首页 > 最新文献

Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi最新文献

英文 中文
ETHICAL-AESTHETICAL CONCEPTIONS IN FAIRY-TALES WITHIN THE CONTEXT OF THE PHENOMENON OF BEAUTY 童话故事中的伦理美育——美现象的语境
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1200235
Çiğdem AKYÜZ ÖZTOKMAK
Tales are formed orally by their nature and continue their existence for generations by maintaining their anonymous structure. Inspired by the power of the parole, story telling creates a visual memory through words, and it is thought to contribute to the formation of the individual's first aesthetic understanding. Aesthetic symbols designed for the child subject also serve the educational function and convey the first ethical information. It can be predicted that the individual, who has started to collect data on aesthetics in infancy, will acquire this as a skill in the continuation of his life. Aestheticized symbols used in fairy-tales are usually simple objects, colors, or concepts that children are familiar with and relatively easy to understand. In this study, ethical-aesthetic teachings related to child education in fairy-tales have been examined within the context of the phenomenon of beauty on the basis of Arthur Schopenhauer's views in Metaphysics of Beauty: Secrets of Art and Beauty. While the universe of the study are tales, the sample is composed of the tales in Pertev Naili Boratav's collection titled Az Gittik Uz Gittik (We went less, We went Far). According to the findings of the study, Arthur Schopenhauer’s philosophy of beauty and the conceptions of beauty in Boratav’s fariy-tales are in line with each other. Both of them associate beauty with metaphysics. Additionally in Boratav’s fairy-tales the values that signify family ties such as mother, father, sibling, and the importance of being good and virtuous are at the forefront of ethical teachings and ethical values were determined to be transferred with aestheticized items. From this point of view it is aimed to emphasize that the new approaches and methods related to education can benefit from aesthetic-ethical expression opportunities of fairy-tales.
故事的本质是口头形成的,并通过保持其匿名结构而代代相传。受言语力量的启发,讲故事通过文字创造了一种视觉记忆,它被认为有助于形成个人的第一审美理解。为儿童主体设计的审美符号也服务于教育功能,传达第一伦理信息。可以预见,一个在婴儿期就开始收集美学资料的人,将在他生命的延续中获得这一技能。童话中使用的审美符号通常是孩子们熟悉的、相对容易理解的简单物体、颜色或概念。本研究以叔本华在《美的形而上学:艺术与美的秘密》一书中的观点为基础,在美现象的背景下,对童话中与儿童教育相关的伦理美学教学进行了研究。虽然研究的范围是故事,但样本是由Pertev Naili Boratav的故事集Az Gittik Uz Gittik(我们走得少,我们走得远)中的故事组成的。研究结果表明,叔本华的美哲学与波拉塔夫童话中的美的概念是一致的。他们都把美和形而上学联系在一起。此外,在波拉塔夫的童话故事中,象征家庭关系的价值观,如母亲、父亲、兄弟姐妹,以及善良和道德的重要性,都处于伦理教育的最前沿,伦理价值观被确定为与审美化的物品一起转移。从这一角度出发,强调童话的审美伦理表达可以为教育提供新的途径和方法。
{"title":"ETHICAL-AESTHETICAL CONCEPTIONS IN FAIRY-TALES WITHIN THE CONTEXT OF THE PHENOMENON OF BEAUTY","authors":"Çiğdem AKYÜZ ÖZTOKMAK","doi":"10.34083/akaded.1200235","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1200235","url":null,"abstract":"Tales are formed orally by their nature and continue their existence for generations by maintaining their anonymous structure. Inspired by the power of the parole, story telling creates a visual memory through words, and it is thought to contribute to the formation of the individual's first aesthetic understanding. Aesthetic symbols designed for the child subject also serve the educational function and convey the first ethical information. It can be predicted that the individual, who has started to collect data on aesthetics in infancy, will acquire this as a skill in the continuation of his life. Aestheticized symbols used in fairy-tales are usually simple objects, colors, or concepts that children are familiar with and relatively easy to understand. \u0000In this study, ethical-aesthetic teachings related to child education in fairy-tales have been examined within the context of the phenomenon of beauty on the basis of Arthur Schopenhauer's views in Metaphysics of Beauty: Secrets of Art and Beauty. While the universe of the study are tales, the sample is composed of the tales in Pertev Naili Boratav's collection titled Az Gittik Uz Gittik (We went less, We went Far). According to the findings of the study, Arthur Schopenhauer’s philosophy of beauty and the conceptions of beauty in Boratav’s fariy-tales are in line with each other. Both of them associate beauty with metaphysics. Additionally in Boratav’s fairy-tales the values that signify family ties such as mother, father, sibling, and the importance of being good and virtuous are at the forefront of ethical teachings and ethical values were determined to be transferred with aestheticized items. From this point of view it is aimed to emphasize that the new approaches and methods related to education can benefit from aesthetic-ethical expression opportunities of fairy-tales.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"706 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123837355","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Azerbaycan Türkçesinde “dA” Bağlacının Çeşitli Anlamsal İşlevleri
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1199846
Sultan Şenödeyi̇ci̇
Türkçede bağlaç, sözcük türleri arasında tek başına bir anlamı olmayan; sözcükler, sözcük grupları ve cümleler arasında anlamsal ilişkiler kuran öge olarak tanımlanır. Bağlaçlar, dil unsurları arasında biçimsel açıdan bağlantı kurdukları gibi anlamsal ilgiler de kurabilmektedirler. Bu kadar kullanım yoğunluğu ve çeşitliliğine sahip olan sözcük türünün anlamsal işlevlerine yönelik çalışmalar da farklı bakış açılarına göre şekillenmektedir. Türk lehçeleri arasında, aynı yapının ya da sözcüğün cümle içinde farklı anlamlar ve işlevler kazandığı görülmektedir. Çalışmada “dA” bağlacının farklı anlamları ve işlevleri gösterilmiştir. “dA” bağlacının bağlam içi kullanımları Azerbaycan Türkçesi ile yazılmış metinlerden derlenen örnekler üzerinden sözdizimsel ve anlamsal yönüyle ele alınmıştır. Örnekler, Elçin’in (Elçin, 2005) “Seçilmiş Eserleri I “Hekayələr” adlı eserinden derlenmiştir. Alıntıların yapıldığı hikâyelerin başlıkları kısaltmalarla verilmiş ve sayfa numaraları belirtilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucu “dA” bağlacının bağlam içi işlevleri; çelişki bildirme işlevi, olumluluğu olumsuzlaştırma işlevi, olumsuzluğu olumluluğa çevirme işlevi, durumların eşitlenmesi işlevi, sebep-sonuç işlevi, karşılaştırma işlevi, destekleme işlevi, benzer bir duruma dayanak oluşturma işlevi, ekleme işlevi, bir durumu diğer bir duruma ekleme / ilişkilendirme işlevi, pekiştirme işlevi, aynı anda olma işlevi, aynı eylemi birlikte yapma şeklinde on üç ana başlık altında sınıflandırılmıştır. Bu sonuçlar “dA” bağlacının sözdizimsel işlevin yanı sıra semantik işlevle de metinlerde yer aldığının açık bir göstergesidir. Bağlaçla ilgili elde edilen veriler sonucunda hem işlev hem de sınıflandırma bakımından yeni çalışmalara da zemin hazırlayacaktır.
