Bu çalışmada divan edebiyatında ramazaniye yazma geleneği ile ilgili bilgiler verilmiş, XVIII. asır divan şairlerinden İzzet Osman’ın ramazaniyeleri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı İzzet Osman’ın iki adet ramazaniyesini şekil, muhteva, dil ve üslup açısından incelemek ve ramazaniyelerin karşılaştırmasını yapmaktır. Ramazaniyeler, metinlerin mevcut nüshasından okunup transkribe edilmiş; metin tamiri, tashih ve tahlil yapıldıktan sonra metinle ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışma üç ana bölüm başlığı kullanılarak oluşturulmuştur. Giriş kısmında ramazaniyelerle ilgili genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde İzzet Osman Divanı’ndaki 28 numaralı ramazaniyenin; ikinci bölümde ise 29 numaralı ramazaniyenin şekil, muhteva, dil ve üslup incelemesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde ramazaniyelerin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. İzzet Osman ramazaniye türünün en çok kaleme alındığı XVIII. yüzyıl divan şairlerindendir. Aruzun aynı kalıplarını kullanarak yazmış olduğu ramazaniyelerde, kaside nazım şeklini ve müreddef kafiyeyi tercih etmiştir. Ramazaniyelerini Sultan III. Selim’i methetmek amacıyla yazmıştır. Şairin, içki yasağıyla ilgili düşüncelerini ve sosyal manzarayı ortaya koyması önemlidir. Vaiz, şeyh, ehl-i riyâ, ramazan sûfîsi ve ehl-i keyf gibi tipler genelde sert bir üslupla eleştirilmiş, bazen de onlara uyarılarda bulunulmuştur. Bu çalışmada ele alınan şiirler ramazaniye türüne kaynak oluşturması bakımından önemlidir.
{"title":"İzzet Osman’ın Ramazaniyeleri Üzerine Değerlendirmeler","authors":"Fırat Sevi̇nç","doi":"10.34083/akaded.1194550","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1194550","url":null,"abstract":"Bu çalışmada divan edebiyatında ramazaniye yazma geleneği ile ilgili bilgiler verilmiş, XVIII. asır divan şairlerinden İzzet Osman’ın ramazaniyeleri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı İzzet Osman’ın iki adet ramazaniyesini şekil, muhteva, dil ve üslup açısından incelemek ve ramazaniyelerin karşılaştırmasını yapmaktır. Ramazaniyeler, metinlerin mevcut nüshasından okunup transkribe edilmiş; metin tamiri, tashih ve tahlil yapıldıktan sonra metinle ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışma üç ana bölüm başlığı kullanılarak oluşturulmuştur. Giriş kısmında ramazaniyelerle ilgili genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde İzzet Osman Divanı’ndaki 28 numaralı ramazaniyenin; ikinci bölümde ise 29 numaralı ramazaniyenin şekil, muhteva, dil ve üslup incelemesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde ramazaniyelerin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. İzzet Osman ramazaniye türünün en çok kaleme alındığı XVIII. yüzyıl divan şairlerindendir. Aruzun aynı kalıplarını kullanarak yazmış olduğu ramazaniyelerde, kaside nazım şeklini ve müreddef kafiyeyi tercih etmiştir. Ramazaniyelerini Sultan III. Selim’i methetmek amacıyla yazmıştır. Şairin, içki yasağıyla ilgili düşüncelerini ve sosyal manzarayı ortaya koyması önemlidir. Vaiz, şeyh, ehl-i riyâ, ramazan sûfîsi ve ehl-i keyf gibi tipler genelde sert bir üslupla eleştirilmiş, bazen de onlara uyarılarda bulunulmuştur. Bu çalışmada ele alınan şiirler ramazaniye türüne kaynak oluşturması bakımından önemlidir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128757834","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Feminist edebiyat eleştirisi, edebiyat metinlerine yaklaşım yöntemlerini feminist açıdan kuramsallaştıran eleştiri yöntemlerinin genel adıdır. Temelini feminist kuram ve hareketten alır. Feminist eleştiri yöntemleri, odağına aldığı sorunsal açısından ikinci dalga feminist eleştirisi, Marksist feminist eleştiri, Fransız feminist eleştirisi, postmodern feminist eleştiri gibi çeşitli türlere ayrılmaktadır. Feminist edebiyat eleştirisinin ilgilendiği sorunsallardan biri feminist bir edebiyat ortaya koymanın olanağı konusudur. Feminist edebiyat eleştirisi bağlamında kadın sorunlarına duyarlı feminist