首页 > 最新文献

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi最新文献

英文 中文
Experiences of Family Physicians on the Implementation of Directly Procurement of Reported Medicines From the Pharmacy 家庭医生实施申报药品从药房直接采购的体会
Pub Date : 2023-07-12 DOI: 10.35440/hutfd.1287051
Harun Mesut Atmacaoğlu, I. Koruk, Hilal Atmacaoğlu
Amaç: Bu araştırmada, Covid-19 pandemi döneminde raporlu ilaçların doğrudan eczaneden teminine yönelik uygulama ile ilgili aile hekimlerinin görüş ve deneyimlerini belirlemek amaçlanmıştır. Materyal ve metod: Araştırma kesitsel tiptedir. Araştırmanın evrenini Şanlıurfa’da aktif olarak görev yapmakta olan ve Şanlıurfa Aile Hekimleri Derneği’ne (ŞUAHED) üye olan 427 aile hekimi oluşturmuştur. Araştırmaya 206 aile hekimi katılmıştır. Araştırma verisi yapılandırılmış bir anket ile toplandı. Anketin uygulanması, ŞUAHED iletişim öbeği kullanılarak elektronik ortamda yapıldı. Bulgular: Aile hekimlerinin, %94,2’sinin uygulamadan memnun ya da çok memnun olduğu saptandı. Uygulamanın olumlu yönleri olarak; ilaca ulaşılabilirliği kolaylaştırmakla ilgili 3 farklı cevap verildiği ve bunların %50.9-65.0 arasında olduğu, iş yükünü azaltma, hekime ulaşılabilirliği arttırmakla ilgili 4 farklı cevap verildiği ve bunların %51,9-83,9 arasında olduğu, uygulamanın olumsuz yönleri olarak; ilacın hastaya ulaşmadığı endişesi ve güvenlik açığıyla ilgili 2 farklı cevap verildiği ve bunların %46,1-68,4 arasında olduğu, tedaviden çıkartılmış olan ilaçların hastaya verilmeye devam etmesi ile ilgili olarak bir cevap olduğu ve bunun %59,2 düzeyinde olduğu saptandı. Sonuç: Uygulama ile ilgili önemli deneyimler elde edilmiştir. Uygulama sadece bir kriz uygulaması olarak kullanılmamalıdır. Olumsuz yönlerine yönelik düzenlemeler ve olumlu yönlerine yönelik geliştirmeler yapılarak sağlık sistemine eklenmelidir.
{"title":"Experiences of Family Physicians on the Implementation of Directly Procurement of Reported Medicines From the Pharmacy","authors":"Harun Mesut Atmacaoğlu, I. Koruk, Hilal Atmacaoğlu","doi":"10.35440/hutfd.1287051","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1287051","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırmada, Covid-19 pandemi döneminde raporlu ilaçların doğrudan eczaneden teminine yönelik uygulama ile ilgili aile hekimlerinin görüş ve deneyimlerini belirlemek amaçlanmıştır. \u0000Materyal ve metod: Araştırma kesitsel tiptedir. Araştırmanın evrenini Şanlıurfa’da aktif olarak görev yapmakta olan ve Şanlıurfa Aile Hekimleri Derneği’ne (ŞUAHED) üye olan 427 aile hekimi oluşturmuştur. Araştırmaya 206 aile hekimi katılmıştır. Araştırma verisi yapılandırılmış bir anket ile toplandı. Anketin uygulanması, ŞUAHED iletişim öbeği kullanılarak elektronik ortamda yapıldı. \u0000Bulgular: Aile hekimlerinin, %94,2’sinin uygulamadan memnun ya da çok memnun olduğu saptandı. Uygulamanın olumlu yönleri olarak; ilaca ulaşılabilirliği kolaylaştırmakla ilgili 3 farklı cevap verildiği ve bunların %50.9-65.0 arasında olduğu, iş yükünü azaltma, hekime ulaşılabilirliği arttırmakla ilgili 4 farklı cevap verildiği ve bunların %51,9-83,9 arasında olduğu, uygulamanın olumsuz yönleri olarak; ilacın hastaya ulaşmadığı endişesi ve güvenlik açığıyla ilgili 2 farklı cevap verildiği ve bunların %46,1-68,4 arasında olduğu, tedaviden çıkartılmış olan ilaçların hastaya verilmeye devam etmesi ile ilgili olarak bir cevap olduğu ve bunun %59,2 düzeyinde olduğu saptandı. \u0000Sonuç: Uygulama ile ilgili önemli deneyimler elde edilmiştir. Uygulama sadece bir kriz uygulaması olarak kullanılmamalıdır. Olumsuz yönlerine yönelik düzenlemeler ve olumlu yönlerine yönelik geliştirmeler yapılarak sağlık sistemine eklenmelidir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123509629","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Effects of Medical Comorbidities on Neurodevelopmental Features in Children with Down Syndrome 医学合并症对唐氏综合征儿童神经发育特征的影响
Pub Date : 2023-07-12 DOI: 10.35440/hutfd.1317423
Yaşar Tanır, Selçuk Özkan
Background: Down Syndrome (DS) is one of the most common genetic anomalies observed in approximately one out of 700 live births, which occurs as a result of an excess of chromosome 21 (trisomy 21). Cognitive development in DS children is generally in the range of moderate to severe retardation, and mental age is rarely above eight years. The aim of this study is to investigate the neurodevelopmental characteristics of children with DS between the ages of 1-6 and their relationship with comorbid medical pathologies.Materials and Methods: A total of 83 DS children who applied to the child and adolescent mental health outpatient unit, were included in the study, and the relationships between sociodemographic and medical histories and neurodevelopmental characteristics were analyzed. Denver II Developmental Screening Test was used to evaluate their development. Four areas were evaluated: gross motor development, fine motor development, language-cognitive development and personal-social development.Results: The rates of medical comorbidities in children with DS was 75.9% (38 had heart problems, 17 had thyroid dysfunction, and 8 had epilepsy). There was no statistically significant difference between genders in terms of Denver II Developmental Screening Test scores. Children with hypothyroidism have significantly lower Denver II Developmental Screening Test scores in all domains. Other medical comorbidities did not have a significant effect on Denver II Developmental Screening Test scores.Conclusions: Concomitant medical diseases in children with DS may affect the development of the child. Therefore, early diagnosis and treatment of these conditions is essential. Due to the negative effects of hypothyroidism on the development of children, care should be taken in the treatment and close follow-up of these children.
