首页 > 最新文献

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi最新文献

英文 中文
Kaplı ve Kaplı Olmayan Oksijenatörlerde Kardiopulmoner Sistemlerin Antioksidanlar Üzerine Etkileri
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1277248
Ezhar KORKMAZ ERSÖZ, M. Andaç, Yasemin Hacanli, M. Aydin, Reşat Di̇kme
Amaç: Kardiyopulmoner Bypass'ta (KPB) kaplı ve kaplı olmayan sistemlerin antioksidanlar üzerindeki etkilerine ve elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda klinik uygulamalarda olası cerrahi yöntemlere katkı sağlamayı amaçlıyoruz.Yöntem: Açık kalp cerrahisi ameliyatına dahil edilen 15 kaplı ve 15 kaplı olmayan oksijenatörden toplam 30 hastadan anestezi, pompa girişi, kros klemp başlangıcı, kros klemp sonu, pompa sonu olmak üzere 5 farklı zamanda alınan kan çalışmaya dahil edildi.Bulgular: Demografik verilere göre çalışmaya dahil edilen kaplı oksijenatörler (grup I) ve kaplı olmayan oksijenatörler (grup II) olarak; 63.3'ü kadın, 36.7'si erkek olmak üzere 30 hastaya işlem uygulandı. Hasta gruplarının klemp süresi, toplam antioksidan kapasite1 ve 3 (TAOK1, TAOK 3), hemoglobin (Hgb), hematokrit (Hct) ve trombosit (Plt) değerleri cinsiyete göre gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05) ).Sonuç: Kardiyopulmoner Bypass (KPB) sırasında kaplı ve kaplı olmayan preoperatif, intraoperatif ve postoperatif dönemde Hgb, Hct ve Plt ve TAOK değerlerini etkilemediği sonucuna varıldı.Objective: We aim to contribute to the effects of coated and uncoated systems on antioxidants in Cardiopulmonary Bypass (CPB) and to possible surgical methods in clinical applications in line with the information we have obtained. Material And Method: Blood taken at 5 different times including anesthesia, pump entry, cross-clamp start, cross-clamp end, pump end from a total of 30 patients from 15 coated and 15 non-coated oxygenators included in open heart surgery surgery were included in the study.Result:As coated oxygenators (group I) and uncoated oxygenators (group II) included in the study according to demographic data; Thirty patients, 63.3 female and 36.7 male, underwent the procedure. Cross-clemp duration, total antioxidant capacity1 and 3 (TAOK1, TAOK 3), hemoglobin (Hgb), hematocrit (Hct) and platelet (Plt) values of the patient groups according to gender were not significantly different between the groups (p>0.05).Conclusion: It was concluded that coated and uncoated systems during Cardiopulmonary Bypass (CPB) did not affect Hgb, Hct, Plt and TAOK values in the preoperative, intraoperative and postoperative periods.
目的:我们旨在为心肺分流术(CPB)中涂层和非涂层系统对抗氧化剂的影响以及临床应用中可能的手术方法做出贡献:我们的目的是根据所获得的信息,研究有涂层和无涂层系统对心肺分流术(CPB)中抗氧化剂的影响以及临床应用中可能采用的手术方法:共有 30 名患者参加了研究,其中 15 名患者的氧合器有涂层,15 名患者的氧合器无涂层,研究人员在麻醉、泵进入、交叉钳夹开始、交叉钳夹结束和泵结束等 5 个不同时间段采集了血液样本:根据人口统计学数据,30 名患者分为有涂层氧合器(I 组)和无涂层氧合器(II 组),其中女性 63.3 人,男性 36.7 人。各组患者的钳夹时间、总抗氧化能力1和3(TAOK1、TAOK 3)、血红蛋白(Hgb)、血细胞比容(Hct)和血小板(Plt)值在性别上没有显著差异(P>0.05):结论是,心肺分流术(CPB)期间涂药和不涂药不会影响术前、术中和术后的血红蛋白(Hgb)、血细胞比容(Hct)和血小板(Plt)以及 TAOK 值:我们的目的是根据所获得的信息,探讨有涂层和无涂层系统对心肺分流术(CPB)中抗氧化剂的影响,以及临床应用中可能采用的手术方法。研究结果:根据人口统计学数据,有涂层氧合器(I 组)和无涂层氧合器(II 组)共 30 名患者接受了手术,其中女性 63.3 人,男性 36.7 人。根据性别划分的各组患者的交叉跛行持续时间、总抗氧化能力1和3(TAOK1、TAOK 3)、血红蛋白(Hgb)、血细胞比容(Hct)和血小板(Plt)值在各组之间无显著差异(P>0.05)。05)。结论:有涂层和无涂层系统在心肺分流术(CPB)期间不会影响术前、术中和术后的血红蛋白、血细胞比容、血小板和 TAOK 值。
{"title":"Kaplı ve Kaplı Olmayan Oksijenatörlerde Kardiopulmoner Sistemlerin Antioksidanlar Üzerine Etkileri","authors":"Ezhar KORKMAZ ERSÖZ, M. Andaç, Yasemin Hacanli, M. Aydin, Reşat Di̇kme","doi":"10.35440/hutfd.1277248","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1277248","url":null,"abstract":"Amaç: Kardiyopulmoner Bypass'ta (KPB) kaplı ve kaplı olmayan sistemlerin antioksidanlar üzerindeki etkilerine ve elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda klinik uygulamalarda olası cerrahi yöntemlere katkı sağlamayı amaçlıyoruz.\u0000Yöntem: Açık kalp cerrahisi ameliyatına dahil edilen 15 kaplı ve 15 kaplı olmayan oksijenatörden toplam 30 hastadan anestezi, pompa girişi, kros klemp başlangıcı, kros klemp sonu, pompa sonu olmak üzere 5 farklı zamanda alınan kan çalışmaya dahil edildi.\u0000Bulgular: Demografik verilere göre çalışmaya dahil edilen kaplı oksijenatörler (grup I) ve kaplı olmayan oksijenatörler (grup II) olarak; 63.3'ü kadın, 36.7'si erkek olmak üzere 30 hastaya işlem uygulandı. Hasta gruplarının klemp süresi, toplam antioksidan kapasite1 ve 3 (TAOK1, TAOK 3), hemoglobin (Hgb), hematokrit (Hct) ve trombosit (Plt) değerleri cinsiyete göre gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05) ).\u0000Sonuç: Kardiyopulmoner Bypass (KPB) sırasında kaplı ve kaplı olmayan preoperatif, intraoperatif ve postoperatif dönemde Hgb, Hct ve Plt ve TAOK değerlerini etkilemediği sonucuna varıldı.\u0000\u0000Objective: We aim to contribute to the effects of coated and uncoated systems on antioxidants in Cardiopulmonary Bypass (CPB) and to possible surgical methods in clinical applications in line with the information we have obtained. \u0000Material And Method: Blood taken at 5 different times including anesthesia, pump entry, cross-clamp start, cross-clamp end, pump end from a total of 30 patients from 15 coated and 15 non-coated oxygenators included in open heart surgery surgery were included in the study.\u0000Result:As coated oxygenators (group I) and uncoated oxygenators (group II) included in the study according to demographic data; Thirty patients, 63.3 female and 36.7 male, underwent the procedure. Cross-clemp duration, total antioxidant capacity1 and 3 (TAOK1, TAOK 3), hemoglobin (Hgb), hematocrit (Hct) and platelet (Plt) values of the patient groups according to gender were not significantly different between the groups (p>0.05).\u0000Conclusion: It was concluded that coated and uncoated systems during Cardiopulmonary Bypass (CPB) did not affect Hgb, Hct, Plt and TAOK values in the preoperative, intraoperative and postoperative periods.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127389278","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Statinler Doz Bağımlı Olarak Depo-Bağımlı Ca2+ Girişini Baskılar