bir edebiyat yapıtını ortaya koymak mümkündür. Feminist edebiyat yapıtı herhangi bir kadın edebiyatı değildir. Kadın söylemini görünür kılan, kadın sorunlarına duyarlı, feminist bir bilincin görüldüğü kadın edebiyatı örnekleri feminist edebiyat örneği olarak nitelendirilir. Bu çalışma, Erendiz Atasü’nün Füg adlı öyküsünü feminist edebiyat örneği olarak ele alıp incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel çözümleme kullanılmıştır. Adı geçen öyküyle, feminizm, feminist edebiyat eleştirisi ve feminist edebiyat ile ilgili bilgilere tarama modeli kullanılarak ulaşılmıştır. Verilerin toplanmasında Füg adlı öykü, bilimsel yayınlar ve bilgisunar kullanılmıştır. Toplanan veriler incelenmiştir. İnceleme sonucunda Füg adlı öykünün feminist edebiyatın örneklerinden biri olduğu bulgulanmıştır. Erendiz Atasü adı geçen öyküsünde kadına yönelik şiddet, kız çocuklarına yönelik cinsel istismar ve kadın dayanışması konularını feminist bir duyarlılıkla işlemiştir.
{"title":"Feminist Edebiyat Örneği Olarak Füg","authors":"Nuray KÜÇÜKLER KUŞCU","doi":"10.34083/akaded.1200401","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1200401","url":null,"abstract":"Feminist edebiyat eleştirisi, edebiyat metinlerine yaklaşım yöntemlerini feminist açıdan kuramsallaştıran eleştiri yöntemlerinin genel adıdır. Temelini feminist kuram ve hareketten alır. Feminist eleştiri yöntemleri, odağına aldığı sorunsal açısından ikinci dalga feminist eleştirisi, Marksist feminist eleştiri, Fransız feminist eleştirisi, postmodern feminist eleştiri gibi çeşitli türlere ayrılmaktadır. Feminist edebiyat eleştirisinin ilgilendiği sorunsallardan biri feminist bir edebiyat ortaya koymanın olanağı konusudur. Feminist edebiyat eleştirisi bağlamında kadın sorunlarına duyarlı feminist bir edebiyat yapıtını ortaya koymak mümkündür. Feminist edebiyat yapıtı herhangi bir kadın edebiyatı değildir. Kadın söylemini görünür kılan, kadın sorunlarına duyarlı, feminist bir bilincin görüldüğü kadın edebiyatı örnekleri feminist edebiyat örneği olarak nitelendirilir. Bu çalışma, Erendiz Atasü’nün Füg adlı öyküsünü feminist edebiyat örneği olarak ele alıp incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel çözümleme kullanılmıştır. Adı geçen öyküyle, feminizm, feminist edebiyat eleştirisi ve feminist edebiyat ile ilgili bilgilere tarama modeli kullanılarak ulaşılmıştır. Verilerin toplanmasında Füg adlı öykü, bilimsel yayınlar ve bilgisunar kullanılmıştır. Toplanan veriler incelenmiştir. İnceleme sonucunda Füg adlı öykünün feminist edebiyatın örneklerinden biri olduğu bulgulanmıştır. Erendiz Atasü adı geçen öyküsünde kadına yönelik şiddet, kız çocuklarına yönelik cinsel istismar ve kadın dayanışması konularını feminist bir duyarlılıkla işlemiştir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126324044","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Milli Kütüphane 06 Mil Yz C 20 numarada bulunan mecmua, 19. yüzyılın ortalarında Hacı Bayram-ı Veli soyundan Ankaralı Müderriszade Sadullah İzzet tarafından tertip edilen, huruf-ı hecaya göre sıralanan konu başlıkları altında Farsça, Türkçe ve Arapça şiirleri toplayan tematik bir şiir mecmuasıdır. Yaklaşık 660 konu altında daha çok 17 ve 18. yüzyıl Türk ve Fars şairlerinin beyitlerini içeren mecmuada, kendisi de divan sahibi bir şair olan Müderriszade Sadullah İzzet hem kendi hem de dedesi Mustafa Şeyhî’nin şiirlerinden örnekleri de mecmuasına almıştır. Mecmua, konu başlıklarından sonra “müşkül ve gizli nükteler” içeren Farsça-Türkçe beyitler ve sadece Hezec bahrinden örneklerin verildiği bir bölüm de içerir. Makalenin giriş bölümünde tematik mecmualara kısaca değinildikten sonra mürettip Sadullah İzzet hakkında bilgi verilip, mecmuanın şekil ve içerik özellikleri üzerinde durulacaktır. Ardından en çok örnek alınan şairlerin yaklaşık beyit sayıları ve mecmuadaki şairlerin tümü alfabetik olarak verilecektir. Ayrıca Sadullah İzzet’in ve dedesi Mustafa Şeyhî’nin mecmuadaki şiirleri üzerinde durulacak ve mecmua değerlendirilecektir.
