首页 > 最新文献

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi最新文献

英文 中文
Kardiyopulmoner Bypass’ ta Magnezyumun Önemi
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1253109
Yasemin Hacanli, M. Andaç, Ezhar KORKMAZ ERSÖZ, M. Aydin, Reşat Di̇kme
Kardiyopulmoner Bypass’ ta Magnezyumun ÖnemiÖzAmaç: Magnezyum sülfat majör aritmilerin engellenmesinde kullanılan önemli bir elektrolittir. Potasyum desteğine cevabı artırmak ve atriyal fibrilasyonun oluşumunu engelleyebilmek için magnezyum desteği kalp cerrahisinde genellikle tercih edilen bir uygulamadır. Bu çalışmamızda, kardiyopulmoner bypass ameliyatı geçiren hastalarda postoperatif aritmiler üzerine magnezyumun etkisi araştırıldı.Materyal ve Metod: Kardiyopulmoner bypass cerrahisi uygulanan otuz hasta çalışmaya dahil edildi ve rastgele iki gruba ayrıldı. Çalışma grubundaki hastaların (n=15) prime solüsyonu içerisine 10 cc magnezyum sülfat eklendi. Kontrol grubundaki hastaların (n=15) prime solüsyonu içerisine ise 5 cc magnezyum sülfat ilave edildi. Magnezyum sülfat uygulanmadan önce preoperatif dönemde, prime solüsyonuna magnezyum sülfat eklendikten sonra intraoperatif dönemde ve postoperatif ilk 4 saat içerisinde kan örnekleri alındı. Bulgular: Hastaların demografik verilerinde çalışma ve kontrol grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. (p>0,05). Gruplar postoperatif dönemde atriyal fibrilasyon açısından karşılaştırıldığında, çalışma grubunda atriyal fibrilasyon dahil majör aritmi izlenmedi (P>0,05). Kontrol grubundaki hastaların %33,3'ünde atriyal fibrilasyon görüldü (P<0,05) ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu.Sonuç: Benzer demografik verileri olan ve kardiyopulmoner bypass ameliyatı olacak hastalarda, kardiyopulmoner bypass uygulamalarında uygulanan ve prime solüsyonuna eklenen magnezyum sülfat değerlerinin arttırılması ve hastaya daha yüksek doz verilmesinin postoperatif atriyal fibrilasyon ve aritmiler üzerine etkili olduğunu düşünmekteyiz. Importance of Magnesium During Cardiopulmonary Bypass OperationAbstractBackground: Magnesium sulfate is an important electrolyte used in the prevention of major arrhythmias. Magnesium supplementation is generally preferred in cardiac surgery in order to increase the response to potassium supplementation and to prevent the formation of atrial fibrillation. In this study, the effect of magnesium on postoperative arrhythmias in patients undergoing cardiopulmonary bypass surgery was investigated.Materials and Methods: Thirty patients who underwent cardiopulmonary bypass surgery were included in the study and randomly divided into two groups. 10 cc magnesium sulfate was added to the prime solution of the patients in the study group (n=15). 5 cc magnesium sulfate was added to the prime solution of the patients in the control group (n=15). Blood samples were taken preoperatively before the application of magnesium sulfate, intraoperatively after adding magnesium sulfate to the prime solution, and within the first 4 hours postoperatively.Results: The difference between the study and control groups in the demographic data of the patients was not found to be statistically significant. (p>0.05). When the groups were compared in terms of atrial fibrillation in the postoperat
镁在心肺旁路术中的重要性目的:硫酸镁是用于预防严重心律失常的重要电解质。心脏手术中一般首选补充镁,以增加对钾补充的反应,并预防心房颤动的发生。在这项研究中,我们探讨了镁对心肺旁路手术患者术后心律失常的影响。材料与方法:研究纳入了 30 名接受心肺旁路手术的患者,并将其随机分为两组。研究组(15 人)在原液中加入 10 cc 硫酸镁。对照组(15 人)在原液中加入 5 毫升硫酸镁。分别在术前给药硫酸镁前、在原液中加入硫酸镁后的术中和术后 4 小时内采集血样。结果:研究组和对照组患者的人口统计学数据差异无统计学意义(P>0.05)。比较两组患者术后的心房颤动情况,研究组未发现包括心房颤动在内的严重心律失常(P>0.05)。对照组有 33.3% 的患者出现心房颤动(P0.05)。比较两组患者术后的心房颤动情况,研究组未发现包括心房颤动在内的严重心律失常(P>0.05)。对照组有 33.3% 的患者出现心房颤动(P<0.05),且有统计学意义:结论:对于人口统计学数据相似且将接受心肺旁路手术的患者,增加心肺旁路应用中的硫酸镁值和添加到原液中的硫酸镁值,并给予患者更高的剂量,对术后心房颤动和心律失常有效。
{"title":"Kardiyopulmoner Bypass’ ta Magnezyumun Önemi","authors":"Yasemin Hacanli, M. Andaç, Ezhar KORKMAZ ERSÖZ, M. Aydin, Reşat Di̇kme","doi":"10.35440/hutfd.1253109","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1253109","url":null,"abstract":"Kardiyopulmoner Bypass’ ta Magnezyumun Önemi\u0000Öz\u0000Amaç: Magnezyum sülfat majör aritmilerin engellenmesinde kullanılan önemli bir elektrolittir. Potasyum desteğine cevabı artırmak ve atriyal fibrilasyonun oluşumunu engelleyebilmek için magnezyum desteği kalp cerrahisinde genellikle tercih edilen bir uygulamadır. Bu çalışmamızda, kardiyopulmoner bypass ameliyatı geçiren hastalarda postoperatif aritmiler üzerine magnezyumun etkisi araştırıldı.\u0000Materyal ve Metod: Kardiyopulmoner bypass cerrahisi uygulanan otuz hasta çalışmaya dahil edildi ve rastgele iki gruba ayrıldı. Çalışma grubundaki hastaların (n=15) prime solüsyonu içerisine 10 cc magnezyum sülfat eklendi. Kontrol grubundaki hastaların (n=15) prime solüsyonu içerisine ise 5 cc magnezyum sülfat ilave edildi. Magnezyum sülfat uygulanmadan önce preoperatif dönemde, prime solüsyonuna magnezyum sülfat eklendikten sonra intraoperatif dönemde ve postoperatif ilk 4 saat içerisinde kan örnekleri alındı. \u0000Bulgular: Hastaların demografik verilerinde çalışma ve kontrol grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. (p>0,05). Gruplar postoperatif dönemde atriyal fibrilasyon açısından karşılaştırıldığında, çalışma grubunda atriyal fibrilasyon dahil majör aritmi izlenmedi (P>0,05). Kontrol grubundaki hastaların %33,3'ünde atriyal fibrilasyon görüldü (P<0,05) ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu.\u0000Sonuç: Benzer demografik verileri olan ve kardiyopulmoner bypass ameliyatı olacak hastalarda, kardiyopulmoner bypass uygulamalarında uygulanan ve prime solüsyonuna eklenen magnezyum sülfat değerlerinin arttırılması ve hastaya daha yüksek doz verilmesinin postoperatif atriyal fibrilasyon ve aritmiler üzerine etkili olduğunu düşünmekteyiz. \u0000\u0000Importance of Magnesium During Cardiopulmonary Bypass Operation\u0000Abstract\u0000Background: Magnesium sulfate is an important electrolyte used in the prevention of major arrhythmias. Magnesium supplementation is generally preferred in cardiac surgery in order to increase the response to potassium supplementation and to prevent the formation of atrial fibrillation. In this study, the effect of magnesium on postoperative arrhythmias in patients undergoing cardiopulmonary bypass surgery was investigated.\u0000Materials and Methods: Thirty patients who underwent cardiopulmonary bypass surgery were included in the study and randomly divided into two groups. 10 cc magnesium sulfate was added to the prime solution of the patients in the study group (n=15). 5 cc magnesium sulfate was added to the prime solution of the patients in the control group (n=15). Blood samples were taken preoperatively before the application of magnesium sulfate, intraoperatively after adding magnesium sulfate to the prime solution, and within the first 4 hours postoperatively.\u0000Results: The difference between the study and control groups in the demographic data of the patients was not found to be statistically significant. (p>0.05). When the groups were compared in terms of atrial fibrillation in the postoperat","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129904302","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Attitudes and Practices Among Neonatal Nurses Regarding Breastfeeding Support in The Neonatal Intensive Care Unit During Covid-19 Covid-19期间新生儿重症监护病房新生儿护士对母乳喂养支持的态度和做法
