首页 > 最新文献

Kafkas Journal of Medical Sciences最新文献

英文 中文
The Turkish Version of Reliability and Validity of Nine Item-European Heart Failure Self-Care Behaviour Scale 九项欧洲心力衰竭自我照顾行为量表的土耳其语版信度和效度
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2018.44135
E. Yıldız, B. Erci
Amac: Bu calisma 9 maddelik Avrupa Kalp Yetmezligi Ozbakim Davranislari olceginin Turkce gecerlilik ve guvenilirliginin test edilmesi amaci ile yapildi (AKYOB-9).  Materyal ve Metot: Metodolojik olan bu calisma yas ortalamasi 61,82±11,39 olan kalp yetmezligi tanisi almis 123 kalp hastasi ile yapildi. Dil adaptasyonu gecerlilik degerlendirmesi Cronbach’s alfa ic tutarlilik katsayisi ve madde toplam korelasyonu hesaplandi.  Bulgular: Yapilan factor analizinde KMO indeks degeri 0,757, Bartlett’sphericityX² degeri 384,870, df: 36, p: 0,000. Cronbach’s alfa degeri 0,820 oldugu saptandi. Olcegin iki faktoru toplam varyansin %56,5’ini aciklamaktadir. Olcegin tamami icin ic tutarlilik guvenilirligi 0,820’dir. Olcegin tum factor yukleri 0,40’in ustunde ve maddelerin factor yukleri 0,511–0,817 arasinda degisiyordu. Madde-toplam korelasyonlari iki boyut icin 0,381 ve 0,639’di.  Sonuc: AKYOB-9 olceginin Turkce versiyonu kalp yetmezlikli hastalarin ozbakim davranislarini olcmede kullanilabilecek guvenilir bir aractir.
研究目的本研究旨在检验 9 项欧洲心衰自理行为量表(AKYOB-9)在土耳其的有效性和可靠性。 材料与方法:本方法学研究的对象为 123 名心衰患者,平均年龄为 61.82±11.39 岁。计算了语言适应有效性评估、Cronbach's alpha 内部一致性系数和项目总相关性。 结果显示在因子分析中,KMO 指数值为 0.757,巴特利特球形度 X² 值为 384.870,df:36,p:0.000,Cronbach's alpha 值为 0.820。量表的两个因子解释了总方差的 56.5%。整个量表的内部一致性信度为 0.820。量表的所有因子载荷均高于 0.40,各项目因子载荷介于 0.511-0.817 之间。两个维度的项目-总相关系数分别为 0.381 和 0.639。 结论土耳其版 HRQoL-9 是评估心力衰竭患者自我护理行为的可靠工具。
{"title":"The Turkish Version of Reliability and Validity of Nine Item-European Heart Failure Self-Care Behaviour Scale","authors":"E. Yıldız, B. Erci","doi":"10.5505/kjms.2018.44135","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2018.44135","url":null,"abstract":"Amac: Bu calisma 9 maddelik Avrupa Kalp Yetmezligi Ozbakim Davranislari olceginin Turkce gecerlilik ve guvenilirliginin test edilmesi amaci ile yapildi (AKYOB-9).  Materyal ve Metot: Metodolojik olan bu calisma yas ortalamasi 61,82±11,39 olan kalp yetmezligi tanisi almis 123 kalp hastasi ile yapildi. Dil adaptasyonu gecerlilik degerlendirmesi Cronbach’s alfa ic tutarlilik katsayisi ve madde toplam korelasyonu hesaplandi.  Bulgular: Yapilan factor analizinde KMO indeks degeri 0,757, Bartlett’sphericityX² degeri 384,870, df: 36, p: 0,000. Cronbach’s alfa degeri 0,820 oldugu saptandi. Olcegin iki faktoru toplam varyansin %56,5’ini aciklamaktadir. Olcegin tamami icin ic tutarlilik guvenilirligi 0,820’dir. Olcegin tum factor yukleri 0,40’in ustunde ve maddelerin factor yukleri 0,511–0,817 arasinda degisiyordu. Madde-toplam korelasyonlari iki boyut icin 0,381 ve 0,639’di.  Sonuc: AKYOB-9 olceginin Turkce versiyonu kalp yetmezlikli hastalarin ozbakim davranislarini olcmede kullanilabilecek guvenilir bir aractir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127099416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 2
Pediatrik Hastalarda Uyguladığımız Anestezi ve Analjezi Yöntemleri
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2018.83435
Semih Başkan, Duygu Kayar, Mehmet Gamli, Eda Macit, Dilsen Ornek, Oya Kilci, Canan Un, Özgür Aldemir
Amac: Cocuklarin fizyolojik, anatomik ve farmakolojik ozellikleri eriskinden ve gelisim durumlarina gore birbirlerinden farklidir. Bu nedenle pediatrik hastalarda anestezi uygulamalari sirasinda bu farkli-liklar goz onunde bulundurulmalidir. Bu calismada klinigimizde pediatrik hastalardaki cerrahilerde uygulanan anestezi ve analjezi yontemlerini tespit etmek amaciyla yapildi. Materyal ve Metot: Ankara Numune Egitim ve Arastirma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Kliniginde Ocak 2011-Şubat 2012 doneminde ameliyat olan pediatrik hastalarin kayitlari geriye donuk olarak degerlendirildi. Hastalarla ilgili demografik veriler, uygulanan ameliyat, premedikasyon, kullanilan anestezik ve analjezik ajanlar, aletler kaydedildi. Bulgular: Bu donemde 967 hastanin operasyona alindigi, %2,1 ile en fazla alinan vaka grubunu sunnetlerin olusturdugu bulundu. Operasyon sureleri ortalama 60,4 dakikaydi. Genel anestezi uygulanan hastalarin %96,1’ine anestezi idamesinde inhalasyon ajani, %55,1’ine de entubasyon oncesi kas gevsetici ajan kullanilmistir. Hastalara %63,5 oraninda sedasyon ve anksiyolitik amacli benzodiazepinlerin operasyon odasinda uygulandigi, peroperatif analjezik olarak opioid analjeziklerin %78,1 oraninda kullanildigi bulunmustur. Sonuc: Klinigimizde pediatrik hastalara uygulanann anestezi yontemlerinin literaturle benzer oldugunu, premedikasyon uygulamalarinin ve postoperatif analjezi icin rejyonel yontem uygulamalarinin artmasi gerektigi sonucuna varildi.
