: This study aims to examine the attitude of nurses toward the use of herbal therapies for seasonal influenza after the COVID-19 pandemic. \u0000Methods: This descriptive study was completed with 153 nurses working in shifts at the university hospital. This study was conducted between April 1, 2023, and May 1, 2023. The data were collected in the form of an online questionnaire with the \"Introductory Information Form\" prepared by the researchers in line with the literature, and the \"Attitudes Towards Using Complementary Therapies Scale\". \u0000Results: The mean age of the participants was 31.84±6.32 years. Among the nurses who participated in the study, 58.2% stated that they had COVID-19 disease in the previous years (2019–2022), and 41.8% had seasonal flu this year (2023). The majority of nurses (91.5%) reported knowing herbal methods, and 39.2% reported using social media as a source of herbal method information. Demographic factors did not significantly affect COVID-19 and seasonal influenza status, herbal treatment knowledge or use. However, gender, education and marital status played a role in participation in herbal treatment. \u0000Conclusion: In this study, it was found that nurses who experienced seasonal influenza after the COVID-19 pandemic had positive attitudes toward the use of herbal treatment during influenza. The most frequently used methods for herbal treatment include herbal teas, the use of herbal oils, and mixtures. In the study, it was found that nurses used rosemary tea, chamomile oil, and black cumin honey mixtures the most, respectively.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"19 14","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140239184","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Arif Hüdai Köken, Meltem Öztan, M. G. Kobaner, Serap Şahi̇noğlu
Amaç: Bu çalışmada tarihin köklü medeniyetlerinden beslenen, tıp tarihi açısından önemi dünyaca bilinen Çukurova’nın az bilinen bir bölgesi olan Osmaniye’nin Cumhuriyet sonrası dönemde sağlık hizmetlerine katkılarıyla dikkat çeken Aktar Çolak Şaban, Dr. Mahmut Kobaner ve Ecz. Hüseyin Dartar ele alınacaktır. Bu bağlamda elde edilen kaynaklar ışığında, bu üç kişinin sağlık alanındaki hizmetlerinden yola çıkılarak Osmaniye’nin 2000’li yılların başına kadar sağlık geçmişi tıp evrimi bakış açısıyla değerlendirilecektir. Yöntem: Çalışma sözlü tarih ve literatür araştırması olarak tasarlanmıştır. Mayıs 2023-Eylül 2023 arasında gerçekleştirilmiştir. Birincil kaynaklara ulaşılarak öncelikle araştırmaya konu olan figürlerin özgeçmişleri öğrenilmiş, eğitim ve meslek yaşamlarına ait belgeler ve fotoğraflar temin edilmiştir. İkincil kaynaklara ulaşmak için Adana ve Osmaniye Sağlık Müdürlükleri ve Tabip Odalarının yanında Osmaniye’nin yerel gazetelerinin döneme ilişkin arşivler ilgili kişilere ulaşılarak sorgulanmış, bunun yanında kapsamlı bir alanyazın taraması yapılmıştır. Zaman, mekân ve kişiler temelinde Osmaniye’nin yakın dönem sağlık tarihi evrimsel bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. Bulgular: Aktar Çolak Şaban, Dr. Mahmut Kobaner ve Ecz. Hüseyin Dartar’ın kısa kaynak kişilerin aktardıkları bilgiler ışığında özgeçmişleri oluşturulmuştur. Ayrıca kaynak kişiler aracılığı ile temin edilen araştırmaya konu olan figürlerin eğitim ve meslek yaşamına dair diplomalar, kaşeler, reçeteler, fotoğraflar ve ilgili belgeler kullanılarak tartışılmıştır. Sonuç: Verdikleri sağlık hizmetleriyle bölgede birer değer olarak kabul edilen bu üç önemli figür, sağlık meslek mensuplarının etik değerlerini tarihten günümüze taşımış, rol model olmuş, mesleki anlamda güçlü bir etkileşim ve iş birliği ile halk sağlığını geliştirmiş, kendilerine has özellikleriyle toplumun gönlüne girmiş ve Osmaniye’nin yakın dönem sağlık tarihine isimlerini yazdırmışlardır.
