Bu çalışmada Balıkçı siyahı üzüm tipinin farklı dozlardaki PEG-6000 (%0, 2, 4, 6) ile oluşturulan kuraklık stresine olan toleransının in vivo koşullarda belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada sürgün gelişimin incelenmesi amacıyla sürgün uzunluğu (cm), sürgün yaş ağırlığı (g), sürgün kuru ağırlığı (g), boğum sayısı (adet), yaprak sayısı (adet) özellikleri incelenmiştir. Çalışmada kök gelişimin incelenmesi amacıyla kök yaş ve kuru ağırlığı (g), kök uzunluğu (cm), kök sayısı (adet) ve köklenme oranı (%) özellikleri incelenmiştir. Kuraklığın bitkilere olan fizyolojik etkisinin belirlenmesi amacıyla ise klorofil içeriği (SPAD), yaprak turgor ağırlığı (g), oransal su kapsamı (%), sürgün ve kök tolerans oranı (STO, KTO), iyon akışı (%) ve hücre zarı zararlanma oranı (%) özellikleri incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bitki canlılığı ve zarar derecesine de (%) bakılmıştır. Genel olarak PEG dozunun artışına bağlı tüm bitki gelişim parametrelerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Çalışmada %4 ve üzeri PEG dozlarıyla Balıkçı Siyahı tipinde in vivo koşullarda yapay olarak kuraklık stresinin oluşturulabileceği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Kokulu üzümün (Vitis labrusca L.) kuraklık stresine toleransının PEG uygulamasıyla in vivo koşullarda belirlenmesi","authors":"Hatice Bilir, Mert İlhan","doi":"10.29278/azd.1059957","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1059957","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Balıkçı siyahı üzüm tipinin farklı dozlardaki PEG-6000 (%0, 2, 4, 6) ile oluşturulan kuraklık stresine olan toleransının in vivo koşullarda belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada sürgün gelişimin incelenmesi amacıyla sürgün uzunluğu (cm), sürgün yaş ağırlığı (g), sürgün kuru ağırlığı (g), boğum sayısı (adet), yaprak sayısı (adet) özellikleri incelenmiştir. Çalışmada kök gelişimin incelenmesi amacıyla kök yaş ve kuru ağırlığı (g), kök uzunluğu (cm), kök sayısı (adet) ve köklenme oranı (%) özellikleri incelenmiştir. Kuraklığın bitkilere olan fizyolojik etkisinin belirlenmesi amacıyla ise klorofil içeriği (SPAD), yaprak turgor ağırlığı (g), oransal su kapsamı (%), sürgün ve kök tolerans oranı (STO, KTO), iyon akışı (%) ve hücre zarı zararlanma oranı (%) özellikleri incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bitki canlılığı ve zarar derecesine de (%) bakılmıştır. Genel olarak PEG dozunun artışına bağlı tüm bitki gelişim parametrelerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Çalışmada %4 ve üzeri PEG dozlarıyla Balıkçı Siyahı tipinde in vivo koşullarda yapay olarak kuraklık stresinin oluşturulabileceği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78530093","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ayşegül Kırlı, Ö. Dede, Nuri Yilmaz, Ferda Özkorkmaz
Amaç: Bu çalışmanın amacı; kitosan uygulamasının patateste kuru madde oranı, C vitamin içeriği, toplam suda çözünür kuru madde oranı, toplam fenolik madde içeriği ve toplam antioksidan içeriği gibi bazı kimyasal özellikler üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Materyal ve Yöntem: Soğuk hava deposunda gerçekleştirilen bu araştırmada, depolama öncesi patates yumrularına 4 doz (kontrol, %0.5, %1 ve %2) kitosan, püskürtme yöntemiyle uygulanmıştır. Bulgular: Kitosan uygulamaları arasında %1 kitosan dozu, depolama sırasında kuru madde oranı artışını (%50) ve C vitamini içeriğinin azalışını (yaklaşık %40) önleme açısından en etkili olan doz olarak belirlenmiştir. Toplam fenolik bileşiklerin depolama sonunda kontrole göre %20 artması kitosan uygulamaları ile önlenmiştir. Sonuçlar: Sonuçlar, kitosan uygulamasının, depolama sırasında patateslerde meydana gelen bazı kimyasal değişiklikleri azaltabileceğini göstermektedir.
