XV. yüzyıl önemli şairlerinden Necâtî “ey benüm şiirüme nazire diyen” mısraı ile başlayan meşhur kıtasında, kendi şiiri ölçüsünde başarılı olmadığı gerekçesiyle isim vermeksizin seslendiği şairden şiirlerine nazire yazmaması talebinde bulunmaktadır. Bu şiirin Latîfî’nin delaletiyle Mihrî’ye yazıldığı iddiası, Mihrî’ye ve Necâtî-Mihrî ilişkilerine dair kaleme alınan çalışmalarda atıfta bulunulan dikkat çekici edebî mevzulardandır. Klasik Türk şiirinde kadın şairlerin konumu, Mihrî’nin Necâtî üslubunu hedeflerken gösterdiği meydan okuyucu tavrı, Necâtî’nin şiir hassasiyeti vb. sebeplerle izah getirilse de Necâtî’nin şiirinde Mihrî’yi muhatap olarak alması ancak kuvvetli bir ihtimal olarak değerlendirilebilir. Zira Latîfî Tezkiresi’nden 31 yıl önce ve Necâtî’nin vefatından 6 yıl sonra yazılan nitelikli bir Dîvân nüshasında şiirin Revânî’ye yazıldığına dair bir kayıtla karşılaşılmaktadır. Bu durum tezkire metinlerinden temin edilen bilgilerin sıhhatine dair bir sorgulama ve teyit aşamasının lüzumunu ortaya çıkardığı gibi bahsi geçen mevzuda Revânî’ye de odaklanılması gereğini doğurmuştur. Bu amaçla çalışmamızda Necâtî-Mihrî-Revânî ilişkileri, dönem kaynaklarından nakledilenler ve şair mizaçları doğrultusunda şiirin muhatabı olan şaire dair bazı ihtimaller üzerinde durulmuştur. Necâtî’nin bu meşhur şiirine temasla yapılacak akademik çalışmalarda artık bir ön kabul haline gelen Mihrî’nin yanı sıra Revânî’nin de dikkate alınması gereği vurgulanmıştır.
尼卡蒂是十五世纪最重要的诗人之一,在他著名的诗句 "O meüm poetryüme nazire di di di "中,他请求他所写的诗人不要给他的诗写 "nazire",但没有点名,理由是他的诗不如自己的诗成功。这首诗是拉蒂菲授意写给米赫利的,这是有关米赫利和奈卡蒂与米赫利关系的作品中提到的重要文学问题之一。尽管可以从土耳其古典诗歌中女诗人的地位、米赫丽针对奈卡蒂风格的蔑视态度、奈卡蒂对诗歌的敏感性等方面进行解释,但只能认为奈卡蒂在诗中将米赫丽作为收信人的可能性很大。事实上,在《拉蒂菲-特兹基雷西》31 年前、奈卡蒂去世 6 年后所写的《迪瓦恩》的合格副本中,有记录称这首诗是写给雷瓦尼的。这种情况导致有必要质疑和确认从 Tezkires 文本中获得的信息的真实性,以及在上述问题中关注 Revānī 的必要性。为此,在我们的研究中,根据纳贾蒂-米赫里-拉瓦尼之间的关系、当时的资料来源和诗人的气质,强调了作为诗歌对象的诗人的一些可能性。报告强调,除了米赫里之外,还应该考虑到雷瓦尼,这现已成为学术研究中参考内卡蒂这首著名诗歌的前提条件。
{"title":"MİHRÎ HÂTUN MU REVÂNÎ Mİ? “EY BENÜM ŞİİRÜME NAZİRE DİYEN” KİM?","authors":"Enes İlhan","doi":"10.28981/hikmet.1429214","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1429214","url":null,"abstract":"XV. yüzyıl önemli şairlerinden Necâtî “ey benüm şiirüme nazire diyen” mısraı ile başlayan meşhur kıtasında, kendi şiiri ölçüsünde başarılı olmadığı gerekçesiyle isim vermeksizin seslendiği şairden şiirlerine nazire yazmaması talebinde bulunmaktadır. Bu şiirin Latîfî’nin delaletiyle Mihrî’ye yazıldığı iddiası, Mihrî’ye ve Necâtî-Mihrî ilişkilerine dair kaleme alınan çalışmalarda atıfta bulunulan dikkat çekici edebî mevzulardandır. Klasik Türk şiirinde kadın şairlerin konumu, Mihrî’nin Necâtî üslubunu hedeflerken gösterdiği meydan okuyucu tavrı, Necâtî’nin şiir hassasiyeti vb. sebeplerle izah getirilse de Necâtî’nin şiirinde Mihrî’yi muhatap olarak alması ancak kuvvetli bir ihtimal olarak değerlendirilebilir. Zira Latîfî Tezkiresi’nden 31 yıl önce ve Necâtî’nin vefatından 6 yıl sonra yazılan nitelikli bir Dîvân nüshasında şiirin Revânî’ye yazıldığına dair bir kayıtla karşılaşılmaktadır. Bu durum tezkire metinlerinden temin edilen bilgilerin sıhhatine dair bir sorgulama ve teyit aşamasının lüzumunu ortaya çıkardığı gibi bahsi geçen mevzuda Revânî’ye de odaklanılması gereğini doğurmuştur. Bu amaçla çalışmamızda Necâtî-Mihrî-Revânî ilişkileri, dönem kaynaklarından nakledilenler ve şair mizaçları doğrultusunda şiirin muhatabı olan şaire dair bazı ihtimaller üzerinde durulmuştur. Necâtî’nin bu meşhur şiirine temasla yapılacak akademik çalışmalarda artık bir ön kabul haline gelen Mihrî’nin yanı sıra Revânî’nin de dikkate