首页 > 最新文献

Adversity and resilience science最新文献

英文 中文
Türkiye’de İtfaiye Teşkilatlarının Yangınla Mücadelesindeki Teşkilat Kültürü
Pub Date : 2022-12-26 DOI: 10.32569/resilience.1213669
Orkan Tataroğlu, H. Altundağ
Ateşin kontrol edilemez gücü can ve mal kayıpları yaşamalarına sebep olmaktadır. Bu yüzden ateşin kontrol altına alınması ve olası yangınların önüne geçilebilmesi için itfaiyecilik teşkilatlanmalarının kurulması ve gelişmesi söz konusu olmuştur. Roma imparatorluğuyla beraber ilk adımları atılan ve hayatımıza giren itfaiye terimi günümüze kadar gelişim göstermiştir. Tüm dünya ülkelerinin ortak bir sorunu olan ve önüne geçilmesi gereken bir durum olan yangınlar ise Roma imparatorluğunun ortaya attığı bu itfaiyecilik hareketlerini geliştirerek, kendi ülkelerine uyarlamayı başarmışlardır. Osmanlı devleti dönemiyle beraber ilk adımları atılan itfaiye teşkilatlanması öncesinde, yangınlar halkın kendi çabaları tarafından yürütülen bir süreç halinde kendini göstermiştir. 18. Yüzyıla gelindiğinde ise ilk olarak tulumbacılar tarafından yangınlara müdahale edilmeye başlanmıştır. Sonralarda ise bu yapılanma kendini sürekli yenilemiş ve geliştirmiştir.
{"title":"Türkiye’de İtfaiye Teşkilatlarının Yangınla Mücadelesindeki Teşkilat Kültürü","authors":"Orkan Tataroğlu, H. Altundağ","doi":"10.32569/resilience.1213669","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1213669","url":null,"abstract":"Ateşin kontrol edilemez gücü can ve mal kayıpları yaşamalarına sebep olmaktadır. Bu yüzden ateşin kontrol altına alınması ve olası yangınların önüne geçilebilmesi için itfaiyecilik teşkilatlanmalarının kurulması ve gelişmesi söz konusu olmuştur. Roma imparatorluğuyla beraber ilk adımları atılan ve hayatımıza giren itfaiye terimi günümüze kadar gelişim göstermiştir. Tüm dünya ülkelerinin ortak bir sorunu olan ve önüne geçilmesi gereken bir durum olan yangınlar ise Roma imparatorluğunun ortaya attığı bu itfaiyecilik hareketlerini geliştirerek, kendi ülkelerine uyarlamayı başarmışlardır. Osmanlı devleti dönemiyle beraber ilk adımları atılan itfaiye teşkilatlanması öncesinde, yangınlar halkın kendi çabaları tarafından yürütülen bir süreç halinde kendini göstermiştir. 18. Yüzyıla gelindiğinde ise ilk olarak tulumbacılar tarafından yangınlara müdahale edilmeye başlanmıştır. Sonralarda ise bu yapılanma kendini sürekli yenilemiş ve geliştirmiştir.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74726014","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
“It’s Always About Sharing, and Caring, and Loving, and Giving”: Decolonized and Transcendent Indigenist Foodways Fostering Health and Resilience “它总是关于分享、关心、爱和给予”:去殖民化和超越的Indigenist Foodways培养健康和韧性
Pub Date : 2022-12-26 DOI: 10.1007/s42844-022-00086-6
Catherine E. McKinley, Karina L. Walters

Centuries of historical oppression have targeted and undermined Indigenous foodways, which fundamentally disrupts the culture and wellness, yet decolonized, resilient, and transcendent Indigenist practices persist. The purpose of this research was to use the framework of historical oppression, resilience, and transcendence (FHORT) to understand foodway practices among Indigenous peoples. Given a limited understanding of how foodways may promote health and wellness, the focal research questions for this critical ethnographic inquiry were as follows: (a) How do participants describe Indigenist foodways? (b) How do Indigenist foodways reflect decolonized values and practices? and (c) How may Indigenist foodways be promotive for health and wellness? Data were drawn from 31 participants across a rural, reservation-based Southeast (SE) region and an urban Northwest (NW) region. Reconstructive data analysis revealed the following emergent themes: (a) Indigenous Values of Generosity Expressed Through Foodways: “It’s Always About Sharing, and Caring, and Loving, and Giving”; (b) Gardening, Subsistence, and Food Sharing: “You Bring Enough for Everybody to Share”; and (c) Decolonized Feasts and Foodways: “Everybody Pitch in and Help as Much as They Can.” Despite centuries of historical oppression, participants reported decolonized values, worldviews, and foodways that reflected unity, cooperation, sharing, and social cohesion and caring, which were promotive factors for family resilience, health, and cultural identification. This research provides promising pathways about how Indigenist foodways remain salient in daily and cultural life, reflect decolonized values and practices, and may be promotive for health and wellness within the natural world.