{"title":"Hasat Sonrası Kitosan Uygulamalarının Depo Koşullarındaki Patatesin Bazı Kimyasal Değişimleri Üzerine Etkisi","authors":"Ayşegül Kırlı, Ö. Dede, Nuri Yilmaz, Ferda Özkorkmaz","doi":"10.29278/azd.1048357","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1048357","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı; kitosan uygulamasının patateste kuru madde oranı, C vitamin içeriği, toplam suda çözünür kuru madde oranı, toplam fenolik madde içeriği ve toplam antioksidan içeriği gibi bazı kimyasal özellikler üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. \u0000 \u0000 Materyal ve Yöntem: Soğuk hava deposunda gerçekleştirilen bu araştırmada, depolama öncesi patates yumrularına 4 doz (kontrol, %0.5, %1 ve %2) kitosan, püskürtme yöntemiyle uygulanmıştır. \u0000 \u0000Bulgular: Kitosan uygulamaları arasında %1 kitosan dozu, depolama sırasında kuru madde oranı artışını (%50) ve C vitamini içeriğinin azalışını (yaklaşık %40) önleme açısından en etkili olan doz olarak belirlenmiştir. Toplam fenolik bileşiklerin depolama sonunda kontrole göre %20 artması kitosan uygulamaları ile önlenmiştir. \u0000 \u0000Sonuçlar: Sonuçlar, kitosan uygulamasının, depolama sırasında patateslerde meydana gelen bazı kimyasal değişiklikleri azaltabileceğini göstermektedir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"73 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84295677","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma 2019-2020 yılları arasında Isparta, Hatay ve Hakkari illeri yonca alanlarında yürütülmüştür. Yonca yaprak kıvırcıklığı virüsü (alfalfa leaf curl virus; ALCV) ile enfekte olduğu düşünülen 50 yaprak örneği toplanmış ve ALCV’nin varlığı polimeraz zincir reaksiyonu (Polymerase Chain Reaction: PCR) yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Amplifikasyon, ALCV’nin kılıf protein (Coat Protein: CP) genine spesifik 267 nükleotid uzunluğundaki gen bölgesinin çoğaltılması için gerçekleştirilmiştir. PCR çalışmaları sonucunda incelenen örneklerde ALCV tespit edilmemiştir. Çalışma sonucunda ülkemizde ilk defa yonca bitkisinde ALCV’nin araştırılması yapılmıştır.
{"title":"Isparta, Hatay ve Hakkari illerinde yonca yaprak kıvırcıklığı virüsü (alfalfa leaf curl virus; ALCV)’nün PCR yöntemi ile araştırılması","authors":"Nevin Akdura, Murat Şevik, İsmail Karaca","doi":"10.29278/azd.1008779","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1008779","url":null,"abstract":"Bu çalışma 2019-2020 yılları arasında Isparta, Hatay ve Hakkari illeri yonca alanlarında yürütülmüştür. Yonca yaprak kıvırcıklığı virüsü (alfalfa leaf curl virus; ALCV) ile enfekte olduğu düşünülen 50 yaprak örneği toplanmış ve ALCV’nin varlığı polimeraz zincir reaksiyonu (Polymerase Chain Reaction: PCR) yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Amplifikasyon, ALCV’nin kılıf protein (Coat Protein: CP) genine spesifik 267 nükleotid uzunluğundaki gen bölgesinin çoğaltılması için gerçekleştirilmiştir. PCR çalışmaları sonucunda incelenen örneklerde ALCV tespit edilmemiştir. Çalışma sonucunda ülkemizde ilk defa yonca bitkisinde ALCV’nin araştırılması yapılmıştır.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"25 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87360957","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Zeynep Ürüşan, Hasan Er, Ali Sinan, Ramazan Meral, Serhat Koçyi̇ği̇t
Jüt bitkisi kozmetik, parfümeri, gıda ve ilaç gibi endüstrilerde kullanılan en önemli şifalı bitkilerden biridir. Bu çalışma 2019 yılında Jüt (Corchorus capsularis, Corchorus olitorius) türlerinin üretimi için gerçekleştirilmiş olup, bu türler Türkiye Bingöl'de üretilmiştir. Denemede 50 cm sıra aralığı ve 10 cm sıra üzeri uygulanmıştır. Her sıraya damla sulama sistemi kurulmuş ve bu sistemle kontrollü bir şekilde sulama yapılmıştır. Corchorus olitorius tohum üretti, ancak Corchorus capsularis tohum üretmemiştir. Her iki türdeki yaprak ve gövdelerin kimyasal bileşimleri GC-MS ile analiz edilmiş, GC-MS sonuçlarına göre Corchorus olitorius ve Corchorus capsularis türlerinin yaprak kısımlarında toplam 18 ve 20 bileşen tespit edilmiştir; Corchorus olitorius ve Corchorus capsularis türlerinin gövdelerinde sırasıyla toplam 11 ve 29 bileşen tespit edilmiştir. Yapraklarda ve gövdelerde literatür verilerinden farklı bileşenler tespit edilmiştir.
