There are many historical bridges belonging to various civilizations in our country. Historical bridges also help us understand the sociological, economic and cultural structures of civilizations that lived between the past and the present. Historical bridges have been deformed due to natural events and human factors and some of them have been destroyed. It is extremely important to know the behavior of these bridges against earthquakes, since a large part of our country is located in a region with high earthquake risk. For this reason, the dynamic behavior of structures is examined with numerical and experimental studies, and earthquake analyzes are made using earthquake acceleration records obtained from past earthquakes or artificial earthquakes. In this direction, it is aimed to strengthen the weak aspects of the structures. For this reason, it is necessary to evaluate the behavior of historical masonry bridges that have survived to the present day in order to carry out restoration and protection. In this article, the historical Sultan Hamid I-II and III bridges in the Askale district of Erzurum province are discussed as a numerical application. These bridges were modeled in three dimensions using the SAP2000 finite element program. First of all, static analyzes of the bridges under their own weight were made. Then, the dynamic properties of the bridges were determined by making modal analyzes. After the dynamic properties of the bridges were determined, dynamic analyzes were made in the time period.
{"title":"Dynamic analysis of historıcal masonry arch bridges","authors":"Senem YILMAZ ÇETİN","doi":"10.24012/dumf.1314957","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1314957","url":null,"abstract":"There are many historical bridges belonging to various civilizations in our country. Historical bridges also help us understand the sociological, economic and cultural structures of civilizations that lived between the past and the present. Historical bridges have been deformed due to natural events and human factors and some of them have been destroyed. It is extremely important to know the behavior of these bridges against earthquakes, since a large part of our country is located in a region with high earthquake risk. For this reason, the dynamic behavior of structures is examined with numerical and experimental studies, and earthquake analyzes are made using earthquake acceleration records obtained from past earthquakes or artificial earthquakes. In this direction, it is aimed to strengthen the weak aspects of the structures. For this reason, it is necessary to evaluate the behavior of historical masonry bridges that have survived to the present day in order to carry out restoration and protection. In this article, the historical Sultan Hamid I-II and III bridges in the Askale district of Erzurum province are discussed as a numerical application. These bridges were modeled in three dimensions using the SAP2000 finite element program. First of all, static analyzes of the bridges under their own weight were made. Then, the dynamic properties of the bridges were determined by making modal analyzes. After the dynamic properties of the bridges were determined, dynamic analyzes were made in the time period.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135865872","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde makine öğrenmesi yöntemleri etkin bir biçimde kullanılarak pek çok alanda yüksek performanslar ve başarılı sonuçlar göstermiştir. Bu nedenle yöntemler, çeşitli sektörlerde son yıllarda daha da yaygınlaşmaya başlamıştır. Makine öğrenmesi modellerinden elde edilebilecek başarılarla birçok sorun öngörülüp çözüme ulaştırılabilir. Çalışmadaki amaç, ortaokul öğrencileri ile yapılan anketten toplanan veriler kullanılarak; eğitim başarı tahminini yapacak bir makine öğrenmesi modeli ortaya koymak ve öğrenciyi etkileyebilecek faktörlerinin önüne geçebilmektir. Anket soruları, öğrencinin başarısına tesir edebilecek etkenler araştırılarak oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında, çeşitli ortaokullarda eğitim gören 519 farklı öğrenciden kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında 13 sorudan oluşan anket aracılığıyla veri toplanmıştır. Bu veriler hiçbir kurumla paylaşılmamış olup, gizlilik korunmuştur. Veri seti incelenerek bazı manipülasyon, ön işleme, görselleştirme işlemlerinden geçirilmiş; K-En Yakın Komşu (K-NN) , Rastgele Ormanlar (RO) , Lineer Regresyon, Bagged Trees Regression (BTR - Torbalanmış Ağaçlar), Gradient Boosting Regressor (GBM - Gradyen Arttırıcı Regresyon) ve Karar Ağaçları (KA) algoritmaları kullanılmıştır. Çalışmada, veri manipülasyon işlemleri gerçekleştirildikten sonra model kurularak öğrencinin Türkçe notu üzerinden eğitim başarısının tahmini yapılmıştır. Çalışmada, ders seçiminin belirlenmesi, ana dilin Türkçe olması ve eğitim hayatından itibaren her dönem Türkçe dersi ile karşılaşılmasından dolayı Türkçe dersi bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Çalışma neticesinde, rastgele orman yöntemi en başarılı yöntem olmuş; algoritmanın performansı 0.88 ve R-Kare değeri 0.98 olarak elde edilmiştir. Yeni girdilerle test edilen model Türkçe notu üretmiştir. Öğrencinin eğitim durumunu etkileyen en önemli faktörler Türkçe notuna bağlı olarak aralarındaki korelasyon ile aile geliri ve ders çalışma saati olarak belirlenmiştir. Etkenler seçilirken model çeşitli senaryolarla defalarca test edilmiştir ve korelasyon ilişkileri hesaplanmıştır.