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1201220
D. Suluhan, Nevin İnan Yurdagül, D. Yildiz, Fadik Çökelek, E. S. Seyhanli
Objective: Neonatal nurses have a main role which include promote and facilitate breastfeeding in in the Neonatal Intensive Care Unit (NICU). This study was conducted to determine the practices and attitudes of nurses towards breastfeeding support, which has critical importance in breastfeeding for newborns hospitalized in NICU during the Covid-19 pandemics. Material and method: The study was a cross-sectional descriptive survey design conducted with 252 nurses who were members of the Neonatology Nurses Society. The Data Collection Form, Survey Questionnaire, and the Iowa Infant Feeding Attitude Scale (IIFAS) were used for data collection.Results: The IIFAS median score of the participants was 70.0 (IQR=9.0). Statistically differences in the IIFAS scores were found according to age (χ2=11.703, p=0.008), education status in nursing (χ2=9.257; p=0.01), and status of attending to international scientific meetings (Z=-2.360; p=0.018). Participants who were age between 26-30 years (n=76, 30.2%), had post-education degree in nursing (n=32, 12.7%), and attended to international scientific meetings (n=47, 18.6) had higher positive attitudes of breastfeeding. The nurses (n=126, 50%) stated that it was difficult to reach mothers in terms of breastfeeding for newborns, and 61.8% of them (n=156) stated that they had difficulty initiating the mother-baby attachment process in the NICU.Conclusions: Although the attitudes of NICU nurses towards breast milk and breastfeeding were at a moderate level in our study, they struggled to support and maintain the lactation and they implemented to a number of supportive feeding practice in NICUs.
目的:新生儿护士在新生儿重症监护病房(NICU)中发挥着促进和促进母乳喂养的主要作用。本研究旨在确定护士对母乳喂养支持的做法和态度,这对Covid-19大流行期间NICU住院新生儿的母乳喂养至关重要。材料与方法:本研究采用横断面描述性调查设计,调查对象为新生儿护理学会的252名护士。采用数据收集表、调查问卷和爱荷华婴儿喂养态度量表(IIFAS)进行数据收集。结果:受试者的IIFAS中位评分为70.0 (IQR=9.0)。不同年龄患者的IIFAS评分差异有统计学意义(χ2=11.703, p=0.008),不同护理学历患者的IIFAS评分差异有统计学意义(χ2=9.257;p=0.01),参加国际科学会议的状况(Z=-2.360;p = 0.018)。年龄在26-30岁之间(n=76, 30.2%)、具有护理学历(n=32, 12.7%)、参加过国际科学会议(n=47, 18.6)的参与者对母乳喂养的积极态度较高。护士(n= 126,50 %)表示在新生儿母乳喂养方面难以接触到母亲,其中61.8% (n=156)表示在新生儿重症监护病房中难以启动母婴依恋过程。结论:虽然本研究中新生儿重症监护病房护士对母乳和母乳喂养的态度处于中等水平,但他们努力支持和维持哺乳,并在新生儿重症监护病房实施了一些支持喂养措施。
{"title":"The Attitudes and Practices Among Neonatal Nurses Regarding Breastfeeding Support in The Neonatal Intensive Care Unit During Covid-19","authors":"D. Suluhan, Nevin İnan Yurdagül, D. Yildiz, Fadik Çökelek, E. S. Seyhanli","doi":"10.35440/hutfd.1201220","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1201220","url":null,"abstract":"Objective: Neonatal nurses have a main role which include promote and facilitate breastfeeding in in the Neonatal Intensive Care Unit (NICU). This study was conducted to determine the practices and attitudes of nurses towards breastfeeding support, which has critical importance in breastfeeding for newborns hospitalized in NICU during the Covid-19 pandemics. \u0000Material and method: The study was a cross-sectional descriptive survey design conducted with 252 nurses who were members of the Neonatology Nurses Society. The Data Collection Form, Survey Questionnaire, and the Iowa Infant Feeding Attitude Scale (IIFAS) were used for data collection.\u0000Results: The IIFAS median score of the participants was 70.0 (IQR=9.0). Statistically differences in the IIFAS scores were found according to age (χ2=11.703, p=0.008), education status in nursing (χ2=9.257; p=0.01), and status of attending to international scientific meetings (Z=-2.360; p=0.018). Participants who were age between 26-30 years (n=76, 30.2%), had post-education degree in nursing (n=32, 12.7%), and attended to international scientific meetings (n=47, 18.6) had higher positive attitudes of breastfeeding. The nurses (n=126, 50%) stated that it was difficult to reach mothers in terms of breastfeeding for newborns, and 61.8% of them (n=156) stated that they had difficulty initiating the mother-baby attachment process in the NICU.\u0000Conclusions: Although the attitudes of NICU nurses towards breast milk and breastfeeding were at a moderate level in our study, they struggled to support and maintain the lactation and they implemented to a number of supportive feeding practice in NICUs.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"59 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116948622","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Akut Koroner Sendrom ile Başvuran Hastalarda Çoklu Damar Hastalığı Oranlarının Akut Koroner Sendrom Alt Tiplerine Göre Karşılaştırılması
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1204384
Veysel Tosun, Halil Fedai̇
Amaç: Akut koroner sendromlar (AKS), ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMİ), ST elevasyonsuz miyokard enfarktüsü (NSTEMİ) ve unstabil anjina pektoris (USAP)’ ten oluşan akut damar tıkanıklıkları ile seyreden hastalık grubudur. Bu yazımızda koroner anjiyografi yapılan hastalarda AKS türleri ile çoklu damar hastalığı arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.Materyal ve metod: Temmuz 2019 ile Eylül 2022 tarihleri arasında AKS tanısı ile koroner anjiyografi yapılan 2048 hasta çalışmaya alındı. Hastaların epikrizlerinin yanında demografik özellikleri, lipit profili ve anjiyografi raporları incelendi. STEMİ, NSTEMİ ve USAP şeklinde 3 grup oluşturularak lipit profilleri ile darlık-tıkanıklık olan damar sayıları kaydedildi.Bulgular: 522(%25.4) STEMİ, 1116(%54.5) NSTEMİ ve 410(%24.1) USAP çalışmaya alındı. STEMİ grubu, NSTEMİ ve USAP grubuna göre daha gençti (sırasıyla p<0.001 ve p:0.043), sigara içme oranı daha yüksekti (sırasıyla p:0.043 ve p:0.027), daha yüksek LDL-K kolesterol değerlerine sahipti (sırasıyla p:0.040 ve p<0.001). Üç ve üzeri damar hastalığı NSTEMİ ve USAP gruplarına kıyasla en yüksek STEMİ grubunda saptandı (hepsi için p<0.001). LDL-K ve HbA1c değeri ile koroner tıkanıklık-darlık olan damar sayısı arasında zayıf ama pozitif anlamlı bir ilişki mevcuttu (sırasıyla r:0.163, p<0.001; r:0.349, p<0.001); HDL-K ile de negatif bir ilişki mevcuttu (r:-0.111, p:0.001).Sonuç: STEMİ ile gelen AKS hastalarında çoklu damar hastalığının daha fazla olduğu saptandı.
