Amac: Kardiyovaskuler acidan prognozu etkileyici bir risk faktoru olarak dusunulen (myokard performans indeksi) MPI’nin CRP ve MPV ile arasindaki iliskisini arastirmak. Materyal ve Metot: Calismaya koroner yogun bakim unitesine kabul edilen non Q non ST elevasyonlu MI tanisiyla yatirilan 35 hasta alindi. Bulgular: Kadin hastalarin CRP degerleri, erkek hastalarin boylari ve bayan hastalarin EF degerleri istatiksel anlamli olarak daha yuksek bulundu (p=0.030). Ayrica tum bu sonuclarin disinda sonuc degiskenin MPI olarak ele alindigi, calismada olculmus olan tum degiskenlerin birlikte veya degisik kombinasyonlarda denendigi coklu dogrusal regresyon modellerinin hicbirinde anlamli bir iliskiye rastlanmadi. Sonuc: MPI ile CRP ve MPV arasinda korelasyon bulunmamistir. Ayni zamanda MPI ile HT, diyabet, yas, EF, boy arasinda anlamli bir iliski bulunmadi. Bunun nedeni olarak hastalarin akut donemde takip edilmis olup, kronik donemde takip edilmemis olmasi ya da hasta sayisi on planda ana neden olarak dusunulmektedir.
{"title":"Non Q, Non ST Elevasyonlu Myokard Enfarktüslü ve Stabil Olmayan Anjina Pektorisli (USAP) Hastalarda Miyokard Performans İndeksi (MPİ) ile C-reaktive Protein (CRP) ve Ortalama Trombosit Hacmi (MPV) Arasındaki İlişkinin İncelenmesi","authors":"Eray Atalay, M. B. Aktuğlu, Mustafa Velet","doi":"10.5505/KJMS.2017.35403","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.35403","url":null,"abstract":"Amac: Kardiyovaskuler acidan prognozu etkileyici bir risk faktoru olarak dusunulen (myokard performans indeksi) MPI’nin CRP ve MPV ile arasindaki iliskisini arastirmak. Materyal ve Metot: Calismaya koroner yogun bakim unitesine kabul edilen non Q non ST elevasyonlu MI tanisiyla yatirilan 35 hasta alindi. Bulgular: Kadin hastalarin CRP degerleri, erkek hastalarin boylari ve bayan hastalarin EF degerleri istatiksel anlamli olarak daha yuksek bulundu (p=0.030). Ayrica tum bu sonuclarin disinda sonuc degiskenin MPI olarak ele alindigi, calismada olculmus olan tum degiskenlerin birlikte veya degisik kombinasyonlarda denendigi coklu dogrusal regresyon modellerinin hicbirinde anlamli bir iliskiye rastlanmadi. Sonuc: MPI ile CRP ve MPV arasinda korelasyon bulunmamistir. Ayni zamanda MPI ile HT, diyabet, yas, EF, boy arasinda anlamli bir iliski bulunmadi. Bunun nedeni olarak hastalarin akut donemde takip edilmis olup, kronik donemde takip edilmemis olmasi ya da hasta sayisi on planda ana neden olarak dusunulmektedir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"637 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131910405","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Behcet hastaligi Dr. Hulusi Behcet tarafindan 1937’de tanimlanmistir. Behcet hastaligi tekrarlayan oral ve genital ulserlerin goruldugu, goz, deri, eklem, damar, sinir sistemi tutulumu gosteren multisistemik iltihabi bir hastaliktir. Ozellikle tekrarlayan oral ulserlere bagli olusan skar dokusu entubasyon ve ventilasyonu zorlastirmaktadir. Bircok organ tutulumu nedeni ile anestezi secimi onem arz eder. Ayrica tedavide kullanilan ilaclar bircok organ uzerinde yan etki olusturabilir. Olgu, 38 yasinda, 38 haftalik gebeligi olan ve sezaryen planlanan Behcet hastasiydi. Hem Behcet hastaligi hem de gebelik, anestezi yonetimi acisindan onemlidir. Hastada oncelikli olarak zor havayolu dusunulmedigi icin genel anestezi planlandi. Bu olgu sunumunda Behcet hastasi olan bir hastada genel anestezi yonetimi tartisilmistir.