{"title":"Türkiye ekolojik koşullarında damla sulama sistemi ile yetiştirilen iki farklı jüt (corchorus capsularis, corchorus olitorius) türünün kimyasal bileşimlerinin GC-MS tekniği ile belirlenmesi","authors":"Zeynep Ürüşan, Hasan Er, Ali Sinan, Ramazan Meral, Serhat Koçyi̇ği̇t","doi":"10.29278/azd.949534","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.949534","url":null,"abstract":"Jüt bitkisi kozmetik, parfümeri, gıda ve ilaç gibi endüstrilerde kullanılan en önemli şifalı bitkilerden biridir. Bu çalışma 2019 yılında Jüt (Corchorus capsularis, Corchorus olitorius) türlerinin üretimi için gerçekleştirilmiş olup, bu türler Türkiye Bingöl'de üretilmiştir. Denemede 50 cm sıra aralığı ve 10 cm sıra üzeri uygulanmıştır. Her sıraya damla sulama sistemi kurulmuş ve bu sistemle kontrollü bir şekilde sulama yapılmıştır. Corchorus olitorius tohum üretti, ancak Corchorus capsularis tohum üretmemiştir. Her iki türdeki yaprak ve gövdelerin kimyasal bileşimleri GC-MS ile analiz edilmiş, GC-MS sonuçlarına göre Corchorus olitorius ve Corchorus capsularis türlerinin yaprak kısımlarında toplam 18 ve 20 bileşen tespit edilmiştir; Corchorus olitorius ve Corchorus capsularis türlerinin gövdelerinde sırasıyla toplam 11 ve 29 bileşen tespit edilmiştir. Yapraklarda ve gövdelerde literatür verilerinden farklı bileşenler tespit edilmiştir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-02-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81724524","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu araştırmada; marketlerde satılan probiyotik fermente süt içeceklerinin mikrobiyolojik özellikleri belirlenmiştir. Materyal ve Yöntem: Örneklerin; toplam mezofilik aerobik bakteri (TMAB), toplam psikrofilik aerobik bakteri (TPAB), toplam maya, toplam küf, Staphylococcus aureus, toplam koliform, fekal koliform, Lactobacillus spp, Lactobacillus acidophilus, Bifidobacterium spp. ve Lactococcus spp. içerikleri tespit edilmiştir. Araştırma Bulguları: TMAB sayısı
{"title":"Ticari Probiyotik İçeceklerin Bazı Mikrobiyolojik Özellikleri","authors":"Mehtap Çiftçi, Nilgün Öncül","doi":"10.29278/azd.1002242","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1002242","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırmada; marketlerde satılan probiyotik fermente süt içeceklerinin mikrobiyolojik özellikleri belirlenmiştir. \u0000Materyal ve Yöntem: Örneklerin; toplam mezofilik aerobik bakteri (TMAB), toplam psikrofilik aerobik bakteri (TPAB), toplam maya, toplam küf, Staphylococcus aureus, toplam koliform, fekal koliform, Lactobacillus spp, Lactobacillus acidophilus, Bifidobacterium spp. ve Lactococcus spp. içerikleri tespit edilmiştir. \u0000Araştırma Bulguları: TMAB sayısı","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89065932","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç: Bu çalışma, farklı ekim sıklıkları ve gelişme dönemlerinin aspirin kuru madde verimi ve bazı kalite özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Materyal ve Yöntem: Araştırma, tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak 2021 yılında Uşak’ta yürütülmüştür. Çalışma kapsamında aspir 30, 60, 90, 120 ve 150 bitki m-2 ekim sıklıklarında yetiştirilmiş ve tabla çıkarma, çiçeklenme başlangıcı ve tam çiçeklenme dönemi olmak üzere 3 farklı gelişme döneminde hasat edilmiştir. Araştırmada aspirin bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, ham protein oranı, ham protein verimi, NDF ve ADF oranları belirlenmiştir. Araştırma Bulguları: Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre aspirde uygulamalara bağlı olarak bitki boyu 72.35-77.67 cm, yeşil ot verimi 1333.54-2001.87 kg/da, kuru madde oranı %16.53-40.73, kuru madde verimi 303.72-585.86 kg/da, ham protein oranı % 8.36-12.29, ham protein verimi 37.40-55.23 kg/da, NDF oranı % 31.30-47.92 ve ADF oranı %27.61-38.59 arasında değişim göstermiştir. Çalışmada artan bitki sıklığı yeşil ot, kuru madde ve ham protein verimini artırırken ilerleyen hasat dönemi kalite özelliklerinde azalmalara neden olmuştur. Sonuç: Çalışma sonucunda kaba yem amacıyla yetiştirilen aspirde yüksek ot verimi ve kalite için 90 bitki m-2 ekim sıklığında yetiştirilmesinin ve hasadın çiçeklenme başlangıcı dönemde yapılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Farklı Ekim Sıklığı ve Hasat Dönemlerinin Aspir (Carthamus tinctorius L.)’de Kuru Madde Verimi ile Bazı Kalite Özellikleri Üzerine Etkileri*","authors":"Ramazan Çalişkan, Osman Yüksel","doi":"10.29278/azd.1058081","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.1058081","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, farklı ekim sıklıkları ve gelişme dönemlerinin aspirin kuru madde verimi ve bazı kalite özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. \u0000Materyal ve Yöntem: Araştırma, tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak 2021 yılında Uşak’ta yürütülmüştür. Çalışma kapsamında aspir 30, 60, 90, 