研究目的在本研究中,将对阿克塔尔-乔拉克-萨班(Aktar Çolak Şaban)、马赫穆特-科巴内尔(Mahmut Kobaner)博士和药剂师胡赛因-达尔塔(Hüseyin Dartar)进行研究,他们在后共和国时期为奥斯曼尼耶地区的医疗卫生服务做出的贡献引起了人们的关注,奥斯曼尼耶地区是库库罗瓦地区鲜为人知的一个地区,该地区拥有深厚的历史文明,其医疗历史的重要性举世皆知。我们将讨论 Hüseyin Dartar。根据在此背景下获得的资料,将从医学发展的角度,以这三位人士在卫生领域的服务为基础,对奥斯曼尼耶直到 21 世纪初的卫生史进行评估。研究方法:本研究以口述历史和文献研究的形式进行。研究时间为 2023 年 5 月至 2023 年 9 月。通过获取第一手资料,首先了解了研究对象的简历,获得了他们教育和职业生活的文件和照片。为了获取第二手资料,通过联系相关人员查询了阿达纳和奥斯曼尼耶卫生局和医学会的档案,以及奥斯曼尼耶当地的报纸,并进行了全面的文献综述。在时间、地点和人物的基础上,采用演化的方法对奥斯曼尼耶近期的卫生历史进行了评估。研究结果Aktar Çolak Şaban, Dr Mahmut Kobaner 和 Pharm.Hüseyin Dartar、Mahmut Kobaner 博士和药剂师 Hüseyin Dartar 的简历是根据简短信息提供者提供的信息制作的。此外,还讨论了通过线人获得的与研究对象的教育和职业生活有关的文凭、印章、处方、照片和相关文件。结论:这三位重要人物以其提供的医疗服务被视为该地区的价值观,他们从历史到今天一直秉承着医疗专业人员的道德价值观,以身作则,通过强有力的专业互动与合作改善了公众健康,以其独有的特点走进了社会大众的心中,并在奥斯曼尼耶近代卫生史上写下了自己的名字。
{"title":"Three Important Figures of Osmaniye's Recent Health History: Aktar Çolak Şaban, Dr. Mahmut Kobaner, Pharmacist Hüseyin Dartar","authors":"Arif Hüdai Köken, Meltem Öztan, M. G. Kobaner, Serap Şahi̇noğlu","doi":"10.31020/mutftd.1416863","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1416863","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada tarihin köklü medeniyetlerinden beslenen, tıp tarihi açısından önemi dünyaca bilinen Çukurova’nın az bilinen bir bölgesi olan Osmaniye’nin Cumhuriyet sonrası dönemde sağlık hizmetlerine katkılarıyla dikkat çeken Aktar Çolak Şaban, Dr. Mahmut Kobaner ve Ecz. Hüseyin Dartar ele alınacaktır. Bu bağlamda elde edilen kaynaklar ışığında, bu üç kişinin sağlık alanındaki hizmetlerinden yola çıkılarak Osmaniye’nin 2000’li yılların başına kadar sağlık geçmişi tıp evrimi bakış açısıyla değerlendirilecektir. \u0000Yöntem: Çalışma sözlü tarih ve literatür araştırması olarak tasarlanmıştır. Mayıs 2023-Eylül 2023 arasında gerçekleştirilmiştir. Birincil kaynaklara ulaşılarak öncelikle araştırmaya konu olan figürlerin özgeçmişleri öğrenilmiş, eğitim ve meslek yaşamlarına ait belgeler ve fotoğraflar temin edilmiştir. İkincil kaynaklara ulaşmak için Adana ve Osmaniye Sağlık Müdürlükleri ve Tabip Odalarının yanında Osmaniye’nin yerel gazetelerinin döneme ilişkin arşivler ilgili kişilere ulaşılarak sorgulanmış, bunun yanında kapsamlı bir alanyazın taraması yapılmıştır. Zaman, mekân ve kişiler temelinde Osmaniye’nin yakın dönem sağlık tarihi evrimsel bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. \u0000Bulgular: Aktar Çolak Şaban, Dr. Mahmut Kobaner ve Ecz. Hüseyin Dartar’ın kısa kaynak kişilerin aktardıkları bilgiler ışığında özgeçmişleri oluşturulmuştur. Ayrıca kaynak kişiler aracılığı ile temin edilen araştırmaya konu olan figürlerin eğitim ve meslek yaşamına dair diplomalar, kaşeler, reçeteler, fotoğraflar ve ilgili belgeler kullanılarak tartışılmıştır. \u0000Sonuç: Verdikleri sağlık hizmetleriyle bölgede birer değer olarak kabul edilen bu üç önemli figür, sağlık meslek mensuplarının etik değerlerini tarihten günümüze taşımış, rol model olmuş, mesleki anlamda güçlü bir etkileşim ve iş birliği ile halk sağlığını geliştirmiş, kendilerine has özellikleriyle toplumun gönlüne girmiş ve Osmaniye’nin yakın dönem sağlık tarihine isimlerini yazdırmışlardır.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"80 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140249498","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Tarih boyunca üç büyük pandemi sırasında milyonlarca insanın ölümüne neden olan veba, kurbanlarına ve yakınlarına yaşattığı dehşetle diğer salgın hastalıklardan ayırt edilir. Vebanın üç klinik tipi bulunur: hıyarcıklı veba, septisemik veba, pnömonik veba. Veba genellikle sıçanlarda bulunan enfekte pirelerin insanı ısırmasıyla bulaşır. Vebanın en yaygın formu olan hıyarcıklı veba ‘kara ölüm’, ‘kara veba’ olarak da adlandırılmıştır. En nadir görülen tür olan septisemik vebada bakteri doğrudan kan dolaşımına karışır ve hıyarcıklar görülmeden hızla ölüme neden olur. Pnömonik vebada akciğerler etkilenir. Bu tür veba öksürüklerle damlacık enfeksiyonu şeklinde insandan insana doğrudan bulaşır. Tarih boyunca insanlarda derin izler bırakan veba, edebiyatçıların da ilgisini çeken konulardan olmuştur. Bu çalışmanın amacı Orhan Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ adlı romanında yer alan vebayla ilgili tıbbi bilgilerin belirlenmesidir. Yöntem: Orhan Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ adlı romanı okunarak vebayla ilişkili tıbbi bilgiler incelenmiş ve gruplandırılmıştır. Bulgular: Romanda geçen vebayla ilişkili olan tıbbi bilgiler dokuz grupta toplanabilir: vebanın bulaşmasında fareler ve sıçanların rolü, vebanın diğer bulaşma yolları, vebanın belirtileri, vebanın etkeni ve mikropların keşfi, karantina ve vebayı önlemede karantinanın rolü, vebanın tedavisi, veba aşısı, vebada fatalite, epidemiyoloji. Sonuç: Ansiklopedik roman olarak da tanımlanan ‘Veba Geceleri’ adlı kitapta yoğun bir şekilde tıbbi bilgilere yer verilmiştir. Tıbbi derslerin anlatılması sırasında edebiyat yapıtlarından örnekler vermek derslere yönelik ilgiyi artırabilir. ‘Veba Geceleri’ bu işlevi yerine getirebilecek kitaplardan biri gibi görünmektedir.