{"title":"19. Yüzyıldan Tematik Bir Şiir Mecmuası (Milli Kütüphane 06 Mil Yz C 20)","authors":"Arzu Atik","doi":"10.34083/akaded.1203673","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203673","url":null,"abstract":"Milli Kütüphane 06 Mil Yz C 20 numarada bulunan mecmua, 19. yüzyılın ortalarında Hacı Bayram-ı Veli soyundan Ankaralı Müderriszade Sadullah İzzet tarafından tertip edilen, huruf-ı hecaya göre sıralanan konu başlıkları altında Farsça, Türkçe ve Arapça şiirleri toplayan tematik bir şiir mecmuasıdır. Yaklaşık 660 konu altında daha çok 17 ve 18. yüzyıl Türk ve Fars şairlerinin beyitlerini içeren mecmuada, kendisi de divan sahibi bir şair olan Müderriszade Sadullah İzzet hem kendi hem de dedesi Mustafa Şeyhî’nin şiirlerinden örnekleri de mecmuasına almıştır. Mecmua, konu başlıklarından sonra “müşkül ve gizli nükteler” içeren Farsça-Türkçe beyitler ve sadece Hezec bahrinden örneklerin verildiği bir bölüm de içerir. \u0000Makalenin giriş bölümünde tematik mecmualara kısaca değinildikten sonra mürettip Sadullah İzzet hakkında bilgi verilip, mecmuanın şekil ve içerik özellikleri üzerinde durulacaktır. Ardından en çok örnek alınan şairlerin yaklaşık beyit sayıları ve mecmuadaki şairlerin tümü alfabetik olarak verilecektir. Ayrıca Sadullah İzzet’in ve dedesi Mustafa Şeyhî’nin mecmuadaki şiirleri üzerinde durulacak ve mecmua değerlendirilecektir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121431552","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türk şiirinde çeşitli yönelimlerin ortaya çıktığı 1980 sonrası, politik söylemin ötelendiği ve estetik endişelerin merkeze alındığı bir dönemdir. Hüseyin Ferhad da bu dönemin genel eğilimlerine uygun şekilde poetik anlayışına şekil verir. Geçmişle bugünün harmanlandığı, yoğun metinlerarası göndermelerle donatılmış, kaynağını Doğu ve Batı medeniyetlerinin zengin birikiminden alan Ferhad şiiri; coğrafya, dinî değişkenler, metafizik, mitoloji, milli kültür ve toplumcu söylemin imgesel ifade biçimleriyle iç içe işlenerek özgünlük kazanır. Burada dikkat çeken temel husus ise özellikle Türk ve Yunan mitolojisindeki tipoloji ile bazen epik bazen de lirik bir atmosfer yaratılmasıdır. Bu çalışmada Hüseyin Ferhad’ın şiirlerinin temel bileşenlerinden biri olan mitolojik göndermelerin estetik değerinin tespiti ve açıklanması amaçlanmıştır. Yöntem olarak metin merkezli bir betimsel okuma tercih edilmiştir. Öncelikle şairin sanat anlayışı hakkında genel bilgilere yer verilmiş, ardından konuyla ilişkili olarak eserlerde yer alan mitolojik kullanımlar taşıdıkları edebî niteliklere göre yorumlanmıştır. Yapılan tahliller neticesinde Hüseyin Ferhad’ın şiirlerindeki mitolojik göndermelerin özgün bir göndergeler sistemi şeklinde tasarlandığı ve öz-yapı ilişkisinde belirleyici bir işleve sahip olduğu anlaşılmıştır.