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1209500
Yasin Gökçe
Amaç: Bu çalışmada statinlerin hücre içi Ca2+ regülasyonunda önemli bir role sahip olan SOCE mekanizması üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlandı. Materyal ve metod: SOCE ölçümleri RBL-1 hücre hatları kullanılarak gerçekleştirildi. Fura-2 ile yüklenen hücreler thapsigargin ile inkübe edilerek hücre içi Ca2+ depolarının boşalması sağlandı ve sonrasında Ca2+ eklenerek SOCE ölçümleri floresan mikroskop kullanılarak gerçekleştirildi. Test grubu için hücreler, Ca2+ görüntülemenin başlamasından önce 15 dakika süreyle istenen bileşik konsantrasyonuyla ön işleme tabi tutuldu. Ca2+ görüntüleme oran-metrik (Fura-2 tabanlı) Ca2+ görüntüleme tekniği kullanılarak gerçekleştirildi. Bulgular: Pitavastatin haricinden diğer tüm statinlerin SOCE üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ölçüde baskılayıcı rolü olduğu bulundu. Özellikle 3 µM konsantrasyonda mevastatin ve atorvastatinin diğer tüm statinlerden SOCE üzerinde daha etkin olduğu anlaşıldı. Yüksek konsantrasyonlarda ise metavastatinin %80 oranından fazla SOCE’yi baskıladığı bulundu. Mevastatin için IC50 değeri 4,76 µM olarak hesaplandı. Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kolesterol düşürücü olarak kullanılan statinlerin sadece voltaj kapılı kanallar üzerinden değil ayrıca depo-bağımlı Ca2+ kanalları üzerinde etkin olduğu saptandı. Statinlerin SOCE üzerindeki bu etkileri, statinlerin Ca2+ regülasyonundaki rolünün anlaşılmasında ve yeni tedavi metotlarının geliştirilmesi açısından büyük faydalar sağlayabileceğine inanılmaktadır.
{"title":"Statinler Doz Bağımlı Olarak Depo-Bağımlı Ca2+ Girişini Baskılar","authors":"Yasin Gökçe","doi":"10.35440/hutfd.1209500","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1209500","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada statinlerin hücre içi Ca2+ regülasyonunda önemli bir role sahip olan SOCE mekanizması üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlandı. \u0000Materyal ve metod: SOCE ölçümleri RBL-1 hücre hatları kullanılarak gerçekleştirildi. Fura-2 ile yüklenen hücreler thapsigargin ile inkübe edilerek hücre içi Ca2+ depolarının boşalması sağlandı ve sonrasında Ca2+ eklenerek SOCE ölçümleri floresan mikroskop kullanılarak gerçekleştirildi. Test grubu için hücreler, Ca2+ görüntülemenin başlamasından önce 15 dakika süreyle istenen bileşik konsantrasyonuyla ön işleme tabi tutuldu. Ca2+ görüntüleme oran-metrik (Fura-2 tabanlı) Ca2+ görüntüleme tekniği kullanılarak gerçekleştirildi. \u0000Bulgular: Pitavastatin haricinden diğer tüm statinlerin SOCE üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ölçüde baskılayıcı rolü olduğu bulundu. Özellikle 3 µM konsantrasyonda mevastatin ve atorvastatinin diğer tüm statinlerden SOCE üzerinde daha etkin olduğu anlaşıldı. Yüksek konsantrasyonlarda ise metavastatinin %80 oranından fazla SOCE’yi baskıladığı bulundu. Mevastatin için IC50 değeri 4,76 µM olarak hesaplandı. \u0000Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kolesterol düşürücü olarak kullanılan statinlerin sadece voltaj kapılı kanallar üzerinden değil ayrıca depo-bağımlı Ca2+ kanalları üzerinde etkin olduğu saptandı. Statinlerin SOCE üzerindeki bu etkileri, statinlerin Ca2+ regülasyonundaki rolünün anlaşılmasında ve yeni tedavi metotlarının geliştirilmesi açısından büyük faydalar sağlayabileceğine inanılmaktadır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123446375","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ateşli Silah Yaralanmasına Bağlı Kafa Travması Geçiren Hastaların Radyolojik Değerlendirilmesi
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1200998
Bahadır Duman, Saime Shermatova, Hasan Büyükaslan, Ferit Doğan, Mehmet Zeki Yilmazteki̇n
Amaç: Suriye’de 2011 tarihinde başlayan iç savaş, çok sayıda insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur. Kafa yaralanmaları savaşta ve savaş dışı zamanlarda cerrahi acillerin en önemlilerindendir. Materyal ve method: 2014-2015 yılları arasında Suriye savaşında kurşun ve şarapnel gibi ateşli silah yaralanmalarına bağlı kafa travması nedeniyle başvuran toplam 75 hasta (58 erkek 17 kadin) retrospektif olarak değerlendirildi. İncelemeye nörolojik ve radyolojik incelemeleri yapılmış hastalar dahil edildi. Bulgular: Penetran ateşli silahla yaralı kafa travması nedeniyle hastanemize başvuran 75 hastadan 20’si (%26.67) ölmüştür. Beyin parankimal kanaması olanların ölüm oranı olmayanlara göre anlamlı düzeylerde bulunmuştur (p<0.001). Beyin ödemi olan hastaların ölüm oranı olmayanlara göre anlamlı düzeylerde bulunmuştur (p=0.003). Ayrıca ventriküler kanama ve subaraknoid kanaması olan hastalarda da ölüm oranı olmayanlara göre anlamlıya yakın düzeylerde yüksek bulunmuştur (ventriküler kanama için p=0.081, subaraknoid kanama için p=0.056).Sonuç: İleriye yönelik olarak ateşli silahla yaralı kafa travmalı hastalarda ilk müdahalede, gereklilik halinde cerrahi acil girişime karar verilmesi aşamasında ve komplikasyonların yönetiminde gerekli verileri oluşturmaktır.