{"title":"Determinatıon of Medical Information in the Novel Titled ‘Nights of Plague’ by Orhan Pamuk","authors":"Osman Açikgöz","doi":"10.31020/mutftd.1377870","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1377870","url":null,"abstract":"Amaç: Tarih boyunca üç büyük pandemi sırasında milyonlarca insanın ölümüne neden olan veba, kurbanlarına ve yakınlarına yaşattığı dehşetle diğer salgın hastalıklardan ayırt edilir. Vebanın üç klinik tipi bulunur: hıyarcıklı veba, septisemik veba, pnömonik veba. Veba genellikle sıçanlarda bulunan enfekte pirelerin insanı ısırmasıyla bulaşır. Vebanın en yaygın formu olan hıyarcıklı veba ‘kara ölüm’, ‘kara veba’ olarak da adlandırılmıştır. En nadir görülen tür olan septisemik vebada bakteri doğrudan kan dolaşımına karışır ve hıyarcıklar görülmeden hızla ölüme neden olur. Pnömonik vebada akciğerler etkilenir. Bu tür veba öksürüklerle damlacık enfeksiyonu şeklinde insandan insana doğrudan bulaşır. Tarih boyunca insanlarda derin izler bırakan veba, edebiyatçıların da ilgisini çeken konulardan olmuştur. Bu çalışmanın amacı Orhan Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ adlı romanında yer alan vebayla ilgili tıbbi bilgilerin belirlenmesidir. \u0000Yöntem: Orhan Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ adlı romanı okunarak vebayla ilişkili tıbbi bilgiler incelenmiş ve gruplandırılmıştır. \u0000Bulgular: Romanda geçen vebayla ilişkili olan tıbbi bilgiler dokuz grupta toplanabilir: vebanın bulaşmasında fareler ve sıçanların rolü, vebanın diğer bulaşma yolları, vebanın belirtileri, vebanın etkeni ve mikropların keşfi, karantina ve vebayı önlemede karantinanın rolü, vebanın tedavisi, veba aşısı, vebada fatalite, epidemiyoloji. \u0000Sonuç: Ansiklopedik roman olarak da tanımlanan ‘Veba Geceleri’ adlı kitapta yoğun bir şekilde tıbbi bilgilere yer verilmiştir. Tıbbi derslerin anlatılması sırasında edebiyat yapıtlarından örnekler vermek derslere yönelik ilgiyi artırabilir. ‘Veba Geceleri’ bu işlevi yerine getirebilecek kitaplardan biri gibi görünmektedir.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"8 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140249382","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Aim: Arum rupicola Boiss. var. rupicola with a vernacular name of Dağ Sorsalı, are used etnobotanically for hemorroid, eczema, rheumatism, and cancer. Essential oil combination of A. rupicola var. rupicola, under the lower risk (lc) threatened category because of the excess gathering was investigated. Methods: The above ground samples of Arum rupicola Boiss. var. rupicola was collected from Palamut province of Antalya (Kaş) and essential oil was taken by hydrodistillation method with Clevenger apparatus. The essential oil composition was analysed by Gas chromatography (GC) and Gas chromatography/Mass Spectrometry (GC/MS) systems simultaneously. Results: As a result of, (E)-geranyl acetone (15%) was the main compound while hexahydrofarnesyl acetone (9.2%), nonanal (6.8%), heptacosan (6.5%), farnesyl acetone (5.0%), tricosan (4.9%), ve 2-dodecanone (3.8%) followed. Conclusion: Farnesyl acetone (5%) and hexahydrofarnesyl acetone (9.2%) sesquiterpenes were new records for A. rupicola var. rupicola volatile oil content. The only species is Arum creticum consisting α-farnesene (95%) as its taxonomical feature. A. rupicola var. rupicola has farnesyl acetone and hexahydrofarnesyl aceton being known a flagy and odourless species.
目的:Arum rupicola Boiss.由于过量采集,A. rupicola var. rupicola 属于低风险(lc)受威胁类别,本研究对其精油组合进行了调查。研究方法从安塔利亚(Kaş)的帕拉穆特省采集了 Arum rupicola Boiss.精油成分同时由气相色谱法(GC)和气相色谱/质谱法(GC/MS)系统分析。结果:结果表明,(E)-香叶基丙酮(15%)是主要化合物,其次是六氢香叶基丙酮(9.2%)、壬醛(6.8%)、七堇花苷(6.5%)、香叶基丙酮(5.0%)、三堇花苷(4.9%)、ve 2-十二酮(3.8%)。结论法呢基丙酮(5%)和六氢法呢基丙酮(9.2%)倍半萜是鲁冰花变种挥发油含量的新记录。唯一的物种是以 α-法呢烯(95%)为分类特征的 Arum creticum。rupicola var. rupicola 具有法呢基丙酮和六氢法呢基丙酮,是已知的无旗无味物种。
{"title":"GC/MS Analysis of Essential oil distilled from Arum rupicola Boiss. var. rupicola (Araceae)","authors":"H. Demiray, Betül Demirci, Hasan Yildirim","doi":"10.31020/mutftd.1370658","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1370658","url":null,"abstract":"Aim: Arum rupicola Boiss. var. rupicola with a vernacular name of Dağ Sorsalı, are used etnobotanically for hemorroid, eczema, rheumatism, and cancer. Essential oil combination of A. rupicola var. rupicola, under the lower risk (lc) threatened category because of the excess gathering was investigated. \u0000Methods: The above ground samples of Arum rupicola Boiss. var. rupicola was collected from Palamut province of Antalya (Kaş) and essential oil was taken by hydrodistillation method with Clevenger apparatus. The essential oil composition was analysed by Gas chromatography (GC) and Gas chromatography/Mass Spectrometry (GC/MS) systems simultaneously. \u0000Results: As a result of, (E)-geranyl acetone (15%) was the main compound while hexahydrofarnesyl acetone (9.2%), nonanal (6.8%), heptacosan (6.5%), farnesyl acetone (5.0%), tricosan (4.9%), ve 2-dodecanone (3.8%) followed. \u0000Conclusion: Farnesyl acetone (5%) and hexahydrofarnesyl acetone (9.2%) sesquiterpenes were new records for A. rupicola var. rupicola volatile oil content. The only species is Arum creticum consisting α-farnesene (95%) as its taxonomical feature. A. rupicola var. rupicola has farnesyl acetone and hexahydrofarnesyl aceton being known a flagy and odourless species.