{"title":"Pediatrik Hastalarda Uyguladığımız Anestezi ve Analjezi Yöntemleri","authors":"Semih Başkan, Duygu Kayar, Mehmet Gamli, Eda Macit, Dilsen Ornek, Oya Kilci, Canan Un, Özgür Aldemir","doi":"10.5505/kjms.2018.83435","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2018.83435","url":null,"abstract":"Amac: Cocuklarin fizyolojik, anatomik ve farmakolojik ozellikleri eriskinden ve gelisim durumlarina gore birbirlerinden farklidir. Bu nedenle pediatrik hastalarda anestezi uygulamalari sirasinda bu farkli-liklar goz onunde bulundurulmalidir. Bu calismada klinigimizde pediatrik hastalardaki cerrahilerde uygulanan anestezi ve analjezi yontemlerini tespit etmek amaciyla yapildi. Materyal ve Metot: Ankara Numune Egitim ve Arastirma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Kliniginde Ocak 2011-Şubat 2012 doneminde ameliyat olan pediatrik hastalarin kayitlari geriye donuk olarak degerlendirildi. Hastalarla ilgili demografik veriler, uygulanan ameliyat, premedikasyon, kullanilan anestezik ve analjezik ajanlar, aletler kaydedildi. Bulgular: Bu donemde 967 hastanin operasyona alindigi, %2,1 ile en fazla alinan vaka grubunu sunnetlerin olusturdugu bulundu. Operasyon sureleri ortalama 60,4 dakikaydi. Genel anestezi uygulanan hastalarin %96,1’ine anestezi idamesinde inhalasyon ajani, %55,1’ine de entubasyon oncesi kas gevsetici ajan kullanilmistir. Hastalara %63,5 oraninda sedasyon ve anksiyolitik amacli benzodiazepinlerin operasyon odasinda uygulandigi, peroperatif analjezik olarak opioid analjeziklerin %78,1 oraninda kullanildigi bulunmustur. Sonuc: Klinigimizde pediatrik hastalara uygulanann anestezi yontemlerinin literaturle benzer oldugunu, premedikasyon uygulamalarinin ve postoperatif analjezi icin rejyonel yontem uygulamalarinin artmasi gerektigi sonucuna varildi.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114295073","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
Metastatic Invasive Lobular Breast Carcinoma Mimicking Synchronous Breast and Gastric Cancers 转移性浸润性小叶性乳腺癌模拟同步乳腺癌和胃癌
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2018.47704
G. Tazegul, M. Eryılmaz, F. Musri, B. Ünal, G. Elpek, H. Coşkun
Memenin lobuler karsinomunun mide metastazi kucuk yuvarlak hucreler olarak gozlenir, lineer kordonlar yapar ve midenin tasli yuzuk hucreli kanserinden ayrimi zordur. Bu ayirici tani hastanin tedavisini uygun sekilde planlamada hayati oneme sahiptir. Bu vakada baslangicta senkron gastrik ve meme karsinomu tanisi konulan, sonrasinda metastatik invazif lobuler karsinom tanisi alan olgunun seyri ve bu konuda tani ve tedavi yaklasimlarinin literatur tartismasi sunulmustur.
乳腺小叶癌的胃转移表现为小圆形细胞,形成线状条索,很难与胃石环细胞癌鉴别。这种鉴别诊断对于计划对患者进行适当的治疗至关重要。在本病例报告中,我们介绍了一名最初被诊断为同步性胃癌和乳腺癌,随后被诊断为转移性浸润性乳腺小叶癌的患者的病程,并讨论了有关诊断和治疗方法的文献。
{"title":"Metastatic Invasive Lobular Breast Carcinoma Mimicking Synchronous Breast and Gastric Cancers","authors":"G. Tazegul, M. Eryılmaz, F. Musri, B. Ünal, G. Elpek, H. Coşkun","doi":"10.5505/kjms.2018.47704","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2018.47704","url":null,"abstract":"Memenin lobuler karsinomunun mide metastazi kucuk yuvarlak hucreler olarak gozlenir, lineer kordonlar yapar ve midenin tasli yuzuk hucreli kanserinden ayrimi zordur. Bu ayirici tani hastanin tedavisini uygun sekilde planlamada hayati oneme sahiptir. Bu vakada baslangicta senkron gastrik ve meme karsinomu tanisi konulan, sonrasinda metastatik invazif lobuler karsinom tanisi alan olgunun seyri ve bu konuda tani ve tedavi yaklasimlarinin literatur tartismasi sunulmustur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132728222","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Alt Ekstremite Venöz Yetmezliğinin Plantar Fasiit Etyolojisindeki Rolü
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2016.81084
Gökhan Ulusoy, Ali Bilge, H. S. Başbuğ, Ömürcan Öztürk
Amac: Plantar (PF) topuk agrisinin en onemli sebeplerinden birisidir. Patofizyolojisi tam anlasilmamakla birlikte guncel gorus plantar fasya ile kalkaneusun yapisma yerinde dejeneratif bozuklugun olmasidir. Cesitli konservatif ve cerrahi tedavi yontemleri mevcuttur. Etyolojisi multifaktoriyeldir. Bu calismada, PF etyopatogenezinde alt ekstremite venoz yetmezligin yeri olup olmadiginin arastirilmasi amaclanmistir. Materyal ve Metot: PF tanisi olan atmis yedi hasta (n=67) (Grup-1, erkek/kadin: 20/47) ve alt ekstremite venoz yetmezlik tanisi olan elli iki hasta (n=52) (Group-2, male/female: 26/26) iki ayri grupta incelendi. Iki grup arasindaki iliskinin istatistiksel analizi, Minitap-17 normalite testi ve sonrasinda paired t-test ile yapildi.  Bulgular: Grup-1 hastalarinin Doppler ultrasonografi incelemelerinde, atmisyedi hastanin hicbirinde venoz yetmezlik saptanmadi. Grup-2’deki elli iki hastada yapilan incelemelerde ise sadece iki kiside PF tespit edildi.  Sonuc: Alt ekstremite venoz yetmezliginin, PF etiyolojisi uzerine bir etkisi olmadigi bulundu.