{"title":"Management of Anesthesia in a Pregnant with Behçet’s Disease","authors":"E. Koca, H. Sayan","doi":"10.5505/KJMS.2017.23500","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.23500","url":null,"abstract":"Behcet hastaligi Dr. Hulusi Behcet tarafindan 1937’de tanimlanmistir. Behcet hastaligi tekrarlayan oral ve genital ulserlerin goruldugu, goz, deri, eklem, damar, sinir sistemi tutulumu gosteren multisistemik iltihabi bir hastaliktir. Ozellikle tekrarlayan oral ulserlere bagli olusan skar dokusu entubasyon ve ventilasyonu zorlastirmaktadir. Bircok organ tutulumu nedeni ile anestezi secimi onem arz eder. Ayrica tedavide kullanilan ilaclar bircok organ uzerinde yan etki olusturabilir. Olgu, 38 yasinda, 38 haftalik gebeligi olan ve sezaryen planlanan Behcet hastasiydi. Hem Behcet hastaligi hem de gebelik, anestezi yonetimi acisindan onemlidir. Hastada oncelikli olarak zor havayolu dusunulmedigi icin genel anestezi planlandi. Bu olgu sunumunda Behcet hastasi olan bir hastada genel anestezi yonetimi tartisilmistir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"150 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115307864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Bilinen en potent biyolojik toksin olarak kabul edilen clostridium botulinum toksinidir. Botulinum toksin tip A (BoNT-A) noromuskuler bileskede presinaptik sinir ucundan asetilkolin salinimi ve kolinerjik iletimi inhibe ederek kasta gevsek paraliziye yol acmaktadir. Bu etkisinden dolayi toksinin bazi norolojik hastaliklardaki uygulama alanlari; hemifasiyal spazm, esansiyel blefarospazm, servikal distoni, task spesifik distoni ve eriskinde inme sonrasi gelisen spastisite seklinde olmustur. Materyal ve Metot: Arastirma Ocak 2015 – Mayis 2016 tarihleri arasinda noroloji kliniginde izlenen ve BoNT-A enjeksiyonlari uygulanan 21 hastanin tanilari, tedavi semalari, botulinum toksin tedavisine yanitlari, tedavide karsilasilan yan etkiler ile hastalarin tedavileri boyunca yapilan izlemleri ve tedaviye yanitin hastalar tarafindan subjektif degerlendirmeleri rapor edilmis ve tartisilmistir. Bulgular: Hastalarin tedaviye yanitlarindaki duzelme kendileri tarafindan subjektif olarak %50 ve uzerindeki duzelmeyi iyi olarak ve %50’nin altindaki duzelmeyi ise kotu olarak ifade etmislerdir. Sonuc: Arastirmada BoNT-A uygulamasinin endikasyonlarinda olumlu sonuclar alinmistir.