{"title":"Makine Öğrenmesi Yöntemleri İle Eğitim Başarısının Tahmini Modeli","authors":"Deniz ZİLYAS, Atınç YILMAZ","doi":"10.24012/dumf.1322273","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1322273","url":null,"abstract":"Günümüzde makine öğrenmesi yöntemleri etkin bir biçimde kullanılarak pek çok alanda yüksek performanslar ve başarılı sonuçlar göstermiştir. Bu nedenle yöntemler, çeşitli sektörlerde son yıllarda daha da yaygınlaşmaya başlamıştır. Makine öğrenmesi modellerinden elde edilebilecek başarılarla birçok sorun öngörülüp çözüme ulaştırılabilir. Çalışmadaki amaç, ortaokul öğrencileri ile yapılan anketten toplanan veriler kullanılarak; eğitim başarı tahminini yapacak bir makine öğrenmesi modeli ortaya koymak ve öğrenciyi etkileyebilecek faktörlerinin önüne geçebilmektir. Anket soruları, öğrencinin başarısına tesir edebilecek etkenler araştırılarak oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında, çeşitli ortaokullarda eğitim gören 519 farklı öğrenciden kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında 13 sorudan oluşan anket aracılığıyla veri toplanmıştır. Bu veriler hiçbir kurumla paylaşılmamış olup, gizlilik korunmuştur. Veri seti incelenerek bazı manipülasyon, ön işleme, görselleştirme işlemlerinden geçirilmiş; K-En Yakın Komşu (K-NN) , Rastgele Ormanlar (RO) , Lineer Regresyon, Bagged Trees Regression (BTR - Torbalanmış Ağaçlar), Gradient Boosting Regressor (GBM - Gradyen Arttırıcı Regresyon) ve Karar Ağaçları (KA) algoritmaları kullanılmıştır. Çalışmada, veri manipülasyon işlemleri gerçekleştirildikten sonra model kurularak öğrencinin Türkçe notu üzerinden eğitim başarısının tahmini yapılmıştır. Çalışmada, ders seçiminin belirlenmesi, ana dilin Türkçe olması ve eğitim hayatından itibaren her dönem Türkçe dersi ile karşılaşılmasından dolayı Türkçe dersi bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Çalışma neticesinde, rastgele orman yöntemi en başarılı yöntem olmuş; algoritmanın performansı 0.88 ve R-Kare değeri 0.98 olarak elde edilmiştir. Yeni girdilerle test edilen model Türkçe notu üretmiştir. Öğrencinin eğitim durumunu etkileyen en önemli faktörler Türkçe notuna bağlı olarak aralarındaki korelasyon ile aile geliri ve ders çalışma saati olarak belirlenmiştir. Etkenler seçilirken model çeşitli senaryolarla defalarca test edilmiştir ve korelasyon ilişkileri hesaplanmıştır.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"44 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135865666","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Düşük dayanımlı killeri stabilize etmek amacıyla sönmüş kireç, uçucu kül, silis dumanı, tüf, mermer tozu gibi katkı malzemelerinin kullanımı oldukça eski ve geleneksel bir uygulamadır. Ancak yeni teknolojik ürünlerin ortaya çıkışıyla birlikte bu geleneksel stabilizasyon yöntemleri yerini özellikle yapay fiber gibi ürünlerle yapılan güçlendirme yöntemlerine bırakmaya başlamıştır. Zemin iyileştirmede kullanılan, çevre dostu, doğal, doğada bol miktarda bulunan bu malzemelerden biri de bazalt fiberdir ve kullanımları gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Zemin güçlendirmede bazalt fiber kullanımının başarısı kullanılan bazalt fiberin boyutu ve oranı ile ilgilidir ve yapılan bilimsel çalışmalar bu konularda yoğunlaşmıştır. Bu çalışmanın amacı, bazalt fiber ile güçlendirilen yüksek plastisiteli bentonit kilinde bazalt fiber oranının dayanıma olan etkilerinin incelenmesidir. Bu amaçla bir dizi deneysel çalışma gerçekleştirilmiştir. 6 mm uzunluğundaki bazalt fiberlerin kile farklı oranlarda eklenmesi ve optimum su içeriğinde sıkıştırılmasıyla hazırlanan silindirik örneklerde serbest basınç deneyleri gerçekleştirilmiş ve zeminin dayanımında meydana gelen değişimler belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları, 6 mm uzunluğundaki bazalt fiber ile güçlendirilen bentonit kilinde maksimum dayanımın %4 bazalt fiber oranında elde edildiğini, bu orandan daha yüksek bazalt fiber oranlarında ise dayanımda azalmalar oluştuğunu göstermiştir.