{"title":"Alt Ekstremite Venöz Yetmezliğinin Plantar Fasiit Etyolojisindeki Rolü","authors":"Gökhan Ulusoy, Ali Bilge, H. S. Başbuğ, Ömürcan Öztürk","doi":"10.5505/kjms.2016.81084","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2016.81084","url":null,"abstract":"Amac: Plantar (PF) topuk agrisinin en onemli sebeplerinden birisidir. Patofizyolojisi tam anlasilmamakla birlikte guncel gorus plantar fasya ile kalkaneusun yapisma yerinde dejeneratif bozuklugun olmasidir. Cesitli konservatif ve cerrahi tedavi yontemleri mevcuttur. Etyolojisi multifaktoriyeldir. Bu calismada, PF etyopatogenezinde alt ekstremite venoz yetmezligin yeri olup olmadiginin arastirilmasi amaclanmistir. Materyal ve Metot: PF tanisi olan atmis yedi hasta (n=67) (Grup-1, erkek/kadin: 20/47) ve alt ekstremite venoz yetmezlik tanisi olan elli iki hasta (n=52) (Group-2, male/female: 26/26) iki ayri grupta incelendi. Iki grup arasindaki iliskinin istatistiksel analizi, Minitap-17 normalite testi ve sonrasinda paired t-test ile yapildi.  Bulgular: Grup-1 hastalarinin Doppler ultrasonografi incelemelerinde, atmisyedi hastanin hicbirinde venoz yetmezlik saptanmadi. Grup-2’deki elli iki hastada yapilan incelemelerde ise sadece iki kiside PF tespit edildi.  Sonuc: Alt ekstremite venoz yetmezliginin, PF etiyolojisi uzerine bir etkisi olmadigi bulundu.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115324171","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
Prediyabetik Hastalarda Sol Ventrikül Diyastolik Fonksiyonların ve Miyokard Performans İndeksinin Değerlendirilmesi
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/KJMS.2018.37233
İbrahim Rencüzoğulları, M. Akkuş
Amac: Kalp yetmezligi (KY), fonksiyonel kapasite ve hayat kalitesinin azalmasi, morbidite ve mortalitenin artisi ile karakterize progresif, kronik bir sendromdur. Korunmus ejeksiyon fraksiyonlu (EF) kalp yetmezligi, KY olgularinin yaklasik yarisini temsil eder. Diyabetes mellitus (DM), KY ile yakindan iliskilidir ve DM hastalarinda KY, iki-sekiz kat daha siktir. Prediyabet, diyabetten onceki asama olup, bozulmus glukoz toleransi (BGT), bozulmus aclik glukozu (BAG) veya her ikisinin varligi olarak tanimlanmistir. DM’nin, korunmus EF’li kalp yetmezligi ve diyastolik disfonksiyonla iliskisi ortaya konmussa da, prediyabetik evrenin diyastolik disfonksiyonla iliskisi net degildir. Bu calisma prediyabet ile diyastolik disfonksiyon arasindaki iliskiyi ortaya koymayi amaclamaktadir.  Materyal ve Metot: Bu calisma tek merkezli, prospektif, kesitsel bir calismadir. Calismaya, basvuru sirasinda 75 gr glukoz ile yapilan oral glukoz tolerans testi (OGTT) ile normal, yeni diyabet veya prediyabet tanisi konulan 110 hasta alindi. Hastalarin sistolik, diyastolik ve diger kardiyak parametleri konvansiyonel ekokardiyografi ve doku Doppler ekokardiyografi ile degerlendirildi. Kontrol, prediyabet ve diyabet gruplari, mitral kapak akim hizlari ve doku Doppler bulgulari ile diyastolik fonksiyonlar acisindan karsilastirildi.  Bulgular: Prediyabetiklerde, Mitral E/A orani (kontrol: 1,10±0,26; prediyabet: 0,90±0,16; diyabet: 0,93±0,24; p=0,001), ortalama doku Doppler Em/Am orani (kontrol: 1,13±0,33; prediyabet: 0,94±0,33; diyabet: 0,92±0,26; p=0,001), diyabetiklerde oldugu gibi azalmis olarak izlendi. Ayri-ca deselerasyon zamani, izovolumik relaksasyon zamani, ve miyokardiyal performans indeksi prediyabetiklerde de diyabetiklerde oldugu gibi yuksek izlendi. Ayrica bu calismada aclik kan sekeri ve OGTT ikinci saat kan sekeri ile mitral akim E/A orani ve Doppler global Em/Am orani arasinda korelasyon saptandi.  Sonuc: Diyastolik disfonksiyon indekslerini ve MPI’yi diyabetik hastalarla ve kontrol grubu ile karsilasti-ran bu calismada, prediyabetik hastalarda, diyastolik disfonksiyon oldugu tespit edildi. Bu calis-ma, diyabet komplikasyonlarinin bu glukoz seviyelerinde dahi basladigini ve diyastolik disfonksi-yonun kan seker seviyeleri korele oldugunu ortaya koymustur.