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"334 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140482936","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışmada “aynısefa” ismiyle piyasada satışa sunulmuş olan dört değişik aktar örneği ile Bornova, İzmir’den toplanan (Ege Üniversitesi Yerleşkesi) Calendulae arvensis flos ve Calendulae arvensis herba droglarını Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan testler açısından karşılaştırmalı olarak araştırmak hedeflenmiştir. Yöntem: Temin edilen örnekler üzerinde Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan Calendulae flos monografında yer alan testler referans alınarak; kurutmada kayıp ve total kül miktarları, örneklerden hazırlanan ekstrelerde ince tabaka kromatografisi (İTK) ve hiperozit üzerinden spektrofotometrik olarak flavonoit miktar tayini gerçekleştirilmiştir. Ek olarak örneklerin hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktarları da belirlenmiştir. Bulgular: Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan kurutmada kayıp testi için elde edilen bulgular bütün örnekler için uygunken, piyasadan temin edilen sadece bir örnek total kül miktarı için belirtilen maksimum sınırın altında kalmıştır. İTK denemesiyle rutin, klorojenik asit ve kafeik asit bileşikleri örneklerde teşhis edilmiştir. Spektrofotometrik olarak hiperozit üzerinden miktar tayini denemeleri gerçekleştirilmiş, en yüksek flavanoit içeriği Ege Üniversitesi Kampüsü’nden toplanan Calendulae arvensis flos droğunda tespit edilmiştir. Sonuç: Piyasadan temin edilen örneklerin gerek kalite kontrol, gerek içerik açısından farklılıklar gösterdiği, fitoterapötik olarak kullanılacak drogların bilhassa pozoloji açısından içeriğinin standardize edilmiş olması gerektiği için ilgili testlerin yapılmasının önemi ortaya konulmuştur. Ayrıca ülkemizin biyolojik bir zenginliği olan ve doğal olarak geniş yayılış gösteren Calendula arvensis (Vaill.) L. çiçeklerinin en yüksek flavonoit içeriğine sahip olması da önemli bir göstergedir.
{"title":"Evaluation of Calendula Samples Collected from Nature and Obtained from Herbalists According to European Pharmacopoeia 8.0","authors":"Çiğdem Çolak, Buket Bozkurt","doi":"10.31020/mutftd.1381496","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1381496","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada “aynısefa” ismiyle piyasada satışa sunulmuş olan dört değişik aktar örneği ile Bornova, İzmir’den toplanan (Ege Üniversitesi Yerleşkesi) Calendulae arvensis flos ve Calendulae arvensis herba droglarını Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan testler açısından karşılaştırmalı olarak araştırmak hedeflenmiştir. \u0000Yöntem: Temin edilen örnekler üzerinde Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan Calendulae flos monografında yer alan testler referans alınarak; kurutmada kayıp ve total kül miktarları, örneklerden hazırlanan ekstrelerde ince tabaka kromatografisi (İTK) ve hiperozit üzerinden spektrofotometrik olarak flavonoit miktar tayini gerçekleştirilmiştir. Ek olarak örneklerin hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktarları da belirlenmiştir. \u0000Bulgular: Avrupa Farmakopesi 8.0’da yer alan kurutmada kayıp testi için elde edilen bulgular bütün örnekler için uygunken, piyasadan temin edilen sadece bir örnek total kül miktarı için belirtilen maksimum sınırın altında kalmıştır. İTK denemesiyle rutin, klorojenik asit ve kafeik asit bileşikleri örneklerde teşhis edilmiştir. Spektrofotometrik olarak hiperozit üzerinden miktar tayini denemeleri gerçekleştirilmiş, en yüksek flavanoit içeriği Ege Üniversitesi Kampüsü’nden toplanan Calendulae arvensis flos droğunda tespit edilmiştir. \u0000Sonuç: Piyasadan temin edilen örneklerin gerek kalite kontrol, gerek içerik açısından farklılıklar gösterdiği, fitoterapötik olarak kullanılacak drogların bilhassa pozoloji açısından içeriğinin standardize edilmiş olması gerektiği için ilgili testlerin yapılmasının önemi ortaya konulmuştur. Ayrıca ülkemizin biyolojik bir zenginliği olan ve doğal olarak geniş yayılış gösteren Calendula arvensis (Vaill.) L. çiçeklerinin en yüksek flavonoit içeriğine sahip olması da önemli bir göstergedir.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"105 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139596852","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Aim: Determination of the level of interest in the fields of history of science and philosophy of science among academicians will contribute to the identification of the steps to be taken towards a solution to identify the problems that prevent producing knowledge and contributing to science and creating a more suitable scientific environment. The aim of this research is to reveal the level of interest in the fields of philosophy of science and history of science among academicians. Methods: In this research, conducted with the voluntary participation of 682 academicians from four different universities in the Central Anatolia Region, data were collected through face-to-face interviews between December 2019 and March 2020. The faculties where the data will be collected were determined according to OECD's categorical science fields, and then the number of academics to