{"title":"Zemin güçlendirmede maksimum dayanım için optimum bazalt fiber oranının belirlenmesi","authors":"Yasemin ASLAN TOPÇUOĞLU, Zülfü GÜROCAK","doi":"10.24012/dumf.1346476","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1346476","url":null,"abstract":"Düşük dayanımlı killeri stabilize etmek amacıyla sönmüş kireç, uçucu kül, silis dumanı, tüf, mermer tozu gibi katkı malzemelerinin kullanımı oldukça eski ve geleneksel bir uygulamadır. Ancak yeni teknolojik ürünlerin ortaya çıkışıyla birlikte bu geleneksel stabilizasyon yöntemleri yerini özellikle yapay fiber gibi ürünlerle yapılan güçlendirme yöntemlerine bırakmaya başlamıştır. Zemin iyileştirmede kullanılan, çevre dostu, doğal, doğada bol miktarda bulunan bu malzemelerden biri de bazalt fiberdir ve kullanımları gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Zemin güçlendirmede bazalt fiber kullanımının başarısı kullanılan bazalt fiberin boyutu ve oranı ile ilgilidir ve yapılan bilimsel çalışmalar bu konularda yoğunlaşmıştır. Bu çalışmanın amacı, bazalt fiber ile güçlendirilen yüksek plastisiteli bentonit kilinde bazalt fiber oranının dayanıma olan etkilerinin incelenmesidir. Bu amaçla bir dizi deneysel çalışma gerçekleştirilmiştir. 6 mm uzunluğundaki bazalt fiberlerin kile farklı oranlarda eklenmesi ve optimum su içeriğinde sıkıştırılmasıyla hazırlanan silindirik örneklerde serbest basınç deneyleri gerçekleştirilmiş ve zeminin dayanımında meydana gelen değişimler belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları, 6 mm uzunluğundaki bazalt fiber ile güçlendirilen bentonit kilinde maksimum dayanımın %4 bazalt fiber oranında elde edildiğini, bu orandan daha yüksek bazalt fiber oranlarında ise dayanımda azalmalar oluştuğunu göstermiştir.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135886996","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı giderek artmakta ve bu alandaki araştırmalar ve uygulamalar önem kazanmaktadır. Güneş enerjisi, birçok kullanım alanı olan önemli bir kaynaktır. Güneş enerjisi kulesi, güneş enerjisini yoğunlaştırarak elektrik üretimi için umut verici bir teknolojidir. Bu çalışmada, merkez alıcılı Solar II güneş-buhar güç santralinin termodinamik analizleri yapılmıştır. Sistem ve çevrim üzerinde etkili olan parametreler incelenmiştir. Mevcut Solar II sistemi temel alınarak, istenen bir elektrik gücü değerine (10 MW) sahip olacak şekilde tasarım çevrimi oluşturulmuştur. Alıcıdaki ısı transfer akışkanının (HTF) farklı konfigürasyonlarıyla sistemsel çıktılar analiz edilmiştir. Oluşturulan model ve program, Ansys modeli ve EES programı ile gerçek verilerin karşılaştırmasıyla doğrulanmıştır. Farklı parametreler incelenerek tesisin performansı ve gücü artırılmaya çalışılmıştır. Pompa giriş basınç ve sıcaklık değerlerinin verim üzerinde belirgin bir etkisi olmadığı gözlemlenmiştir. Ancak HTF debi değerinin artması, çevrim ve sistemin enerji verimliliğinde önemli bir artış sağlamıştır. Ayrıca yüksek sıcaklık uygulamasının kızgınlaştırıcı verimini önemli ölçüde artırdığı tespit edilmiştir. Bu çalışma, güneş enerjisi kulelerinin performans ve verimlilik artışı için önemli bilgiler sunmaktadır.