目的:急性冠状动脉综合征(ACS急性冠状动脉综合征(ACS)是一组以急性血管闭塞为特征的疾病,包括ST段抬高型心肌梗死(STEMI)、非ST段抬高型心肌梗死(NSTEMI)和不稳定型心绞痛(USAP)。本文旨在研究接受冠状动脉造影术患者的 ACS 类型与多血管疾病之间的关系。材料与方法:研究纳入了 2019 年 7 月至 2022 年 9 月期间接受冠状动脉造影术并诊断为 ACS 的 2048 例患者。除了患者的外周血,还分析了人口统计学特征、血脂情况和血管造影报告。分为 STEMI、NSTEMI 和 USAP 三组,并记录了血脂情况和血管狭窄闭塞的数量:研究共纳入了 522 例(25.4%)STEMI、1116 例(54.5%)NSTEMI 和 410 例(24.1%)USAP。STEMI 组比 NSTEMI 组和 USAP 组更年轻(分别为 p<0.001 和 p:0.043),吸烟率更高(分别为 p:0.043 和 p:0.027),低密度脂蛋白胆固醇值更高(分别为 p:0.040 和 p<0.001)。与 NSTEMI 组和 USAP 组相比,STEMI 组患三种或三种以上血管疾病的比例最高(均为 p<0.001)。LDL-C 和 HbA1c 值与冠状动脉闭塞狭窄血管数量之间存在微弱但显著的正相关性(r:0.163, p<0.001;r:0.349, p<0.001);与 HDL-C 存在负相关(r:-0.111, p:0.001):结论:多血管疾病在发生 STEMI 的 ACS 患者中更为常见。
{"title":"Akut Koroner Sendrom ile Başvuran Hastalarda Çoklu Damar Hastalığı Oranlarının Akut Koroner Sendrom Alt Tiplerine Göre Karşılaştırılması","authors":"Veysel Tosun, Halil Fedai̇","doi":"10.35440/hutfd.1204384","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1204384","url":null,"abstract":"Amaç: Akut koroner sendromlar (AKS), ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMİ), ST elevasyonsuz miyokard enfarktüsü (NSTEMİ) ve unstabil anjina pektoris (USAP)’ ten oluşan akut damar tıkanıklıkları ile seyreden hastalık grubudur. Bu yazımızda koroner anjiyografi yapılan hastalarda AKS türleri ile çoklu damar hastalığı arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.\u0000Materyal ve metod: Temmuz 2019 ile Eylül 2022 tarihleri arasında AKS tanısı ile koroner anjiyografi yapılan 2048 hasta çalışmaya alındı. Hastaların epikrizlerinin yanında demografik özellikleri, lipit profili ve anjiyografi raporları incelendi. STEMİ, NSTEMİ ve USAP şeklinde 3 grup oluşturularak lipit profilleri ile darlık-tıkanıklık olan damar sayıları kaydedildi.\u0000Bulgular: 522(%25.4) STEMİ, 1116(%54.5) NSTEMİ ve 410(%24.1) USAP çalışmaya alındı. STEMİ grubu, NSTEMİ ve USAP grubuna göre daha gençti (sırasıyla p<0.001 ve p:0.043), sigara içme oranı daha yüksekti (sırasıyla p:0.043 ve p:0.027), daha yüksek LDL-K kolesterol değerlerine sahipti (sırasıyla p:0.040 ve p<0.001). Üç ve üzeri damar hastalığı NSTEMİ ve USAP gruplarına kıyasla en yüksek STEMİ grubunda saptandı (hepsi için p<0.001). LDL-K ve HbA1c değeri ile koroner tıkanıklık-darlık olan damar sayısı arasında zayıf ama pozitif anlamlı bir ilişki mevcuttu (sırasıyla r:0.163, p<0.001; r:0.349, p<0.001); HDL-K ile de negatif bir ilişki mevcuttu (r:-0.111, p:0.001).\u0000Sonuç: STEMİ ile gelen AKS hastalarında çoklu damar hastalığının daha fazla olduğu saptandı.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133049386","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde Takip Edilen Zehirlenme Olgularında Tek Merkez Deneyimi
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1124025
M. Talay, Murat Kangin
Giriş: Zehirlenme olguları çocukluk çağında ciddi mortaliteye neden olduğundan hasta çocuğun yönetimi tüm ülkelerde öncelikli ve özellikli bir yere sahiptir.Amaç: Zehirlenme olgularının yaş dağılımı, etken çeşitliliğinin yanı sıra hangi yaş gruplarında ne tür zehirlenmenin ağırlıklı olduğu, buna bağlı olarak adolesan dönemde zehirlenme olgularında intihar sıklığı incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2016-2019 tarihleri arasında, üç yıl içerisinde hastanemiz çocuk yoğun bakım ünitesinde akut zehirlenme nedeniyle takip edilen hastalar geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: Yoğun bakıma yatırılan 468 zehirlenme olgusunun 259’u kız (%55,3), 209 ‘u erkek (%44,7) olarak izlenmiştir. En sık 1-3 yaşta 183 (%39,1) ve tamamının kazara olduğu, en az 9-12 yaşta 14 (%3,0) olgular izlendi. Öz kıyım amaçlı zehirlenmelerde 109(%96,4) hasta >13 yaş, 4(%3,5) hasta 12 yaşta izlendi ve bu 113 hastanın 83’ü (%73,4) kız, 30’u (%26,6) erkek olarak izlendi. Öz kıyım amaçlı zehirlenme vakalarının kız hastalarda daha çok olduğu izlendi. Alınan ilaçlar gruplarına sınıflandırıldığında, parasetamol ile birlikte nonsteroid antienflamatuvarlar ve diğer antipiretiklerin 115 (%20,6) en çok alındığı izlendi. Yoğun bakım takiplerinde mortalite izlenmemiştir. Sonuç: Zehirlenme olgularının yaşları incelendiğinde en sık 3 yaş altı grubun olduğundan zehirlenmeye neden olabilecek ilaç ve kimyasal maddelerin yeterince güvenilir ortamlarda saklanmadığı izlenmiştir. Öz kıyım nedeniyle zehirlenmelerin kız çocuklarında fazla görülmesi, kız çocuklarının aile, okul ve toplumsal olaylar gibi etkenlerden daha fazla etkilendiklerini göstermektedir.