在土耳其语中,连接词被定义为一种元素,它本身在词类之间没有意义,但能在词、词组和句子之间建立语义关系。连词既能建立语义关系,也能建立语言元素之间的形式联系。对这种使用强度大、种类多的词类的语义功能的研究是根据不同的视角形成的。我们可以看到,在不同的土耳其方言中,相同的结构或单词在句子中具有不同的意义和功能。本研究展示了连词 "dA "的不同意义和功能。本研究通过阿塞拜疆土耳其语文本中的实例,从句法和语义两方面分析了连词 "dA "在语境中的用法。这些例子选自埃尔钦(Elçin,2005 年)的《作品选 I "Hekayələr"》。引用的故事标题用缩写表示,并标明页码。根据评估结果,连词 "dA "的语境功能主要分为十三种:表达矛盾的功能、否定积极的功能、化消极为积极的功能、均衡情况的功能、因果关系的功能、比较的功能、支持的功能、形成类似情况的基础的功能、添加的功能、将一种情况添加/关联到另一种情况的功能、加强的功能、同时存在的功能、共同做相同动作的功能。这些结果清楚地表明,连词 "dA "在文本中既有语义功能,也有句法功能。由于获得了有关连词的数据,这将为功能和分类方面的新研究铺平道路。
{"title":"Azerbaycan Türkçesinde “dA” Bağlacının Çeşitli Anlamsal İşlevleri","authors":"Sultan Şenödeyi̇ci̇","doi":"10.34083/akaded.1199846","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1199846","url":null,"abstract":"Türkçede bağlaç, sözcük türleri arasında tek başına bir anlamı olmayan; sözcükler, sözcük grupları ve cümleler arasında anlamsal ilişkiler kuran öge olarak tanımlanır. Bağlaçlar, dil unsurları arasında biçimsel açıdan bağlantı kurdukları gibi anlamsal ilgiler de kurabilmektedirler. Bu kadar kullanım yoğunluğu ve çeşitliliğine sahip olan sözcük türünün anlamsal işlevlerine yönelik çalışmalar da farklı bakış açılarına göre şekillenmektedir. Türk lehçeleri arasında, aynı yapının ya da sözcüğün cümle içinde farklı anlamlar ve işlevler kazandığı görülmektedir. Çalışmada “dA” bağlacının farklı anlamları ve işlevleri gösterilmiştir. “dA” bağlacının bağlam içi kullanımları Azerbaycan Türkçesi ile yazılmış metinlerden derlenen örnekler üzerinden sözdizimsel ve anlamsal yönüyle ele alınmıştır. Örnekler, Elçin’in (Elçin, 2005) “Seçilmiş Eserleri I “Hekayələr” adlı eserinden derlenmiştir. Alıntıların yapıldığı hikâyelerin başlıkları kısaltmalarla verilmiş ve sayfa numaraları belirtilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucu “dA” bağlacının bağlam içi işlevleri; çelişki bildirme işlevi, olumluluğu olumsuzlaştırma işlevi, olumsuzluğu olumluluğa çevirme işlevi, durumların eşitlenmesi işlevi, sebep-sonuç işlevi, karşılaştırma işlevi, destekleme işlevi, benzer bir duruma dayanak oluşturma işlevi, ekleme işlevi, bir durumu diğer bir duruma ekleme / ilişkilendirme işlevi, pekiştirme işlevi, aynı anda olma işlevi, aynı eylemi birlikte yapma şeklinde on üç ana başlık altında sınıflandırılmıştır. Bu sonuçlar “dA” bağlacının sözdizimsel işlevin yanı sıra semantik işlevle de metinlerde yer aldığının açık bir göstergesidir. Bağlaçla ilgili elde edilen veriler sonucunda hem işlev hem de sınıflandırma bakımından yeni çalışmalara da zemin hazırlayacaktır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126471021","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ayfer Tunç’un “Doğru” Başlıklı Hikâyesinde Sözün ve Düşüncenin Temsili
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1203676
Ebru Özlem Yilmaz
1960’ların ortalarından itibaren bir disiplin olarak gelişmeye başlayan anlatıbilimin kökleri Platon ve Aristo’nun mimesis ve diegesis kavramlarına kadar uzanır. En genel tabirle, “taklit” anlamına gelen mimesis ile “anlatma” anlamına gelen diegesis, anlatıda sözün ve düşüncenin temsili için bir zemin işlevi görür. Anlatı terimi günümüzde disiplinler arası ve çok boyutlu bir anlam kazanmıştır. Bu çalışma kapsamında ise anlatı “karakterin söylemi ile anlatıcının söyleminin bir bütünü” olarak ele alınmıştır. Anlatıda “söz” ve “düşünce”, genel olarak “söylem” kapsayıcı terimi ile karşılanabilmektedir. Karakterin otoritesi altında bulunan söylem kategorileri (serbest dolaysız söz, serbest dolaysız düşünce, dolaysız söz, dolaysız düşünce) kurmaca anlatıda en mimetik kategoriler olarak kabul görürken, anlatıcı otoritesi altında bulunanlar (dolaylı söz, dolaylı düşünce, söz edimlerinin anlatısal aktarımı, düşünce edimlerinin anlatısal aktarımı, eylemin anlatısal aktarımı) en diegetik kategoriler olarak kabul edilir. Bu makalede Ayfer Tunç’un “Doğru” başlıklı hikâyesi sözün ve düşüncenin temsili açısından incelenmiştir. Homodiegetik (öykü-içi) bir anlatıcının yer aldığı hikâyede, anlatı durumu, sözün ve düşüncenin temsil edilme biçimlerine yön vermektedir. Birinci şahıs anlatısına örnek olan metinde anlatıcının aynı zamanda anlattığı öyküde bir karakter olarak yer alması, ağırlıklı olarak söz kategorilerinin kullanılmasına ortam hazırlamıştır. Benimsenen anlatı durumunun etkisiyle, anlatıda diegetik söylem kategorilerinin yoğun olduğu, en mimetik söylem kategorilerinde bile anlatıcının varlığını hissettirdiği görülmektedir.