目的:叙利亚内战始于 2011 年,已造成大量人员伤亡。头部创伤是战争时期和非战争时期最重要的外科急症之一。材料和方法:对 2014 年至 2015 年期间叙利亚战争中因子弹和弹片等枪伤导致头部外伤的 75 名患者(58 名男性和 17 名女性)进行了回顾性评估。患者均接受了神经学和放射学检查。结果:我院收治的 75 名头部穿透性枪伤患者中,有 20 人(26.67%)死亡。脑实质出血患者的死亡率明显高于无脑实质出血患者(P<0.001)。脑水肿患者的死亡率明显高于无脑水肿患者(P=0.003)。此外,还发现脑室出血和蛛网膜下腔出血患者的死亡率几乎明显高于无脑室出血和蛛网膜下腔出血患者(脑室出血患者的死亡率为 p=0.081,蛛网膜下腔出血患者的死亡率为 p=0.056):这项前瞻性研究的目的是为头部枪伤患者的首次干预、必要时外科紧急干预的决策以及并发症的处理提供必要的数据。
{"title":"Ateşli Silah Yaralanmasına Bağlı Kafa Travması Geçiren Hastaların Radyolojik Değerlendirilmesi","authors":"Bahadır Duman, Saime Shermatova, Hasan Büyükaslan, Ferit Doğan, Mehmet Zeki Yilmazteki̇n","doi":"10.35440/hutfd.1200998","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1200998","url":null,"abstract":"Amaç: Suriye’de 2011 tarihinde başlayan iç savaş, çok sayıda insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur. Kafa yaralanmaları savaşta ve savaş dışı zamanlarda cerrahi acillerin en önemlilerindendir. \u0000Materyal ve method: 2014-2015 yılları arasında Suriye savaşında kurşun ve şarapnel gibi ateşli silah yaralanmalarına bağlı kafa travması nedeniyle başvuran toplam 75 hasta (58 erkek 17 kadin) retrospektif olarak değerlendirildi. İncelemeye nörolojik ve radyolojik incelemeleri yapılmış hastalar dahil edildi. \u0000Bulgular: Penetran ateşli silahla yaralı kafa travması nedeniyle hastanemize başvuran 75 hastadan 20’si (%26.67) ölmüştür. Beyin parankimal kanaması olanların ölüm oranı olmayanlara göre anlamlı düzeylerde bulunmuştur (p<0.001). Beyin ödemi olan hastaların ölüm oranı olmayanlara göre anlamlı düzeylerde bulunmuştur (p=0.003). Ayrıca ventriküler kanama ve subaraknoid kanaması olan hastalarda da ölüm oranı olmayanlara göre anlamlıya yakın düzeylerde yüksek bulunmuştur (ventriküler kanama için p=0.081, subaraknoid kanama için p=0.056).\u0000Sonuç: İleriye yönelik olarak ateşli silahla yaralı kafa travmalı hastalarda ilk müdahalede, gereklilik halinde cerrahi acil girişime karar verilmesi aşamasında ve komplikasyonların yönetiminde gerekli verileri oluşturmaktır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126994874","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Covid-19 Pandemi Sürecinde Çocuklarda El Egzama Sıklığının Araştırılması 科威德-19 大流行期间儿童手部湿疹发病率调查
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1133179
Velat Çelik, Hüseyin Tanriverdi
ÖZAmaç: Coronavirüs Hastalığı-2019 salgınında bulaşmayı önleyici tedbirlerin başında el temizliği gelmektedir. Sık sabun kullanımı ve el yıkama cilt hasarına yol açarak el egzamasına yol açabilir. Çalışmamızın amacı, Coronavirüs Hastalığı-2019 salgını sırasında çocuklarda el egzaması sıklığını ve ilişkili faktörleri araştırmaktır.Materyal ve Metod: Çalışmamız, çevrimiçi anket kullanılarak yapılan kesitsel bir araştırmadır. Adıyaman ilinde ikamet eden çocukların ailelerine, kendilerinin dolduracakları çevrimiçi anket dağıtıldı. Anket, Coronavirüs Hastalığı-2019 pandemi öncesinde ve pandemi döneminde el egzaması ile ilişkili semptomlar ve risk faktörleri hakkında sorular içeriyordu. El egzaması ilişkili semptomları sorgulamak için şu bulguların varlığı sorgulandı: Kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, pullanma/kabuklanma, ağrı/yanma, sulanma. Bu bulgulardan herhangi biri varsa el egzaması ile ilişkili semptomlar var olarak kabul edildi.Bulgular: Çalışmaya 133 çocuk ve annesi katıldı. Çocukların yaş ortancası 12 (çeyrekler arası aralık=5-14,5) yıldı ve %50,4’ü kız, %49,6’sı erkek idi. COVID-19 pandemisi sonrası el egzaması ile ilişkili semptomların sıklığı çocuklarda %14,4'den %29,7'ye, annelerde %32,3'ten 46,6'ya yükselmişti (sırasıyla p<0,001 ve p=0.007). Çocuklardaki risk faktörlerini belirlemek için el egzaması ile ilişkili semptomlar olan ve olmayan çocuklar karşılaştırıldı. El egzaması ilişkisi semptomları olan çocukların annelerinde el egzaması ile ilişkili semptomlar daha yüksek oranda vardı (p<0,001), anneleri herhangi bir işte daha yüksek oranda çalışıyorlardı (<0,001) ve çocuklar daha yüksek oranda el dezenfektanı kullanmışlardı (p=0,013). Tek değişkenli analizlerde istatiksel olarak anlamlı çıkan bu üç faktör, çok değişkenli lojistik regresyon testi ile karşılaştırıldığında, sadece annede el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması, çocuklarında el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması için bağımsız risk faktörü olarak bulundu (p<0,001; odds oranı=30,42; güven aralığı=5,41-170,99).Sonuç: Çalışmamızda, Coronavirüs Hastalığı-2019 salgını döneminde çocuklarda ve annelerinde el egzaması ile ilişkili semptomlar sıklıklarının arttığını bulduk. Çocuklarda el egzaması ile ilişkili semptomlar sıklığında artış için, annede el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması bağımsız risk faktörü olarak bulundu. Ebeveyn ve çocukların el egzaması konusunda birlikte eğitilmesi ve el egzaması gelişmesini önleyici stratejilerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.