120 ve 150 bitki m-2 ekim sıklıklarında yetiştirilmiş ve tabla çıkarma, çiçeklenme başlangıcı ve tam çiçeklenme dönemi olmak üzere 3 farklı gelişme döneminde hasat edilmiştir. Araştırmada aspirin bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru madde verimi, ham protein oranı, ham protein verimi, NDF ve ADF oranları belirlenmiştir. \u0000Araştırma Bulguları: Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre aspirde uygulamalara bağlı olarak bitki boyu 72.35-77.67 cm, yeşil ot verimi 1333.54-2001.87 kg/da, kuru madde oranı %16.53-40.73, kuru madde verimi 303.72-585.86 kg/da, ham protein oranı % 8.36-12.29, ham protein verimi 37.40-55.23 kg/da, NDF oranı % 31.30-47.92 ve ADF oranı %27.61-38.59 arasında değişim göstermiştir. Çalışmada artan bitki sıklığı yeşil ot, kuru madde ve ham protein verimini artırırken ilerleyen hasat dönemi kalite özelliklerinde azalmalara neden olmuştur. \u0000Sonuç: Çalışma sonucunda kaba yem amacıyla yetiştirilen aspirde yüksek ot verimi ve kalite için 90 bitki m-2 ekim sıklığında yetiştirilmesinin ve hasadın çiçeklenme başlangıcı dönemde yapılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"21 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-02-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86040751","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amaç; Doğu Karadeniz bölgesinde yayılış gösteren endemik L. microphyllum Boiss. türünün vejetatif ve generatif organlarının anatomik ve mikromorfolojik yapılarının ayrıntılı şekilde incelenmesi ve farklı ekolojik bölgelerde aynı türe ait bitkilerde görülebilecek anatomik değişikliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem: L. microphyllum türüne ait örnekler 2019 yılında Giresun Karagöl yaylasından toplanmıştır. Türün vejetatif ve generatif organlarından enine ve yüzeysel kesitler alınmıştır. Mikromorfolojik incelemeler için gövde, yaprak, kaliks, korolla ve meyve yüzeyleri Tarayıcı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Araştırma bulguları: Türün kök yapısında ince bir periderma tabakası bulunmaktadır. Kökte belirgin bir endodermis tabakası yer almaktadır. Gövde 4 köşelidir. Köşelerde çok sıralı kollenkima bulunmaktadır. Yaprak dorsiventraldir. Mezofil 2-3 sıralı palizat parankiması ve 3-4 sıralı sünger parankimasından oluşmaktadır. Yapraklarda diasitik ve anomositik tip stomalar bulunmaktadır. Stoma indeks oranı 0,44’dür. Türün yaprak, kaliks ve korolla yüzeyinde 2 tip örtü tüyü, 3 tip salgı tüyü (kapitat ve peltat) belirlenmiştir. Meyve yüzeyi retikulattır. Sonuç: Sonuç olarak bu çalışma ile Doğu Karadeniz bölgesinde yayılış gösteren endemik L. microphyllum türünün vejetatif ve generatif organlarının anatomik ve mikromorfolojik yapıları incelenmiştir. Aynı türe ait örneklerin farklı ekolojik ortamlarda anatomik yapılarında bazı değişikliklerin olduğu belirlenmiştir. Abstract Objective: It is aimed to examine in detail the anatomical and micromorphological structures of the vegetative and generative organs of the endemic L. microphyllum Boiss. species distributed in the Eastern Black Sea region and to determine the anatomical changes that can be seen in plants of the same species in different ecological regions. Materials and Methods: Specimens of L. microphyllum species were collected from Giresun Karagöl plateau in 2019. Section and sutface sections were taken from the vegetative and generative organs of the species. For micromorphological investigations, stem, leaf, calix, corolla and fruit surfaces were examined with Scanning Electron Microscope (SEM). Results: There is a thin layer of periderma in the root structure of the species. The root has a distinguishable endodermis layer. The stem is 4-cornered. There are multilayered collenchyma at the corners. The leaf is dorsiventral. The mesophyll consists of 2-3 layers of palisade parenchyma and 3-4 layers of spongy parenchyma. The leaves have diacitic and anomocytic stomata. The stoma ratio is 0.44. Two types of eglandular hairs and three types of glandular hairs (capitate and peltate) were determined on the leaf, calyx and corolla surface of the species. Conclusion: In conclusion, with this study, the anatomical and micromorphological structures of the vegetative and generative organs of the endemic L. microphyllum species distributed in the Eastern Black Sea region