{"title":"Adıyaman Üniversitesi Nöroloji Kliniğinde Botulinum Toksin Uygulamaları: Retrospektif Bir Çalışma","authors":"Yaşar Altun","doi":"10.5505/kjms.2017.58966","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2017.58966","url":null,"abstract":"Amac: Bilinen en potent biyolojik toksin olarak kabul edilen clostridium botulinum toksinidir. Botulinum toksin tip A (BoNT-A) noromuskuler bileskede presinaptik sinir ucundan asetilkolin salinimi ve kolinerjik iletimi inhibe ederek kasta gevsek paraliziye yol acmaktadir. Bu etkisinden dolayi toksinin bazi norolojik hastaliklardaki uygulama alanlari; hemifasiyal spazm, esansiyel blefarospazm, servikal distoni, task spesifik distoni ve eriskinde inme sonrasi gelisen spastisite seklinde olmustur. Materyal ve Metot: Arastirma Ocak 2015 – Mayis 2016 tarihleri arasinda noroloji kliniginde izlenen ve BoNT-A enjeksiyonlari uygulanan 21 hastanin tanilari, tedavi semalari, botulinum toksin tedavisine yanitlari, tedavide karsilasilan yan etkiler ile hastalarin tedavileri boyunca yapilan izlemleri ve tedaviye yanitin hastalar tarafindan subjektif degerlendirmeleri rapor edilmis ve tartisilmistir. Bulgular: Hastalarin tedaviye yanitlarindaki duzelme kendileri tarafindan subjektif olarak %50 ve uzerindeki duzelmeyi iyi olarak ve %50’nin altindaki duzelmeyi ise kotu olarak ifade etmislerdir. Sonuc: Arastirmada BoNT-A uygulamasinin endikasyonlarinda olumlu sonuclar alinmistir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130850218","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Bu calismanin amaci lomber disk hernisine bagli bel agri- si ve radikulopatisi olan hastalara uygulanan Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu’nun etkinligini ve guvenligini arastirmaktir. Materyal ve Metot: Calisma Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu uygulanan hastalarin dosyalarinin retrospektif olarak taranmasi ile hazirlandi. 2014–2015 yillarinda Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu uygulanan ardisik 71 hasta (ortalama yas 38,6±7,3) calismaya dahil edildi. Visual Analog Skala hastalarin agrilarinin degerlendirmesi icin kullanildi. Preoperatif Visual Analog Skala skorlari, son muayenedeki skorlariyla karsilastirildi. Tum parametreler Student paired-sample t test ile analiz edildi ve p<0,05 istatistiksel olarak anlamli kabul edildi. Bulgular: L3–4 mesafesinden opere olan 15, L4–5 mesafesinden opere olan 30, L5-S1 mesafesinden opere olan 26 hastaydi. Hastalarin operasyondan onceki ortalama Visual Analog Skala skoru 6,5±1,2’ten son norolojik muayenelerinde ise 3,4±0,7’e dus- mustu. Tum degisiklikler istatistiksel olarak anlamliydi. Sonuc: Secilmis olgularda Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu’nun kisa ve orta donemde etkin ve guvenli bir yontem oldugu gorulmustur.
{"title":"Efficacy of the Percutaneous Laser Disc Decompression in Patients with Lumbar Disc Herniation","authors":"M. Ilik","doi":"10.5505/KJMS.2017.57855","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.57855","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismanin amaci lomber disk hernisine bagli bel agri- si ve radikulopatisi olan hastalara uygulanan Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu’nun etkinligini ve guvenligini arastirmaktir. Materyal ve Metot: Calisma Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu uygulanan hastalarin dosyalarinin retrospektif olarak taranmasi ile hazirlandi. 2014–2015 yillarinda Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu uygulanan ardisik 71 hasta (ortalama yas 38,6±7,3) calismaya dahil edildi. Visual Analog Skala hastalarin agrilarinin degerlendirmesi icin kullanildi. Preoperatif Visual Analog Skala skorlari, son muayenedeki skorlariyla karsilastirildi. Tum parametreler Student paired-sample t test ile analiz edildi ve p<0,05 istatistiksel olarak anlamli kabul edildi. Bulgular: L3–4 mesafesinden opere olan 15, L4–5 mesafesinden opere olan 30, L5-S1 mesafesinden opere olan 26 hastaydi. Hastalarin operasyondan onceki ortalama Visual Analog Skala skoru 6,5±1,2’ten son norolojik muayenelerinde ise 3,4±0,7’e dus- mustu. Tum