{"title":"Hüseyin Ferhad’ın Şiirlerindeki Mitolojik Göndermelerin Estetik Değeri","authors":"Ahmet Evi̇s, Mustafa Uğur Karadeniz","doi":"10.34083/akaded.1191782","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1191782","url":null,"abstract":"Türk şiirinde çeşitli yönelimlerin ortaya çıktığı 1980 sonrası, politik söylemin ötelendiği ve estetik endişelerin merkeze alındığı bir dönemdir. Hüseyin Ferhad da bu dönemin genel eğilimlerine uygun şekilde poetik anlayışına şekil verir. Geçmişle bugünün harmanlandığı, yoğun metinlerarası göndermelerle donatılmış, kaynağını Doğu ve Batı medeniyetlerinin zengin birikiminden alan Ferhad şiiri; coğrafya, dinî değişkenler, metafizik, mitoloji, milli kültür ve toplumcu söylemin imgesel ifade biçimleriyle iç içe işlenerek özgünlük kazanır. Burada dikkat çeken temel husus ise özellikle Türk ve Yunan mitolojisindeki tipoloji ile bazen epik bazen de lirik bir atmosfer yaratılmasıdır.\u0000Bu çalışmada Hüseyin Ferhad’ın şiirlerinin temel bileşenlerinden biri olan mitolojik göndermelerin estetik değerinin tespiti ve açıklanması amaçlanmıştır. Yöntem olarak metin merkezli bir betimsel okuma tercih edilmiştir. Öncelikle şairin sanat anlayışı hakkında genel bilgilere yer verilmiş, ardından konuyla ilişkili olarak eserlerde yer alan mitolojik kullanımlar taşıdıkları edebî niteliklere göre yorumlanmıştır. Yapılan tahliller neticesinde Hüseyin Ferhad’ın şiirlerindeki mitolojik göndermelerin özgün bir göndergeler sistemi şeklinde tasarlandığı ve öz-yapı ilişkisinde belirleyici bir işleve sahip olduğu anlaşılmıştır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129305493","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Divan şiiri, Osmanlı Devleti’nin siyasi ve sosyal hayatına dair pek çok unsur barındırır. Divan şairleri ait oldukları toplumun yapısı, gelenek ve görenekleri, inançları, yaşam tarzları gibi niteliklerini farklı ilgilerle şiirlerinde söz konusu etmişlerdir. Bu bağlamda şiir dilinde saltanat ve unsurlarına dair kelimelerin çokluğu dikkat çekici niteliktedir. Osmanlı padişahlarının çoğu Fatih Sultan Mehmed’den itibaren divan oluşturmuş ve edebiyat tarihlerinde şair kimlikleriyle de adlarından söz ettirmişlerdir. Yazdıkları şiirlerde Divan şiirinin teşrifatına uyan padişah şairler; aşk, sevgili, sevgilinin güzellik unsurları gibi temleri âşıklık rolüne girerek şiirlerinde işlemişlerdir. Muhibbî mahlasını kullanan Kanunî Sultan Süleyman, yazdığı çok sayıda gazelle ön plana çıkan bir padişah şairdir. Hacimli divanında yer alan şiirlerinde Divan şiirinin klasik konularıyla birlikte saltanat ve saltanat alametlerine de sıklıkla rastlanır. Çalışmanın giriş bölümünde ilk Türk devletlerinden itibaren hükümdarlık alametlerine değinilmiş; devamında Muhibbî’nin divanında tespit edilen saltanat sembollerinin örnek beyitler yoluyla incelemesi yapılmıştır. İnceleme sonucunda, bu unsurların Divan şairi rolüne uygun olarak yer aldığı beyitler yanında şairin sultanlığına dair izler taşıyan kimi kullanımlarının da olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca saltanat alametlerinin bulunduğu beyitlerin Osmanlı saray ve toplum yaşantısına dair bazı usul ve merasimleri yansıttığı görülmüştür.
