The primary purpose of this study is to investigate the damping characteristics of the ship’s roll motion. The second goal is to explore the damping effects on the solution of roll motion, considering the ship’s forward speed, wave frequency, and initial roll amplitude. Roll motion is a more critical yet less understood response compared to other degrees of freedom due to the complexity arising from viscosity. Roll damping comprises several components, which are divided into five categories with the assistance of empirical formulas created as a result of experiments. Wave damping is calculated by linear diffraction/radiation theory so it is a linear damping. Lift damping is also considered linear. However, eddy making, skin friction, and bilge keel damping are not linear due to dependency on the initial roll amplitude. The effects of roll amplitude, the ship’s forward speed, and wave frequency are investigated in this paper with the empirical formulas developed by Ikeda and Himeno. Frequency domain analyses of the roll motion are also conducted for the selected cases to demonstrate the credibility of the proposed paper. All codings are performed by using MATLAB and it will be embedded in YTU DEEP Ship Motion Program.
本研究的主要目的是研究船舶侧倾运动的阻尼特性。第二个目的是在考虑船舶前进速度、波浪频率和初始滚动振幅的情况下,探索阻尼对解决滚动问题的影响。与其他自由度的响应相比,滚转运动更为关键,但由于粘度带来的复杂性,人们对其了解较少。滚动阻尼由多个部分组成,根据实验得出的经验公式将其分为五类。波浪阻尼是通过线性衍射/辐射理论计算得出的,因此属于线性阻尼。升力阻尼也被视为线性阻尼。然而,涡流制造、表皮摩擦和舭龙骨阻尼并不是线性的,因为它们取决于初始的滚动幅度。本文利用 Ikeda 和 Himeno 开发的经验公式研究了滚动振幅、船舶前进速度和波浪频率的影响。本文还对选定的情况进行了滚动运动的频域分析,以证明本文的可信度。所有编码均使用 MATLAB 进行,并将嵌入 YTU DEEP 船舶运动程序。
{"title":"AN ADDITION FOR ROLL MOTION COMPUTATION INTO YTU DEEP SHIP MOTION CODE","authors":"Rabia Yeni̇lmez, F. Çakıcı","doi":"10.54926/gdt.1347001","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1347001","url":null,"abstract":"The primary purpose of this study is to investigate the damping characteristics of the ship’s roll motion. The second goal is to explore the damping effects on the solution of roll motion, considering the ship’s forward speed, wave frequency, and initial roll amplitude. Roll motion is a more critical yet less understood response compared to other degrees of freedom due to the complexity arising from viscosity. Roll damping comprises several components, which are divided into five categories with the assistance of empirical formulas created as a result of experiments. Wave damping is calculated by linear diffraction/radiation theory so it is a linear damping. Lift damping is also considered linear. However, eddy making, skin friction, and bilge keel damping are not linear due to dependency on the initial roll amplitude. The effects of roll amplitude, the ship’s forward speed, and wave frequency are investigated in this paper with the empirical formulas developed by Ikeda and Himeno. Frequency domain analyses of the roll motion are also conducted for the selected cases to demonstrate the credibility of the proposed paper. All codings are performed by using MATLAB and it will be embedded in YTU DEEP Ship Motion Program.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"60 1-3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139259482","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sevil Deniz YAKAN DÜNDAR, Mehmet Akif Tarhan, Oktay Eren Türeyen
Dünya’da insan nüfusunun artmasıyla birlikte, kıyı ve açık deniz alanlarının kullanımı da artış göstermektedir. Bu durum kıyı ve açık deniz ortamlarının kirlenmesini hızlandırmakta ve okyanuslar ile deniz ortamlarının kullanımının artması sonucu deniz ortamlarındaki doğal denge de bozulmaktadır. Okyanuslar ve deniz ortamları insan hayatı için çok önemli bir rol taşımaktadır. Kişilerin okyanus okuryazarlığı konusundaki farkındalıklarının artması da bu sebeplerden dolayı her geçen gün daha önemli bir hale gelmektedir. Okyanusları ve okyanus ortamlarını ne kadar iyi anlayabilirsek okyanuslardan o kadar iyi yararlanabiliriz. Okyanuslar enerji, besin, ulaşım, ticaret vb. birçok konuda insan yaşamında önemli bir yere sahiptir. Okyanuslar ve insanlar ayrılmaz bir şekilde birbirlerine bağlıdır. Bu nedenle, okyanus ortamlarının ve okyanuslardan elde ettiğimiz kaynakların devamlılığını sağlayabilmek için okyanus ortamlarını iyi bir şekilde tanımamız, ekosistem dinamiklerini de iyi bir şekilde kavramamız gerekmektedir. Okyanus okuryazarlığı; okyanusların, insanlar üzerindeki etkisinin ve insanların, okyanuslar üzerindeki