背景:唐氏综合症(DS)是最常见的遗传异常之一,大约每700例活产婴儿中就有一例唐氏综合症,这是由于21号染色体(21三体)过多而导致的。退行性痴呆儿童的认知发育一般处于中度至重度发育迟缓的范围内,智力年龄很少超过8岁。本研究旨在探讨1-6岁儿童退行性椎体滑移的神经发育特点及其与共病病理的关系。材料与方法:将83例申请儿童青少年心理健康门诊就诊的DS患儿纳入研究,分析社会人口学、病史与神经发育特征之间的关系。丹佛II发育筛选试验用于评估他们的发育。评估四个方面:大肌肉运动发展、精细运动发展、语言认知发展和个人社会发展。结果:退行性椎体滑移患儿合并症发生率为75.9%,其中心脏38例,甲状腺功能障碍17例,癫痫8例。在丹佛II发育筛选测试得分方面,性别之间没有统计学上的显著差异。患有甲状腺功能减退症的儿童在所有领域的丹佛II发育筛查测试得分都明显较低。其他医学合并症对丹佛II发育筛查测试分数没有显著影响。结论:退行性椎体滑移患儿伴发的内科疾病可能影响患儿的发育。因此,早期诊断和治疗这些疾病是至关重要的。由于甲状腺功能减退症对儿童发育的负面影响,在治疗和密切随访这些儿童时应注意。
{"title":"The Effects of Medical Comorbidities on Neurodevelopmental Features in Children with Down Syndrome","authors":"Yaşar Tanır, Selçuk Özkan","doi":"10.35440/hutfd.1317423","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1317423","url":null,"abstract":"Background: Down Syndrome (DS) is one of the most common genetic anomalies observed in approximately one out of 700 live births, which occurs as a result of an excess of chromosome 21 (trisomy 21). Cognitive development in DS children is generally in the range of moderate to severe retardation, and mental age is rarely above eight years. The aim of this study is to investigate the neurodevelopmental characteristics of children with DS between the ages of 1-6 and their relationship with comorbid medical pathologies.\u0000Materials and Methods: A total of 83 DS children who applied to the child and adolescent mental health outpatient unit, were included in the study, and the relationships between sociodemographic and medical histories and neurodevelopmental characteristics were analyzed. Denver II Developmental Screening Test was used to evaluate their development. Four areas were evaluated: gross motor development, fine motor development, language-cognitive development and personal-social development.\u0000Results: The rates of medical comorbidities in children with DS was 75.9% (38 had heart problems, 17 had thyroid dysfunction, and 8 had epilepsy). There was no statistically significant difference between genders in terms of Denver II Developmental Screening Test scores. Children with hypothyroidism have significantly lower Denver II Developmental Screening Test scores in all domains. Other medical comorbidities did not have a significant effect on Denver II Developmental Screening Test scores.\u0000Conclusions: Concomitant medical diseases in children with DS may affect the development of the child. Therefore, early diagnosis and treatment of these conditions is essential. Due to the negative effects of hypothyroidism on the development of children, care should be taken in the treatment and close follow-up of these children.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133518968","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Vücut Kitle İndeksi ve Kan Gruplarının İmmün Trombositopeni Tedavisine Etkisi
Pub Date : 2023-07-11 DOI: 10.35440/hutfd.1321714
M. Kaçmaz, Yavuz Katircilar
Background: The effects of body mass index (BMI) and blood groups on immune thrombocytopenia (ITP) are not clearly known. This study aims to investigate the effect of BMI and blood groups on the treatment of ITP.Materials and Methods: All cases included in this study were primary ITP patients. Body measure-ments, treatment history, demographic, and laboratory data were recorded. The data obtained were analyzed after the patients were divided into groups based on BMI and blood groups.Results: The study included 68 (100%) cases, 53 of which were female (77.9%). The median age of the cases was 44 years (min: 18, max: 87). The median BMI was 28.05 (min: 17.6, max: 51.4), and patients with normal weight, overweight, and obesity were found in 24 (35.3%), 20 (29.4%), and 24 (35.3%) cases, respectively. According to blood groups, 29 (42.6%), 20 (29.4%), 11 (16.2%), and 8 (11.8%) cases had blood groups A, O, B, and AB, respectively. The analysis of BMI and blood groups together with demographic and laboratory variables revealed that patients with obesity had a higher mean age (p=0.049) and lactate dehydrogenase levels (p<0.001) than other BMI groups. In the analysis of treat-ment responses, it was found that using eltrombopag in the second-line treatment in the patients with normal weight group was associated with a better response than other BMI groups (p=0.025).Conclusions: This is the first study to look investigate the relationship between BMI and ITP therapy. According to the results of our study, we believe that BMI should be considered in the selection of second-line therapy for ITP.
背景:身体质量指数(BMI)和血型对免疫性血小板减少症(ITP)的影响尚不清楚。本研究旨在探讨BMI和血型对ITP治疗的影响。材料与方法:本研究所有病例均为原发性ITP患者。记录身体测量、治疗史、人口统计学和实验室数据。根据BMI和血型将患者分组后,对获得的数据进行分析。结果:本组病例68例(100%),其中女性53例(77.9%)。病例中位年龄44岁(最小18岁,最大87岁)。BMI中位数为28.05(最小值为17.6,最大值为51.4),体重正常24例(35.3%),超重20例(29.4%),肥胖24例(35.3%)。按血型分类,A型29例(42.6%),O型20例(29.4%),B型11例(16.2%),AB型8例(11.8%)。BMI、血型、人口学和实验室变量分析显示,肥胖患者的平均年龄(p=0.049)和乳酸脱氢酶水平(p<0.001)高于其他BMI组。在治疗反应分析中发现,体重正常组患者在二线治疗中使用依曲波巴的疗效优于其他BMI组(p=0.025)。结论:这是第一个研究BMI和ITP治疗之间关系的研究。根据我们的研究结果,我们认为在选择ITP的二线治疗方案时应考虑BMI。
{"title":"Vücut Kitle İndeksi ve Kan Gruplarının İmmün Trombositopeni Tedavisine Etkisi","authors":"M. Kaçmaz, Yavuz Katircilar","doi":"10.35440/hutfd.1321714","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1321714","url":null,"abstract":"Background: The effects of body mass index (BMI) and blood groups on immune thrombocytopenia (ITP) are not clearly known. This study aims to investigate the effect of BMI and blood groups on the treatment of ITP.\u0000Materials and Methods: All cases included in this study were primary ITP patients. Body measure-ments, treatment history, demographic, and laboratory data were recorded. The data obtained were analyzed after the patients were divided into groups based on BMI and blood groups.\u0000Results: The study included 68 (100%) cases, 53 of which were female (77.9%). The median age of the cases was 44 years (min: 18, max: 87). The median BMI was 28.05 (min: 17.6, max: 51.4), and patients with normal weight, overweight, and obesity were found in 24 (35.3%), 20 (29.4%), and 24 (35.3%) cases, respectively. According to blood groups, 29 (42.6%), 20 (29.4%), 11 (16.2%), and 8 (11.8%) cases had blood groups A, O, B, and AB, respectively. The analysis of BMI and blood groups together with demographic and laboratory variables revealed that patients with obesity had a higher mean age (p=0.049) and lactate dehydrogenase levels (p<0.001) than other BMI groups. In the analysis of treat-ment responses, it was found that using eltrombopag in the second-line treatment in the patients with normal weight group was associated with a better response than other BMI groups (p=0.025).\u0000Conclusions: This is the first study to look investigate the relationship between BMI and ITP therapy. According to the results of our study, we believe that BMI should be considered in the selection of second-line therapy for ITP.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124643251","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ultrason Rehberliğinde Yapılan Meme Biopsi Hakkında Youtube Videoları Yararlı ve Güvenilir Mi?