{"title":"Padişah Şairde Saltanat Alametlerinin Kullanımı: Muhibbî Divanı Örneği","authors":"Belde AKA KİYAĞA","doi":"10.34083/akaded.1203313","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203313","url":null,"abstract":"Divan şiiri, Osmanlı Devleti’nin siyasi ve sosyal hayatına dair pek çok unsur barındırır. Divan şairleri ait oldukları toplumun yapısı, gelenek ve görenekleri, inançları, yaşam tarzları gibi niteliklerini farklı ilgilerle şiirlerinde söz konusu etmişlerdir. Bu bağlamda şiir dilinde saltanat ve unsurlarına dair kelimelerin çokluğu dikkat çekici niteliktedir.\u0000Osmanlı padişahlarının çoğu Fatih Sultan Mehmed’den itibaren divan oluşturmuş ve edebiyat tarihlerinde şair kimlikleriyle de adlarından söz ettirmişlerdir. Yazdıkları şiirlerde Divan şiirinin teşrifatına uyan padişah şairler; aşk, sevgili, sevgilinin güzellik unsurları gibi temleri âşıklık rolüne girerek şiirlerinde işlemişlerdir. Muhibbî mahlasını kullanan Kanunî Sultan Süleyman, yazdığı çok sayıda gazelle ön plana çıkan bir padişah şairdir. Hacimli divanında yer alan şiirlerinde Divan şiirinin klasik konularıyla birlikte saltanat ve saltanat alametlerine de sıklıkla rastlanır. \u0000Çalışmanın giriş bölümünde ilk Türk devletlerinden itibaren hükümdarlık alametlerine değinilmiş; devamında Muhibbî’nin divanında tespit edilen saltanat sembollerinin örnek beyitler yoluyla incelemesi yapılmıştır. İnceleme sonucunda, bu unsurların Divan şairi rolüne uygun olarak yer aldığı beyitler yanında şairin sultanlığına dair izler taşıyan kimi kullanımlarının da olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca saltanat alametlerinin bulunduğu beyitlerin Osmanlı saray ve toplum yaşantısına dair bazı usul ve merasimleri yansıttığı görülmüştür.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121516019","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study “Benli, Şeyma (2021). A Unique Maqâma in Ottoman Literature: Debate Between a Fluent Woman and an Eloquent Young Husband by Nev‘îzâde Atâyî. İstanbul: Libra Kitap. 116 p. ISBN: 9786258472141” is the introduction of the book.
本研究”Benli, Şeyma(2021)。奥斯曼文学中的一个独特的maq ma:一个流利的女人和一个雄辩的年轻丈夫之间的辩论,作者:Nev ' z de Atâyî。İstanbul: Libra Kitap. 116页。ISBN: 9786258472141”是本书的介绍。
{"title":"Benli, Şeyma (2021). A Unique Maqâma in Ottoman Literature: Debate Between a Fluent Woman and an Eloquent Young Husband by Nev‘îzâde Atâyî. İstanbul: Libra Kitap","authors":"Seda Kurt","doi":"10.34083/akaded.1203657","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203657","url":null,"abstract":"This study “Benli, Şeyma (2021). A Unique Maqâma in Ottoman Literature: Debate Between a Fluent Woman and an Eloquent Young Husband by Nev‘îzâde Atâyî. İstanbul: Libra Kitap. 116 p. ISBN: 9786258472141” is the introduction of the book.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130834812","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kişilere statü inşasının zorunluluğunu hissettiren modern hayatın var olmayı içsel yeterlilik yanında dışsal unsurların kabulüyle de ilişkilendirmesi, bireyleşebilme sürecini gerçekleştirme arzusu taşıyanlar için başkalarınca da onanan bir kimliği edinme gereksinimi doğurur. Geleneksel anlayışın geçerliliğini yitirmeye başladığı bu düzen içerisinde güç dengelerinin değişip maddiyatın fiziksel