{"title":"Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde Takip Edilen Zehirlenme Olgularında Tek Merkez Deneyimi","authors":"M. Talay, Murat Kangin","doi":"10.35440/hutfd.1124025","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1124025","url":null,"abstract":"Giriş: Zehirlenme olguları çocukluk çağında ciddi mortaliteye neden olduğundan hasta çocuğun yönetimi tüm ülkelerde öncelikli ve özellikli bir yere sahiptir.\u0000Amaç: Zehirlenme olgularının yaş dağılımı, etken çeşitliliğinin yanı sıra hangi yaş gruplarında ne tür zehirlenmenin ağırlıklı olduğu, buna bağlı olarak adolesan dönemde zehirlenme olgularında intihar sıklığı incelenmiştir. \u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2016-2019 tarihleri arasında, üç yıl içerisinde hastanemiz çocuk yoğun bakım ünitesinde akut zehirlenme nedeniyle takip edilen hastalar geriye dönük olarak incelendi. \u0000Bulgular: Yoğun bakıma yatırılan 468 zehirlenme olgusunun 259’u kız (%55,3), 209 ‘u erkek (%44,7) olarak izlenmiştir. En sık 1-3 yaşta 183 (%39,1) ve tamamının kazara olduğu, en az 9-12 yaşta 14 (%3,0) olgular izlendi. Öz kıyım amaçlı zehirlenmelerde 109(%96,4) hasta >13 yaş, 4(%3,5) hasta 12 yaşta izlendi ve bu 113 hastanın 83’ü (%73,4) kız, 30’u (%26,6) erkek olarak izlendi. Öz kıyım amaçlı zehirlenme vakalarının kız hastalarda daha çok olduğu izlendi. Alınan ilaçlar gruplarına sınıflandırıldığında, parasetamol ile birlikte nonsteroid antienflamatuvarlar ve diğer antipiretiklerin 115 (%20,6) en çok alındığı izlendi. Yoğun bakım takiplerinde mortalite izlenmemiştir. \u0000Sonuç: Zehirlenme olgularının yaşları incelendiğinde en sık 3 yaş altı grubun olduğundan zehirlenmeye neden olabilecek ilaç ve kimyasal maddelerin yeterince güvenilir ortamlarda saklanmadığı izlenmiştir. Öz kıyım nedeniyle zehirlenmelerin kız çocuklarında fazla görülmesi, kız çocuklarının aile, okul ve toplumsal olaylar gibi etkenlerden daha fazla etkilendiklerini göstermektedir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"32 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114631517","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Comparison of 3 Different Techniques in the Treatment of Pilonidal Sinus 3种治疗毛毛窦的方法比较
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1255295
Ali İhsan Anadolulu, Gonca Gercel
Aim: Pilonidal sinus (Ps) is an infectious disease characterized by pain, swelling, redness and discharge. Minimally invasive interventions that allow the patient to return to daily life more easily. In this study, it was aimed to compare the surgical excision and primary suturing, liquid phenol application and laser application in Ps treatment.Materials and methods: The files of 358 patients diagnosed with Ps and operated in the years 2019-2022 were retrospectively evaluated. The patients were divided into 3 groups. Group 1 consisted of 125 patients who underwent surgical excision and primary suturing in 2019, group 2 of 194 patients who underwent liquid phenol in 2020-2021, and group 3 of 39 patients who underwent laser in 2022. The patients were evaluated at the postoperative 7th day, 1st month and 3rd month outpatient policlinic control.Results: A significant correlation was found between the groups and the development of infection (p<0.05). Infection was detected in 30.4% of those in group 1, 15.5% of those in group 2 and 10.3% of those in group 3. Recurrence was detected in 25 (20%) of 125 patients in group 1, 24 (12.2%) of 194 patients in group 2, and 3 (7.7%) of 39 patients in group 3. There was no statistically significant relationship between the groups and recurrence (p>0.05). Recurrence was seen in 14 (36.8%) of 38 patients in group 1, 18 (60%) of 30 patients in group 2, and 2 (50%) of 4 patients in group 3. A significant correlation was found between infection and recurrence (p<0.05). Recurrence is positive in 6.3% of infection-negative patients and 47.2% of infection-positive patients.Conclusion: Rapid recovery, short operative time, low complication and recurrence rates have increased the tendency for minimally invasive methods. The presence of infection may cause recurrence regardless of the method. Postoperative infection follow-up of patients is important to reduce recurrence rates.
目的:毛窦是一种以疼痛、红肿、出血为特征的感染性疾病。微创干预使患者更容易恢复日常生活。在本研究中,我们比较了手术切除和初次缝合、液体苯酚应用和激光应用在Ps治疗中的效果。材料与方法:回顾性分析2019-2022年358例诊断为Ps并进行手术的患者资料。患者分为3组。第一组包括2019年接受手术切除和初次缝合的125例患者,第二组包括2020-2021年接受液体苯酚治疗的194例患者,第三组包括2022年接受激光治疗的39例患者。分别于术后第7天、第1个月和第3个月进行门诊临床对照。结果:两组患者感染的发生与感染的发生有显著的相关性(p0.05)。1组38例中有14例(36.8%)复发,2组30例中有18例(60%)复发,3组4例中有2例(50%)复发。感染与复发有显著相关性(p<0.05)。6.3%的感染阴性患者和47.2%的感染阳性患者复发率为阳性。结论:恢复快、手术时间短、并发症少、复发率低是微创手术的发展趋势。无论采用何种方法,感染的存在都可能导致复发。术后患者感染随访是降低复发率的重要手段。
{"title":"Comparison of 3 Different Techniques in the Treatment of Pilonidal Sinus","authors":"Ali İhsan Anadolulu, Gonca Gercel","doi":"10.35440/hutfd.1255295","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1255295","url":null,"abstract":"Aim: Pilonidal sinus (Ps) is an infectious disease characterized by pain, swelling, redness and discharge. Minimally invasive interventions that allow the patient to return to daily life more easily. In this study, it was aimed to compare the surgical excision and primary suturing, liquid phenol application and laser application in Ps treatment.\u0000Materials and methods: The files of 358 patients diagnosed with Ps and operated in the years 2019-2022 were retrospectively evaluated. The patients were divided into 3 groups. Group 1 consisted of 125 patients who underwent surgical excision and primary suturing in 2019, group 2 of 194 patients who underwent liquid phenol in 2020-2021, and group 3 of 39 patients who underwent laser in 2022. The patients were evaluated at the postoperative 7th day, 1st month and 3rd month outpatient policlinic control.