Pub Date : 2023-07-04 DOI: 10.35440/hutfd.1292098
Osman Konukoğlu, V. Kaya, Mehmet Tahtabaşi
Background: The aim of this study is to evaluate the usefulness and quality of YouTube videos on ultrasound-guided breast biopsy (UGBB) for patients.Materials and Methods: A video search was undertaken on YouTube on Aug 14, 2020 using the keywords, ‘breast biopsy’, ‘ultrasound-guided core biopsy’, ‘breast ultrasound’, and ‘breast biopsy ultrasound’. Top 100 videos were selected using each keyword (total 400 videos). After applying the exclusion criteria, 51 videos were evaluated by two researchers based on the patient information form of the American Cancer Society and American College of Radiology. According to these criteria, the videos were divided into four categories as very useful, useful, slightly useful, and not useful. Video parameters were compared between the groups by the Kruskal–Wallis test.Results: Of the 51 videos analyzed, 13.7% (n=7) were very useful, and 41.2% (n=21) were useful. Of the very useful videos, 85.7% (n=6) had been uploaded by physicians/hospitals. The DISCERN reliability score was significantly higher in very useful videos (median: 4, range: 2-5, p < 0.001). The length and number of likes and comments were significantly higher for the videos uploaded by civilian individuals (p=0.005, p=0.046, and p=0.013, respectively). Not useful and very useful videos were significantly longer (p = 0.01)Conclusion: Although the primary sources of high-quality and very useful YouTube videos about UGBB were physicians/hospital, a significant portion of low-quality videos had also been uploaded by this group. Thus, medical professionals should take care to upload well-informed videos.
背景:本研究的目的是评估YouTube视频对超声引导乳腺活检(UGBB)患者的有用性和质量。材料与方法:于2020年8月14日在YouTube上搜索“乳腺活检”、“超声引导核心活检”、“乳腺超声”和“乳腺活检超声”等关键词进行视频搜索。根据每个关键词选出前100名视频(共400个视频)。应用排除标准后,由两名研究人员根据美国癌症协会和美国放射学院的患者信息表对51个视频进行评估。根据这些标准,这些视频被分为非常有用、有用、稍微有用和没用四类。各组间视频参数比较采用Kruskal-Wallis检验。结果:在分析的51个视频中,13.7% (n=7)非常有用,41.2% (n=21)有用。在非常有用的视频中,85.7% (n=6)是由医生/医院上传的。在非常有用的视频中,DISCERN可靠性评分显着更高(中位数:4,范围:2-5,p < 0.001)。平民上传的视频长度、点赞数和评论数均显著高于平民上传的视频(p=0.005、p=0.046、p=0.013)。结论:虽然YouTube上关于UGBB的高质量和非常有用的视频的主要来源是医生/医院,但这一群体也上传了相当一部分低质量的视频。因此,医疗专业人员应该小心上传消息灵通的视频。
{"title":"Ultrason Rehberliğinde Yapılan Meme Biopsi Hakkında Youtube Videoları Yararlı ve Güvenilir Mi?","authors":"Osman Konukoğlu, V. Kaya, Mehmet Tahtabaşi","doi":"10.35440/hutfd.1292098","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1292098","url":null,"abstract":"Background: The aim of this study is to evaluate the usefulness and quality of YouTube videos on ultrasound-guided breast biopsy (UGBB) for patients.\u0000Materials and Methods: A video search was undertaken on YouTube on Aug 14, 2020 using the keywords, ‘breast biopsy’, ‘ultrasound-guided core biopsy’, ‘breast ultrasound’, and ‘breast biopsy ultrasound’. Top 100 videos were selected using each keyword (total 400 videos). After applying the exclusion criteria, 51 videos were evaluated by two researchers based on the patient information form of the American Cancer Society and American College of Radiology. According to these criteria, the videos were divided into four categories as very useful, useful, slightly useful, and not useful. Video parameters were compared between the groups by the Kruskal–Wallis test.\u0000Results: Of the 51 videos analyzed, 13.7% (n=7) were very useful, and 41.2% (n=21) were useful. Of the very useful videos, 85.7% (n=6) had been uploaded by physicians/hospitals. The DISCERN reliability score was significantly higher in very useful videos (median: 4, range: 2-5, p < 0.001). The length and number of likes and comments were significantly higher for the videos uploaded by civilian individuals (p=0.005, p=0.046, and p=0.013, respectively). Not useful and very useful videos were significantly longer (p = 0.01)\u0000Conclusion: Although the primary sources of high-quality and very useful YouTube videos about UGBB were physicians/hospital, a significant portion of low-quality videos had also been uploaded by this group. Thus, medical professionals should take care to upload well-informed videos.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132386340","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Role of Cognitive Distortions on the Relationship Between Individuals' Self-Esteem and Sexual Self Sufficiency 认知扭曲在个体自尊与性自足关系中的作用
Pub Date : 2023-06-15 DOI: 10.35440/hutfd.1294191
Mahir Yeşi̇ldal, Mehmet Cem Yi̇ği̇t
Amaç: İnsanlar çeşitli şeyler yaşar, gözlemler ve hissederler. Sonuç olarak, kendileri, diğer insanlar ve çevreleri hakkında çeşitli fikirler geliştirirler. Bu fikirlerin bazıları sabit olabilirken, kişinin içinde bulunduğu psikolojik durum bazılarını değiştirebilmektedir. Bu çalışma, bilişsel çarpıtmaların bireylerin benlik algıları ile cinsel öz yeterlilikleri arasındaki ilişkiyi etkileyip etkilemediğini belirlemeyi amaçlamaktadır. Materyal ve metod: Araştırmanın örneklemini %50'si kadın, %50'si erkek olmak üzere 200 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Cinsel Öz Yeterlilik Ölçeği ve Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeğidir. Çalışmada yapılan araştırmaya göre kişilerin cinsel öz yeterlilikleri ile eğitim ya da gelir durumları arasında bir ilişki olmadığı görülmüştür. Bulgular: Ancak cinsel öz yeterlilik ile benlik saygısı ve bilişsel çarpıtma arasında düşük düzeyde ancak istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bilişsel çarpıtma puanları arttıkça kişinin cinsel öz yeterlilik ve benlik saygısı puanları azalmaktadır. Cinsel öz yeterlilik ve öz saygıya sahip olmayan bireylerin kendilerini ve çevrelerini yanlış yorumlama eğiliminde olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Sonuçlar: Çalışmada veriler literatürden alınmış ve katılımcılar tarafından ölçekler uygulanmıştır. Özellikle bireylerin samimi ve doğru cevap verdikleri kabul edilmiştir ve bu kabul anketin sınırlılığı olarak da görülebilir.