{"title":"Ayfer Tunç’un “Doğru” Başlıklı Hikâyesinde Sözün ve Düşüncenin Temsili","authors":"Ebru Özlem Yilmaz","doi":"10.34083/akaded.1203676","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203676","url":null,"abstract":"1960’ların ortalarından itibaren bir disiplin olarak gelişmeye başlayan anlatıbilimin kökleri Platon ve Aristo’nun mimesis ve diegesis kavramlarına kadar uzanır. En genel tabirle, “taklit” anlamına gelen mimesis ile “anlatma” anlamına gelen diegesis, anlatıda sözün ve düşüncenin temsili için bir zemin işlevi görür. Anlatı terimi günümüzde disiplinler arası ve çok boyutlu bir anlam kazanmıştır. Bu çalışma kapsamında ise anlatı “karakterin söylemi ile anlatıcının söyleminin bir bütünü” olarak ele alınmıştır. Anlatıda “söz” ve “düşünce”, genel olarak “söylem” kapsayıcı terimi ile karşılanabilmektedir. Karakterin otoritesi altında bulunan söylem kategorileri (serbest dolaysız söz, serbest dolaysız düşünce, dolaysız söz, dolaysız düşünce) kurmaca anlatıda en mimetik kategoriler olarak kabul görürken, anlatıcı otoritesi altında bulunanlar (dolaylı söz, dolaylı düşünce, söz edimlerinin anlatısal aktarımı, düşünce edimlerinin anlatısal aktarımı, eylemin anlatısal aktarımı) en diegetik kategoriler olarak kabul edilir. Bu makalede Ayfer Tunç’un “Doğru” başlıklı hikâyesi sözün ve düşüncenin temsili açısından incelenmiştir. Homodiegetik (öykü-içi) bir anlatıcının yer aldığı hikâyede, anlatı durumu, sözün ve düşüncenin temsil edilme biçimlerine yön vermektedir. Birinci şahıs anlatısına örnek olan metinde anlatıcının aynı zamanda anlattığı öyküde bir karakter olarak yer alması, ağırlıklı olarak söz kategorilerinin kullanılmasına ortam hazırlamıştır. Benimsenen anlatı durumunun etkisiyle, anlatıda diegetik söylem kategorilerinin yoğun olduğu, en mimetik söylem kategorilerinde bile anlatıcının varlığını hissettirdiği görülmektedir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"560 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123919747","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
'Nev-Heves' Bir Şairin İlk Şiirleri: Dânişî-zâde Şevket Gavsî’nin “Bahâr-ı Hevesim” İsimli Şiir Mecmuası
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1203536
Hulusi Eren
19. asrın ikinci yarısında doğan Mahmud Şevket Gavsî Bey, Osmanlının son dönem şairlerindendir. Neyzenlik yapan, musiki ile de yakından ilgilenen Şevket Bey klasik edebiyatın son döneminde Gavsî mahlasıyla şiirler yazarak geleneğin devamına katkı sağlamıştır. Bahâr-ı Hevesim, Şair Dâniş Bey ve Gülzâr-ı Şebâb, onun hayatının farklı dönemlerinde kaleme aldığı Türkçe manzumelerini bir araya getirdiği eserleridir. Bunlardan Bahâr-ı Hevesim, şairin ilk eseri olmasıyla dikkat çeker. Eser, 1308/1891’de Gavsî’nin çocukluk yıllarına rastlayan bir tarihte tertip edilmiştir. Mecmua niteliğindeki eserde farklı nazım şekilleriyle yazılan 15 manzume bulunur. Kendisini “nev-heves” bir şair olarak niteleyen şair, şiir yazma hevesine yenik düşerek mecmuasındaki şiirleri kaleme aldığını ifade etmektedir. Bu çalışmada Şevket Gavsî’nin Bahar-ı Hevesim adlı eseri ele alınmıştır. Eserde bulunan şiirler önce şekil yönünden bir incelemeye tabi tutulmuş, ardından bunların muhteva yönüyle değerlendirmesi yapılmıştır. Böylece şairin edebî şahsiyetine dair bilinenlere katkılar sunmak ve bir eserin daha literatüre kazandırılması amaçlanmıştır. Çalışmanın sonunda ise eserin transkribe metnine yer verilmiştir.