üstünlüğün yerini alması, dışarısı tarafından kabul görecek yeni kimliğin maddi otorite olmasını beraberinde getirir. Ulaşılmak istenen nihai konumda sermaye göstergelerine sahipliğin bulunuşu, mitik mirasın modern dönemdeki iki statüsünü ekonomi cephesiyle ortaya çıkarır: Efendi ve Köle. Hegel’in toplumsal düzlemdeki konumların belirlenişi ve sonrasındaki dönüşümü savaş, üstünlük/yenilgi yaşama, bağımlılaşma/özgürleşme süreçleri üzerinden tanımladığı Efendi-Köle diyalektiği Marksist tutumla birleştirildiğinde, konum ayrımlarının iktisadi etkisinden bahsedilebilir. Toplumsal yaşamda kapital işleyişin yarattığı çözülme halkalarını görünürleştiren bu etki, özellikle 1950’li yıllar Türk romanının ana malzemesini oluşturur ve Orhan Kemal tarafından da ele alınır. Yazar 1958’de tefrika edilip 1962’de basılan Eskici ve Oğulları romanında, kapitalizmin kıskacında geleneksel iş ilişkilerini yitirmek üzere olan bir ailenin tutunma mücadelesini ekonomik boyut doğrultusunda anlatırken kişilerin iktidar kurma/ bireyleşme/ Efendileşme heveslerini de gösterir. Bu çalışmada Orhan Kemal’in Eskici ve Oğulları eserinde karakterlerin düşüncelerinin yön verdiği bireysel ve kolektif eylem tercihlerinin statü elde etme arzusuyla olan bağı, Efendi-Köle diyalektiği bağlamında açıklanacaktır.
{"title":"Efendi-Köle Diyalektiği Bağlamında Orhan Kemal’in Eskici ve Oğulları Eseri","authors":"Burak Armağan","doi":"10.34083/akaded.1196867","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1196867","url":null,"abstract":"Kişilere statü inşasının zorunluluğunu hissettiren modern hayatın var olmayı içsel yeterlilik yanında dışsal unsurların kabulüyle de ilişkilendirmesi, bireyleşebilme sürecini gerçekleştirme arzusu taşıyanlar için başkalarınca da onanan bir kimliği edinme gereksinimi doğurur. Geleneksel anlayışın geçerliliğini yitirmeye başladığı bu düzen içerisinde güç dengelerinin değişip maddiyatın fiziksel üstünlüğün yerini alması, dışarısı tarafından kabul görecek yeni kimliğin maddi otorite olmasını beraberinde getirir. Ulaşılmak istenen nihai konumda sermaye göstergelerine sahipliğin bulunuşu, mitik mirasın modern dönemdeki iki statüsünü ekonomi cephesiyle ortaya çıkarır: Efendi ve Köle. Hegel’in toplumsal düzlemdeki konumların belirlenişi ve sonrasındaki dönüşümü savaş, üstünlük/yenilgi yaşama, bağımlılaşma/özgürleşme süreçleri üzerinden tanımladığı Efendi-Köle diyalektiği Marksist tutumla birleştirildiğinde, konum ayrımlarının iktisadi etkisinden bahsedilebilir. Toplumsal yaşamda kapital işleyişin yarattığı çözülme halkalarını görünürleştiren bu etki, özellikle 1950’li yıllar Türk romanının ana malzemesini oluşturur ve Orhan Kemal tarafından da ele alınır. Yazar 1958’de tefrika edilip 1962’de basılan Eskici ve Oğulları romanında, kapitalizmin kıskacında geleneksel iş ilişkilerini yitirmek üzere olan bir ailenin tutunma mücadelesini ekonomik boyut doğrultusunda anlatırken kişilerin iktidar kurma/ bireyleşme/ Efendileşme heveslerini de gösterir. Bu çalışmada Orhan Kemal’in Eskici ve Oğulları eserinde karakterlerin düşüncelerinin yön verdiği bireysel ve kolektif eylem tercihlerinin statü elde etme arzusuyla olan bağı, Efendi-Köle diyalektiği bağlamında açıklanacaktır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124433510","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Evrenin