degisiklikler istatistiksel olarak anlamliydi. Sonuc: Secilmis olgularda Perkutan Lazer Disk Dekompresyonu’nun kisa ve orta donemde etkin ve guvenli bir yontem oldugu gorulmustur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122867348","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Pelvik organ prolapsusu nedeniyle vajinal histerektomi yapilan olgularin basvuru sirasindaki semptom ve sikayetlerinin incelenmesi. Materyal ve Metot: Ocak 2010-Aralik 2015 tarihleri arasinda vajinal histerektomi yapilan pelvik organ prolapsuslu hastalarin dosya kayitlarindan semptom ve sikayetleri arastirildi. Bulgular: Toplam 127 olgunun %22’sinde uriner (n: 28), %8,6’sinda seksuel (n: 11), %6,3’unde defekasyonla ilgili problemler, %15,7’sinde agri (n: 20), %36,2’sinde anatomik problemler (n: 46), %10,2’sinde vajende dolgunluk hissi (n: 13) ve bir olguda (%0,8) tekrarlayan tedaviye direncli vajinal akinti semptom ve sikayetleri mevcuttu. Sonuc: Pelvik organ prolapsuslu olgular basta anatomik problemler olmak uzere, uriner, seksuel, defekasyonla ilgili problemler ve agri sikayetleriyle basvurabilmektedir. Olgularin bu sikayetleri acisindan sorgulanmalari ve bir butun halinde degerlendirilmeleri gerekmektedir.
{"title":"Symptomatology in Cases with Pelvic Organ Prolapse","authors":"Y. Baykuş, R. Deniz, E. Kavak","doi":"10.5505/KJMS.2017.24654","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.24654","url":null,"abstract":"Amac: Pelvik organ prolapsusu nedeniyle vajinal histerektomi yapilan olgularin basvuru sirasindaki semptom ve sikayetlerinin incelenmesi. Materyal ve Metot: Ocak 2010-Aralik 2015 tarihleri arasinda vajinal histerektomi yapilan pelvik organ prolapsuslu hastalarin dosya kayitlarindan semptom ve sikayetleri arastirildi. Bulgular: Toplam 127 olgunun %22’sinde uriner (n: 28), %8,6’sinda seksuel (n: 11), %6,3’unde defekasyonla ilgili problemler, %15,7’sinde agri (n: 20), %36,2’sinde anatomik problemler (n: 46), %10,2’sinde vajende dolgunluk hissi (n: 13) ve bir olguda (%0,8) tekrarlayan tedaviye direncli vajinal akinti semptom ve sikayetleri mevcuttu. Sonuc: Pelvik organ prolapsuslu olgular basta anatomik problemler olmak uzere, uriner, seksuel, defekasyonla ilgili problemler ve agri sikayetleriyle basvurabilmektedir. Olgularin bu sikayetleri acisindan sorgulanmalari ve bir butun halinde degerlendirilmeleri gerekmektedir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"89 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114563265","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yasin Taşdelen, Y. Kıvrak, M. Aşoglu, R. K. Çınar, E. Abay
Amac: Beden dismorfik bozuklugu (BDB), klinik olarak belirgin sikinti yaratan veya islevselligin onemli alanlarinda bozukluga yol acan, kisinin gorunusundeki hayali bir kusur ile artmis zihinsel ug- rasin varligi ile karakterizedir. Yatarak tedavi goren psikiyatri hastalarinda BDB yayginligini ve klinik ozelliklerini belirlemeyi amacladik. Materyal ve Metot: Klinigimizde cesitli nedenlerle yatarak tedavi go- ren hastalar degerlendirildi. Calismaya katilan her hasta tarafimizdan hazirlanan sosyodemografik veriler ve BDB ile ilgili sorulardan olusturdugumuz anket formu, Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders DSM-IV Eksen I Bozukluklari Icin Yapilandirilmis Klinik Gorusme (SCID-I) ve II. Eksen Kisilik Bozukluklari Icin Yapilandirilmis Klinik Gorusme (SCID-II) kullanilarak degerlendirildi. Bulgular: Yatarak tedavi goren psikiyatri hastalarinda BDB yayginligini %7 olarak tespit edildi. BDB’li hastalarin tamaminda gorunum endisesi, ayna kontrolu, kusurlu buldugu bolgeyi gizleme davranisi, gorunum endisesi ile ilgili olarak bir saatten fazla zaman harcama davranisi ve kisilik bozuklugu oldugu, ayrica hicbir BDB’lu hastanin sorulmadikca BDB ile ilgili belirtiyi soylemedigi ve hic birinin BDB teshisinin tedaviyi yuruten ekipce koyulamadigi bulundu. Sonuc: Yatarak tedavi goren pskiyatri klinigi hastalarinda BDB nispeten yaygin bir hastaliktir. Bu duruma ragmen teshis edilememektedir. Bdb ye yonelik gorunum endisesi yaninda kolayca sorgulanabilecek sorularla inceleme BDB teshis oranini artirabilir.