be interviewed was determined according to the frequencies of academic titles. The participants were asked to answer the two questions (i.e., “Are you interested in the philosophy of science?” and “Are you interested in the history of science?”) on a 5-point Likert-type data collection tool which was developed by the researcher. Findings: The average age of the academics participating in the research was 38.4±9.7 years and 44.6% of the participants were female. Of the academics participating in the study, 13.5% were professors (n=92), 14.4% were associate professors (n=98), 29.5% were lecturers (n=201) and 42.6% were research assistants (n=291). It was found that 52.3% of the academics were interested in the field of philosophy of science, while 10.1% were very interested in it. While the rate of academics who were interested in the history of science was 63.5%, the rate of those who were very interested in it was 10.7%. The level of interest in the history of science increased with age (p=0.019). Male academics (13.5% very interested) were more interested in the history of science than female academics (7.2% very interested) (p=0.034). It was determined that academics who are more experienced were more interested in the history of science and philosophy of science than less experienced academics (p
{"title":"Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesindeki Dört Üniversitede Akademisyenlerin Bilim Felsefesi ve Bilim Tarihi Alanlarına Duydukları İlgi Düzeyleri","authors":"Habib Sarikaya, Omur Sayli̇gi̇l","doi":"10.31020/mutftd.1382000","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1382000","url":null,"abstract":"Aim: Determination of the level of interest in the fields of history of science and philosophy of science among academicians will contribute to the identification of the steps to be taken towards a solution to identify the problems that prevent producing knowledge and contributing to science and creating a more suitable scientific environment. The aim of this research is to reveal the level of interest in the fields of philosophy of science and history of science among academicians. \u0000Methods: In this research, conducted with the voluntary participation of 682 academicians from four different universities in the Central Anatolia Region, data were collected through face-to-face interviews between December 2019 and March 2020. The faculties where the data will be collected were determined according to OECD's categorical science fields, and then the number of academics to be interviewed was determined according to the frequencies of academic titles. The participants were asked to answer the two questions (i.e., “Are you interested in the philosophy of science?” and “Are you interested in the history of science?”) on a 5-point Likert-type data collection tool which was developed by the researcher. \u0000Findings: The average age of the academics participating in the research was 38.4±9.7 years and 44.6% of the participants were female. Of the academics participating in the study, 13.5% were professors (n=92), 14.4% were associate professors (n=98), 29.5% were lecturers (n=201) and 42.6% were research assistants (n=291). It was found that 52.3% of the academics were interested in the field of philosophy of science, while 10.1% were very interested in it. While the rate of academics who were interested in the history of science was 63.5%, the rate of those who were very interested in it was 10.7%. The level of interest in the history of science increased with age (p=0.019). Male academics (13.5% very interested) were more interested in the history of science than female academics (7.2% very interested) (p=0.034). It was determined that academics who are more experienced were more interested in the history of science and philosophy of science than less experienced academics (p","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"38 16","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139599593","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yaşayan ya da ölü bir kimsenin tanımlanması ve diğer kişilerden ayırt edilmesini sağlayacak özelliklerin ortaya konulmasına kimlik belirtimi veya kimliklendirme denir. Bu yazı ile 2023 Şubat ayı Kahramanmaraş ili merkezinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem deneyimi sonrası afette kimliklendirmenin önemine vurgu yapılmak amaçlanmıştır. Felaket kurbanlarının kimliklendirmesi hukuki öneminin yanı sıra ruhsal ve sosyal iyilik hali için de önem taşımaktadır. Travma sonrası iyileşme, ruhsal iyilik halinin sağlanabilmesi için kimliklendirmenin en az hata ile yapılması gereklidir. Cenazenin hiç ya da uzun süre bulunamaması, yanlış teşhis, tekrarlayan örnekleme, fethi kabir deneyimlerinin yeni travmalar yaratacağı gibi hukuken hatalara da sebep olabileceği söylenebilir. 2023 Şubat ayında 11 ili etkileyen depremde kimliklendirme çalışmalarında eksiklikler yaşanmıştır. Deprem coğrafyasında yaşama gerçekliğimiz göz önüne alınarak yaşanan eksikliklerin tekrar yaşanmaması için kimliklendirme çalışmalarının geliştirilmesi gereklidir. Bu amaçla Türkiye Afet Müdahale Planı’nda yer alan afet kimliklendirme ve defin çalışma grubu konunun uzmanları ile oluşturulmalı, Türkiye Afet Müdahale Planı kimliklendirme ve defin bölümü geliştirilmelidir.