\u0000Results: A significant correlation was found between the groups and the development of infection (p<0.05). Infection was detected in 30.4% of those in group 1, 15.5% of those in group 2 and 10.3% of those in group 3. Recurrence was detected in 25 (20%) of 125 patients in group 1, 24 (12.2%) of 194 patients in group 2, and 3 (7.7%) of 39 patients in group 3. There was no statistically significant relationship between the groups and recurrence (p>0.05). Recurrence was seen in 14 (36.8%) of 38 patients in group 1, 18 (60%) of 30 patients in group 2, and 2 (50%) of 4 patients in group 3. A significant correlation was found between infection and recurrence (p<0.05). Recurrence is positive in 6.3% of infection-negative patients and 47.2% of infection-positive patients.\u0000Conclusion: Rapid recovery, short operative time, low complication and recurrence rates have increased the tendency for minimally invasive methods. The presence of infection may cause recurrence regardless of the method. Postoperative infection follow-up of patients is important to reduce recurrence rates.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"453 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129779202","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Relationship of Coenzyme Q10, Myo Inositol, Astaxanthin and L-Arginine Values in Serum and Follicular Fluid with Icsi+Et and Pregnancy Outcomes 血清和卵泡液中辅酶Q10、肌醇、虾青素和l -精氨酸值与Icsi+Et和妊娠结局的关系
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1255531
Yusuf Ziya Kizildemi̇r, S. Sak, I. Koyuncu, H. Uyanıkoğlu, M. Barut, M. Sak
ÖZETSerum ve Foliküler Sıvıdaki Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-ArgininDeğerlerinin Icsı+Et ve Gebelik Sonuçları ile İlişkisiAmaç: Bu çalışmada, serumda ve oosit toplanması sırasında elde edilen folikül sıvısında Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin değerlerinin oosit maturasyonu, fertilizasyon ve gebelik sonuçları üzerine etkilerini değerlendirmeyi, ayrıca eş zamanlı olarak serum ve foliküler sıvıdaki seviyeler ve diğer parametreler arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu değerlendirmede önemli sonuçlar elde edilir ise, yardımcı üreme teknolojisinin başarısını öngören uygun fiyatlı ve kolay erişilebilir bir test bulunacak, sağlıklı bir gebelikle sonuçlanan tedavi başarı oranları artacaktır.Gereç ve Yöntem: Ekim 2021 - Ekim 2022 tarihleri arasında kliniğimizde IVF protokolüne alınan 60 hastanın Gün-3 ile OPU günü alınan serumlarında ve toplanan folliküler sıvılarında Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin değerleri çalışıldı. Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin seviyelerinin oosit maturasyonu, fertilizasyon ve gebelik sonuçları ile ilişkisi istatiksel olarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Matür oosit ve fertilize olan oosit sayıları ile serumdan ve folikülden bakılan Koenzim Q10, Myoinositol, Asta ksantin ve L-arginin değerleri arasında korelasyon saptanmamıştır( p<0.05). Toplam gonadotropin dozları ile toplanan oosit, matür oosit ve fertilize oosit sayıları arasında negatif koralasyon izlenmiştir ( p<0.05). Folliküler fazın 3. Günü alınan serumda, oosit toplama günü serumda ve folikülden bakılan Koenzim Q1O, Myoinositol ve L-arginin değerleri gebe kalan ve gebe kalmayanlar arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır ( p<0.05). Folliküler fazın 3. Günü serumda bakılan Asta ksantin değeri ≤ 0,3035 olduğunda gebelik olasılığı daha yüksek bulunmuştur. Folliküler fazın 3. Günü alınan serumda, oosit toplama günü serumda ve folikülden bakılan Koenzim Q1O, Asta ksantin ve L-arginin değerlerinde klinik gebelik ve biyokimyasal gebelik geçirenler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır ( p<0.05). Oosit toplama günü serumda bakılan Myoinositol değeri ≥ 1,6555 olduğunda biyokimyasal gebelik olasılığı daha yüksek bulunmuştur.Sonuç: Araştırma hipotezimizin daha güçlü sonuçları için daha geniş hasta popülasyonlarıile çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar kelimeler: Folikül sıvısı, Serum, İnfertilite, İVF, Koenzim Q10, Myoinositol, AstaKsantin, L-Arginin
ABSTRACTRelation of Coenzyme Q10, Myoinositol, Asta Xanthine and L-Arginine Values in Serum and Follicular Fluid with Icsı+Et and Pregnancy OutcomesObjective:本研究旨在评估卵母细胞采集过程中获得的血清和卵泡液中辅酶Q10、肌醇、黄嘌呤和精氨酸水平对卵母细胞成熟、受精和妊娠结果的影响,并同时评估血清和卵泡液水平与其他参数之间的相关性。如果这项评估取得了重大成果,就能提供一种负担得起且易于获得的预测辅助生殖技术成功与否的检测方法,从而提高健康妊娠的治疗成功率:对2021年10月至2022年10月期间在本诊所接受试管婴儿治疗的60名患者在第3天和OPU采集的血清和卵泡液中的辅酶Q10、肌醇、黄嘌呤和精氨酸值进行了研究。对辅酶Q10、肌醇、黄嘌呤和精氨酸水平与卵母细胞成熟、受精和妊娠结果的关系进行了统计评估:成熟卵母细胞数和受精卵母细胞数与血清和卵泡中辅酶Q10、肌醇、黄嘌呤和精氨酸的水平无相关性(P<0.05)。促性腺激素总剂量与收集的卵母细胞数、成熟卵母细胞数和受精卵数呈负相关(p<0.05)。卵泡期第 3 天采集的血清中辅酶 Q1O、肌醇和 L-精氨酸的含量、卵母细胞采集当天血清中的含量以及卵泡中的含量在妊娠妇女和非妊娠妇女之间没有显著差异(P<0.05)。当卵泡期第三天 Asta 黄嘌呤值≤ 0.3035 时,怀孕的概率较高。卵泡期第 3 天血清中的辅酶 Q1O、Asta 黄嘌呤和 L-精氨酸值、卵母细胞采集日血清中的辅酶 Q1O 和 L-精氨酸值以及卵泡中的辅酶 Q1O 和 L-精氨酸值在临床妊娠者和生化妊娠者之间无显著差异(P<0.05)。当采集卵母细胞当天血清中肌醇值≥1.6555时,生化妊娠的概率较高:结论:需要对更大的患者群体进行研究,才能更有力地证明我们的研究假设:卵泡液 血清 不孕不育 试管婴儿 辅酶Q10 肌醇 黄嘌呤 精氨酸
{"title":"The Relationship of Coenzyme Q10, Myo Inositol, Astaxanthin and L-Arginine Values in Serum and Follicular Fluid with Icsi+Et and Pregnancy Outcomes","authors":"Yusuf Ziya Kizildemi̇r, S. Sak, I. Koyuncu, H. Uyanıkoğlu, M. Barut, M. Sak","doi":"10.35440/hutfd.1255531","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1255531","url":null,"abstract":"ÖZET\u0000\u0000Serum ve Foliküler Sıvıdaki Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin\u0000Değerlerinin Icsı+Et ve Gebelik Sonuçları ile İlişkisi\u0000\u0000\u0000Amaç: Bu çalışmada, serumda ve oosit toplanması sırasında elde edilen folikül sıvısında Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin değerlerinin oosit maturasyonu, fertilizasyon ve gebelik sonuçları üzerine etkilerini değerlendirmeyi, ayrıca eş zamanlı olarak serum ve foliküler sıvıdaki seviyeler ve diğer parametreler arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu değerlendirmede önemli sonuçlar elde edilir ise, yardımcı üreme teknolojisinin başarısını öngören uygun fiyatlı ve kolay erişilebilir bir test bulunacak, sağlıklı bir gebelikle sonuçlanan tedavi başarı oranları artacaktır.