目的:人们体验、观察和感受各种事物。因此,他们会对自己、他人和环境产生各种想法。虽然其中一些观念可能是固定的,但人的心理状态可能会改变其中一些观念。本研究旨在确定认知扭曲是否会影响个人的自我认知和性自我效能感之间的关系。材料和方法:研究样本由 200 人组成,其中 50%为女性,50%为男性。研究中使用的数据收集工具为罗森伯格自尊量表、性自我效能感量表和认知扭曲量表。研究结果表明,性自我效能感与教育程度和收入状况没有关系。研究结果不过,性自我效能感与自尊和认知扭曲之间的关系较低,但在统计学上有显著意义。随着认知扭曲得分的增加,性自我效能感和自尊得分也随之降低。可以说,没有性自我效能感和自尊心的人往往会曲解自己和周围的环境。结论在这项研究中,数据来自文献,量表由参与者应用。特别要指出的是,人们接受个人给出真诚和正确的答案,这种接受也可以被视为问卷的局限性。
{"title":"The Role of Cognitive Distortions on the Relationship Between Individuals' Self-Esteem and Sexual Self Sufficiency","authors":"Mahir Yeşi̇ldal, Mehmet Cem Yi̇ği̇t","doi":"10.35440/hutfd.1294191","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1294191","url":null,"abstract":"Amaç: İnsanlar çeşitli şeyler yaşar, gözlemler ve hissederler. Sonuç olarak, kendileri, diğer insanlar ve çevreleri hakkında çeşitli fikirler geliştirirler. Bu fikirlerin bazıları sabit olabilirken, kişinin içinde bulunduğu psikolojik durum bazılarını değiştirebilmektedir. Bu çalışma, bilişsel çarpıtmaların bireylerin benlik algıları ile cinsel öz yeterlilikleri arasındaki ilişkiyi etkileyip etkilemediğini belirlemeyi amaçlamaktadır. \u0000\u0000Materyal ve metod: Araştırmanın örneklemini %50'si kadın, %50'si erkek olmak üzere 200 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Cinsel Öz Yeterlilik Ölçeği ve Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeğidir. Çalışmada yapılan araştırmaya göre kişilerin cinsel öz yeterlilikleri ile eğitim ya da gelir durumları arasında bir ilişki olmadığı görülmüştür. \u0000\u0000Bulgular: Ancak cinsel öz yeterlilik ile benlik saygısı ve bilişsel çarpıtma arasında düşük düzeyde ancak istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bilişsel çarpıtma puanları arttıkça kişinin cinsel öz yeterlilik ve benlik saygısı puanları azalmaktadır. Cinsel öz yeterlilik ve öz saygıya sahip olmayan bireylerin kendilerini ve çevrelerini yanlış yorumlama eğiliminde olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. \u0000\u0000Sonuçlar: Çalışmada veriler literatürden alınmış ve katılımcılar tarafından ölçekler uygulanmıştır. Özellikle bireylerin samimi ve doğru cevap verdikleri kabul edilmiştir ve bu kabul anketin sınırlılığı olarak da görülebilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130768451","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Akut Kolesistitli Hastaların Tedavisinde Perkütan Kolesistostominin Etkinliği ve Klinik Seyri
Pub Date : 2023-06-12 DOI: 10.35440/hutfd.1292102
V. Kaya, Mehmet Tahtabaşi
Amaç: Akut kolesistitli (AK) hastaların tedavisinde perkütan kolesistostomi’nin (PK) etkinliğinin, güvenilirliğinin ve klinik sonuçlarının değerlendirilmesidir.Materyal ve metod: Ocak 2020 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Mehmet Akif İnan Hastanesi ve Harran Üniversitesi Hastanesi’nde PK uygulanan 18 yaşından büyük tüm hastalar retrospektif olarak analiz edildi. Hastaların demografik verileri (yaş ve cinsiyet), komorbiditeleri, katater çekilme süresi, hastanede yatış süresi, Amerikan Anestezi Derneği (ASA) skoru, interval kolesistektomi ve mortalite gelişme durumu kaydedildi. AK şiddetine göre grade 1 (hafif), grade 2 (orta) ve grade 3 (şiddetli) olmak üzere üçe ayrıldı.Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 130 hastanın 76’sı (%58.5) kadın olup hastaların ortalama yaşı 71.9 (aralık: 36-92) yıl idi. En sık eşlik eden hastalıklar hipertansiyon (n=28, % 21.5) ve koroner arter hastalığı (n=26, %20.0) idi. Hastaların 70’inde (%53.8) taşlı kolesistit ve 115’inde (%88.5) hidropik safra kesesi vardı. Hastaların 68’inin (% 52.3) ASA skoru 3-4 ve 14’ü (%10.8) grade 3 kolesistit idi. PK’nın teknik başarısı %100 idi. Hastane içi mortalite oranı %15.4 (n=20) olup ölen hastaların yaş ortalaması taburcu olanlara göre anlamlı olarak daha fazlaydı (81.2 ± 8.5 ve 70.1 ± 13.8 yıl, p<0.001). Mortalite gelişen hastalarda şiddetli (grade 3) AK oranı ve yüksek ASA skoruna (ASA 3 ve 4) sahip olma oranı taburcu olanlara kıyasla anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla; %40’a %5.5; p<0.001 ve %80’e %47.3; p=0.006). Ölen hastaların hastanede kalış süresi daha uzun (median değer, 28’e 13 gün; p=0.002) ve CRP değeri anlamlı olarak daha yüksekti (86.2 ±23.8 ve 11.4 ± 6.4 g/dl; p=0.032). PK sonrası hastaların %46.2’sine (n=60) kolesistektomi uygulandı.Sonuç: Akut kolesistitli hastaların hem cerrahi öncesi köprüleme tedavisinde hem de kesin tedavisinde PK etkin ve güvenle uygulanabilir. Ayrıca PK uygulanan hastaların ileri yaşta olmasının, eşlik eden hastalıklara bağlı yüksek ASA skoruna sahip olmasının ve şiddetli kolesistit varlığının mortaliteyi arttırdığı görünmektedir.