摘要目的:手部卫生是预防冠状病毒 Disease-2019 爆发的最重要措施之一。频繁使用肥皂和洗手可能会造成皮肤损伤并导致手部湿疹。我们的研究旨在调查冠状病毒病-2019疫情爆发期间儿童手部湿疹的发生频率及相关因素。我们向居住在阿德亚曼省的儿童家庭发放了一份在线调查问卷,请他们自行填写。问卷内容包括在冠状病毒病-2019 大流行之前和期间与手部湿疹相关的症状和风险因素。为了了解与手部湿疹相关的症状,问卷调查了以下结果:干燥、瘙痒、发红、脱屑/结痂、疼痛/灼热、流水。如果出现上述任何一种症状,则认为存在与手部湿疹相关的症状:共有 133 名儿童及其母亲参加了研究。儿童年龄的中位数为 12 岁(四分位数间距=5-14.5),50.4% 为女孩,49.6% 为男孩。COVID-19 大流行后,儿童手部湿疹相关症状的发生率从 14.4% 上升至 29.7%,母亲的发生率从 32.3% 上升至 46.6%(分别为 p<0.001 和 p=0.007)。为了确定儿童的风险因素,对有和没有手部湿疹相关症状的儿童进行了比较。出现手部湿疹相关症状的儿童的母亲出现手部湿疹相关症状的比例更高(p<0.001),母亲更有可能是在职人员(<0.001),儿童更有可能使用过洗手液(p=0.013)。这三个因素在单变量分析中均具有统计学意义,通过多变量逻辑回归测试进行比较后发现,只有母亲出现手部湿疹相关症状才是子女出现手部湿疹相关症状的独立风险因素(P<0.001;几率比=30.42;置信区间=5.41-170.99):我们在研究中发现,在冠状病毒病-2019 大流行期间,儿童及其母亲出现手部湿疹相关症状的频率有所增加。研究发现,母亲出现手部湿疹相关症状是导致儿童手部湿疹相关症状频率增加的一个独立风险因素。对家长和儿童共同进行手部湿疹教育并制定预防手部湿疹发生的策略非常重要。
{"title":"Covid-19 Pandemi Sürecinde Çocuklarda El Egzama Sıklığının Araştırılması","authors":"Velat Çelik, Hüseyin Tanriverdi","doi":"10.35440/hutfd.1133179","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1133179","url":null,"abstract":"ÖZ\u0000Amaç: Coronavirüs Hastalığı-2019 salgınında bulaşmayı önleyici tedbirlerin başında el temizliği gelmektedir. Sık sabun kullanımı ve el yıkama cilt hasarına yol açarak el egzamasına yol açabilir. Çalışmamızın amacı, Coronavirüs Hastalığı-2019 salgını sırasında çocuklarda el egzaması sıklığını ve ilişkili faktörleri araştırmaktır.\u0000Materyal ve Metod: Çalışmamız, çevrimiçi anket kullanılarak yapılan kesitsel bir araştırmadır. Adıyaman ilinde ikamet eden çocukların ailelerine, kendilerinin dolduracakları çevrimiçi anket dağıtıldı. Anket, Coronavirüs Hastalığı-2019 pandemi öncesinde ve pandemi döneminde el egzaması ile ilişkili semptomlar ve risk faktörleri hakkında sorular içeriyordu. El egzaması ilişkili semptomları sorgulamak için şu bulguların varlığı sorgulandı: Kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, pullanma/kabuklanma, ağrı/yanma, sulanma. Bu bulgulardan herhangi biri varsa el egzaması ile ilişkili semptomlar var olarak kabul edildi.\u0000Bulgular: Çalışmaya 133 çocuk ve annesi katıldı. Çocukların yaş ortancası 12 (çeyrekler arası aralık=5-14,5) yıldı ve %50,4’ü kız, %49,6’sı erkek idi. COVID-19 pandemisi sonrası el egzaması ile ilişkili semptomların sıklığı çocuklarda %14,4'den %29,7'ye, annelerde %32,3'ten 46,6'ya yükselmişti (sırasıyla p<0,001 ve p=0.007). Çocuklardaki risk faktörlerini belirlemek için el egzaması ile ilişkili semptomlar olan ve olmayan çocuklar karşılaştırıldı. El egzaması ilişkisi semptomları olan çocukların annelerinde el egzaması ile ilişkili semptomlar daha yüksek oranda vardı (p<0,001), anneleri herhangi bir işte daha yüksek oranda çalışıyorlardı (<0,001) ve çocuklar daha yüksek oranda el dezenfektanı kullanmışlardı (p=0,013). Tek değişkenli analizlerde istatiksel olarak anlamlı çıkan bu üç faktör, çok değişkenli lojistik regresyon testi ile karşılaştırıldığında, sadece annede el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması, çocuklarında el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması için bağımsız risk faktörü olarak bulundu (p<0,001; odds oranı=30,42; güven aralığı=5,41-170,99).\u0000Sonuç: Çalışmamızda, Coronavirüs Hastalığı-2019 salgını döneminde çocuklarda ve annelerinde el egzaması ile ilişkili semptomlar sıklıklarının arttığını bulduk. Çocuklarda el egzaması ile ilişkili semptomlar sıklığında artış için, annede el egzaması ile ilişkili semptomlar bulunması bağımsız risk faktörü olarak bulundu. Ebeveyn ve çocukların el egzaması konusunda birlikte eğitilmesi ve el egzaması gelişmesini önleyici stratejilerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134210977","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
A Vitamininin Subteratojenik Dozlarının Sıçan Fetüs Böbreği Üzerine Etkileri: Stereolojik Bir Çalışma
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1254262
Hakan Ay, Abdullah Ortadeveci, D. Aslan
Background: Vitamin A (retinol) and its derivatives are essential for maintaining cell differentiation in adult organisms as well as for normal embryonic development in fetuses. On the other hand, high amounts of vitamin A are known to be teratogenic. The formation of urogenital structures depends heavily on retinoic acid receptors. The effects of low and moderate dosages of retinol on the urinary system have not been adequately studied. The aim of our study was to investigate the effects of moderate and low doses of vitamin A on the fetal kidney.Materials and Methods: Pregnant rats were divided into 6 groups. On day 10 to 12 of pregnancy (P10-P12) the first group was administered 10000 IU/kg, the second group 20000 IU/kg, the third group 30000 IU/kg, the fourth group 40000 IU/kg and the fifth group 50000 IU/kg oral vitamin A. The control group only received 1 ml of corn oil on the same days. The fetuses were delivered via cesarean section at P19. The kidneys of the fetuses were removed after cardiac perfusion was used to fixate them. After histological preparation of the kidneys, the slides were stained with hematoxylin and eosin. By using stereological methods, the kidneys' volume (V), glomeruli per unit area (NAg), and glomeruli diameter (D) were all estimated. The results were statistically analyzed.Results: The renal volumes of the 20000, 30000 and 40000 IU/kg groups were higher than those of the other groups. It was also found that the NAg levels of the group receiving 50000 IU/kg Vitamin A were lower than those of all other groups. Moreover, the NAg levels of the groups receiving 20000, 30000 and 40000 IU/kg vitamin A were higher than those of the control group and the group receiving 10000 IU/kg. While the glomeruli diameters of the experimental groups were not different from those of the control group, the glomeruli diameters of the group receiving 20000 and 50000 IU/kg retinol were larger than those of the groups receiving 10000 and 40000 IU/kg vitamin A.Conclusions: Given the estimated higher V, Na, and D values of the group receiving 20000 IU/kg vitamin A, we can assume that this particular dose has a significant effect on renal morphology and development.