alınması gereği vurgulanmıştır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"58 26","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140376339","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bugünkü Afganistan’ın Belh şehrinde dünyaya gelen şair ve mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî-i Ma‘nevî’si yazıldığı günden bu yana dikkatleri üzerine çeken bir eser olmuştur. Mesnevî’deki hikâyelerin akıcılığı, betimleyici özellikleri ve neticede vardığı kapsayıcılık ve bütünleştiricilik, bu eserin rağbet görmesinde ve çeşitli meclislerde okunmasında önemli rol oynamıştır. Bu denli ilgi duyulan bir eserin birden fazla nüshasına ihtiyaç duyulacağı herkesçe tahmin edilecektir. Bu hususta Mesnevî-i Ma‘nevî’nin yüzlerce nüshasının olduğunu söylemek mümkündür. Muhtelif Mesnevî-i Ma‘nevî nüshaları incelendiğinde, söz konusu nüshalar istinsah edilirken mesnevî metnine müstensihlerce kimi zaman bilinçli, kimi zaman ise farkında olmadan müdahalelerde bulunulduğu görülmektedir. Bu müdahalelerin müstensihlerin dil bilgisine, kelime hazinesine, anlayış ve anlatım biçimleri gibi hususlara bağlı olarak gerçekleştiği aşikârdır. Bu noktada akıllara bazı sorular gelmektedir: Mesnevî’nin kaleme alındığı en doğru haline sahip nüsha veyahut nüshalar hangileridir? Günümüzde ulaşılabilen mesnevî nüshalarında ne gibi değişiklikler ya da müdahaleler söz konusudur? Veyahut; muteber olarak anılan mesnevî nüshalarına en yakın nüshalar hangileridir? Elbette bu türden soruları çoğaltmak mümkündür. Kaldı ki mesnevî araştırmacıları bu türden sorular üzerinde çeşitli araştırmalar yapmışlardır ve bu konuda hâlen çalışmalar sürmektedir. Bu çalışmanın konusu, yukarıda bahsedilen hususta çalışmalar yapan mesnevî araştırmacılarının kullandığı aynı mesnevî nüshalarını tespit etmektir. Mesnevîyle ilgili eserleri incelenen araştırmacılar Reynold Alleyne Nicholson, Abdülbâki Gölpınarlı, Muhammed Ali Muvaḥḥid, Tevfîḳ Subḥânî, Abdulkerim Surûş ve Muhammed İsti‘lâmî gibi bu alanda önde gelen çalışmalar yapmış araştırmacılardır. Adı geçen araştırmacıların mesnevî neşirlerinin ilgili bölümleri tafsilatıyla incelenerek, neşirlerinde kullandıkları aynı mesnevî nüshaları tespit edilmiştir. İlaveten söz konusu nüshalar hakkında tavsiflere yer verilmiş ve araştırmacıların bu konudaki görüşlerine de kısaca değinilmiştir.
{"title":"MESNEVÎ NEŞİRLERİNDE KULLANILAN ORTAK MESNEVÎ NÜSHALARI","authors":"Malik Uğur Dadak","doi":"10.28981/hikmet.1432334","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1432334","url":null,"abstract":"Bugünkü Afganistan’ın Belh şehrinde dünyaya gelen şair ve mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî-i Ma‘nevî’si yazıldığı günden bu yana dikkatleri üzerine çeken bir eser olmuştur. Mesnevî’deki hikâyelerin akıcılığı, betimleyici özellikleri ve neticede vardığı kapsayıcılık ve bütünleştiricilik, bu eserin rağbet görmesinde ve çeşitli meclislerde okunmasında önemli rol oynamıştır. Bu denli ilgi duyulan bir eserin birden fazla nüshasına ihtiyaç duyulacağı herkesçe tahmin edilecektir. Bu hususta Mesnevî-i Ma‘nevî’nin yüzlerce nüshasının olduğunu söylemek mümkündür. \u0000Muhtelif Mesnevî-i Ma‘nevî nüshaları incelendiğinde, söz konusu nüshalar istinsah edilirken mesnevî metnine müstensihlerce kimi zaman bilinçli, kimi zaman ise farkında olmadan müdahalelerde bulunulduğu görülmektedir. Bu müdahalelerin müstensihlerin dil bilgisine, kelime hazinesine, anlayış ve anlatım biçimleri gibi hususlara bağlı olarak gerçekleştiği aşikârdır. Bu noktada akıllara bazı sorular gelmektedir: Mesnevî’nin kaleme alındığı en doğru haline