目的:心力衰竭(HF)是一种进行性慢性综合征,其特点是功能和生活质量下降,发病率和死亡率增加。射血分数(EF)保留的心力衰竭约占心力衰竭病例的一半。糖尿病(DM)与心房颤动密切相关,DM 患者中心房颤动的发病率是普通患者的 2 到 8 倍。糖尿病前期是糖尿病的前一阶段,其定义为糖耐量受损(BGT)、空腹血糖受损(FGD)或两者同时存在。虽然糖尿病与心衰(EF 保留和舒张功能障碍)的关系已经确定,但糖尿病前期与舒张功能障碍的关系尚不明确。本研究旨在确定糖尿病前期与舒张功能障碍之间的关系。 材料和方法:这是一项单中心、前瞻性、横断面研究。研究纳入了 110 名患者,他们在入院时通过 75 克葡萄糖的口服葡萄糖耐量试验(OGTT)被诊断为正常、新近糖尿病或糖尿病前期。通过常规超声心动图和组织多普勒超声心动图评估了收缩、舒张和其他心脏参数。对照组、糖尿病前期组和糖尿病组在二尖瓣血流速度、组织多普勒检查结果和舒张功能方面进行了比较。 结果糖尿病前期患者的二尖瓣E/A比值(对照组:1.10±0.26;糖尿病前期:0.90±0.16;糖尿病:0.93±0.24;P=0.001)和平均组织多普勒Em/Am比值(对照组:1.13±0.33;糖尿病前期:0.94±0.33;糖尿病:0.92±0.26;P=0.001)与糖尿病患者相同。此外,糖尿病前期患者的减速时间、等容舒张时间和心肌性能指数均高于糖尿病患者。此外,在本研究中,空腹血糖和 OGTT 第二小时血糖与二尖瓣血流 E/A 比值和多普勒整体 Em/Am 比值相关。 结论本研究比较了糖尿病患者和对照组的舒张功能障碍指数和 MPI,发现糖尿病前期患者存在舒张功能障碍。这项研究表明,即使在血糖水平较低的情况下,糖尿病并发症也会开始出现,而且舒张功能障碍与血糖水平相关。
{"title":"Prediyabetik Hastalarda Sol Ventrikül Diyastolik Fonksiyonların ve Miyokard Performans İndeksinin Değerlendirilmesi","authors":"İbrahim Rencüzoğulları, M. Akkuş","doi":"10.5505/KJMS.2018.37233","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2018.37233","url":null,"abstract":"Amac: Kalp yetmezligi (KY), fonksiyonel kapasite ve hayat kalitesinin azalmasi, morbidite ve mortalitenin artisi ile karakterize progresif, kronik bir sendromdur. Korunmus ejeksiyon fraksiyonlu (EF) kalp yetmezligi, KY olgularinin yaklasik yarisini temsil eder. Diyabetes mellitus (DM), KY ile yakindan iliskilidir ve DM hastalarinda KY, iki-sekiz kat daha siktir. Prediyabet, diyabetten onceki asama olup, bozulmus glukoz toleransi (BGT), bozulmus aclik glukozu (BAG) veya her ikisinin varligi olarak tanimlanmistir. DM’nin, korunmus EF’li kalp yetmezligi ve diyastolik disfonksiyonla iliskisi ortaya konmussa da, prediyabetik evrenin diyastolik disfonksiyonla iliskisi net degildir. Bu calisma prediyabet ile diyastolik disfonksiyon arasindaki iliskiyi ortaya koymayi amaclamaktadir.  Materyal ve Metot: Bu calisma tek merkezli, prospektif, kesitsel bir calismadir. Calismaya, basvuru sirasinda 75 gr glukoz ile yapilan oral glukoz tolerans testi (OGTT) ile normal, yeni diyabet veya prediyabet tanisi konulan 110 hasta alindi. Hastalarin sistolik, diyastolik ve diger kardiyak parametleri konvansiyonel ekokardiyografi ve doku Doppler ekokardiyografi ile degerlendirildi. Kontrol, prediyabet ve diyabet gruplari, mitral kapak akim hizlari ve doku Doppler bulgulari ile diyastolik fonksiyonlar acisindan karsilastirildi.  Bulgular: Prediyabetiklerde, Mitral E/A orani (kontrol: 1,10±0,26; prediyabet: 0,90±0,16; diyabet: 0,93±0,24; p=0,001), ortalama doku Doppler Em/Am orani (kontrol: 1,13±0,33; prediyabet: 0,94±0,33; diyabet: 0,92±0,26; p=0,001), diyabetiklerde oldugu gibi azalmis olarak izlendi. Ayri-ca deselerasyon zamani, izovolumik relaksasyon zamani, ve miyokardiyal performans indeksi prediyabetiklerde de diyabetiklerde oldugu gibi yuksek izlendi. Ayrica bu calismada aclik kan sekeri ve OGTT ikinci saat kan sekeri ile mitral akim E/A orani ve Doppler global Em/Am orani arasinda korelasyon saptandi.  Sonuc: Diyastolik disfonksiyon indekslerini ve MPI’yi diyabetik hastalarla ve kontrol grubu ile karsilasti-ran bu calismada, prediyabetik hastalarda, diyastolik disfonksiyon oldugu tespit edildi. Bu calis-ma, diyabet komplikasyonlarinin bu glukoz seviyelerinde dahi basladigini ve diyastolik disfonksi-yonun kan seker seviyeleri korele oldugunu ortaya koymustur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128109682","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hayvan Isırığı ve Kuduz Riskli Teması Olan Çocuk Hastaların Değerlendirilmesi
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2018.08860
Soner Sertan Kara, Orhan Delice
Amac: Hayvan isiriklari, tum dunyada ozellikle cocuklari etkileyen onemli bir halk sagligi sorunudur. Bu calisma ile memeli hayvan isirigi veya kuduz riski yaratan temasi olan, Erzurum Bolge Egitim ve Arastirma Hastanesi’ne basvuran cocuk hastalarin klinik ve epidemiyolojik ozelliklerinin retrospektif olarak degerlendirilmesi amaclanmistir. Materyal ve Metot: Calismaya, memeli hayvanlar tarafindan kuduz riski olusturan (isirilan, tirmalanan, yalanma, vb.) temasi bulunan, 0–16 yas arasindaki cocuklar dahil edildi. Hastalarin yas, cinsiyet, kuduz risk kategorisi, isiriktan beri gecen sure, isirilan bolge(ler), isiran hayvanin turu, sahipli olup olmadigi, kuduz asilamasi durumu, isiriktan once provokasyon, isiriktan sonra gozlem durumlari, hastaya antibiyotik tedavisi baslanip baslanmadigi, suturasyon yapilip yapilmadigi, hospitalize edilip edilmedigi ve hastanin asi ve immunglobulin sonrasi yan-etki yasayip