{"title":"6 February Earthquake Experience: Disaster Victim Identification","authors":"Meltem Günbeği̇","doi":"10.31020/mutftd.1399065","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1399065","url":null,"abstract":"Yaşayan ya da ölü bir kimsenin tanımlanması ve diğer kişilerden ayırt edilmesini sağlayacak özelliklerin ortaya konulmasına kimlik belirtimi veya kimliklendirme denir. Bu yazı ile 2023 Şubat ayı Kahramanmaraş ili merkezinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem deneyimi sonrası afette kimliklendirmenin önemine vurgu yapılmak amaçlanmıştır. Felaket kurbanlarının kimliklendirmesi hukuki öneminin yanı sıra ruhsal ve sosyal iyilik hali için de önem taşımaktadır. Travma sonrası iyileşme, ruhsal iyilik halinin sağlanabilmesi için kimliklendirmenin en az hata ile yapılması gereklidir. Cenazenin hiç ya da uzun süre bulunamaması, yanlış teşhis, tekrarlayan örnekleme, fethi kabir deneyimlerinin yeni travmalar yaratacağı gibi hukuken hatalara da sebep olabileceği söylenebilir. 2023 Şubat ayında 11 ili etkileyen depremde kimliklendirme çalışmalarında eksiklikler yaşanmıştır. Deprem coğrafyasında yaşama gerçekliğimiz göz önüne alınarak yaşanan eksikliklerin tekrar yaşanmaması için kimliklendirme çalışmalarının geliştirilmesi gereklidir. Bu amaçla Türkiye Afet Müdahale Planı’nda yer alan afet kimliklendirme ve defin çalışma grubu konunun uzmanları ile oluşturulmalı, Türkiye Afet Müdahale Planı kimliklendirme ve defin bölümü geliştirilmelidir.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"135 20","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139604760","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Orta Çağ’da İslam dünyasında “Altın Çağ” olarak adlandırılan dönemde kaleme alınmış eserlerde yer alan çiçek ve kızamık hakkındaki bölümlerin Türkçeye çevrilmesi, değerlendirilmesi, tartışılması ve Türk tıp tarihi literatürüne kazandırılmasının amaçlandığı bu çalışmada ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin ünlü eseri Kāmilu’ṣ-Ṣınāʿati’ṭ-Ṭıbbiyye’nin çiçek ve kızamık üzerine yazılmış bölümleri incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Kāmilu’ṣ-ṣınāʿati’ṭ-ṭıbbiyye’nin 1294/1877 yılında Mısır’da Būlāḳ Matbaasında basılmış olan Arapça nüshasındaki çiçek ve kızamık ile ilgili bölümler makalenin yazarı tarafından Arapçadan Türkçeye çevrilmiştir. Çevirisi yapılan bu bölümler yazının bulgular Bölümünde sunulmuş ve elde edilen bilgiler dönemin literatürü eşliğinde Tartışma bölümünde değerlendirilmiştir. Bulgular: ʿAlī b. el-ʿAbbās Kāmilu’ṣ-ṣınāʿati’ṭ-ṭıbbiyye’de çiçek hastalığını iki kısımda ele almış, tıbbın teorik bölümlerini ele aldığı I. kitabının VIII. makalesinin 14. bölümünde çiçek hastalığının niteliği, sebepleri ve belirtileri hakkında bilgi vermiş, tıbbın pratik yönünü ele aldığı II. kitabın IV. makalesinin ilk bölümünde çiçeğin ve kızamığın tedavisi hakkında açıklamalarda bulunmuş, aynı makalenin 5. bölümünde ise çiçek ve ülsere yaraların izlerinin tedavisi hakkında bilgiler vermiştir. Sonuç: ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin Kāmilu’ṣ-Sınāʿati’ṭ-Ṭıbbiyye’de çiçek ve kızamık hakkında yazdıkları, konu hakkında kendi döneminde ve öncesinde var olan bilgilerle koşutluk gösterdiği ve dönemin tıp anlayışını yansıtan humoral patoloji teorisiyle uyumlu olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, çiçek hastasıyla aynı yerde oturmak ya da çiçek hastasının yaralarından çıkan buharın solunması gibi çiçeğin ortaya çıkışı için ileri sürdüğü oldukça orijinal fikirleriyle ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin tıp tarihi açısından çiçek hastalığının ortaya çıkışında bulaşmaya işaret eden ilk yazarlardan birisi olduğunu söylemek mümkündür.
研究目的本研究旨在翻译、评估、讨论ʿAlī b. al-ʿAbbās al-Majūsī 的名著《Kāmilu'ṣ-Ṣınāʿati'ṭ-Ṭıbiyye》中有关天花和麻疹的章节,并将其补充到土耳其医学史文献中。材料和方法:Kāmilu'ṣ-ṣināʿati'ṭ-ṭıbbiyye 的阿拉伯文本中有关天花和麻疹的章节于 1294/1877 年在埃及 Būlā 印刷厂印刷,文章作者已将其从阿拉伯文翻译成土耳其文。文章的研究结果部分介绍了这些翻译章节,并在讨论部分结合当时的文献对所获得的信息进行了评估。研究结果:ʿAlī b. al-ʿAbbās 在《Kāmil al-ṣināʿati al-ṭ-ṭibbiyya 》中分两部分论述了天花;他在第一卷第八篇第 14 章中介绍了天花的性质、病因和症状,涉及医学理论部分;他在第二卷第四篇第一章中介绍了天花的性质、病因和症状,涉及医学实践方面。在《第二卷》第四篇第一部分中,他介绍了天花和麻疹的治疗方法,在同一篇文章的第五部分中,他介绍了天花疤痕和溃烂伤口的治疗方法。结论:ʿAlī b. al-ʿAbbās al-Majūsī 在《Kāmil al-Sināʿati al-Ṭıbbiyya 》中关于天花和麻疹的著作似乎与他之前和当时的知识相符,并且与体液病理学理论相一致,反映了当时的医学认识。此外,可以说ʿAlī b. al-ʿAbbās al-Majūsī 是医学史上最早指出天花的出现具有传染性的作者之一,他对天花的出现提出了极具独创性的观点,如与天花患者坐在同一个地方或吸入天花患者伤口的蒸汽。