etkisinin anlaşılması olarak tanımlanmaktadır. Bu etkiye dikkat çekmek amacı ile İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü öğrencilerine, okyanus okuryazarlığı kavramını fark ettirmek ve kıyı ile açık deniz ortamları ile ilgili tutumlarını anlamak ve bilgi seviyeleri hakkında fikir sahibi olmak üzere toplam üç bölümden oluşan anketleri cevaplamaları istenmiştir. Birinci bölümde demografi testi, ikinci bölümde okyanus okuryazarlığının yedi temel prensibine göre hazırlanmış olan okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketi (Survey of Ocean Literacy and Experience - SOLE) ve üçüncü bölümde ise okyanuslar hakkında karar verme anketi (Survey of Ocean Stewardship - SOS) uygulanmıştır. Katılımcılar, okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketinde ortalama %65 oranında bir başarı göstermiştir. Okyanuslar hakkında karar verme anketinde bulunan ifadelerin çoğu için ise “katılıyorum” şıkkını işaretlemişlerdir. Anket sonuçları, katılımcıların öğrenim gördükleri sınıf ve cinsiyetine göre analiz edilmiştir. Son olarak da okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketi ile okyanuslar hakkında karar verme anketi sonuçları arasındaki korelasyon incelenmiştir ve her iki test sonuçları arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde ise öğrenim seviyesinin kişilerin okyanus okuryazarlığı seviyesinin artmasında etkili olduğu sonucuna varılmıştır.
{"title":"Okyanus Okuryazarlığı Üzerine Bir Çalışma: Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Öğrencilerinde Farkındalığı Artırmak","authors":"Sevil Deniz YAKAN DÜNDAR, Mehmet Akif Tarhan, Oktay Eren Türeyen","doi":"10.54926/gdt.1338277","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1338277","url":null,"abstract":"Dünya’da insan nüfusunun artmasıyla birlikte, kıyı ve açık deniz alanlarının kullanımı da artış göstermektedir. Bu durum kıyı ve açık deniz ortamlarının kirlenmesini hızlandırmakta ve okyanuslar ile deniz ortamlarının kullanımının artması sonucu deniz ortamlarındaki doğal denge de bozulmaktadır. Okyanuslar ve deniz ortamları insan hayatı için çok önemli bir rol taşımaktadır. Kişilerin okyanus okuryazarlığı konusundaki farkındalıklarının artması da bu sebeplerden dolayı her geçen gün daha önemli bir hale gelmektedir. Okyanusları ve okyanus ortamlarını ne kadar iyi anlayabilirsek okyanuslardan o kadar iyi yararlanabiliriz. Okyanuslar enerji, besin, ulaşım, ticaret vb. birçok konuda insan yaşamında önemli bir yere sahiptir. Okyanuslar ve insanlar ayrılmaz bir şekilde birbirlerine bağlıdır. Bu nedenle, okyanus ortamlarının ve okyanuslardan elde ettiğimiz kaynakların devamlılığını sağlayabilmek için okyanus ortamlarını iyi bir şekilde tanımamız, ekosistem dinamiklerini de iyi bir şekilde kavramamız gerekmektedir. Okyanus okuryazarlığı; okyanusların, insanlar üzerindeki etkisinin ve insanların, okyanuslar üzerindeki etkisinin anlaşılması olarak tanımlanmaktadır. Bu etkiye dikkat çekmek amacı ile İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü öğrencilerine, okyanus okuryazarlığı kavramını fark ettirmek ve kıyı ile açık deniz ortamları ile ilgili tutumlarını anlamak ve bilgi seviyeleri hakkında fikir sahibi olmak üzere toplam üç bölümden oluşan anketleri cevaplamaları istenmiştir. Birinci bölümde demografi testi, ikinci bölümde okyanus okuryazarlığının yedi temel prensibine göre hazırlanmış olan okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketi (Survey of Ocean Literacy and Experience - SOLE) ve üçüncü bölümde ise okyanuslar hakkında karar verme anketi (Survey of Ocean Stewardship - SOS) uygulanmıştır. Katılımcılar, okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketinde ortalama %65 oranında bir başarı göstermiştir. Okyanuslar hakkında karar verme anketinde bulunan ifadelerin çoğu için ise “katılıyorum” şıkkını işaretlemişlerdir. Anket sonuçları, katılımcıların öğrenim gördükleri sınıf ve cinsiyetine göre analiz edilmiştir. Son olarak da okyanus okuryazarlığı ve deneyimleri anketi ile okyanuslar hakkında karar verme anketi sonuçları arasındaki korelasyon incelenmiştir ve her iki test sonuçları arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde ise öğrenim seviyesinin kişilerin okyanus okuryazarlığı seviyesinin artmasında etkili olduğu sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"46 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139336507","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