目的:评估经皮胆囊造口术(PC)治疗急性胆囊炎(AC)患者的有效性、安全性和临床结果:评估经皮胆囊造口术(PC)治疗急性胆囊炎(AC)患者的疗效、安全性和临床结果。材料和方法:回顾性分析 2020 年 1 月至 2022 年 5 月期间在 Mehmet Akif Inan 医院和哈兰大学医院接受 PC 治疗的所有 18 岁以上患者。记录了人口统计学数据(年龄和性别)、合并症、导管拔出时间、住院时间、美国麻醉学会(ASA)评分、胆囊切除术间隔时间和死亡率。根据 AK 的严重程度,分为 1 级(轻度)、2 级(中度)和 3 级(重度)三类:在纳入研究的 130 名患者中,76 人(58.5%)为女性,平均年龄为 71.9 岁(36-92 岁)。最常见的合并症是高血压(28 人,21.5%)和冠心病(26 人,20.0%)。70名(53.8%)和115名(88.5%)患者分别患有结石性胆囊炎和胆囊积水。68例(52.3%)患者的ASA评分为3-4级,14例(10.8%)患者的胆囊炎为3级。PK 技术成功率为 100%。院内死亡率为 15.4%(20 人),死亡患者的平均年龄明显高于出院患者(81.2 ± 8.5 岁 vs 70.1 ± 13.8 岁,P<0.001)。与出院患者相比,死亡患者中严重(3级)AK的比例和ASA评分高(ASA 3级和4级)的比例明显更高(分别为40% vs. 5.5%;p<0.001和80% vs. 47.3%;p=0.006)。死亡患者的住院时间更长(中位 28 天 vs. 13 天;p=0.002),CRP 值明显更高(86.2 ± 23.8 vs. 11.4 ± 6.4 g/dl;p=0.032)。46.2%的患者(n=60)在PC术后进行了胆囊切除术:结论:在急性胆囊炎患者的术前桥接治疗和最终治疗中,PK 均可有效、安全地进行。此外,高龄、合并症导致的 ASA 评分过高以及存在严重胆囊炎似乎会增加 PC 患者的死亡率。
{"title":"Akut Kolesistitli Hastaların Tedavisinde Perkütan Kolesistostominin Etkinliği ve Klinik Seyri","authors":"V. Kaya, Mehmet Tahtabaşi","doi":"10.35440/hutfd.1292102","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1292102","url":null,"abstract":"Amaç: Akut kolesistitli (AK) hastaların tedavisinde perkütan kolesistostomi’nin (PK) etkinliğinin, güvenilirliğinin ve klinik sonuçlarının değerlendirilmesidir.\u0000Materyal ve metod: Ocak 2020 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Mehmet Akif İnan Hastanesi ve Harran Üniversitesi Hastanesi’nde PK uygulanan 18 yaşından büyük tüm hastalar retrospektif olarak analiz edildi. Hastaların demografik verileri (yaş ve cinsiyet), komorbiditeleri, katater çekilme süresi, hastanede yatış süresi, Amerikan Anestezi Derneği (ASA) skoru, interval kolesistektomi ve mortalite gelişme durumu kaydedildi. AK şiddetine göre grade 1 (hafif), grade 2 (orta) ve grade 3 (şiddetli) olmak üzere üçe ayrıldı.\u0000Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 130 hastanın 76’sı (%58.5) kadın olup hastaların ortalama yaşı 71.9 (aralık: 36-92) yıl idi. En sık eşlik eden hastalıklar hipertansiyon (n=28, % 21.5) ve koroner arter hastalığı (n=26, %20.0) idi. Hastaların 70’inde (%53.8) taşlı kolesistit ve 115’inde (%88.5) hidropik safra kesesi vardı. Hastaların 68’inin (% 52.3) ASA skoru 3-4 ve 14’ü (%10.8) grade 3 kolesistit idi. PK’nın teknik başarısı %100 idi. Hastane içi mortalite oranı %15.4 (n=20) olup ölen hastaların yaş ortalaması taburcu olanlara göre anlamlı olarak daha fazlaydı (81.2 ± 8.5 ve 70.1 ± 13.8 yıl, p<0.001). Mortalite gelişen hastalarda şiddetli (grade 3) AK oranı ve yüksek ASA skoruna (ASA 3 ve 4) sahip olma oranı taburcu olanlara kıyasla anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla; %40’a %5.5; p<0.001 ve %80’e %47.3; p=0.006). Ölen hastaların hastanede kalış süresi daha uzun (median değer, 28’e 13 gün; p=0.002) ve CRP değeri anlamlı olarak daha yüksekti (86.2 ±23.8 ve 11.4 ± 6.4 g/dl; p=0.032). PK sonrası hastaların %46.2’sine (n=60) kolesistektomi uygulandı.\u0000Sonuç: Akut kolesistitli hastaların hem cerrahi öncesi köprüleme tedavisinde hem de kesin tedavisinde PK etkin ve güvenle uygulanabilir. Ayrıca PK uygulanan hastaların ileri yaşta olmasının, eşlik eden hastalıklara bağlı yüksek ASA skoruna sahip olmasının ve şiddetli kolesistit varlığının mortaliteyi arttırdığı görünmektedir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128327853","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hepatit B Virüsü ile Enfekte Olan Sağlık Çalışanlarının Hastalıklarıyla İlgili Bilgi ve Farkındalıklarının Değerlendirilmesi
Pub Date : 2023-06-08 DOI: 10.35440/hutfd.1286752
Fethiye Akgül, Yusuf Arslan
Amaç: Bu çalışmada hastanemizde hepatit B virüsü ile enfekte olan sağlık çalışanlarının hastalıklarıyla ilgili bilgi, farkındalık düzeyleri ve klinik takip verilerinin sunulması amaçlandı.Materyal ve metod: Çalışmamızda 01.01.2022- 31.12.2022 tarihleri arasında XXX Eğitim ve Araştırma Hastanesi İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi tarafından tarama yapılan sağlık çalışanlarından HBsAg pozitifliği saptananlar Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine yönlendirildi. Çalışanların demografik özellikleri, hepatit B anlık durumları, aile bireylerinin aşılanma durumu, kesici-delici alet yaralanma öyküsü, hepatit B’den dolayı maruz kalınan stigma ile ilgili soruların cevapları değerlendirildi. Hastaların hepatit B ile ilgili ileri laboratuvar tetkik sonuçları analiz edildi. Bulgular: Tarama yapılan 2148 çalışandan 69’unda (%3.2) HBsAg pozitifliği tespit edildi. Bu çalışanların yaş ortalaması 38.55±9.21 yıldı (min-max:20-60), 52’si (%75.4) erkekti. HBsAg pozitifliği olanların büyük çoğunluğu (n=25, %36.2) hemşire/ebe/sağlık memurlarıydı, ikinci sırada ise temizlik personelleri (n=16, % 23.2) vardı. Çalışanlara hepatit B virüs enfeksiyonu tanısının ilk olarak mesleki tarama yapılırken (%55.2) ikinci sırada ise aile taraması yapılırken konduğu belirlendi. Çalışanların %44.8’inin öyküsünde kesici-delici alet yaralanması olduğu, %23.3’ünün yaralanma sonrası viral serolojik tetkikleri yaptırdığı ve sadece %13.3’ünün kaynağın serolojisini kontrol ettirdiği belirlendi. Hepatit B tanısı olan personellerden 14’ünün (%20.9) diğer sağlık personellerine tanısını söylemediği görüldü. HBsAg pozitifliği saptananlardan 28’inin (%41.8) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji veya Gastroenteroloji poliklinik kontrollerine hiç gelmediği, 10’unun (%14.9) nadiren geldiği, 8’inin (%11.6) ise kronik hepatit B’ye yönelik tedavi aldığı saptandı.Sonuç: Bu çalışmada sağlık çalışanlarının yaşamı tehdit edici kronik komplikasyonlara sahip hepatit B enfeksiyonu şüphesi olmasına veya hastalık bilinmesine rağmen ileri tetkik ve tedavi amacıyla düzenli aralıklarla poliklinik takiplerine gitmemeleri hastalık ile ilgili yeterli bilince sahip olmadıklarını düşündürmektedir. Ayrıca kesici-delici alet yaralanmasına maruz kaldıklarında kaynağın serolojik kontrollerinin yapılmaması önemli bir bulaşıcı hastalıkları önleme sorunudur. Çalışmanın verileri personele yönelik eğitimlerin daha fazla önemsenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