yasamadigi kaydedildi. Bulgular: Calismadaki 121 olgunun yas ortalamasi 9,3±4,1 yildi ve %80,2’si erkekti. Isiriklar en cok 11–16 yas arasi cocuklari etkilemisti. Hastalar isiriktan ortanca 1 gun (aralik; 0–30 gun) sonra hastaneye basvurmustu. En sik isirilan vucut bolgesi alt ekstremiteydi (n=67, %55,3). Hastalarin 89’unun (%73,5) risk kategorisi 3’tu. En sik isiran hayvan kopeklerdi (n=82, %67,8). Tum hayvanlarin 55’i (%45,4) sahipliydi, 102’si (%84,2) provoke edilmemisti ve 20’sinin (%17,2) kuduz asilari yapilmisti. Takip edilmesi gereken hayvanlarin 70’i (%63,6) on gun sureyle gozlemlenebildi. Hicbirisinde kuduz bulgusu gelismedi. Kuduz tanisi kesinlesmis hayvanla temasi olan 2 hasta oldu. Ancak hicbir hastada kuduz hastaligi gelismedi. Yetmis alti (%62,8) hastaya antibiyotik profilaksisi verilirken, 8 (%6,6) hastaya suturasyon yapildi. Sadece multipl isirigi olan 1 (%0,8) hasta hospitalize edildi. Hicbir hastada komplikasyon ve mortalite gozlenmedi. Sonuc: Bu calismada riskli kuduz temasinin daha cok ilkogretim cagindaki erkek cocuklari etkiledigi gorulmus, olgularin saglik merkezine temas sonrasi ortanca 1 gun gibi oldukca kisa sure sonra basvurdugu saptanmistir. Calismada saptanan morbidite ve mortalite oranlari oldukca dusuktur.
目的:动物咬伤是全球重要的公共卫生问题,尤其影响儿童。本研究旨在回顾性评估埃尔祖鲁姆地区培训与研究医院收治的被哺乳动物咬伤或有狂犬病风险接触的儿科患者的临床和流行病学特征。材料和方法:研究对象包括 0-16 岁接触过有狂犬病风险的哺乳动物(咬伤、抓伤、舔舐等)的儿童。患者的年龄、性别、狂犬病风险类别、咬伤后的时间、咬伤部位、动物类型、是否为其所有、狂犬病疫苗接种情况、咬伤前的激惹、咬伤后的观察、记录是否开始了抗生素治疗、是否进行了缝合、患者是否住院以及患者在接种疫苗和免疫球蛋白后是否出现任何副作用。结果121名患者的平均年龄为(9.3±4.1)岁,80.2%为男性。被咬伤的多为 11-16 岁的儿童。患者被咬伤后入院的时间中位数为 1 天(0-30 天不等)。最常被咬伤的身体部位是下肢(67人,55.3%)。89名患者(73.5%)属于第3类风险。最常见的咬人动物是科佩奇(82人,占67.8%)。在所有动物中,55只(45.4%)为自家所有,102只(84.2%)无缘无故咬人,20只(17.2%)已接种狂犬病疫苗。在需要跟进的动物中,有 70 只(63.6%)可以观察 10 天。这些动物均未出现狂犬病症状。有 2 名患者接触过确诊狂犬病的动物。但是,没有患者出现狂犬病。76名(62.8%)患者接受了抗生素预防治疗,8名(6.6%)患者接受了缝合术。只有 1 名(0.8%)多次被咬伤的患者住院治疗。没有发现任何并发症和死亡病例。结论本研究发现,狂犬病风险接触主要影响小学年龄段的男孩,病例在接触后中位 1 天后被送往医疗中心。这项研究发现的发病率和死亡率都非常低。
{"title":"Hayvan Isırığı ve Kuduz Riskli Teması Olan Çocuk Hastaların Değerlendirilmesi","authors":"Soner Sertan Kara, Orhan Delice","doi":"10.5505/kjms.2018.08860","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2018.08860","url":null,"abstract":"Amac: Hayvan isiriklari, tum dunyada ozellikle cocuklari etkileyen onemli bir halk sagligi sorunudur. Bu calisma ile memeli hayvan isirigi veya kuduz riski yaratan temasi olan, Erzurum Bolge Egitim ve Arastirma Hastanesi’ne basvuran cocuk hastalarin klinik ve epidemiyolojik ozelliklerinin retrospektif olarak degerlendirilmesi amaclanmistir. Materyal ve Metot: Calismaya, memeli hayvanlar tarafindan kuduz riski olusturan (isirilan, tirmalanan, yalanma, vb.) temasi bulunan, 0–16 yas arasindaki cocuklar dahil edildi. Hastalarin yas, cinsiyet, kuduz risk kategorisi, isiriktan beri gecen sure, isirilan bolge(ler), isiran hayvanin turu, sahipli olup olmadigi, kuduz asilamasi durumu, isiriktan once provokasyon, isiriktan sonra gozlem durumlari, hastaya antibiyotik tedavisi baslanip baslanmadigi, suturasyon yapilip yapilmadigi, hospitalize edilip edilmedigi ve hastanin asi ve immunglobulin sonrasi yan-etki yasayip yasamadigi kaydedildi. Bulgular: Calismadaki 121 olgunun yas ortalamasi 9,3±4,1 yildi ve %80,2’si erkekti. Isiriklar en cok 11–16 yas arasi cocuklari etkilemisti. Hastalar isiriktan ortanca 1 gun (aralik; 0–30 gun) sonra hastaneye basvurmustu. En sik isirilan vucut bolgesi alt ekstremiteydi (n=67, %55,3). Hastalarin 89’unun (%73,5) risk kategorisi 3’tu. En sik isiran hayvan kopeklerdi (n=82, %67,8). Tum hayvanlarin 55’i (%45,4) sahipliydi, 102’si (%84,2) provoke edilmemisti ve 20’sinin (%17,2) kuduz asilari yapilmisti. Takip edilmesi gereken hayvanlarin 70’i (%63,6) on gun sureyle gozlemlenebildi. Hicbirisinde kuduz bulgusu gelismedi. Kuduz tanisi kesinlesmis hayvanla temasi olan 2 hasta oldu. Ancak hicbir hastada kuduz hastaligi gelismedi. Yetmis alti (%62,8) hastaya antibiyotik profilaksisi verilirken, 8 (%6,6) hastaya suturasyon yapildi. Sadece multipl isirigi olan 1 (%0,8) hasta hospitalize edildi. Hicbir hastada komplikasyon ve mortalite gozlenmedi. Sonuc: Bu calismada riskli kuduz temasinin daha cok ilkogretim cagindaki erkek cocuklari etkiledigi gorulmus, olgularin saglik merkezine temas sonrasi ortanca 1 gun gibi oldukca kisa sure sonra basvurdugu saptanmistir. Calismada saptanan morbidite ve mortalite oranlari oldukca dusuktur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130375249","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 3