{"title":"Karadeniz Bölgesinde yayılış gösteren endemik Lamium microphyllum Boiss. türünün anatomik ve mikromorfolojik özellikleri","authors":"Öznur ERGEN AKÇİN, Şükran Öztürk, Sevda Türkiş","doi":"10.29278/azd.971726","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.971726","url":null,"abstract":"Amaç; Doğu Karadeniz bölgesinde yayılış gösteren endemik L. microphyllum Boiss. türünün vejetatif ve generatif organlarının anatomik ve mikromorfolojik yapılarının ayrıntılı şekilde incelenmesi ve farklı ekolojik bölgelerde aynı türe ait bitkilerde görülebilecek anatomik değişikliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. \u0000Materyal ve Yöntem: L. microphyllum türüne ait örnekler 2019 yılında Giresun Karagöl yaylasından toplanmıştır. Türün vejetatif ve generatif organlarından enine ve yüzeysel kesitler alınmıştır. Mikromorfolojik incelemeler için gövde, yaprak, kaliks, korolla ve meyve yüzeyleri Tarayıcı Elektron Mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. \u0000Araştırma bulguları: Türün kök yapısında ince bir periderma tabakası bulunmaktadır. Kökte belirgin bir endodermis tabakası yer almaktadır. Gövde 4 köşelidir. Köşelerde çok sıralı kollenkima bulunmaktadır. Yaprak dorsiventraldir. Mezofil 2-3 sıralı palizat parankiması ve 3-4 sıralı sünger parankimasından oluşmaktadır. Yapraklarda diasitik ve anomositik tip stomalar bulunmaktadır. Stoma indeks oranı 0,44’dür. Türün yaprak, kaliks ve korolla yüzeyinde 2 tip örtü tüyü, 3 tip salgı tüyü (kapitat ve peltat) belirlenmiştir. Meyve yüzeyi retikulattır. \u0000Sonuç: Sonuç olarak bu çalışma ile Doğu Karadeniz bölgesinde yayılış gösteren endemik L. microphyllum türünün vejetatif ve generatif organlarının anatomik ve mikromorfolojik yapıları incelenmiştir. Aynı türe ait örneklerin farklı ekolojik ortamlarda anatomik yapılarında bazı değişikliklerin olduğu belirlenmiştir. \u0000Abstract \u0000Objective: It is aimed to examine in detail the anatomical and micromorphological structures of the vegetative and generative organs of the endemic L. microphyllum Boiss. species distributed in the Eastern Black Sea region and to determine the anatomical changes that can be seen in plants of the same species in different ecological regions. \u0000Materials and Methods: Specimens of L. microphyllum species were collected from Giresun Karagöl plateau in 2019. Section and sutface sections were taken from the vegetative and generative organs of the species. For micromorphological investigations, stem, leaf, calix, corolla and fruit surfaces were examined with Scanning Electron Microscope (SEM). \u0000Results: There is a thin layer of periderma in the root structure of the species. The root has a distinguishable endodermis layer. The stem is 4-cornered. There are multilayered collenchyma at the corners. The leaf is dorsiventral. The mesophyll consists of 2-3 layers of palisade parenchyma and 3-4 layers of spongy parenchyma. The leaves have diacitic and anomocytic stomata. The stoma ratio is 0.44. Two types of eglandular hairs and three types of glandular hairs (capitate and peltate) were determined on the leaf, calyx and corolla surface of the species. \u0000Conclusion: In conclusion, with this study, the anatomical and micromorphological structures of the vegetative and generative organs of the endemic L. microphyllum species distributed in the Eastern Black Sea region ","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"30 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80330506","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Objective Observation of the changes in water activity values of some Turkish hazelnut cultivars at different moisture levels (ML) at varying ambient temperatures. Thus, especially in hazelnut storage and transfer processes, regulations regarding the protection of the quality of the product under changing humidity and temperature conditions are foreseen. Material and Methods In this study, water activity (aw) of Tombul, Palaz, Çakıldak and Kalınkara hazelnuts were determined at different ML (2, 4, 6, 8, 9 and 12%) and different temperatures (20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29 and 30°C). Regression equations were generated to estimate aw values of hazelnuts with a known moisture at different ambient temperatures. Results Considering the entire temperatures, it was observed that a unit (1%) increase in moisture yielded 0.055 - 0.062 unit increases in Çakıldak hazelnut cultivar, 0.052 - 0.055 unit increases in Palaz cultivar, 0.047 - 0.050 unit increases in Tombul cultivar and 0.047 - 0.048 unit increases in Kalınkara cultivar. Different aw values were observed at the same ML of the cultivars and generally the aw values were tended to increase with increasing temperatures. Conclusion It was concluded that water activity influenced several quality parameters (color, lipid oxidation and etc.). Present findings revealed that hazelnut cultivars with the same moisture levels might have different water activity values. The fact that the varieties at the same ML have different water activity values indicates that it will be more objective to use the water activity value in storage or shelf life studies. In the calculations made using the obtained formula, it was seen that Palaz and Kalınkara (at the same ML) had higher aw values than the other two cultivars. For this reason, it is thought that storing Palaz and Kalınkara separately from Tombul and Çakıldak cultivars may reduce the possible risks.