sahip nüsha veyahut nüshalar hangileridir? Günümüzde ulaşılabilen mesnevî nüshalarında ne gibi değişiklikler ya da müdahaleler söz konusudur? Veyahut; muteber olarak anılan mesnevî nüshalarına en yakın nüshalar hangileridir? Elbette bu türden soruları çoğaltmak mümkündür. Kaldı ki mesnevî araştırmacıları bu türden sorular üzerinde çeşitli araştırmalar yapmışlardır ve bu konuda hâlen çalışmalar sürmektedir. \u0000Bu çalışmanın konusu, yukarıda bahsedilen hususta çalışmalar yapan mesnevî araştırmacılarının kullandığı aynı mesnevî nüshalarını tespit etmektir. Mesnevîyle ilgili eserleri incelenen araştırmacılar Reynold Alleyne Nicholson, Abdülbâki Gölpınarlı, Muhammed Ali Muvaḥḥid, Tevfîḳ Subḥânî, Abdulkerim Surûş ve Muhammed İsti‘lâmî gibi bu alanda önde gelen çalışmalar yapmış araştırmacılardır. Adı geçen araştırmacıların mesnevî neşirlerinin ilgili bölümleri tafsilatıyla incelenerek, neşirlerinde kullandıkları aynı mesnevî nüshaları tespit edilmiştir. İlaveten söz konusu nüshalar hakkında tavsiflere yer verilmiş ve araştırmacıların bu konudaki görüşlerine de kısaca değinilmiştir.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":" 520","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140382934","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bedî ilminin lafız sanatlarına dahil olan “teşrî” sanatı, Arap belâgati ile Türk belâgati arasında farklılık gösteren bir sanattır. Kimi Arap ve Türk kaynaklarında bu sanat için “zül’kafiyeteyn” terimi de kullanıldığından, bu sanatın kafiye bahsinde incelenmesini daha uygun gören bazı görüşler bile vardır. Teşrî, Türkçe belâgat kitaplarının –billhassa Arap belâgatini anlatan Türkçe kitapların– çoğunda Arap belâgati ekseninde incelenmekte olup Türk şiirinden az sayıda örnekler verilmiştir. Dikkat edildiğinde bu örnekler, söz konusu sanatı doğru bir şekilde ifâde etmemektedir. Bu çalışma, Türk belâgatinde teşrî sanatının bulunup bulunmadığını; Arap belâgatindeki teşrî ile Türk şiirindeki çok kafiyeli şiirler arasında farkların tespit edilmesini hedeflemektedir.
{"title":"Eski Türk Edebiyatında Teşrî Sanatı Hakkında Yeni Düşünceler","authors":"Mohammed Shareef","doi":"10.28981/hikmet.1432793","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1432793","url":null,"abstract":"Bedî ilminin lafız sanatlarına dahil olan “teşrî” sanatı, Arap belâgati ile Türk belâgati arasında farklılık gösteren bir sanattır. Kimi Arap ve Türk kaynaklarında bu sanat için “zül’kafiyeteyn” terimi de kullanıldığından, bu sanatın kafiye bahsinde incelenmesini daha uygun gören bazı görüşler bile vardır. Teşrî, Türkçe belâgat kitaplarının –billhassa Arap belâgatini anlatan Türkçe kitapların– çoğunda Arap belâgati ekseninde incelenmekte olup Türk şiirinden az sayıda örnekler verilmiştir. Dikkat edildiğinde bu örnekler, söz konusu sanatı doğru bir şekilde ifâde etmemektedir. Bu çalışma, Türk belâgatinde teşrî sanatının bulunup bulunmadığını; Arap belâgatindeki teşrî ile Türk şiirindeki çok kafiyeli şiirler arasında farkların tespit edilmesini hedeflemektedir.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":" 80","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140384653","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Necip Tosun’un hazırladığı Öykü Terimleri Sözlüğü 2023’te Nisan ayında yayımlandı. Yazarın daha önce 1998’de yayımlanmış olan Hayat ve Öykü, 2010 yılında yayımlanmış Modern Öykü Kuramı adlı öykü türü üzerine iki inceleme kitabı daha bulunmaktadır. Yazarın bir öykü yazarını odak noktası seçtiği başka inceleme kitapları ve dergilerde yayımlanmış başka yazıları da bulunmaktadır.