背景:维生素A(视黄醇)及其衍生物对于维持成体生物的细胞分化和胎儿的正常胚胎发育至关重要。另一方面,大量的维生素A被认为是致畸的。泌尿生殖结构的形成在很大程度上取决于视黄酸受体。低剂量和中剂量视黄醇对泌尿系统的影响尚未得到充分研究。本研究旨在探讨中、低剂量维生素A对胎儿肾脏的影响。材料与方法:将妊娠大鼠分为6组。妊娠第10 ~ 12天(p10 ~ p12),第1组口服维生素a 10000 IU/kg,第2组口服维生素a 20000 IU/kg,第3组口服维生素a 30000 IU/kg,第4组口服维生素a 40000 IU/kg,第5组口服维生素a 50000 IU/kg,对照组仅给予玉米油1 ml。胎儿于P19时剖宫产。取胎儿肾脏,经心脏灌注固定。肾组织制备后,切片用苏木精和伊红染色。采用体视学方法估计肾脏体积(V)、单位面积肾小球(NAg)和肾小球直径(D)。对结果进行统计学分析。结果:20000、30000、40000 IU/kg组肾容量均高于其他组。研究还发现,摄入50000 IU/kg维生素A组的NAg水平低于其他各组。2万、3万、4万IU/kg维生素A组NAg水平均高于对照组和1万IU/kg维生素A组。虽然实验组的肾小球直径与对照组没有差异,但服用20000和50000 IU/kg视黄醇组的肾小球直径比服用10000和40000 IU/kg维生素A组的肾小球直径大。结论:考虑到服用20000 IU/kg维生素A组估计的V、Na和D值更高,我们可以假设这一特定剂量对肾脏形态和发育有显著影响。
{"title":"A Vitamininin Subteratojenik Dozlarının Sıçan Fetüs Böbreği Üzerine Etkileri: Stereolojik Bir Çalışma","authors":"Hakan Ay, Abdullah Ortadeveci, D. Aslan","doi":"10.35440/hutfd.1254262","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1254262","url":null,"abstract":"Background: Vitamin A (retinol) and its derivatives are essential for maintaining cell differentiation in adult organisms as well as for normal embryonic development in fetuses. On the other hand, high amounts of vitamin A are known to be teratogenic. The formation of urogenital structures depends heavily on retinoic acid receptors. The effects of low and moderate dosages of retinol on the urinary system have not been adequately studied. The aim of our study was to investigate the effects of moderate and low doses of vitamin A on the fetal kidney.\u0000Materials and Methods: Pregnant rats were divided into 6 groups. On day 10 to 12 of pregnancy (P10-P12) the first group was administered 10000 IU/kg, the second group 20000 IU/kg, the third group 30000 IU/kg, the fourth group 40000 IU/kg and the fifth group 50000 IU/kg oral vitamin A. The control group only received 1 ml of corn oil on the same days. The fetuses were delivered via cesarean section at P19. The kidneys of the fetuses were removed after cardiac perfusion was used to fixate them. After histological preparation of the kidneys, the slides were stained with hematoxylin and eosin. By using stereological methods, the kidneys' volume (V), glomeruli per unit area (NAg), and glomeruli diameter (D) were all estimated. The results were statistically analyzed.\u0000Results: The renal volumes of the 20000, 30000 and 40000 IU/kg groups were higher than those of the other groups. It was also found that the NAg levels of the group receiving 50000 IU/kg Vitamin A were lower than those of all other groups. Moreover, the NAg levels of the groups receiving 20000, 30000 and 40000 IU/kg vitamin A were higher than those of the control group and the group receiving 10000 IU/kg. While the glomeruli diameters of the experimental groups were not different from those of the control group, the glomeruli diameters of the group receiving 20000 and 50000 IU/kg retinol were larger than those of the groups receiving 10000 and 40000 IU/kg vitamin A.\u0000Conclusions: Given the estimated higher V, Na, and D values of the group receiving 20000 IU/kg vitamin A, we can assume that this particular dose has a significant effect on renal morphology and development.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116069312","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Evaluation of Albumin and Ischemia Modified Albumin Levels in Children with Acute Malnutrition 急性营养不良儿童白蛋白和缺血修饰白蛋白水平的评价
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1186505
A. Güzelçi̇çek, Mahmut Demir, Abdullah Solmaz, H. Gümüş, A. Kirmit
Background: Children are significantly more likely to be malnourished due to their special nutritional needs for growth. Ischemia Modified Albumin (IMA) is a new marker of ischemia that occurs when serum albumin comes in contact with the heart's ischemic tissues. IMA has been used to measure several acute conditions but has never been used to measure acute malnutrition in children. This study aims to examine albumin and IMA in malnourished children to see if they can be used as markers of malnutrition in children.Materials and Methods: 84 children were examined (41 boys and 43 girls, mean age (SD): 6.18 (3.89); range: 0.92-16.75 years) who were referred to the hospital from 20 October to May 20, 2020. A physician performed nutrition examinations on children. BMI of less than 18.5 was considered malnourished children. The hypothesis of the normality of variables was accepted with the Kolmogorov–Smirnov test. To study the difference in variables means at groups, the T-test and Phi-Correlation were used. The ANCOVA was used to study the relationship between variables and Albumin and IMA values at different levels.Results: The amount of albumin in the study group ranged from 4.10 to 5.15 (mean ± SD 4.82± 0.17), and the IMA range in the study group was 0.56 to 1.25 (mean ± SD 0.74± 0.13). The amount of albumin in the control group ranged from 4.19 to 5.19 (mean ± SD 4.83± 0.18), and the IMA range in the control group was 0.44 to 1.11 (mean ± SD 0.67± 0.13). No significant difference was observed between the albumin values (p-value = 0.752) between malnourished and healthy children. However, the IMA level in malnourished children was significantly higher (p-value = 0.19) than in healthy children.Conclusions: Although albumin was not significantly different between the two groups, the IMA of malnour-ished children was significantly higher than that of healthy children. This result means that IMA can be used as a marker for malnutrition in children. This study is a preliminary study showing that IMA can be used as a malnutrition marker in children with malnutrition and we believe that it will contribute to the literature.
