M. Petek, İbrahima Mahamane Abdourhamane, Fahir C. Brav, Cihan Ünal
This study was made to investigate the effects of breast condition and keel bone deviations on post-peak egg production of a commercial laying hen housed in a multi-tier conventional battery cage. The birds divided into two groups according to presence of keel bone deviation at first. Then the birds further divided into two groups according to breast condition as well developed or relatively well developed. The laying hens were kept under identical management conditions for commercial laying hens during the study. Data about daily egg production, feed intake, mortality and egg weight was collected from 62 to 77 weeks of age in the groups. There were no significant effects of keel bone deviation on body weight and egg weight of the layer hens. The initial and final body weight of the birds are significantly different between the breast condition groups (P
{"title":"Effects of keel bone deviation on post-peak egg production in a commercial laying hen flock with different breast condition","authors":"M. Petek, İbrahima Mahamane Abdourhamane, Fahir C. Brav, Cihan Ünal","doi":"10.30782/jrvm.1035086","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1035086","url":null,"abstract":"This study was made to investigate the effects of breast condition and keel bone deviations on post-peak egg production of a commercial laying hen housed in a multi-tier conventional battery cage. The birds divided into two groups according to presence of keel bone deviation at first. Then the birds further divided into two groups according to breast condition as well developed or relatively well developed. The laying hens were kept under identical management conditions for commercial laying hens during the study. Data about daily egg production, feed intake, mortality and egg weight was collected from 62 to 77 weeks of age in the groups. There were no significant effects of keel bone deviation on body weight and egg weight of the layer hens. The initial and final body weight of the birds are significantly different between the breast condition groups (P","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"14 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-08-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82153660","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada embriyo transferi sırasında taşıyıcı Holstein ırkı ineklerin kan progesteron seviyelerinin gebelik oranları üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Bu amaçla, 5 üstün genetik özelliklere sahip donör inek ve 36 taşıyıcı inek hayvan materyali olarak kullanıldı. Donörlerde süperovulasyon östrusun 9. gününde başlayan 12 saat ara ve 4 gün süreyle uygulanan FSH hormonu ile sağlandı. Uterus yıkaması bir hafta sonra gerçekleştirildi. Taşıyıcı hayvanlar 11 gün ara ile iki kez uygulanan prostaglandin enjeksiyonu ile senkronize edildi. Transfer günü taşıyıcı ineklerden kan örnekleri alındı ve kan progesteron seviyelerine göre taşıyıcılar üç gruba (Grup 1 (8ng/ml)] ayrıldı. Çalışmada sadece birinci kalite blastosist (Grade I) evresindeki embriyolar kullanıldı. Gebelik muayeneleri embriyo transferi sonrası 30. günde ultrasonla yapıldı. Sonuçların istatistiksel olarak değerlendirilmesinde SPSS programı (SPSS 23, Chicago, IL, USA) kullanıldı. Embriyo transferi zamanında taşıyıcı hayvanların kan progesteron seviyesinin ölçülmesinin gebelik oranlarının geliştirilmesi için önemli olduğu belirlendi (P8ng/ml kan progesteron seviyesine sahip olan hayvanlara yapılacak embriyo transferlerinin gebelik oranlarını artıracağı tespit edildi.