\u0000\u0000Gereç ve Yöntem: Ekim 2021 - Ekim 2022 tarihleri arasında kliniğimizde IVF protokolüne alınan 60 hastanın Gün-3 ile OPU günü alınan serumlarında ve toplanan folliküler sıvılarında Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin değerleri çalışıldı. Koenzim Q10, Myoinositol, Asta Ksantin ve L-Arginin seviyelerinin oosit maturasyonu, fertilizasyon ve gebelik sonuçları ile ilişkisi istatiksel olarak değerlendirilmiştir.\u0000\u0000Bulgular: Matür oosit ve fertilize olan oosit sayıları ile serumdan ve folikülden bakılan Koenzim Q10, Myoinositol, Asta ksantin ve L-arginin değerleri arasında korelasyon saptanmamıştır( p<0.05). Toplam gonadotropin dozları ile toplanan oosit, matür oosit ve fertilize oosit sayıları arasında negatif koralasyon izlenmiştir ( p<0.05). Folliküler fazın 3. Günü alınan serumda, oosit toplama günü serumda ve folikülden bakılan Koenzim Q1O, Myoinositol ve L-arginin değerleri gebe kalan ve gebe kalmayanlar arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır ( p<0.05). Folliküler fazın 3. Günü serumda bakılan Asta ksantin değeri ≤ 0,3035 olduğunda gebelik olasılığı daha yüksek bulunmuştur. Folliküler fazın 3. Günü alınan serumda, oosit toplama günü serumda ve folikülden bakılan Koenzim Q1O, Asta ksantin ve L-arginin değerlerinde klinik gebelik ve biyokimyasal gebelik geçirenler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır ( p<0.05). Oosit toplama günü serumda bakılan Myoinositol değeri ≥ 1,6555 olduğunda biyokimyasal gebelik olasılığı daha yüksek bulunmuştur.\u0000\u0000Sonuç: Araştırma hipotezimizin daha güçlü sonuçları için daha geniş hasta popülasyonları\u0000ile çalışmalara ihtiyaç vardır.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Folikül sıvısı, Serum, İnfertilite, İVF, Koenzim Q10, Myoinositol, Asta\u0000Ksantin, L-Arginin","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130105847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hemostatic Efficacy of Algan Hemostatic Agent in Renal Vein Incision Model in Rats 海藻酸止血剂对大鼠肾静脉切开模型的止血作用
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1187636
D. Şener, Z. Sanli, Abdulaziz Abouhosa, Deniz Mukaddes Türet, U. Şeker
Background: The aim of this study is to evaluate the acute hemostatic effects of liquid and powder forms of AHA in severe bleeding model of rat renal vein.Materials and Methods: 10-12 weeks old, 24 male Wistar albino rats were randomly divided into three groups of eight animals each as the control, AHA liquid, AHA powder. The left renal artery and vein were revealed with a 3 cm vertical incision and the tip of the injector was used to puncture renal vein, causing bleeding. In all animals, regular gauze patch was pressed over the incised area for 10 seconds as soon as the bleeding began. Immediately after removing the sponge; physiological saline, AHA liquid and powder were applied with compress to injured site of relevant groups for 2 minutes, respectively. The time was recorded by chronometer and the area was checked after two minutes. Hemostasis that was not achieved after three applications was accepted as failure.Results: Cessation of the bleeding failed in all rats after three successive 2-minute physiological saline impregnated gauze applications in control group. Among AHA-treated groups, significant hemostasis efficacy was obtained from the liquid form than that of powder. Within first two minutes, bleeding in renal veins of five rats was controlled successfully in liquid group whereas powder group achieved hemostatic success in four rats. Conclusions: The vessel incision model in our study revealed fast-acting physical hemostatic properties of the liquid and powder formulations of AHA in the renal vein. This natural applicable product could be used to induce hemostasis in rat models of bleeding caused by various renal damages or trauma, and it could also prevent local bleeding in humans. More studies are needed to compare the efficacy of different formulations of the polysaccharide-based herbal product in various organs and surgical models.
背景:本研究的目的是评价液体和粉末形式的AHA对大鼠肾静脉严重出血模型的急性止血作用。材料与方法:选取10-12周龄雄性Wistar白化大鼠24只,随机分为3组,每组8只,分别作为对照、AHA液、AHA粉。以3cm垂直切口显露左肾动静脉,用注射器尖端穿刺肾静脉,引起出血。所有动物在开始出血后立即用常规纱布贴敷切口10秒。取下海绵后立即使用;生理盐水、AHA液、散分别敷于相关组损伤部位2分钟。用计时器记录时间,两分钟后检查区域。三次应用后仍未止血的,视为止血失败。结果:对照组大鼠经连续3次2分钟生理盐水浸渍纱布止血均失败。在aa组中,液体止血效果明显优于粉末止血效果。前2分钟,液体组有5只大鼠肾静脉出血得到控制,粉末组有4只大鼠止血成功。结论:本研究的血管切口模型显示了AHA液体和粉末制剂在肾静脉中的快速物理止血特性。该天然适用产品可用于各种肾损伤或外伤出血大鼠模型的止血,也可预防人体局部出血。需要更多的研究来比较不同配方的多糖类草药产品在不同器官和手术模型中的功效。
{"title":"Hemostatic Efficacy of Algan Hemostatic Agent in Renal Vein Incision Model in Rats","authors":"D. Şener, Z. Sanli, Abdulaziz Abouhosa, Deniz Mukaddes Türet, U. Şeker","doi":"10.35440/hutfd.1187636","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1187636","url":null,"abstract":"Background: The aim of this study is to evaluate the acute hemostatic effects of liquid and powder forms of AHA in severe bleeding model of rat renal vein.\u0000Materials and Methods: 10-12 weeks old, 24 male Wistar albino rats were randomly divided into three groups of eight animals each as the control, AHA liquid, AHA powder. The left renal artery and vein were revealed with a 3 cm vertical incision and the tip of the injector was used to puncture renal vein, causing bleeding. In all animals, regular gauze patch was pressed over the incised area for 10 seconds as soon as the bleeding began. Immediately after removing the sponge; physiological saline, AHA liquid and powder were applied with compress to injured site of relevant groups for 2 minutes, respectively. The time was recorded by chronometer and the area was checked after two minutes. Hemostasis that was not achieved after three applications was accepted as failure.