{"title":"Bazı Türk fındık çeşitlerinin farklı nem ve sıcaklıklardaki su aktivitesi değişimi","authors":"Saadet KOÇ GÜLER","doi":"10.29278/azd.990026","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.990026","url":null,"abstract":"Objective \u0000Observation of the changes in water activity values of some Turkish hazelnut cultivars at different moisture levels (ML) at varying ambient temperatures. Thus, especially in hazelnut storage and transfer processes, regulations regarding the protection of the quality of the product under changing humidity and temperature conditions are foreseen. \u0000Material and Methods \u0000In this study, water activity (aw) of Tombul, Palaz, Çakıldak and Kalınkara hazelnuts were determined at different ML (2, 4, 6, 8, 9 and 12%) and different temperatures (20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29 and 30°C). Regression equations were generated to estimate aw values of hazelnuts with a known moisture at different ambient temperatures. \u0000Results \u0000Considering the entire temperatures, it was observed that a unit (1%) increase in moisture yielded 0.055 - 0.062 unit increases in Çakıldak hazelnut cultivar, 0.052 - 0.055 unit increases in Palaz cultivar, 0.047 - 0.050 unit increases in Tombul cultivar and 0.047 - 0.048 unit increases in Kalınkara cultivar. Different aw values were observed at the same ML of the cultivars and generally the aw values were tended to increase with increasing temperatures. \u0000Conclusion \u0000It was concluded that water activity influenced several quality parameters (color, lipid oxidation and etc.). Present findings revealed that hazelnut cultivars with the same moisture levels might have different water activity values. The fact that the varieties at the same ML have different water activity values indicates that it will be more objective to use the water activity value in storage or shelf life studies. In the calculations made using the obtained formula, it was seen that Palaz and Kalınkara (at the same ML) had higher aw values than the other two cultivars. For this reason, it is thought that storing Palaz and Kalınkara separately from Tombul and Çakıldak cultivars may reduce the possible risks.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76764292","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada ultraviyole ışık ve sıcak havayla kurutma uygulamalarının üç farklı kayısı çeşidindeki (Prunus armenica L., var. Hacıhaliloğlu, Prunus armenica L., var. Kabaaşı, Prunus armenica L., var. Şekerpare) yüzey mikroorganizma yüküne (psikrofilik ve mezofilik aerobik bakteriler, maya ve küf) etkileri araştırılmıştır. Ultraviyole ışık ortalama doz oranı 6.70 W/m2 ve ışıma maruziyeti (dozaj) 2.01 kJ/m2 olarak uygulanmıştır. Kurutma 70 °C de kayısıların nem içeriği %18-19’a düşene kadar yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Şekerpare çeşidinin diğer iki kayısı çeşidine göre başlangıç mikrobiyal yükünün açıkça daha yüksek olduğu görülmüştür. Ultraviyole ışık ve sıcak hava ile kurutma uygulamaları kayısıların yüzeyinde bulunan doğal mikroflorayı azaltmıştır. Bu azalma, kurutma uygulaması için sadece Şekerpare çeşidinde önemli bulunmuştur. Ultraviyole ışık uygulamasının etkisi maya ve küf açısından tüm çeşitlerde önemsizken, mezofilik ve psikrofilik aerobik bakteriler için sadece Şekerpare çeşidinde, toplam mikrobiyal yük için ise Şekerpare ve Hacıhaliloğlu çeşidinde önemli olmuştur. Ultraviyole ışık ve ardından kurutma uygulanması durumunda ise meydana gelen azalma mezofilik aerobik bakteriler ile maya ve küf sayıları açısından Şekerpare çeşidinde, psikrofilik aerobik bakteri sayıları ve toplam mikrobiyal yük açısından ise tüm çeşitlerde önemli bulunmuştur. Dolayısıyla en etkili yöntem UVC ve kurutma uygulamasının birlikte uygulanmasıdır. Bu yöntemlerin tek başına uygulandığı durumlarda ise kayısı çeşidine göre etkinlik sırası değişmektedir. Çalışmada değerlendirilen mikroorganizma gruplarının uygulanan yöntemlere karşı hassasiyetine bakıldığında en güçlü azalma etkisi psikrofilik aerobik bakteriler üzerinde, en zayıf azalma etkisi ise mezofilik aerobik bakteriler üzerinde olmuştur. Çalışmanın bulgularına göre kurutmadan önce yapılan ultraviyole ışık uygulamasının mikrobiyal gelişimi engellediği gösterilmiştir.