Hyperprolactinemia Due to the Sulpiride Addition to Venlafaxine Treatment: A Case Report 文拉法辛加用舒必利致高泌乳素血症1例报告
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/kjms.2018.76588
I. Yagci, Yasin Taşdelen, Y. Kıvrak
Hiperprolaktinemi, hipotalamo-hipofizyal eksenin en cok karsilasilan endokrin bozuklugudur. En sik nedenleri hipofiz adenomlari, kronik bobrek yetersizligi ve antipsikotik ilac kullanimidir. Prolaktinin normal duzeyi 20–25 ng/ml altindadir. Antipsikotik ilaclar hiperprolaktinemiye on hipofizdeki D2 dopamin reseptorlerini bloke ederek neden olurlar. Antipsikotiklerin neden oldugu hiperprolaktineminin en sik belirtileri; galaktore, menstruel dongu duzensizlikleri, amenore, libidoda azalma, goguste duyarlilik, kemik mineral dansitesinde azalmadir. Bu nedenle de galaktoreyi erken fark etmek onemlidir. Bilebildigimiz kadari ile literaturde sulpiridin cok dusuk dozda (50 mg/gun) kullanimi sonrasi gorulen hiperprolaktinemiye bagli galaktore olgusu bulunmamaktadir. Bu yazida depresyon tanisi ile venlafaksin 150 mg/gun kullanan hastanin tedavisine sulpirid 50 mg/gun eklenilmesi sonucu hiperprolaktinemiye bagli galaktore gorulen bir olgu sunulmustur.
高泌乳素血症是下丘脑-垂体轴最常见的内分泌疾病。最常见的原因是垂体腺瘤、慢性肾功能不全和服用抗精神病药物。催乳素的正常水平低于 20-25 纳克/毫升。抗精神病药物通过阻断垂体中的 D2 多巴胺受体导致高泌乳素血症。抗精神病药物引起的高泌乳素血症最常见的症状是半乳溢乳、月经周期不规则、闭经、性欲减退、乳房胀痛和骨质密度下降。因此,及早发现半乳糖性闭经非常重要。据我们所知,文献中还没有一例服用极低剂量(50 毫克/天)舒必利后因高催乳素血症而导致半乳溢的病例。本文报告了一例抑郁症患者在接受文拉法辛(venlafaxine)150 毫克/枪治疗的基础上加用舒必利 50 毫克/枪后因高泌乳素血症导致半乳溢的病例。
{"title":"Hyperprolactinemia Due to the Sulpiride Addition to Venlafaxine Treatment: A Case Report","authors":"I. Yagci, Yasin Taşdelen, Y. Kıvrak","doi":"10.5505/kjms.2018.76588","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2018.76588","url":null,"abstract":"Hiperprolaktinemi, hipotalamo-hipofizyal eksenin en cok karsilasilan endokrin bozuklugudur. En sik nedenleri hipofiz adenomlari, kronik bobrek yetersizligi ve antipsikotik ilac kullanimidir. Prolaktinin normal duzeyi 20–25 ng/ml altindadir. Antipsikotik ilaclar hiperprolaktinemiye on hipofizdeki D2 dopamin reseptorlerini bloke ederek neden olurlar. Antipsikotiklerin neden oldugu hiperprolaktineminin en sik belirtileri; galaktore, menstruel dongu duzensizlikleri, amenore, libidoda azalma, goguste duyarlilik, kemik mineral dansitesinde azalmadir. Bu nedenle de galaktoreyi erken fark etmek onemlidir. Bilebildigimiz kadari ile literaturde sulpiridin cok dusuk dozda (50 mg/gun) kullanimi sonrasi gorulen hiperprolaktinemiye bagli galaktore olgusu bulunmamaktadir. Bu yazida depresyon tanisi ile venlafaksin 150 mg/gun kullanan hastanin tedavisine sulpirid 50 mg/gun eklenilmesi sonucu hiperprolaktinemiye bagli galaktore gorulen bir olgu sunulmustur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125297295","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Quantitative and Morphometric Evaluation of the Foramina Nutricia in the Long Bones of the Upper and Lower Extremities in Anatolian Population 安纳托利亚人上肢和下肢长骨中有壳孔的定量和形态计量学评价
Pub Date : 2018-04-01 DOI: 10.5505/KJMS.2018.19327
M. B. Uzuner, Mert Ocak, F. Geneci, N. Kocabiyik, M. Sargon, A. Al-Shouk
Amac: Bu calismada ust ve alt ekstremitelerde bulunan foramen nutricium’larin sayi ve lokalizasyonu acisindan incelenmesi amaclandi. Materyal ve Metot: Toplam 576 ust ve alt ekstremitede bulunan uzun kemik incelendi. Bu kemiklerden her biri, proksimal, distal ve orta olmak uzere 3 esit parcaya ayrildi. Foramen nutricium’larin olcumleri icin 80 x 0,38 mm olculerinde igne kullanilarak yapildi.  Bulgular: Humerus ve femur karsilastirildiginda; humerus’larin orta kisminda %78,7’lik bir oranda, femur’larin ise proksimal kisminda %55,2’lik bir oranda tek bir foramen nutricium tespit edildi. Cift nutrient foramenler incelendiginde; humerus’un orta kisminda %70,8, femur proksimalinde %44,2, femur orta kisminda %48,3 oraninda bulundu. Sadece radius ve fibula’da tek bir nutrient foramen’e rastlandi. Radius’un proksimal kisminda %52,7 oraninda, orta kisimda %47,3 oraninda foramen nutricium’a rastlandi. Fibula’nin %79,7’sinde orta kisminda tek bir foramen nutricium, ulna’nin proksimalinde %73,6, orta bolumununde %26,4’unde tek bir foramen nutricium bulundu. Tibia’nin proksimalinde %98,3 oraninda tek bir nutrient foramene sahipti.  Sonuc: Makro anatomik olarak incelendiginde; karsilastirilan kemiklerde foramen nutricium lokalizasyonlarinda istatiksel olarak fark tespit edildi. Bu sonuclar anatomik ve antropolojik acidan literature yeni bilgiler katmaktadir. Bununla beraber mikrovaskuler kemik transferi ve kirik tedavileri ile ilgilenen cerrahlar acisindan onem tasimaktadir.