\u0000Results: Cessation of the bleeding failed in all rats after three successive 2-minute physiological saline impregnated gauze applications in control group. Among AHA-treated groups, significant hemostasis efficacy was obtained from the liquid form than that of powder. Within first two minutes, bleeding in renal veins of five rats was controlled successfully in liquid group whereas powder group achieved hemostatic success in four rats. \u0000Conclusions: The vessel incision model in our study revealed fast-acting physical hemostatic properties of the liquid and powder formulations of AHA in the renal vein. This natural applicable product could be used to induce hemostasis in rat models of bleeding caused by various renal damages or trauma, and it could also prevent local bleeding in humans. More studies are needed to compare the efficacy of different formulations of the polysaccharide-based herbal product in various organs and surgical models.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128932496","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Evaluation of Health Beliefs and Testicular Cancer Early Detection Behaviours of Young Adult Males in Seasonal Agricultural Workers 季节性农业工人年轻成年男性健康信念与睾丸癌早期检测行为评价
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.35440/hutfd.1122222
Mehmet Ekrem Bozkurt, F. Ersin
Background: One of the most effective methods of early detection of testicular cancer is applying testicular self examination. This study was conducted to determine the testicular cancer health beliefs and testicular cancer early diagnosis behaviors of young adult male seasonal agricultural workers.Materials and Methods: The study was of descriptive type and its sample consisted of 300 individu-als. Data were collected using Champion's Health Belief Model Scale in Testicular Cancer Screening and descriptive information form. In the analysis of the data, t-test and chi-square test were per-formed in independent groups.Results: It was determined that 6.3% of the individuals did at least one testicular self-examination during their lifetime and the total mean score of the health belief model scale was 15.39 ± 4.62.Conclusions: It is seen that the rate of individuals doing testicular self-examination and their health beliefs are not at the preferred level. For this reason, awareness studies should be carried out on testicular cancer and its early diagnosis.Key Words: Testicular cancer, Testicular self-examination, Seasonal agricultural worker
背景:睾丸自检是早期发现睾丸癌最有效的方法之一。本研究旨在了解年轻成年男性季节性农业工人睾丸癌健康信念及睾丸癌早期诊断行为。材料与方法:本研究为描述性研究,样本为300人。采用睾丸癌筛查的Champion健康信念模型量表和描述性信息表收集数据。在数据分析中,独立分组采用t检验和卡方检验。结果:有6.3%的人在其一生中至少进行过一次睾丸自我检查,健康信念模型量表总平均分为15.39±4.62分。结论:个体睾丸自检率和健康信念均未达到首选水平。因此,应开展对睾丸癌及其早期诊断的认识研究。关键词:睾丸癌;睾丸自检;农工
{"title":"Evaluation of Health Beliefs and Testicular Cancer Early Detection Behaviours of Young Adult Males in Seasonal Agricultural Workers","authors":"Mehmet Ekrem Bozkurt, F. Ersin","doi":"10.35440/hutfd.1122222","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1122222","url":null,"abstract":"Background: One of the most effective methods of early detection of testicular cancer is applying testicular self examination. This study was conducted to determine the testicular cancer health beliefs and testicular cancer early diagnosis behaviors of young adult male seasonal agricultural workers.\u0000Materials and Methods: The study was of descriptive type and its sample consisted of 300 individu-als. Data were collected using Champion's Health Belief Model Scale in Testicular Cancer Screening and descriptive information form. In the analysis of the data, t-test and chi-square test were per-formed in independent groups.\u0000Results: It was determined that 6.3% of the individuals did at least one testicular self-examination during their lifetime and the total mean score of the health belief model scale was 15.39 ± 4.62.\u0000Conclusions: It is seen that the rate of individuals doing testicular self-examination and their health beliefs are not at the preferred level. For this reason, awareness studies should be carried out on testicular cancer and its early diagnosis.\u0000\u0000Key Words: Testicular cancer, Testicular self-examination, Seasonal agricultural worker","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127187517","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Konjenital kalp cerrahisi sonrasında şilotoraks meydana gelen çocuklarda medikal tedavi yaklaşımı
Pub Date : 2023-04-08 DOI: 10.35440/hutfd.1254212
Onur Doyurgan, O. Akdeni̇z, Yiğit Kiliç, A. İrdem, Eşe Eda Turanli, Rezzan Ezgi Eki̇n, Süleyman Geter, M. Talay
Amaç:Konjenital kalp cerrahisini takiben görülen şilotoraks erken tanı ve tedavi gerektiren potansiyel olarak ciddi bir komplikasyondur. Bu çalışmanın amacı konjenital kalp cerrahisi sonrası erken dönemde ortaya çıkan şilotoraks tedavisi ile ilgili deneyimlerimizi gözden geçirmektir. Materyal ve metod:Hastanemizde Mart 2017-Şubat 2023 tarihleri arasında konjenital kalp hastalığı nedeniyle ameliyat yapılan 1215 hastadan postoperatif şilotoraks gelişen hastaların kayıtları retrospektif olarak incelendi. Bulgular:Çalışmaya postoperatif şilotoraks gelişen 11’i erkek 17 hasta dahil edildi.Ortanca yaş 7.5 ay, ortanca vücut ağırlığı 6.4 kilogram olarak saptandı.Cerrahi prosedürler aort koarktasyonu tamiri (beş), Glenn operasyonu (dört), Fallot tetralojisi tamiri (iki), Fontan operasyonu (bir), atriyoventriküler kanal defekti tamiri (bir), ventriküler septal defekt kapatılması (bir), vasküler ring tamiri (bir), patent duktus arteriyozus ligasyonu (bir) ve bir hastada sağ modifiye Blalock-Taussig şantı idi.Lenfatik drenaj miktarı ortanca 4.6 ml/kg/gün (2.3 ile 8.1 ml/kg/gün) ve lenfatik drenaj süresi ortanca 16.5 gün (5 ile 38 gün) arasındaydı.Şilöz sıvının boşaltılmasının ardından total parenteral nutrisyon ve enteral orta zincirli trigliserid diyeti verildi.On dört (%82.4) hastada ek olarak ‘oktreotid’ kullanıldı.Şilöz sıvı drenajının sona ermesini takiben hastalara 6 hafta orta zincirli trigliserid diyeti verildi.Bir hasta sepsis nedeniyle kaybedildi. Sonuç:Şilotoraks kalp cerrahisi sonrasında morbiditeye neden olan bir komplikasyondur.Kliniğin belirlediği doğru bir algoritma izlendiğinde morbidite azaltılabilir.