可再生能源的使用越来越多,该领域的研究和应用也越来越重要。太阳能是一种应用广泛的重要资源。太阳能塔是一种很有前途的太阳能聚光发电技术。本研究对带有中央接收器的 Solar II 太阳能-蒸汽发电厂进行了热力学分析。对影响系统和循环的参数进行了分析。在现有 Solar II 系统的基础上,建立了一个设计周期,以获得所需的电力值(10 兆瓦)。根据接收器中导热液体(HTF)的不同配置,对系统输出进行了分析。通过比较 Ansys 模型和 EES 程序与真实数据,对模型和程序进行了验证。对不同的参数进行了分析,以提高设备的性能和功率。据观察,泵入口压力和温度值对效率没有明显影响。然而,增加高温热塑性液体的流量可显著提高循环和系统的能效。研究还发现,高温应用显著提高了过热器的效率。这项研究为提高太阳能塔的性能和效率提供了重要信息。
{"title":"Merkez alıcılı güneş kulesi-buhar güç tümleşik sisteminin performans parametrelerinin incelenmesi","authors":"Mehmet Zerrakki IŞIK, Hasan OKTAY, Hüsna TOPKAYA","doi":"10.24012/dumf.1317529","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1317529","url":null,"abstract":"Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı giderek artmakta ve bu alandaki araştırmalar ve uygulamalar önem kazanmaktadır. Güneş enerjisi, birçok kullanım alanı olan önemli bir kaynaktır. Güneş enerjisi kulesi, güneş enerjisini yoğunlaştırarak elektrik üretimi için umut verici bir teknolojidir. Bu çalışmada, merkez alıcılı Solar II güneş-buhar güç santralinin termodinamik analizleri yapılmıştır. Sistem ve çevrim üzerinde etkili olan parametreler incelenmiştir. Mevcut Solar II sistemi temel alınarak, istenen bir elektrik gücü değerine (10 MW) sahip olacak şekilde tasarım çevrimi oluşturulmuştur. Alıcıdaki ısı transfer akışkanının (HTF) farklı konfigürasyonlarıyla sistemsel çıktılar analiz edilmiştir. Oluşturulan model ve program, Ansys modeli ve EES programı ile gerçek verilerin karşılaştırmasıyla doğrulanmıştır. Farklı parametreler incelenerek tesisin performansı ve gücü artırılmaya çalışılmıştır. Pompa giriş basınç ve sıcaklık değerlerinin verim üzerinde belirgin bir etkisi olmadığı gözlemlenmiştir. Ancak HTF debi değerinin artması, çevrim ve sistemin enerji verimliliğinde önemli bir artış sağlamıştır. Ayrıca yüksek sıcaklık uygulamasının kızgınlaştırıcı verimini önemli ölçüde artırdığı tespit edilmiştir. Bu çalışma, güneş enerjisi kulelerinin performans ve verimlilik artışı için önemli bilgiler sunmaktadır.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136363860","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sismik etkilere karşı yapıların dayanım ve dayanıklılığını değerlendirmek ve depremlerin neden olabileceği hasarları en aza indirmek, deprem mühendisliğinin temel hedeflerindendir. Bu çerçevede deprem mühendisliğinde oldukça güncel olan sismik dirençlilik kavramı son yıllarda giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, herhangi bir afet sonrası yapıların eski haline dönebilme becerisi olarak tanımlanabilen Sismik dirençlilik konsepti, formülasyonları ile birlikte ele alınmıştır. Konsept olarak izah edilen sismik dirençlilik kavramının dirençlilik indeksi ile sayısallaştırılması bu indeksi oluşturan parametrelerden biri olan spektral ivme değeri değişken olarak seçilmiştir. Spektral ivme değişimine yaklaşımı farklı olan TBDY2018 ve DBYYHY2007 yönetmelikleri çerçevesinde 7 katlı bir betonarme yapı için Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde 7 farklı şehir seçilmiş ve hesaplanan PGA değerleri esas alınarak kırılganlık eğrilerinden elde edilen dirençlilik indeksleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma ile dirençlilik indeksi DBYYHY2007’e göre tüm şehirlerde sabit %99,7 iken değişken PGA değerleri ile TBDY2018’e göre %79,7-%99,6 aralığında hesaplanmıştır.