几个世纪的历史压迫针对并破坏了土著的饮食方式,这从根本上扰乱了文化和健康,但非殖民化、有韧性和超越性的土著主义做法仍然存在。本研究的目的是利用历史压迫、韧性和超越(FHORT)的框架来了解土著人民的饮食习惯。鉴于对饮食方式如何促进健康的理解有限,这项关键的民族志调查的重点研究问题如下:(a)参与者如何描述靛蓝主义饮食方式?(b) Indigenist饮食方式如何反映非殖民化的价值观和实践?以及(c)Indigenist美食如何促进健康?数据来自东南部农村地区和西北部城市地区的31名参与者。重建数据分析揭示了以下新兴主题:(a)通过食物表达的慷慨的土著价值观:“这总是关于分享、关心、爱和给予”;(b) 园艺、生计和食物共享:“你带来的足够让每个人分享”;以及(c)非殖民化的盛宴和美食:“每个人都尽其所能参与并提供帮助。”尽管经历了几个世纪的历史压迫,但参与者报告称,非殖民化的价值观、世界观和美食方式反映了团结、合作、共享、社会凝聚力和关怀,这些都是促进家庭韧性、健康和文化认同的因素。这项研究为靛蓝主义饮食方式如何在日常和文化生活中保持突出地位,反映非殖民化的价值观和实践,并可能促进自然世界中的健康提供了有希望的途径。
{"title":"“It’s Always About Sharing, and Caring, and Loving, and Giving”: Decolonized and Transcendent Indigenist Foodways Fostering Health and Resilience","authors":"Catherine E. McKinley,&nbsp;Karina L. Walters","doi":"10.1007/s42844-022-00086-6","DOIUrl":"10.1007/s42844-022-00086-6","url":null,"abstract":"<div><p>Centuries of historical oppression have targeted and undermined Indigenous foodways, which fundamentally disrupts the culture and wellness, yet decolonized, resilient, and transcendent Indigenist practices persist. The purpose of this research was to use the framework of historical oppression, resilience, and transcendence (FHORT) to understand foodway practices among Indigenous peoples. Given a limited understanding of how foodways may promote health and wellness, the focal research questions for this critical ethnographic inquiry were as follows: (a) How do participants describe Indigenist foodways? (b) How do Indigenist foodways reflect decolonized values and practices? and (c) How may Indigenist foodways be promotive for health and wellness? Data were drawn from 31 participants across a rural, reservation-based Southeast (SE) region and an urban Northwest (NW) region. Reconstructive data analysis revealed the following emergent themes: (a) <i>Indigenous Values of Generosity Expressed Through Foodways: “It’s Always About Sharing, and Caring, and Loving, and Giving”</i>; (b) <i>Gardening, Subsistence, and Food Sharing: “You Bring Enough for Everybody to Share”</i>; and (c) <i>Decolonized Feasts and Foodways: “Everybody Pitch in and Help as Much as They Can.”</i> Despite centuries of historical oppression, participants reported decolonized values, worldviews, and foodways that reflected unity, cooperation, sharing, and social cohesion and caring, which were promotive factors for family resilience, health, and cultural identification. This research provides promising pathways about how Indigenist foodways remain salient in daily and cultural life, reflect decolonized values and practices, and may be promotive for health and wellness within the natural world.</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC10153538/pdf/nihms-1861184.pdf","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"9479326","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"OA","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
TÜRK İTFAİYE TEŞKİLATLARINDA TEMİZ HAVA SOLUNUM CİHAZLARI KULLANIMI GENEL BAKIMI VE DOLUMU
Pub Date : 2022-12-26 DOI: 10.32569/resilience.1215394
Hacı Ahmet Kirtaş, H. Altundağ
Yangın müdahale personelleri ve madenciler başta olmak üzere; çalışma alanında zehirli gazlar ile karşılaşıp bu riskli durumlarda çalışmak zorunda olan birçok meslek dalı bulunmaktadır. Özellikle kapalı alanlarda çıkan ve ısıdan etkilenen malzemelerin sıcaklıktan buharlaşması, zehirli gazları ortama yayacağı gibi müdahale edilmemesi durumunda parlama/patlamaya aşamasına kadar gidecek büyük hasarlara yol açacağı da bilinmektedir. Zaman içerisinde gelişen teknoloji ile itfaiyecilerin yangından kaynaklı oluşan dumanlı (zehirli gazlar) bölgelerde rahat nefes alması, Afet, Kurtarma ve KBRN gibi yüksek tehlikeli işlerin müdahalesinde nefes alma ihtiyacını karşılayabilecek temiz hava solunum setlerine bağlıdır. Bu cihazlar normal atmosferde serbest halde dolaşan oksijenin basınç altında depolanması ile istenildiği zaman kullanılabilen teknolojik araçlardır. Yaptığımız bu çalışma da Temiz hava solunum cihazları hakkında araştırma yapılarak işletmelerdeki benzer cihazların özellikleri ve kullanım durumları ile ilgili Türkiye deki itfaiye teşkilatlarına e-anket yöntemi ile 9 soruluk bir araştırma çalışması yapılmış, 239 itfaiye personelinin katılımı ile birçok farklı itfaiye teşkilatından alınan cevaplar istatistiksel olarak yorumlanmıştır. Çalışmanın sonunda itfaiye teşkilatında çalışan yangın müdahale personellerinin kullanmakta olduğu temiz hava solunum cihazlarının kişisel olmadığı, dolum esnasında güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğu, dolum/bakımların zamanında yapılmadığı, hijyen konularında eksikliklerin olduğu ve bulaşıcı hastalıklara karşı önlem alınmadığı gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.