{"title":"Prevalence and Clinical Features of Body Dismorphic Disorder on Psychiatric Inpatients: A Cross-sectional Study in Edirne/TURKEY","authors":"Yasin Taşdelen, Y. Kıvrak, M. Aşoglu, R. K. Çınar, E. Abay","doi":"10.5505/KJMS.2016.50469","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2016.50469","url":null,"abstract":"Amac: Beden dismorfik bozuklugu (BDB), klinik olarak belirgin sikinti yaratan veya islevselligin onemli alanlarinda bozukluga yol acan, kisinin gorunusundeki hayali bir kusur ile artmis zihinsel ug- rasin varligi ile karakterizedir. Yatarak tedavi goren psikiyatri hastalarinda BDB yayginligini ve klinik ozelliklerini belirlemeyi amacladik. Materyal ve Metot: Klinigimizde cesitli nedenlerle yatarak tedavi go- ren hastalar degerlendirildi. Calismaya katilan her hasta tarafimizdan hazirlanan sosyodemografik veriler ve BDB ile ilgili sorulardan olusturdugumuz anket formu, Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders DSM-IV Eksen I Bozukluklari Icin Yapilandirilmis Klinik Gorusme (SCID-I) ve II. Eksen Kisilik Bozukluklari Icin Yapilandirilmis Klinik Gorusme (SCID-II) kullanilarak degerlendirildi. Bulgular: Yatarak tedavi goren psikiyatri hastalarinda BDB yayginligini %7 olarak tespit edildi. BDB’li hastalarin tamaminda gorunum endisesi, ayna kontrolu, kusurlu buldugu bolgeyi gizleme davranisi, gorunum endisesi ile ilgili olarak bir saatten fazla zaman harcama davranisi ve kisilik bozuklugu oldugu, ayrica hicbir BDB’lu hastanin sorulmadikca BDB ile ilgili belirtiyi soylemedigi ve hic birinin BDB teshisinin tedaviyi yuruten ekipce koyulamadigi bulundu. Sonuc: Yatarak tedavi goren pskiyatri klinigi hastalarinda BDB nispeten yaygin bir hastaliktir. Bu duruma ragmen teshis edilememektedir. Bdb ye yonelik gorunum endisesi yaninda kolayca sorgulanabilecek sorularla inceleme BDB teshis oranini artirabilir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134505023","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mustafa Gök, Özüm Tunçyürek, Ersen Ertekin, Yelda Özsunar Dayanır
Adnan Menderes Universitesi Tip Fakultesi, Radyoloji Ana Bilim Dali, Aydin Metanol yuksek toksisiteye sahip bir maddedir. Akut metanol zehirlenmesi yuksek morbidite ve mortaliteye sahip, kazayla ya da intihar amacli gorulen nadir bir zehirlenmedir. Yuksek toksisitesinden dolayi bu hastalarda erken tani ve yonetim bu hastalarin prognozu icin cok onemlidir. Radyolojik goruntuleme (bilgisayarli tomografi “BT” ve manyetik rezonans goruntuleme “MR”) bu hastalarin tani ve yonetiminde cok buyuk oneme sahiptir. Bu nedenle, bu nadir intihar amacli metanol zehirlenmesi vakasi ile onemli radyolojik goruntuleme bulgularina deginilmek istendi.