18 Haziran 2023 tarihinde denizaltında seyir halindeyken kaza geçiren Titan batiskafı üzerine bir inceleme yazısı.
2023 年 6 月 18 日,一篇关于在航行中发生事故的泰坦号深潜器的评论文章。
{"title":"Titan Batiskafı Üzerine Teknik Bir İnceleme","authors":"Münir Cansın Özden","doi":"10.54926/gdt.1339171","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1339171","url":null,"abstract":"18 Haziran 2023 tarihinde denizaltında seyir halindeyken kaza geçiren Titan batiskafı üzerine bir inceleme yazısı.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"94 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128727137","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada bir geminin iki serbestlik dereceli baş-kıç vurma ve dalıp-çıkma hareketleri Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Sayısal çözümlerde RANS denklemleri kullanılmış ve RANS denklemleri sonlu hacimler metodu kullanılarak ayrıklaştırılmıştır. Türbülans viskozitesi için standard k-ε türbülans modeli kullanılmıştır. Serbest su yüzeyi Volume of Fluid (VOF) modeli kullanılarak tasarlanmıştır. HAD analizleri STAR CCM+ yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda elde edilen hareket cevaplarının frekans çözümlemeleri yapılmıştır.
{"title":"Investigation of Pitch and Heave Motion by Using CFD","authors":"Y. Ozdemir, Taner Cosgun","doi":"10.54926/gdt.1319499","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1319499","url":null,"abstract":"Bu çalışmada bir geminin iki serbestlik dereceli baş-kıç vurma ve dalıp-çıkma hareketleri Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Sayısal çözümlerde RANS denklemleri kullanılmış ve RANS denklemleri sonlu hacimler metodu kullanılarak ayrıklaştırılmıştır. Türbülans viskozitesi için standard k-ε türbülans modeli kullanılmıştır. Serbest su yüzeyi Volume of Fluid (VOF) modeli kullanılarak tasarlanmıştır. HAD analizleri STAR CCM+ yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda elde edilen hareket cevaplarının frekans çözümlemeleri yapılmıştır.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130234345","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Konteynerize lojistiğin avantajlarının artması ile beraber lojistik ağlarda, konteyner sahalarına ve limanlarına olan ihtiyaç gün geçtikçe neredeyse hiperbolik bir şekilde artmaktadır. Bu bağlamda, özellikle eski kurulan terminallerdeki geri saha problemleri tesis kapasitelerini sınırlamaktadır. Bu nedenle, yeni kapasitelerin inşa edilerek devreye alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan, yeni tesislerin yer problemleri nedeni ile sanayi bölgelerinden daha uzak bölgelere inşa edilmesi durumları ortaya çıkmaktadır. Bu durum, hem maliyetleri artırmakta hem de karbon emisyonları bakımından üretim tesislerini dezavantajlı duruma getirmektedir. Ayrıca, geri-depo sahalarında kapasiteler belirlenirken hava şartları, geri saha istif ekipman kat sınırlamaları ve konteynerlerin zati kaldırma kapasiteleri vb. kısıtları ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada geleneksel depolama sistemlerinin darboğazlarını tanımlayan kriterler belirlenmiş ve analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre en önemli kriterin ‘Ekipman Sınırlamaları’ olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da tesislerde kapasiteyi belirleyen istifleme yüksekliğindeki sınırlamaların bir sonucudur. Bu nedenle, gelecekte ihtiyaç duyulacak kapasitelere cevap verebilecek bir sistemin uygun stratejik yaklaşımlarla belirlenmesi kaynak temelli yaklaşım açısından da en rekabetçi yaklaşım olacaktır. Bu bağlamda, yüksek katlı konteyner depolama-istifleme sistemleri, dar alanda yüksek depolama kapasiteleri, yüksek operasyonel verimlilik, yeşil enerji üretimine olanak vermesi ve daha düşük karbon ayak izi gibi avantajları bakımından kapasite problemlerini gidermeye çalışan limanlar için rekabetçi avantaj getirecektir.