yapısında düzen, uyum mevcuttur. İnsan ruhunda da düzen duygusu vardır. İnsan ruhu düzenden, süreklilikten doğan ritmi arzular. Ruh kendini ritimle daha güzel ifade eder. Müzik bir sanat dalı olarak ritmik yapısıyla insan ruhunu çabucak etkiler. Müziğin ritminde aletler, ses, melodi rol oynar. Edebiyatta müziğin imkânları yoktur. Edebiyatın malzemesi herkesin kullandığı kelimelerdir. Sanatçı bu kelimelerle eserini müziğin imkânlarına ulaştırmaya çalışır. Şiirleri, hikâyeleri, romanları, oyunları, senaryoları, denemeleri ve seçki kitapları ile tanınmış bir yazar olan Murathan Mungan eserlerinde tıpkı müzikte olduğu gibi melodi, ritim üretmek için çok büyük çaba sarf etmektedir. Mungan eserlerinde müzikal atmosfer sağlayabilmek için Türkçenin bütün ifade imkânlarını araştırır. Yazar bunun için geçmişten bugüne Türkçeye kafa yorar. Müziğin yaşayan Türkçede olduğuna inanan Mungan günümüz Türkiye Türkçesindeki her kelimenin hangi kelimelerle birlikte kullanılacağına çok çalışır. Sanatçının Kırk Oda isimli öykü kitabı bu bağlamda tipik bir örnektir. Bu makalede Murathan Mungan’ın Kırk Oda isimli hikâye kitabı doküman inceleme yöntemi kullanılarak incelenecek ve yazarın ritmi nasıl ürettiği araştırılarak edebiyat müzik ilişkisine dikkat çekilecektir.
{"title":"Kırk Oda’da Ritmik Unsurlar","authors":"Yılmaz Evat","doi":"10.34083/akaded.1203412","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1203412","url":null,"abstract":"Evrenin yapısında düzen, uyum mevcuttur. İnsan ruhunda da düzen duygusu vardır. İnsan ruhu düzenden, süreklilikten doğan ritmi arzular. Ruh kendini ritimle daha güzel ifade eder. Müzik bir sanat dalı olarak ritmik yapısıyla insan ruhunu çabucak etkiler. Müziğin ritminde aletler, ses, melodi rol oynar. Edebiyatta müziğin imkânları yoktur. Edebiyatın malzemesi herkesin kullandığı kelimelerdir. Sanatçı bu kelimelerle eserini müziğin imkânlarına ulaştırmaya çalışır.\u0000Şiirleri, hikâyeleri, romanları, oyunları, senaryoları, denemeleri ve seçki kitapları ile tanınmış bir yazar olan Murathan Mungan eserlerinde tıpkı müzikte olduğu gibi melodi, ritim üretmek için çok büyük çaba sarf etmektedir. Mungan eserlerinde müzikal atmosfer sağlayabilmek için Türkçenin bütün ifade imkânlarını araştırır. Yazar bunun için geçmişten bugüne Türkçeye kafa yorar. Müziğin yaşayan Türkçede olduğuna inanan Mungan günümüz Türkiye Türkçesindeki her kelimenin hangi kelimelerle birlikte kullanılacağına çok çalışır. Sanatçının Kırk Oda isimli öykü kitabı bu bağlamda tipik bir örnektir.\u0000Bu makalede Murathan Mungan’ın Kırk Oda isimli hikâye kitabı doküman inceleme yöntemi kullanılarak incelenecek ve yazarın ritmi nasıl ürettiği araştırılarak edebiyat müzik ilişkisine dikkat çekilecektir.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129292927","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yapmış olduğu çalışmalarla masal incelemeleri dışında yapısal anlatı çözümlemesi alanına da yöntemsel olarak önemli katkılar sunan Propp, bu alanda öncü bir isimdir. Masalın Biçimbilimi adlı eserinde Propp, masalları biçimsel açıdan ele alarak masalların işlevlerini belirler. Kişilerin eylemlerini işlev olarak tanımlar ve bu eylemlerin olay örgüsü içinde bir anlam ve değer kazandığını söyler. Ona göre masallarda