{"title":"TÜRK İTFAİYE TEŞKİLATLARINDA TEMİZ HAVA SOLUNUM CİHAZLARI KULLANIMI GENEL BAKIMI VE DOLUMU","authors":"Hacı Ahmet Kirtaş, H. Altundağ","doi":"10.32569/resilience.1215394","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1215394","url":null,"abstract":"Yangın müdahale personelleri ve madenciler başta olmak üzere; çalışma alanında zehirli gazlar ile karşılaşıp bu riskli durumlarda çalışmak zorunda olan birçok meslek dalı bulunmaktadır. Özellikle kapalı alanlarda çıkan ve ısıdan etkilenen malzemelerin sıcaklıktan buharlaşması, zehirli gazları ortama yayacağı gibi müdahale edilmemesi durumunda parlama/patlamaya aşamasına kadar gidecek büyük hasarlara yol açacağı da bilinmektedir. Zaman içerisinde gelişen teknoloji ile itfaiyecilerin yangından kaynaklı oluşan dumanlı (zehirli gazlar) bölgelerde rahat nefes alması, Afet, Kurtarma ve KBRN gibi yüksek tehlikeli işlerin müdahalesinde nefes alma ihtiyacını karşılayabilecek temiz hava solunum setlerine bağlıdır. Bu cihazlar normal atmosferde serbest halde dolaşan oksijenin basınç altında depolanması ile istenildiği zaman kullanılabilen teknolojik araçlardır. Yaptığımız bu çalışma da Temiz hava solunum cihazları hakkında araştırma yapılarak işletmelerdeki benzer cihazların özellikleri ve kullanım durumları ile ilgili Türkiye deki itfaiye teşkilatlarına e-anket yöntemi ile 9 soruluk bir araştırma çalışması yapılmış, 239 itfaiye personelinin katılımı ile birçok farklı itfaiye teşkilatından alınan cevaplar istatistiksel olarak yorumlanmıştır. Çalışmanın sonunda itfaiye teşkilatında çalışan yangın müdahale personellerinin kullanmakta olduğu temiz hava solunum cihazlarının kişisel olmadığı, dolum esnasında güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğu, dolum/bakımların zamanında yapılmadığı, hijyen konularında eksikliklerin olduğu ve bulaşıcı hastalıklara karşı önlem alınmadığı gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83043703","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
DEĞİŞEN İKLİMDE AŞIRI HAVA OLAYLARININ İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDE ÇOK BOYUTLU ETKİLERİ VE İKLİMSEL RİSKLERİN VEKTÖREL HASTALIKLAR ÖZELİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ
Pub Date : 2022-12-22 DOI: 10.32569/resilience.1170555
Yağmur Akverdi̇
The impacts and risks of climate change can directly and indirectly affect human health in the short or long term. Extreme temperatures can cause cardiovascular diseases, respiratory disorders and mental problems, as well as directly lead to death. While drought indirectly affects human health in terms of food and water security risks, sudden extreme weather events such as floods and hurricanes give rise to significant loss of life and become the source of various mental problems for individuals who have lost their relatives. Floods are also known to indirectly limit access to safe water and cause water-borne diseases, in addition to their direct physical effects. On the other hand, changes in temperature and precipitation regime bring on the spatial expansion of vector-borne diseases and an increase in the number of infected people through the migration of many living things. Considering these developments, diseases appeared by climate change were investigated in general dimensions in the study and specific vector-borne diseases were examined in detail and the climatic risks causing these diseases were evaluated. The study also investigated the health effects of climate change in Turkey within the scope of near and medium-term projections and diseases arising due to current climate changes. In addition, within the scope of climate change, nations’ health vulnerability and health system adaptation assessments are also included. As a result of the research, it has been found that with the increasing duration, frequency and severity of extreme weather events, there will be an increase in diseases posing a risk to human health and the size of their effects. Another finding is that vectors whose habitats expand and migrate with climate change and extreme weather events will pose a great risk for human health. In the study, it was concluded that in the long term, the risks that extreme weather events may pose in terms of water and food security may increase the number of regions and the human population where diseases caused by hunger, malnutrition and inadequate sanitation are already seen. In this context, based on studies dealing with the level of exposure to extreme weather events and potential risks, it can be expected that ideal climate conditions in which many vectors can live in the future, and an increase in vectorial diseases can be expected.
气候变化的影响和风险可在短期或长期内直接和间接地影响人类健康。极端温度会导致心血管疾病、呼吸系统疾病和精神问题,并直接导致死亡。干旱在粮食和水安全风险方面间接影响人类健康,而突发的极端天气事件,如洪水和飓风,造成重大生命损失,并成为失去亲人的人各种精神问题的根源。众所周知,洪水除了对身体产生直接影响外,还会间接限制人们获得安全用水,并导致水媒疾病。另一方面,温度和降水制度的变化使病媒传播疾病的空间扩大,并通过许多生物的迁移使感染人数增加。考虑到这些发展,本研究从总体上调查了气候变化引起的疾病,详细审查了具体的病媒传播疾病,并评估了导致这些疾病的气候风险。该研究还调查了土耳其近期和中期预测范围内气候变化对健康的影响以及当前气候变化引起的疾病。此外,在气候变化范围内,还包括各国的健康脆弱性和卫生系统适应评估。研究结果发现,随着极端天气事件的持续时间、频率和严重程度的增加,对人类健康构成风险的疾病及其影响的规模将会增加。另一项发现是,随着气候变化和极端天气事件,其栖息地扩大和迁移的病媒将对人类健康构成巨大风险。在这项研究中得出的结论是,从长远来看,极端天气事件可能对水和粮食安全造成的风险可能会增加已经出现由饥饿、营养不良和卫生设施不足引起的疾病的地区和人口数量。在这方面,根据有关极端天气事件和潜在风险暴露程度的研究,可以预期,未来将出现许多病媒能够生存的理想气候条件,病媒疾病也将增加。