{"title":"An Analysis of Traditional Storage Methods in Container Ports in the Context of Resource-Based View: A Systematic Recommendation","authors":"Tarık Efe Kendi̇r, U. Bucak","doi":"10.54926/gdt.1286963","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1286963","url":null,"abstract":"Konteynerize lojistiğin avantajlarının artması ile beraber lojistik ağlarda, konteyner sahalarına ve limanlarına olan ihtiyaç gün geçtikçe neredeyse hiperbolik bir şekilde artmaktadır. Bu bağlamda, özellikle eski kurulan terminallerdeki geri saha problemleri tesis kapasitelerini sınırlamaktadır. Bu nedenle, yeni kapasitelerin inşa edilerek devreye alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan, yeni tesislerin yer problemleri nedeni ile sanayi bölgelerinden daha uzak bölgelere inşa edilmesi durumları ortaya çıkmaktadır. Bu durum, hem maliyetleri artırmakta hem de karbon emisyonları bakımından üretim tesislerini dezavantajlı duruma getirmektedir. Ayrıca, geri-depo sahalarında kapasiteler belirlenirken hava şartları, geri saha istif ekipman kat sınırlamaları ve konteynerlerin zati kaldırma kapasiteleri vb. kısıtları ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada geleneksel depolama sistemlerinin darboğazlarını tanımlayan kriterler belirlenmiş ve analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre en önemli kriterin ‘Ekipman Sınırlamaları’ olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da tesislerde kapasiteyi belirleyen istifleme yüksekliğindeki sınırlamaların bir sonucudur. Bu nedenle, gelecekte ihtiyaç duyulacak kapasitelere cevap verebilecek bir sistemin uygun stratejik yaklaşımlarla belirlenmesi kaynak temelli yaklaşım açısından da en rekabetçi yaklaşım olacaktır. Bu bağlamda, yüksek katlı konteyner depolama-istifleme sistemleri, dar alanda yüksek depolama kapasiteleri, yüksek operasyonel verimlilik, yeşil enerji üretimine olanak vermesi ve daha düşük karbon ayak izi gibi avantajları bakımından kapasite problemlerini gidermeye çalışan limanlar için rekabetçi avantaj getirecektir.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"150 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132805811","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Gemi sanayinde üretim malzemeleri teknolojinin gelişmesine paralel yönde değişim göstermektedir. Eski çağlarda ağaç kütüklerinin birbirine bağlanması ile elde edilen sandallar zamanla yerlerini işlenmiş ahşaptan üretilmiş teknelere bırakmıştır. İnsanoğlu metalleri eritip şekil verebildiğinde ise demirden yapılma büyük ve dayanıklı gemiler üretilmeye başlanmıştır. Günümüz teknolojisinde ise demirden yapılan hantal gemilere alternatif olarak çok daha hafif benzer dayanımları gösteren kompozit tekneler üretilmektedir. Kompozit iki veya daha fazla materyalin birbiri içerisinde çözünmeden makro düzeyde bir araya gelmesi ile oluşan yapısal malzemedir. Gemi inşaatı sanayisinde polimer matrisli kompozitler kullanılır. Bu kompozitlerde reçine olarak en çok polyester, epoksi ve vinilester; lif olarak da en çok cam elyaf, karbon elyaf ve aramid elyaf kullanılır. Diğer tekne türleri gibi kompozit tekneler de üretilirken belli standartlar ve kurallara tabi tutulur. 24 metre ve altı tekneler daha çok Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın (ISO) koyduğu kurallar çerçevesinde boyutlandırılır. Standartlar teknenin taban, borda, güverte gibi kısımlarındaki plakaların ve destek elemanlarının dayanması gereken yüklemeleri ampirik formüller yardımı ile hesaplanmasını sağlar. Yapısal elemanlar boyutlandırılırken müşterinin isterileri, malzemelerin standart ölçülerde üretilebilirliği ve en önemlisi üretim maliyetleri göz önüne alınır. Üretim maliyetlerini düşürmek için farklı optimizasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada kompozit bir teknenin taban plakası üretim maliyetlerini düşürme amacıyla optimize edilmiştir. Literatürde daha önce kullanılan ölçülerde bir plaka ve plakayı destekleyen iki adet şapka tipi destek elemanı ele alınmıştır. Taban plakasına etki eden kuvvetler Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın belirlediği kurallar doğrultusunda tekne ve plaka ölçüleri kullanılarak bulunmuştur. Plaka bir sonlu eleman analizi yazılımı ile modellenmiş ve analiz edilmiştir. Yapılan optimizasyon çalışmasında ilk olarak en uygun oryantasyon dizilimi aranmıştır. En uygun dizilim kullanılarak daha sonra plaka genişliği ve destek eleman yüksekliği optimizasyonu, katman kalınlığı optimizasyonu yapılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde ilave bir güçlendirmeye gerek kalmadan sadece plakada açı ve katman optimizasyonu yapılarak çok daha az malzeme ile yeterli dayanımın sağlanabileceği gösterilmiştir.