{"title":"Sismik dirençlilik ve spektral parametrelerin etkisi","authors":"İbrahim Baran KARASİN","doi":"10.24012/dumf.1334343","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1334343","url":null,"abstract":"Sismik etkilere karşı yapıların dayanım ve dayanıklılığını değerlendirmek ve depremlerin neden olabileceği hasarları en aza indirmek, deprem mühendisliğinin temel hedeflerindendir. Bu çerçevede deprem mühendisliğinde oldukça güncel olan sismik dirençlilik kavramı son yıllarda giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, herhangi bir afet sonrası yapıların eski haline dönebilme becerisi olarak tanımlanabilen Sismik dirençlilik konsepti, formülasyonları ile birlikte ele alınmıştır. Konsept olarak izah edilen sismik dirençlilik kavramının dirençlilik indeksi ile sayısallaştırılması bu indeksi oluşturan parametrelerden biri olan spektral ivme değeri değişken olarak seçilmiştir. Spektral ivme değişimine yaklaşımı farklı olan TBDY2018 ve DBYYHY2007 yönetmelikleri çerçevesinde 7 katlı bir betonarme yapı için Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde 7 farklı şehir seçilmiş ve hesaplanan PGA değerleri esas alınarak kırılganlık eğrilerinden elde edilen dirençlilik indeksleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma ile dirençlilik indeksi DBYYHY2007’e göre tüm şehirlerde sabit %99,7 iken değişken PGA değerleri ile TBDY2018’e göre %79,7-%99,6 aralığında hesaplanmıştır.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134995304","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İklim değişikliğinin akarsu akımları üzerindeki etkilerinin hidrolojik modeller yardımıyla belirlenmesinde küresel atmosferik veri setlerinden sıklıkla faydalanılmaktadır. Sunulan çalışmada, Ege bölgesinde yer alan Gördes Havzası akımlarının hem küresel veri setleri hem de lokal istasyon verileri ile akışlarının modellenmesi ve bu model sonuçları dikkate alınarak performansın değerlendirmesi amaçlanmıştır. Küresel veri seti olarak ECMWF (European Centre for Medium-Range Weather Forecasts) tarafından sunulan 1959-2022 yılları arasında veri sağlayan ERA5 Land veri seti ve hidrolojik model olarak da abcd aylık yağış akış modeli kullanılmıştır. Model performansını değerlendirmek için Nash-Shutcliffe performans fonksiyonu seçilmiş olup optimum model parametrelerin tahmini için Parçacık Sürü Optimizasyonu Algoritması (PSO) kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular ERA5 Land veri setinin Gördes Havzası’nın aylık akımlarının modellenmesinde havzanın hidrolojik özelliklerini başarılı bir şekilde yansıttığı ve bu veri setini kullanmanın modelleme çalışmalarında kolaylaştırıcı olacağı gösterilmiştir.
{"title":"Gördes Havzası Akışlarının Modellenmesinde Era5-Land Verilerinin Performans Değerlendirmesi","authors":"Destina Dilan EKİNCİ, Okan FISTIKOĞLU","doi":"10.24012/dumf.1327255","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1327255","url":null,"abstract":"İklim değişikliğinin akarsu akımları üzerindeki etkilerinin hidrolojik modeller yardımıyla belirlenmesinde küresel atmosferik veri setlerinden sıklıkla faydalanılmaktadır. Sunulan çalışmada, Ege bölgesinde yer alan Gördes Havzası akımlarının hem küresel veri setleri hem de lokal istasyon verileri ile akışlarının modellenmesi ve bu model sonuçları dikkate alınarak performansın değerlendirmesi amaçlanmıştır. Küresel veri seti olarak ECMWF (European Centre for Medium-Range Weather Forecasts) tarafından sunulan 1959-2022 yılları arasında veri sağlayan ERA5 Land veri seti ve hidrolojik model olarak da abcd aylık yağış akış modeli kullanılmıştır. Model performansını değerlendirmek için Nash-Shutcliffe performans fonksiyonu seçilmiş olup optimum model parametrelerin tahmini için Parçacık Sürü Optimizasyonu Algoritması (PSO) kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular ERA5 Land veri setinin Gördes Havzası’nın aylık akımlarının modellenmesinde havzanın hidrolojik özelliklerini başarılı bir şekilde yansıttığı ve bu veri setini kullanmanın modelleme çalışmalarında kolaylaştırıcı olacağı gösterilmiştir.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134995305","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dental implantlarda en fazla kullanılan malzeme olan titanyumun yüzey morfolojisinin geliştirilmesi konusu birçok araştırmacının ve üretici firmaların üzerinde çalıştığı önemli konulardan biridir. Titanyumun biyouyumluluğu, üstün mekanik özellikleri, korozyon direnci ve osseointegrasyondaki başarısı biyomedikal uygulamalarda yoğun olarak kullanılmasının sebeplerindendir. Bu konuda yürütülen çalışmalar, implantın kemik ile olan etkileşiminde yüzey morfolijisinin doğrudan etkili olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda implant malzemenin yüzey pürüzlülüğü, kimyasal bileşimi ve ıslanabilirliği de iyileşme aşamasında önemli rol oynar. Bu çalışma kapsamında saf titanyuma; kumlama, dağlama ve iki farklı çözelti ve voltajda anotlama olmak üzere toplamda dört farklı yüzey modifikasyon işlemi uygulanmıştır. Yüzeyi işleme tabi tutulan titanyum numunelerin, osseointegrasyonda önemli rol oynayan özelliklerden olan yüzey morfolojisi, faz yapısı ve yüzey pürüzlülük değerleri incelenmiştir. Dört farklı yüzey uygulamasının sonucunda yüzey morfolojileri başta olmak üzere farklı yüzey pürüzlülük sonuçları ve faz yapıları gözlemlenmiştir.