{"title":"Hepatit B Virüsü ile Enfekte Olan Sağlık Çalışanlarının Hastalıklarıyla İlgili Bilgi ve Farkındalıklarının Değerlendirilmesi","authors":"Fethiye Akgül, Yusuf Arslan","doi":"10.35440/hutfd.1286752","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1286752","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada hastanemizde hepatit B virüsü ile enfekte olan sağlık çalışanlarının hastalıklarıyla ilgili bilgi, farkındalık düzeyleri ve klinik takip verilerinin sunulması amaçlandı.\u0000Materyal ve metod: Çalışmamızda 01.01.2022- 31.12.2022 tarihleri arasında XXX Eğitim ve Araştırma Hastanesi İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi tarafından tarama yapılan sağlık çalışanlarından HBsAg pozitifliği saptananlar Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine yönlendirildi. Çalışanların demografik özellikleri, hepatit B anlık durumları, aile bireylerinin aşılanma durumu, kesici-delici alet yaralanma öyküsü, hepatit B’den dolayı maruz kalınan stigma ile ilgili soruların cevapları değerlendirildi. Hastaların hepatit B ile ilgili ileri laboratuvar tetkik sonuçları analiz edildi. \u0000Bulgular: Tarama yapılan 2148 çalışandan 69’unda (%3.2) HBsAg pozitifliği tespit edildi. Bu çalışanların yaş ortalaması 38.55±9.21 yıldı (min-max:20-60), 52’si (%75.4) erkekti. HBsAg pozitifliği olanların büyük çoğunluğu (n=25, %36.2) hemşire/ebe/sağlık memurlarıydı, ikinci sırada ise temizlik personelleri (n=16, % 23.2) vardı. Çalışanlara hepatit B virüs enfeksiyonu tanısının ilk olarak mesleki tarama yapılırken (%55.2) ikinci sırada ise aile taraması yapılırken konduğu belirlendi. Çalışanların %44.8’inin öyküsünde kesici-delici alet yaralanması olduğu, %23.3’ünün yaralanma sonrası viral serolojik tetkikleri yaptırdığı ve sadece %13.3’ünün kaynağın serolojisini kontrol ettirdiği belirlendi. Hepatit B tanısı olan personellerden 14’ünün (%20.9) diğer sağlık personellerine tanısını söylemediği görüldü. HBsAg pozitifliği saptananlardan 28’inin (%41.8) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji veya Gastroenteroloji poliklinik kontrollerine hiç gelmediği, 10’unun (%14.9) nadiren geldiği, 8’inin (%11.6) ise kronik hepatit B’ye yönelik tedavi aldığı saptandı.\u0000Sonuç: Bu çalışmada sağlık çalışanlarının yaşamı tehdit edici kronik komplikasyonlara sahip hepatit B enfeksiyonu şüphesi olmasına veya hastalık bilinmesine rağmen ileri tetkik ve tedavi amacıyla düzenli aralıklarla poliklinik takiplerine gitmemeleri hastalık ile ilgili yeterli bilince sahip olmadıklarını düşündürmektedir. Ayrıca kesici-delici alet yaralanmasına maruz kaldıklarında kaynağın serolojik kontrollerinin yapılmaması önemli bir bulaşıcı hastalıkları önleme sorunudur. Çalışmanın verileri personele yönelik eğitimlerin daha fazla önemsenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122832798","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Meme Koruyucu Cerrahide İntraoperatif Ultrason ve Frozen Patoloji Kullanımının Güvenli Cerrahi Sınır Üzerindeki Etkinliği
Pub Date : 2023-06-01 DOI: 10.35440/hutfd.1297280
Abidin Tüzün, Erkan Dalbaşi, Ercan Gedi̇k
Background: Breast cancer is the most common cancer in women over the age of 40. The lifetime risk is around 12%. Today, breast cancer patients are diagnosed at an early stage thanks to screening programs, and thus mortality has decreased to around 25-30%. The positivity or closeness of surgical margins in breast conserving surgery varies between 5-60%. Negativity of surgical margins is very important to prevent future recurrent breast cancer, to pre-vent recurrent surgeries, and to prevent additional treatments. In this study, we aimed to investigate the efficacy of intraoperative ultrasonography and frozen section use in breast cancers treated with breast conserving surgery in obtaining safe surgical margins and in postoperative cosmetic terms.Materials and Methods: This study includes 150 patients diagnosed with breast cancer and treated with breast con-serving surgery in between January 2015 and January 2019. The presence of distant metastases and multifocal or centrally located tumor involvement in the breasts were investigated. The localization of the tumor was marked anatomically by preoperative ultrasonography in all patients. The operation was started 15 minutes after the injec-tion. The tumor was completely excised, leaving at least 1 cm of intact tissue around the tumor, including the skin, on the preoperatively marked area, including the underlying muscle fascia. Medial and superior borders were marked with string. This excised tissue block was examined with intraoperative ultrasonography.Results: The mean age of the patients was 48,3± 9.7 years. While the tumor was located in the right breast in 83 (55.3%) of the patients, it was located in the left breast in 67 (44.7%) patients. The tumor was located in the upper outer quadrant in 67 (44.7%) patients, in the upper inner quadrant in 53 (35.3%) patients, and in the lower outer quadrant in 30 (20%) patients. Axillary dissection was performed in 21 (14 %) of the patients because sentinel lymph node was positive. In histological typing, 141 (94 %) patients were ductal carcinoma and 9 (6 %) patients were lobular carcinoma.Conclusions: As a result of our study and literature review, we think that frozen examination together with intraope-rative ultrasonography is a simple, easily applicable and cosmetically good method to determine the safe surgical margin in breast conserving surgery.
背景:乳腺癌是40岁以上女性最常见的癌症。终生患病风险约为12%。今天,由于筛查项目,乳腺癌患者在早期就被诊断出来,因此死亡率已降至25-30%左右。保乳手术的切缘阳性或紧密性在5-60%之间。手术切缘阴性对于预防乳腺癌复发、预防手术复发和预防额外治疗非常重要。在这项研究中,我们的目的是探讨术中超声检查和冷冻切片在保乳手术治疗乳腺癌中获得安全手术切缘和术后美容方面的疗效。材料与方法:本研究纳入2015年1月至2019年1月期间诊断为乳腺癌并接受乳房保留手术治疗的150例患者。远处转移和多灶性或中心位置肿瘤累及乳房的存在被调查。所有患者术前均行超声检查解剖定位肿瘤。注射后15分钟开始手术。完全切除肿瘤,在术前标记区域留下肿瘤周围至少1cm的完整组织,包括皮肤,包括下肌筋膜。内侧和上部边界用细绳标记。术中超声检查切除的组织块。结果:患者平均年龄48(3±9.7)岁。83例(55.3%)患者肿瘤位于右乳,67例(44.7%)患者肿瘤位于左乳。67例(44.7%)患者肿瘤位于外上象限,53例(35.3%)患者肿瘤位于内上象限,30例(20%)患者肿瘤位于外下象限。由于前哨淋巴结阳性,21例(14%)患者行腋窝清扫术。组织学分型中,141例(94%)为导管癌,9例(6%)为小叶癌。结论:通过我们的研究和文献回顾,我们认为冷冻检查联合术中超声检查是确定保乳手术安全手术切缘的一种简单、简便、美观的方法。