{"title":"'Nev-Heves' Bir Şairin İlk Şiirleri: Dânişî-zâde Şevket Gavsî’nin “Bahâr-ı Hevesim” İsimli Şiir Mecmuası","authors":"Hulusi Eren","doi":"10.34083/akaded.1203536","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203536","url":null,"abstract":"19. asrın ikinci yarısında doğan Mahmud Şevket Gavsî Bey, Osmanlının son dönem şairlerindendir. Neyzenlik yapan, musiki ile de yakından ilgilenen Şevket Bey klasik edebiyatın son döneminde Gavsî mahlasıyla şiirler yazarak geleneğin devamına katkı sağlamıştır. Bahâr-ı Hevesim, Şair Dâniş Bey ve Gülzâr-ı Şebâb, onun hayatının farklı dönemlerinde kaleme aldığı Türkçe manzumelerini bir araya getirdiği eserleridir. Bunlardan Bahâr-ı Hevesim, şairin ilk eseri olmasıyla dikkat çeker. Eser, 1308/1891’de Gavsî’nin çocukluk yıllarına rastlayan bir tarihte tertip edilmiştir. Mecmua niteliğindeki eserde farklı nazım şekilleriyle yazılan 15 manzume bulunur. Kendisini “nev-heves” bir şair olarak niteleyen şair, şiir yazma hevesine yenik düşerek mecmuasındaki şiirleri kaleme aldığını ifade etmektedir. \u0000Bu çalışmada Şevket Gavsî’nin Bahar-ı Hevesim adlı eseri ele alınmıştır. Eserde bulunan şiirler önce şekil yönünden bir incelemeye tabi tutulmuş, ardından bunların muhteva yönüyle değerlendirmesi yapılmıştır. Böylece şairin edebî şahsiyetine dair bilinenlere katkılar sunmak ve bir eserin daha literatüre kazandırılması amaçlanmıştır. Çalışmanın sonunda ise eserin transkribe metnine yer verilmiştir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116958177","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Tüketim Kültürünün Gölgesinde Mustafa Kutlu’nun Sır İsimli Hikâyesine Dair Bazı Tespitler
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1196530
Ayhan Bulut
Modernizm, rasyonel düşünceyi merkeze alarak yaratıcı hamleler idealini gerçekleştirmeyi ilke edinirken yeni yaşam biçimleri de geliştirir. Bireyin soyut ve manevi değerlerle bağını koparmayı hızlandıran bu yaşam biçiminde, gündelik hayatın her kademesinde varlık gösteren kapital ekonomi düzeni etkindir. Tekelci ekonomi yaratan kapital düzende gelir gider arası arasındaki uçurumun artmasına bağlı olarak sınıflar arası uçurumda, temsilciliğini zenginlerin yaptığı tüketime dayalı yeni bir kültür oluşur. Tüketim kültüründe nesneler, ihtiyaçlara göre değil temsil ettiği göstergeler değerine göre bir anlam ifade eder. İnsanların, toplumda itibar elde etmek ile nesnelerin gösterge değerine sahip olmak arasında bağ kurmaları, nesnelerin egemenliği altında ezilmelerine ve onun bir parçasına dönüşmelerine yol açar. Böylece tüketim güdüsünün kontrolü altına giren, bundan haz alan yeni bir kimlik oluşur. Modern özne, evrildiği yeni kimlikte nesne karşısında çaresizliğe düşerken her şeye, özellikle din ve inanç sistemine yabancılaşır. Din, toplumsal ve bireysel kimliği şekillendirmede, toplumsal nizamı tesis etmede önemli bir yapıdır. Fakat modernleşmenin sonuçlarından biri olan ve insanların manevi hayatla olan bağını koparmayı ifade eden sekülerleşme, kapital ekonominin tüketici zihniyetinden beslenerek insanların din ile ilişkisini artan bir şiddetle zedeleyip dini tüketilmesi gereken bir nesne konumuna indirgemiştir. Bu etki, sosyal ilişkilerin yoğun ve karmaşık olduğu şehirlerde daha fazladır. Kırsal kesimin gelişmelere daha kapalı olması, toplumun gelenek ve göreneklerinin yeni davranış örgülerine ve kalıplarına direnç göstermesi dine bağlılığın egemen olduğu bir dünya algısını besler. Mustafa Kutlu’nun, Sır isimli öyküsü, sekülerleşmenin ekonomik ve kültürel boyutlarının dine etkisini konu edinen bir eserdir. Kırsal yaşamdaki geleneksel normların, hızlı değişimin yaşandığı şehirlere özgü bir zihinsel yapı tarafından nasıl evrildiği düşüncesi öyküye egemendir. Kutlu, köy-şehir çatışması etrafında metalaşmayı özümseyen modern öznelerin dini meta haline getiren anlayışını yabancılaşma, yalnızlık ekseninde eleştirir. Gerçekçi bir şekilde yapılan bu eleştiriler, toplumu anlama konusunda sosyolojik verilerle desteklenir. Öykü, edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyi göstermesi, çalışmamızın sebebini teşkil eder.
{"title":"Tüketim Kültürünün Gölgesinde Mustafa Kutlu’nun Sır İsimli Hikâyesine Dair Bazı Tespitler","authors":"Ayhan Bulut","doi":"10.34083/akaded.1196530","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1196530","url":null,"abstract":"Modernizm, rasyonel düşünceyi merkeze alarak yaratıcı hamleler idealini gerçekleştirmeyi ilke edinirken yeni yaşam biçimleri de geliştirir. Bireyin soyut ve manevi değerlerle bağını koparmayı hızlandıran bu yaşam biçiminde, gündelik hayatın her kademesinde varlık gösteren kapital ekonomi düzeni etkindir. Tekelci ekonomi yaratan kapital düzende gelir gider arası arasındaki uçurumun artmasına bağlı olarak sınıflar arası uçurumda, temsilciliğini zenginlerin yaptığı tüketime dayalı yeni bir kültür oluşur. Tüketim kültüründe nesneler, ihtiyaçlara göre değil temsil ettiği göstergeler değerine göre bir anlam ifade eder. İnsanların, toplumda itibar elde etmek ile nesnelerin gösterge değerine sahip olmak arasında bağ kurmaları, nesnelerin egemenliği altında ezilmelerine ve onun bir parçasına dönüşmelerine yol açar. Böylece tüketim güdüsünün kontrolü altına giren, bundan haz alan yeni bir kimlik oluşur. Modern özne, evrildiği yeni kimlikte nesne karşısında çaresizliğe düşerken her şeye, özellikle din ve inanç sistemine yabancılaşır. Din, toplumsal