目的:先天性心脏病手术后出现的乳糜胸是一种潜在的严重并发症,需要及早诊断和治疗。本研究旨在回顾我们治疗先天性心脏病手术后早期乳糜胸的经验。材料与方法:回顾性分析2017年3月至2023年2月期间在我院接受先天性心脏病手术、术后出现乳糜胸的1215例患者的病历。结果:研究纳入了17例术后出现乳糜胸的患者,其中男性11例,中位年龄为7.5个月,中位体重为6.4公斤。手术方法包括主动脉瓣闭锁修补术(5 例)、格伦手术(4 例)、法洛氏四联症修补术(2 例)、丰坦手术(1 例)、房室管缺损修补术(1 例)、室间隔缺损闭合术(1 例)、血管环修补术(1 例)、动脉导管未闭结扎术(1 例)以及 1 例患者的右侧改良布洛克-陶西分流术。淋巴引流的中位数为 4.6 毫升/公斤/天(2.3 至 8.1 毫升/公斤/天),淋巴引流的中位数持续时间为 16.5 天(5 至 38 天)。14名患者(82.4%)接受了奥曲肽辅助治疗。乳糜液引流结束后,患者接受了为期6周的中链甘油三酯饮食。结论:乳糜胸是心脏手术后导致发病的一种并发症。 如果遵循临床确定的正确算法,可以降低发病率。
{"title":"Konjenital kalp cerrahisi sonrasında şilotoraks meydana gelen çocuklarda medikal tedavi yaklaşımı","authors":"Onur Doyurgan, O. Akdeni̇z, Yiğit Kiliç, A. İrdem, Eşe Eda Turanli, Rezzan Ezgi Eki̇n, Süleyman Geter, M. Talay","doi":"10.35440/hutfd.1254212","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1254212","url":null,"abstract":"Amaç:Konjenital kalp cerrahisini takiben görülen şilotoraks erken tanı ve tedavi gerektiren potansiyel olarak ciddi bir komplikasyondur. Bu çalışmanın amacı konjenital kalp cerrahisi sonrası erken dönemde ortaya çıkan şilotoraks tedavisi ile ilgili deneyimlerimizi gözden geçirmektir. \u0000Materyal ve metod:Hastanemizde Mart 2017-Şubat 2023 tarihleri arasında konjenital kalp hastalığı nedeniyle ameliyat yapılan 1215 hastadan postoperatif şilotoraks gelişen hastaların kayıtları retrospektif olarak incelendi. \u0000Bulgular:Çalışmaya postoperatif şilotoraks gelişen 11’i erkek 17 hasta dahil edildi.Ortanca yaş 7.5 ay, ortanca vücut ağırlığı 6.4 kilogram olarak saptandı.Cerrahi prosedürler aort koarktasyonu tamiri (beş), Glenn operasyonu (dört), Fallot tetralojisi tamiri (iki), Fontan operasyonu (bir), atriyoventriküler kanal defekti tamiri (bir), ventriküler septal defekt kapatılması (bir), vasküler ring tamiri (bir), patent duktus arteriyozus ligasyonu (bir) ve bir hastada sağ modifiye Blalock-Taussig şantı idi.Lenfatik drenaj miktarı ortanca 4.6 ml/kg/gün (2.3 ile 8.1 ml/kg/gün) ve lenfatik drenaj süresi ortanca 16.5 gün (5 ile 38 gün) arasındaydı.Şilöz sıvının boşaltılmasının ardından total parenteral nutrisyon ve enteral orta zincirli trigliserid diyeti verildi.On dört (%82.4) hastada ek olarak ‘oktreotid’ kullanıldı.Şilöz sıvı drenajının sona ermesini takiben hastalara 6 hafta orta zincirli trigliserid diyeti verildi.Bir hasta sepsis nedeniyle kaybedildi. \u0000Sonuç:Şilotoraks kalp cerrahisi sonrasında morbiditeye neden olan bir komplikasyondur.Kliniğin belirlediği doğru bir algoritma izlendiğinde morbidite azaltılabilir.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133304116","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Effect of the Parents’ Socio-Economic Status on the Treatment Process With the Orthopedic Approach in Developmental Dysplasia of the Hip 父母社会经济地位对髋关节发育不良矫形治疗过程的影响
Pub Date : 2022-12-27 DOI: 10.35440/hutfd.1091121
Emrah Vatansever, M. Altay, Baki Volkan Çetin, A. Kaptan, Mehmet Ok
Aims: Developmental dysplasia of the hip (DDH) is a common multifactorial pediatric disease. Physical examination and ultrasonographic findings are used in the screening. The severity of DDH in 0-6 month-old infants is determined by Graf classification. The severity of DDH and the age of the patient before treatment have been shown to be among the main factors determining the success rate. Socio-economic conditions of the parents also affects the success rate of Pavlik harness treatment. In this study, socio-economic and socio-cultural factors that affect the treatment success of Pavlik harness method were aimed to be determined.Methods: The study was carried out on 66 infants with DDH between the ages of 0-6 months who admitted to the orthopedics and traumatology outpatient clinic between 2018-2020. Interviews were conducted with the families of the infants using the questionnaire technique.Results: All of the patients were given care by their mothers. It has been observed that there is a relationship between the education level and the success of the Pavlik harness. Also, income level of the household and living in rural and urban areas are also associated with Pavlik bandage treatment.Conclusion: Education level, place of residence and monthly income, which are effective on health literacy, have an impact on the skill level required for Pavlik harness usage.
目的:发育性髋关节发育不良(DDH)是一种常见的多因素儿科疾病。体格检查和超声检查结果用于筛查。0-6月龄婴儿DDH的严重程度由Graf分级确定。DDH的严重程度和治疗前患者的年龄已被证明是决定成功率的主要因素。父母的社会经济条件也影响帕夫利克治疗的成功率。在本研究中,社会经济和社会文化因素影响帕夫利克套法治疗成功的目的是确定。方法:选取2018-2020年骨科与创伤科门诊收治的66例0-6月龄DDH患儿为研究对象。采用问卷调查法对患儿家庭进行访谈。结果:所有患者均得到母亲的照顾。人们已经观察到,教育水平和帕夫利克疗法的成功之间存在关系。此外,家庭的收入水平以及农村和城市地区的生活也与帕夫利克绷带治疗有关。结论:教育程度、居住地和月收入对健康素养有影响,但对使用帕夫利克护具所需的技能水平有影响。
{"title":"The Effect of the Parents’ Socio-Economic Status on the Treatment Process With the Orthopedic Approach in Developmental Dysplasia of the Hip","authors":"Emrah Vatansever, M. Altay, Baki Volkan Çetin, A. Kaptan, Mehmet Ok","doi":"10.35440/hutfd.1091121","DOIUrl":"https://doi.org/10.35440/hutfd.1091121","url":null,"abstract":"Aims: Developmental dysplasia of the hip (DDH) is a common multifactorial pediatric disease. Physical examination and ultrasonographic findings are used in the screening. The severity of DDH in 0-6 month-old infants is determined by Graf classification. The severity of DDH and the age of the patient before treatment have been shown to be among the main factors determining the success rate. Socio-economic conditions of the parents also affects the success rate of Pavlik harness treatment. In this study, socio-economic and socio-cultural factors that affect the treatment success of Pavlik harness method were aimed to be determined.\u0000Methods: The study was carried out on 66 infants with DDH between the ages of 0-6 months who admitted to the orthopedics and traumatology outpatient clinic between 2018-2020. Interviews were conducted with the families of the infants using the questionnaire technique.\u0000Results: All of the patients were given care by their mothers. It has been observed that there is a relationship between the education level and the success of the Pavlik harness. Also, income level of the household and living in rural and urban areas are also associated with Pavlik bandage treatment.\u0000Conclusion: Education level, place of residence and monthly income, which are effective on health literacy, have an impact on the skill level required for Pavlik harness usage.","PeriodicalId":117847,"journal":{"name":"Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116075856","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1