{"title":"Dental implantlar için farklı yüzey modifikasyon tekniklerinin titanyumun yüzey özelliklerine etkilerinin karşılaştırılması","authors":"Mustafa KIRMAN, Tuncay DİKİCİ, Halit DOĞAN","doi":"10.24012/dumf.1284880","DOIUrl":"https://doi.org/10.24012/dumf.1284880","url":null,"abstract":"Dental implantlarda en fazla kullanılan malzeme olan titanyumun yüzey morfolojisinin geliştirilmesi konusu birçok araştırmacının ve üretici firmaların üzerinde çalıştığı önemli konulardan biridir. Titanyumun biyouyumluluğu, üstün mekanik özellikleri, korozyon direnci ve osseointegrasyondaki başarısı biyomedikal uygulamalarda yoğun olarak kullanılmasının sebeplerindendir. Bu konuda yürütülen çalışmalar, implantın kemik ile olan etkileşiminde yüzey morfolijisinin doğrudan etkili olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda implant malzemenin yüzey pürüzlülüğü, kimyasal bileşimi ve ıslanabilirliği de iyileşme aşamasında önemli rol oynar. Bu çalışma kapsamında saf titanyuma; kumlama, dağlama ve iki farklı çözelti ve voltajda anotlama olmak üzere toplamda dört farklı yüzey modifikasyon işlemi uygulanmıştır. Yüzeyi işleme tabi tutulan titanyum numunelerin, osseointegrasyonda önemli rol oynayan özelliklerden olan yüzey morfolojisi, faz yapısı ve yüzey pürüzlülük değerleri incelenmiştir. Dört farklı yüzey uygulamasının sonucunda yüzey morfolojileri başta olmak üzere farklı yüzey pürüzlülük sonuçları ve faz yapıları gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"78 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134995495","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-21DOI: 10.17341/gazimmfd.1081264
Murat Koray AKKAYA, Asım Egemen YILMAZ, Mustafa KUZUOĞLU
Bu makalede, fiziksel bir problemin oluşumunda veya tanımında yer alan parametrelerdeki küçük değişimlerin, sonuçta hesaplanan değere olan etkisi incelenmiştir. İncelemelerde matematiksel araç olarak Pertürbasyon Teorisi ve Asimptotik Seri açılımları kullanılmıştır. Pertürbasyon teorisi, analitik ve nümerik olmak üzere 2 farklı yaklaşımda ele alınmış ve elektromanyetik problemlerin çözümüne ağırlık verilmiştir. Elektromanyetik dalga yayılım denklemi birimsizleştirilerek asimptotik seri açılımlarına dönüştürülmüş, denklemde uzamsal Fourier dönüşümü uygulanarak tekil pertürbasyon uygulama örneği sunulmuştur. Tekil pertürbasyon teorisi ile gerçekleştirilen çözümün geçerlilik aralığı incelenmiştir. Makalede rastgele dağılımlara bağlı küçük değişimler de ilgili parametrede “Pertürbasyon” olarak nitelendirilmiş, bu yaklaşım da örneklerle temsil edilmiştir. Toplam yansımanın stokastik özellikleri Monte Carlo benzetimleri ile sağlanmıştır. Doğada sıklıkla rastlanan çok katmanlı yapıların fiziksel özellikleri ötelemeli fonsksiyonlar ile hesaplanmış ve EM yansıma sinyali ölçerek tahmin edilmiştir. Bu yöntemde, görünmeyen tabakaların parametrelerinde olası sapmalar rastlantısal dağılımlar ile temsil edilmiştir. Pertürbasyon kavramı, katmanlarda elektriksel özelliklerin beklenen değerden sapmasını temsil etmek için kullanılmış, çıkış parametrelerinde ölçülen olasılık dağılımları ortalama değer, standart sapma, 3. Moment (skewness) ve 4. Moment (kurtosis) değerleri ile yorumlanarak anlamlandırılmıştır.