背景:由于儿童在成长过程中有特殊的营养需求,他们更容易出现营养不良。缺血修饰白蛋白(IMA)是血清白蛋白与心脏缺血组织接触时出现的一种新的缺血标志物。IMA已被用于测量几种急性疾病,但从未用于测量儿童的急性营养不良。本研究旨在检查营养不良儿童的白蛋白和IMA,看看它们是否可以作为儿童营养不良的标志。材料与方法:共检查84例儿童,其中男孩41例,女孩43例,平均年龄(SD): 6.18 (3.89);范围:0.92-16.75岁),于2020年10月20日至5月20日转诊至医院。医生对儿童进行营养检查。BMI低于18.5被认为是营养不良的儿童。用Kolmogorov-Smirnov检验接受了变量的正态性假设。为了研究各组变量均值的差异,采用t检验和Phi-Correlation。采用方差分析(ANCOVA)研究各变量与不同水平白蛋白和IMA值之间的关系。结果:研究组白蛋白含量范围为4.10 ~ 5.15(平均±SD 4.82±0.17),IMA范围为0.56 ~ 1.25(平均±SD 0.74±0.13)。对照组白蛋白含量为4.19 ~ 5.19(平均±SD 4.83±0.18),IMA为0.44 ~ 1.11(平均±SD 0.67±0.13)。营养不良儿童与健康儿童的白蛋白值无显著差异(p值= 0.752)。然而,营养不良儿童的IMA水平显著高于健康儿童(p值= 0.19)。结论:虽然两组间白蛋白无显著差异,但营养不良儿童的IMA明显高于健康儿童。这一结果意味着IMA可以作为儿童营养不良的标志。本研究是一项初步研究,表明IMA可以作为营养不良儿童的营养不良标志物,我们相信它将对文献有所贡献。
{"title":"Evaluation of Albumin and Ischemia Modified Albumin Levels in Children with Acute Malnutrition","authors":"A. Güzelçi̇çek, Mahmut Demir, Abdullah Solmaz, H. Gümüş, A. Kirmit","doi":"10.35440/hutfd.1186505","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1186505","url":null,"abstract":"Background: Children are significantly more likely to be malnourished due to their special nutritional needs for growth. Ischemia Modified Albumin (IMA) is a new marker of ischemia that occurs when serum albumin comes in contact with the heart's ischemic tissues. IMA has been used to measure several acute conditions but has never been used to measure acute malnutrition in children. This study aims to examine albumin and IMA in malnourished children to see if they can be used as markers of malnutrition in children.\u0000Materials and Methods: 84 children were examined (41 boys and 43 girls, mean age (SD): 6.18 (3.89); range: 0.92-16.75 years) who were referred to the hospital from 20 October to May 20, 2020. A physician performed nutrition examinations on children. BMI of less than 18.5 was considered malnourished children. The hypothesis of the normality of variables was accepted with the Kolmogorov–Smirnov test. To study the difference in variables means at groups, the T-test and Phi-Correlation were used. The ANCOVA was used to study the relationship between variables and Albumin and IMA values at different levels.\u0000Results: The amount of albumin in the study group ranged from 4.10 to 5.15 (mean ± SD 4.82± 0.17), and the IMA range in the study group was 0.56 to 1.25 (mean ± SD 0.74± 0.13). The amount of albumin in the control group ranged from 4.19 to 5.19 (mean ± SD 4.83± 0.18), and the IMA range in the control group was 0.44 to 1.11 (mean ± SD 0.67± 0.13). No significant difference was observed between the albumin values (p-value = 0.752) between malnourished and healthy children. However, the IMA level in malnourished children was significantly higher (p-value = 0.19) than in healthy children.\u0000Conclusions: Although albumin was not significantly different between the two groups, the IMA of malnour-ished children was significantly higher than that of healthy children. This result means that IMA can be used as a marker for malnutrition in children. This study is a preliminary study showing that IMA can be used as a malnutrition marker in children with malnutrition and we believe that it will contribute to the literature.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129241843","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Evaluation of Comorbidities, Laboratory Findings and Clinical Outcomes in Elderly Patients with COVID-19 老年COVID-19患者合并症、实验室检查和临床结果的评估
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1186111
G. Cakirca, Tuba Damar Çakırca
Background: In this study, we aimed to analyze the underlying diseases, laboratory findings and clinical outcomes of elderly patients infected with COVID-19. We also investigated the value of laboratory parameters in the estimation of critical cases and mortality in elderly patients.Materials and Methods: The study included 314 elderly patients aged 60 years and older who were diagnosed with COVID-19.The patients were divided into two groups according to age, as young old patients (60-74 years) and old old patients (≥75 years). Participants' age, gender, underlying diseases, laboratory findings, disease severity and survival data were obtained from hospital records.Results: The most common comorbidities in elderly patients were hypertension (57.6%), diabetes mellitus (33.8%) and cardiovascular disease (28%). Old old patients had higher rates of critical type (63.4% vs 30.8%, P<0.001) and death (41.9% vs 21.3%, P<0.001) compared to young old patients. The leukocyte count, neutrophil count, urea, creatinine, C-reactive protein (CRP), procalcitonin, ferritin, troponin T, creatine kinase-MB, prothrombin time and D-dimer values were higher in the old old group compared to the young old group. In contrast, hemoglobin and albumin values were lower in the old old group. The areas under the curve (AUC) of albumin, CRP, procalcitonin, ferritin, troponin T and prothrombin time were greater than 0.80 to predict critically elderly COVID-19 patients. Ferritin had the highest AUC for predicting death (AUC: 0.819) followed by CRP (AUC: 0.805) and procalcitonin (AUC: 0.796).Conclusions: We found higher rates of critical type and death in old old patients compared to young old patients. In addition, ferritin, CRP, and procalcitonin were strong predictors of both disease severity and mortality in COVID-19-infected elderly subjects.
背景:本研究旨在分析老年COVID-19感染患者的基础疾病、实验室检查结果和临床转归。我们还研究了实验室参数在估计老年危重病例和死亡率中的价值。材料与方法:本研究纳入314例60岁及以上诊断为COVID-19的老年患者。患者按年龄分为两组,分别为年轻老年患者(60-74岁)和老年老年患者(≥75岁)。参与者的年龄、性别、潜在疾病、实验室结果、疾病严重程度和生存数据从医院记录中获得。结果:老年患者最常见的合并症为高血压(57.6%)、糖尿病(33.8%)和心血管疾病(28%)。老年危重型(63.4% vs 30.8%, P<0.001)和病死率(41.9% vs 21.3%, P<0.001)高于年轻老年患者。老年组白细胞计数、中性粒细胞计数、尿素、肌酐、c反应蛋白(CRP)、降钙素原、铁蛋白、肌钙蛋白T、肌酸激酶mb、凝血酶原时间、d -二聚体值均高于年轻老年组。相比之下,老年组血红蛋白和白蛋白值较低。白蛋白、CRP、降钙素原、铁蛋白、肌钙蛋白T、凝血酶原时间曲线下面积(AUC)均大于0.80,可用于预测老年危重患者。铁蛋白预测死亡的AUC最高(AUC: 0.819),其次是CRP (AUC: 0.805)和降钙素原(AUC: 0.796)。结论:我们发现与年轻老年患者相比,老年患者的危重型和死亡率更高。此外,铁蛋白、CRP和降钙素原是covid -19感染老年受试者疾病严重程度和死亡率的强预测因子。