{"title":"The Effect of Progesterone Level on Pregnancy Success in Embryo Transfer Carrier Cows","authors":"S. Alçay, A. Aktar, H. Sagirkaya","doi":"10.30782/jrvm.1101989","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1101989","url":null,"abstract":"Bu çalışmada embriyo transferi sırasında taşıyıcı Holstein ırkı ineklerin kan progesteron seviyelerinin gebelik oranları üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Bu amaçla, 5 üstün genetik özelliklere sahip donör inek ve 36 taşıyıcı inek hayvan materyali olarak kullanıldı. Donörlerde süperovulasyon östrusun 9. gününde başlayan 12 saat ara ve 4 gün süreyle uygulanan FSH hormonu ile sağlandı. Uterus yıkaması bir hafta sonra gerçekleştirildi. Taşıyıcı hayvanlar 11 gün ara ile iki kez uygulanan prostaglandin enjeksiyonu ile senkronize edildi. Transfer günü taşıyıcı ineklerden kan örnekleri alındı ve kan progesteron seviyelerine göre taşıyıcılar üç gruba (Grup 1 (8ng/ml)] ayrıldı. Çalışmada sadece birinci kalite blastosist (Grade I) evresindeki embriyolar kullanıldı. Gebelik muayeneleri embriyo transferi sonrası 30. günde ultrasonla yapıldı. Sonuçların istatistiksel olarak değerlendirilmesinde SPSS programı (SPSS 23, Chicago, IL, USA) kullanıldı. Embriyo transferi zamanında taşıyıcı hayvanların kan progesteron seviyesinin ölçülmesinin gebelik oranlarının geliştirilmesi için önemli olduğu belirlendi (P8ng/ml kan progesteron seviyesine sahip olan hayvanlara yapılacak embriyo transferlerinin gebelik oranlarını artıracağı tespit edildi.","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90817365","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
G. Aytoğu, K. Yesilbag, E. B. Toker, Berfin Kadiroğlu, Özer Ateş, P. Tuncer-Göktuna
Restriksiyon Parça Uzunluk Polimorfizmi (RFLP) tekniği kullanılarak tüm genomun analizinde Bovine Herpesviruses-1 (BoHV-1) suşlarını BoHV-1.1, 1.2a, 1.2b olmak üzere üç alt tipte sınıflandırılmaktadır. Bu alt tipler klinik bulgular göre de değerlendirilmektedir ancak bu yönde henüz net bir ilişkilendirme yapılmamıştır. Çoğunlukla BoHV-1.2b, genital hastalık bulgularıyla ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada solunum yolu hastalığından alınan nazal sürüntü örneğinde BoHV-1 izolatı elde edilmiştir. Bu çalışmada ayrıca, genomun UL44 (Glikoprotein C) bölgesini hedefleyen filogenetik analiz ve UL39 - US3 bölgelerini hedefleyen, yeni geliştirilen bir multipleks PCR analizini takiben Hind III enzimi kullanılarak uygulanan RFLP ile alt tiplendirme gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda izolasyon başarısı iki farklı devamlı hücre hattında karşılaştırılmıştır. SFT-R hücre hattı, BoHV-1 saha örneklerinin izolasyonunda MDBK hücre hattına nazaran daha duyarlı bulunmuştur. Elde edilen izolat (ID:8640), BoHV-1.2b olarak sınıflandırılırken, Cooper suşundan serolojik olarak ayırt edilemediği değerlendirildi. Mevcut çalışma, BoHV-1.2b'nin Türkiye'deki ilk izolasyonunu bildirmesinin yanı sıra klinik solunum yolu hastalığından nadir tespit edilen BoHV-1.2b izolasyonunu bildirmektedir. Sonuçlar ayrıca kolay ve hızlı alt tipleme için PCR tabanlı RFLP analizinin etkinliğini gösteren veriler içermektedir. Ancak BoHV-1 saha izolatlarının genetik çeşitliliğine bağlı olarak bu teknik üzerine daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
{"title":"First isolation and characterization of Bovine Herpesvirus 1.2b (BoHV-1.2b ) strain from respiratory tract of cattle in Turkey","authors":"G. Aytoğu, K. Yesilbag, E. B. Toker, Berfin Kadiroğlu, Özer Ateş, P. Tuncer-Göktuna","doi":"10.30782/jrvm.1082913","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1082913","url":null,"abstract":"Restriksiyon Parça Uzunluk Polimorfizmi (RFLP) tekniği kullanılarak tüm genomun analizinde Bovine Herpesviruses-1 (BoHV-1) suşlarını BoHV-1.1, 1.2a, 1.2b olmak üzere üç alt tipte sınıflandırılmaktadır. Bu alt tipler klinik bulgular göre de değerlendirilmektedir ancak bu yönde henüz net bir ilişkilendirme yapılmamıştır. Çoğunlukla BoHV-1.2b, genital