内吉普-托松编写的《故事术语词典》于 2023 年 4 月出版。作者还有两本关于短篇小说体裁的评论书籍,分别是 1998 年出版的 Hayat ve Öykü (《生活与故事》)和 2010 年出版的《现代故事理论》。此外,作者还出版了其他评论书籍,其中选择了一位故事作家作为重点,并在杂志上发表了其他文章。
{"title":"Öykü Terimleri Sözlüğü (Necip Tosun, 2023, Ketebe Yayınları)","authors":"Hafize Şahi̇n","doi":"10.28981/hikmet.1436892","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1436892","url":null,"abstract":"Necip Tosun’un hazırladığı Öykü Terimleri Sözlüğü 2023’te Nisan ayında yayımlandı. Yazarın daha önce 1998’de yayımlanmış olan Hayat ve Öykü, 2010 yılında yayımlanmış Modern Öykü Kuramı adlı öykü türü üzerine iki inceleme kitabı daha bulunmaktadır. Yazarın bir öykü yazarını odak noktası seçtiği başka inceleme kitapları ve dergilerde yayımlanmış başka yazıları da bulunmaktadır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"112 45","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140381616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yeni Türk edebiyatı içinde, Tanzimat edebiyatı ile Servet-i Fünûn edebiyatı arasında yer alıp, az bilinen dönemin adı Ara Nesil dönemidir. Ara Nesil devrinde şiir yazan Hüseyin Haşim Bey; şairliğinin yanı sıra aynı zamanda ressam, hattat ve bestekârdır. Muallim Naci mektebine mensup olup, ölünceye kadar onun şiir anlayışına bağlı kalır. Genellikle dini-tasavvufi, aşk ve hamasi şiirler kaleme alan sanatçının, yaşamış olduğu bir takım sıkıntılar “Nevhât” adını verdiği şiiri kaleme almasına neden olur. Şihâb adlı şiir kitabının ikinci şiiri olan bu şiirde; şairin hayattaki dertlerinden, yalnızlığından, çaresizliğinden, zorluklardan ve yokluktan bahseder. Yaşadığı zorlu hayat ve maruz kaldığı dertlerle başa çıkmakta zorlanan Haşim Bey, bu şiirinde bir zaman sonra ademi arzular. Şairin, şiirini kaleme alırken Akif Paşa’nın “Adem Kasidesi”nin etkisinde kaldığı veya ondan yararlandığı düşünülmektedir. Hayatının çeşitli dönemlerinde yaşadığı zorlu süreçler, onun bu şiiri kaleme almasında rol oynamaktadır. Doğup büyüdüğü şehirden ayrılmak zorunda kalması, küçük yaşta babasını kaybetmesi, işsizlik ve maddi zorluklar yaşaması, onun bedbinliğe düşmesine, umutsuzluk içinde bu şiiri kaleme almasına neden olmuştur. Bu makalede, “Nevhât adlı şiirde sanatçının yaşarken karşılaştığı sıkıntıların şiirine nasıl yansıdığı ve ademi niçin istediği üzerinde durulacaktır.
{"title":"VARLIKTAN ADEME GİDEN YOLDA “NEVHÂT”","authors":"Ali Polat","doi":"10.28981/hikmet.1410651","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1410651","url":null,"abstract":"Yeni Türk edebiyatı içinde, Tanzimat edebiyatı ile Servet-i Fünûn edebiyatı arasında yer alıp, az bilinen dönemin adı Ara Nesil dönemidir. Ara Nesil devrinde şiir yazan Hüseyin Haşim Bey; şairliğinin yanı sıra aynı zamanda ressam, hattat ve bestekârdır. Muallim Naci mektebine mensup olup, ölünceye kadar onun şiir anlayışına bağlı kalır. Genellikle dini-tasavvufi, aşk ve hamasi şiirler kaleme alan sanatçının, yaşamış olduğu bir takım sıkıntılar “Nevhât” adını verdiği şiiri kaleme almasına neden olur. Şihâb adlı şiir kitabının ikinci şiiri olan bu şiirde; şairin hayattaki dertlerinden, yalnızlığından, çaresizliğinden, zorluklardan ve yokluktan bahseder. Yaşadığı zorlu hayat ve maruz kaldığı dertlerle başa çıkmakta zorlanan Haşim Bey, bu şiirinde bir zaman sonra ademi arzular. Şairin, şiirini kaleme alırken Akif Paşa’nın “Adem Kasidesi”nin etkisinde kaldığı veya ondan yararlandığı düşünülmektedir. Hayatının çeşitli dönemlerinde yaşadığı zorlu süreçler, onun bu şiiri kaleme almasında rol oynamaktadır. Doğup büyüdüğü şehirden ayrılmak zorunda kalması, küçük yaşta babasını kaybetmesi, işsizlik ve maddi zorluklar yaşaması, onun bedbinliğe düşmesine, umutsuzluk içinde bu şiiri kaleme almasına neden olmuştur. Bu makalede, “Nevhât adlı şiirde sanatçının yaşarken karşılaştığı sıkıntıların şiirine nasıl yansıdığı ve ademi niçin istediği üzerinde durulacaktır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"53 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140236843","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Klasik Türk edebiyatının önemli şiir kaynaklarından biri de şiir mecmualarıdır. Şiir mecmuaları içerisinde de belli bir kişi için tertip edilenler muhtevaları ve şair-memdûh ilişkisi açısından dikkati çekmektedir. Sultanlar için tertip edilen şiir mecmualarından birisi de bu çalışmanın konusu olan ve Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Bölümünde R. 1314 arşiv numarasıyla kayıtlı olan mecmuadır. Mecmua, Sultan II. Mustafa ve şehzadelerinden Muhammed, Osman ve Hasan için derlenmiştir. Sultan II. Mustafa’nın başmüezzini Muhammed b. Mahmûd tarafından derlenen 45 varaklık mecmuada mahlası tespit edilebilen 22 farklı şaire ait 28 ve mahlassız 6 şiir ile birlikte toplam 34 manzume bulunmaktadır. Mecmuadaki şiirlerin tamamı kaside ve kıt’a nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Mecmua muhteva açısından iki bölümden oluşmaktadır. 