{"title":"Evaluation of Comorbidities, Laboratory Findings and Clinical Outcomes in Elderly Patients with COVID-19","authors":"G. Cakirca, Tuba Damar Çakırca","doi":"10.35440/hutfd.1186111","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1186111","url":null,"abstract":"Background: In this study, we aimed to analyze the underlying diseases, laboratory findings and clinical outcomes of elderly patients infected with COVID-19. We also investigated the value of laboratory parameters in the estimation of critical cases and mortality in elderly patients.\u0000Materials and Methods: The study included 314 elderly patients aged 60 years and older who were diagnosed with COVID-19.The patients were divided into two groups according to age, as young old patients (60-74 years) and old old patients (≥75 years). Participants' age, gender, underlying diseases, laboratory findings, disease severity and survival data were obtained from hospital records.\u0000Results: The most common comorbidities in elderly patients were hypertension (57.6%), diabetes mellitus (33.8%) and cardiovascular disease (28%). Old old patients had higher rates of critical type (63.4% vs 30.8%, P<0.001) and death (41.9% vs 21.3%, P<0.001) compared to young old patients. The leukocyte count, neutrophil count, urea, creatinine, C-reactive protein (CRP), procalcitonin, ferritin, troponin T, creatine kinase-MB, prothrombin time and D-dimer values were higher in the old old group compared to the young old group. In contrast, hemoglobin and albumin values were lower in the old old group. The areas under the curve (AUC) of albumin, CRP, procalcitonin, ferritin, troponin T and prothrombin time were greater than 0.80 to predict critically elderly COVID-19 patients. Ferritin had the highest AUC for predicting death (AUC: 0.819) followed by CRP (AUC: 0.805) and procalcitonin (AUC: 0.796).\u0000Conclusions: We found higher rates of critical type and death in old old patients compared to young old patients. In addition, ferritin, CRP, and procalcitonin were strong predictors of both disease severity and mortality in COVID-19-infected elderly subjects.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127881511","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Entelektüel Yetiyitimi Olan Çocuk ve Ergenlerin Sosyodemografik ve Klinik Özelliklerinin Değerlendirilmesi
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1194792
Amaç: Entelektüel yetiyitimi gelişimsel süreçte ortaya çıkan, bireyin toplumsal, uygulamalı ve kavramsal alanlarda işlevselliğini bozan nörogelişimsel bir bozukluktur. EY tanısı olan çocuk ergenlerde yaşıtlarına kıyasla daha fazla psikiyatrik ve organik bozukluk görülmektedir. Bu komorbid tanılar bireyin işlevselliğini daha fazla bozmaktadır. Bu çalışmada EY tanısı alan çocuk ve ergenlerin sosyodemografik ve klinik özelliklerini araştırmayı amaçladık.Materyal ve Metod: 15.04.2019-15.04.2021 tarihleri arasında başvurusu olan hastaların dosyaları retrospektif taranarak EY tanısı alan hastaların bilgileri kaydedilmiştir. Tanılar klinik değerlendirme ve bireyin yaşına uygun psikometrik testler uygulanarak konulmuştur.Bulgular: Çalışmaya EY tanısı alan 154 çocuk ve ergen dahil edildi. Vakaların ortalama yaşı 9,50±4,53 ve %59,7’si erkek kalan %40,3’ü kızdı. Katılımcıların %38,9’unda (n=60) organik komorbidite, %36,3’ünde (n=56) psikiyatrik komorbidite saptadık. En sık organik komorbiditenin %14,2 (n=22) oranı ile epilepsi, psikiyatrik komorbiditenin de %22,7 (n=35) oranı ile DEHB olduğunu ve vakaların %42,8’sinin (n=66) bir veya daha fazla medikal tedavi aldığını saptadık.Sonuç: Çalışmamız, EY tanılı bireylerde görülen komorbid bozukluklara ve bu bozukluklar nedeni ile kullanılan tedavilere dair verilerin sunulması açısından önemlidir. Bu alanda daha geniş örneklemde yürütülecek çok merkezli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
{"title":"Entelektüel Yetiyitimi Olan Çocuk ve Ergenlerin Sosyodemografik ve Klinik Özelliklerinin Değerlendirilmesi","authors":"","doi":"10.35440/hutfd.1194792","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1194792","url":null,"abstract":"Amaç: Entelektüel yetiyitimi gelişimsel süreçte ortaya çıkan, bireyin toplumsal, uygulamalı ve kavramsal alanlarda işlevselliğini bozan nörogelişimsel bir bozukluktur. EY tanısı olan çocuk ergenlerde yaşıtlarına kıyasla daha fazla psikiyatrik ve organik bozukluk görülmektedir. Bu komorbid tanılar bireyin işlevselliğini daha fazla bozmaktadır. Bu çalışmada EY tanısı alan çocuk ve ergenlerin sosyodemografik ve klinik özelliklerini araştırmayı amaçladık.\u0000Materyal ve Metod: 15.04.2019-15.04.2021 tarihleri arasında başvurusu olan hastaların dosyaları retrospektif taranarak EY tanısı alan hastaların bilgileri kaydedilmiştir. Tanılar klinik değerlendirme ve bireyin yaşına uygun psikometrik testler uygulanarak konulmuştur.\u0000Bulgular: Çalışmaya EY tanısı alan 154 çocuk ve ergen dahil edildi. Vakaların ortalama yaşı 9,50±4,53 ve %59,7’si erkek kalan %40,3’ü kızdı. Katılımcıların %38,9’unda (n=60) organik komorbidite, %36,3’ünde (n=56) psikiyatrik komorbidite saptadık. En sık organik komorbiditenin %14,2 (n=22) oranı ile epilepsi, psikiyatrik komorbiditenin de %22,7 (n=35) oranı ile DEHB olduğunu ve vakaların %42,8’sinin (n=66) bir veya daha fazla medikal tedavi aldığını saptadık.\u0000Sonuç: Çalışmamız, EY tanılı bireylerde görülen komorbid bozukluklara ve bu bozukluklar nedeni ile kullanılan tedavilere dair verilerin sunulması açısından önemlidir. Bu alanda daha geniş örneklemde yürütülecek çok merkezli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117272971","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Impact of the Covid-19 Pandemic on Physicians in Turkey Towards Informed Consent 2019冠状病毒病大流行对土耳其医生知情同意的影响
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1186090
Ömer Faruk Boran, Ercan Avci, M. Boran
Background:The study aimed to figure out whether, how, and why the COVID-19 pandemic has changed physicians’ attitudes toward informed consent in Turkey.Materials and Methods:An online questionnaire was distributed to physicians through the snowball sampling method and 528 physicians treating COVID-19 patients turned in the questionnaire.Findings: Most of the physicians (n= 317) indicated that the COVID-19 pandemic has influenced their attitudes on informed consent, while 39.96% of them (n= 211) stated that the pandemic did not change their behaviors on informing patients and/or families. An overwhelming majority of the physicians (n= 259) emphasized the impact of the higher mortality rate of the disease, the lack of standard treatment for the disease, and the higher demand from patients and families for information on providing patients and/or families with more information. On the other hand, 18.30% (n= 58) of the physicians admitted that the pandemic has caused them to disclose less information because of the lack of time to provide information, the need for urgent treatment, and the lack of information regarding the risks, benefits, and outcomes of applied treatments. Conclusion:COVID-19 pandemic affected the majority of the physicians attitudes and behaviors toward informed consent.