hastalık bulgularıyla ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada solunum yolu hastalığından alınan nazal sürüntü örneğinde BoHV-1 izolatı elde edilmiştir. Bu çalışmada ayrıca, genomun UL44 (Glikoprotein C) bölgesini hedefleyen filogenetik analiz ve UL39 - US3 bölgelerini hedefleyen, yeni geliştirilen bir multipleks PCR analizini takiben Hind III enzimi kullanılarak uygulanan RFLP ile alt tiplendirme gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda izolasyon başarısı iki farklı devamlı hücre hattında karşılaştırılmıştır. SFT-R hücre hattı, BoHV-1 saha örneklerinin izolasyonunda MDBK hücre hattına nazaran daha duyarlı bulunmuştur. Elde edilen izolat (ID:8640), BoHV-1.2b olarak sınıflandırılırken, Cooper suşundan serolojik olarak ayırt edilemediği değerlendirildi. Mevcut çalışma, BoHV-1.2b'nin Türkiye'deki ilk izolasyonunu bildirmesinin yanı sıra klinik solunum yolu hastalığından nadir tespit edilen BoHV-1.2b izolasyonunu bildirmektedir. Sonuçlar ayrıca kolay ve hızlı alt tipleme için PCR tabanlı RFLP analizinin etkinliğini gösteren veriler içermektedir. Ancak BoHV-1 saha izolatlarının genetik çeşitliliğine bağlı olarak bu teknik üzerine daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"133 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76884913","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Organ distribution and biochemical characteristics of Klebsiella species in farm raised heteroclarias (Clarias gariepinus female x Heterobranchus longifilis male) fish in Ilorin metropolis","authors":"I. Adeshinaa, M. Abubakar, R. Abdulateef","doi":"10.52547/injvr.2.2.47","DOIUrl":"https://doi.org/10.52547/injvr.2.2.47","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"30 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81067743","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kalpain 1 (CAPN1) geni, mikromolar kalsiyum–aktive nötral proteaz geni olarak bilinir ve postmortem koşullarda miyofibriler proteinleri indirgeyen kalsiyum bağımlı sistein proteazı, μ-kalpaini ayrıştırır. Bu genin kas metabolizması ve gelişimi üzerinde önemli etkileri vardır. Bu gen, çeşitli sığır ırkları arasında geniş çapta çalışılmış olmasına rağmen, Türk yerli sığırları hakkında sınırlı bilgi bulunmaktadır. Bu nedenle bu çalışma, bazı Türk yerli sığır ırklarında CAPN1 p.Ala316Gly polimorfizmine ait genetik varyasyonu belirlemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda 99 Boz ve 41 Yerli Kara ırkı erkek sığır PCR-RFLP metodu kullanılarak genotiplendirilmiştir. Genotipik ve alelik frekanslar, Hardy-Weinberg dengesi (HWE), heterozigotluk (He), polimorfizm bilgi içeriği (PIC), efektif alel sayısı (Ne), fiksasyon indeksi (Fıs), olası varyasyon gerçekleşme düzeyi (%V) dahil olmak üzere popülasyon genetik parametreleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Shannon-Weaver indeksi, Simpson dominantlık indeksi ve Gini katsayısını içeren biyoçeşitlilik indeksleri hesaplanmıştır. Sonuçlar, GG genotipinin her iki yerli ırkta da oldukça baskın olduğunu ortaya koydu. Öte yandan, toplam popülasyonda CC genotipinin bulunmadığı gözlenmiştir. Bu durum dikkate değer düzeyde düşük C allel frekansıyla sonuçlanmıştır (Boz ve Yerli Kara için sırasıyla 0.13 ve 0.12). Fisher’ın kesin testi, HWE’den sapma oldğunu, popülasyon genetiği parametreleri ise, incelenen ırklarda oldukça düşük bir genetik varyasyon düzeyi olduğunu göstermiştir. Bu gözlem, düşük seviyedeki biyolojik çeşitlilik seviyeleri ile desteklenmiştir. Nitekim CAPN1 markörü, Boz ve Yerli Kara sığırları için düşük seviyede bilgilendiricilik göstermiştir ancak Türkiye’deki yerli sığır ırklarının genetik karakterizasyonu hakkında ileride yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Yerli ırklarda yapılacak moleküler genetik çalışmalar, önemli biyolojik süreçlerle ilgili daha geniş perspektifleri ortaya koymak ve büyüme, kas gelişimi ve yem verimliliği gibi kompleks özelliklerin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için teşvik edilmelidir.