13 şiirle ilk bölüm, Sultan II. Mustafa’nın Avusturya seferlerine düşülen tarih manzumeleri, methiyeler ve bir mersiyeden oluşmaktadır. 21 şiirle ikinci bölüm ise Sultan II. Mustafa’nın şehzadelerinden Muhammed, Osman ve Hasan’ın doğumları münasebetiyle kaleme alınan tarih manzumelerinden oluşmaktadır. Bu çalışmada mecmua şekil ve muhteva açısından incelenmiş ve sonrasında örnek şiirler ve MESTAP tablosu okuyucuların istifadesine sunulmuştur
{"title":"SULTAN II. MUSTAFA VE ŞEHZEDELERİ İÇİN TERTİP EDİLEN BİR MECMUA (TSMK-Revan 1314)","authors":"Enes Yildiz","doi":"10.28981/hikmet.1433279","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1433279","url":null,"abstract":"Klasik Türk edebiyatının önemli şiir kaynaklarından biri de şiir mecmualarıdır. Şiir mecmuaları içerisinde de belli bir kişi için tertip edilenler muhtevaları ve şair-memdûh ilişkisi açısından dikkati çekmektedir. Sultanlar için tertip edilen şiir mecmualarından birisi de bu çalışmanın konusu olan ve Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Bölümünde R. 1314 arşiv numarasıyla kayıtlı olan mecmuadır. Mecmua, Sultan II. Mustafa ve şehzadelerinden Muhammed, Osman ve Hasan için derlenmiştir. Sultan II. Mustafa’nın başmüezzini Muhammed b. Mahmûd tarafından derlenen 45 varaklık mecmuada mahlası tespit edilebilen 22 farklı şaire ait 28 ve mahlassız 6 şiir ile birlikte toplam 34 manzume bulunmaktadır. Mecmuadaki şiirlerin tamamı kaside ve kıt’a nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Mecmua muhteva açısından iki bölümden oluşmaktadır. 13 şiirle ilk bölüm, Sultan II. Mustafa’nın Avusturya seferlerine düşülen tarih manzumeleri, methiyeler ve bir mersiyeden oluşmaktadır. 21 şiirle ikinci bölüm ise Sultan II. Mustafa’nın şehzadelerinden Muhammed, Osman ve Hasan’ın doğumları münasebetiyle kaleme alınan tarih manzumelerinden oluşmaktadır. Bu çalışmada mecmua şekil ve muhteva açısından incelenmiş ve sonrasında örnek şiirler ve MESTAP tablosu okuyucuların istifadesine sunulmuştur","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"7 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140246053","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Cönkler, Türk kültürü özelinde Türk halkbiliminin en önemli yazılı kaynaklarındandır. Bilhassa Âşık edebiyatı mensuplarının şiirlerini ihtiva etmesi ve bu ürünlerin kayıt altına alınıp geleceğe aktarılmasında cönkler büyük bir öneme sahiptir. En eskisi XV. yüzyıla ait olan cönklerin XVI. ve XVII. yüzyıllarda sayıları giderek artmıştır. Bilhassa XVIII. asrın ikinci yarısından XIX. yüzyılın sonuna kadar çok sayıda cönk yazılmıştır. Bugün yazma eser kütüphanelerinde muhafaza edilen ve elektronik ortamda araştırmacıların hizmetine sunulmuş olan cönklerin büyük bir kısmının XVIII. ve XIX. yüzyıllara ait olduğu görülmektedir. Cönkler üzerine yapılacak çalışmalar, kaynaklarda ismi geçmeyen birçok âşığın ve eserinin gün ışığına çıkmasına, ilgili şair ve şiirlerin şöhretinin tespitine yardımcı olmaktadır. Bu tür çalışmalar, cöngü tasnif ya da tertip edenlerin şahsında dönemin edebi zevk ve ilgisinin ortaya konulmasına da katkı sunmaktadır. Cönklerle ilgili yapılan çalışmalar, nadir şiirleriyle kaynaklarda zikredilen âşıkların yeni şiirlerinin tespitinde önemli kaynak görevi görmektedir. Böylece cönkler, bir yandan ilgili şairler hakkında daha sağlıklı tespit ve değerlendirmeler yapmaya katkı sunarken öte yandan söz konusu literatürün de güncellenmesine zemin hazırlamaktadır. Bu makale Ankara Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonunda 06 Mil Yz Cönk 125 demirbaş numarası ile kayıtlı olan cönk hakkında inceleme yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada araştırma, yazma eser okuma, inceleme ve analiz yöntemleri kullanılmıştır. İçindeki tarihlerden hareketle eserin istinsah tarihi 1881 olarak tahmin edilmektedir. Cöngün müstensihi ya da mürettibi hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Cönkte Ahmedî, Erzurumlu Emrah, Dertli, Âşık Ömer, Gevherî, İzzet, Karacaoğlan, Meftûnî, Sırrî, Abdullah, Nuri, Nazmî, Kerem, Süleyman, Gulâmî ve Yûnus Emre’nin şiirleri bulunmaktadır. Cönkte nazım şekillerinden en fazla koşma, gazel, nazım, dörtlük ve müstakil beyitler yer almaktadır. Cönkte bazıları beyit ve dörtlük olmak üzere toplam 119 müstakil şiir tespit edilmiştir.