{"title":"Sıcak Hava İle Kurutma ve Ultraviyole C (UVC) Uygulamasının Bazı Kayısı Çeşitlerinde Mikroorganizma Yüküne Etkisi","authors":"Gülsüm Ebru ÖZER UYAR, Ceylan Koçkan","doi":"10.29278/azd.904952","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.904952","url":null,"abstract":"Bu çalışmada ultraviyole ışık ve sıcak havayla kurutma uygulamalarının üç farklı kayısı çeşidindeki (Prunus armenica L., var. Hacıhaliloğlu, Prunus armenica L., var. Kabaaşı, Prunus armenica L., var. Şekerpare) yüzey mikroorganizma yüküne (psikrofilik ve mezofilik aerobik bakteriler, maya ve küf) etkileri araştırılmıştır. Ultraviyole ışık ortalama doz oranı 6.70 W/m2 ve ışıma maruziyeti (dozaj) 2.01 kJ/m2 olarak uygulanmıştır. Kurutma 70 °C de kayısıların nem içeriği %18-19’a düşene kadar yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Şekerpare çeşidinin diğer iki kayısı çeşidine göre başlangıç mikrobiyal yükünün açıkça daha yüksek olduğu görülmüştür. Ultraviyole ışık ve sıcak hava ile kurutma uygulamaları kayısıların yüzeyinde bulunan doğal mikroflorayı azaltmıştır. Bu azalma, kurutma uygulaması için sadece Şekerpare çeşidinde önemli bulunmuştur. Ultraviyole ışık uygulamasının etkisi maya ve küf açısından tüm çeşitlerde önemsizken, mezofilik ve psikrofilik aerobik bakteriler için sadece Şekerpare çeşidinde, toplam mikrobiyal yük için ise Şekerpare ve Hacıhaliloğlu çeşidinde önemli olmuştur. Ultraviyole ışık ve ardından kurutma uygulanması durumunda ise meydana gelen azalma mezofilik aerobik bakteriler ile maya ve küf sayıları açısından Şekerpare çeşidinde, psikrofilik aerobik bakteri sayıları ve toplam mikrobiyal yük açısından ise tüm çeşitlerde önemli bulunmuştur. Dolayısıyla en etkili yöntem UVC ve kurutma uygulamasının birlikte uygulanmasıdır. Bu yöntemlerin tek başına uygulandığı durumlarda ise kayısı çeşidine göre etkinlik sırası değişmektedir. Çalışmada değerlendirilen mikroorganizma gruplarının uygulanan yöntemlere karşı hassasiyetine bakıldığında en güçlü azalma etkisi psikrofilik aerobik bakteriler üzerinde, en zayıf azalma etkisi ise mezofilik aerobik bakteriler üzerinde olmuştur. Çalışmanın bulgularına göre kurutmadan önce yapılan ultraviyole ışık uygulamasının mikrobiyal gelişimi engellediği gösterilmiştir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82373756","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Fatma Başdemi̇r, Sevgi Saylak, Sibel İpekeşen, Murat Tunç, Seval Eliş, B. Bi̇cer
Bu araştırma organik (Nutri-umix 660, Fosil) ve inorganik (DAP) ve biyo gübrelerin (Rhizobium leguminoserum) yerel baklada toprakaltı ve toprak üstü aksamları üzerinde etkisini belirlemek amacıyla Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait sera koşullarında yürütülmüştür. Araştırma tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre ve üç tekrarlamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada bitki boyu, tüm ağırlık, sap + yaprak ağırlığı, kök ağırlığı, kök boyu, yaprakçık sayısı, yaprakçık ağırlığı, nodül sayısı, nodül ağırlığı, kuru sap ağırlığı, kuru kök ağırlığı, kuru yaprakçık ağırlığı, kuru nodül ağırlığı ve yaprak alanı özellikleri çiçeklenme öncesi, çiçeklenme dönemi ve çiçeklenme sonrası dönem olmak üzere üç ayrı dönemde incelenmiştir. Araştırma sonucunda çiçeklenme öncesi dönemde yapılan uygulamaların incelenen özellikler üzerinde herhangi bir etkisi