{"title":"Meme Koruyucu Cerrahide İntraoperatif Ultrason ve Frozen Patoloji Kullanımının Güvenli Cerrahi Sınır Üzerindeki Etkinliği","authors":"Abidin Tüzün, Erkan Dalbaşi, Ercan Gedi̇k","doi":"10.35440/hutfd.1297280","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1297280","url":null,"abstract":"Background: Breast cancer is the most common cancer in women over the age of 40. The lifetime risk is around 12%. Today, breast cancer patients are diagnosed at an early stage thanks to screening programs, and thus mortality has decreased to around 25-30%. The positivity or closeness of surgical margins in breast conserving surgery varies between 5-60%. Negativity of surgical margins is very important to prevent future recurrent breast cancer, to pre-vent recurrent surgeries, and to prevent additional treatments. In this study, we aimed to investigate the efficacy of intraoperative ultrasonography and frozen section use in breast cancers treated with breast conserving surgery in obtaining safe surgical margins and in postoperative cosmetic terms.\u0000Materials and Methods: This study includes 150 patients diagnosed with breast cancer and treated with breast con-serving surgery in between January 2015 and January 2019. The presence of distant metastases and multifocal or centrally located tumor involvement in the breasts were investigated. The localization of the tumor was marked anatomically by preoperative ultrasonography in all patients. The operation was started 15 minutes after the injec-tion. The tumor was completely excised, leaving at least 1 cm of intact tissue around the tumor, including the skin, on the preoperatively marked area, including the underlying muscle fascia. Medial and superior borders were marked with string. This excised tissue block was examined with intraoperative ultrasonography.\u0000Results: The mean age of the patients was 48,3± 9.7 years. While the tumor was located in the right breast in 83 (55.3%) of the patients, it was located in the left breast in 67 (44.7%) patients. The tumor was located in the upper outer quadrant in 67 (44.7%) patients, in the upper inner quadrant in 53 (35.3%) patients, and in the lower outer quadrant in 30 (20%) patients. Axillary dissection was performed in 21 (14 %) of the patients because sentinel lymph node was positive. In histological typing, 141 (94 %) patients were ductal carcinoma and 9 (6 %) patients were lobular carcinoma.\u0000Conclusions: As a result of our study and literature review, we think that frozen examination together with intraope-rative ultrasonography is a simple, easily applicable and cosmetically good method to determine the safe surgical margin in breast conserving surgery.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131826648","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Bronşektazi hastalarda Serum Amino Asit Profilinin İncelenmesi
Pub Date : 2023-05-29 DOI: 10.35440/hutfd.1282371
Nihayet Bayraktar, Hamdiye Turan, İsmail Koyuncu, Ataman Gönel, Mehmet Bayraktar, Hamza Erdoğdu
AmaçBronşektazi, kronik öksürük, balgam üretimi ve tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili bronşların geri dönüşümsüz patolojik genişlemesi ile karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır.Amino asitler, sağlık ve hastalıkta katabolik ve anabolik süreçlerde önemli bir rol oynar. Amino asitlerin bazı enfeksiyon ve hastalıklarda nasıl ve nerede metabolize edildiğine ilişkin veriler mevcut literatürde belirtilmiştir. Bu nedenle bronşektazili hastalarda bazı farklı amino asit profillerinin plazma düzeylerini değerlendirdik.Gereç ve Yöntem:Bronşektazili 50 hastadan ve mevcut hastalık öyküsü veya herhangi bir patolojik durumu olmayan 30 sağlıklı bireyden kan örnekleri alındı. Plazma amino asit profilleri LC-MS/MS cihazında ölçüldü.Bulgular:Bronşektazili hastalarda plasma amino asit profilineki amino asitlerin alanin, arjinin, sitrulin, glutamin, glysine, lizin, ornitin, fenilalanin, proline, hidroksi prolin, valin, anserin, 1-metil histidinin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak arttığını (P<0.01), ancak serin, sistein, hitamin, taurin, glutamik asit ve alfa amino adipik asitin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düştüğü saptandı (P<0.01). Diğer amino asitler histidin, ve metyonin istatiksel olarak anlamlı bir değişiklik olmadı.SonuçAmino asitler proteinlerin başlıca yapı taşlarını oluşturur. Kronik inflamatuarda sitrulin, arginin, triptofan, gylisin, lizin fenil alanin metabolizmaları da rol alır. Bu amino asitlerin endotelde önemli yer tutmaktadır, plasma amino asitlerinin seviyeleri vücuttaki amino asitlerin akışına tesir eden tüm faktörlerin net tesirini göstermektedir. İnflamatuar mekanizmlarda metabolizmanın yeni tedavi uygulama rolünü açıklığa kavuşturmak için özellikle broşktazi da amino asit profilinin incelenmesi, tanı ve tedavi sürelerini kısaltmada katkı sağlayabileceğıni ve daha geniş çaplı araştırmalar yapılması görüşündeyiz
{"title":"Bronşektazi hastalarda Serum Amino Asit Profilinin İncelenmesi","authors":"Nihayet Bayraktar, Hamdiye Turan, İsmail Koyuncu, Ataman Gönel, Mehmet Bayraktar, Hamza Erdoğdu","doi":"10.35440/hutfd.1282371","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1282371","url":null,"abstract":"Amaç\u0000Bronşektazi, kronik öksürük, balgam üretimi ve tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili bronşların geri dönüşümsüz patolojik genişlemesi ile karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır.\u0000Amino asitler, sağlık ve hastalıkta katabolik ve anabolik süreçlerde önemli bir rol oynar. Amino asitlerin bazı enfeksiyon ve hastalıklarda nasıl ve nerede metabolize edildiğine ilişkin veriler mevcut literatürde belirtilmiştir. Bu nedenle bronşektazili hastalarda bazı farklı amino asit profillerinin plazma düzeylerini değerlendirdik.\u0000Gereç ve Yöntem:\u0000Bronşektazili 50 hastadan ve mevcut hastalık öyküsü veya herhangi bir patolojik durumu olmayan 30 sağlıklı bireyden kan örnekleri alındı. Plazma amino asit profilleri LC-MS/MS cihazında ölçüldü.\u0000Bulgular:\u0000Bronşektazili hastalarda plasma amino asit profilineki amino asitlerin alanin, arjinin, sitrulin, glutamin, glysine, lizin, ornitin, fenilalanin, proline, hidroksi prolin, valin, anserin, 1-metil histidinin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak arttığını (P<0.01), ancak serin, sistein, hitamin, taurin, glutamik asit ve alfa amino adipik asitin kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düştüğü saptandı (P<0.01). Diğer amino asitler histidin, ve metyonin istatiksel olarak anlamlı bir değişiklik olmadı.