诗集是土耳其文化中最重要的土耳其民间文学书面资料之一。特别是,诗集在收录阿希克文学成员的诗歌、记录这些作品并将其流传后世方面具有重要意义。最古老的藏书属于十五世纪,其数量在十六世纪和十七世纪逐渐增加。特别是从 XVIII 世纪下半叶到 XIX 世纪末,写下了大量的诗歌。如今,保存在手稿图书馆并通过电子方式提供给研究人员的大部分库页都属于 XVIII 和 XIX 世纪。对吟游诗人的研究有助于揭示许多在资料及其作品中未提及姓名的吟游诗人,并确定相关诗人和诗歌的名气。此类研究还有助于揭示当时的文学品味和对吟游诗人的兴趣。对吟游诗人的研究是确定吟游诗人新诗的重要依据,这些吟游诗人的罕见诗作在资料中有所提及。因此,诗集一方面有助于对相关诗人做出更健康的判断和评价,另一方面也为更新相关文献奠定了基础。本文旨在分析安卡拉国家图书馆手稿集中登记的手稿,其固定编号为 06 Mil Yz Cönk 125。研究中使用了研究、手稿阅读、检查和分析方法。根据其中的日期,该作品的创作时间估计为 1881 年。没有关于该诗集作者或手稿作者的信息。诗歌作者包括艾哈迈德、埃尔祖鲁姆鲁-埃姆拉、德特利、Âşık Ömer、盖夫赫里、伊泽特、卡拉考格兰、梅夫图尼、谢里里、阿卜杜拉、努里、纳兹米、凯雷姆、苏莱曼、古拉米和尤努斯-埃姆雷。cönk 中最常见的诗歌形式是 qohma、ghazal、诗歌、四行诗和对联。在该诗集中,共发现 119 首对联诗,其中一些是对联和四行诗。
{"title":"A STUDY ON CONK NO. 125 WHICH IS IN ANKARA NATIONAL LIBRARY MANUSCRIPTS COLLECTION","authors":"R. Tek, Adnan Oktay","doi":"10.28981/hikmet.1434667","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1434667","url":null,"abstract":"Cönkler, Türk kültürü özelinde Türk halkbiliminin en önemli yazılı kaynaklarındandır. Bilhassa Âşık edebiyatı mensuplarının şiirlerini ihtiva etmesi ve bu ürünlerin kayıt altına alınıp geleceğe aktarılmasında cönkler büyük bir öneme sahiptir. En eskisi XV. yüzyıla ait olan cönklerin XVI. ve XVII. yüzyıllarda sayıları giderek artmıştır. Bilhassa XVIII. asrın ikinci yarısından XIX. yüzyılın sonuna kadar çok sayıda cönk yazılmıştır. Bugün yazma eser kütüphanelerinde muhafaza edilen ve elektronik ortamda araştırmacıların hizmetine sunulmuş olan cönklerin büyük bir kısmının XVIII. ve XIX. yüzyıllara ait olduğu görülmektedir. Cönkler üzerine yapılacak çalışmalar, kaynaklarda ismi geçmeyen birçok âşığın ve eserinin gün ışığına çıkmasına, ilgili şair ve şiirlerin şöhretinin tespitine yardımcı olmaktadır. Bu tür çalışmalar, cöngü tasnif ya da tertip edenlerin şahsında dönemin edebi zevk ve ilgisinin ortaya konulmasına da katkı sunmaktadır. Cönklerle ilgili yapılan çalışmalar, nadir şiirleriyle kaynaklarda zikredilen âşıkların yeni şiirlerinin tespitinde önemli kaynak görevi görmektedir. Böylece cönkler, bir yandan ilgili şairler hakkında daha sağlıklı tespit ve değerlendirmeler yapmaya katkı sunarken öte yandan söz konusu literatürün de güncellenmesine zemin hazırlamaktadır. \u0000Bu makale Ankara Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonunda 06 Mil Yz Cönk 125 demirbaş numarası ile kayıtlı olan cönk hakkında inceleme yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada araştırma, yazma eser okuma, inceleme ve analiz yöntemleri kullanılmıştır. İçindeki tarihlerden hareketle eserin istinsah tarihi 1881 olarak tahmin edilmektedir. Cöngün müstensihi ya da mürettibi hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Cönkte Ahmedî, Erzurumlu Emrah, Dertli, Âşık Ömer, Gevherî, İzzet, Karacaoğlan, Meftûnî, Sırrî, Abdullah, Nuri, Nazmî, Kerem, Süleyman, Gulâmî ve Yûnus Emre’nin şiirleri bulunmaktadır. Cönkte nazım şekillerinden en fazla koşma, gazel, nazım, dörtlük ve müstakil beyitler yer almaktadır. Cönkte bazıları beyit ve dörtlük olmak üzere toplam 119 müstakil şiir tespit edilmiştir.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"15 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140249209","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dîvânu Lugâti’t-Türk Türk dili tarihi açısından son derece önemli bir eserdir. Bu eser Türk kültürü ve Türk kavimleri hakkında oldukça değerli bilgiler vermesinin yanı sıra zengin söz varlığı ile Türk dili bağlamında başvurulabilecek en kapsamlı kaynaklardan biridir. Eser içerisinde pek çok kavram grubuyla ilgili sözcüklere rastlanır. Bu kavram gruplarından birini de çocukla ilgili dil malzemesi oluşturur. Bu çalışmada, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te çocuklarla ilgili kullanılan sıfatlar ele alınacaktır. İnceleme için Dîvânu Lugâti’t-Türk içerisinde çocuklarla ilgili kullanıldığı tespit edilen on iki adet sıfatın tarihî gelişimleri de göz önünde bulundurularak Türkiye Türkçesindeki durumları ele alınacaktır. Böylece Dîvân içerisinde çocuklarla ilgili sıfatların görünümü ve kullanımına ilişkin genel bir yoruma ulaşılmaya çalışılacaktır.