{"title":"On Smallpox and Measles according to works of the Islamic world in the Middle Ages-Golden Age-I: Kāmil al-Ṣınāʿa al-Ṭibbiyya","authors":"A. Acıduman","doi":"10.31020/mutftd.1397072","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1397072","url":null,"abstract":"Amaç: Orta Çağ’da İslam dünyasında “Altın Çağ” olarak adlandırılan dönemde kaleme alınmış eserlerde yer alan çiçek ve kızamık hakkındaki bölümlerin Türkçeye çevrilmesi, değerlendirilmesi, tartışılması ve Türk tıp tarihi literatürüne kazandırılmasının amaçlandığı bu çalışmada ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin ünlü eseri Kāmilu’ṣ-Ṣınāʿati’ṭ-Ṭıbbiyye’nin çiçek ve kızamık üzerine yazılmış bölümleri incelenmiştir. \u0000Gereç ve Yöntem: Kāmilu’ṣ-ṣınāʿati’ṭ-ṭıbbiyye’nin 1294/1877 yılında Mısır’da Būlāḳ Matbaasında basılmış olan Arapça nüshasındaki çiçek ve kızamık ile ilgili bölümler makalenin yazarı tarafından Arapçadan Türkçeye çevrilmiştir. Çevirisi yapılan bu bölümler yazının bulgular Bölümünde sunulmuş ve elde edilen bilgiler dönemin literatürü eşliğinde Tartışma bölümünde değerlendirilmiştir. \u0000Bulgular: ʿAlī b. el-ʿAbbās Kāmilu’ṣ-ṣınāʿati’ṭ-ṭıbbiyye’de çiçek hastalığını iki kısımda ele almış, tıbbın teorik bölümlerini ele aldığı I. kitabının VIII. makalesinin 14. bölümünde çiçek hastalığının niteliği, sebepleri ve belirtileri hakkında bilgi vermiş, tıbbın pratik yönünü ele aldığı II. kitabın IV. makalesinin ilk bölümünde çiçeğin ve kızamığın tedavisi hakkında açıklamalarda bulunmuş, aynı makalenin 5. bölümünde ise çiçek ve ülsere yaraların izlerinin tedavisi hakkında bilgiler vermiştir. \u0000Sonuç: ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin Kāmilu’ṣ-Sınāʿati’ṭ-Ṭıbbiyye’de çiçek ve kızamık hakkında yazdıkları, konu hakkında kendi döneminde ve öncesinde var olan bilgilerle koşutluk gösterdiği ve dönemin tıp anlayışını yansıtan humoral patoloji teorisiyle uyumlu olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, çiçek hastasıyla aynı yerde oturmak ya da çiçek hastasının yaralarından çıkan buharın solunması gibi çiçeğin ortaya çıkışı için ileri sürdüğü oldukça orijinal fikirleriyle ʿAlī b. el-ʿAbbās el-Mecūsī’nin tıp tarihi açısından çiçek hastalığının ortaya çıkışında bulaşmaya işaret eden ilk yazarlardan birisi olduğunu söylemek mümkündür.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"91 19","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139606103","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Alican Bi̇lden, Fatih Çakır, M. Ci̇cek, Merve Kahraman, Ömer Karakamiş
Amaç: Hirudoterapi veya tıbbi sülük kullanımı, tarihten bu yana dünyanın farklı kültürlerinde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmış iken, günümüzde özellikle mikro cerrahi ve plastik cerrahi uygulamalarında modern tedaviyi destekleyici bir yöntem olarak tercih edilmektedir. Bu çalışmada; Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli ve çoğunluğu hekim olan öğretim elemanlarının hirudoterapiye bakış açılarını, bilgi ve farkındalık düzeylerini ortaya koymak ve hekimlerin hirudoterapi uygulamaları ile ilgili bilgi ve farkındalık düzeylerini arttırmak amaçlandı. Yöntem: Araştırma kesitsel tipte olup, 1-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında Tıp Faküktesi’nde görevli 178 öğretim elemanının tamamına ulaşılması hedeflendi, ancak sadece 110’nuna (%61,9) ulaşılabildi. Veriler; yüz yüze veya telefon ile görüşme yapılarak ve anket formu kullanılarak toplandı. Bulgular: Öğretim elemanlarının 65’i (%59,1) erkek, 45’i (%40,9) ise kadındı. Katılımcıların 62’si (%56,4) dahili bilimler, 17’is (%15,5) cerrahi bilimler ve 31’i (%28,1) temel bilimlerde olup, 90’ı (%81,8) doktor öğretim üyesi (Dr. Öğr. Üyesi) veya araştırma görevlisi, 20’si (%18,2) ise profesör veya doçent idi. Katılımcıların 79’unu (%71,8) tıp fakültesi mezunu öğretim elemanları oluşturmaktaydı. Ek olarak, katılımcıların 21’i (%19,1) hayatında hiç sülük görmemiş, 15’i (%13,6) ise “Hirudoterapi” kelimesini hiç duymamışken, 48’i (%43,6) sülüklerden korkmakta veya tiksinmekteydi . Sonuç: Bu araştırma anketine katılan profesör, doçent, doktor öğretim üyesi ve araştırma görevlilerinin büyük çoğunluğunun hirudoterapinin ne olduğu, hangi hastalara uygulandığı ve/veya uygulanmadığı ile ilgili bilgi ve farkındalık düzeylerinin oldukça düşük olduğu, bu sebeple hirudoterapiye güvenmedikleri istatistiksel olarak tespit edildi. Hirudoterapi ile ilgili daha fazla bilimsel çalışmaların yapılması ve tıp eğitim müfretadına bu tedavi yönteminin dahil edilmesi hekimlerin farkındalık düzeylerini artıracaktır.