{"title":"DEĞİŞEN İKLİMDE AŞIRI HAVA OLAYLARININ İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDE ÇOK BOYUTLU ETKİLERİ VE İKLİMSEL RİSKLERİN VEKTÖREL HASTALIKLAR ÖZELİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Yağmur Akverdi̇","doi":"10.32569/resilience.1170555","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1170555","url":null,"abstract":"The impacts and risks of climate change can directly and indirectly affect human health in the short or long term. Extreme temperatures can cause cardiovascular diseases, respiratory disorders and mental problems, as well as directly lead to death. While drought indirectly affects human health in terms of food and water security risks, sudden extreme weather events such as floods and hurricanes give rise to significant loss of life and become the source of various mental problems for individuals who have lost their relatives. Floods are also known to indirectly limit access to safe water and cause water-borne diseases, in addition to their direct physical effects. On the other hand, changes in temperature and precipitation regime bring on the spatial expansion of vector-borne diseases and an increase in the number of infected people through the migration of many living things. Considering these developments, diseases appeared by climate change were investigated in general dimensions in the study and specific vector-borne diseases were examined in detail and the climatic risks causing these diseases were evaluated. The study also investigated the health effects of climate change in Turkey within the scope of near and medium-term projections and diseases arising due to current climate changes. In addition, within the scope of climate change, nations’ health vulnerability and health system adaptation assessments are also included. As a result of the research, it has been found that with the increasing duration, frequency and severity of extreme weather events, there will be an increase in diseases posing a risk to human health and the size of their effects. Another finding is that vectors whose habitats expand and migrate with climate change and extreme weather events will pose a great risk for human health. In the study, it was concluded that in the long term, the risks that extreme weather events may pose in terms of water and food security may increase the number of regions and the human population where diseases caused by hunger, malnutrition and inadequate sanitation are already seen. In this context, based on studies dealing with the level of exposure to extreme weather events and potential risks, it can be expected that ideal climate conditions in which many vectors can live in the future, and an increase in vectorial diseases can be expected.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80169879","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Depremler Açısından Van Kent Merkezinin Sosyal ve Ekonomik Zarargörebilirliği
Pub Date : 2022-12-21 DOI: 10.32569/resilience.1195145
Mehmet Baki Bi̇li̇k
Van kent merkezini oluşturan Tuşba, İpekyolu ve Edremit ilçelerinin deprem tehlikelerine karşı sosyal ve ekonomik zarargörebilirliğini ele alan bu araştırma, yerel ve ulusal kaynaklardan elde edilmiş verilere dayanmaktadır. Geçmişte birçok depreme maruz kalmış ve bu depremlerde büyük kayıplar vermiş Van ilinin gelecekte de benzer yıkıcı depremlere maruz kalacağını gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Sismik aktivitenin yoğun olduğu bir yerleşkeye kurulmuş olan kentin olası depremlere karşı her an hazır olması gerekmektedir. Araştırma kapsamında kentin zarargörebilirliğini etkileyen değişkenler uzman görüşleri etrafında belirlenmiştir. Bu değişkenlerle ilgili veriler yerel ve ulusal kaynaklardan elde edilmiştir. Ardından söz konusu veriler sayısallaştırılarak CBS/GIS programına aktarılmış ve kent merkezinin zarargörebilirlik harita ve tabloları oluşturulmuştur. Kent merkezini oluşturan 37 mahallede ikamet eden nüfusun sosyal ve ekonomik özelliklerini ortaya koyan araştırma geliştirdiği ölçek üzerinden kentin zarargörebilir yönlerini ortaya koymaktadır. Benzer araştırmalardan farklı olarak zarargörebilir unsurların kent coğrafyasına dağılımını gösteren araştırma, kent merkezinin hangi açıdan ne düzeyde zarargörebilir olduğunu açıklamaktadır. Yapılan tespitler kentin düşük eğitim özellikleri, hassas nüfus grupları ve yoksul kesimleri itibariyle zarargörebilir olduğunu göstermektedir. Özellikle okuryazar olmayan nüfus grupları, afetlerden sakınım konusunda farkındalık düzeyini olumsuz etkilemektedir. Benzer şekilde kalabalık hane nüfusu ile işsiz ve niteliksiz kadınların yoğunluğu kentin zarargörebilirliğini arttırmaktadır. Güvencesiz yaşlı nüfus ile yoğun çocuk nüfusu kenti sosyal kırılganlığını arttırmaktadır. Öte taraftan kentin ekonomik özellikleriyle de kırılgan olduğu gözlenmiştir. Nüfusun %26 (123.087) ’sı çeşitli biçimlerde vakıflardan yardım almaktadırlar. Yine vakıf verilerinden hareketle 44.360 hane ekonomik açıdan çok zayıf, zayıf veya normal kategoride olduğu gözlenmiştir. Gelir özellikleri açısından Türkiye’yi gerilerden takip eden Van Kentinde özellikle 8.273 çok zayıf veya zayıf hane mevcut halleriyle afet olmadan afet koşullarını yaşamaktadırlar. Nihayetinde birçok farklı gösterge üzerinden yapılan analizlerde Van kent merkezinin sosyal ve ekonomik açıdan kırılgan olduğu tespit edilmiştir. Kent merkezinin sosyal ve ekonomik zarargörebilirliği merkez mahallelerden çevre mahallelere doğru gittikçe artmaktadır.