ve bireysel kimliği şekillendirmede, toplumsal nizamı tesis etmede önemli bir yapıdır. Fakat modernleşmenin sonuçlarından biri olan ve insanların manevi hayatla olan bağını koparmayı ifade eden sekülerleşme, kapital ekonominin tüketici zihniyetinden beslenerek insanların din ile ilişkisini artan bir şiddetle zedeleyip dini tüketilmesi gereken bir nesne konumuna indirgemiştir. Bu etki, sosyal ilişkilerin yoğun ve karmaşık olduğu şehirlerde daha fazladır. Kırsal kesimin gelişmelere daha kapalı olması, toplumun gelenek ve göreneklerinin yeni davranış örgülerine ve kalıplarına direnç göstermesi dine bağlılığın egemen olduğu bir dünya algısını besler. Mustafa Kutlu’nun, Sır isimli öyküsü, sekülerleşmenin ekonomik ve kültürel boyutlarının dine etkisini konu edinen bir eserdir. Kırsal yaşamdaki geleneksel normların, hızlı değişimin yaşandığı şehirlere özgü bir zihinsel yapı tarafından nasıl evrildiği düşüncesi öyküye egemendir. Kutlu, köy-şehir çatışması etrafında metalaşmayı özümseyen modern öznelerin dini meta haline getiren anlayışını yabancılaşma, yalnızlık ekseninde eleştirir. Gerçekçi bir şekilde yapılan bu eleştiriler, toplumu anlama konusunda sosyolojik verilerle desteklenir. Öykü, edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyi göstermesi, çalışmamızın sebebini teşkil eder.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"114 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116109781","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hemedan Âşıklık Geleneğinde Cönkler
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1201541
Faruk Gün
Türk edebiyatının önemli yazılı kaynaklarından biri olan cönkler, muhtevasında manzum ve mensur olmak üzere birçok farklı halk edebiyatı malzemesini barındıran defterlerdir. İçerisindeki halk edebiyatı ürünleri sayesinde cönkler, kaleme alındığı dönemin kültürel değerlerini, siyasal yapısını, halkın düşünce dünyasını, felsefesini, gelenek ve görenekleri ile halk inanışlarını gösteren sözlü tarihin kaynak eserlerindendir. Bununla birlikte cönkler, yaşadığı çağın dil malzemesini de sundukları için dil tarihi açısından zihinde oluşabilecek sorulara cevap verebilecek niteliktedir. Âşıklık geleneğinin canlı bir şekilde varlığını sürdürdüğü İran Türk âşık muhitlerinde bulunan cönkler hakkında herhangi bir araştırmanın olmaması alanda tespit edilen önemli eksikliklerden biridir. Bu bağlamda çalışma, İran’ın batısında yer alan Hemedan sahasındaki cönklerin, âşıklık geleneğine ne derecede katkıda bulunduğu ve bölgedeki Türklerin toplumsal ve tarihî süreçteki yaşamına ne gibi faydalar sunduğu ortaya konulmak amacıyla kaleme alınmıştır. Bu sebeple araştırmada, bütüncül bir anlayışla Hemedan bölgesinin cönk geleneği ortaya konarak cönklerin bölgedeki ve âşıklık geleneğindeki önemine vurgu yapıldıktan sonra Hemedan’da tespit edilen cönklere yer verilecektir. Araştırmada kullanılan cönklerle ilgili veriler, 2015, 2017-2018 yıllarında Hemedan’da yapılan alan araştırmaları esnasında tespit edilen ve Hemedanlı âşıklar ile yakın akrabalarının ellerinde bulunan cönklerin fotoğraflanarak dijital ortama kaydedildiği ürünlerden oluşmaktadır. Netice itibarıyla cönklerin sözlü olarak varlığını idame ettiren âşıklık geleneğine yazılı olarak destek vermesi, bölgenin halk edebiyatı malzemelerinin koruma altına alınmasına fayda sağlaması, dilsel ve kültürel ögelerinin sonraki nesillere aktarılması fonksiyonlarıyla ön plana çıkan ürünler olduğu tespit edilmiştir.
册子是土耳其文学的重要书面资料之一,是包含许多不同的诗歌和散文民间文学材料的笔记本。由于其所包含的民间文学产品,Cönkler 是口述历史的源头作品之一,展示了其写作时期的文化价值观、政治结构、思想世界、哲学、传统和习俗以及民间信仰。此外,由于 cönkler 还展示了他们所处时代的语言材料,因此能够回答人们头脑中可能出现的语言史方面的问题。在伊朗土耳其吟游诗人圈中,吟游诗人的传统依然鲜活地存在着,而对伊朗土耳其吟游诗人圈中的 cönks 却缺乏研究,这是该领域发现的重要缺陷之一。在这种情况下,撰写本研究报告的目的是揭示伊朗西部赫梅丹地区的吟游诗人在多大程度上促进了吟游诗人的传统,以及他们为该地区土耳其人的社会和历史生活带来了哪些益处。因此,在研究中,将从整体上理解赫梅丹地区的吟游诗人传统,强调吟游诗人在该地区和吟游诗人传统中的重要性,然后将赫梅丹地区已发现的吟游诗人包括在内。研究中使用的与铜锣有关的数据包括 2015 年、2017-2018 年在赫梅丹进行的实地研究中发现的产品,并对赫梅丹吟游诗人及其近亲手中的铜锣进行了拍照和数字媒体记录。结果确定,吟游诗人手中的 "吟游诗人 "产品具有支持吟游诗人传统的功能,它以口头和书面形式维持着吟游诗人的存在,有助于保护该地区的民间文学资料,并将语言和文化元素传递给下一代。
{"title":"Hemedan Âşıklık Geleneğinde Cönkler","authors":"Faruk Gün","doi":"10.34083/akaded.1201541","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1201541","url":null,"abstract":"Türk edebiyatının önemli yazılı kaynaklarından biri olan cönkler, muhtevasında manzum ve mensur olmak üzere birçok farklı halk edebiyatı malzemesini barındıran defterlerdir. İçerisindeki halk edebiyatı ürünleri sayesinde cönkler, kaleme alındığı dönemin kültürel değerlerini, siyasal yapısını, halkın düşünce dünyasını, felsefesini, gelenek ve görenekleri ile halk inanışlarını gösteren sözlü tarihin kaynak eserlerindendir. Bununla birlikte cönkler, yaşadığı çağın dil malzemesini de sundukları için dil tarihi açısından zihinde oluşabilecek sorulara cevap verebilecek niteliktedir. Âşıklık geleneğinin canlı bir şekilde varlığını sürdürdüğü İran Türk âşık muhitlerinde bulunan cönkler hakkında herhangi bir araştırmanın olmaması alanda tespit edilen önemli eksikliklerden biridir. Bu bağlamda çalışma, İran’ın batısında yer alan Hemedan sahasındaki cönklerin, âşıklık geleneğine ne derecede katkıda bulunduğu ve bölgedeki Türklerin toplumsal ve tarihî süreçteki yaşamına ne gibi faydalar sunduğu ortaya konulmak amacıyla kaleme alınmıştır. Bu sebeple araştırmada, bütüncül bir anlayışla Hemedan bölgesinin cönk geleneği ortaya konarak cönklerin bölgedeki ve âşıklık