{"title":"Metanol İntoksikasyonunda Görüntüleme Bulguları","authors":"Mustafa Gök, Özüm Tunçyürek, Ersen Ertekin, Yelda Özsunar Dayanır","doi":"10.5505/KJMS.2017.91259","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.91259","url":null,"abstract":"Adnan Menderes Universitesi Tip Fakultesi, Radyoloji Ana Bilim Dali, Aydin Metanol yuksek toksisiteye sahip bir maddedir. Akut metanol zehirlenmesi yuksek morbidite ve mortaliteye sahip, kazayla ya da intihar amacli gorulen nadir bir zehirlenmedir. Yuksek toksisitesinden dolayi bu hastalarda erken tani ve yonetim bu hastalarin prognozu icin cok onemlidir. Radyolojik goruntuleme (bilgisayarli tomografi “BT” ve manyetik rezonans goruntuleme “MR”) bu hastalarin tani ve yonetiminde cok buyuk oneme sahiptir. Bu nedenle, bu nadir intihar amacli metanol zehirlenmesi vakasi ile onemli radyolojik goruntuleme bulgularina deginilmek istendi.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"101 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116291171","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İhsan Çeti̇n, Aydan Nazik, M. T. Nalbantçilar, Kezban Tosun
Amac: Icme suyu element iceriginin, toplam enerji alimini azaltarak ya da metabolizmada degisiklige neden olarak kilo alimina veya kilo kaybina neden olabilecegi kanitlanmistir. Arastirma icme suyu mikro element duzeyleri ile cocuklarin vucut element kompozisyonlari arasindaki iliskinin incelenmesi amaciyla yapildi. Materyal ve Metot: Arastirmada 13–18 yas araliginda, vucut kutle indeksi (VKI) referans degerleri ve persentil egrilerine gore normal, kilolu ve obez olarak 20’ser kisilik uc gruba ayrilan 60 kizdan olusmustur. Cocuklarin vucut kompozisyonlari, biyoelektrik impedans cihazi; icme suyundaki demir (Fe), bakir (Cu), kobalt (Co), selenyumu (Se) icine alan mikro element duzeyleri induktif eslesmis plazma kutle spektrometre cihazi kullanilarak olculdu. Bulgular: Icme suyu Fe ve Co seviyeleri, cocuklara ait VKI, kas agirligi degerleri ile istatistiksel olarak anlamli bulundu (p 0,05). Sonuc: Icme suyu Fe ve Co’in yuksek duzeyleri ile Se elementi dusuk duzeylerinin adolesan cocuklarda obezite gelisimi acisindan buyuk bir risk olusturabilir. Ancak, Fe, Co ve icme suyu Se duzeyleri ve cocuklarda bu elementlerin serum duzeyleri arasindaki iliski hala belirsizdir. Bu nedenle, cocuklarda obezite gelisimi acsindan mikro elementlerin etkisini aydinlatmak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.