{"title":"KOMPOZİT BİR TEKNENİN TABAN PLAKASININ SONLU ELEMAN ANALİZİ VE YAPISAL OPTİMİZASYONU","authors":"Recep Kiliç, M. E. Yildizdag","doi":"10.54926/gdt.1282017","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1282017","url":null,"abstract":"Gemi sanayinde üretim malzemeleri teknolojinin gelişmesine paralel yönde değişim göstermektedir. Eski çağlarda ağaç kütüklerinin birbirine bağlanması ile elde edilen sandallar zamanla yerlerini işlenmiş ahşaptan üretilmiş teknelere bırakmıştır. İnsanoğlu metalleri eritip şekil verebildiğinde ise demirden yapılma büyük ve dayanıklı gemiler üretilmeye başlanmıştır. Günümüz teknolojisinde ise demirden yapılan hantal gemilere alternatif olarak çok daha hafif benzer dayanımları gösteren kompozit tekneler üretilmektedir. Kompozit iki veya daha fazla materyalin birbiri içerisinde çözünmeden makro düzeyde bir araya gelmesi ile oluşan yapısal malzemedir. Gemi inşaatı sanayisinde polimer matrisli kompozitler kullanılır. Bu kompozitlerde reçine olarak en çok polyester, epoksi ve vinilester; lif olarak da en çok cam elyaf, karbon elyaf ve aramid elyaf kullanılır. Diğer tekne türleri gibi kompozit tekneler de üretilirken belli standartlar ve kurallara tabi tutulur. 24 metre ve altı tekneler daha çok Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın (ISO) koyduğu kurallar çerçevesinde boyutlandırılır. Standartlar teknenin taban, borda, güverte gibi kısımlarındaki plakaların ve destek elemanlarının dayanması gereken yüklemeleri ampirik formüller yardımı ile hesaplanmasını sağlar. Yapısal elemanlar boyutlandırılırken müşterinin isterileri, malzemelerin standart ölçülerde üretilebilirliği ve en önemlisi üretim maliyetleri göz önüne alınır. Üretim maliyetlerini düşürmek için farklı optimizasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada kompozit bir teknenin taban plakası üretim maliyetlerini düşürme amacıyla optimize edilmiştir. Literatürde daha önce kullanılan ölçülerde bir plaka ve plakayı destekleyen iki adet şapka tipi destek elemanı ele alınmıştır. Taban plakasına etki eden kuvvetler Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın belirlediği kurallar doğrultusunda tekne ve plaka ölçüleri kullanılarak bulunmuştur. Plaka bir sonlu eleman analizi yazılımı ile modellenmiş ve analiz edilmiştir. Yapılan optimizasyon çalışmasında ilk olarak en uygun oryantasyon dizilimi aranmıştır. En uygun dizilim kullanılarak daha sonra plaka genişliği ve destek eleman yüksekliği optimizasyonu, katman kalınlığı optimizasyonu yapılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde ilave bir güçlendirmeye gerek kalmadan sadece plakada açı ve katman optimizasyonu yapılarak çok daha az malzeme ile yeterli dayanımın sağlanabileceği gösterilmiştir.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121768843","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Vinçler günlük hayatta inşaat ve gemi inşaatı sanayi, çeşitli fabrikalar, limanlar, demiryolları, her türlü kurtarma işleri gibi çeşitli alanlarda kullanılan, ağır yüklerin kaldırılması ve taşınmasında çok büyük kolaylık sağlayan ekipmanlardır. Kullanım alanlarına ve yük taşıma kapasitelerine göre çok farklı vinç tipleri vardır. Tersaneler, ağır yük elleçleme operasyonları nedeniyle vinçlerin en çok kullanıldığı yerlerden birisidir. Portal vinçler, kule vinçler ve mobil vinçler tersanelerde başlıca tercih edilen vinç tipleridir. Vinçlerin sıklıkla kullanılması vinç kazalarını da beraberinde getirmektedir. Ülkemizdeki tersanelerde, geçmişten günümüze çok sayıda vinç kazası olmuş ve bu kazalarda istenmeyen yaralanma ve ölümler gerçekleşmiştir. 2010-2015 yılları arasında tersanelerimizde gerçekleşen 77 vinç kazası tespit edilmiştir. Bu kazalarda yük çarpması %62.3 ile en çok karşılaşılan kaza tipi olurken, yük düşmesi %28.6, yüksekten düşme %7.8 ve elektrik çarpması %1.3 ile onu takip etmiştir. Vinç devrilmesi, montaj sırasında ezilme ve bom/kablo arızası gerçekleşme olasılığı yüksek diğer risklerdir. Ancak vinç tipine göre risklerle karşılaşılma durumları değişmektedir. Bu çalışmada tersanelerdeki vinç kazaları incelenmiş ve yük elleçleme operasyonlarındaki risk analizi Fonksiyonel Rezonans Analiz Metodu (FRAM) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Teknik, organizasyonel ve insan faktörleri, FRAM’ın ortak performans koşullarına göre belirlenmiştir. Fonksiyonel rezonans ilişkisi incelendiğinde ise ‘Yüke kaldırma aparatlarının bağlanması’, ‘Vincin gözle muayenesi’, ‘Operasyondan önce iletişim prosedürünün belirlenmesi’ ve ‘Taşınacak yükün istiflenmesi’ kritik fonksiyonel modüller olarak belirlenmiştir. Çalışmada kazaları önlemek ve riskleri ortadan kaldırmak için fiziksel, fonksiyonel, sembolik ve görünmeyen engeller ortaya konulmuştur.