geleneğindeki önemine vurgu yapıldıktan sonra Hemedan’da tespit edilen cönklere yer verilecektir. Araştırmada kullanılan cönklerle ilgili veriler, 2015, 2017-2018 yıllarında Hemedan’da yapılan alan araştırmaları esnasında tespit edilen ve Hemedanlı âşıklar ile yakın akrabalarının ellerinde bulunan cönklerin fotoğraflanarak dijital ortama kaydedildiği ürünlerden oluşmaktadır. Netice itibarıyla cönklerin sözlü olarak varlığını idame ettiren âşıklık geleneğine yazılı olarak destek vermesi, bölgenin halk edebiyatı malzemelerinin koruma altına alınmasına fayda sağlaması, dilsel ve kültürel ögelerinin sonraki nesillere aktarılması fonksiyonlarıyla ön plana çıkan ürünler olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131379212","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Bir Minyatür Ustası Bihzâd’ın Klasik Şiire Bazı Yansımaları
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1192941
Mutlu Muhammet Aktaş
Klasik şiirin güçlü bir gelenek hâline gelmesinde şairlerin tutumunun büyük payı vardır. Onlar kendileri için belirlenmiş kurallardan asla taviz vermemişlerdir. Ayrıca sunulan malzemeyi, tıpkı bir ressamın elindeki sınırlı renklerle eşsiz görseller ortaya koyduğu gibi işlemişlerdir. Sanatsal yönlerini sürekli geliştirmeye çalışmışlar, bu hususta kafa yormayı ve araştırmayı hiçbir zaman bırakmamışlardır. Bu bakımdan diğer sanat dallarıyla her daim alakalarını sürdürmüşlerdir. Bilhassa şiir ve resmin ortak yönlerinin oldukça fazla olmasından dolayı her ikisi de etkileşim hâlinde olmuşlardır. Birçok divanda adı sıklıkla zikredilen şahsiyetlerden biri olan Bihzâd bu tutuma bir örnektir. Bihzâd, kaynaklarda hem İran mitolojisinde var olan hem de Horasan Hükümdarı Hüseyin Baykara’nın yanında yetişen iki farklı sanatçının ortak adıdır. Ancak klasik şiirde daha çok kastedilen Hüseyin Baykara’nın nedimlerinden olan Bihzâd’dır. Şairlerin adını zikretmelerindeki temel gaye tasvir etme yeteneklerini ve sanatçı kişiliklerini onunla kıyaslamaktır. Bu da şahsiyeti çerçevesinde şairlerin ve klasik şiirin sanat anlayışı hakkında fikir sahibi olmamızı sağlamaktadır. Çalışma da bundan yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bunun için öncelikle divanlarda Bihzâd’ın isminin zikredildiği beyitler tespit edilmiştir. Neticesinde şairlerin Bihzâd’la ilgili olarak değindiklerinden hareketle sanat anlayışları maddeler hâlinde belirlenmiştir. Böylelikle Bihzâd karakterinin klasik şiir anlayışındaki yeri gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.
{"title":"Bir Minyatür Ustası Bihzâd’ın Klasik Şiire Bazı Yansımaları","authors":"Mutlu Muhammet Aktaş","doi":"10.34083/akaded.1192941","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1192941","url":null,"abstract":"Klasik şiirin güçlü bir gelenek hâline gelmesinde şairlerin tutumunun büyük payı vardır. Onlar kendileri için belirlenmiş kurallardan asla taviz vermemişlerdir. Ayrıca sunulan malzemeyi, tıpkı bir ressamın elindeki sınırlı renklerle eşsiz görseller ortaya koyduğu gibi işlemişlerdir. Sanatsal yönlerini sürekli geliştirmeye çalışmışlar, bu hususta kafa yormayı ve araştırmayı hiçbir zaman bırakmamışlardır. Bu bakımdan diğer sanat dallarıyla her daim alakalarını sürdürmüşlerdir. Bilhassa şiir ve resmin ortak yönlerinin oldukça fazla olmasından dolayı her ikisi de etkileşim hâlinde olmuşlardır. Birçok divanda adı sıklıkla zikredilen şahsiyetlerden biri olan Bihzâd bu tutuma bir örnektir. Bihzâd, kaynaklarda hem İran mitolojisinde var olan hem de Horasan Hükümdarı Hüseyin Baykara’nın yanında yetişen iki farklı sanatçının ortak adıdır. Ancak klasik şiirde daha çok kastedilen Hüseyin Baykara’nın nedimlerinden olan Bihzâd’dır. Şairlerin adını zikretmelerindeki temel gaye tasvir etme yeteneklerini ve sanatçı kişiliklerini onunla kıyaslamaktır. Bu da şahsiyeti çerçevesinde şairlerin ve klasik şiirin sanat anlayışı hakkında fikir sahibi olmamızı sağlamaktadır. Çalışma da bundan yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bunun için öncelikle divanlarda Bihzâd’ın isminin zikredildiği beyitler tespit edilmiştir. Neticesinde şairlerin Bihzâd’la ilgili olarak değindiklerinden hareketle sanat anlayışları maddeler hâlinde belirlenmiştir. Böylelikle Bihzâd karakterinin klasik şiir anlayışındaki yeri gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"64 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125175829","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ölümsüzlük Arayışında Bir Kahraman: Dede Korkut
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1203227
Yağmur Alkir, Nagihan Baysal
Ölümün ve ölümden sonrasının bilinmezliği insanoğlunun ve toplumların hayatına işlemiş evrensel bir korkudur. Bu evrensel korkunun temelinde şüphesiz ölümün bir ceza olduğu inanması yatmaktadır. Bu korku insanoğlunda ölümsüz olma ihtiyacını meydana getirmiştir. Ölümsüzlük her insanın içinde olan insana özgü bir arzudur. Bu insana dair arzu, yine insanı konu olan ve insan ürünü olan edebi yaratmaları da etkilemiştir. Dünya kültürlerinin tamamında kahramanlar ölüme çare bulmak için yollara düşmüş, ölümle mücadele etmiş ve kimileri zafere ulaşmış kimileri de kadere boyun eğmiştir. Biz bu çalışmamızda Türk Dünyasına mal olmuş Dede Korkut Kitabı’nın mistik kahramanı Dede Korkut’un ölümle yüzleşmesini konu alan dokuz efsane üzerinden Korkut Ata’nın ölümsüzlük arayışını ve bu arayış esnasında yapmış olduğu hareketleri inceleyeceğiz.