{"title":"Depremler Açısından Van Kent Merkezinin Sosyal ve Ekonomik Zarargörebilirliği","authors":"Mehmet Baki Bi̇li̇k","doi":"10.32569/resilience.1195145","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1195145","url":null,"abstract":"Van kent merkezini oluşturan Tuşba, İpekyolu ve Edremit ilçelerinin deprem tehlikelerine karşı sosyal ve ekonomik zarargörebilirliğini ele alan bu araştırma, yerel ve ulusal kaynaklardan elde edilmiş verilere dayanmaktadır. Geçmişte birçok depreme maruz kalmış ve bu depremlerde büyük kayıplar vermiş Van ilinin gelecekte de benzer yıkıcı depremlere maruz kalacağını gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Sismik aktivitenin yoğun olduğu bir yerleşkeye kurulmuş olan kentin olası depremlere karşı her an hazır olması gerekmektedir. Araştırma kapsamında kentin zarargörebilirliğini etkileyen değişkenler uzman görüşleri etrafında belirlenmiştir. Bu değişkenlerle ilgili veriler yerel ve ulusal kaynaklardan elde edilmiştir. Ardından söz konusu veriler sayısallaştırılarak CBS/GIS programına aktarılmış ve kent merkezinin zarargörebilirlik harita ve tabloları oluşturulmuştur. Kent merkezini oluşturan 37 mahallede ikamet eden nüfusun sosyal ve ekonomik özelliklerini ortaya koyan araştırma geliştirdiği ölçek üzerinden kentin zarargörebilir yönlerini ortaya koymaktadır. Benzer araştırmalardan farklı olarak zarargörebilir unsurların kent coğrafyasına dağılımını gösteren araştırma, kent merkezinin hangi açıdan ne düzeyde zarargörebilir olduğunu açıklamaktadır. \u0000 \u0000Yapılan tespitler kentin düşük eğitim özellikleri, hassas nüfus grupları ve yoksul kesimleri itibariyle zarargörebilir olduğunu göstermektedir. Özellikle okuryazar olmayan nüfus grupları, afetlerden sakınım konusunda farkındalık düzeyini olumsuz etkilemektedir. Benzer şekilde kalabalık hane nüfusu ile işsiz ve niteliksiz kadınların yoğunluğu kentin zarargörebilirliğini arttırmaktadır. Güvencesiz yaşlı nüfus ile yoğun çocuk nüfusu kenti sosyal kırılganlığını arttırmaktadır. Öte taraftan kentin ekonomik özellikleriyle de kırılgan olduğu gözlenmiştir. Nüfusun %26 (123.087) ’sı çeşitli biçimlerde vakıflardan yardım almaktadırlar. Yine vakıf verilerinden hareketle 44.360 hane ekonomik açıdan çok zayıf, zayıf veya normal kategoride olduğu gözlenmiştir. Gelir özellikleri açısından Türkiye’yi gerilerden takip eden Van Kentinde özellikle 8.273 çok zayıf veya zayıf hane mevcut halleriyle afet olmadan afet koşullarını yaşamaktadırlar. Nihayetinde birçok farklı gösterge üzerinden yapılan analizlerde Van kent merkezinin sosyal ve ekonomik açıdan kırılgan olduğu tespit edilmiştir. Kent merkezinin sosyal ve ekonomik zarargörebilirliği merkez mahallelerden çevre mahallelere doğru gittikçe artmaktadır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90451867","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Associations Between Food Skills and Resilience in Adults Ages 18 to 45 in the USA During the COVID-19 Pandemic (2020 April–June): A Brief Report 新冠肺炎大流行期间(2020年4月至6月)美国18至45岁成年人的饮食技能与复原力之间的关系:一份简短报告
Pub Date : 2022-12-20 DOI: 10.1007/s42844-022-00087-5
Savanna Phares, Andrea Irving, Maureen McCoy, Carol S. Johnston

Early in the COVID-19 pandemic, there were limited options for eating away from home, obligating many US adults to prepare foods at home, a situation that provided an opportunity to examine relationships between food skills, resilience, and coping in the initial months of the pandemic. This research surveyed a convenience sample of adults (n = 134; 18–45 years of age) from the Phoenix Metropolitan area when a “stay at home” pandemic directive was mandated in the state of AZ. The study objective was to explore how food skills correlated to resilience and whether resilience directly related to the ability to manage oneself during this time. Previously validated measures for food skills and resiliency were utilized for the online questionnaire, which also included the question, “I was able to manage myself during the Coronavirus Pandemic.” The Spearman’s rank order correlation test and a linear, stepwise regression analysis were used to examine relationships between scores. Participants scored at the 77% percentile for total food skill proficiency, and at the 84th percentile for resilience. Both total food skills and resilience were correlated to the ability to self-manage during COVID-19 (r = 0.246 and r = 0.444, respectively; p ≤ 0.004). The stepwise linear regression model retained only the food skill domain “food selection and planning” as a significant predictor of resilience (standardized coefficient, 0.278; 99% CI [− 0.056, 0.414]; p < 0.05). These data suggest that resilience and food skills factored into participants’ ability to self-manage during the COVID-19 mandate, “stay at home.”