{"title":"Quantitative and Morphometric Evaluation of the Foramina Nutricia in the Long Bones of the Upper and Lower Extremities in Anatolian Population","authors":"M. B. Uzuner, Mert Ocak, F. Geneci, N. Kocabiyik, M. Sargon, A. Al-Shouk","doi":"10.5505/KJMS.2018.19327","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2018.19327","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismada ust ve alt ekstremitelerde bulunan foramen nutricium’larin sayi ve lokalizasyonu acisindan incelenmesi amaclandi. Materyal ve Metot: Toplam 576 ust ve alt ekstremitede bulunan uzun kemik incelendi. Bu kemiklerden her biri, proksimal, distal ve orta olmak uzere 3 esit parcaya ayrildi. Foramen nutricium’larin olcumleri icin 80 x 0,38 mm olculerinde igne kullanilarak yapildi.  Bulgular: Humerus ve femur karsilastirildiginda; humerus’larin orta kisminda %78,7’lik bir oranda, femur’larin ise proksimal kisminda %55,2’lik bir oranda tek bir foramen nutricium tespit edildi. Cift nutrient foramenler incelendiginde; humerus’un orta kisminda %70,8, femur proksimalinde %44,2, femur orta kisminda %48,3 oraninda bulundu. Sadece radius ve fibula’da tek bir nutrient foramen’e rastlandi. Radius’un proksimal kisminda %52,7 oraninda, orta kisimda %47,3 oraninda foramen nutricium’a rastlandi. Fibula’nin %79,7’sinde orta kisminda tek bir foramen nutricium, ulna’nin proksimalinde %73,6, orta bolumununde %26,4’unde tek bir foramen nutricium bulundu. Tibia’nin proksimalinde %98,3 oraninda tek bir nutrient foramene sahipti.  Sonuc: Makro anatomik olarak incelendiginde; karsilastirilan kemiklerde foramen nutricium lokalizasyonlarinda istatiksel olarak fark tespit edildi. Bu sonuclar anatomik ve antropolojik acidan literature yeni bilgiler katmaktadir. Bununla beraber mikrovaskuler kemik transferi ve kirik tedavileri ile ilgilenen cerrahlar acisindan onem tasimaktadir.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115299902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 3
Evaluation of HLA-B*51 Subtypes in Behçet's Patients with Uveitis HLA-B*51亚型在behaperet患者葡萄膜炎中的评价
Pub Date : 2017-12-01 DOI: 10.5505/KJMS.2017.39306
E. Balkan, Nilnur Eyerci, Sadullah Keleş, O. Ates, H. Doğan, İ. Pirim, Aslı Kara
Aim: The HLA-B*51 allele has been determined to be the most important genetic factor in the pathogenesis of Behcet’s disease (BD). This relationship has been demonstrated in various ethnic groups and many studies have shown sequence alterations in B*51 protein coding regions. To date, 116 different subtypes of HLA-B*51 (HLA-B*51:01-B*51:122) have been identified (IMG/ HLA 3.5.0, June 14, 2011). This study investigated the distribution of B*51 subtypes in patients diagnosed with BD according to the 1990 International Study Group criteria and positive for B*51 compared to healthy controls. Material and Method: DNA was isolated from 40 unrelated B*51- positive BD patients and 54 healthy volunteer bone marrow donors. B*51 subtype analysis was done by polymerase chain reaction with sequence specific primers (PCR-SSP) (One Lambda Inc., CA, USA). Chi-square and Fisher’s exact tests were used in the statistical analysis (SPSS version 17.0). Results: There were no statistically significant associations between B*51 subtype and BD patients’ clinical characteristics or laboratory parameters (p<0.05). No significant difference was found between BD patients and controls in the frequency of B*51 subtypes. Conclusion: Although there has been much emphasis on the association between BD and the HLA*5101 subtype, which is a common finding in BD patients in the Turkish population and in other ethnic groups, the presence of this subtype at a comparable frequency in the control group indicates that the development of BD is not attributable to HLA*5101 alone. Our data suggest that in addition to genetic factors, certain environmental factors also play a role in the development of BD
目的:HLA-B*51等位基因是白塞病(BD)发病的重要遗传因素。这种关系已经在不同的种族群体中得到证实,许多研究表明B*51蛋白编码区域的序列发生了变化。迄今为止,已鉴定出116种不同的HLA- b *51亚型(HLA- b *51:01-B*51:122) (IMG/ HLA 3.5.0, June 14, 2011)。本研究调查了根据1990年国际研究小组标准诊断为BD的患者中B*51亚型的分布,与健康对照组相比,B*51阳性。材料和方法:从40例无亲缘关系的B*51阳性BD患者和54例健康志愿骨髓供者中分离DNA。B*51亚型分析采用序列特异性引物聚合酶链反应(PCR-SSP) (One Lambda Inc., CA, USA)。统计分析采用卡方检验和Fisher精确检验(SPSS 17.0版)。结果:B*51亚型与BD患者临床特征及实验室参数无统计学意义(p<0.05)。BD患者与对照组B*51亚型发生频率无显著差异。结论:尽管人们一直强调双相障碍与HLA*5101亚型之间的关联,这在土耳其人群和其他民族的双相障碍患者中是一个常见的发现,但该亚型在对照组中以相当的频率存在,表明双相障碍的发展并非仅归因于HLA*5101。我们的数据表明,除了遗传因素外,某些环境因素也对双相障碍的发生起作用