olay örgüsü içinde yer alan kişiler değişse de eylemler değişmemekte, bu da masallarda değişmeyen yapısal bir düzenin varlığını gözler önüne sermektedir. Yapısal açıdan yüz Rus halk masalı üzerinde yaptığı çalışmada değişmeyen otuz bir işlev tespit eden Propp, her işlevin mutlaka her masalda bulunmayacağını, ancak bu işlevlerin her masalda sırasıyla yer aldıklarını söyler. Ayrıca bütün işlevlerin ardı sıra okunması halinde her bir işlevin bir önceki işlevin mantıksal bir gereklilik sonucu oluştuğuna dikkat çeker. İşlevlere birer ad verdikten sonra işlevlerin tanımlarını yapıp onları birer simgeyle de belirleyen Propp, böylece masalların inceleme sonunda birer şemasını da ortaya koyar. Ayrıca bu otuz bir işlevin mantıksal olarak belirli kümelenmeler oluşturduğuna dikkat çeken Propp, bu alanların işlevleri gerçekleştiren kişilere uygun düşen eylem alanları olduğunu belirtir ve tespit ettiği eylem alanlarından hareketle de masallarda yedi kişinin yer aldığını söyler. Bu çalışmada Türk hikâyeciliğinin öncü isimlerinden Ömer Seyfettin’in Forsa adlı hikâyesi, Propp’un yapısal anlatı çözümleme yöntemi çerçevesinde incelenecek, hikâyenin Propp’un belirlediği işlevlerle ne oranda örtüştüğü tespit edilmeye çalışılacaktır.
{"title":"Vladimir Propp’un Yapısal Anlatı Çözümleme Yöntemine Göre Forsa Hikâyesinin İncelenmesi","authors":"Gülsüm Tarakçi","doi":"10.34083/akaded.1193922","DOIUrl":"https://doi.org/10.34083/akaded.1193922","url":null,"abstract":"Yapmış olduğu çalışmalarla masal incelemeleri dışında yapısal anlatı çözümlemesi alanına da yöntemsel olarak önemli katkılar sunan Propp, bu alanda öncü bir isimdir. Masalın Biçimbilimi adlı eserinde Propp, masalları biçimsel açıdan ele alarak masalların işlevlerini belirler. Kişilerin eylemlerini işlev olarak tanımlar ve bu eylemlerin olay örgüsü içinde bir anlam ve değer kazandığını söyler. Ona göre masallarda olay örgüsü içinde yer alan kişiler değişse de eylemler değişmemekte, bu da masallarda değişmeyen yapısal bir düzenin varlığını gözler önüne sermektedir. Yapısal açıdan yüz Rus halk masalı üzerinde yaptığı çalışmada değişmeyen otuz bir işlev tespit eden Propp, her işlevin mutlaka her masalda bulunmayacağını, ancak bu işlevlerin her masalda sırasıyla yer aldıklarını söyler. Ayrıca bütün işlevlerin ardı sıra okunması halinde her bir işlevin bir önceki işlevin mantıksal bir gereklilik sonucu oluştuğuna dikkat çeker. İşlevlere birer ad verdikten sonra işlevlerin tanımlarını yapıp onları birer simgeyle de belirleyen Propp, böylece masalların inceleme sonunda birer şemasını da ortaya koyar. Ayrıca bu otuz bir işlevin mantıksal olarak belirli kümelenmeler oluşturduğuna dikkat çeken Propp, bu alanların işlevleri gerçekleştiren kişilere uygun düşen eylem alanları olduğunu belirtir ve tespit ettiği eylem alanlarından hareketle de masallarda yedi kişinin yer aldığını söyler. Bu çalışmada Türk hikâyeciliğinin öncü isimlerinden Ömer Seyfettin’in Forsa adlı hikâyesi, Propp’un yapısal anlatı çözümleme yöntemi çerçevesinde incelenecek, hikâyenin Propp’un belirlediği işlevlerle ne oranda örtüştüğü tespit edilmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":211082,"journal":{"name":"Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125448211","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}