\u0000Sonuç\u0000Amino asitler proteinlerin başlıca yapı taşlarını oluşturur. Kronik inflamatuarda sitrulin, arginin, triptofan, gylisin, lizin fenil alanin metabolizmaları da rol alır. Bu amino asitlerin endotelde önemli yer tutmaktadır, plasma amino asitlerinin seviyeleri vücuttaki amino asitlerin akışına tesir eden tüm faktörlerin net tesirini göstermektedir. İnflamatuar mekanizmlarda metabolizmanın yeni tedavi uygulama rolünü açıklığa kavuşturmak için özellikle broşktazi da amino asit profilinin incelenmesi, tanı ve tedavi sürelerini kısaltmada katkı sağlayabileceğıni ve daha geniş çaplı araştırmalar yapılması görüşündeyiz","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121117677","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Acil Serviste 18-45 Yaş Vefat Eden Genç Vakaların Demografik Karakteristikleri ve Hazırlayıcı Faktörlerin Analizi: Retrospektif Kesitsel Bir Araştırmanın Sonuçları
Pub Date : 2023-05-25 DOI: 10.35440/hutfd.1284765
Uğur Lök, Hüseyin Kafadar
Amaç: Acil servis (AS), ölüm vakaları konusunda benzersizdir. Bununla birlikte, genç yaş ölüm vakaları ile ilgili AS sonuçları yaygın olarak bildirilmemiştir. Bu çalışma, bir akademik AS’in genç ölüm nedenlerini ve hazırlayıcı faktörleri incelemeyi amaçladık.Materyal ve metot: Çalışma 2018-2023 tarihleri arasında, AS’e başvuran 18-45 yaşarası ardışık 256 genç erişkin ölüm vakasının geriye dönük kesitsel incelenmesini içermektedir. Değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla Chi-Square Tests, iki değişkenli verileri analizi için Mann Whitney U testi kullanılırken, ikiden fazla veri analizi için Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. İstatistiksel olarak p>0,05 anlamlı kabul edilmiştir.Bulgular: Vakaların %66,4(n=170) erkek, %33,6(n=87)si kadın, yaş ortalaması 30,84 (18-45) ve ortalama kardiyo-pulmoner resusitasyon (KPR) süresi 41,48(0-240) dakika olarak tespit edilmiştir. Vakaların %82,8(n=212) ile en sık ambulansla başvuru yaptığı, zaman dilimi olarak %39,8(n=102) ile 12:01-18:00 saatleri olduğu tespit edilmiştir. AS’e geliş zamanı ile ölüm nedeni arasındaki ilişki incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı (p>0,05) ve tüm vakaların %55,3(n=141)‘i AS’e geldiğinde arrest durumunda olmadığı tespit edilmiştir. Ölüm nedenlerine göre incelendiğinde ise %21,1(n=54) ile travma birinci sırada, %10,5(n=27) ile organ yetersizliğine bağlı ölümler ikinci sırada ve %7(n=18) ile üçüncü sırada kardiyak sebepler gelmektedir. Vakaların AS’e en sık başvuru şikayeti sırasıyla travma %18,4(n=47), nefes darlığı %18(n=46) ve ani bilinç kaybı %9,4(n=24) ile şuur bozukluğu %9,4(n=24) olduğu görülmüştür.Sonuç: Araştırmamız birden fazla sonucu bulunmaktadır. Şikayet göre travma, organlara sistemlerine kalple ilgili nedenler, tüm tanılara göre ise medikal nedenler genç ölümlerde birinci sırada geldiği tespit edilmiştir. Önlenebilir genç ölümler için sağ kalım oranını arttırmak amacıyla kurumsal politikalar geliştirmek önemlidir.
目的:急诊科(ED)在死亡发生率方面独树一帜。然而,与年轻死亡病例相关的 AS 结果尚未得到广泛报道。在这项研究中,我们旨在研究学术急诊科年轻死亡病例的原因和诱发因素。材料和方法:该研究对 2018 年至 2023 年期间在急诊科就诊的 256 例 18-45 岁连续年轻成人死亡病例进行了回顾性横断面分析。采用Chi-Square检验考察变量之间的关系,Mann Whitney U检验分析二元数据,Kruskal Wallis H检验分析二元以上数据。P>0.05为统计学意义显著:66.4%(n=170)的病例为男性,33.6%(n=87)的病例为女性,平均年龄为 30.84 岁(18-45),平均心肺复苏(CPR)时间为 41.48 分钟(0-240)。经测定,82.8%(n=212)的病例是由救护车送入的,最常见的时间段是 12:01-18:00 时,占 39.8%(n=102)。在分析到达急诊室的时间与死亡原因之间的关系时,发现两者之间没有统计学意义上的显著关系(P>0.05),55.3%(n=141)的病例在到达急诊室时没有心跳停止。根据死亡原因进行分析,外伤死亡占 21.1%(54 人),排名第一;器官衰竭死亡占 10.5%(27 人),排名第二;心脏病死亡占 7%(18 人),排名第三。强直性脊柱炎入院患者最常见的主诉分别是外伤18.4%(n=47)、呼吸急促18%(n=46)、突然意识丧失9.4%(n=24)和意识障碍9.4%(n=24):我们的研究结果不止一个。研究发现,根据主诉分类的创伤、根据器官和系统分类的心脏原因以及根据所有诊断分类的医疗原因在年轻人死亡中占首位。制定机构政策以提高可预防的年轻人死亡的存活率非常重要。
{"title":"Acil Serviste 18-45 Yaş Vefat Eden Genç Vakaların Demografik Karakteristikleri ve Hazırlayıcı Faktörlerin Analizi: Retrospektif Kesitsel Bir Araştırmanın Sonuçları","authors":"Uğur Lök, Hüseyin Kafadar","doi":"10.35440/hutfd.1284765","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1284765","url":null,"abstract":"Amaç: Acil servis (AS), ölüm vakaları konusunda benzersizdir. Bununla birlikte, genç yaş ölüm vakaları ile ilgili AS sonuçları yaygın olarak bildirilmemiştir. Bu çalışma, bir akademik AS’in genç ölüm nedenlerini ve hazırlayıcı faktörleri incelemeyi amaçladık.\u0000Materyal ve metot: Çalışma 2018-2023 tarihleri arasında, AS’e başvuran 18-45 yaşarası ardışık 256 genç erişkin ölüm vakasının geriye dönük kesitsel incelenmesini içermektedir. Değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla Chi-Square Tests, iki değişkenli verileri analizi için Mann Whitney U testi kullanılırken, ikiden fazla veri analizi için Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. İstatistiksel olarak p>0,05 anlamlı kabul edilmiştir.\u0000Bulgular: Vakaların %66,4(n=170) erkek, %33,6(n=87)si kadın, yaş ortalaması 30,84 (18-45) ve ortalama kardiyo-pulmoner resusitasyon (KPR) süresi 41,48(0-240) dakika olarak tespit edilmiştir. Vakaların %82,8(n=212) ile en sık ambulansla başvuru yaptığı, zaman dilimi olarak %39,8(n=102) ile 12:01-18:00 saatleri olduğu tespit edilmiştir. AS’e geliş zamanı ile ölüm nedeni arasındaki ilişki incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı (p>0,05) ve tüm vakaların %55,3(n=141)‘i AS’e geldiğinde arrest durumunda olmadığı tespit edilmiştir. Ölüm nedenlerine göre incelendiğinde ise %21,1(n=54) ile travma birinci sırada, %10,5(n=27) ile organ yetersizliğine bağlı ölümler ikinci sırada ve %7(n=18) ile üçüncü sırada kardiyak sebepler gelmektedir. Vakaların AS’e en sık başvuru şikayeti sırasıyla travma %18,4(n=47), nefes darlığı %18(n=46) ve ani bilinç kaybı %9,4(n=24) ile şuur bozukluğu %9,4(n=24) olduğu görülmüştür.\u0000Sonuç: Araştırmamız birden fazla sonucu bulunmaktadır. Şikayet göre travma, organlara sistemlerine kalple ilgili nedenler, tüm tanılara göre ise medikal nedenler genç ölümlerde birinci sırada geldiği tespit edilmiştir. Önlenebilir genç ölümler için sağ kalım oranını arttırmak amacıyla kurumsal politikalar geliştirmek önemlidir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132089369","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1