{"title":"Elektromanyetik dalga yayılım ve saçılım problemlerine analitik ve sayısal pertürbasyon teknikleri ile çözüm yaklaşımı","authors":"Murat Koray AKKAYA, Asım Egemen YILMAZ, Mustafa KUZUOĞLU","doi":"10.17341/gazimmfd.1081264","DOIUrl":"https://doi.org/10.17341/gazimmfd.1081264","url":null,"abstract":"Bu makalede, fiziksel bir problemin oluşumunda veya tanımında yer alan parametrelerdeki küçük değişimlerin, sonuçta hesaplanan değere olan etkisi incelenmiştir. İncelemelerde matematiksel araç olarak Pertürbasyon Teorisi ve Asimptotik Seri açılımları kullanılmıştır. Pertürbasyon teorisi, analitik ve nümerik olmak üzere 2 farklı yaklaşımda ele alınmış ve elektromanyetik problemlerin çözümüne ağırlık verilmiştir. Elektromanyetik dalga yayılım denklemi birimsizleştirilerek asimptotik seri açılımlarına dönüştürülmüş, denklemde uzamsal Fourier dönüşümü uygulanarak tekil pertürbasyon uygulama örneği sunulmuştur. Tekil pertürbasyon teorisi ile gerçekleştirilen çözümün geçerlilik aralığı incelenmiştir. Makalede rastgele dağılımlara bağlı küçük değişimler de ilgili parametrede “Pertürbasyon” olarak nitelendirilmiş, bu yaklaşım da örneklerle temsil edilmiştir. Toplam yansımanın stokastik özellikleri Monte Carlo benzetimleri ile sağlanmıştır. Doğada sıklıkla rastlanan çok katmanlı yapıların fiziksel özellikleri ötelemeli fonsksiyonlar ile hesaplanmış ve EM yansıma sinyali ölçerek tahmin edilmiştir. Bu yöntemde, görünmeyen tabakaların parametrelerinde olası sapmalar rastlantısal dağılımlar ile temsil edilmiştir. Pertürbasyon kavramı, katmanlarda elektriksel özelliklerin beklenen değerden sapmasını temsil etmek için kullanılmış, çıkış parametrelerinde ölçülen olasılık dağılımları ortalama değer, standart sapma, 3. Moment (skewness) ve 4. Moment (kurtosis) değerleri ile yorumlanarak anlamlandırılmıştır.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"282 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135771032","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-21DOI: 10.17341/gazimmfd.1083525
Gülçin ÇAKMAK, Hatice ESEN
Artan teknolojiye rağmen birçok sektörde fiziksel ağırlıklı işler çalışanlar tarafından yapılmaya devam etmektedir. Çalışanın iş yaparken maruz kaldığı çalışma duruşları kısa vadede işteki performansını etkilemekte, uzun vadede ise çalışana Kas İskelet Sistemi Rahatsızlığı(KİSR) olarak geri dönmektedir. KİSR işçi, işveren ve ülke ekonomisine maddi ve manevi açıdan doğrudan etki etmektedir. Bu nedenle işin insana insanın da işe uyumunu amaçlayan ergonomik çalışmalar önem taşımaktadır. Çalışma duruşu analizleri bu kapsamda uygunsuz duruşların tespit edilerek iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. REBA (Rapid Entire Body Assessment) çalışma duruşlarının sebep olduğu riskleri sayısal olarak ifade edebilmeyi sağlayan bir çalışma duruşu analizi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı REBA yöntemi ile yapılan analizlerin güvenilirliğinin değerlendirilmesidir. Bu noktada otomotiv yan sanayinde faaliyet gösteren bir firmanın koltuk üretim hattından seçilen 58 çalışma duruşu REBA yöntemi ile analiz edilmiştir. 3 değerlendirici ile yapılan uygulama sonucu elde edilen REBA skorları sınıflar arası –farklı gözlemcilere ait değerlendirmeler- güvenilirlik ve sınıf içi- aynı gözlemcinin farklı zaman dilimlerindeki değerlendirmeleri-güvenilirlik analizlerine tabi tutulmuştur. %95 güven aralığında yapılan sınıflar arası güvenilirlik analizi sonucunda A skoru(Intraclass Correlation Coefficient - ICC=0,853), C skoru(ICC=0,812) ve final REBA skorları(ICC=0,818) yüksek güvenilirlikte bulunurken B skorunun(ICC=0,650) ise orta derece güvenilir olduğu saptanmıştır. %95 güven aralığında yapılan sınıf içi güvenilirlik analizi sonuçlarına göre, REBA yönteminin çalışma duruşlarını yüksek güvenilirlikle analiz ettiği görülmektedir.