{"title":"Evaluation of HLA-B*51 Subtypes in Behçet's Patients with Uveitis","authors":"E. Balkan, Nilnur Eyerci, Sadullah Keleş, O. Ates, H. Doğan, İ. Pirim, Aslı Kara","doi":"10.5505/KJMS.2017.39306","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/KJMS.2017.39306","url":null,"abstract":"Aim: The HLA-B*51 allele has been determined to be the most important genetic factor in the pathogenesis of Behcet’s disease (BD). This relationship has been demonstrated in various ethnic groups and many studies have shown sequence alterations in B*51 protein coding regions. To date, 116 different subtypes of HLA-B*51 (HLA-B*51:01-B*51:122) have been identified (IMG/ HLA 3.5.0, June 14, 2011). This study investigated the distribution of B*51 subtypes in patients diagnosed with BD according to the 1990 International Study Group criteria and positive for B*51 compared to healthy controls. Material and Method: DNA was isolated from 40 unrelated B*51- positive BD patients and 54 healthy volunteer bone marrow donors. B*51 subtype analysis was done by polymerase chain reaction with sequence specific primers (PCR-SSP) (One Lambda Inc., CA, USA). Chi-square and Fisher’s exact tests were used in the statistical analysis (SPSS version 17.0). Results: There were no statistically significant associations between B*51 subtype and BD patients’ clinical characteristics or laboratory parameters (p<0.05). No significant difference was found between BD patients and controls in the frequency of B*51 subtypes. Conclusion: Although there has been much emphasis on the association between BD and the HLA*5101 subtype, which is a common finding in BD patients in the Turkish population and in other ethnic groups, the presence of this subtype at a comparable frequency in the control group indicates that the development of BD is not attributable to HLA*5101 alone. Our data suggest that in addition to genetic factors, certain environmental factors also play a role in the development of BD","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"35 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124243241","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Burdur İlinde Postpartum Depresyon Prevalansı ve Etki Eden Faktörler
Pub Date : 2017-12-01 DOI: 10.5505/kjms.2017.07088
Sevinç Sütçü, Binali Çatak
Amac: Calismada, lohusalarda postpartum depresyon (PPD) sikligini ve bu sikliga etki eden faktorleri belirlemek amaclandi. Materyal ve Metot: Kesitsel tipteki arastirmanin verileri, Veriler; 27 Nisan – 31 Temmuz 2012 tarihleri arasinda, yuz yuze gorusme teknigi kullanilarak toplandi. Arastirmanin evrenini dogum yapmis 709 kadin olusturdu. Arastirmada ornek secilmemis olup, evrenin tumune ulasilmasi hedeflendi. Evrenin %92,4’une ulasildi. Veriler SPSS 10.0 paket programinda analiz edildi. Bulgular: Lojistik regresyon analizi sonuclarina gore yasayan cocuk sayisi 1,9 (GA: 1,2–2,9), kadinin eve maddi katkisi 1,8 (GA: 1,1–2,9) ve eve giren gelir 1,7 (GA: 1,2–2,6) PPD icin risk faktoru olarak belirlenmistir. Sonuc: Burdur ilinde lohusalar arasinda PPD orani yuksektir. Yasayan cocuk sayisi ve kadinin calisma yasamindaki durumu ile eve giren gelir risk faktorudur.
{"title":"Burdur İlinde Postpartum Depresyon Prevalansı ve Etki Eden Faktörler","authors":"Sevinç Sütçü, Binali Çatak","doi":"10.5505/kjms.2017.07088","DOIUrl":"https://doi.org/10.5505/kjms.2017.07088","url":null,"abstract":"Amac: Calismada, lohusalarda postpartum depresyon (PPD) sikligini ve bu sikliga etki eden faktorleri belirlemek amaclandi. Materyal ve Metot: Kesitsel tipteki arastirmanin verileri, Veriler; 27 Nisan – 31 Temmuz 2012 tarihleri arasinda, yuz yuze gorusme teknigi kullanilarak toplandi. Arastirmanin evrenini dogum yapmis 709 kadin olusturdu. Arastirmada ornek secilmemis olup, evrenin tumune ulasilmasi hedeflendi. Evrenin %92,4’une ulasildi. Veriler SPSS 10.0 paket programinda analiz edildi. Bulgular: Lojistik regresyon analizi sonuclarina gore yasayan cocuk sayisi 1,9 (GA: 1,2–2,9), kadinin eve maddi katkisi 1,8 (GA: 1,1–2,9) ve eve giren gelir 1,7 (GA: 1,2–2,6) PPD icin risk faktoru olarak belirlenmistir. Sonuc: Burdur ilinde lohusalar arasinda PPD orani yuksektir. Yasayan cocuk sayisi ve kadinin calisma yasamindaki durumu ile eve giren gelir risk faktorudur.","PeriodicalId":332903,"journal":{"name":"Kafkas Journal of Medical Sciences","volume":"23 6","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2017-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121002830","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
期刊
Kafkas Journal of Medical Sciences
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1