{"title":"Cargo Handling Operations with Cranes in Shipyards and Risk Analysis Using FRAM Method","authors":"Selahattin Özsayan, B. Barlas","doi":"10.54926/gdt.1217718","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1217718","url":null,"abstract":"Vinçler günlük hayatta inşaat ve gemi inşaatı sanayi, çeşitli fabrikalar, limanlar, demiryolları, her türlü kurtarma işleri gibi çeşitli alanlarda kullanılan, ağır yüklerin kaldırılması ve taşınmasında çok büyük kolaylık sağlayan ekipmanlardır. Kullanım alanlarına ve yük taşıma kapasitelerine göre çok farklı vinç tipleri vardır. Tersaneler, ağır yük elleçleme operasyonları nedeniyle vinçlerin en çok kullanıldığı yerlerden birisidir. Portal vinçler, kule vinçler ve mobil vinçler tersanelerde başlıca tercih edilen vinç tipleridir. Vinçlerin sıklıkla kullanılması vinç kazalarını da beraberinde getirmektedir. Ülkemizdeki tersanelerde, geçmişten günümüze çok sayıda vinç kazası olmuş ve bu kazalarda istenmeyen yaralanma ve ölümler gerçekleşmiştir. 2010-2015 yılları arasında tersanelerimizde gerçekleşen 77 vinç kazası tespit edilmiştir. Bu kazalarda yük çarpması %62.3 ile en çok karşılaşılan kaza tipi olurken, yük düşmesi %28.6, yüksekten düşme %7.8 ve elektrik çarpması %1.3 ile onu takip etmiştir. Vinç devrilmesi, montaj sırasında ezilme ve bom/kablo arızası gerçekleşme olasılığı yüksek diğer risklerdir. Ancak vinç tipine göre risklerle karşılaşılma durumları değişmektedir. Bu çalışmada tersanelerdeki vinç kazaları incelenmiş ve yük elleçleme operasyonlarındaki risk analizi Fonksiyonel Rezonans Analiz Metodu (FRAM) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Teknik, organizasyonel ve insan faktörleri, FRAM’ın ortak performans koşullarına göre belirlenmiştir. Fonksiyonel rezonans ilişkisi incelendiğinde ise ‘Yüke kaldırma aparatlarının bağlanması’, ‘Vincin gözle muayenesi’, ‘Operasyondan önce iletişim prosedürünün belirlenmesi’ ve ‘Taşınacak yükün istiflenmesi’ kritik fonksiyonel modüller olarak belirlenmiştir. Çalışmada kazaları önlemek ve riskleri ortadan kaldırmak için fiziksel, fonksiyonel, sembolik ve görünmeyen engeller ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"19 6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117018237","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The hull of the marine vehicle can be optimized based on the target one or more purposes. One of the most frequently purposes is the form optimization to obtain the most suitable form in terms of resistance. When it comes to energy efficiency, optimizing the vessel's form in terms of resistance means less fuel consumption. However, it is thought that the effect of the optimized form on other dynamics in the marine vehicle should also be investigated. Resistance coefficients were obtained for this purpose by constructing various bow and stern forms for a simple submarine form. The resistance coefficients of both the submarine and the form derived from this submarine were validated again in this study since different software programs were used in the previous study. These dimensionless resistance coefficients obtained for various velocities were compared to each other and the experimental data. Furthermore, the static drift analyses are performed to obtain the sway force and yaw moment at various attack angles. The dimensionless hydrodynamic coefficients, such as Y_v and N_v, have been calculated with fitting a curve to the values of sway forces and yaw moments. The non-dimensional hydrodynamic coefficients differences calculated for the submarine and derived bare hull are close to each other when compared in terms of maneuvering derivatives.