{"title":"Variation of the calpain 1 p.Ala316Gly genotypes in Turkish Grey Steppe and Anatolian Black bulls","authors":"S. Ardıçlı, Ö. Çobanoğlu","doi":"10.30782/jrvm.1090467","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1090467","url":null,"abstract":"Kalpain 1 (CAPN1) geni, mikromolar kalsiyum–aktive nötral proteaz geni olarak bilinir ve postmortem koşullarda miyofibriler proteinleri indirgeyen kalsiyum bağımlı sistein proteazı, μ-kalpaini ayrıştırır. Bu genin kas metabolizması ve gelişimi üzerinde önemli etkileri vardır. Bu gen, çeşitli sığır ırkları arasında geniş çapta çalışılmış olmasına rağmen, Türk yerli sığırları hakkında sınırlı bilgi bulunmaktadır. Bu nedenle bu çalışma, bazı Türk yerli sığır ırklarında CAPN1 p.Ala316Gly polimorfizmine ait genetik varyasyonu belirlemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda 99 Boz ve 41 Yerli Kara ırkı erkek sığır PCR-RFLP metodu kullanılarak genotiplendirilmiştir. Genotipik ve alelik frekanslar, Hardy-Weinberg dengesi (HWE), heterozigotluk (He), polimorfizm bilgi içeriği (PIC), efektif alel sayısı (Ne), fiksasyon indeksi (Fıs), olası varyasyon gerçekleşme düzeyi (%V) dahil olmak üzere popülasyon genetik parametreleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Shannon-Weaver indeksi, Simpson dominantlık indeksi ve Gini katsayısını içeren biyoçeşitlilik indeksleri hesaplanmıştır. Sonuçlar, GG genotipinin her iki yerli ırkta da oldukça baskın olduğunu ortaya koydu. Öte yandan, toplam popülasyonda CC genotipinin bulunmadığı gözlenmiştir. Bu durum dikkate değer düzeyde düşük C allel frekansıyla sonuçlanmıştır (Boz ve Yerli Kara için sırasıyla 0.13 ve 0.12). Fisher’ın kesin testi, HWE’den sapma oldğunu, popülasyon genetiği parametreleri ise, incelenen ırklarda oldukça düşük bir genetik varyasyon düzeyi olduğunu göstermiştir. Bu gözlem, düşük seviyedeki biyolojik çeşitlilik seviyeleri ile desteklenmiştir. Nitekim CAPN1 markörü, Boz ve Yerli Kara sığırları için düşük seviyede bilgilendiricilik göstermiştir ancak Türkiye’deki yerli sığır ırklarının genetik karakterizasyonu hakkında ileride yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Yerli ırklarda yapılacak moleküler genetik çalışmalar, önemli biyolojik süreçlerle ilgili daha geniş perspektifleri ortaya koymak ve büyüme, kas gelişimi ve yem verimliliği gibi kompleks özelliklerin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için teşvik edilmelidir.","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"4995 3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82316898","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Suni tohumlama yönteminin başarısı, birçok diğer etken ile birlikte, uygulayıcının spermayı doğru zamanda genital kanala vermesinden geçmektedir. Süt hayvancılığında ıslah sonucu meydana gelen metabolizma artışı, üreme hormonlarının miktarında ve yarılanma sürelerinde değişikliklere sebep olmaktadır. Bu durum, östrus bulgularının görülmesinde ve dolayısıyla elde edilecek gebelik sonuçlarının doğrudan azalmasına neden olmaktadır. Sürü devamlılığı ve üretim verimliliği açısından son derece önemli olan gebelik, en ideal ve kısa yoldan ulaşılması gereken nihai hedeftir. Bu amaçla sabit zamanlı suni tohumlama için kullanılan yöntemler (presynch, ovsynch, G6G, G7G, v.b.) yıllar boyunca araştırılmış ve günümüzde geliştirilmeye devam etmektedir. Bu çalışmada, progesteron destekli ovsynch senkronizasyonu ile aynı planının ilk hormonu olan GnRH enjeksiyonu yerine PMSG ile gerçekleştirilen indüksiyon sonrasında elde edilecek östrus cevapları ve buna bağlı olarak elde edilecek gebelik oranlarının araştırılması planlanmıştır. Bu amaçla ticari olarak süt üretimi yapan entansif bir işletmede, aynı koşullarda bakım, besleme ve barındırılması gerçekleştirilen toplam 139 baş sütçü Simmental inek kullanıldı. Çalışmaya dâhil edilen hayvanlar; üretim