{"title":"DÎVÂNU LUGÂTİ’T TÜRK’TE ÇOCUKLARLA İLGİLİ KULLANILAN SIFATLAR VE BU SIFATLARIN TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ DURUMU","authors":"Halil İbrahim Gemi̇ci̇","doi":"10.28981/hikmet.1336803","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1336803","url":null,"abstract":"Dîvânu Lugâti’t-Türk Türk dili tarihi açısından son derece önemli bir eserdir. Bu eser Türk kültürü ve Türk kavimleri hakkında oldukça değerli bilgiler vermesinin yanı sıra zengin söz varlığı ile Türk dili bağlamında başvurulabilecek en kapsamlı kaynaklardan biridir. Eser içerisinde pek çok kavram grubuyla ilgili sözcüklere rastlanır. Bu kavram gruplarından birini de çocukla ilgili dil malzemesi oluşturur. Bu çalışmada, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te çocuklarla ilgili kullanılan sıfatlar ele alınacaktır. İnceleme için Dîvânu Lugâti’t-Türk içerisinde çocuklarla ilgili kullanıldığı tespit edilen on iki adet sıfatın tarihî gelişimleri de göz önünde bulundurularak Türkiye Türkçesindeki durumları ele alınacaktır. Böylece Dîvân içerisinde çocuklarla ilgili sıfatların görünümü ve kullanımına ilişkin genel bir yoruma ulaşılmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"42 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139882149","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Edebî metinler, biçim ve içerik özelliklerine göre farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Anlatmaya bağlı edebî türler içinde yer alan hikâye, yazarın kendi düşünce dünyası ve bilgi birikimi vasıtasıyla insanı ve insan hayatını kurmacaya aktarma çabasının bir ürünü olarak da tanımlanabilir. Hikâye, kaynağını insandan ve insan hayatından alması sebebiyle dil, din, tarih, coğrafya, sosyoloji ve psikoloji gibi pek çok alanla etkileşim içindedir. Dolayısıyla hikâyelerin kurgulanması sürecinde yazar, çözümlenmesi sürecinde ise okur ve araştırmacının bu alanlardan yeterince yararlanması gerekmektedir. 1960 sonrası yazarlarından olan Mustafa Kutlu’nun hâlihazırda basılmış 28 hikâye kitabı vardır. Hikâyelerde yer alan dînî ve beşerî unsurların tespit edilmesi amacıyla hikâyeler üzerinde analiz çalışması yapılmıştır. Hikâyelerde, Türk edebiyatında önemli yere sahip yazar ve eserlerden alıntılar; ayet, hadis, dua ve dînî değerleri yansıtan ifadeler; bilinçli olarak kurguya yansıtılan ve yaşam döngüsüne işaret ettiği düşünülen tekrarlar tespit edilmiştir. Kurguya yansıtılan dünya hayatı, yaşam döngüsü ve İslam inancı üzerine temellendirilmiş yaşam biçimi dînî unsurlar bağlamında; toplumsal yapı, Anadolu insanı, sanat, zanaat, edebiyat, müzik, tarih ve coğrafyaya dayalı anlatım beşerî unsurlar bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmada Kutlu’nun hikâyelerindeki dînî ve beşerî unsurlar tespit edilerek hikâyelerin muhteva zenginliğini göstermek amaçlanmaktadır.