{"title":"Non-dimensional Hydrodynamic Coefficients Determination of the Optimized DARPA Suboff Bare Hull","authors":"G. Budak","doi":"10.54926/gdt.1308809","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1308809","url":null,"abstract":"The hull of the marine vehicle can be optimized based on the target one or more purposes. One of the most frequently purposes is the form optimization to obtain the most suitable form in terms of resistance. When it comes to energy efficiency, optimizing the vessel's form in terms of resistance means less fuel consumption. However, it is thought that the effect of the optimized form on other dynamics in the marine vehicle should also be investigated. Resistance coefficients were obtained for this purpose by constructing various bow and stern forms for a simple submarine form. The resistance coefficients of both the submarine and the form derived from this submarine were validated again in this study since different software programs were used in the previous study. These dimensionless resistance coefficients obtained for various velocities were compared to each other and the experimental data. Furthermore, the static drift analyses are performed to obtain the sway force and yaw moment at various attack angles. The dimensionless hydrodynamic coefficients, such as Y_v and N_v, have been calculated with fitting a curve to the values of sway forces and yaw moments. The non-dimensional hydrodynamic coefficients differences calculated for the submarine and derived bare hull are close to each other when compared in terms of maneuvering derivatives.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"158 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126022000","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Geminin hız gereksinimini karşılayacak makine gücünü belirlemek için gemi direncinin doğru bir şekilde tahmin edilmesinde kullanılan model deneyleri yönteminde model deneylerinin sonuçları ölçeklendirilerek modelden gemiye aktarılır ve gemi direnci belirlenir. Bu aktarımda uygulanan işlem adımlarında düz bir levhanın sürtünme direncinin belirlenmesi önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada iki boyutta düz bir levha üzerindeki akış 7 farklı Reynolds sayısı aralığında hesaplamalı akışkanlar dinamiği kullanılarak standart k-ε (gelişmiş duvar yaklaşımı ile) ve SST k-ω türbülans modelleri ile analiz edilmiştir. Analizler neticesinde yerel ve toplam sürtünme katsayıları ampirik bağıntılarla karşılaştırılmış, farklı ağ boyutlarının sayısal çözümler üzerinde etkisi incelenmiş ve türbülans modelleri karşılaştırılmıştır. Öncelikle akış yönünde eleman sayısı ve ilk ağ elemanın duvardan olan mesafesinin değiştirildiği ağ yapıları oluşturulmuştur. Bu ağ yapılarının seçilen türbülans modellerinde sürtünme direnç katsayıları ile olan ilişkisini belirleyebilmek için en düşük ve en yüksek hızda analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler neticesinde akış yönündeki eleman sayısının toplam direnç katsayısı üzerinde etkisinin çok az olduğu görülmüştür. Buna karşın ilk ağ elemanın duvardan olan mesafesi özellikle düşük Reynolds sayısında gerçekleştirilen analizlerde etkilidir. Seçilen uygun ağ yapısında tüm hızlar için gerçekleştirilen analizlerde elde edilen toplam sürtünme direnç katsayısı ve maksimum sınır tabaka kalınları SST k-ω türbülans modeline göre standart k-ε (gelişmiş duvar yaklaşımı ile) türbülans modelinde daha büyük çıkmaktadır.