kayıtları bilinen, düzenli olarak cinsel aktivite gösteren, en az bir doğum geçmişi olan ve herhangi bir hastalık geçmişi bulunmayan hayvanlar arasından seçildi. Çalışma sonucunda, PMSG grubuna hem iç hem de dış östrus bulguları gösteren hayvanların sayısı 61 baş olarak, %89,71 oranında tespit edilmiş ve bu hayvanların da 55 tanesinde gebelik sonucu elde edilmiştir (%90,16). GnRH ile başlanan senkronizasyon grubunda östrus yanıtı 56 başta (%78,87) tespit edilmiş ve bu hayvanlardan elde edilen gebelik 45 baş hayvan ile %80,35 oranında bulunmuştur. Gerçekleştirilen istatistiki analiz sonucunda, iki senkronizasyon modelinde de östrus bulgularının gözlemlenmesi ve östrusa bağlı olarak elde edilen gebelik sonuçları arasında istatistiki anlamlılık değerinde fark bulunamamıştır (P
{"title":"Effects of Pregnant Mare Serum Gonadotropine (PMSG) on Synchronisation and Pregnancy Rates of Dairy Cows","authors":"M. B. Toker, S. Alçay","doi":"10.30782/jrvm.1110043","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1110043","url":null,"abstract":"Suni tohumlama yönteminin başarısı, birçok diğer etken ile birlikte, uygulayıcının spermayı doğru zamanda genital kanala vermesinden geçmektedir. Süt hayvancılığında ıslah sonucu meydana gelen metabolizma artışı, üreme hormonlarının miktarında ve yarılanma sürelerinde değişikliklere sebep olmaktadır. Bu durum, östrus bulgularının görülmesinde ve dolayısıyla elde edilecek gebelik sonuçlarının doğrudan azalmasına neden olmaktadır. Sürü devamlılığı ve üretim verimliliği açısından son derece önemli olan gebelik, en ideal ve kısa yoldan ulaşılması gereken nihai hedeftir. Bu amaçla sabit zamanlı suni tohumlama için kullanılan yöntemler (presynch, ovsynch, G6G, G7G, v.b.) yıllar boyunca araştırılmış ve günümüzde geliştirilmeye devam etmektedir. Bu çalışmada, progesteron destekli ovsynch senkronizasyonu ile aynı planının ilk hormonu olan GnRH enjeksiyonu yerine PMSG ile gerçekleştirilen indüksiyon sonrasında elde edilecek östrus cevapları ve buna bağlı olarak elde edilecek gebelik oranlarının araştırılması planlanmıştır. Bu amaçla ticari olarak süt üretimi yapan entansif bir işletmede, aynı koşullarda bakım, besleme ve barındırılması gerçekleştirilen toplam 139 baş sütçü Simmental inek kullanıldı. Çalışmaya dâhil edilen hayvanlar; üretim kayıtları bilinen, düzenli olarak cinsel aktivite gösteren, en az bir doğum geçmişi olan ve herhangi bir hastalık geçmişi bulunmayan hayvanlar arasından seçildi. Çalışma sonucunda, PMSG grubuna hem iç hem de dış östrus bulguları gösteren hayvanların sayısı 61 baş olarak, %89,71 oranında tespit edilmiş ve bu hayvanların da 55 tanesinde gebelik sonucu elde edilmiştir (%90,16). GnRH ile başlanan senkronizasyon grubunda östrus yanıtı 56 başta (%78,87) tespit edilmiş ve bu hayvanlardan elde edilen gebelik 45 baş hayvan ile %80,35 oranında bulunmuştur. Gerçekleştirilen istatistiki analiz sonucunda, iki senkronizasyon modelinde de östrus bulgularının gözlemlenmesi ve östrusa bağlı olarak elde edilen gebelik sonuçları arasında istatistiki anlamlılık değerinde fark bulunamamıştır (P","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84039248","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The nematode phylum Nematomorpha contains organisms which are also known as horsehair worms or Gordian worms. We report here a male specimen of Gordian worm from a horse farm in Balıkesir province, Turkey. The body of the specimen was brown in color and the length was about 38 cm. After fixed in ethyl alcohol (80%) scanning electron microscopic (SEM) observations were carried out. Based on macroscopic and SEM findings the specimen was identified as Gordius sp.. As merely little data is available on these organisms in Turkey, our finding will contribute to the existing knowledge in terms of the local diversity of this taxon.