在新冠肺炎大流行早期,外出就餐的选择有限,许多美国成年人不得不在家准备食物,这种情况为研究大流行最初几个月的饮食技能、恢复力和应对之间的关系提供了机会。这项研究调查了一个方便的成年人样本(n = 134;18–45岁),当时亚利桑那州强制执行了“待在家里”的疫情指令。该研究的目的是探索食物技能如何与恢复力相关,以及恢复力是否与这段时间的自我管理能力直接相关。在线问卷采用了先前验证过的食物技能和恢复力指标,其中还包括“我在冠状病毒大流行期间能够管理自己”的问题。Spearman的秩序相关性检验和线性逐步回归分析用于检验分数之间的关系。参与者的总食物技能熟练度得分为77%,韧性得分为84。新冠肺炎期间,总的饮食技能和恢复力与自我管理能力相关(r = 0.246和r = 0.444;p ≤ 0.004)。逐步线性回归模型仅保留了食物技能领域“食物选择和计划”作为恢复力的显著预测因子(标准化系数,0.278;99%置信区间[- 0.056,0.414];p <; 0.05)。这些数据表明,在新冠肺炎任务期间,“待在家里”,韧性和食物技能是参与者自我管理能力的一个因素
{"title":"Associations Between Food Skills and Resilience in Adults Ages 18 to 45 in the USA During the COVID-19 Pandemic (2020 April–June): A Brief Report","authors":"Savanna Phares,&nbsp;Andrea Irving,&nbsp;Maureen McCoy,&nbsp;Carol S. Johnston","doi":"10.1007/s42844-022-00087-5","DOIUrl":"10.1007/s42844-022-00087-5","url":null,"abstract":"<div><p>Early in the COVID-19 pandemic, there were limited options for eating away from home, obligating many US adults to prepare foods at home, a situation that provided an opportunity to examine relationships between food skills, resilience, and coping in the initial months of the pandemic. This research surveyed a convenience sample of adults (<i>n</i> = 134; 18–45 years of age) from the Phoenix Metropolitan area when a “stay at home” pandemic directive was mandated in the state of AZ. The study objective was to explore how food skills correlated to resilience and whether resilience directly related to the ability to manage oneself during this time. Previously validated measures for food skills and resiliency were utilized for the online questionnaire, which also included the question, “I was able to manage myself during the Coronavirus Pandemic.” The Spearman’s rank order correlation test and a linear, stepwise regression analysis were used to examine relationships between scores. Participants scored at the 77% percentile for total food skill proficiency, and at the 84th percentile for resilience. Both total food skills and resilience were correlated to the ability to self-manage during COVID-19 (<i>r</i> = 0.246 and <i>r</i> = 0.444, respectively; <i>p</i> ≤ 0.004). The stepwise linear regression model retained only the food skill domain “food selection and planning” as a significant predictor of resilience (standardized coefficient, 0.278; 99% CI [− 0.056, 0.414]; <i>p</i> &lt; 0.05). These data suggest that resilience and food skills factored into participants’ ability to self-manage during the COVID-19 mandate, “stay at home.”</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"https://link.springer.com/content/pdf/10.1007/s42844-022-00087-5.pdf","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"9408371","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"OA","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
UŞAK KENTİNDE BELİRLENEN AFET VE ACİL DURUM TOPLANMA ALANLARININ YETERLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Pub Date : 2022-12-18 DOI: 10.32569/resilience.1195076
Melike Kalkan
Türkiye konum olarak aktif fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Olası depremlere karşı uygulanması gereken planlama ilkeleri bölgede yaşayan bireylerin deprem sonrası güvenliği için önem taşınmaktadır. Bu bağlamda depremin meydana gelmesiyle birlikte afetzedelerin acil toplanma alanlarına geçmesi gerekliliği ve bu alanların yeterliliği çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Acil toplanma alanları deprem sonrasında ilk yardım hizmetlerinin kısa bir zaman içerisinde afetzedelere ulaştırılması ve afetzedelerin can güvenliğinin sağlanması açısından afet döngüsünde kritik rol oynamaktadır. Uzmanlar tarafından acil toplanma alanlarının belirlenmesi için uyulması gereken standartlar bulunmaktadır. Çalışmada acil toplanma alanlarının standartlara uygunluğu ve bölgenin kapasitesine göre yeterliliğini incelemek amacıyla Uşak kenti örnek olarak seçilmiştir. Uşak kentinde yer alan mevcut 17 mahallede toplam 43 acil toplanma alanı bulunmaktadır. Yapılan alan incelemesi sonucunda Uşak’ta yalnızca 8 mahallenin kapasiteye uygun olarak acil toplanma alanına sahip olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında acil toplanma alanları ulaşım ana başlığı altında yaya yolu ve engelli yolunun varlığı, yüksek yapılardan uzaklığı ve ana caddeye cephe alt başlıkları altından analiz edilirken; altyapı ana başlığı altında su, kanalizasyon ve elektrik alt başlıkları kapsamında ayrıntılı incelemesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda yalnızca 3 adet acil toplanma alanlarının tüm ölçütleri sağladığı tespit edilmiştir. Bu çalışma, Uşak kentinde gerçekleştirilse de her bölgenin belirlenen standartlara göre acil toplanma alanlarının yeniden gözden geçirmesi gerekliliğini savunmaktadır.