死亡和来世的不确定性是一种普遍的恐惧,它贯穿了人类和社会的生活。这种普遍恐惧的基础无疑是认为死亡是一种惩罚。这种恐惧使人类产生了长生不老的需求。长生不老是每个人的特殊愿望。人类的这种欲望也影响了文学创作,而文学创作也是人类的主体和产物。在世界各种文化中,英雄们为寻找死亡的解药而跋涉,与死亡搏斗,有的取得了胜利,有的屈服于命运。在本研究中,我们将通过九个关于神秘英雄德德-科尔库特与死亡对抗的传说,来研究科尔库特-阿塔对不朽的追寻以及他在追寻过程中的行动。
{"title":"Ölümsüzlük Arayışında Bir Kahraman: Dede Korkut","authors":"Yağmur Alkir, Nagihan Baysal","doi":"10.34083/akaded.1203227","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203227","url":null,"abstract":"Ölümün ve ölümden sonrasının bilinmezliği insanoğlunun ve toplumların hayatına işlemiş evrensel bir korkudur. Bu evrensel korkunun temelinde şüphesiz ölümün bir ceza olduğu inanması yatmaktadır. Bu korku insanoğlunda ölümsüz olma ihtiyacını meydana getirmiştir. Ölümsüzlük her insanın içinde olan insana özgü bir arzudur. Bu insana dair arzu, yine insanı konu olan ve insan ürünü olan edebi yaratmaları da etkilemiştir. Dünya kültürlerinin tamamında kahramanlar ölüme çare bulmak için yollara düşmüş, ölümle mücadele etmiş ve kimileri zafere ulaşmış kimileri de kadere boyun eğmiştir. Biz bu çalışmamızda Türk Dünyasına mal olmuş Dede Korkut Kitabı’nın mistik kahramanı Dede Korkut’un ölümle yüzleşmesini konu alan dokuz efsane üzerinden Korkut Ata’nın ölümsüzlük arayışını ve bu arayış esnasında yapmış olduğu hareketleri inceleyeceğiz.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126422644","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Klasik Türk Edebiyatı Şairlerinin Görev Yaptığı Şehirlere Dair Şikayetleri
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1203207
G. A. Yilmaz
Şehirler, gezip görülecek mekanları, coğrafî güzellikleri, yetiştirdikleri önemli kişiler, tarihsel önemleri, yetiştirdikleri ürünler vb. özellikleriyle Klasik Türk Edebiyatı’nda konu edilmektedir. Şehirlerin tanıtıldığı, övgülerinin yapıldığı şehrengiz, biladiye gibi türlerin yanı sıra; şairlerin divanlarında, tamamında o şehirlerin övüldüğü medhiyeler de yer almaktadır. Övgüler kadar sık olmamakla birlikte şehirlere yazılan hicivler, şikayetnameler ve mersiyeler de bulunmaktadır. Ayrıca şairlerin sürgün, istenmeyen bir tayin, gurbet vb. sebeplerle sevmediği şehirleri konu alan şiirleri de vardır. XVI. Yüzyılda Gelibolulu Âlî ve Sehî Bey, XVII. Yüzyılda Azmizâde Hâletî ve Diyarbakırlı Mâlî, XVIII. Yüzyılda Enderunlu Fâzıl ve Ahmed Vesîm, XIX. Yüzyılda Eşref Paşa, Trabzonlu Hazinedar-zâde Âgah Osman ve Eşref; resmî görevleri sebebiyle ilişki kurdukları Bitlis, Lahsa, Kahire, Korint, Menteşe, Mora, Niş, Sivrihisar, Şam, Van gibi şehirleri ve kasabaları olumsuz bir dille şiirlerinde anmaktadır. Şairler, şiirlerini “oraya” yapılacak bir tayini durdurmak için veya görev yaptıkları söz konusu şehre dair hoşnutsuzluklarını dile getirmek için yazmışlardır. Çalışmada bahsi geçen şiirler incelenerek şairlerin bu şehirlere ilişkin şikayetlerinin sebebinin anlaşılması amaçlanmaktadır.
城市是土耳其古典文学的主题,包括游览胜地、地理美景、养育过的重要人物、历史意义、种植的产品等。除了介绍和赞美城市的《şehrengiz》和《biladiye》等体裁外,诗人的诗集中也有赞美这些城市的《medhiyas》。虽然不像赞美诗那样频繁,但也有写给城市的讽刺诗、控诉诗和挽歌。还有一些诗歌是写诗人因流放、不受欢迎的任命、被驱逐等原因而不喜欢的城市的。十六世纪的 Gelibolulu Âlî 和 Sehî Bey,十七世纪的 Azmizâde Hâletî 和 Diyarbakırlı Mâlî,十八世纪的 Enderunlu Fâzıl 和 Ahmed Vesîm,以及十九世纪的 Eşref Paşa、Trabzonlu Eşref Paşa、Trabzonlu Eşref Paşa、Trabzonlu Eşref Paşa 和 Diyarbakırlı Mâlî。世纪,Eşref Pasha、特拉布宗的 Hazinedar-zâde Âgah Osman 和 Eşref 在他们的诗中提到了比特利斯、拉赫萨、开罗、科林斯、门特塞、伯罗奔尼撒、莫拉、尼什、西夫里希萨尔、大马士革和凡等城镇,并使用了负面语言。这些诗人写诗是为了阻止 "在那里 "的约会或表达他们对有关城市的不满。本研究旨在通过分析这些诗歌,了解诗人抱怨这些城市的原因。
{"title":"Klasik Türk Edebiyatı Şairlerinin Görev Yaptığı Şehirlere Dair Şikayetleri","authors":"G. A. Yilmaz","doi":"10.34083/akaded.1203207","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203207","url":null,"abstract":"Şehirler, gezip görülecek mekanları, coğrafî güzellikleri, yetiştirdikleri önemli kişiler, tarihsel önemleri, yetiştirdikleri ürünler vb. özellikleriyle Klasik Türk Edebiyatı’nda konu edilmektedir. Şehirlerin tanıtıldığı, övgülerinin yapıldığı şehrengiz, biladiye gibi türlerin yanı sıra; şairlerin divanlarında, tamamında o şehirlerin övüldüğü medhiyeler de yer almaktadır. Övgüler kadar sık olmamakla birlikte şehirlere yazılan hicivler, şikayetnameler ve mersiyeler de bulunmaktadır. Ayrıca şairlerin sürgün, istenmeyen bir tayin, gurbet vb. sebeplerle sevmediği şehirleri konu alan şiirleri de vardır. XVI. Yüzyılda Gelibolulu Âlî ve Sehî Bey, XVII. Yüzyılda Azmizâde Hâletî