olmazken, çiçeklenme döneminde organik gübrelerin diğer gübrelere oranla daha fazla etki ettiği görülmüştür. Çiçeklenme sonrası dönemde ise yaprakçık sayısı, yaprakçık ağırlığı, kuru sap ağırlığı, kuru kök ağırlığı ve yaprak alanına Kontrol, nodül sayısı ve nodül ağırlığına azotlu gübreler, kuru yaprak ağırlığına Nutri-umix ve kuru nodül ağırlığına ise Fosil uygulaması en fazla etkide bulunmuştur. Üç dönemin ortalamalarına bakıldığında, incelenen bitkisel özelliklerden sap+yaprak yaş ve kuru ağırlığı, kök ve yaprak yaş ağırlığı ile yaprak kuru ağırlığı ve yaprak alanı üzerine Nutri-umix 660; nodül kuru ağırlığı ve bitki boyu üzerine Fosil; kök uzunluğu üzerine Bakteri uygulamasının pozitif yönde katkısının olduğu bulunmuştur. Sonuçlar bakla bitkisi yetiştiriciliğinde inorganik gübre kullanımının çok önemli bir etkisinin olmadığını göstermiştir. İnorganik gübre kullanımının yerine organik gübrelerin tercih edilerek toprak verimliliğine katkıda bulunulabileceği düşünülmektedir.
{"title":"Organik ve inorganik ve biyo gübrelerin baklanın bitkisel özelliklerine etkisi","authors":"Fatma Başdemi̇r, Sevgi Saylak, Sibel İpekeşen, Murat Tunç, Seval Eliş, B. Bi̇cer","doi":"10.29278/azd.948958","DOIUrl":"https://doi.org/10.29278/azd.948958","url":null,"abstract":"Bu araştırma organik (Nutri-umix 660, Fosil) ve inorganik (DAP) ve biyo gübrelerin (Rhizobium leguminoserum) yerel baklada toprakaltı ve toprak üstü aksamları üzerinde etkisini belirlemek amacıyla Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait sera koşullarında yürütülmüştür. Araştırma tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre ve üç tekrarlamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada bitki boyu, tüm ağırlık, sap + yaprak ağırlığı, kök ağırlığı, kök boyu, yaprakçık sayısı, yaprakçık ağırlığı, nodül sayısı, nodül ağırlığı, kuru sap ağırlığı, kuru kök ağırlığı, kuru yaprakçık ağırlığı, kuru nodül ağırlığı ve yaprak alanı özellikleri çiçeklenme öncesi, çiçeklenme dönemi ve çiçeklenme sonrası dönem olmak üzere üç ayrı dönemde incelenmiştir. Araştırma sonucunda çiçeklenme öncesi dönemde yapılan uygulamaların incelenen özellikler üzerinde herhangi bir etkisi olmazken, çiçeklenme döneminde organik gübrelerin diğer gübrelere oranla daha fazla etki ettiği görülmüştür. Çiçeklenme sonrası dönemde ise yaprakçık sayısı, yaprakçık ağırlığı, kuru sap ağırlığı, kuru kök ağırlığı ve yaprak alanına Kontrol, nodül sayısı ve nodül ağırlığına azotlu gübreler, kuru yaprak ağırlığına Nutri-umix ve kuru nodül ağırlığına ise Fosil uygulaması en fazla etkide bulunmuştur. Üç dönemin ortalamalarına bakıldığında, incelenen bitkisel özelliklerden sap+yaprak yaş ve kuru ağırlığı, kök ve yaprak yaş ağırlığı ile yaprak kuru ağırlığı ve yaprak alanı üzerine Nutri-umix 660; nodül kuru ağırlığı ve bitki boyu üzerine Fosil; kök uzunluğu üzerine Bakteri uygulamasının pozitif yönde katkısının olduğu bulunmuştur. Sonuçlar bakla bitkisi yetiştiriciliğinde inorganik gübre kullanımının çok önemli bir etkisinin olmadığını göstermiştir. İnorganik gübre kullanımının yerine organik gübrelerin tercih edilerek toprak verimliliğine katkıda bulunulabileceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":7545,"journal":{"name":"Akademik Ziraat Dergisi","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81962528","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}