{"title":"UŞAK KENTİNDE BELİRLENEN AFET VE ACİL DURUM TOPLANMA ALANLARININ YETERLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Melike Kalkan","doi":"10.32569/resilience.1195076","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1195076","url":null,"abstract":"Türkiye konum olarak aktif fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Olası depremlere karşı uygulanması gereken planlama ilkeleri bölgede yaşayan bireylerin deprem sonrası güvenliği için önem taşınmaktadır. Bu bağlamda depremin meydana gelmesiyle birlikte afetzedelerin acil toplanma alanlarına geçmesi gerekliliği ve bu alanların yeterliliği çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Acil toplanma alanları deprem sonrasında ilk yardım hizmetlerinin kısa bir zaman içerisinde afetzedelere ulaştırılması ve afetzedelerin can güvenliğinin sağlanması açısından afet döngüsünde kritik rol oynamaktadır. Uzmanlar tarafından acil toplanma alanlarının belirlenmesi için uyulması gereken standartlar bulunmaktadır. Çalışmada acil toplanma alanlarının standartlara uygunluğu ve bölgenin kapasitesine göre yeterliliğini incelemek amacıyla Uşak kenti örnek olarak seçilmiştir. Uşak kentinde yer alan mevcut 17 mahallede toplam 43 acil toplanma alanı bulunmaktadır. Yapılan alan incelemesi sonucunda Uşak’ta yalnızca 8 mahallenin kapasiteye uygun olarak acil toplanma alanına sahip olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında acil toplanma alanları ulaşım ana başlığı altında yaya yolu ve engelli yolunun varlığı, yüksek yapılardan uzaklığı ve ana caddeye cephe alt başlıkları altından analiz edilirken; altyapı ana başlığı altında su, kanalizasyon ve elektrik alt başlıkları kapsamında ayrıntılı incelemesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda yalnızca 3 adet acil toplanma alanlarının tüm ölçütleri sağladığı tespit edilmiştir. Bu çalışma, Uşak kentinde gerçekleştirilse de her bölgenin belirlenen standartlara göre acil toplanma alanlarının yeniden gözden geçirmesi gerekliliğini savunmaktadır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86096476","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 2
Özel Gereksinimli Bireyin Ailesinde Ailenin Kendini Toparlama Gücünün Desteklenmesi: Babanın Rolü
Pub Date : 2022-12-15 DOI: 10.32569/resilience.1050653
Özden Turgut
Ailenin kendini toparlama gücü, çeşitli sınama durumları ile karşılaşan ailenin kendini onarabilmesi, iyileştirebilmesi sürecini ifade etmektedir. Özel gereksinimi olan bireyin ailesinin, birey dünyaya geldikten sonra, kendini toparlama sürecine girmesi çocuğun iyi oluşu için zorunludur. Ayrıca toplumun bu aileden beklentisi, hemen bu yeni sürece uyum sağlaması ve görevlerini yerine getirmesidir. Ailenin kendini toparlama gücünü meydana getirmesi, tüm bileşenlerinden yeterli düzeyde katkı sağlaması ile mümkündür. Bu çalışmada, genelde baba olma durumuna etki eden sosyal süreçlerin, babanın özel gereksinimli çocuk ile ilgili sorumluluklara katılımını etkileyebildiği belirtilmektedir. Bu kapsamda, sosyal etki kavramına değinilmekte, çoğu zaman sosyal süreçleri kolaylaştıran bu olgunun bazı durumlarda insan ilişkileri ve küçük grup ilişkilerinde işlevsel olmayabilen sonuçlara yol açabildiği ileri sürülmektedir. Özetle, bu çalışmada, özel gereksinimi olan bireyin babasının sürece katılımının arttırılmasının, ailenin kendini toparlama gücünü destekleyeceği ve bu amaca ulaşılmasının baba olma olgusunun detaylı biçimde ele alınmasını gerektirdiği ifade edilmektedir.
{"title":"Özel Gereksinimli Bireyin Ailesinde Ailenin Kendini Toparlama Gücünün Desteklenmesi: Babanın Rolü","authors":"Özden Turgut","doi":"10.32569/resilience.1050653","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1050653","url":null,"abstract":"Ailenin kendini toparlama gücü, çeşitli sınama durumları ile karşılaşan ailenin kendini onarabilmesi, iyileştirebilmesi sürecini ifade etmektedir. Özel gereksinimi olan bireyin ailesinin, birey dünyaya geldikten sonra, kendini toparlama sürecine girmesi çocuğun iyi oluşu için zorunludur. Ayrıca toplumun bu aileden beklentisi, hemen bu yeni sürece uyum sağlaması ve görevlerini yerine getirmesidir. Ailenin kendini toparlama gücünü meydana getirmesi, tüm bileşenlerinden yeterli düzeyde katkı sağlaması ile mümkündür. Bu çalışmada, genelde baba olma durumuna etki eden sosyal süreçlerin, babanın özel gereksinimli çocuk ile ilgili sorumluluklara katılımını etkileyebildiği belirtilmektedir. Bu kapsamda, sosyal etki kavramına değinilmekte, çoğu zaman sosyal süreçleri kolaylaştıran bu olgunun bazı durumlarda insan ilişkileri ve küçük grup ilişkilerinde işlevsel olmayabilen sonuçlara yol açabildiği ileri sürülmektedir. Özetle, bu çalışmada, özel gereksinimi olan bireyin babasının sürece katılımının arttırılmasının, ailenin kendini toparlama gücünü destekleyeceği ve bu amaca ulaşılmasının baba olma olgusunun detaylı biçimde ele alınmasını gerektirdiği ifade edilmektedir.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78052075","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Afetlerin Turizm Sektörüne Etkisi: Orman Yangınları Örneği Marmaris İlçesi (Muğla)
Pub Date : 2022-12-15 DOI: 10.32569/resilience.1211459
Merve Coşandal
Ülkemizde turizm sektörünün ülke ekonomisine katkısı oldukça fazladır. Öyle ki, farklı coğrafi koşullara sahip olan ülkemizde dört mevsime yönelik turizm faaliyetleri bulunmakta, yerli ve yabancı turistler ağırlanmaktadır. Öte yandan, yıllarca süregelen afet olaylarında yaşanan can ve mal kayıpları nedeniyle, Türkiye bir ‘afet bölgesi’ olarak nitelendirebilir. Günümüzde halen etkisi sürdüren ve her an gerçekleşebilecek olan afet olaylarının, Türkiye ekonomisinde önemli yere sahip olan turizm sektörüne olan etkisi bu çalışma ile irdelenmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda, Muğla İli Marmaris İlçesi’nde 2021 yılında gerçekleşen orman yangınlarının günümüzdeki farklı etkileri incelenmiştir. ‘Afet bölgesi’ olarak ilan edilen Marmaris İlçesi’nde konuya dair yapılan görüşmeler sonucunda, turizm sektöründe ağırlıklı olarak ekonomik kayıpların yaşandığı anlaşılmıştır. Covid-19 salgını sebebiyle yaşanan zorunlu kapanmaların ardından sektörde canlılık beklenirken, peşi sıra meydana gelen orman yangınları nedeniyle bahsi geçen alanda bölgede yaşayan ve çalışan kesimleri daha da zor sokan problemler baş göstermiştir. Bu süreçte turizm işletmelerinin yaklaşık %80’i kapanmış ve/veya küçültmeye gitmiştir. Özellikle yangın anında bölgede yaşayan nüfusun yaklaşık %75’nin tahliye edilmesiyle başlayan süreç, turizm işletmeleri için müşteri kaybı anlamına gelmekte olup, bu durumun etkilerinin günümüzde de sürdüğünü söylemek mümkündür. Öyle ki, orman yangınlarının meydana geldiği alan ve yakın çevresinin etkilenmesi sonucunda gözlenmiştir. Sezon süresinin kısalması, bölge için durumun ciddiyetini kanıtlar niteliktedir. Turizm sektörü açısından ele alınan afet olayının aslında zincirleme olarak farklı sektörleri etkilemiş olup, tedarikçi firmaların sıkıntı yaşadığı, dolayısıyla birden fazla sektörün sıkıntıya düştüğü bir diğer önemli sonuçtur. Çalışmanın konusu olan ve Marmaris İlçesi’nde yaşanan orman yangınlarının etkileri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, alana yönelik iyileştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu ve meydana gelen hasarın giderilebilmesi adına kentin tüm paydaşlarının işbirliği içinde olması gerektiği ortaya çıkmıştır. Önemle vurgulanmalıdır ki, önce afet yönetimi bilincine sahip olunmalı, sonrasında kamu ve özel sektör işbirliği ile hem kamusal alanlara yönelik önlemler alınmalı hem de işletmelere yönelik kontroller getirilerek mevcut sektörün koruma – kullanma dengesi içerisinde ayakta kalması sağlanmalıdır.