{"title":"HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİNDE DÜZ BİR LEVHA ÜZERİNDEKİ AKIŞTA AĞ ELEMANI BOYUTUNUN SÜRTÜNME DİRENCİ HESABINA ETKİSİ","authors":"Erhan Aksu","doi":"10.54926/gdt.1248594","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1248594","url":null,"abstract":"Geminin hız gereksinimini karşılayacak makine gücünü belirlemek için gemi direncinin doğru bir şekilde tahmin edilmesinde kullanılan model deneyleri yönteminde model deneylerinin sonuçları ölçeklendirilerek modelden gemiye aktarılır ve gemi direnci belirlenir. Bu aktarımda uygulanan işlem adımlarında düz bir levhanın sürtünme direncinin belirlenmesi önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada iki boyutta düz bir levha üzerindeki akış 7 farklı Reynolds sayısı aralığında hesaplamalı akışkanlar dinamiği kullanılarak standart k-ε (gelişmiş duvar yaklaşımı ile) ve SST k-ω türbülans modelleri ile analiz edilmiştir. Analizler neticesinde yerel ve toplam sürtünme katsayıları ampirik bağıntılarla karşılaştırılmış, farklı ağ boyutlarının sayısal çözümler üzerinde etkisi incelenmiş ve türbülans modelleri karşılaştırılmıştır. Öncelikle akış yönünde eleman sayısı ve ilk ağ elemanın duvardan olan mesafesinin değiştirildiği ağ yapıları oluşturulmuştur. Bu ağ yapılarının seçilen türbülans modellerinde sürtünme direnç katsayıları ile olan ilişkisini belirleyebilmek için en düşük ve en yüksek hızda analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler neticesinde akış yönündeki eleman sayısının toplam direnç katsayısı üzerinde etkisinin çok az olduğu görülmüştür. Buna karşın ilk ağ elemanın duvardan olan mesafesi özellikle düşük Reynolds sayısında gerçekleştirilen analizlerde etkilidir. Seçilen uygun ağ yapısında tüm hızlar için gerçekleştirilen analizlerde elde edilen toplam sürtünme direnç katsayısı ve maksimum sınır tabaka kalınları SST k-ω türbülans modeline göre standart k-ε (gelişmiş duvar yaklaşımı ile) türbülans modelinde daha büyük çıkmaktadır.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116416868","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mehmet Tantan, Hatice Camgöz Akdağ, Mehtap KARAHALLI ÖZDEMİR
It might be unimaginable to anticipate the pandemic, but taking the initiative in measures when Covid-19 occurred was critical to success. However, the impact of this worldwide pandemic, ever known in World History, was predictable. Covid-19, the largest known pandemic in world history, will cause social, economic, and political changes. Country governments, non-governmental organizations, and companies have developed new skills and competencies to overcome the economic and social crisis caused by the pandemic with minimum damage. This paper aims to investigate the effects of the pandemic and the measures taken in Turkish shipyards in the first phase of the Covid-19 pandemic with the cooperation of GISBIR and Istanbul Technical University Academic staff. Firstly, current academic studies were reviewed by conducting a literature search. Then, GISBIR data sheets, Baltic Dry Cargo Index, shipyard order book statistics, and employment statistics were evaluated as primary data. The shipyards' websites and the sector managers' reports are secondary data. Despite the pessimistic news, academic studies, and surveys published during the outbreak's initial phase, the authors could not find any evidence to indicate the medium-term negative impact of Covid-19 on Turkish shipyards. Although the Baltic Dry Index showed a decline in the first quarter of 2020, it rose right after the second quarter, and the shipyard order book statistics increased. Employment statistics, on the other hand, continued to increase gradually. Recovery depends on the shipyards overcoming the harmful effects of the crisis by investing in continuous improvement efforts, green technology, and systems, with the support of GISBIR, giving importance to effective crisis management and distinctive ship production.
{"title":"Turkish shipyards during COVID-19 pandemic","authors":"Mehmet Tantan, Hatice Camgöz Akdağ, Mehtap KARAHALLI ÖZDEMİR","doi":"10.54926/gdt.1208340","DOIUrl":"https://doi.org/10.54926/gdt.1208340","url":null,"abstract":"It might be unimaginable to anticipate the pandemic, but taking the initiative in measures when Covid-19 occurred was critical to success. However, the impact of this worldwide pandemic, ever known in World History, was predictable. Covid-19, the largest known pandemic in world history, will cause social, economic, and political changes. Country governments, non-governmental organizations, and companies have developed new skills and competencies to overcome the economic and social crisis caused by the pandemic with minimum damage. This paper aims to investigate the effects of the pandemic and the measures taken in Turkish shipyards in the first phase of the Covid-19 pandemic with the cooperation of GISBIR and Istanbul Technical University Academic staff. Firstly, current academic studies were reviewed by conducting a literature search. Then, GISBIR data sheets, Baltic Dry Cargo Index, shipyard order book statistics, and employment statistics were evaluated as primary data. The shipyards' websites and the sector managers' reports are secondary data. Despite the pessimistic news, academic studies, and surveys published during the outbreak's initial phase, the authors could not find any evidence to indicate the medium-term negative impact of Covid-19 on Turkish shipyards. Although the Baltic Dry Index showed a decline in the first quarter of 2020, it rose right after the second quarter, and the shipyard order book statistics increased. Employment statistics, on the other hand, continued to increase gradually. Recovery depends on the shipyards overcoming the harmful effects of the crisis by investing in continuous improvement efforts, green technology, and systems, with the support of GISBIR, giving importance to effective crisis management and distinctive ship production.","PeriodicalId":414652,"journal":{"name":"Gemi ve Deniz Teknolojisi","volume":"83 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129199295","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}