{"title":"İçme Sularındaki Mikro Element Düzeylerinin Adölesan Vücut Kompozisyonlarına Etkisi","authors":"İhsan Çeti̇n, Aydan Nazik, M. T. Nalbantçilar, Kezban Tosun","doi":"10.5505/kjms.2017.13471","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2017.13471","url":null,"abstract":"Amac: Icme suyu element iceriginin, toplam enerji alimini azaltarak ya da metabolizmada degisiklige neden olarak kilo alimina veya kilo kaybina neden olabilecegi kanitlanmistir. Arastirma icme suyu mikro element duzeyleri ile cocuklarin vucut element kompozisyonlari arasindaki iliskinin incelenmesi amaciyla yapildi. Materyal ve Metot: Arastirmada 13–18 yas araliginda, vucut kutle indeksi (VKI) referans degerleri ve persentil egrilerine gore normal, kilolu ve obez olarak 20’ser kisilik uc gruba ayrilan 60 kizdan olusmustur. Cocuklarin vucut kompozisyonlari, biyoelektrik impedans cihazi; icme suyundaki demir (Fe), bakir (Cu), kobalt (Co), selenyumu (Se) icine alan mikro element duzeyleri induktif eslesmis plazma kutle spektrometre cihazi kullanilarak olculdu. Bulgular: Icme suyu Fe ve Co seviyeleri, cocuklara ait VKI, kas agirligi degerleri ile istatistiksel olarak anlamli bulundu (p 0,05). Sonuc: Icme suyu Fe ve Co’in yuksek duzeyleri ile Se elementi dusuk duzeylerinin adolesan cocuklarda obezite gelisimi acisindan buyuk bir risk olusturabilir. Ancak, Fe, Co ve icme suyu Se duzeyleri ve cocuklarda bu elementlerin serum duzeyleri arasindaki iliski hala belirsizdir. Bu nedenle, cocuklarda obezite gelisimi acsindan mikro elementlerin etkisini aydinlatmak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128918809","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
H. Keten, M. H. Sucaklı, Ö. Ersoy, Hüseyin Üçer, Nagihan Sari, M. Çelik
AMAC: Bu calișmada; memurlar, din ve saglik gorevlilerinin sigara konusunda bilgi, tutum ve davraniș ozelliklerinin ortaya konulmasi ve sigara konusunda verilen egitimin katilimcilarin bilgi, tutum ve davraniș ozellikleri uzerine etkisinin ortaya konulmasi amaclanmiștir. YONTEM: Calișmada Kahramanmaraș’ta sigaranin zararlari konusunda verilen bir konferansin oncesinde ve sonrasinda, konferansa katilan; din gorevlileri, saglik calișanlari ve memurlar uzerinde yapildi. Katilimcilara uygulanan ankette sosyodemografik verileri; tutun urunleri konusunda bilgi, tutum ve davraniș ozellikleri sorgulandi. Sigaranin zararlarina yonelik bilgi duzeyini olcmek icin 20 soru soruldu ve her bir soru bir puan olarak degerlendirildi. Katilimcilarin sigaranin zararlari uzerine bilgi duzeylerinin degișimi egitim oncesi ve sonrasi veriler karșilaștirilarak incelendi. BULGULAR: Katilimcilar 18–58 yașlari arasinda olup, yaș ortalamasi 40,0±8,6 idi. Calișmaya katilan 90 katilimcinin 67’si (%74,4) erkek, 23’u (%25,6) kadindi. Calișmaya katilan olgulardan 40’i (%44,4) sigara, 5’i (%5,6) Maraș Otu, 2’si (%2,2) ise hem sigara hem de Maraș Otu kullandigini ifade etti. Hemșirelerin 7’si (%53,8), ebelerin 6’si (%54,5), memurlarin 25’i (%73,5) ve imam hatiplerin 2’si (%6,2) sigara kullanmaktaydi. Kadinlarda sigara kullanma orani %52,2, erkelerde %41,8 olarak tespit edildi. Katilimcilarin sigaranin zararlarina yonelik bilgi skorlari egitim oncesinde 15,8±2,8, egitim sonrasinda ise 17,0±2,4 olarak bulundu. Egitim sonrasi bilgi duzeyi anlamli olarak artmiști (p=0,001). SONUC: Egitimler sonrasi yapilan degerlendirilmelerde bilgi tutumunun yukseldigi goruldu. Sigara ile etkin mucadelede onemli rolleri olan bu gruplarda periyodik egitimlerin duzenlenmesi yararli olacak gibi gozukmektedir.