{"title":"Mustafa Kutlu’nun Hikâyelerinde Dînî ve Beşerî Unsurlar","authors":"Havva Aşi","doi":"10.28981/hikmet.1337486","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1337486","url":null,"abstract":"Edebî metinler, biçim ve içerik özelliklerine göre farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Anlatmaya bağlı edebî türler içinde yer alan hikâye, yazarın kendi düşünce dünyası ve bilgi birikimi vasıtasıyla insanı ve insan hayatını kurmacaya aktarma çabasının bir ürünü olarak da tanımlanabilir. Hikâye, kaynağını insandan ve insan hayatından alması sebebiyle dil, din, tarih, coğrafya, sosyoloji ve psikoloji gibi pek çok alanla etkileşim içindedir. Dolayısıyla hikâyelerin kurgulanması sürecinde yazar, çözümlenmesi sürecinde ise okur ve araştırmacının bu alanlardan yeterince yararlanması gerekmektedir. \u00001960 sonrası yazarlarından olan Mustafa Kutlu’nun hâlihazırda basılmış 28 hikâye kitabı vardır. Hikâyelerde yer alan dînî ve beşerî unsurların tespit edilmesi amacıyla hikâyeler üzerinde analiz çalışması yapılmıştır. Hikâyelerde, Türk edebiyatında önemli yere sahip yazar ve eserlerden alıntılar; ayet, hadis, dua ve dînî değerleri yansıtan ifadeler; bilinçli olarak kurguya yansıtılan ve yaşam döngüsüne işaret ettiği düşünülen tekrarlar tespit edilmiştir. Kurguya yansıtılan dünya hayatı, yaşam döngüsü ve İslam inancı üzerine temellendirilmiş yaşam biçimi dînî unsurlar bağlamında; toplumsal yapı, Anadolu insanı, sanat, zanaat, edebiyat, müzik, tarih ve coğrafyaya dayalı anlatım beşerî unsurlar bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmada Kutlu’nun hikâyelerindeki dînî ve beşerî unsurlar tespit edilerek hikâyelerin muhteva zenginliğini göstermek amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"45 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139890706","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Edebî metinler, biçim ve içerik özelliklerine göre farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Anlatmaya bağlı edebî türler içinde yer alan hikâye, yazarın kendi düşünce dünyası ve bilgi birikimi vasıtasıyla insanı ve insan hayatını kurmacaya aktarma çabasının bir ürünü olarak da tanımlanabilir. Hikâye, kaynağını insandan ve insan hayatından alması sebebiyle dil, din, tarih, coğrafya, sosyoloji ve psikoloji gibi pek çok alanla etkileşim içindedir. Dolayısıyla hikâyelerin kurgulanması sürecinde yazar, çözümlenmesi sürecinde ise okur ve araştırmacının bu alanlardan yeterince yararlanması gerekmektedir. 1960 sonrası yazarlarından olan Mustafa Kutlu’nun hâlihazırda basılmış 28 hikâye kitabı vardır. Hikâyelerde yer alan dînî ve beşerî unsurların tespit edilmesi amacıyla hikâyeler üzerinde analiz çalışması yapılmıştır. Hikâyelerde, Türk edebiyatında önemli yere sahip yazar ve eserlerden alıntılar; ayet, hadis, dua ve dînî değerleri yansıtan ifadeler; bilinçli olarak kurguya yansıtılan ve yaşam döngüsüne işaret ettiği düşünülen tekrarlar tespit edilmiştir. Kurguya yansıtılan dünya hayatı, yaşam döngüsü ve İslam inancı üzerine temellendirilmiş yaşam biçimi dînî unsurlar bağlamında; toplumsal yapı, Anadolu insanı, sanat, zanaat, edebiyat, müzik, tarih ve coğrafyaya dayalı anlatım beşerî unsurlar bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmada Kutlu’nun hikâyelerindeki dînî ve beşerî unsurlar tespit edilerek hikâyelerin muhteva zenginliğini göstermek amaçlanmaktadır.
{"title":"Mustafa Kutlu’nun Hikâyelerinde Dînî ve Beşerî Unsurlar","authors":"Havva Aşi","doi":"10.28981/hikmet.1337486","DOIUrl":"https://doi.org/10.28981/hikmet.1337486","url":null,"abstract":"Edebî metinler, biçim ve içerik özelliklerine göre farklı şekillerde sınıflandırılırlar. Anlatmaya bağlı edebî türler içinde yer alan hikâye, yazarın kendi düşünce dünyası ve bilgi birikimi vasıtasıyla insanı ve insan hayatını kurmacaya aktarma çabasının bir ürünü olarak da tanımlanabilir. Hikâye, kaynağını insandan ve insan hayatından alması sebebiyle dil, din, tarih, coğrafya, sosyoloji ve psikoloji gibi pek çok alanla etkileşim içindedir. Dolayısıyla hikâyelerin kurgulanması sürecinde yazar, çözümlenmesi sürecinde ise okur ve araştırmacının bu alanlardan yeterince yararlanması gerekmektedir. \u00001960 sonrası yazarlarından olan Mustafa Kutlu’nun hâlihazırda basılmış 28 hikâye kitabı vardır. Hikâyelerde yer alan dînî ve beşerî unsurların tespit edilmesi amacıyla hikâyeler üzerinde analiz çalışması yapılmıştır. Hikâyelerde, Türk edebiyatında önemli yere sahip yazar ve eserlerden alıntılar; ayet, hadis, dua ve dînî değerleri yansıtan ifadeler; bilinçli olarak kurguya yansıtılan ve yaşam döngüsüne işaret ettiği düşünülen tekrarlar tespit edilmiştir. Kurguya yansıtılan dünya hayatı, yaşam döngüsü ve İslam inancı üzerine temellendirilmiş yaşam biçimi dînî unsurlar bağlamında; toplumsal yapı, Anadolu insanı, sanat, zanaat, edebiyat, müzik, tarih ve coğrafyaya dayalı anlatım beşerî unsurlar bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmada Kutlu’nun hikâyelerindeki dînî ve beşerî unsurlar tespit edilerek hikâyelerin muhteva zenginliğini göstermek amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":102637,"journal":{"name":"HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)","volume":"313 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139830938","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}