ve Diyarbakırlı Mâlî, XVIII. Yüzyılda Enderunlu Fâzıl ve Ahmed Vesîm, XIX. Yüzyılda Eşref Paşa, Trabzonlu Hazinedar-zâde Âgah Osman ve Eşref; resmî görevleri sebebiyle ilişki kurdukları Bitlis, Lahsa, Kahire, Korint, Menteşe, Mora, Niş, Sivrihisar, Şam, Van gibi şehirleri ve kasabaları olumsuz bir dille şiirlerinde anmaktadır. Şairler, şiirlerini “oraya” yapılacak bir tayini durdurmak için veya görev yaptıkları söz konusu şehre dair hoşnutsuzluklarını dile getirmek için yazmışlardır. Çalışmada bahsi geçen şiirler incelenerek şairlerin bu şehirlere ilişkin şikayetlerinin sebebinin anlaşılması amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125692395","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İki El Yazma Nüsha Esasında İbrâhim Gülşenî’nin Arapça Dîvanı
Pub Date : 2022-12-30 DOI: 10.34083/akaded.1195431
Feride Seyi̇tova
Şark medeniyetinin ayrılmaz bir parçası olan tasavvuf, Divan edebiyatının zenginleşmesinde önemli rol oynamıştır. Birçok temsilcisi arasında binlerce yazar, şair ve düşünürün doğduğu bu akımın 16. yüzyılda Türk kültürüne kazandırdığı şahsiyetlerden biri Halvetilik tasavvufi mektebinin Gülşenî lik kolunun müessisi İbrahim Gülşenî ’dir. Kaynaklar İbrahim Gülşenî ’nin, Diyarbakır (Amid) veya Azerbaycan’ın Berdâ ilçesinde doğduğunu, hayatının bir kısmını Akkoyunlular döneminde Tebriz’de, son 30 yılını ise Mısır’ın Kahire şehrinde tamamladığını belirtmektedir. Bazıları ondan el-Âmidi, bazıları da el-Berdâi olarak bahseder. Edibin Türkçe, Farsça ve Arapça divanları ve 10’dan fazla eseri bulunmaktadır. Sınırların değil kültürün söz sahibi olduğu Doğu’da, her üç dile hakim olan yazarlar genellikle felsefi risalelerini Arapça yazmayı tercih ederlerdi, şiir ve lirik temalı eserler ise Farsça veya Türkçe yazılırdı. Ancak Arapça divan sahibi Türk edebiyatı temsilcileri de yok değildir. Müellifin tespit edilmiş eserleri arasında, iki el yazma nüshasına ulaştığımız ve karşılaştırmalı tetkike çalıştığımız Arapça bir divanı bulunmaktadır. Kaynaklarda on bin beyitlik olarak zikredilen Divan, iki kaside, 56 gazel ve 171 rubaiden oluşmaktadır. Makalemizde divanı mazmun, kompozisyon ve üslup açılarından incelemeğe çalıştık.
苏菲主义是东方文明不可分割的一部分,在丰富迪凡文学方面发挥了重要作用。这一运动在其众多代表人物中诞生了数以千计的作家、诗人和思想家,为 16 世纪的土耳其文化带来了许多人物,其中之一就是哈尔瓦特教苏菲派居尔谢尼分支的创始人易卜拉欣-居尔谢尼。有资料称,易卜拉欣-居尔谢尼出生于阿塞拜疆的迪亚巴克尔(阿米德)或贝尔达地区,在阿库尤努鲁时期的大不里士度过了他生命的一部分,最后 30 年在埃及开罗度过。有人称他为 al-Amidi,也有人称他为 al-Berdâi。他有土耳其语、波斯语和阿拉伯语的 divans 和 10 多部作品。在文化而非国界说了算的东方,精通三种语言的作家一般喜欢用阿拉伯语撰写哲学论著,而诗歌和抒情作品则用波斯语或土耳其语撰写。不过,也有一些土耳其文学代表用阿拉伯语写 divans。在作者已确认的作品中,有一部阿拉伯语的 divan,我们有两份手稿副本,并试图对其进行比较分析。资料中提到该诗歌有一万副对联,包括两个 qasida、56 个 ghazals 和 171 个 rubais。在我们的文章中,我们试图从隐喻、构成和风格等方面对该诗歌进行分析。
{"title":"İki El Yazma Nüsha Esasında İbrâhim Gülşenî’nin Arapça Dîvanı","authors":"Feride Seyi̇tova","doi":"10.34083/akaded.1195431","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1195431","url":null,"abstract":"Şark medeniyetinin ayrılmaz bir parçası olan tasavvuf, Divan edebiyatının zenginleşmesinde önemli rol oynamıştır. Birçok temsilcisi arasında binlerce yazar, şair ve düşünürün doğduğu bu akımın 16. yüzyılda Türk kültürüne kazandırdığı şahsiyetlerden biri Halvetilik tasavvufi mektebinin Gülşenî lik kolunun müessisi İbrahim Gülşenî ’dir. Kaynaklar İbrahim Gülşenî ’nin, Diyarbakır (Amid) veya Azerbaycan’ın Berdâ ilçesinde doğduğunu, hayatının bir kısmını Akkoyunlular döneminde Tebriz’de, son 30 yılını ise Mısır’ın Kahire şehrinde tamamladığını belirtmektedir. Bazıları ondan el-Âmidi, bazıları da el-Berdâi olarak bahseder. Edibin Türkçe, Farsça ve Arapça divanları ve 10’dan fazla eseri bulunmaktadır. Sınırların değil kültürün söz sahibi olduğu Doğu’da, her üç dile hakim olan yazarlar genellikle felsefi risalelerini Arapça yazmayı tercih ederlerdi, şiir ve lirik temalı eserler ise Farsça veya Türkçe yazılırdı. Ancak Arapça divan sahibi Türk edebiyatı temsilcileri de yok değildir. Müellifin tespit edilmiş eserleri arasında, iki el yazma nüshasına ulaştığımız ve karşılaştırmalı tetkike çalıştığımız Arapça bir divanı bulunmaktadır. Kaynaklarda on bin beyitlik olarak zikredilen Divan, iki kaside, 56 gazel ve 171 rubaiden oluşmaktadır. Makalemizde divanı mazmun, kompozisyon ve üslup açılarından incelemeğe çalıştık.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132797867","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1