{"title":"Investigation of the Perspectives of Medical Faculty Academic Staff on Hirudotherapy","authors":"Alican Bi̇lden, Fatih Çakır, M. Ci̇cek, Merve Kahraman, Ömer Karakamiş","doi":"10.31020/mutftd.1395365","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1395365","url":null,"abstract":"Amaç: Hirudoterapi veya tıbbi sülük kullanımı, tarihten bu yana dünyanın farklı kültürlerinde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmış iken, günümüzde özellikle mikro cerrahi ve plastik cerrahi uygulamalarında modern tedaviyi destekleyici bir yöntem olarak tercih edilmektedir. Bu çalışmada; Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli ve çoğunluğu hekim olan öğretim elemanlarının hirudoterapiye bakış açılarını, bilgi ve farkındalık düzeylerini ortaya koymak ve hekimlerin hirudoterapi uygulamaları ile ilgili bilgi ve farkındalık düzeylerini arttırmak amaçlandı. \u0000Yöntem: Araştırma kesitsel tipte olup, 1-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında Tıp Faküktesi’nde görevli 178 öğretim elemanının tamamına ulaşılması hedeflendi, ancak sadece 110’nuna (%61,9) ulaşılabildi. Veriler; yüz yüze veya telefon ile görüşme yapılarak ve anket formu kullanılarak toplandı. \u0000Bulgular: Öğretim elemanlarının 65’i (%59,1) erkek, 45’i (%40,9) ise kadındı. Katılımcıların 62’si (%56,4) dahili bilimler, 17’is (%15,5) cerrahi bilimler ve 31’i (%28,1) temel bilimlerde olup, 90’ı (%81,8) doktor öğretim üyesi (Dr. Öğr. Üyesi) veya araştırma görevlisi, 20’si (%18,2) ise profesör veya doçent idi. Katılımcıların 79’unu (%71,8) tıp fakültesi mezunu öğretim elemanları oluşturmaktaydı. Ek olarak, katılımcıların 21’i (%19,1) hayatında hiç sülük görmemiş, 15’i (%13,6) ise “Hirudoterapi” kelimesini hiç duymamışken, 48’i (%43,6) sülüklerden korkmakta veya tiksinmekteydi . \u0000Sonuç: Bu araştırma anketine katılan profesör, doçent, doktor öğretim üyesi ve araştırma görevlilerinin büyük çoğunluğunun hirudoterapinin ne olduğu, hangi hastalara uygulandığı ve/veya uygulanmadığı ile ilgili bilgi ve farkındalık düzeylerinin oldukça düşük olduğu, bu sebeple hirudoterapiye güvenmedikleri istatistiksel olarak tespit edildi. Hirudoterapi ile ilgili daha fazla bilimsel çalışmaların yapılması ve tıp eğitim müfretadına bu tedavi yönteminin dahil edilmesi hekimlerin farkındalık düzeylerini artıracaktır.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"28 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139527147","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Atatürk’ün sağlık konusundaki anlayış ve yaklaşımının Türkiye’deki hemşirelik hizmetlerinin gelişimine ve değişimine etkilerini, yazarların yorumlarıyla değerlendirmek amaçlanmıştır. Çalışmada retrospektif olarak literatür tarama yöntemi kullanılmıştır. Öncelikli olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliği, felsefi düşüncesi incelenmiştir. Atatürk’ün özellikle ulusal sağlığa yönelik görüşlerine yer verilmiştir. Bu görüşlerin Türkiye’de hemşirelik mesleğinin gelişimine etkileri değerlendirilerek derlenmiştir. Atatürk’ün aydınlanma felsefesine yönelik düşünceleri ve eylemleri Türkiye’de devrim niteliğinde değişimlere öncülük etmiştir. Eğitim ve sağlık alanları bu devrimlerden en fazla etkilenen iki alan olmuştur. Hızlı bir çağdaşlaşma süreci ile ülkenin sağlık sorunları giderilmeye çalışılırken, sağlık insan gücü eğitimi de hızlanmıştır. Hemşirelik bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan meslek olarak değerlendirilmiş ve nitelikli hemşireler yetiştirmek üzere gerekli çabalar gösterilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında başlayan yenileşme ve değişim akımı, hız kesmeden sonraki yıllarda da devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Sonuç olarak, bugün Türkiye’de çağdaş hemşirelerin eğitim süreçlerindeki değişimlerin Atatürk’ün felsefi ve yenilikçi düşüncelerinden etkilendiği bir gerçektir. Bu bağlamda ülkemizde hemşirelerin Atatürk’ün öğreti, anlayış ve beklentileri doğrultusunda bilimsel yönü güçlü ve hümanist yaklaşımla görevlerini yerine getirdiklerini söylemek olanaklıdır.
{"title":"Atatürk’ün Sağlık Anlayışının Türk Hemşireliğindeki Yansımaları","authors":"S. Torun, Osman Bi̇lgi̇n","doi":"10.31020/mutftd.1397774","DOIUrl":"https://doi.org/10.31020/mutftd.1397774","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Atatürk’ün sağlık konusundaki anlayış ve yaklaşımının Türkiye’deki hemşirelik hizmetlerinin gelişimine ve değişimine etkilerini, yazarların yorumlarıyla değerlendirmek amaçlanmıştır. \u0000Çalışmada retrospektif olarak literatür tarama yöntemi kullanılmıştır. Öncelikli olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliği, felsefi düşüncesi incelenmiştir. Atatürk’ün özellikle ulusal sağlığa yönelik görüşlerine yer verilmiştir. Bu görüşlerin Türkiye’de hemşirelik mesleğinin gelişimine etkileri değerlendirilerek derlenmiştir. \u0000Atatürk’ün aydınlanma felsefesine yönelik düşünceleri ve eylemleri Türkiye’de devrim niteliğinde değişimlere öncülük etmiştir. Eğitim ve sağlık alanları bu devrimlerden en fazla etkilenen iki alan olmuştur. Hızlı bir çağdaşlaşma süreci ile ülkenin sağlık sorunları giderilmeye çalışılırken, sağlık insan gücü eğitimi de hızlanmıştır. Hemşirelik bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan meslek olarak değerlendirilmiş ve nitelikli hemşireler yetiştirmek üzere gerekli çabalar gösterilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında başlayan yenileşme ve değişim akımı, hız kesmeden sonraki yıllarda da devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir. \u0000Sonuç olarak, bugün Türkiye’de çağdaş hemşirelerin eğitim süreçlerindeki değişimlerin Atatürk’ün felsefi ve yenilikçi düşüncelerinden etkilendiği bir gerçektir. Bu bağlamda ülkemizde hemşirelerin Atatürk’ün öğreti, anlayış ve beklentileri doğrultusunda bilimsel yönü güçlü ve hümanist yaklaşımla görevlerini yerine getirdiklerini söylemek olanaklıdır.","PeriodicalId":508552,"journal":{"name":"Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi","volume":"61 18","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139527026","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}