背景:该研究旨在弄清楚COVID-19大流行是否、如何以及为什么改变了土耳其医生对知情同意的态度。材料与方法:采用滚雪球抽样法向医生发放在线问卷,528名治疗COVID-19患者的医生填写了问卷。结果:大多数医生(n= 317)表示新冠肺炎大流行影响了他们对知情同意的态度,而39.96%的医生(n= 211)表示新冠肺炎大流行没有改变他们告知患者和/或家属的行为。绝大多数医生(n= 259)强调,该疾病的死亡率较高、缺乏标准的治疗方法以及患者和家属对信息的更高需求对向患者和/或家属提供更多信息产生了影响。另一方面,18.30% (n= 58)的医生承认,由于没有时间提供信息,需要紧急治疗,以及缺乏有关应用治疗的风险、益处和结果的信息,大流行导致他们披露的信息较少。结论:COVID-19大流行影响了大多数医生对知情同意的态度和行为。
{"title":"The Impact of the Covid-19 Pandemic on Physicians in Turkey Towards Informed Consent","authors":"Ömer Faruk Boran, Ercan Avci, M. Boran","doi":"10.35440/hutfd.1186090","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1186090","url":null,"abstract":"Background:\u0000The study aimed to figure out whether, how, and why the COVID-19 pandemic has changed physicians’ attitudes toward informed consent in Turkey.\u0000Materials and Methods:\u0000An online questionnaire was distributed to physicians through the snowball sampling method and 528 physicians treating COVID-19 patients turned in the questionnaire.\u0000Findings: \u0000Most of the physicians (n= 317) indicated that the COVID-19 pandemic has influenced their attitudes on informed consent, while 39.96% of them (n= 211) stated that the pandemic did not change their behaviors on informing patients and/or families. An overwhelming majority of the physicians (n= 259) emphasized the impact of the higher mortality rate of the disease, the lack of standard treatment for the disease, and the higher demand from patients and families for information on providing patients and/or families with more information. On the other hand, 18.30% (n= 58) of the physicians admitted that the pandemic has caused them to disclose less information because of the lack of time to provide information, the need for urgent treatment, and the lack of information regarding the risks, benefits, and outcomes of applied treatments. \u0000Conclusion:\u0000COVID-19 pandemic affected the majority of the physicians attitudes and behaviors toward informed consent.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115258550","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Can COVID-19 Clinic be Predicted by Biomarkers at First Admission to Hospital? 首次入院时的生物标志物能否预测COVID-19临床?
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1202883
Nuray Arı, Rabia GÜNEY KAVUŞAK, Nazllı Yanik, Mehmet Erten
Amaç: COVID-19 hastalarında çeşitli enflamatuvar biyobelirteçlerin artmış seviyeleri bulunmuştur ve “sitokin fırtınası” olarak adlandırılan şiddetli hastalık riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu çalışmada iyileşen ve ölen hastalar arasında lenfosit sayısı, CRP, sedimantasyon, ferritin gibi inflamatuar belirteçler ile cinsiyet ve yaş açısından anlamlı farklılık olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.Materyal ve metod: Çalışmamızda 03.04.2020-31.12.2020 tarihleri arasında hastalardan teşhis ve tedavi amaçlı istenen rutin laboratuvar sonuçlarını kullandık. Bunlardan CRP, sedimantasyon, fibrinojen, ferritin, troponin-I, D-dimer ve hemogram parametreleri geriye dönük olarak baktık. Başvuru sırasında ilk istenen kandaki paramet-reler temel alınarak istatiksel anlamlılık araştırdık.Bulgular: COVID-19 PCR testi pozitif 213 hastanın olduğu retrospektif çalışmamızda; 83’ü COVID-19’a bağlı nedenlerden hayatını kaybederken, diğerleri iyileşerek taburcu oldu. Trombosit sayısı hariç diğerlerinde istatis-tiksel olarak anlamlı fark tespit ettik. Bu testler ölen hastalarda ilk başvuru anında daha yüksekti. ROC eğrisi sağkalımı tahminlemede; Troponin-I, CRP, Ferritin, Nötrofil ve D-dimer en iyi biyobelirteçlerdi. Cinsiyete göre ölüm oranlarında erkekler lehine anlamlı fark bulduk. Hastaların yaşları incelendiğinde yaşla birlikte mortalite-nin arttığı tespit ettik.Sonuç: COVID-19 pandemisi, yüksek komplikasyon, ölüm oranı ve ekonomik etki ile küresel bir felaket oldu. Bu süreçte teşhisi hızlandırmak ve hastalık şiddetini değerlendirmek için düşük maliyetli, uygun göstergelere ihtiyaç duyuldu. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, biyobelirteçlerin COVID-19 hastalık ciddiyetine göre nasıl değişebileceğine dair kanıtlar bulunduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, klinik uygulamada tedaviyi belirlemek, yoğun bakım ünitesine kabulü yönlendirmek ve kliniği tahmin edebilmek için yardımcı olarak kullanılabilir. Troponin-I, CRP, D-dimer, LDH ve COVID-19 ile kabul edilen hastaların kısa vadeli risk sınıflandırması için kullanı-labilecek biyobelirteçlerdir. Güvenilirliği ve tekrarlanabilirliği artırmak için bunların prognoza etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılmalıdır.
{"title":"Can COVID-19 Clinic be Predicted by Biomarkers at First Admission to Hospital?","authors":"Nuray Arı, Rabia GÜNEY KAVUŞAK, Nazllı Yanik, Mehmet Erten","doi":"10.35440/hutfd.1202883","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1202883","url":null,"abstract":"Amaç: COVID-19 hastalarında çeşitli enflamatuvar biyobelirteçlerin artmış seviyeleri bulunmuştur ve “sitokin fırtınası” olarak adlandırılan şiddetli hastalık riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu çalışmada iyileşen ve ölen hastalar arasında lenfosit sayısı, CRP, sedimantasyon, ferritin gibi inflamatuar belirteçler ile cinsiyet ve yaş açısından anlamlı farklılık olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.\u0000Materyal ve metod: Çalışmamızda 03.04.2020-31.12.2020 tarihleri arasında hastalardan teşhis ve tedavi amaçlı istenen rutin laboratuvar sonuçlarını kullandık. Bunlardan CRP, sedimantasyon, fibrinojen, ferritin, troponin-I, D-dimer ve hemogram parametreleri geriye dönük olarak baktık. Başvuru sırasında ilk istenen kandaki paramet-reler temel alınarak istatiksel anlamlılık araştırdık.\u0000Bulgular: COVID-19 PCR testi pozitif 213 hastanın olduğu retrospektif çalışmamızda; 83’ü COVID-19’a bağlı nedenlerden hayatını kaybederken, diğerleri iyileşerek taburcu oldu. Trombosit sayısı hariç diğerlerinde istatis-tiksel olarak anlamlı fark tespit ettik. Bu testler ölen hastalarda ilk başvuru anında daha yüksekti. ROC eğrisi sağkalımı tahminlemede; Troponin-I, CRP, Ferritin, Nötrofil ve D-dimer en iyi biyobelirteçlerdi. Cinsiyete göre ölüm oranlarında erkekler lehine anlamlı fark bulduk. Hastaların yaşları incelendiğinde yaşla birlikte mortalite-nin arttığı tespit ettik.\u0000Sonuç: COVID-19 pandemisi, yüksek komplikasyon, ölüm oranı ve ekonomik etki ile küresel bir felaket oldu. Bu süreçte teşhisi hızlandırmak ve hastalık şiddetini değerlendirmek için düşük maliyetli, uygun göstergelere ihtiyaç duyuldu. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, biyobelirteçlerin COVID-19 hastalık ciddiyetine göre nasıl değişebileceğine dair kanıtlar bulunduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, klinik uygulamada tedaviyi belirlemek, yoğun bakım ünitesine kabulü yönlendirmek ve kliniği tahmin edebilmek için yardımcı olarak kullanılabilir. Troponin-I, CRP, D-dimer, LDH ve COVID-19 ile kabul edilen hastaların kısa vadeli risk sınıflandırması için kullanı-labilecek biyobelirteçlerdir. Güvenilirliği ve tekrarlanabilirliği artırmak için bunların prognoza etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılmalıdır.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114395760","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1