{"title":"Efficicacy of an Education Program on Smoking and Its Hazards: Evaluation of a Conference","authors":"H. Keten, M. H. Sucaklı, Ö. Ersoy, Hüseyin Üçer, Nagihan Sari, M. Çelik","doi":"10.5505/KJMS.2014.92486","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2014.92486","url":null,"abstract":"AMAC: Bu calișmada; memurlar, din ve saglik gorevlilerinin sigara konusunda bilgi, tutum ve davraniș ozelliklerinin ortaya konulmasi ve sigara konusunda verilen egitimin katilimcilarin bilgi, tutum ve davraniș ozellikleri uzerine etkisinin ortaya konulmasi amaclanmiștir. YONTEM: Calișmada Kahramanmaraș’ta sigaranin zararlari konusunda verilen bir konferansin oncesinde ve sonrasinda, konferansa katilan; din gorevlileri, saglik calișanlari ve memurlar uzerinde yapildi. Katilimcilara uygulanan ankette sosyodemografik verileri; tutun urunleri konusunda bilgi, tutum ve davraniș ozellikleri sorgulandi. Sigaranin zararlarina yonelik bilgi duzeyini olcmek icin 20 soru soruldu ve her bir soru bir puan olarak degerlendirildi. Katilimcilarin sigaranin zararlari uzerine bilgi duzeylerinin degișimi egitim oncesi ve sonrasi veriler karșilaștirilarak incelendi. BULGULAR: Katilimcilar 18–58 yașlari arasinda olup, yaș ortalamasi 40,0±8,6 idi. Calișmaya katilan 90 katilimcinin 67’si (%74,4) erkek, 23’u (%25,6) kadindi. Calișmaya katilan olgulardan 40’i (%44,4) sigara, 5’i (%5,6) Maraș Otu, 2’si (%2,2) ise hem sigara hem de Maraș Otu kullandigini ifade etti. Hemșirelerin 7’si (%53,8), ebelerin 6’si (%54,5), memurlarin 25’i (%73,5) ve imam hatiplerin 2’si (%6,2) sigara kullanmaktaydi. Kadinlarda sigara kullanma orani %52,2, erkelerde %41,8 olarak tespit edildi. Katilimcilarin sigaranin zararlarina yonelik bilgi skorlari egitim oncesinde 15,8±2,8, egitim sonrasinda ise 17,0±2,4 olarak bulundu. Egitim sonrasi bilgi duzeyi anlamli olarak artmiști (p=0,001). SONUC: Egitimler sonrasi yapilan degerlendirilmelerde bilgi tutumunun yukseldigi goruldu. Sigara ile etkin mucadelede onemli rolleri olan bu gruplarda periyodik egitimlerin duzenlenmesi yararli olacak gibi gozukmektedir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2014-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116970093","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Derya Ozcanli Atik, Kahramanmaras Universitesi Saglik Yuksekokulu Bahcelievler Kampusu, Kahramanmaras, Turkiye Tel. 0 534 970 15 68 Email. deryaatik09@hotmail.com Gelis Tarihi: 22.04.2013 • Kabul Tarihi: 13.03.2014 ABSTRACT AIM: The aim of our study was to determine the relationship between patients’ limitations and symptoms after acute coronary syndromes and quality of life, anxiety and depression levels.
{"title":"Correlation of cardiovascular limitations and symptoms profile with the quality of life, anxiety and depression scales","authors":"D. Atik, S. Çınar","doi":"10.5505/KJMS.2014.28863","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2014.28863","url":null,"abstract":"Derya Ozcanli Atik, Kahramanmaras Universitesi Saglik Yuksekokulu Bahcelievler Kampusu, Kahramanmaras, Turkiye Tel. 0 534 970 15 68 Email. deryaatik09@hotmail.com Gelis Tarihi: 22.04.2013 • Kabul Tarihi: 13.03.2014 ABSTRACT AIM: The aim of our study was to determine the relationship between patients’ limitations and symptoms after acute coronary syndromes and quality of life, anxiety and depression levels.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"1900-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115120023","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}