{"title":"First record of Gordius sp. (Nematomorpha: Gordioidea) from Balıkesir Province, Turkey","authors":"V. Cirak, A. Schmidt-Rhaesa, K. Yıldız","doi":"10.30782/jrvm.1036422","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1036422","url":null,"abstract":"The nematode phylum Nematomorpha contains organisms which are also known as horsehair worms or Gordian worms. We report here a male specimen of Gordian worm from a horse farm in Balıkesir province, Turkey. The body of the specimen was brown in color and the length was about 38 cm. After fixed in ethyl alcohol (80%) scanning electron microscopic (SEM) observations were carried out. Based on macroscopic and SEM findings the specimen was identified as Gordius sp.. As merely little data is available on these organisms in Turkey, our finding will contribute to the existing knowledge in terms of the local diversity of this taxon.","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"136 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73294557","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Respiratuar Sinsitiyal Virüsü (RSV), koyun ve keçi solunum yolu hastalığının önemli bir nedenidir. RSV, genellikle solunum yolları epitelinde replike olur ve proinflamatuar sitokinler ve kemokinler indüklenir. Yapılan çalışmada, doğal RSV ile enfekte koyun ve keçi akciğer parafin bloklarında TNF-a ekspresyonu immunohistokimyasal yöntem ile araştırılması amaçlandı. Çalışma materyali, Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne, Ankara ve çevre illerinden 2015- 2020 yılları arasında pnömoni şüphesi ile gelen yirmi dokuz adet hasta (on dokuz Koyun ve on keçi) akciğer arşiv parafin blokları oluşturdu. Koyun ve keçi akciğer parafin blok dokularında bronş ve bronş epitelinde dejenerasyon ve deskuamasyon, fibromusküler hipertrofi, peribronşiyal lenfoid dokuda hiperplazi, interalveolar septumda hücre infiltrasyonu gibi histopatolojik bulgular istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). İmmunohistaokimyasal olarak, bronş ve bronş epitelinde ve hücre döküntülerinde, bronş bezlerinde, interalveolar septum inflamatuar hücrelerde, alveolar makrofajlarda RSV replikasyonu koyun ve keçilerde istatiksel olarak benzerdi (p> 0.05). TNF-a’nın ekspresyonu keçilerin akciğer dokusunda koyunlara göre daha fazla şiddetli boyandığı (p
{"title":"Doğal Solunum Sinsitiyal Virüsü (RSV) ile Enfekte Koyun ve Keçi Akciğer Parafin Bloklarında TNF-a Ekspresyonunun İmmünohistokimyasal Olarak İncelenmesi","authors":"Funda Terzi, Yavuz Ulusoy, Bahadır Kilinç, Ayşe Gül Dal, Rabi Sali̇k","doi":"10.30782/jrvm.1059876","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1059876","url":null,"abstract":"Respiratuar Sinsitiyal Virüsü (RSV), koyun ve keçi solunum yolu hastalığının önemli bir nedenidir. RSV, genellikle solunum yolları epitelinde replike olur ve proinflamatuar sitokinler ve kemokinler indüklenir. Yapılan çalışmada, doğal RSV ile enfekte koyun ve keçi akciğer parafin bloklarında TNF-a ekspresyonu immunohistokimyasal yöntem ile araştırılması amaçlandı. Çalışma materyali, Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne, Ankara ve çevre illerinden 2015- 2020 yılları arasında pnömoni şüphesi ile gelen yirmi dokuz adet hasta (on dokuz Koyun ve on keçi) akciğer arşiv parafin blokları oluşturdu. Koyun ve keçi akciğer parafin blok dokularında bronş ve bronş epitelinde dejenerasyon ve deskuamasyon, fibromusküler hipertrofi, peribronşiyal lenfoid dokuda hiperplazi, interalveolar septumda hücre infiltrasyonu gibi histopatolojik bulgular istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). İmmunohistaokimyasal olarak, bronş ve bronş epitelinde ve hücre döküntülerinde, bronş bezlerinde, interalveolar septum inflamatuar hücrelerde, alveolar