{"title":"Afetlerin Turizm Sektörüne Etkisi: Orman Yangınları Örneği Marmaris İlçesi (Muğla)","authors":"Merve Coşandal","doi":"10.32569/resilience.1211459","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1211459","url":null,"abstract":"Ülkemizde turizm sektörünün ülke ekonomisine katkısı oldukça fazladır. Öyle ki, farklı coğrafi koşullara sahip olan ülkemizde dört mevsime yönelik turizm faaliyetleri bulunmakta, yerli ve yabancı turistler ağırlanmaktadır. Öte yandan, yıllarca süregelen afet olaylarında yaşanan can ve mal kayıpları nedeniyle, Türkiye bir ‘afet bölgesi’ olarak nitelendirebilir. Günümüzde halen etkisi sürdüren ve her an gerçekleşebilecek olan afet olaylarının, Türkiye ekonomisinde önemli yere sahip olan turizm sektörüne olan etkisi bu çalışma ile irdelenmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda, Muğla İli Marmaris İlçesi’nde 2021 yılında gerçekleşen orman yangınlarının günümüzdeki farklı etkileri incelenmiştir. \u0000‘Afet bölgesi’ olarak ilan edilen Marmaris İlçesi’nde konuya dair yapılan görüşmeler sonucunda, turizm sektöründe ağırlıklı olarak ekonomik kayıpların yaşandığı anlaşılmıştır. Covid-19 salgını sebebiyle yaşanan zorunlu kapanmaların ardından sektörde canlılık beklenirken, peşi sıra meydana gelen orman yangınları nedeniyle bahsi geçen alanda bölgede yaşayan ve çalışan kesimleri daha da zor sokan problemler baş göstermiştir. Bu süreçte turizm işletmelerinin yaklaşık %80’i kapanmış ve/veya küçültmeye gitmiştir. Özellikle yangın anında bölgede yaşayan nüfusun yaklaşık %75’nin tahliye edilmesiyle başlayan süreç, turizm işletmeleri için müşteri kaybı anlamına gelmekte olup, bu durumun etkilerinin günümüzde de sürdüğünü söylemek mümkündür. Öyle ki, orman yangınlarının meydana geldiği alan ve yakın çevresinin etkilenmesi sonucunda gözlenmiştir. Sezon süresinin kısalması, bölge için durumun ciddiyetini kanıtlar niteliktedir. Turizm sektörü açısından ele alınan afet olayının aslında zincirleme olarak farklı sektörleri etkilemiş olup, tedarikçi firmaların sıkıntı yaşadığı, dolayısıyla birden fazla sektörün sıkıntıya düştüğü bir diğer önemli sonuçtur. \u0000Çalışmanın konusu olan ve Marmaris İlçesi’nde yaşanan orman yangınlarının etkileri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, alana yönelik iyileştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu ve meydana gelen hasarın giderilebilmesi adına kentin tüm paydaşlarının işbirliği içinde olması gerektiği ortaya çıkmıştır. Önemle vurgulanmalıdır ki, önce afet yönetimi bilincine sahip olunmalı, sonrasında kamu ve özel sektör işbirliği ile hem kamusal alanlara yönelik önlemler alınmalı hem de işletmelere yönelik kontroller getirilerek mevcut sektörün koruma – kullanma dengesi içerisinde ayakta kalması sağlanmalıdır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84855885","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
Parenting in the Context of Adversity: Investigating Buffering Effects of Positive Relationships and Community Connections 逆境背景下的养育:积极关系和社区联系的缓冲效应研究
Pub Date : 2022-12-06 DOI: 10.1007/s42844-022-00085-7
M. Easterbrooks, Rachel C. Katz, Lauren E. Stargel, Rosie Rohrs
{"title":"Parenting in the Context of Adversity: Investigating Buffering Effects of Positive Relationships and Community Connections","authors":"M. Easterbrooks, Rachel C. Katz, Lauren E. Stargel, Rosie Rohrs","doi":"10.1007/s42844-022-00085-7","DOIUrl":"https://doi.org/10.1007/s42844-022-00085-7","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47315879","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
期刊
Adversity and resilience science
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1