{"title":"REBA yönteminin sınıf içi ve sınıflar arası güvenilirliği: Bir otomotiv yan sanayi firması uygulaması","authors":"Gülçin ÇAKMAK, Hatice ESEN","doi":"10.17341/gazimmfd.1083525","DOIUrl":"https://doi.org/10.17341/gazimmfd.1083525","url":null,"abstract":"Artan teknolojiye rağmen birçok sektörde fiziksel ağırlıklı işler çalışanlar tarafından yapılmaya devam etmektedir. Çalışanın iş yaparken maruz kaldığı çalışma duruşları kısa vadede işteki performansını etkilemekte, uzun vadede ise çalışana Kas İskelet Sistemi Rahatsızlığı(KİSR) olarak geri dönmektedir. KİSR işçi, işveren ve ülke ekonomisine maddi ve manevi açıdan doğrudan etki etmektedir. Bu nedenle işin insana insanın da işe uyumunu amaçlayan ergonomik çalışmalar önem taşımaktadır. Çalışma duruşu analizleri bu kapsamda uygunsuz duruşların tespit edilerek iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. REBA (Rapid Entire Body Assessment) çalışma duruşlarının sebep olduğu riskleri sayısal olarak ifade edebilmeyi sağlayan bir çalışma duruşu analizi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı REBA yöntemi ile yapılan analizlerin güvenilirliğinin değerlendirilmesidir. Bu noktada otomotiv yan sanayinde faaliyet gösteren bir firmanın koltuk üretim hattından seçilen 58 çalışma duruşu REBA yöntemi ile analiz edilmiştir. 3 değerlendirici ile yapılan uygulama sonucu elde edilen REBA skorları sınıflar arası –farklı gözlemcilere ait değerlendirmeler- güvenilirlik ve sınıf içi- aynı gözlemcinin farklı zaman dilimlerindeki değerlendirmeleri-güvenilirlik analizlerine tabi tutulmuştur. %95 güven aralığında yapılan sınıflar arası güvenilirlik analizi sonucunda A skoru(Intraclass Correlation Coefficient - ICC=0,853), C skoru(ICC=0,812) ve final REBA skorları(ICC=0,818) yüksek güvenilirlikte bulunurken B skorunun(ICC=0,650) ise orta derece güvenilir olduğu saptanmıştır. %95 güven aralığında yapılan sınıf içi güvenilirlik analizi sonuçlarına göre, REBA yönteminin çalışma duruşlarını yüksek güvenilirlikle analiz ettiği görülmektedir.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135771033","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-21DOI: 10.17341/gazimmfd.1072512
Burak TÜRKAN
Bu çalışma, elektrikli araçların soğutucu tasarımında TRIZ (İnovatif problem çözme teorisi) yönteminin sonuçları ne kadar artırdığının nicel bir değerlendirmesini sunmaktadır. Problem tanımlandıktan sonra TRIZ çelişkiler matrisi ile inovatif prensipler uygulanmıştır. Özellikle maliyetli çözüm olmaması için geometrik parametreler esas alınmıştır. Yenilikçi çözüm için kanal giriş uzunluğu, kanat sayısı ve kanat türü parametrelerinin soğutma ve basınç kaybı üzerindeki etkisi Taguchi analizinde incelenmiştir. Kanal içi akış problemi sonuçları Comsol programında nümerik olarak gerçekleştirilmiştir. Maksimum ısı yayılımı ve basınç kaybı için en etkili parametrenin kanat sayısı (%83,11-%87,27) olduğu görülmüştür. Isı yayılımı açısından TRIZ analizi ile sonuç tasarımında, mevcut durumuna göre %6,6, basınç kaybı açısından %14,14 iyileşme gerçekleşmiştir. Ayrıca doğrulama çalışması için simülasyon ile Taguchi analizi sonuçları karşılaştırılmıştır. Sonuçların birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Elektrikli araçlarda optimum soğutucu tasarımı için TRIZ algoritmasının uygulanması ve Taguchi analizi","authors":"Burak TÜRKAN","doi":"10.17341/gazimmfd.1072512","DOIUrl":"https://doi.org/10.17341/gazimmfd.1072512","url":null,"abstract":"Bu çalışma, elektrikli araçların soğutucu tasarımında TRIZ (İnovatif problem çözme teorisi) yönteminin sonuçları ne kadar artırdığının nicel bir değerlendirmesini sunmaktadır. Problem tanımlandıktan sonra TRIZ çelişkiler matrisi ile inovatif prensipler uygulanmıştır. Özellikle maliyetli çözüm olmaması için geometrik parametreler esas alınmıştır. Yenilikçi çözüm için kanal giriş uzunluğu, kanat sayısı ve kanat türü parametrelerinin soğutma ve basınç kaybı üzerindeki etkisi Taguchi analizinde incelenmiştir. Kanal içi akış problemi sonuçları Comsol programında nümerik olarak gerçekleştirilmiştir. Maksimum ısı yayılımı ve basınç kaybı için en etkili parametrenin kanat sayısı (%83,11-%87,27) olduğu görülmüştür. Isı yayılımı açısından TRIZ analizi ile sonuç tasarımında, mevcut durumuna göre %6,6, basınç kaybı açısından %14,14 iyileşme gerçekleşmiştir. Ayrıca doğrulama çalışması için simülasyon ile Taguchi analizi sonuçları karşılaştırılmıştır. Sonuçların birbirine yakın olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":51103,"journal":{"name":"Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135771040","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":4,"RegionCategory":"工程技术","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}