makrofajlarda RSV replikasyonu koyun ve keçilerde istatiksel olarak benzerdi (p> 0.05). TNF-a’nın ekspresyonu keçilerin akciğer dokusunda koyunlara göre daha fazla şiddetli boyandığı (p","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87225837","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The present study investigated the extraction of phenolic compounds from propolis according to solvent factor. The propolis samples were extracted in four different solvents, which water, ethanol-water (70%), dimethyl sulfoxide (DMSO), and L-lysine (8%), and were analyzed 36 phenolic compounds by HPLC-DAD. Statistically significant differences in solubility of the phenolic compound at various levels were detected among the solvents (P
{"title":"Determination of the effect of green extraction solvents on the phenolic acids and flavonoids of propolis","authors":"M. Kekeçoğlu, A. Sorucu","doi":"10.30782/jrvm.937418","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.937418","url":null,"abstract":"The present study investigated the extraction of phenolic compounds from propolis according to solvent factor. The propolis samples were extracted in four different solvents, which water, ethanol-water (70%), dimethyl sulfoxide (DMSO), and L-lysine (8%), and were analyzed 36 phenolic compounds by HPLC-DAD. Statistically significant differences in solubility of the phenolic compound at various levels were detected among the solvents (P","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"124 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-05-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87959547","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
M. Petek, Enver Çavuşoğlu, Fulya Odabası, D. Yesilbag
This study was carried out to investigate external and internal egg quality traits of different quail lines housed in a multitier cage system. The study was performed on eggs of three different lines of quail as wild type, recessive white and black cross-line stock raised for commercial production. All flocks in the experiment were housed in same environmental conditions for quail and fed same diets during the experiment. A total of 60 eggs from each quail lines were used to determine internal and external egg quality traits. Quail eggs were examined for both internal and external quality characteristics. The eggs from cross-line black coloured quails had significantly greater weight (P
{"title":"External and Internal Egg Quality Traits of Different Quail Lines Housed in a Multitier Battery Cage","authors":"M. Petek, Enver Çavuşoğlu, Fulya Odabası, D. Yesilbag","doi":"10.30782/jrvm.1025604","DOIUrl":"https://doi.org/10.30782/jrvm.1025604","url":null,"abstract":"This study was carried out to investigate external and internal egg quality traits of different quail lines housed in a multitier cage system. The study was performed on eggs of three different lines of quail as wild type, recessive white and black cross-line stock raised for commercial production. All flocks in the experiment were housed in same environmental conditions for quail and fed same diets during the experiment. A total of 60 eggs from each quail lines were used to determine internal and external egg quality traits. Quail eggs were examined for both internal and external quality characteristics. The eggs from cross-line black coloured quails had significantly greater weight (P","PeriodicalId":13839,"journal":{"name":"International Journal of Applied Research in Veterinary Medicine","volume":"95 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-04-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"77725034","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"农林科学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}